Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1085 E. 2018/538 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1085 Esas
KARAR NO : 2018/538
DAVA : Menfi Tespit (Bonodan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2015
KARAR TARİHİ: 30/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bonodan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından müvekkiller aleyhine 72.000TL bedelli bonoya dayalı olarak İstanbul …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, müvekkillerin vermiş oldukları bonoya istinaden takip alacaklısına toplam 72.000-TL yi ödediğini, ancak takip alacaklısı kötü niyetli olarak müvekkilden almış olduğu bonoyu iade etmeyerek icra takibine konu ettiğini, takip konusu bono bedelinin ödendiğini, bu nedenlerle takibin tedbiren durdurulmasına, müvekkillerin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile bonoda yazılı miktar olan 72.000-TL nin %20 si üzerinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilin davacılar aleyhine 72.000-TL bedelli bonoya dayanarak İstanbul …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası üzerinden takibe giriştiğini, takibin kesinleştiğini, davacıların idda ettiği gibi dava konusu bononun büyükbaş hayvan bakıcılığına teminat olarak verilmiştir iddiası gerçekten ve iyiniyetten uzak bir iddia olduğunu, davacıların senet bedelini ödedikleri iddiası gerçekleri yansıtmadığını, senet bedelleri ile ilgili yaptıklarını iddia ettikleri ödemelerin dava konusu senet ile ilgili yapıhdığına dair hiçbir delil bulunmadıağını, davacıların dava konusu bono bedeli ile ilgili iddiaları somut delillere ve belgelere dayanmayan soyut ve iyiniyetten yoksun olduğunu, bu nedenlerle haksız ve iyiniyetten yoksun tamamen borcun tahsilini engellemek amacıyla açılan davanın reddine, bononun tutarı olan 72.000TL nin %20 si kadar kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına dayanak bono yönünden menfi tespit istemine ilişkindir.
İstanbul …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmıştır. Takip dosyasının tetkikinde; takibin 30/08/2014 tanzim, 30/09/2014 vade tarihli 72.000TL bedelli bonoya dayalı olarak neticeten 76.625,40TL alacak üzerinden başlatıldığı tespit edilmiştir.
… Bankası A.Ş Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacılar tarafından davalı … adına herhangi bir para transferi yapılıp yapılmadığı sorulmuş, gelen yazı cevabında ilgili kayıtlara rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 18/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı tarafından … Bankası … numaralı … vadesiz hesaba ilişkin tarih aralığı 01/01/2014-31/12/2014 işlem grubu finansal olan açıklamalı ekstrede İbrahim Demir alıcı ismine toplam 72.000TL ödeme listelendiği,
Dava konusu 2015 yılına ilişkin davacıların adını içeren tutar olarak bildirilen ödemeleri içeren bilgi bulunmadığı,
Davacıların düzenlediklyeri takibe konu senedi davalıya verdikleri hususunda ihtilaf mevcut olmadığı,
Daevacılar borcun doğumuna ilişkin taraflar arasında bono alacaklısının hayvanlarına bakılacağından teminat olarak verildiğini, hayvanlara bakıp sattıktan sonra bunlara ilişkin ödemeleri takip alacaklısına gönderdiklerini bono bedelinin ödendiğini borcun sonlandığını bildirmiş olduğu,
Davalı ödemeleri kabul etmiş ise de senet için olmadığını ve davacıların iddia ettiği hayvan bakıcılığına teminat olarak verildiği iddiasının gerçekten uzak olduğunu bildirdiği, senet metni incelendiğinde sanetin nakten ibaresi ile düzenlendiği,
Bu durumda senet metni dışındaki iddianın tavsik edilmesi gerektiğine dair takdirin mahkemede olduğu,
Bununla birlikte davacının bildirdiği hayvan bakıcılığı sebebi ile bir tiacari ilişkinin varlığının yine mahkemece değerlendirilmesi halinde bu defa teamümde davacının bildirdiği gibi hayvan bakıcılığı için teslim alınan hayvanlar için teminat niteliğinde hayvan bedellerini karşılayacak bono düzenlemesi olup olmadığının da bilinmesi karşılayacak bono düzenlemesi olup olmadığının da bilinmesi gerektiği,
Senede ilişkin borcun sebebinin davacı iddiası kapsamında değerlendirilmesi halinde senet düzenleme tarihinin 30/08/2014 tarihinde olması karşısında düzenlenmeden önce ödeme yaılmasının da izahı ayrıca bulunmadığı, davacının ödemeleri davalının da iddia ettiği gibi yukarıda listelendiği üzere 31/01/2014 tarihinden itibaren olduğu,
Bununla birlikte davacı ödemeleri tespit edilmiş olmakla ve davacıların davalıya başkaca borçlama sebebi tespit edilememsi karşısında ödemelerin senede ilişkin değerlendirilmesi durumunda senet bedeli 72.000TL tutarda davacıların davalıya başkaca borçlanma sebebi tespit edilememesi karşısında ödemelerin sanede ilişkin değerlendirilmesi durumunda senet bedeli 72.000TL tutarda davacıların ödeme yaptığı belirlenmediği,
Her halükarda davacı ödemelerinin mevcut bird borca karşılık yapıldığının ve senet düzenleme tarihine göre biör hesap yapılmasının beklendiği durumda senet düzenleme tarihinden sonraki ödemelerin senede ilişkin olarak değerlendirilmesi mümkün olacak olup düzenleme tarihi 30/08/2014 tarihinden sonra 12.000TL 01/09/2014 tarihli ödemenin mevcut senet için ödeme olarak kabul edilerek senet tutarından düşümünün takibe kadar hesaplanan faizinin ;3.531,37 olduğu,
Senet düzenleme tarihinden sonraki ödemeye göre borç alacak durumunun hesaplanmasını beklediği durumda davacının 12.536,63TL tutar borçlu olmadığı;
Talep edilen 76.000,00TL ,
Hesaplanan borç 64.088,77TL ,
Borçlu olunmayan 12.536,63TL olduğu,
Dosya davacı ödeme iddiası … Bankası yazı cevabı eki CD içeriği incelemeler yapılmış olup, menfi tespite konu edilen senet ile ilgili olduğu davacı tarafın iddiasında olan ve davalının senede ilişkin olmadığını bildirdiği ödemeler toplam 72.000,00TL rapor içinde tespit edilmiş olup , iddia ve senet düzenleme tarihinden sonraki ödeme tarihleri dikkate alınarak bir hesaplama istendiği durumda 12.563,63TL davacıların borçlu olmadıkları tutar hesaplanacağı…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; takibe konu ”nakden” ibareli bononun teminat amacıyla düzenlenip düzenlenmediği, bono bedelinin davalıya ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 776 ve devamı maddeleri gereğince bono bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olup, illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin teminat senedi olduğunu savunan tarafa aittir. HMK gereğince senede karşı iddia edilen hususların da senetle ispatlanması gerekmektedir.
Takibe konu ”Nakden” ibareli bono üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Davacılar dava ve takip konusu bononun teminat olarak verildiğini ileri sürmüş ancak bu hususa ilişkin yazılı delil sunulmamıştır.
İzah edildiği üzere; bono, belli bir borç ikrarını içeren kambiyo senedi olup, bononun belli bir sebeple düzenlendiğini ve düzenlenme sebebinin gerçekleşmediğini veya bonoda yazılı borcun ödendiğini yasal delillerle ispat etme külfeti davacılardadır. Dava konusu edilen bonoda “nakten” kaydı bulunmaktadır. Bu nedenlerle somut olayda davacılar ispat külfeti altında olan taraftır.
Davacı taraflarca ileri sürülen ödeme savunması yönünden yapılan tetkikte ise davalı tarafın ödemeyi kabul ettiği ancak mevcut ödemenin takibe dayanak bonoya mahsuben yapılmadığını, cari hesap ilişkisine dayalı olarak ödemelerin yapıldığını savunmasını ileri sürmüştür. Böylece davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını (havale ile para gönderildiğini) kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü yer değiştirmemiş olup ispat yükü altında olan tarafın davacılar olduğu tespit edilmiştir. (Bkz. HGK.nun aynı yöndeki 12.3.2003 tarih, … esas ve … karar; 9.6.2004 tarih, … esas ve … karar sayılı kararları)
Bonoya mahsuben yapılan ödeme savunması noktasında celp edilen banka kayıtlarının tetkikinde ise ödemelerin büyük çoğunluğunun bononun tanzim tarihinden önceki dönemlere ilişkin olduğu ve ödemeler kapsamında bonoya dayalı herhangi bir ödeme açıklamasının bulunmadığının tespiti karşısında davacı iddiasına itibar edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davacı taraf teminat senedi ve takip konusu bononun bedelsizliği iddiasını usulüne uygun kesin ve yazılı delille ispat edemediği, davacı tarafın açıkça yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla, sübuta ermeyen davanın reddine, davacıların tedbir kararının reddine karar verilmesi ve takibin devam etmesi nedeni ile davalı yanın tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı yanın tazminat talebinin reddine,
3-Alınan 1.308,58 TL peşin harçtan, alınması gereken 35,90 TL harcın mahsubu ile artan 1.272,68 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı taraflara iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre 8.778,79TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
7-Hükümden sonra, gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine, masrafın talep eden tarafça karşılanmasına,
Dair, davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2018

Katip e-imza Hakim e-imza