Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/942 E. 2019/1149 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/942
KARAR NO : 2019/1149
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 27.09.2011 tarihli dava dilekçesinde özetle;.”Davacı Şirket … A.Ş. (… Yatırım) …, … ve … isimli müşterilerine herhangi bir borçlarının olmadığının tespitine ilişkin iş bu menfi tespit davasını açmıştır. … nolu Müşterileri …’in 4.10.2005 (2004 olmalı) tarihinde Müvekkili Şirket ile çerçeve sözleşme imzaladığını ve 11.10.2004 tarihinden 24.05.2005 tarihine kadar hisse senedi alım satım işlemlerinde bulunduğunu. … nolu Müşterileri …’in 28.12.2004 tarihinde Müvekkili şirkette çerçeve sözleşme imzalayarak hesap açtığını ve 26.04.2005 tarihine kadar hisse senedi alım satım işlemleri gerçekleştirdiğini. … nolu Müşterileri …’nun 16.06.2005 tarihinde hesap açmış olmasına rağmen, esabında dava tarihine kadar hiçbir nakit ve kıymet hareketi olmadığını. Her üç müşteriye de, usul ve yasa gereğince iadeli taahhütlü posta ile aylık ekstreler gönderildiğini, aralıklarla hesaplarına ilişkin mutabakatlara imzalı beyanlarda bulunduklarını. Ancak daha sonra tarafların birlikte hareket ederek ve bir vekil tayini ile hesaplarında gerçekleştirilen işlemleri ve hesaplarındaki eksilmeleri kabul etmediklerini, bu konuda Şirketi suçladıklarını, hatta şirketlerini Sermaye Piyasası Kurulu’na şikayet edecekleri yönünde şantajda bulunduklarını, davalıların 12.08.2006 tarihli müvekkili şirkete gönderdikleri yazıda, … için 25.000 TL, … için 30.724 TL ve … için 37.687 TL talep ettiklerini, ayrıca toplam üzerinden % 10 oranında avukatlık ücreti olan 9.340 TL olmak üzere toplamda 93.411 TL istediklerini, aksi takdirde kapatma ile cezalandırılması için Müvekkil şirketi Sermaye Piyasası Kurulu’na başvuruda bulunulacağını belirttiklerini, ifade ederek söz konusu 3 müşteriye herhangi bir borçlarının olmadığının tespitine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı taraf 05.10.2006 tarihinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; “Menfi tespit davasının reddi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, … için 7.000,00-TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat, … için 7.000,00-TL Maddi ve 10.000,00-TL manevi tazminat ve … için 7.000,00-TL maddi ve 10.000,00-TL manevi tazminat istemli toplamı 51.000,00-TL tutarında karşı dava açmıştır. Mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davacı karşı davalıya yüklenmesi isteminde bulunmuştur.
Davacı taraf, davalı vekilinin cevap dilekçesine vermiş olduğu 23.11.2006 tarihli dilekçesiyle cevap vermiştir. Cevaba cevap dilekçesinde; … ve … isimli müşterilerin tüm sözleşmeleri çalışanların huzurunda bizzat kendilerinin imzaladıkları, imza itirazlarının bilirkişi incelemesi ile açıklığa kavuşabileceği, davalıların “bazı zamanlar kendilerine postadan içi boş adi evrak gönderildiği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, …’e 9 ve …’e 8 adet hesap ekstresinin imza karşılığı tebliğ edildiği, yine iki müşteri tarafından şirket merkezine gelmek suretiyle mutabakat şerhi verdikleri, davalıların müvekkil şirketi talimatsız işlem yapmakla suçladıkları ve bu suçlamanın mesnetsiz ve gerçeğe aykırı olduğu, davalıların mahkemeye sunmuş oldukları imzalı ve boş müşteri emirlerinin sahte olduğu iddiası olmasına rağmen neden davalılarda bulunduğunun açıklamasının yapılamadığı, müvekkil şirketin seans salonlarında bulunan ve elde edilmesi çok kolay olan boş müşteri emirlerinin rahatlıkla imzalanıp sahteliğinin ileri sürülebileceğini, davalı iki müşteri tarafından gerçekleştirilen işlemlerin söylendiği kadarıyla borsa işlemleri bakımından çok da fazla olmadığı, diğer davalı …’nun açılan hesabında hiç işlem gerçekleşmediği, bu hesaba herhangi bir para girişi olmadığı, gönderildiği söylenen 25 bin TL’nin banka dekontundan da anlaşılacağı üzere 8402 nolu Sabahat Bayar hesabına girildiğini bildirmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişinin düzenlediği 05.07.2011 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…’in aracı kurumla yapmış olduğu mutabakatlardan sonuncusu olan 25.05.2005 tarihli mutabakat ile; …’in ise 26.04.2005 tarihli mutabakat ile mutabakat tarihine kadar olan tüm işlemleri ve hesaplarının son durumlarını kabul ettikleri. Mutabakat tarihlerinden sonra hesaplarında meydana gelen işlemlerde Sayın Mahkemenin de kabul etmesi halinde, Savcılık Bilirkişi raporu da dikkate alınmak suretiyle talimatlarının ve onaylarının olmadığının kabulü ile mutabakat tarihlerinden sonraki işlemlerinin talimatsız işlem olarak reddedilmesine, aksi takdirde mutabakat tarihinden sonraki ordinolar için imza incelemesi yapılmasına, yapılacak imza incelemesi sonucunda Savcılık Bilirkişi Raporunun sonucuyla paralel sonuca varılması halinde Bilirkişiliğimizin hesaplamalarının doğru kabul edilmesine, Dava tarihi itibariyle …’in 1.877,26 TL, …’in 6.216,71 TL alacaklı olduğuna. … isimli davalı/karşı davacının Şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığı” kanaati ile raporunu sunmuşlardır.
Bu rapora yapılan itirazların değerlendirilmesi için dosya ek rapor hazırlanmak üzere yeniden bilirkişi kuruluna verilmiş, bilirkişi heyetinin düzenlediği 12.07.2012 tarihli ek raporunda özetle; “Davacı kurum ile (1). davalı … arasında 11.10.2004, (2). davalı … arasında 28.12.2004 ve (3). davalı … arasında (3) adet belirsiz süreli “Alım Satıma Aracılık Çerçeve Sözleşmesi” aktedildiği, Sözleşmelerin DELİL ŞARTI başlıklı (11). maddesinde, davacının ticari defter kayıtlarının HUMK yönünden münhasır delil olarak kabul edildiği, davacının dosyaya sunulu hesap ekstrelerine göre, (1). ve (2). davalının davacı kuruma borçları bulunmadığı, (3). davalının davacı kuruma gönderdiğini öne sürdüğü 25.000 TL’sının davacı kurum kayıtlarında yer almadığı. Tarafların Kök Rapora vaki itirazlarının yapılacak imza incelemesi ile doğrulanmak koşuluyla dava tarihi itibariyle (1). davalının 1.877,26 TL, (2). davalının 6.216,71 TL alacaklı bulundukları yolundaki bilirkişi görüşünü değiştirici nitelikte bulunmadığı. Gerek esas davanın gerekse karşı davanın taraflar arasında münakit “Alım Satıma Aracılık Çerçeve Sözleşmesi”ne istinaden açıldığı, mezkur sözleşmelerin (18). maddesinde ise taraflar arasındaki uyuşmazlıkların TAHKİM YOLUYLA sonuca bağlanması şarta bağlanmış olmakla, esas ve karşı davanın “görev yönünden” değerlendirilmesi gerektiği” kanaati ile raporlarını sunmuşlardır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; görevsizlik kararı verildiği, kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2013/9774 Esas ve 2013/15505 Karar sayılı 07/10/2013 tarihli bozma ilamı ile;”Dava doğrudan Ticaret mahkemesinde açılmış ve davalı taraf cevabında tahkim itirazında bulunmadığı gibi davalı karşı dava yönünden de tahkim itirazında bulunmamıştır.
Tahkim itirazı taraflarca ileri sürülecek ilk itirazlardan olup, mahkemece kamu düzenine ilişkin bulunmadığı sürece resen dikkate alınamaz.
Mahkemece açılan menfi tespit ve karşı dava alacak davasının birlikte görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, işbu dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dosya kapsamına alınan 04/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Söz konusu belgelerdeki yazı örnekleri üzerinde yaptığı incelemelerde; harf deformasyonu, harf ve sözcüklerin konumlandırılışı, çizgi kalitesi, işleklik, kurguları, mukabil harflerin başlama ve bitiş yerleri, teşekkül tarzı, tersim özelliği, mesafe, kalem yürütme ritmi gibi grafolojik ve kaligrafik ve de karakteristik özelilkler yönünden uygunluk ve benzerlik tespit edilemediğini, inceleme konusu ve özellikleri belirtilen mukayese belgelerinin tatbik ve incelemesinde; atılmış münker imzalar ile; … ve …’e ait imza medarı tatbik özelliğe haiz imzaların göstermiş oldukları işleklik dereceleri, alışkanlıkları, tersim, istif, meyil, seyir, sürat, istikamet ve tazyik gibi grafolojik ve grafometrik özellikleri bakımından hesap mutabakat formlarında atılı imzalar ile farklı yapı ve görünümde imzalar olmaları nedeniyle belgede atılı bulunan imzaların … ve …’in eli mahsulü olmadığını mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 08/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tetkik konusu … hesabına ilişkin, … nolu 23 adet ve … hesabına ilişkin, … nolu 35 adet Müşteri Emri Formlarında, Emri Veren Müşteri yazılarına atfen atılmış imzaların mevcut mukayese imzalara kıyasla … ve …’in eli ürünü olmadığını, tetkik konusu … hesabına ilişkin, 50106 nolu müşteri emri formunda imza bulunmadığından inceleme yapılamadığını mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 11/12/2017 tarihli bilirkişi 1.ek raporunda özetle; Menfi Tespit konulu esas davada, davacı aracı kurumun dava tarihi (16.08.2006) itibariyle (1). davalı …’e (15.000,00 TL), (2). davalı …’e (18.320,00 TL) ve (3). davalı …’ya (25.000,00 TL) olmak üzere toplam 58.320,00 TL borçlu bulunmadığını, maddi ve manevi tazminat konulu karşı davada, davalı/k.davacılar vekili karşı dava ıslah tarihi (08.07.2008) itibariyle; davalı/k.davacı …’in davacı/k.davalı şirketten 3.645,33 TL (asıl), 3.239,65 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 6.884,98 TL, davalı/k.davacı …’in davacı/k.davalı şirketten 10.310,14 TL (asıl) ve 9.825,43 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 19.595,57 TL, tutarında alacak talebinde bulunabilecekleri, davalı/k.davacı …’nun 26.000,00 TL tutarındaki alacak talebinin ise ispata muhtaç kaldığını, karşı davadaki (1). davalı/k.davacı …’in (10.000,00 TL), (2). davalı/k.davacı …’in (10.000,00 TL) ve (3). davalı/k.davacı …’nun (10.000,00 TL) olmak üzere toplam 30.000,00 TL tutarındaki manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 07/12/2018 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda özetle; Tetkik konusu, … AŞ ait 18/02/2005 tarihli, … ve … adlarına tanzim edilmiş, iki adet hesap özetinde bulunan … ve … namına atılmış imzaların … ve …’in elleri mahsulü olmadığını mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 01/07/2019 tarihli bilirkişi 3. ek raporunda özetle; Menfi Tespit konulu esas davada, davacı aracı kurumun dava tarihi (16.08.2006) itibariyle (1). davalı …’e (15.000,00 TL), (2). davalı … ‘e (18.320,00 TL) ve (3). davalı …’ya (25.000,00 TL) olmak üzere toplam 58.320,00 TL borçlu bulunmadığını, maddi ve manevi tazminat konulu karşı davada, davalı/k.davacılar vekili karşı dava ıslah tarihi (08.07.2008) itibariyle; davalı/k.davacı …’in davacı/k.davalı şirketten 7.974,80 TL (asıl), 7.365,47 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 15.340,27 TL, davalı/k.davacı …’in davacı/k.davalı şirketten 10.310,14 TL (asıl) ve 9.825,43 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 20.135,57 TL, tutarında alacak talebinde bulunabileceklerini, davalı/k.davacı …’nun 26.000,00-TL tutarındaki alacak talebinin ise ispata muhtaç kaldığını, karşı davadaki (1). davalı/k.davacı …’in (10.000,00-TL), (2). davalı/k.davacı …’in (10.000,00 TL) ve (3). davalı/k.davacı …’nun (10.000,00-TL) olmak üzere toplam 30.000,00-TL tutarındaki manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesinin Mahkememize ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; Menfi tespit ve karşı davada ise maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı vekili, davalıların menkul kıymet alım satım sözleşmesine istinaden, borsada menkul kıymet alım-satımı yaptıklarını, gönderilen hesap özetlerine itiraz edilmediğini, 12.08.2006 tarihi ile hesaplarda herhangi bir menkul kıymet bulunmamasına rağmen davalıların alacak talebinde bulunduklarını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ise savunma ve karşı dava dilekçesi ile; davacı tarafın hesaplarda usulsüz işlemler yaparak davalıları zarara uğrattığını beyan ederek davanın reddini istemiş, karşı davası ile her bir karşı davacı için 7.000,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminatın ayrı ayrı tahsili için talepte bulunmuştur.
Davalıların taraflar arasındaki işlemlere binaen düzenlenen hesap mutabakatları ile ordinolar altındaki imzalara itiraz edilmesi sebebiyle imza incelemesi yapılmış; buna ilişkin dosya kapsamına alınan 04/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu 24.04.2004 tarihli ve 25.05.2005 tarihli hesap mutabakat metinlerindeki yazı örnekleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; ilgili belgelere atılmış münker imzalar ile; … ve …’e ait imza medarı tatbik özelliğe haiz imzaların göstermiş oldukları işleklik dereceleri, alışkanlıkları, tersim, istif, meyil, seyir, sürat, istikamet ve tazyik gibi grafolojik ve grafometrik özellikleri bakımından hesap mutabakat formlarında atılı imzalar ile farklı yapı ve görünümde imzalar olmaları nedeniyle belgede atılı bulunan imzaların … ve …’in eli mahsulü olmadığı belirlenmiştir.
Dosya kapsamına alınan 08/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda ise, Tetkik konusu … hesabına ilişkin; … nolu 23 adet ve … hesabına ilişkin; … nolu 35 adet Müşteri Emri Formlarında, Emri Veren Müşteri yazılarına atfen atılmış imzaların mevcut mukayese imzalara kıyasla … ve …’in eli ürünü olmadığı, tetkik konusu … hesabına ilişkin 50106 nolu müşteri emri formunda imza bulunmadığından inceleme yapılamadığının belirlendiği anlaşılmıştır.
Yine dosya kapsamına alınan 07/12/2018 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda; Tetkik konusu olan … A.Ş.’ye ait 18/02/2005 tarihli, … ve … adlarına tanzim edilmiş iki adet hesap özetinde bulunan … ve … namına atılmış imzaların … ve …’in elleri mahsulü olmadığının belirlendiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporları esas alınarak düzenlenen ve hükme esas alınan 01/07/2019 tarihli bilirkişi 3. ek raporunda da belirlendiği üzere; Taraflar arasında belirsiz süreli alım satıma aracılık etme çerçeve sözleşmesi imzalandığı, bu kapsamda yapılan hisse senedi alım satım işlemlerine ilişkin düzenlenen ordinolar ile hesap mutabakatları altındaki imzalara itiraz edilmesi sonucunda yukarıda belirtilen imza incelemesine esas belgeler altındaki imzaların davalılara ait olmadığının belirlendiği, bu bağlamda davalıların tazminat istemine ilişkin karşı dava ve ıslah dilekçeleri gereğince; karşı dava ıslah tarihi olan 08.07.2008 tarihi itibariyle; davalı/k.davacı …’in davacı/k.davalı şirketten 7.974,80-TL, davalı/k.davacı …’in davacı/k.davalı şirketten 10.310,14-TL tutarında alacak talebinde bulunabileceğinin belirlendiği, davalı/k.davacı …’nun 26.000,00-TL tutarındaki alacak talebinin ise; ispatlanamadığı anlaşılmış, açıklanan nedenlerle asıl davada; davacı yanın davalı …’e 7.025,20-TL, davalı …’e 8.009,86-TL ve davalı …’ya 25.000,00-TL borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Karşı davada ise; karşı davacı …’in 7.974,80-TL alacağının ilk 7.000,00-TL’lik kısmına karşı dava tarihi olan 05.11.2006, kalan kısmına ıslah tarihi olan 08.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan tahsili ile karşı davacı …’e verilmesine, karşı davacı …’in 10.310,14-TL alacağının ilk 7.000,00-TL’lik kısmına karşı dava tarihi olan 05.11.2006, kalan kısmına ıslah tarihi olan 08.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan tahsili ile karşı davacı …’e verilmesine, karşı davacı … tarafından açılan davanın ise; ispatlanamadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı-karşı davacı taraf manevi tazminat talep etmiş ise de; manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. TBK’nın 58. maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi) göre; şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için TBK’nın 58. maddesinde (818 sayılı BK’nın 49. maddesi) belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208) Somut olayda; davalıların mal varlığında meydana gelen azalma manevi tazminata hak kazandırmayacağından davalı- karşı davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin davanın ve karşı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ve karşı davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE;
Asıl davada;
Davacı yanın davalı …’e 7.025,20-TL, Davalı …’e 8.009,86-TL ve davalı …’ya 25.000,00-TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karşı davada;
Karşı davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine,
Karşı davacı …’in 7.974,80-TL alacağının ilk 7.000,00-TLlik kısmına karşı dava tarihi olan 05.11.2006, kalan kısmına ıslah tarihi olan 08.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan tahsili ile karşı davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karşı davacı …’in 10.310,14-TL alacağının ilk 7.000,00-TLlik kısmına karşı dava tarihi olan 05.11.2006, kalan kısmına ıslah tarihi olan 08.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan tahsili ile karşı davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karşı davacı … tarafından açılan davanın reddine,
ASIL DAVADA;
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.734,79-TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 787,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.947,30-TL harcının davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine, (davalı …’in 341,70- TL ile, davalı …’in 389,60- TL ile, davalı …’nun 1.216,00- TL ile sorumlu tutulmalarına)
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.753,86-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya ödenmesine, (davalı …’in 834,90-TL ile, davalı …’in 951,11-TL ile, davalı …’nun 2.968,56-TL ile sorumlu tutulmalarına)
4- Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan 787,40 -TL peşin ve 12,20 -TL başvuru harcı olmak üzere toplam 799,60-TL karar ve ilam harcının davalılardan alınıp davacıya verilmesine, (davalı …’in 140,31- TL ile, davalı …’in 159,98- TL ile, davalı …’nun 499,31-TL ile sorumlu tutulmalarına)
KARŞI DAVADA;
6-Davalılar-karşı davacılar tarafından yatırılan 1.525,50- TL peşin harçtan, kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.249,04- TL karar ilam harcının düşümü sonucu kalan 276,46 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılar-karşı davacılara iadesine,
7-Maddi tazminat yönünden; Davalılar-karşı davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınıp davalılar-karşı davacılara ödenmesine,
8-Maddi tazminat yönünden; Davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.158,66-TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınıp davacı-karşı davalılara ödenmesine,
9-Manevi tazminat yönünden; Davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınıp davacı-karşı davalıya ödenmesine,
10- Davalılar-karşı davacılar tarafından yatırılan 1.249,04 TL harcın davacı-karşı davalıdan alınıp davalılar-karşı davacılara verilmesine,
YARGILAMA GİDERİ YÖNÜNDEN;
10-Tüm davalar birlikte değerlendirildiğinde; Davacı-karşı davalıca yapılan 3.800,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.474,29 TL yargılama giderinin davalılar-karşı davacılardan alınıp davacı-karşı davalılara ödenmesine, kalan kısmın davacı-karşı davalılar üzerinde bırakılmasına,
11-Tüm davalar birlikte değerlendirildiğinde; Davalılar-karşı davacılar tarafından yapılan 1.686,40-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 1.032,12 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan alınıp davalılar-karşı davacılara ödenmesine, kalan kısmın davalılar-karşı davacılar üzerinde bırakılmasına,
Dair ; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019

Katip …

Hakim …