Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/170 E. 2020/605 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/170 Esas
KARAR NO:2020/605

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:12/02/2015
KARAR TARİHİ:24/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili arasında … Markası ile su üretilmesi konusunda 06.03.2006 tarihli … Üretim Sözleşmesi olduğunu, buna bağlı olarak da 12.05.2006 tarihinde Alım Satım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği … Markalı su üretmeye ve siparişler doğrultusunda davalıya teslim etmeye başladıklarını, müvekkilinin sözleşme gereklerini yerine getirdiğini, ancak davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemeye ve taraflar arasında cari hesap borçlarını düzenli olarak ödememeye başladığını, bunu üzerine müvekkilinin davalı şirkete cari hesap bakiyesinin ödenmesi hususunda ihtarname keşide ettiğini, ancak davalının bu ihtarnameye itiraz etmediği gibi borca ilişkin bir ödemede yapmadığını, bu nedenle …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı şirketin takibe konu 84.384,00 TL. ye itiraz ederek takip tarihi itibari ile 6.793,11 TL. sı dışında herhangi bir borcu olmadığını bildirerek kısmi itirazda bulunduğunu, davalının itirazının yerinde olmadığını, bu durumun cari hesap özetlerinden anlaşılacağını, davalının haksız itirazının iptalini, takibin devamını, % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılsma kayıtlı derdest bir icra takibinin bulunmadığını, adı geçen dosyadaki takibe süresinde hem yetkiye hemde borcun bir kısmına itiraz edildiğini, … Mahkemelerinin … İcra Müdürlüklerinde başlatılan icra takiplerine yapılan itirazlarının iptali davacı açılması için öngörülen 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, taraflar arasında geçerli bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlığın müvekkili tarafından taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri ile ticari teamüle uygun olarak tanzim edilen faturaların davacı şirket tarafından ticari kayıtlarına alınmamasından kaynaklandığını, davacının müvekkili tarafından tanzim edilen faturalara yasal sekiz günlük süresi içerisinde itiraz etmediği gibi, ticari kayıtlarına da almadığını, davacının iyi niyetli olmadığını, davacının reddi gerektiğini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; ;
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 84.384.-Tl asıl alacağın faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 16.05.2007 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 23.05.2007 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; “bir borcu olmadığını, işbu 6.793,11 TL’yi aşan 77.580,89 TL kısmı itibariyle asıl alacağa ve bu 77.590,89 TL asıl alacağa tekabül eden ferilere, işletilen fahiş faiz oranına itiraz eder, müvekkilleri şirketin aleyhine başlatılmış olan icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi” isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 20.11.2009 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davalı yan ticari defterleri üzerinde yapmış olduğumuz incelemeler neticesinde davalı yanın davacı yana 06.06.2007 tarihi itibariyle 16.295,66 TL borçlu olduğu tarafımızdan görülmüştür. Davalı, takip üzerine zaten 6793,11 TL’lik borcu olduğunu kabul etmiş ve bunun aşan bakımından önem arz eden husus şudur: Yanlar, aralarındaki sözleşmesel ilişkiyi kabul etmektedirler. Çekişme, davacın sözleşmesel edimlerini yerine getirdiği ve bu sebeple davalıdan alacaklı olduğu savına dayalı olarak ileri sürdüğü istemine karşılık, davalının savunması, davacının fiilen teslim etmediği veya teslim etmesi gereken yere teslim etmemesi sebebiyle davalının uğradığı zararlar sebebiyle davalının davacıyla kesmiş olduğu faturaların varlığına dayalıdır. Yukarıda belirlenen rakam ölçüsünde davacının davalıdan alacaklı olduğu tartışma dışına çıkarak, çekişmeli kalan kısım dışında olan alacağın varlığının irdelenmesi için, davalının davacıya yolladığının bildirdiği ve davalının zararları ile ilgili olduğu savlanan faturaların davacının merkezinin bulunduğu yerde, davalı kayıtlarının işbu Rapora intikal eden noktalarıyla karşılaştırmalı olarak incelenmesi gerekir fikrindeyiz. Mahkemenin takdirine bağlı olarak eğer tasfiye halindeki davacının …’da bulunan kayıtlarının yukarıdaki şekilde orada (…) bulunan bir bilirkişi eliyle ve talimat yoluyla incelenmesine karar verilmesi durumunda, bunun ardından bütüncül bir nihai kanaat oluşması mümkündür” şeklinde raporunu sunmuşlardır.
Bilirkişi raporunda saptandığı üzere dosya davacı defterlerinin incelenmesi için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır.
… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesince atanan bilirkişinin düzenlediği 12.07.2011 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı şirketin yukarıda yapılan ticari defter incelemelerine göre davalı şirketten 96.303,71TL alacaklı olduğu davacının alacak talebinin ise 77.390.89TL olduğu tespit edilmiştir.
Dosya talimat mahkemesinden döndükten sonra ilk bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 16.05.2012 tarih 7 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Takdiri Mahkemenize ait olmak üzere iki farklı seçenekli sonuca varılmıştır. Bunlar;
Birinci Seçenek: Mahkemeniz Talimat ile incelenen davacı yanın ticari defterlerinin kabul edilmesi gerektiği yönde karar verir ise davacı yanın davalı yandan 96.303,71 TL alacaklı olduğu, ancak davacı yanın takip talebinde asıl alacak olarak 84.384,00 TL talep etmiş olduğundan talebe /bağlılık ilkesi gereği davacı yanın davalı yandan 84.384,00 TL alacaklı olacağı. İkinci Seçenek; Mahkemeniz incelenen davalı yanın ticari defterlerinin kabul edilmesi gerektiği yönde karar verir ise davacı yanın davalı yandan 16.295,66 TL alacaklı olduğu. Diğer yandan Taraflar şayet Cari hesap farklılığını açıklayıcı Excel formatında madde madde çizelge oluştururlarsa Mali bilirkişi olarak defterlerle bu çizelge karşılaştırılıp sonuca ulaşılabileceği” kanaati ile ek raporlarını sunmuşlardır.
Bu rapora yapılan itirazların değerlendirilmesi için dosya son ek rapor düzenlenmek üzere yeniden bilirkişi kuruluna verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 06.02.2013 tarih 21 sayfadan ibaret son ek raporunda özetle; “Dosya mevcudu, davalı tarafın incelenen ticari defterleri, Dava ve icra dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle iki farklı alternatife varıldığı, Bunların; Birinci Alternatif: Sayın Mahkemeniz davalı yan tarafından davacı yana düzenlenen 114.177,43 TL tutarlı faturaların taraflar arasında akdedilen sözleşmelere ve ticari teamüllere uygun olarak haklı yere düzenlendiği ve faturalara konul malların davalı yan tarafından davacı yana teslim edilmiş olduğu yönünde karar verilir ise davalı yanın incelenen ticari defterlerine göre davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan 04.05.2007 tarihi itibariyle 33.478,69 TL, takip tarihinden sonra 01.06.2007 tarihi itibariyle ise 16.295,66 TL alacaklı olduğu. İkinci Alternatif: Sayın Mahkemeniz davalı yan tarafından davacı yana düzenlenen 114.177,43 TL tutarlı faturaların taraflar arasında akdedilen sözleşmelere ve ticari teamüllere uygun olarak düzenlenmediği ve faturalara konu malların davalı yan tarafından davacı yana teslim edilmemiş olduğu yönünde karar verilir ise dava dosyasına sunulu 12.07.2011 tarihli bilirkişi raporunda incelenen davacı yan ticari defterlerine göre, davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan 04.05.2007 tarihi itibariyle 103.362,05 TL, takip tarihinden sonra 23.08.2007 tarihi itibariyle ise 96.303,71 TL alacaklı olduğu, ancak davacı yanın takip talebinde asıl alacak olarak 84.384,00 TL talep etmiş olduğundan talebe bağlılık ilkesi gereği davacı yanın davalı yandan 84.384,00 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir.
“Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı ve davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, talimat raporu, ek rapor ile son ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere
İncelenen ve davalı şirkete ait olduğu muhasebesel inceleme sürecinde görülen 2006 ve 2007 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde olduğu (TTK Md.66- 72/3), Davalı yanın ticari defterlerin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş ve -ilgili mevzuatın anlamlandırdığı haliyle sınırlı biçimde..- kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı … … San. Ve Tic. A.Ş’nın 2006-2007-2007 yıllarına ait yevmiye ve defteri kebir defterlerinin T.T.K/unun 69.maddesine göre yapılması gereken açılış tasdiklerinin yaptırıldığı, T.T.K/unun 70. Maddesine göre yapılması gereken 2006-2007 yılı yevmiye defterlerin kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı, 2008 yılı yevmiye defterinin Gebze 6. noterliği tarafından 29 Ocak 2009 tarihinde 29445 yevmiye no ile tastik ettirildiği tespit edilmiştir. Diğer bir ifade ile davacının 2006-2007 yıllarının ticari defterleri kendi aleyhine, 2008 yılı ticari defter kendi lehine delil olacaktır.
Huzurdaki davadaki temel ihtilaf, davacı yanın davalı yandan 84.384.-TL alacağını tahsil edemediği iddiası üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Dosya incelemelerimizde görülmüştür ki; davacı yan ile davalı yan arasında 12.05.2006 tarihli arası Satıcı Firma Sözleşmesi ve buna öngelir (mukaddem) biçimde, 6.3. 2006 tarihli … Üretim Sözleşmesi imzalanmıştır. Yanlar arasındaki ilişki, her ne kadar 12.5.2006 tarihli mukavelede satım olarak tanımlanmış ise, de ilişkinin maddi verilerine dayalı tahlil bunun bir eser sözleşmesi olarak tavsifini mümkün kılmaktadır.
Davalı yan ticari deflerleri üzerinde yapmış olduğumuz incelemeler neticesinde davalı yanın davacı yana 06.06.2007 tarihi itibariyle 16.295,66 TL borçlu olduğu tarafımızdan görülmüştür. Davalı, takip üzerine zaten 6.793,11 TL’lik borcu olduğunu kabul etmiş anlaşılmaktadır.
Davacının ticari defterlerinin davalı adına …’da yapılan incelenmesinde ticari defter incelemelerine gore davalı şirketten 96.303,71TL alacaklı olduğu. Davacının alacak talebinin ise 77.390.89TL olduğu tespit edilmiştir.
Talimat ile davacı yanın incelenen davacı yan ticari defterlerinde davalı şirketten 96.303,71 TL alacaklı olduğu, ancak davacı yanın takip talebinde asıl alacak olarak 84.384,00 TL talep etmiş olduğundan talebe bağlılık ilkesi gereği davacı yanın davalı yandan 84.384,00 TL alacaklı olacağı saptanmıştır.
Davalı yanın incelenen ticari defterlerinde ise davacı yana 01.06.2007 tarihi itibariyle 16.295,66 TL borçlu olduğu. Taraflar arası cari hesap farklılığının. 84.384,00 TL – 16.295,66 TL= 68.088,34 TL tutarlı cari hesap farklılığı olduğu belirlenmiştir.
Davacı yana düzenlenen 114.177,43 TL tutarlı faturaların taraflar arasında akdedilen sözleşmelere ve ticari teamüllere uygun olarak haklı yere düzenlendiği ve faturalara konu malların davalı yan tarafından davacı yana teslim edilmiş olduğu anlaşıldığından davalı yanın incelenen ticari defterlerine göre davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan 04.05.2007 tarihi itibariyle 33.478,69 TL, takip tarihinden sonra 01.06.2007 tarihi itibariyle ise 16.295,66 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur. Zaten talepte bu yöndedir.
Tüm bu nedenlerle davanın Kısmen Kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında davalının itirazının 9.502,55 Tl üzerinden iptali ile itiraz etmediği 6.793,11 Tl ile olmak üzere toplam 16.295,66 TL üzerinden takibin devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazla istemin reddine, takipten sonra icra müdürlüğüne yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİY 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 40 ı oranında icra inkar tazminat tutarı olan 3.801,02 Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile, “İş bu davanın Kısmen Kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında davalının itirazının 9.502,55 Tl üzerinden iptali ile itiraz etmediği 6.793,11 Tl ile olmak üzere toplam 16.295,66 TL üzerinden takibin devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazla istemin reddine, takipten sonra icra müdürlüğüne yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, taktiren itirazlı miktarın % 40 icra inkar tazminatı tutarı 3.801,02 Tl nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” dair hüküm davacı vekilinin temyiz talebi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2013/… esas – 2014/…. karar sayılı ilamı ile;
“Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Taraflar arasında düzenlenen 06.03.2006 tarihli “… Üretim Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile, davalı yüklenici şirket tarafından … markası ile su üretilmesi; “Satıcı Firma Sözleşmesi” ile de üretilecek suyun satış ve teslim koşulları kararlaştırılmıştır. Davacı yüklenici … … San. ve Tic. A.Ş. tarafından açılan dava ile, davalı iş sahibince sipariş edilen suların üretilip teslim edilmesine rağmen, cari hesap borçlarının ödenmediğinden davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile 84.384,00 TL asıl alacağın yıllık %25 faiziyle tahsili için icra takibi yaptıklarını, ancak davalının 6.793,11 TL dışında borcunun bulunmadığını belirterek icra takibine itiraz ettiğinden takibin durduğunu belirterek, kısmen itiraz edilen 77.590,89 TL yönünden itirazın iptaline, takibin devamına, %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı iş sahibi … … Sabancı Süpermarketleri Tic. A.Ş. ise düzenlemiş olduğu bir kısım fiyat farkı, hizmet bedeli, stock out faturalarının davacı tarafından defterlerine işlenmediğini, davacıya borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 9.502,55 TL üzerinden iptali ile, itiraz edilmeyen 6.793,11 TL olmak üzere toplam 16.295,66 TL üzerinden takibin devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazla istemin reddine, takipten sonra icra müdürlüğüne yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, takdiren itirazlı miktarın %40 icra inkâr tazminatı tutarı 3.801,02 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda davalının tek taraflı olarak düzenlediği ve davacı defterlerinde kayıtlı olmayan 114.177,43 TL tutarlı faturaların incelenmediği, ancak haklı düzenlendiği mahkemece kabul edilirse 16.295,66 TL davacı alacağı kalacağı, aksine düşünce halinde ise 84.384,00 TL alacaklı olduğu şeklinde iki ayrı görüş bildirilmiştir. Davalının düzenlediği faturalar dosyaya sunulmamış, bu faturalar bilirkişi tarafından incelenmemiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş; davalı tarafından düzenlendiği anlaşılan ve dava defterlerinde kayıtlı bulunmayan faturaların 6100 sayılı HMK’nın 219. maddesi hükmü gereğince ibrazı sağlanmalı, ibraz edildiğinde davacı tarafın bu faturalara ilişkin beyanları alınmalı ve bundan sonra faturaların bilirkişi tarafından incelenmesi sağlanarak ek rapor düzenletilmeli ve alınacak ek raporda faturaların kabul edilebilir olup olmadığı, değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bunun dışında icra takibinde %25 faiz istenmiş olup, bu oran takip tarihindeki T.C. Merkez Bankası’nın yayınladığı listeye göre reeskont oranına uygun bulunduğundan reeskont faizi yerine yasal faize hükmedilmesi de doğru olmamış, açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozularak mahkememizin 2015/170 esasına kaydı yapılmış ve yargılamaya mahkememizce devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonucunda; usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, bozma ilamı doğrultusunda; davalı tarafından düzenlenen ve davacı defterlerinde kayıtlı bulunmayan faturaların 6100 sayılı HMK’nın 219. maddesi hükmü gereğince ibrazı sağlanmış, ibraz edildiğinde davacı tarafın bu faturalara ilişkin beyanları alınmış ve bundan sonra faturaların bilirkişi tarafından incelenmesi suretiyle ek rapor temin edilmiştir.
Bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 04.11.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda;
“Raporumuz içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
Davaya konu olup davalı yan tarafından suretleri sunulan 30 adet fatura üzerinde yapılan muhasebesel incelemeler sonucunda;
İhtilafa konu faturalar haricinde davalı yan tarafından düzenlenen “Fiyat farkı ve Prim bedeli” faturaların mevcut olduğu, işbu nitelikte faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan çok genel anlamı ile “fiyat farkı ve prim bedeli yönünden teamülün oluştuğunun sayın mahkemece değerlendirileceği, ancak bu düzenlenen faturalar itibariyle fiyat farkı ve prim bedellerinin neye istinaden düzenlendiği”, “haklı olarak düzenlenip düzenlenmediği” hususları uzmanlık alanımıza girmediğimden belirlenemediği, bahsi geçen iki durumun market iş ve İşlemleri Uzmanı Bilirkişi tarafından yapılacak inceleme neticesinde net bir sonuca ulaşılabileceği, yine raporda değinilen faturaların davalı yan tarafından davacı yana tebliğ edildiği ile ilgili somut bir verinin dosyada mevcut olmadığı görüldüğünden bu faturaların mezkur durumunun -davalı yanca- ispata muhtaç olduğu, tarafımızdan mali yönden yapılan incelemeler doğrultusunda takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere iki farklı alternatife varıldığı, yukarıda yer verildiği üzere, tebliğ keyfiyetinin aydınlatılmasının ve heyetimize takdiren bir “market iş ve ilişkileri uzmanı bilirkişi”nin dahil edilmesinden sonra nihai görüş bildirmek üzere…
Bunların, bu aşamada;
Birinci Alternatif : Sayın Mahkemeniz davalı yan tarafından davacı yana düzenlenen 114.177,43 TL tutarlı faturaların taraflar arasında akdedilen sözleşmelere ve ticari teamüllere uygun olarak haklı yere düzenlendiği, faturaların davacı yana teslim edildiği yönünde karar verilir ise davalı yanın incelenen ticari defterlerine göre davacı yanın davalı yandan *) takip tarihi olan 04.05.2007 tarihi itibariyle 33.478,69 TL, **) takip tarihinden sonra 01.06.2007 tarihi itibarıyla ise 16.295,66 TL alacaklı olduğu,
İkinci Alternatif ; Sayın Mahkemenizce davalı yan tarafından davacı yana düzenlenen cem’an 114.177,43 TL tutarlı faturaların taraflar arasında akdedilen sözleşmelere ve bundan öte ticari teamüllere uygun olarak düzenlenmediği ve faturaların davacı yana teslim edilmediği yönünde karar verilir ise dava dosyasına nakz evveli sunulu 12.07.2011 tarihli bilirkişi raporunda incelenen davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan 04.05.2007 tarihi itibariyle 103.362,05 TL, **) takip tarihinden sonra 23.08.2007 tarihi itibariyle ise 96.303,71 TL alacaklı olduğu, ancak davacı yanın takip talebinde asıl alacak olarak 84.384,00 TL talep etmiş olduğundan talebe bağlılık ilkesi gereği davacı yanın davalı yandan 84.384,00 TL alacaklı olacağı,
Davacı yanın, istemi yüce yargı makamı tarafından kabul edildiği takdirde, 3095 sayılı yasaya istinaden, icra takip tarihi olan 04.05.2007 tarihinden itibaren alacaklarına 3095 sayılı Kanun’a (md.2) göre değişen oranlarda avans faizi de ayrıca talep edebileceği,
Tarafların, icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin sayın Mahkemenizin takdirî içinde kaldığı şeklinde ifade edilebilineceği…. Sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ancak, HMK 282 hükmüne nazaran, muhterem Mahkemeyi bilirkişi görüşü takyit etmediğinden, yüce yargı makamının tamamen davacı savları veya tamamen davalı savunmaları yönünde hüküm kurmakta bütünüyle muhtar olduğu, meselenin asli ve nihai hukuki tavsifinin sadece sayın Mahkemeye ait bulunduğu tartışma dışıdır.Keyfiyeti ve kanaatimizi; 3 takım olarak ve her bir takımı 23 sayfadan müteşekkil bu Raporumuz ile, yüce Mahkemenizin takdirlerine arz ederiz.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememizce bozma gereğince ibrazı sağlanan faturaların tebliğine ilişkin kargo kayıtlarının celbi sağlandıktan sonra bilirkişi heyetine market iş ve işlemleri konusunda uzman bilirkişinin dahili ile itirazlar ve bozma ilamı doğrultusunda ek rapor alınarak dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 18/07/2017 tarihli ek raporda;
“Dosya üzerinde yapılan incelemede; davacı ticari defterlerinin incelenmesi için … Asliye Ticaret Mahkemelerine talimat yazıldığı, muhasip bilirkişiden rapor alındığı, talimatla alınan bu rapora dayanılarak bilirkişi heyetince rapor düzenlenen raporda iki seçenekli sonuca varıldığı;
Birinci seçenek olarak mahkemece davacı yanın ticari defterlerinin kabul edilmesi durumda davacının davalıdan 96.303,71 TL’sı alacaklı olduğuna ancak davacının takip talebinin asıl alacak olarak 84.384,00 TL.si talep etmesinden dolayı talebe bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan 84.384,00 TL.’si alacaklı olacağı;
İkinci seçenek olarak, mahkemece davalı yanın ticari defterlerinin kabul edilmesi durumunda davacının davalıdan 16.295,66 TL, alacaklı olduğunu, davacının davalıdan yıllara göre değişen değişik oranlarda avans faizi talep edebileceğinin bildirildiği;
Mahkemece 29.03.2013 tarihli gerekçeli karar ile; davanın kısmen kabulüne karar verildiği, …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasında davalının itirazının 9.502,55 TL.’si üzerinden iptali ile itiraz etmediği, 6.793,11 TL’sı ile olmak üzere toplam 16.295,66 TL. sı üzerinden takibin devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara| yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verildiği;
Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin ise Yargıtay … Hukuk Dairesinin 19.01.2015 2014/… Esas, 2015/… sayılı kararı ile reddedildiği;
Dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Sayısına kaydedilen Yargıtay bozma kararı doğrultusunda davalı vekili tarafından bir kısım fatura örneklerinin dosyaya sunulduğu, davacı vekilinin bu faturalara karşı beyanda bulunduğu;
Davacı vekilinin temyiz talebi üzerine dosyanın Yargıtay …. Hukuk Dairesine gönderildiği, adı geçen dairenin … Esas … sayılı kararında, davalının düzenlendiği faturaların dosyaya sunulmadığından dolayı bilirkişi tarafından İncelenemediğini, bu faturaların dosyaya sunulması ve davacı tarafın bu faturalara karşı beyanları alındıktan sonra ek rapor düzenlenmesi gerektiği, alınacak ek raporda faturaların kabul edilebilir olup olmağının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru bulunmadığı, bunun dışında icra takibinde % 25 faiz istendiği, bı oran takip tarihindeki T.C. Merkez Bankasının yayınlandığı listeye göre reeskont oranına uygun bulunduğundan reeskont faizi yerine yasal faize hükmedilmesi de doğru bulunmayarak mahkeme kararının bozulduğu; 
Sunulan fatura örnekleri ve davacının beyanları doğrultusunda bilirkişi heyeti tarafından 04.11.2015 tarihli ek rapor düzenlendiği, bu raporda bu faturaların davalı şirket tayfından davacı yan unvanına düzenlendiği, faturaların bedeli ödenmemiş ” Açık Fatura” olduğu, faturaların muhteviyatının” Fiyat Farkı ve Prim Bedeli” olduğu, İhtilafa konu faturalar haricinde davalı yan tarafından düzenlenen başka fiyat farkı ve prim bedeli fatura arında bulunduğu, bu faturaların tarafların ticari defterlerinde mevcut olduğundan fiyat farkı ve prim bedeli yönünden bunların istenebilirliği açısından bir teamülün oluşunun düşünebileceği, faturaların davalı yan tarafından davacı yana tebliğ edildiğine ilişkin somut bir verinin dosyada mevcut olmadığını, bu konuda takdirin mahkemeye ait olduğu, faturaların şeklen usulüne uygun olarak düzenlendiğinin değerlendirildiği;
Mahkemenin 15.03.2016 tarihli celsesinde davalı vekilinin bildirdiği kargo şirketine müzekkere yazılarak ilgili faturaların tebliğ edilip edilmediği hususunda tebliğ tarihlerini içerir cevap verilmesinin istenildiği, ara karar yerine getirildikten sonra önceki bilirkişi heyetine market ve iş ve işlemleri uzmanı eklenerek tarafların talepleri, Yargıtay Bozma değerlendirilerek rapor tanzimi istenildiği;
…A.Ş.nin 08.06.2016 tarihli cevabının dosyada mevcut olduğu ve cevapta söz konusu gönderilere ilişkin bir kayda rastlanılmadığının bildirildiği görülmüştür,
Taraflar arasında süresinin 1 yıllık olduğu 06.03.2006 tarihinde ” … Üretim Sözleşmesi” imzalandığı, sözleşmede sürenin 1 yıl olduğu, tarafların 30 gün öncesinden yazılı olarak ihbar etmek kaydı ile sözleşmeyi fesih etmediği takdirde sözleşme şartları bir yıllık süre ile yenilenmiş sayılacağı, … … markasıyla ürettiği ürünleri …’ dan başka kuruluşa satmayacağı, ürünün fiyatı günün koşullarına göre belirleneceği, ürünün teslim yeri … mağazaları veya depoların olacağı, tarafların üretim ile ilgili detay konuşu içeren ayrı sözleşmeleri karşılıklı mutabakata vararak yapacağını, siparişlerin … tarafından yazılı olarak belirteceği, kişiler tarafından anlaşma konusu mamulleri belirtilen miktarlarda ve teslimi konusunda yazılı veya sözlü olarak verileceği, İhtilaflarda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu şeklinde mutabakata vararak karşılıklı olarak sözleşme imzalamalardır. Bu sözleşmelere aykırı davranmak hiçbir ticari alış verişe etkili bir durum söz konusu bile olamaz. Yapılan dosya incelemesinde … içecek ve Nak. San. Ve Tic. A Ş. nin yapılan sözleşmelerinin hepsini yerine getirmiş olduğu ve faturaların usul esaslarına göre düzenlenerek ticari defter kayıtlarına işlendiği, yapılan bu hizmetler ve vaat edilen sözlerin yerine getirilmesine karşılık doğan alacak tutarlarının davalıdan tahsil edilemediği, bunun neticesinde gerekli mahkeme ve icra dairelerine başvuranlarda bulunarak alacağını tahsil etmeye çalıştığı görülmüştür.Davalı ( …Tic.AŞ.) yeni unvanıyla … Tic. A.Ş. nin mahkemeye fotokopi olarak sunduğu ve davacının kayıtlarında işlenmediğini iddia ettiği ( …ve … toplam 10 Adet faturaların fotokopileri iki defa çekilerek mahkeme dosyasına ya da bilinçsiz olarak konabilme olasılığı göz önünde bulundurmanın doğru olacağı ve bu faturaların… Kargo şirketiyle gönderilmediği ve gönderim kayıtlarında gözükmediği kanıtlanmasına rağmen davalının gönderdiğini iddia edip hala davalının ticari defter kayıtlarına kasti ve bilinçli olarak işlemediği tezini savunarak da acının alacağının iptal istemindeki ısrarını devam ettirdiği görülmektedir Bu tarz asılsız iddialar ticari alış verişlere her zaman zarar verecektir. Sonuç olarak davacı kendi açısından haklı durumda olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır Pazarlama ve Satış uzmanı görüşlerim bunlardan ibarettir. Takdiri ve Kararı Yüce Yüksek Mahkemenize ait olacaktır
Takdir ve Değerlendirmesi Savın Mahkemeye ait olmak üzere, yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı şirketin dosya incelemesi, bilirkişi raporları ve de dosyaya sunulu ticari defter dökümlerine göre davalı şirketten mahkemeye sunmuş olduğu mizan ve de cari hesap ekstrelerine göre 96.303,71 TL’sı alacaklı olduğu ancak davacının takip talebinde asıl alacak olarak 84.384,00 TL. sı talep etmesinden dolayı talebe bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 84.334,00 TL’sı alacaklı olacağı;
Davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihinden İtibaren alacaklarına 3095 s kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği,
Tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri İçerisinde kaldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememizce bozma gereğince ibrazı sağlanan faturaların düzenlenmesine esas teşkil eden hesaplamaya ilişkin beyanda bulunmak ve dayanak bilgi ve belge ile irsaliyeleri ibraz etmek üzere davalı vekiline süre verilmiş ve beyanda bulunması sağlanmış, ayrıca anılı faturaların davacı yanca işleme alınıp alınmadığına dair davacı yanın bağlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak BA BS formlarının celbi sağlandıktan sonra önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler … ile … tarafından düzenlenen 08/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Sayın Mahkemenize sunmuş olduğumuz 18.07.2017 tarihli kök raporumuzun sonuç bölümünde aynen “…Davacı şirketin dosya incelemesi, bilirkişi raporları ve de dosya ya sunulu ticari defter dökümlerine göre davalı şirketten mahkemeye sunmuş olduğu mizan ve de cari hesap ekstrelerine göre 96.303,71 TL’sı alacaklı olduğu ancak davacının takip talebinde asıl alacak olarak 84.384,00 TL. sı talep etmesinden dolayı talebe bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 84.384,00 TL’sı alacaklı olacağı;
Davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihinden itibaren alacaklarına 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği… * denmiş idi.
Bu kerre Davalı yanm 06.03.2018 tarihli itiraz dilekçesinde özetle “…Davacı kayıtlarına işlenmeyen faturaların Fatura farkı faturalarından oluştuğunu, Bilirkişi kurulu raporunda taraflar arasındaki faturaların açıkça belirlendiği, Davacı ile fiyat geçişine ilişkin mutabakata varılmadığı, Dosya kapsamında bilirkişi raporlarında tespit edilen hizmet bedeli faturalarının bir kısmı Cari hesaba işlenmediğini beyan etmiştir.
Dosya bu aşamada gözlemlendiğinde … vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen 12.04.2018 tarihli yazıda bahsi geçen faturaların okunmadığından BA/BS formlarının verilemediği beyan etmiştir. Bu bağlamda Bilirkişi kurulumuzda bu faturalar üzerinde inceleme ve değerlendirme yapamamıştır.
Anlatılan nedenlerle bir önceki ek raporumuza aynen katılmarak, Tüm Takdir ve Kararın Sayın Mahkemenize ait olmak üzere;
Davacı şirketin dosya incelemesi, bilirkişi raporları ve de dosya ya sunulu ticari defter dökümlerine göre davalı şirketten mahkemeye sunmuş olduğu mizan ve de cari hesap ekstrelerine göre 96.303,71 TL’sı alacaklı olduğu ancak davacının takip talebinde asıl alacak olarak 84.384,00 TL. sı talep etmesinden dolayı talebe bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 84.384,00 TL’sı alacaklı olacağı;
Davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihinden itibaren alacaklarına 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği,
Tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri içerisinde kaldığı,
Sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 21/06/2019 tarihli raporda;
İnceleme ve değerlendirmelerimiz doğrultusunda, Sektörel Bilirkişinin belirtmiş olduğu “Davacı yanın kendi açısından haklı durumda olduğu” görüşüne binaen ve Davalı yanca düzenlenen faturaların Davalı yanın defterlerinde ve BA formlarında olmadığından Davacı yanın Davalı yandan 96.303,71 TL’sı alacaklı olduğu, ancak davacının takip talebinde asıl alacak olarak 84.384,00 TL. sı talep etmesinden dolayı talebe bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 84.384,00 TL’sı alacaklı olacağının kabulünün gerekeceği, 
Davalı yanın yapmış olduğu ödeme var ise dekontlarını sunması halinde vede Sayın Mahkemece kabul görmesi halinde 84.384,00 TL bedelden o ödeme tutarlarının düşülmesi gerekeceği,
Sayın Mahkemenizin Davacı yanın Davalı yandan alacaklı olduğunun kabulü halinde, Davacı yanın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihinden itibaren alacaklarına 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği,
Tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri içerisinde kaldığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememizce bilirkişi heyetine işletme iktisatçısı …’ın dahili ile son ek rapor alınmış ve dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler …, …, … ile … tarafından düzenlenen 03/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda;
“Sayın mahkeme tarafından tarafımıza tevdi edilen görev kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde sunulan delil, belge, ticari defter kayıtları ve dosya kapsamına göre davacı şirketin davalı şirketten 96.303,71 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, ancak davacının takipte asıl alacak olarak 84.384,00 TL talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 84.384,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalının fiyat farkı ve prim bedeli faturaları denetlenmiş olup, iş bu faturalar taraflar arasındaki sözleşme ve gerçekleşen ticari satışlara UYGUNSUZ OLARAK düzenlenmiştir.
18.07.2017 tarihli bilirkişi raporuna aynen katılarak sunulan delil, belge, ticari defter kayıtları ve dosya kapsamına göre davacı şirketin davalı şirketten 96.303,71 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, ancak davacının takipte asıl alacak olarak 84.384,00 TL talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 84.384,00 TL alacaklı olduğu, 3095 sayılı yasa gereğince davacı tarafça takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi talep edilebileceği kanaatine varıldığı görülmüştür.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava, cari hesaba dayalı icra takibine davalı yanca yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir.
Mahkememizce bozma öncesi ve sonrasında alınan bilirkişi raporları ile tespit edildiği üzere davalı yanca tek taraflı olarak düzenlenen fiyat farkı ve prim bedeli içerikli toplam 114.177,43 TL bedelli faturaların kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğu halde davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu nedenle taraf ticari defter ve kayıtları arasında farklılığın meydana geldiği, davalı yanın uyuşmazlığa neden olan itirazı; davacı yanın sözleşmeye aykırı olarak haksız fiyat artışı yaptığına ve bu nedenle taraflarınca fiyat farkı faturalarının düzenlendiğine ilişkin olmakla; taraflar arasındaki sözleşme ile fiyat artışının davalı yana bildirileceğinin düzenlendiği, fiyat artışının davalı yana bildirildiği görülmekle, davacı yanca yeni fiyatlara göre kesilen faturaların davalı yanca iade edilmediği ve itiraza da uğramadığı, birim fiyat değişikliğine ilişkin bildirime rağmen faturaların itiraz ve iade edilmeksizin davalı ticari defterlerine kaydedilmesi ile davalı yanca kabul olunduğu, davacı faturalarının davalı ticari defterlerine kaydedildiği hususu ihtilafsız iken, davalı yanca düzenlenen fiyat farkı faturalarının davacı yana tebliğ edildiği hususunun olumsuz dönen müzekkere cevapları nedeniyle ispatlanamadığı, yine davalı faturalarının davacı yanca vergi dairesine beyan edilmediği tespit edilmekle, tüm dosya kapsamında toplanılan deliller ile birlikte bilirkişi raporları ile saptandığı üzere davalının fiyat farkı ve prim bedeli faturalarının taraflar arasındaki sözleşme ve gerçekleşen ticari satışlara uygun olmadığı, bilirkişi görüşünden farklı olarak davalının fiyat farkı faturalarının davacı yanca ticari defterlere kaydedilmemiş olması nedeniyle bu faturaların teamül haline geldiğinin böylece istenebilir olduğunun somut uyuşmazlıkta söylenemeyeceği, yargılama sırasında davalı vekilinin ödemelerin eksik hesaplandığına ilişkin itirazı olmuş ise de, davalı tarafça yapılan 10.414,36 TL’lik ödemenin davacı kayıtlarında bulunuyor olması ve davadan önce takip dosyasına ödenen 6.793,11 TL’nin asıl alacaktan düşülerek itirazın iptali davasının ikame edilmiş olması karşısında bu itirazın yerinde olmadığı anlaşılarak, davanın kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacağa takipte belirtilen oranlarda reeskont faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, dava ve takip tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat gereğince alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, davalının 77.590,89 TL’ye yönelik kısmi itirazının iptali ile, asıl alacak 77.590,89 TL’ye takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda reeskont uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacağın % 40’si oranında tekabül eden 31.036,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 5.300,23 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 1.047,50 TL’nin mahsubu ile 4.252,73 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.047,50 TL peşin, 14,00 başvurma harcı olmak üzere toplam 1.061,50 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisine vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 10.886,82 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 4.654,25 TL bilirkişi ücreti, 526,37 TL tebligat vs.posta masrafı, 129,20 TL keşif harcı olmak üzere toplam 5.309,82 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır