Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/131 E. 2018/603 K. 20.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/131 Esas
KARAR NO : 2018/603
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2015
KARAR TARİHİ: 20/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı arasında akdedilen elektrik dağıtım hizmeti sözleşmesi uyarınca müvekkilin … Mah … Bul No:… … … adresinde mukim işletmesinde elektrik aboneliği oluşturulduğunu, işbu abonelik aracılığıyla davalıdan elektrik enerjisi temin eden müvekkilden yasal dayanağı olmadığı halde dilekçe ekinde ibraz edilen15/12/2014 tarihli elektrik faturası ve 19/12/2014 tarihli ödeme belgesi ile de sabit olduğu üzere kayıp bedeli adı altında 1.025,66TL tahsilat yapıldığını, kayıp kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde müşterilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstertiğini, yani kayıp kaçak bedeli tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı gösterdiğini, müvekkilden tahsil edilen kayıp elektrik bedelinin haklı ve hukuki bir açıklaması bulunmadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile 15/12/2014 tarihli faturaya yansıtılan ve yasal dayanağı olmaksızın müvekkil firmadan tahsil edilen 1.025,66TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Elektronik vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve müvekkil arasında elektrik satış sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme kapsamında müvekkilden elektrik tedarik ettiğini, kayıp kaçak bedelinin EPDK tarafından onaylanan tarifeler içinde yer aldığını, dolayısıyla kayıp kaçak bedelinin tahsili mevzuattan ve EPDK nın kararlarından kaynaklanan bir yükümlülük olduğunu, EPDK kararları hem tedarikçiyi hem de aboneyi bağlamakla birlikte davacı ile yapılan sözleşmede de kayıp kaçak bedelinin tahsil edileceğine ilişkin hükümler bulunduğundan, davacının bu bedeli kabul ettiğini, bu bedeli kabul ettiğini, bu kapsamda davacı taraftan alınan kayıp kaçak bedelin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davacının dava konusu faturalara itiraz etmeyip ticari defterlerine de kaydedip ödediğinden faturaları kabul etmiş sayılacağından davanın reddine, vekalet ücretinin ve yargılama gidelerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedelinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle haksız tahsil edilen bedellerin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce görevlendirilen elektrik mühendisi bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 02/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı şirketin davalı şirketle imzaladığı elektrik enerjisi satış sözleşmesi 07/01/2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, davacı şirkete … sayaç, … tesisat numaraları verildiği, sözleşmenin 5.2.1 maddesinde davalı tedarikçinin davacı tüketiciye satacağı elektrik enerjisinin birim fiyatı %10,25 indirim yapılması ile bulunacağı hükmü olduğu, bu bedele tüketicinin bağlı olduğu dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin mevcut tarifeleri içinde yer alan iletim sistem kullanım bedeli, dağıtım sistemi kullanım bedeli, PSH sayaç okuma, kayıp kaçak bedeli, TRT payı, enerji fonu, belediye tüketim vergisi, KDV ve benzeri tutarlar ile daha sonra tarifelerde yer alacak olan tutarlar ayrıca ve mevzuat gereğince tedarikçiye yansıtılan her türlü bedel ilave edileceği,
Davacıya davalı tarafından tahakkuk ettirilen dava konusu 15/12/2014 tarih … sıra nolu KDV dahil 9.383,84TL tutarlı faturada, kayıp bedeli olarak 1.025,66TL görüldüğü, davacı yanın anılan fatura tutarını davalı … adına 19/12/2014 işlem tarihi ile ödemede bulunduğu,
Yargıtay Hukuk genel kurulu’nun 21/05/2014 esas 2013/7- 2454 karar 2014/679 sayılı ilamında, ” Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek, hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı,
EPDK’ya elektrik bedeli fiyatlandırma unsuru belireme konusunda sınırsız yetki ve görev verilmediğini, tahakkuk ettirilen kayıp, kaçak bedelinin iade edilmesi gerektiği kararı verildiği,
Davacı şirkete kesilen dava konusu 15/12/2014 tarihli faturada görülen kayıp bedelinin davacının sayacından geçen tüketim değerinin kayıp, kaçak birim fiyatı ile çarpılmasından elde edildiği, bu değerin ayrıca %1 enerji fonu, %2 TRT payı ve %5 belediye tüketim vergisi ve KDV matrahı olarak %18’i ilavesi ile davacıdan tahsil edildiği,
Davacıdan kesilen kayıp, kaçak bedeli ile bu bedel ile ilişkileri görülen tutarının Yargıtay kararları doğrultusunda haksız kesintiler oldukları ve davacıya iadeleri gereceği bilirkişilik kanaati olduğu, anılan faturada yazılı diğer kalemlerin davacı alacağı ile ilgileri bulunmadığı,
Yargıtaya kararı ile 06/11/2015 tarihli 1. Celsede verilen karar nazara alınarak, dava konusu kayıp, kaçak miktarı ve bu miktarla ilişkili kalemlerin oluşturduğu alacak bedelinin hesabı bilirkişilikçe yapıldığı,
Alacağın hesabı;
Davacı sayacından tespit edilen tüketim miktarı 31.000,00kwh
Davalı şirketçe uygulanan k/k katsayısı 0,0324970TL/kwh
K/k enerji bedeli, 31.000,00kwh x 0,0324970TL/kwh 1.007,40TL
(%1enerji fonu+%2 TRT payı+ %5BTV için), 1.007,41TL x %8 80,60
TOPLAM 1.088,00TL
KDV %18 195,84TL
G.TOPLAM 1.283,84TL olduğu,
Davacı şirketin asıl alacağı olarak hesaplandığı,
Yargıtay kararları ile 06/11/2015 tarihli 1. Celsede verilen ara karar doğrultusunda dosya kapsamında bulunan belgelerin incelenmesinde, davalı şirketin … tesisat sayılı elektrik abonesi olan davacı şirkete Kasım 2014 tüketim dönemi olarak tahakkuku yapılan ve davacı yanca 19/12/2014 tarihinde davalıya ödenen, 15/12/2014 tarihli faturada yazılı kayıp bedeli 1.025,66TL nin davacı yanca alacak olarak talep edildiği,
Ancak kayıp kaçak olarak davacının talep etmesi gereken miktarın bilirkişilikçe yapılan incelemede, fatura kalemlerinin ilave edilmesi, diğer fatura kalemlerinin ilave edilmemesi gerektiği, davacı asıl alacağının KDV dahil 1.283,84TL olarak tespit edildiği,
Asıl alacak bedeline, fatura ödeme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasının yerinde olacağı…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile dava değerini 1.283,84TL olarak artırma talebinde bulunduğu anlaşıldı.
Mahkememizce görevlendirilen elektrik mühendisi bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 21/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davalı vekillerinin mahkemeye sunduğu 22/06/2016 tarihli esas hakkında beyanlarını sunduğu dilekçesinde, davacının iddialarının haksız ve hukuka aykırı olduğu izahtan varestedir. Bu nedenle, huzurdaki davanın reddine karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz şeklinde olduğu,
Davacı vekillerinin mahkemeye sunduğu bila tarihli 6719 sayılı kanundaki değişiklik ile ilgili beyanların sunulmasından ibaret konulu dilekçesinde, eldeki davada 6719 sayılı kanun ile getirilen değişiklerin uygulanabilirliği bulunmadığı, muhataplarına yükümlülük getiren kanunlar ile mevzuat olan hakları kaldıan kanunların ise gerie yürümesi kabul edilmez, 6719 sayılı kanunun 26. Maddesi ile 6446 sayılı elektrik piyasası kanuna eklenen geçici 20. Madde anayasaya aykırı olup somut norm denetimine gidilmesini talep ettiği, sonuçta 6719 sayılı kanunun 26. Maddesi ile 6446 sayılı kanuna eklenen geçici 20. Madde aleyhine anayasa mahkemesine başvurularak aykırılık konusunda bir sonuca varılana dek eldeki davanın geri bırakılmasına ve neticeden davanın kabulüne, karar verilmesini talep ettiği,
Dava konusu bedellere ilişkin davacı şirket tarafından dosyaya temin edilen Kasım 2014 dönemine ait Elektrik Faturası incelendiğinde, söz konusu dava edilen bedelin kayıp kaçak davalı şirket tarafından tahakkuk ve tahsil edildiği ve yine bu faturadan davacı şirketin abone grubunu O.G. Tek terimli sanayi statüsünde olduğu,
… abone numarasına tahakkuk eddirilen dava konusu kayıp kaçak bedeli 1.025,66TL olduğu,
17/06/2016 tarihli 29745 sayılı resmi gazetede yayımlanan 6719 nolu elektrik piyasası kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun 21. Maddesi kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olduğu, bu kapsamda 6446 sayılı kanunun 17. Maddesine yeni eklenen 10. Fıkra uyarınca hakem heyetelri ve mahkemelerin yetkisi sadece faturalarda yer alan bedellerin EPDK tarafından ilan edilen tarifelere uygun olup olmadığının denetlenmesi kontrolü ile sınırlandırıldığı,
6719 sayılı kanunu 26. Maddesiyle ayrıca 6446 sayılı elektrik piyasası kanununa geçici madde 20 ilave edilmiş olup, anılan geçice madde uyarınca 6446 sayılı kanunun 6719 sayılı kanunla değişik dava konusu bedelelrin düzenlendiği 17. Maddesinin açılmış davalar hakkıda da uygulanacağı,
Buna göre huzurdaki davada 6719 sayılı yasa kapsamında faturalarda yer alan bedellerin EPDK tarafından ilan edilen tarifelere uygun olup olmadığnıın kontrolünü gerektirdiği,
Nitekim Yargıtay’ın konu ile ilgili vermiş olduğu 29/12/2016 tarihli son kararında; dava konusu elektrik faturalarında aktif enerji bedeli yanında yenr alan kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri hakkında karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve 6719 sayılı kanunun yürülük tarihi öncesinde açılıp halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6719 sayılı kanunla değişik 646 sayılı elektrik piyasası kanunun 17/10 ve geçici 19 ile 20. Maddelerinin davaya konu olan somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, gerekçesiyle kayıp kaçak bedelinin iadesine karar veren yerel mahkeme karaırının bozulmasına hükmettiği,
Anayasa Mahkemesi’nin 09/12/2016 tarih ve 29913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2016/172 sayılı kararında; dava dilekçesinde 6639 sayılı kanunu 18. Maddesiyel 6446 sayılı kanuna eklenen geçici 18. Maddesinin tüketicilere kayıp kaçak bedeli adı altında ek bir mali yükümlülük getirmesinin Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmekte ise de, dava konusu kuralda tüketicilerden kayıp kaçak bedeli alınacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yer almadığından kayıp kaçak bedeli alınmasına yönelik Anayasa’ya aykırılık iddialarına dav akonusu kural kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığı ve dolayısıyla dava konusu kuralın Anayasa’nın 2, 48, ve 167 maddelerine aykırı olmadığı ve iptal talebinin reddinin gerektiği, aykıra kuralın Anayasa’nın 138 ve 172 maddeleriel ilgisinin görülmediğine karar verildiği,
Davacı şirket karafından dosyaya temin edilen 2014/11 tüketim dönemine ait elektrik faturasındaki davacının geri ödemesini talep ettiği dava konusu bedeli oluşturan birim fiyat enerji piyasası düzenleme kurumunca dava konosu fatura döneminde 30/09/2014 tarih … karar nolu ile alınan kurul karayıla onaylayarak yürürlüğe giren perakente satış tarifesinde yer alan davacının abone grubuna uygun dava konusu bedelle ilişkin TL/KWH bazındaki birim fiyat ile karşılaştrılmış ve faturaya yansıtılan bedelin tüketicinin yapmış olduğu kwh değerindeki sarifyatın bu birim fiyat ile çarpılarak bulunduğu sonuç olarak EPDK tarafından ilan edilen tarifelere aykırı bir durumun olmadığı,
4628 sayılı EPDK kurul kararları, 6719 sayılı elektrik piyasası kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun, Yargıtay 3. H.D. Nin 29/12/2016 GÜN, 2016/6993 E., 2016/17081K., sayılı ilamı , Anayasa Mahkemesi’nin 02/11/2016T., 2015/61E., 2016/172K., sayılı kararı diğer ilgili mevzuatlar ile dosya içinde bilgi ve belge ile yapılan incelemede;
Davacı Belen Madencilik San Tic Ltd Şti, davalı … AŞ ile imzaladığı sözleşmeyla, gereksinim duyduğu elektrik enerjisini ilgili mevzuat çerçevesinde söz konusu süreçte, davalı şirketten tedarik etmekte olduğu, davacının dava dosyasında sunulan elektrik enerjisi tüketimine ilişkin elektrik faturası incelendiğinde de ilgili tesisatı O.G. Tek terimli sanayi aktif enerji tarifesine göre futarulanadırıldığı,
Dava dosyasından da dava konusu uyuşmazlığın davacının elektrik faturalarıyla davalı tarafça tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin iadesini talep edip edemeyeceğine ilişkin olduğu,
6719 sayılı kanun değişikliği olmasaydı davacının davalıdan talep ettiği miktarla alacaklı olacağı,
Yürürlükteki 6719 sayılı yasanın geçici 20. Maddesi hükmünün kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır şekilned 6446 sayılı yasanın 17. Maddesinin ise ilgili tüzel kişiler kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlüdür ve ilgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartalır bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayıcı şeklinde olduğu,
Sonuç olarak bağlayıcı nitelikteki bu yasal hükümlere ve en son yargı içtihatlarına göre 6719 sayılı kanun kapsamında yapılan tespitlerde dava konusu edilen abonelik adına tahakkkuk ettirilmiş bedeller incelendiğinde, yapılan uygulamanın 3’er aylık periyotlar halinde EPDK tarafından onaylanmasına takiben yayımlanarak ürürlüğe giren ilgili abone grubu için belirlenen tarifelerle örtüştüğü,
Dolayısıyla EPDK tarafından yayımlanan tarifelere dayanılarak dava konusu bedeller ile ilgili kesintiler üzerinde yapılan kontrollerde dağıtım ve perakende satış şirketlerince bu bedellerin tahsil edilmesinin 6719 sayılı kanunu 20. Maddesi uyarınca kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu ve bu nedenle davannı söz konusu kesintileri yapmasında bir edim ifasına dayalı haksız zinginleşme durumunun bulundadığı, bu durumda iade yükümünün de söz konusu edilemeyeceği…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedelinin iadesinin talep edilip edilemeyeceği hususunda en önemli referanslardan birisini Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/7-2454 ve karar 2014/679 sayılı 21.5.2014 tarihli kararı teşkil etmiştir. Nitekim istikrarlı surette atıf yapılan karar uyarınca; ”…Kayıp kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır. Kayıp kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ..şeffaflık hukuk devletinin ayrılmaz parçasıdır…” gerekçeleri ile kayıp kaçak bedeli tahsilinin hukuka aykırı olduğu yönünde pek çok hüküm verilmiştir.
Dava tarihinden sonra 04/06/2016 tarihinde kabul edilen ve 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 6446 sayılı yasada bir takım değişiklikler yapılmıştır. 6719 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre; Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmü uygulanacaktır. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik, 6446 sayılı kanunun 17/10. maddesine göre de Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Aynı zamanda yürürlükteki 6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı yasanın geçici 20. maddesi gereği bu Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış davalarda da uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle bilirkişi tarafından yapılması gereken iş yalnızca 6719 sayılı yasa ile değişik, 6446 sayılı yasanın 17/10 maddesi gereği davalı kurum tarafından yapılan tahakkukların EPDK’nun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır. Ayrıca huzurdaki davada davacı tarafça EPDK tarife uygunluk denetimi yönünden herhangi bir taleplerinin bulunmadığı beyan edilmiştir.
Anılan yasa değişiklikleri değerlendirildiğinde; EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan davalar, yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kalmıştır. Bu gerekçelerle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Son olarak değerlendirilmesi gereken husus, yargılama giderleri ile yükümlü olan tarafın belirlenmesi noktasındadır. Davacı taraf izah edilen gerekçelerle davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Dolayısıyla davanın açılmasına sebebiyet veren taraf, davaya konu bedelleri tahsil eden davalıdır. Karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur ve dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu ortadadır. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 esas, 2017/3956 karar sayılı ilamı) Tüm bu nedenlerle; davacı yararına maktu vekalet ücreti ile davacının yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınan 32,20 TL peşin harçtan, alınması gereken 35,90 TL harcın mahsubu ile artan 3,70TL Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02 TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan harçlar toplamı 68,60TL, 850TL bilirkişi ücreti ve 144TL posta masrafı olmak üzere 1.062,60TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Hükümden sonra, gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine, masrafın talep eden tarafça karşılanmasına,
7-Bakiye gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen taraf iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2018

Katip e-imza Hakim e-imza