Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/157 E. 2019/118 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/157
KARAR NO : 2019/118
DAVA : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/02/2015
KARAR TARİHİ : 13/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil sahibi bulunduğu, davalı … tarafından sigortalı … plaka sayılı araç seyir halindeyken … Caddesi … Durağı Esenyurt’ta …’un kullandığı dava dışı …’un kullandığı mülkiyeti … Şti’ne ait ve diğer davalı … tarafından sigortalı … plakalı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen kaza neticesinde, hayati tehlike geçirerek malul kaldığını, meydana gelen kaza neticesinde müvekkilin sinir sistemi onarılamaz derecede tahribata uğramış söz konusu kaza neticesinde %22 oranında vücut fonksiyon kaybı gerçekleşmiş olduğunu, sol ayağının malul kaldığını, müvekkil birçok ameliyat geçirmesine rağmen bacağındaki hasar tedavi edilememiş olduğunu, koltuk değneklerine mahkum olduğunu, ekte sunulu … Hastanesi Sağlık raporu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Sağlık Raporu ile de söz konusu durumun açıkça anlaşıldığını, kazanın meydana geldiği ve kazanın oluşumunda asli kusurlu olan … plakalı sayılı araç … poliçe numaralı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi gereği davalı tarafça sigortalanmış olup Kara Yolları Trafik Kanun’u ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereği diğer davalılar ile birlikte müvekkilin uğramış olduğu zarar ve ziyandan dolayı müştereken ve müteselsilsen sorumlu olduğunu, müvekkilin ağır sanayi işçisi olduğunu, aylık 1.850.TL ücret karşılığı çalışmakta olduğunu, müvekkilin söz konusu kaza sebebiyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararın giderilmemiş olması sebebiyle işbu davanın açılma zarureti zuhur ettiğini, sonuç olarak 1.000-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilsen tahsilini, 20.000.-TL manevi tazminatın davalılardan …dden tahsiline karar verilmesini, her türlü yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı ve müvekkil şirket sorumluluğunu kabul anlamına gelmemek şartıyla … plaka sayılı araç, müvekkil şirket nezdinde, … poliçe numaralı, 21/12/2010-21/12/2011 vade tarihleri olmak üzere Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirket, ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde, maddi zarardan zorunluluğu poliçe azami teminat limitiyle sınırlı olarak söz konusu olabileceğini, kusurun tespitini takiben bu davadaki taleplerle ilgili sigorta konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve taleplerin sigorta poliçesi teminatına girip girmediğinin araştırılması/değerlendirilmesi gerektiğini, teminat rakamı, müvekkil şirketin sorumluluğunun üst sınırı olup, ancak sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması halinde ve zararın kusurlu hareket neticesi oluşması halinde geçerli olduğunu, söz konusu kaza nedeniyle davacıya alınan aktüer raporunda tespit edilen tazminat rakamı olan, 11.025.-TL 16.04.2013 tarihinde ödendiğini, müvekkil şirket söz konusu kaza ile ilgili sorumluluklarını yerine getirdiğini, ibranameyi ekte sunduğunu, davacı yan söz konusu kaza ile ilgili müvekkil …yi ibra ettiğini, alacağı kalmadığını kabul ettiğini, bu nedenle öncelikle davacı yanın söz konusu kaza nedeniyle müvekkil şirketi ibra etmesi nedeniyle davanın reddini karar verilmesini, müvekkil şirketin sorumluluğunun var ise sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında olması nedeniyle öncelikle kusur oranın tespit edilmesi gerektiğini, kaza tespit tutanağında müvekkil şirkete sigortalı araç sürücüsü %75 kusurlu aleyhe hususları kabul etmemek kaydıyla bulunduğunu, bu hususun dikkate alınmasını arz ve talep ettiğini, davacı yan, maddi vakıayı, zararı, maluliyeti ve kusuru ispat etmesi gerektiğini, maluliyet oranı ile ilgili ATK … İhtisas Kurulunda maluliyet oranı, tedavi ile iyileşmenin mümkün olup olmayacağı konusunda rapor alınması gerekmekte olduğunu, 6111 sayılı Kanunun 59. Maddesi geçici 1. Maddesi uyarınca trafik kazası nedeniyle meydana gelen bütün sağlık hizmet bedellerinin SGK Başkanlığı tarafından ödeneceği hükme bağlandığından, müvekkil şirketin tedavi harcamalarına ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, çalışma gücü kaybının davacının durumu, tedavi ile giderilebilecek boyutta olup olmadığını, sosya-ekonomik durumu, gelir durumu vb. Hususların inceleneceği aktüerya raporu alınarak tespit edilmesi gerektiğini, bu hususlarında mahkeme tarafından araştırılmasını, SGK’dan davacıya rücüya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığını, maaşa bağlanıp bağlanmadığı hususlarının sorulmasını talep ettiğini, bu hususta tespit edilecek tazminat rakamında göz önünde bulundurulması gerektiğini, tespit edilen maddi vakıalar hukuk dosyasını etkilediğinden, ceza dosyası ile kusur tespitine ilişkin rapor alınmasını, sonuç olarak haksız, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, mahkeme masrafı ve veakelt ücretinin davacı yana tahmilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı 05/01/2011 tarihinde meydana gelen ve … plakalı aracın sebep olduğu kaza maluliyeti sebebiyle maddi tazminat talepli işbu davayı açmış olduğunu, kazaya karışan … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sunurlu olduğunu; azami poliçe teminat limiti 200.000.-TL ile sınırlı olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğu; sigortalı araç sürücüsünün kusura oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bilindiği üzere poliçede azami teminat limitin yazılı olması bu miktarın herhalükarda ödeneceği anlamına gelmeyeceği, K.T.K mecburi mali mesuliyet sigorta poliçeleri Meblağ Sigortası niteliğinde olmayıp zarar sigortası niteliğinde olduğunu, bu tür poliçeler ile üçüncü kişiler için haksız zenginleşmenin bir yolu olmayıp bu şahısların maruz kaldıkları gerçek zarar teminat altına alınmakta olduğunu, davacı …’ın müvekkil şirket nezdinde düzenlenen trafik poliçesi uyarınca herhangi bir talep hakkı bulunmamakta olduğunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nı aynen tekrar ettiğini, davacı …’ın taleplerini müvekkil şirkete yöneltemeyeceği açık olduğundan, davanın müvekkil şirket yönünden husumet yokluğundan reddi gerekmekte olduğunu, sonuç olarak, davacı …’ın müvekkil şirketten talepte bulunmasının yasal bir dayanağı bulunmadığından husumetten davanın reddini, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı ve poliçe limiti dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; 05/01/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı iş göremezliğe dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının manevi tazminat talebi kapsamında ekonomik sosyal durum araştırması için yetkili emniyet birimi marifeti ile araştırma yapılmıştır.
Davalı … şirketlerine yazı yazılarak poliçe ile hasar dosyaları celp edilmiştir.
Emsal ücret talebi yönünden sendikalara yazı yazılarak kaza tarihi itibariyle kaynak ustasının alabileceği emsal ücretlere ilişkin kayıtlar celp edilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 26/07/2017 tarihli kusur raporu kapsamında; dava dışı sürücü …’un %75 oranında, davacı sürücü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır.
ATK … İhtisas Kurulu’nun 06/04/2016 tarihli raporu kapsamında: ”… oğlu, 03/05/1964 doğumlu, …’ın 05/01/2011 tarihinde geçirmiş olduğu araç içi trafik kazasına bağlı arızası, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:
Gr1 XII (28Ba………… 15) A %19
E cetveline göre %21.0(yüzdeyirmibirvirgülsıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
İyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin kaynama gecikmesi komplikasyonu nedeniyle olay tarihinden itibaren 24 (yirmidört) aya kadar uzayabileceği” yönünde mütalaada bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen aktüerya bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 10/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”.davalı … tarafından tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış ve davalı … Ltd. Şti’nin maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’un %75 oranında kusurlu olduğunu, davacı …’ın, %25 oranında kusurlu olduğu belirlendiğini, kaza tarihinde yürürlükte olan karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A.3/b maddesinde işleten tarafından içeri sürülecek tazminat talepleri teminat dışında kalan haller arasında sayıldığını, somut olayda davacı … Sgiorta tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın işleteni olduğundan, davalı … Sigortanın işbu dava kapsamında davacıya karşı bir sorumluluğu söz konusu olmayacağını, bu durumda; işbu raporda davalı … ile davalı … Ltd. Şti birlikte %75 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre zarar hesabı yapılarak takdire sunulacağını, ATK tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme süresinin 24 ay olduğu belirlendiğini, bu durumda; davacının 24 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacağını, davacının sürekli iş görmezlik dönemindeki zararı ise iyileşme süresinin sona erdiği tarihten itibaren maluliyetiyle orantılı olarak hesaplanacağını, ATK tarafından düzenlenen rapor ile davacının sürekli iş görmezlik oranı %21 olarak belirlenmiş olduğunu, anılan oran üzerinden sürekli iş göremezlik dönemindeki zararı belirleneceğini, 03.05.1964 doğumlu davacı, 05.01.2011 olay tarihinde, 46 yıl 8 ay 2 günlük olup, 47 yaşında kabul edildiğini, P.M.F. 1931 işaretli yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü 24 yıl ve muhtemelen (71) yaşına kadar yaşayacağını, Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olduğunu, buna göre kazlının aktif çalışma hayatının (60) yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden 60 yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi 13 yıl ve pasif devresi 11 yıl olduğunu, dava dilekçesinde davacının aylık ücretinin 1.850,00.-TL olduğunun belirtildiğini, daha sonra verilen mahkeme ilamı sunumu hakkındaki dilekçede ise davacının hizmet akdinin sona erdiği 2013 yılında aylık ücretinin net 1.850,00.-TL olduğunun, … İş Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile yapılan yargılama ile sabit olduğu belirtildiğini, dilekçe ekinde anılan mahkeme ilamına ve ilama esas bilirkişi raporuna tarafıma teslim edilen dosyada rastlanılmadığını, dilekçenin UYAP üzerinden gönderilmiş olması halinde ise sadece dilekçe çıktısının alınıp dosyaya konulmuş olması ve eklerinin çıktısının alınmamış olması ihtimali bulunduğunu, mahkemece yaptırılan emsal ücret araştırması sonucu … Sendikası tarafından 2011 yılı için aylık net emsal ücret tutarı 1.650,00 – 1.800,00.- TL ve … Sendikası tarafından 3.000,00 – 4.000,00.-TL brüt olarak bildirildiğini, davacı tarafından açılan işçilik alacak davasında 2013 yılı ücretinin 1.850,00.-TL olduğunun tespit edildiği yönündeki beyan dikkate alındığından 2011 yılı için bildirilen emsal ücretlerin ortalaması talebi aşmakta olduğunu, bu durumda; taleple bağlı kalınarak davacının 2013 yılı aylık net ücret 1.850,00.-TL kabul edildiğinde bu tutar 2013 yılı sonuna kadar yürürlükte olan net asgari ücretin 2,3 katı olduğunu, bu durumda; bu husustaki takdir mahkemeye ait olmak üzere, davacının 2013 yılı öncesi ve sonrasındaki dönem kazançları net asgari ücretlerin 2,3 katına göre belirleneceğinden, kazalının 05.01.2011- 05.01.2019 tarihleri arası 8 yıllık bilinen dönemdeki net kazançlarının tablo şeklinde sunulduğunu, davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları tabloda sunulduğunu herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacağını, Ancak; işleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre için Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacağını, bu duruma göre, kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise toplamda; 44.246,16.-TL olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacağını, öte yandan; davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan 14.410,92.-TL esas alınacağını, buna göre; davalı … tarafından davacıya 16.04.2013 tarihinden 11.025,00.-TL ödeme yapıldığı bildirildiğini, davacı tarafından ise bu ödemenin yapılmadığı yönünde bir itiraz bulunulmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/4-824 E. 2012/134 K. Ve 14.03.2013 tarihli bu konudaki en son kararında özetle; ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile güncellenerek güncel tutarın hesaplanan tazminattan indirileceği yönünde olduğunu, buna göre daha önce yapılan ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş faizi ve güncel tutarı tablo şeklinde sunulduğunu, belirlenen güncel tutar davacının maddi zararından tenzil edileceğini; kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalı … sigortanın zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık teminatı bakımında 200.000,00.-TL olduğunu, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … ile … E. Sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtildiğini, bu durumda; davalı … tarafından daha önce yapılan ödemenin tenzili sonucu davalının bakiye sorumluluk limiti 188.975,00.-TL üzerinden devam etmekte olduğunu, davacının belirlenen bakiye geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararı, davalı … Sigortanın zorunlu trafik sigorta poliçesine göre sorumlu olduğu bakiye limitin içinde kalmakta olduğunu, davalı …, davacının işleteni olduğu aracı zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalamış olduğunu, poliçe genel şartlarına göre işleten tarafından ileri sürülerek tazminat talepleri teminat dışında kalan haller arasında sayıldığından davalı … Sigortanın işbu dava kapsamında davacıya karşı bir sorumluluğun bulunmayacağını, her ne kadar dava dilekçesinde faiz talebi mevcut değil ise de; davalı … Sigortanın daha önce ödeme yaptığını beyan ettiği 16.04.2013 tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olduğunu, diğer davalı … Ltd. Şti bakımından ise temerrüden 05.01.2011 olay tarihinde gerçekleştiği ve sigortalı aracın kullanım amacının ticari olduğunu, sonuç olarak, 05.01.2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı … ile … Ltd. Şti %75 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … ‘ın; geçici ve sürekli iş göremezlik dönemine ait %21 maluliyeti ile ilgili bakiye maddi zararının toplam: 107.130,18-TL olduğunu, davacının maddi zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve limitleri içinde kaldığını, manevi tazminat taleplerinin zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında bulunmadığını, davalı … tarafından davacının işleteni olduğu aracın zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış olması ve poliçe genel şartlarına göre işleten tarafından ileri sürülecek tazminat taleplerinin teminat dışında kalan haller arasında sayılması nedeniyle davalı … Sigortanın işbu dava kapsamında davacıya karşı bir sorumluluğunun bulunmayacağını…” mütalaa etmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Anılı yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı tarafın işleteni olduğu aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan … sigortaya yönelik talebinin zorunlu mali mesuliyet hükümlerinin işleten tarafından ileri sürülebilecek tazminat taleplerini kapsam dışında bırakması nedeni ile yerinde olmadığı anlaşılmakla; anılı sigorta şirketi yönünden davanın husumetten reddine dair karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/4666 esas, 2016/7587 karar sayılı ilamı)
Huzurdaki davada; davalı şirketin maliki olduğu, davalı … şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan aracın dava dışı sürücü idaresinde iken meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 24 ay olduğu ve davacının maluliyet oranının %21 olarak belirlendiği maluliyet raporu ile tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan ATK kusur raporu ve aktüerya bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davalı şirkete sigortalı dava dışı araç sürücüsünün %75 kusur oranı kapsamında, davacının zararının belirlenebilmesi için gelir durumunun net olarak belirlenmesine çalışılmış ve davacının kaynak ustası olduğuna ve gelirine ilişkin ispata yarayacak deliller celp edilmiş, gerçek zararın belirlenmesi için, davacının kaza tarihindeki işinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delilerle ortaya konulması amacı ile kaza tarihinde ne iş yaptığı ve gelir durumu hakkında delillerin ibrazına müteakip ilgili kuruluşlardan emsal ücret araştırması yapılarak, belirlenecek gelir durumu doğrultusunda hesaplama yapılması istenilmiş ve kaza tarihinde yürürlükte olan düzenlemelere uygun hesaplama yöntemi gereğince davacı yönünden zararın 107.130,18-TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Talep edilen maddi tazminat miktarının zorunlu poliçe limitini aşmadığı, tüm bu nedenlerle davalı … şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçeleri kapsamında, davalı araç maliki şirketin işleten sıfatı ile davacının iş göremezlikten doğan işbu maddi zararını tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazası neticesinde tedavi görmek zorunda kalıp iş göremezliğe düşen davacının manevi zarara uğradığı ve davalı araç maliki şirketin yasal düzenlemeler gereğince davacının manevi zararını gidermekle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, maluliyet oranı, iş göremezlik süresi, davacının %25, dava dışı sürücünün %75 oranındaki kusur oranı, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000-TL manevi tazminat taktir edilmiştir.
Son olarak; dava dilekçesinde faiz istemi yer almamakla birlikte ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. HMK’nın 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi ile usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahının mümkün olduğu, ancak her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmasının şart olduğu, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağının bulunmadığı, böylece ıslahta dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınmasının mümkün olamayacağı, (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/21272 esas, 2018/9316 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) bu hali ile davacı yanın faiz istemine itibar edilemeyeceği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A- Davalı … A.Ş.’ye yönelik açılan davanın husumetten REDDİNE,
B- 107.130,18-TL maddi tazminatın davalılar … sigorta ve … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
C- 5.000-TL manevi tazminatın davalı … Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alınması gereken 7.318,06-TL harçtan peşin alınan 71,73-TL harç ve 92,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 7.154,33-TL harcın davalılar … Sigorta ve … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 71,73-TL peşin harç,92,00-TL tamamlama harcı ve 600-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 558,85-TL olmak üzere toplam 1.350,28-TL yargılama giderinin davalılar … Sigorta ve … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 11.320,41-TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta ve … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … vekili yararına hüküm tarihindeki AAÜT 7/2 maddesi gereğince 2.725-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile işbu davalıya verilmesine,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına;
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/02/2019

Katip …

Hakim …