Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1161 E. 2019/820 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1161
KARAR NO : 2019/820

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

DAVA TARİHİ : 26/11/2015
KARAR TARİHİ : 01/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/09/2014 günü … plakalı aracın … plakalı motorsiklete çarpması neticesinde… plakalı motorsiklet sürücüsü davacı ağır bir şekilde yaralandığını, meydana gelen kazada davalının sorumluluğunu üstlendiği ve trafik poliçesi olmayan … plakalı araç sürücüsü %100 kusurlu olduğunu, yargılama esnasında alınacak maluliyet oranının tespitinde de gösterileceği gibi davacının yaşamının tehlikeye sokulduğunu, basit bir müdahale ile giderilemeyecek zararlar olduğunu ve kalıcı şekilde yaralanmalar meydana geldiğini, trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacı için, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, şimdilik 500,00-TL tedavi ve bakıcı giderleri, 500,00-TL geçici iş göremezlik, 1.000,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatının, hesaplatılarak temerrüt tarihinden olmak üzere şimdilik 2.000,00-TL maddi tazminatın ve işletilecek ticari faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kamu Kurumu niteliğini haiz müvekkil Güvence Hesabı, Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9 ve 15. maddeleri esaslarına uygun olarak yapılan müracaatı değerlendirerek, yönetmeliğin 14. maddesi kapsamında tespit edilen tazminat miktarını hak sahiplerine ödeyecekken, davacı tarafından dava öncesinde başvuru yapılmış ve davacının T.C. Sağlık Bakanlığı… Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporunda “alında nedbe dokusu ile el üstlerinde …” olduğu bu durumda %5 maluliyete sebebiyet verdiği gerekçesiyle tazminat talebinde bulunduğunu, ancak yerleşmiş içtihatlar ve yargı kararları gereği bu tür doku arazlarının herhangi bir iş gücü kaybına yol açmaması ve bu nedenle maddi tazminatı gerektirecek bir husus olmaması sebebiyle talep müvekkil kurumca reddedildiğini, maluliyet oranının kaza sonucu oluşan arazların kaza ile illiyetleri de tespit edilmek suretiyle belirlenmesi gerektiğini, bu nedenle, Adli Tıp Kanunu’na göre, vücut fonksiyon kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle görevli olan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden ya da adli tıp bölümü bulunan bir üniversite hastanesinden alınacak raporla işgöremezlik oranının belirlenmesi ve zararın buna göre hesaplanması gerektiği Yargıtay tarafından kabul edildiğinden, bu konudaki Yargıtay kararına göre denetime elverişli ve doyurucu bir rapor temin etmek üzere dosyanın ilgili kuruma gönderilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla maluliyetin niteliği itibarı ile davacı bakıma muhtaç olmadığını, bakıma muhtaç olduğu ancak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınacak rapor ile belirlenebileceğini, bu nedenle, bakıcı giderleri yönünden öncelikle davacı bakıma muhtaç olmadığından davanın reddini talep ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının maddi zararı ancak aktüeryal inceleme sonucu tespit edilebileceğini, geçici iş göremezlik dönemi tazminat hesabına dahil edilemediğini, çünkü, zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları’na göre dolaylı zararlar teminat kapsamı dışında olduğunu, yapılacak hesapta bu hususun da dikkate alınması iş görülemeyen dönemin hesabında %100 üzerinden uygulanmamasını talep ettiğini, bunun yanında, davacının sgk.dan geçi iş görmezlik ödeneği alıp almadığının da tespitini talep ettiğini, zira, SGK ödediği bu ödenekleri kuruma rücu etmekte ve kurum mükerrer ödeme yapmak durumunda kaldığını, tedavi giderleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılandığını, 13.02.2011 tarihinde kabul edilerek 25.02.2011 tarihinde yayınlanarak yürülüğe giren 6111 sayılı torba yasanın 59. maddesine göre her türlü sağlık hizmetine ilişkin talepler sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanması gerektiğini, 25.02.2011 tarihli 27857 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan bazı alacakların yeniden yapılandırılması ile sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu ve diğer bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında Kanun’un 59. maddesinde; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, ( tedavi giderleri ) kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanır.” hükmü ile tedavi giderleri açısından tüm sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu’na yüklendiğini, diğer yandan söz konusu kanun’un geçici 1. maddesinde belirtildiği üzere; bu kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri de sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacağını, dolayısı ile Güvence Hesabı’nın davada talep edilen tedavi giderleri açısından hiçbir sorumluluğu kalmadığını, bu itibarla, talep edilen tedavi giderleri yönünden pasif husumet yoksunluğu nedeniyle davanın reddini talep ettiğini, davaya cevaplarımızın sunumu ile davanın usul ve esasa ilişkin olarak sunduğumuz gerekçeler dikkate alınarak reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacıya tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 15/03/2017 tarihli ATK raporunda özetle; Sermet oğlu 1992 doğumlu …’nun 12/09/2014 tarihinde maruz kaldığı motosiklet kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri muvacehesinde maluliyetine neden olacak düzeyde olmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığını, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’ndan alınan 06/03/2018 tarihli ATK raporunda özetle;…hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; Sermet oğlu 1992 doğumlu…’nun 12/09/2014 tarihinde maruz kaldığı motosiklet kazasına bağlı yumuşak doku yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri muvacehesinde maluliyetine neden olacak düzeyde olmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığını, iyileşme(iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceğini, kişinin yüzündeki yara izlerinin ilgili yönetmelikte karşılığının bulunmadığı, bu nedenle değerlendirilemediğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 08/11/2018 tarihli ATK raporunda özetle; Sürücü …’ın %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğunu, davacı sürücü …’nun %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 24/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 12/09/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %85 kusur oranındaki sorumluluk duruma göre davacı …’nun, 3 haftalık geçici iş göremezlik döneminde %100 kazanç kaybı nedeniyle maddi zararının 530,16-TL olduğunu, davacının bağlı bulunduğu SGM’ye müzekkere yazılarak davacıya bu olaya bağlı olarak ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin sorulması ve bildiriliecek tutarın %85 kusur karşılığının (rücuuya tabi tutarın) davacının belirlenen 530,16-TL’lık zararından tenzili ile kalan tutarın davacının geçici iş göremezlik dönemi için talep edilebilir maddi zararını teşkil edeceğini, 1 haftalık bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 224,91-TL olduğunu, dava dosyasında davacının 3 haftalık iyileşme süresinin ne kadarında bakıma ihtiyaç duyduğuna dair bir belge bulunmadığından, takdiren iyileşme süresinin 1/3’ünde bakıma ihtiyaç duyacağı kabul edilerek bakıcı gideri zararı belirlenmiş olduğunu, Mahkememizce anılan hususa iştirak edilmemesi halinde ATK veya denk bir kuruluştan davacının iyileşme süresinde bir başkasının yardımına ihtiyaç duyup duymayacağını, ihtiyaç duyması halinde bu sürenin ne kadar olacağı yönünde rapor alınması halinde buna göre bakıcı gideri zararının yeniden yapılabileceğini, ATK tarafından malul kalmadığı belirlenen davacının sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi zararının bulunmadığını, davacının maddi zararları zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve limitleri içinde kaldığını, davalı bakımından temerrüt tarihinin 23/10/2015 olarak belirlendiğini, sigorta poliçe bulunmayan araç motosiklet olduğunu, kullanım amacının ticari olduğuna dair dosyada belge bulunmadığından, ticari faiz talebine ilişkin takdirin Mahkememize ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; Trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; 12/09/2014 tarihinde… plakalı aracın… plakalı motorsiklet sürücüsü davacıya çarpması sonucunda meydana gelen kaza nedeniyle davacının maluliyetini gerektirir nitelikte yararlandığından bahisle eldeki tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 15/03/2017 tarihli Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’nun 06/03/2018 tarihli ATK raporunda da belirlendiği üzere; Davacı … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen verilerin değerlendirilmesi sonucunda; Davacı …’nun 12/09/2014 tarihinde maruz kaldığı motosiklet kazasına bağlı yumuşak doku yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri muvacehesinde maluliyetine neden olacak düzeyde olmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceğinin belirlendiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 08/11/2018 tarihli ATK kusur raporunda; Davaya konu kazanın meydana gelmesinde; dava dışı sürücü …’ın %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’nun ise; %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.
Maluliyet ve kusur tespitine ilişkin ATK raporları esas alınarak düzenlenen 24/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; 12/09/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %85 kusur oranındaki sorumluluk duruma göre davacı …’nun 3 haftalık geçici iş göremezlik döneminde %100 kazanç kaybı nedeniyle maddi zararının 530,16-TL ve 1 haftalık bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 224,91-TL olduğu, davacının 3 haftalık iyileşme süresinin takdiren 1/3’ünde bakıma ihtiyaç duyacağı kabul edilerek bakıcı gideri zararının belirlendiği, davacının maddi zararlarının güvence hesabınca belirlenen limit içerisinde kaldığı, davalı bakımından temerrüt tarihinin 23/10/2015 (12.10.2015 başvuru tarihi + 8 iş günü) olarak belirlendiği, sigorta poliçe bulunmayan aracın motosiklet olduğu, kullanım amacının ise; ticari olduğu hususunun belirlenemediğinden talep edilecek faizin yasal faiz olduğu, açıklanan bu nedenlerle; dosya kapsamına alınan ATK raporları ile davacının davaya konu kaza sebebiyle daimi maluliyeti belirlenemediğinden davacının sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş, davacı yanın geçici iş göremezlik tazminatı talebinin taleple bağlı kalınarak 500,00-TL ve 224,91-TL bakıcı giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine ilişkin, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE;
2-Davacının sürekli maluliyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Taleple bağlı kalınarak 500,00-TL geçici iş göremezlik tazminatının 23.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- 224,91-TL bakıcı gideri tazminatının 23.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 49,51-TL ilam harcından peşin alınan 27,70-TL ‘ nin mahsubu ile bakiye 21,81-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 27,70-TL peşin harç ve 27,70-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 55,40-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 724,91-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.275,09-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 866,75-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 552,59-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına; arta kalan 314,16-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne miktar bakımından KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 01/10/2019

Katip

Hakim