Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/108 E. 2018/45 K. 24.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/108 Esas
KARAR NO : 2018/45
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/01/2015
KARAR TARİHİ: 24/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin tüketicinin tedarik ettiği elektrik için ödemek zorunda olduğu faturaya, hukuka aykırı olarak bazı ek bedellerin eklenmesini ve elektrik faturasının tahsil edilmesini, iadesini talep ettiği ve hukuka aykırı olarak bu bedellerin alındığını, 01/01/2003-31/08/2010 tarihleri arasındaki döneme istinaden müvekkil şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen şimdilik 3000TL kayıp kaçak bedeli ile sayaç okuma, iletim, personel satış hizmet ve dağıtım hizmet bedellerinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek TCMB en yüksek avans faizi ile birlikte alındığını, bu bedellerin davalı şirketten tahsilini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, yargılama gideri ve vekalet ücretinin dönemsel tarihler dikkate alınarak karar verilecek bedelin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve eklerinin 31/03/2015 tarihindeki tebliği ile davanın varlığından haberdar olunduğu, davanın karşı tarafı ve neye ilişkin olduğuna dair halen bilgilerinin bulunmadığını, usulsüz yapılan tebligatın geçersiz sayılarak yeniden tebligat çıkarılmasını, usul yönünden itirazları ileri sürerek davayı kabul etmediğini beyan ettiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:Dava; faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma, iletim, dağıtım bedellerinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizin 11/12/2015 tarihli celsesinde davalılar …Enerji Elektrik Üretim AŞ ile … Elektrik Enerjisi Toptan Satış AŞ hakkındaki davanın tefriki ile yargılamaya yalnızca davalı … AŞ yönünden devam edilmesine karar verilmiştir.
Taraf delilleri toplanmış, …Elektrik Dağıtım AŞ, …Enerji Elektrik Üretim AŞ, … Elektrik Enerjisi Toptan Satış AŞ’ye yazı yazılarak taraflar arasındaki sözleşme, sayaç endeks surumu, sayaç çarpanı, her bir kalem için uygulanan birim fiyatlar, talebe konu döneme ait faturalar celp edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan iptal başvurusu ile ilgili kanuni bekleme süresinin dolması nedeniyle anılı iptal başvurusunun bekletici mesele yapılması yönündeki talebin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedelinin iadesinin talep edilip edilemeyeceği hususunda en önemli referanslardan birisini Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/7-2454 ve karar 2014/679 sayılı 21.5.2014 tarihli kararı teşkil etmiştir. Nitekim istikrarlı surette atıf yapılan karar uyarınca; ”…Kayıp kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır. Kayıp kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ..şeffaflık hukuk devletinin ayrılmaz parçasıdır…” gerekçeleri ile kayıp kaçak bedeli tahsilinin hukuka aykırı olduğu yönünde pek çok hüküm verilmiştir.
Dava tarihinden sonra 04/06/2016 tarihinde kabul edilen ve 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 6446 sayılı yasada bir takım değişiklikler yapılmıştır. 6719 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre; Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmü uygulanacaktır. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik, 6446 sayılı kanunun 17/10. maddesine göre de Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Aynı zamanda yürürlükteki 6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı yasanın geçici 20. maddesi gereği bu Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış davalarda da uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle bilirkişi tarafından yapılması gereken iş yalnızca 6719 sayılı yasa ile değişik, 6446 sayılı yasanın 17/10 maddesi gereği davalı kurum tarafından yapılan tahakkukların EPDK’nun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Bahsedilen yasal düzenlemeler kapsamında dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi Profesör Doktor İbrahim Şenol 12/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu , EPDK Kurul Kararları, 6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun , Yargıtay 3.H.D’nin 29/12/2016 gün, 2016/6993esas 2016/17081 karar sayılı ilamı, diğer ilgili mevzuatlar ile dosya içindeki belge ve deliller kapsamında , 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinin 2.fıkrasında belirtildiği üzere EPDK’nın elektrik faturalarında bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını belirleme yetkisine sahip olduğu, kurulca düzenlemeye tabi tarifelerin; bağlantı ve sistem kullanım tarifeleri, iletim tarifesi, toptan satış tarifesi, dağıtım tarifeleri, perakente satış tarifelerinden oluştuğu, dolayısıyla EPDK’nın düzenleyebileceği tarifeler arasında Kayıp Kaçak Bedeli Tarifesi adı altında bir tarifenin bulunmadığı, elektrik enerjisi tüketim bedellerine her ay %9-10 oranında artış getiren Kayıp Kaçak Bedeli içinde yer alan Kayıp Bedeli’nin tüketiciden talep edilmesinin hukuksal açıklamaları yapılabilir ise de, tüm ülkemizi kapsar şekilde Kaçak Elektrik Enerjisi Bedelinin tüm tüketicilere yansıtılmasının hukuka uygunluğunun ileri sürülmesinin olanaksız olduğu, kayıp kaçak bedelleri dışında faturaya yansıtılan diğer bedellerinin(iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli) alınmasının 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu çerçevesinde EPDK’nın yasal mevzuatına uygun olduğu, bu mevzuat değiştirilmedikçe kayıp kaçak bedeli dışındaki bedellerinin tahsil edilebileceği, ancak kayıp kaçak bedelinin 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu kanunla ilgili mevzuatlarda alınma gerekçesini açıklayan tam bir yasal karşılığı olmadığı, zira; özellikle alçak gerilim hatlarının iyi işletilmemesinden dolayı meydana gelen teknik kayıpların bir türlü istenilen düzeye indirilememesi ve buna ek olarak kaçak olarak kullanılan elektrik enerjisinin fiili kullanıcısı ve hukuki abonesinden değil tüm dürüst kullanıcılardan tahsil edildiği, oysa hatların iyi işletilmesi ve kaçağın önlenmesi dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olduğu, buna rağmen 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un rapor içeriğinde açıklanan maddeleri ile kayıp kaçak bedellerinin tüketiciye yansıtılmasının yasal kılınıldığı, dava konusu yapılan aboneliğe dair TL bazında Tüketim Ekstreleri vb, belgeler incelendiğinde yapılan uygulamanın 3’er aylık periyotlar halinde EPDK tarafından onaylanmasına takiben yayımlanarak yürürlüğe giren tarifelerle örtüştüğü, sonuç olarak 17/06/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi 17/06/2016 tarihinden sonra 26. Maddesi de 17/06/2016 tarihine kadar, açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsadığından davacı tarafın ödediği kayıp kaçak bedellerini ve diğer fatura bileşenlerini geri isteyemeyeceği, dava konusu faturalar üzerine yapılan kontrollerde dağıtım ve perakende satış şirketlerince bu bedellerin tahsil edilmesinin EPDK tarifelerine uygun olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Anılan yasa değişiklikleri ve bilirkişi raporu bütün olarak değerlendirildiğinde; EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan davalar, yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kalmıştır. Bu gerekçelerle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Son olarak değerlendirilmesi gereken husus, yargılama giderleri ile yükümlü olan tarafın belirlenmesi noktasındadır. Davacı taraf izah edilen gerekçelerle davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Dolayısıyla davanın açılmasına sebebiyet v… taraf, davaya konu bedelleri tahsil eden davalıdır. Karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur ve dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu ortadadır. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 esas, 2017/3956 karar sayılı ilamı) Tüm bu nedenlerle; davacı yararına maktu vekalet ücreti ile davacının yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınan 51,24TL peşin harçtan, alınması gereken 35,90 TL harcının mahsubu ile bakiye 15,34 TL Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02 TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafın yapmış olduğu masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili kendisini vekille temsil ettirmiş ise de; dava yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa nedeniyle dava konusuz kaldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dava, yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa gereğince konusuz kaldığından, davalı yan davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden ve davanın açılış tarihi itibariyle dava haklı görüldüğünden davacı tarafça yapılan 1.600 TL bilirkişi ücreti, 584,5 TL posta masrafı, 51,24TL harç masrafı olmak üzere toplam 2.235,74TL masrafın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı yararına karar tarihindeki AAÜT gereğince 2.180TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza