Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1246 E. 2018/65 K. 31.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1246
KARAR NO: 2018/65
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/12/2015
KARAR TARİHİ: 31/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket 21/06/2007 tarihinde davalı şirketinden 143.951,00-TL karşılığında araç satın aldığını, Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası kapsamında yürütülmekte olan sahtecilik ve kaçakçılık içerikli dosyadan müvekkil şirkete ait araca 07/10/2015 tarihinde ihtiyati tedbir konulduğunu, aracın satılamayacağına, devredilemeyeceğine ilişkin şerh düşüldüğünü, dava konusu müvekkil şirketin davalıdan aldığı aracın hukuki ayıplı bir araç olduğunu, aracın yurda kaçak olarak sokulması ve söz konusu araca mahkeme kararıyla satış ve devrine yönelik ihtiyati tedbir konulması nedeniyle, zabıta karşı ve ayıba karşı tekeffül hükümleri de birlikte değerlendirilerek müvekkil şirket ile davalı arasında yapılan alım satım sözleşmesinin feshi ile müvekkil tarafından davalıya ödenen 143.951,00-TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla fatura tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkil şirkette ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edildiği halde davalının duruşmalara katılmadığı gibi cevap beyanında da bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 28/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Aracın dava tarihi itibarı ile piyasa değerinin 135.000,00-TL olduğunu, davalının kusurlarından dolayı davacının zararının da tespit edilen bu miktarda olduğunu, davacının aracı kullanımı süresince edindiği faydanın 104.963,00-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 22/11/2017 tarihli bilirkişi 1.ek raporunda özetle; Dava konusu aracın önemli derecede gizli ayıplı olduğunu, bu nedenle davacının aracın bedelinin iadesi yönündeki talebinin haklı olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 27/11/2017 tarihli bilirkişi 2.ek raporunda özetle; Dava konusu aracın önemli derecede gizli ayıplı olduğunu, bu nedenle aracının bedelinin iadesi yönündeki talebinin haklı olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; Ticari satış sözleşmesinin satıma konu malda ortaya çıkan hukuki ayıp nedeniyle feshiyle satış bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı taraftan tahsili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan deliller bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça, 21/06/2007 tarihinde davalı şirketten… marka 2007 model ve … plaka sayılı aracı 143.951,00-TL karşılığında satın alındığını, aracın teslim alınıp kullanılmakta iken Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında yürütülmekte olan davada 07/10/2015 tarihinde davaya konu araca ihtiyati tedbir konularak aracın satılamayacağına ve devredilemeyeceğine ilişkin siciline şerh düşüldüğünü, bu nedenle aracın hukuki ayıplı bir araç olması nedeniyle taraflar arasındaki alım satım sözleşmesinin feshiyle davalıya ödenen araç bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsili talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/19-597 Esas ve 2012/80 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; hukuki ayıp, satılanın mutlaka alıcının elinden alınması sonucunu doğurmaz. Bu hal satıcının zabta karşı tekeffül sorumluluğuna değil, ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna yol açar. Kamu hukuka dayanan bir sınırlamanın varlığı; örneğin, ithal edilen bir aracın ithalatında problem olması hukuki ayıp olarak kabul edilebilir. Ancak bu ayıbın sözleşmede yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılanda var olması, mevcut ayıbın gizli olması ve o malın değerini veya kullanım amacını ciddi surette azaltması veya kaldırması gereklidir. Satıcının bu yükümlülüğünün ortaya çıkması için alıcının satılanı muayene etmesi ve iddia olunan ayıpları satıcıya ihbar etmesi gereklidir. Bunun aksine davranan alıcının ayıba karşı tekellüf hükümlerinden faydalanma olanağı yoktur. Ayıba karşı tekeffül borcuna ait TBK’nın 219 ila 226 maddeleri arasında belirtilen koşullarının gerçekleşmesiyle, alıcı aynı kanunun 227 ve devamı maddeleri kapsamında kendisine tanınan seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanabilecektir. Alıcı, satılan malın ayıbının bulunması halinde TBK’nın 227.maddesine göre satılanı redde hazır olduğunu beyanla satış sözleşmesini fesh edebileceği gibi, satılanı alıkoyup kıymetinin noksanı karşılığında satım parasının indirilmesini de isteyebilecektir. Diğer taraftan, TBK’nın 227.maddesine göre, satılanın miktarı muayyen misli şeylerden ise alıcıya dilerse fesih veya semenin tenzilinden hiçbirini talep etmeyip; satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini talep hakkı da tanınacaktır. Satım sözleşmesinen dönme beyanı, bozucu yenilik doğuran bir hak niteliğinde olup, bir irade açıklması olarak, satıcıya vardığı anda hükümlerini doğurur ve sözleşmeyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırır. Dönme üzerine sözleşmenin geçmişe etkili olarak ortadan kalkmasının doğal bir sonucu olarak, tarafların edimlerinin karşılıklı olarak aynı anda ifası gerekir. Dolayısıyla davacı elindeki aracı davalıya fiilen teslim ve tescil şartıyla, satım bedelini alabilecektir.
Somut olayda; Dava konusu araç, davalı firma tarafından 21/06/2007 tarihinde davacı şirkete 143.951,00-TL bedelle satılmıştır. Araç; davacı şirkete teslimi ve şirket adına tescilinden sonra davacı yan yedinde iken 17/10/2015 tarihinde Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı derdest kamu davasında ilgili aracın kaydına; “CMK 128/4.maddesi gereğince araç satılamaz, devredilemez” şerhinin işlendiği anlaşılmıştır. Davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari satıma ve eldeki davaya konu aracın hukuken ayıplı olduğu ve bu durumda ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerektiği açıktır. Bu ayıp nedeniyle davacının mülkiyet haklarının içeriğini düzenlenen 4721 sayılı TMK’nın 683.maddesinde belirtilen yetkilerine sahip olamadığı ve bunları kullanamadığı anlaşılmıştır. Araç her ne kadar davacı kullanımında bulunsa da; aracın tescil kaydı üzerinde; “satın alınamaz ve devredilemez” şerhi bulunduğundan davacı şirketin aracı istediği gibi tasarruf etme yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının satın aldığı malda kendisinin herhangi bir kusuru olmaksızın kamu gücüyle tasarruf hakkı kısıtlanmıştır. Bu nedenle satın alan davacı açısından bu maldan elde edeceği faydanın dava konusu aracın kaydına “satın alınamaz ve devredilemez” şerhinin konulmasıyla ortadan kalktığının kabulü gerekir. Bu durumda ve ortaya çıkan hukuki ayıptan satıcının ayıba karşı tekeffülüne ilişkin hükümlerine göre davacı satıcı şirket sorumludur; burada davalının hukuki ayıbının ortaya çıkmasında kusurlu olup olmaması da sonucu değiştirmez. Bu nedenle Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davaya konu aracı satan satıcı firma yetkilileri hakkında açılan kamu davasında verilecek kararın satıcının ayıba karşı tekeffülüne dayalı eldeki davaya herhangi bir etkisi bulunmadığından ceza davasının sonucunun beklenmesine lüzum görülmemiş ve yukarıda anlatılan nedenlerle; taraflar arasındaki 21/06/2007 tarihli araç satış sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ile; sözleşmeye konu … plaka sayılı … Şase numaralı… marka 2007 model aracın trafik tescil kaydındaki Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından konulan adli emanete ilişkin tedbir şerhi muhafaza edilmek suretiyle aracın aynı anda davalıya teslimi koşulu ile; 143.951,00-TL’nin aracın iade tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Taraflar arasındaki 21/06/2007 tarihli araç satış sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin TESPİTİ ile; sözleşmeye konu … plaka sayılı … Şase numaralı… marka 2007 model aracın trafik tescil kaydındaki Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından konulan adli emanete ilişkin tedbir şerhi muhafaza edilmek suretiyle aracın aynı anda davalıya teslimi koşulu ile;143.951,00 TL’nin aracın iade tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 9.833,29-TL ilam harcından peşin alınan 2.458,33-TL’nin mahsubu ile bakiye 7.374,96-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.458,33-TL peşin harç ve 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.486,03-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.266,08-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.142,00-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/01/2018

Katip …

Hakim …