Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1077 E. 2018/1090 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1077
KARAR NO : 2018/1090

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/11/2015
KARAR TARİHİ : 04/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerin annesi olan …’nın içinde bulunduğu araç, 21/06/2014 günü saat 18:10 sıralarında Doğusan İnşaat Ticaret Anonim Şirketine ait … plakalı sayılı … marka aracıyla E-80 karayolunda Tekirdağ istikametinden İstanbul istikametine doğru seyrederken Silivri Katılımı geçtikten sonra hava durumunun aşırı yağışlı, zeminin ıslak olması neticesi şoförün direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkıp, önce sa ğ ön kısmıyla toprak alana çarptığını, çarpmanın etkisiyle savrulan araç yine yolun sağındaki bulunan ağaca sağ yan üst kısımlarıyla çarparak durması sonucu ölümlü maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, ölümlü trafik kazası nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 6100 sayılı yasanın 107.maddesine göre belirlenecek tutara göre harcı tarafça yatırılarak arttırılmak üzere, şimdilik … Sigorta Şirketinden müvekkiller 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi, yargılama gideri ve vekalet ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı araç müvekkil şirket tarafından 28/03/2014-08/01/2015 vadeli … nolu trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, dava konusu kazanın meydana geliş biçimi yönünden, müvekkil sigortalısı araca atfedilen kusurun kabulünün mümkün olmadığını, sigortalı araca atfı kabil kusur bulunmadığından davanın reddini, hatır taşımasının tespitine, tespiti halinde müterafik kusur oranında indirim yapılmasını, kaza tarihinden faiz talebinin reddini, herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 21/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı sigorta şirketine ZMSS trafik poliçesi ile kayıtlı bulunan … plakalı otomobil sürücüsü …’nın olayda %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı taraf murisi müteveffa yolcu …’nın olayda kusursuz olduğunu, davalı tarafın %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre …’nın vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden, davacı oğlu …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 29.053,60-TL olduğunu, davacının maddi zararının poliçe limiti içinde kaldığını, olay tarihinde 24 yaşında olan davacı oğlu …’un destek tazminatı talep koşullarının bulunmadığını, davalının 02/11/2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 07/06/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kök rapor ile bu raporda belirlendiği gibi, davalı sigorta şirketi ZMSS trafik poliçesi ile kayıtlı bulunan … plakalı otomobili sürücüsü …’nın olayda %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı taraf murisi müteveffa yolcu …’nın olayda kusursuz olduğunu, davalı tarafın %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre …’nın vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden, 1.seçenekte; müteveffanın gelirinin asgari ücret olduğunun kabulü halinde ilk rapordaki gibi; davacı oğlu …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 29.053,60-TL olduğunu, 2.seçenekte; müteveffanın elektrik mühendisi olduğu ve gelirinin mühendisler odası tarafından bildirilen emsal ücretler kadar olduğunun kabulü halinde; davacı oğlu …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 229.241,02-TL olduğunu, davacının maddi zararının her iki seçenekte de poliçe limiti içinde kaldığını, olay tarihinde 24 yaşında olan davacı oğlu …’un destek tazminatı talep koşullarının bulunmadığını, davalının 02/11/2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediğini, hatır taşıması iddiasına ilişkin takdirin Mahkememize ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 18/05/2018 tarihli bilirkişi 2.ek raporunda özetle; Taraf itirazları doğrultusunda değişiklik gerektirmeyen bilirkişi kök rapor ile bu raporda belirlendiği gibi; davalı sigorta şirketine ZMSS trafik poliçesi ile kayıtlı bulunan … plakalı otomobili sürücüsü …’nın olayda %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı taraf murisi müteveffa yolcu …’nın olayda kusursuz olduğunu, avalı tarafın %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre …’nın vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinin, 1.seçenekte; müteveffanın gelirinin asgari ücret olduğunun kabulü halinde ilk rapordaki gibi; davacı oğlu …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 29.053,60-TL olduğunu, 2.seçenekte; vefatından önce Elektrik Mühendisi olarak çalışan müteveffanın fiilen elde ettiği ücretleri gösterir belge bulunmaması nedeniyle, müteveffanın gelirinin mühendisler odası tarafından bildirilen emsal ücretler kadar olduğunun kabulü halinde ek raporda belirlendiği gibi; davacı oğlu …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 229.241,02-TL olduğunu, davacının maddi zararının her iki seçenekte de poliçe limiti içinde kaldığını, olay tarihinde 24 yaşında olan davacı oğlu …’un destek tazminatı talep koşullarının bulunmaması nedeniyle anılan davacının maddi zararının belirlenemediğini, davalının 02/11/2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediğini, hatır taşıması iddiasına ilişkin takdirin Mahkememize ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacılar vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Islah talebinin kabulüne ve müddeabihin ıslahı yolu ile arttırdığı kısım ile dava dilekçesinde talep ettiği miktarların birleştirilmesi sonucu toplam 229.241,02-TL’nin faizi ile birlikte davalıdan alınıp müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Trafik kazası sebebiyle vefat eden murisin mirasçıları tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; 21/06/2014 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki, davalı şirketine ZMSS trafik poliçesi ile kayıtlı bulunan … plakalı otomobil ile Tekirdağ istikametinden İstanbul istikametine doğru seyri sırasında dava dışı sürücü …’nın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucunda araçta yolcu olarak bulunan davacıların annesi olan müteveffa …’nın vefat ettiği, vefat eden murisin mirasçıları tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 21/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı sigorta şirketine ZMSS trafik poliçesi ile kayıtlı bulunan … plakalı otomobil sürücüsü …’nın olayda %100 oranında kusurlu olduğu, davacı taraf murisi müteveffa yolcu …’nın olayda kusursuz olduğu, davalı tarafın %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre …’nın vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden, davacı oğlu …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 29.053,60-TL olduğu, davacının maddi zararının poliçe limiti içinde kaldığı, olay tarihinde 24 yaşında olan davacı oğlu …’un destek tazminatı talep koşullarının bulunmadığı, davalının 02/11/2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediğini mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 07/06/2017 tarihli bilirkişi ek ve 2. ek raporlarında da ise; müteveffanın gelirinin asgari ücret olduğunun kabulü halinde ilk rapordaki gibi; davacı oğlu …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 29.053,60-TL olduğu, müteveffanın elektrik mühendisi olduğu ve gelirinin mühendisler odası tarafından bildirilen emsal ücretler kadar olduğunun kabulü halinde ise; davacı oğlu …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 229.241,02-TL olduğu, davacının maddi zararının her iki seçenekte de poliçe limiti içinde kaldığını, olay tarihinde 24 yaşında olan davacı oğlu …’un destek tazminatı talep koşullarının bulunmadığı, davalının 02/11/2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği, hatır taşıması iddiasına ilişkin takdirin Mahkememize ait olduğunun mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Davacıların murisleri müteveffanın elektrik mühendisi olduğu celp edilen kayıtların tetkikinden anlaşılmıştır. Bu bağlamda; dosya içerisinde mevcut belgelere göre desteğin gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğunun kabulü mümkün değildir. İstanbul Elektrik Odası Mühendisleri Başkanlığı Ticaret Odası’nın cevabi yazısında, kaza tarihi olan 2014 yılı itibariyle elektrik mühendisinin aylık net kazancının 8.016,62-TL olduğu bildirilmiş olup; bu yazı cevabı, desteğin yaptığı işin mahiyeti ve kıdemine göre desteğin asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiği açıktır. Bu nedenle, müteveffanın elektrik mühendisi olduğu, yine gelirinin mühendisler odası tarafından bildirilen emsal ücretler kadar olduğunun kabulü ile; davacı oğlu …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 229.241,02-TL olduğunun anlaşıldığı, ancak diğer davacı …’un olay tarihinde 24 yaşında olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmiş; ancak kısa karar ve gerekçeli karar uyumsuzluğu oluşturmamak adına burada belirtilmekle yetinilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça hatır taşıması indirimi yapılması talep edilmiş ise de; müteveffa …’nın dava dışı sürücü eşi …’nın aracında yolcu olarak bulunması neticesinde davaya konu trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. İşletenin veya sürücünün, araçta taşınandan, doğrudan doğruya ücret almasa bile taşıma, maddi veya manevi menfaati bulunuyorsa bu durumda hatır ilişkisinin varlığından söz edilemez. Aile bireylerinin taşınması yakıt, aşınma ve diğer giderlere dönük maliyet gerektirmesinin olağan ulaşım araçları ile yolculuk seçeneğinin tercihi halinde yapılması zorunlu harcamaların yerini tutacak olması nedeniyle hatır taşıması olarak kabul edilemez. Bu nedenle eşin taşınması hatır taşıması kabul edilemez. Çünkü bir kimsenin eşini taşıması ahlaki bir görevin ifası niteliğinde olup, bu taşımada maddi ve manevi yararları olduğundan davacının araçta hatır için taşındığının kabul edilemeyeceği anlaşılmış ve tazminattan indirim yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle; 229.241,02-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 02/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
229.241,02-TL destekten yoksun kalma tazmitanın dava tarihi olan 02/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 15.659,45-TL ilam harcından 3.907,00-TL ıslah harcı, peşin alınan 27,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 11.724,75-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 3.907,00-TL ıslah harcı, 27,70-TL peşin harç ve 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.962,40-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 19.704,46-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.996,60-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/12/2018

Katip …

Hakim …