Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/806 E. 2018/1139 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/806
KARAR NO : 2018/1139

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 18/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile öncesinde peşin ödemeli ticari ilişkisinin olduğunu, 4 yıldan beri de herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını, kendisinin aldığı tüm malların bedelini ödediğini, ancak davalının haksız olarak aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip yaptığını, takibe dayanak yapılan 26/07/2006 tarih 10020 nolu 5.133-TL’lik faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitini, yine bunun yanında sahteliği …. İcra Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında belli olan çekte, kendini sonradan atıldığı belli olan ciro ile alacaklandırarak takibe geçtiğini, takibe dayanak yapılan 31/01/2009 tarih 3.500,00-TL’lik … nolu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini, ticari itibarının sarsılmasından dolayı 10.000-TL manevi tazminata, %40’tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddiası tamamen gerçek dışı olduğunu, anılan icra hukuk mahkemesi dosyası aleyhinde açılmamış, aleyhinde herhangi bir karar verilmediğini ve bu dava kararıda tarafına tebliğ edilmediğini, davacının savcılığa aleyhine şikayette bulunduğunu, şikayetin derdest olduğu iddiasının yalan olduğunu, şikayet ettiğini, ancak takipsizlik kararı verildiğini, davacı bile bile borcunu ödememek için görüldüğü gibi her türlü yola başvurduğunu, cevap ve itirazlarının incelenerek kabulü ile birlkite, doğacak tazminat ve diğer hakları saklı kalmak üzere davanın reddini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 08/05/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında, 26/07/2006 tarih ve … nolu 5.133,00-TL’lik faturadan dolayı borçlu olmadığının tespiti talebi ile ilgili olarak davalı tarafından takibe konu edilen faturanın bizzat davalı … -…’a ait ticari defterlerde bedeli nakden tahsil ettiğini, davacının bu takibe ilişkin menfi tespit mümkün olmadığını, davacının …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki 31/01/2009 keşide tarihli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik talebi ile ilgili olarak söz konusu çekin davalı defterlerinde kaydına rastlanmadığını, ancak çekin arkasında …’ın cirosunun bulunduğunu, ayrıca davalı defterlerinde davacıdan herhangi bir alacağının gözükmediğini, buna göre mevcut veriler, taraf iddia ve savunmaları ile tanık ifadeleri sonucu davacının bu bentteki menfi tespit talebinin Mahkememizin takdirine ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 28/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı vekilinin incelenmek üzere davacıya ait defterleri dosyaya sunmadığının görüldüğü, bu nedenle farklı bir incelemeninin yapılamadığını, faturaya dayalı alacak açısından kök raporda belirtilen görüşleri aynen tekrarlandığını, davacının ciranta olarak çekte imzasının bulunduğunu, kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası gereğince ve senette imzası bulunan herkesin hamile karşı sorumlu olacağı ilkesi uyarınca, davacının da sorumluluğunun devam ettiğini, davacının dava konusu çek dolayısıyla borçlu olmadığını ispatla yükümlü olduğunu, ayrıca çek üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığının yapılacak bilirkişi incelemesiyle kanıtlanana kadar çek üzerinde sorumluluğunun devam edeceğini mütalaa etmiştir.
Dava; Menfi tespit talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Mahkememizce icra edilen yargılamanın 02/09/2014 tarihli celsesi, 13/03/2018 tarihli celsesi ve 27/06/2018 tarihli celselerinde davacı tarafın duruşmadan haberdar olduğu halde duruşmaya gelmemesi sebebiyle HMK’nın 150 ve devamı maddeleri gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 150/6 maddesi; “..İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde dava açılmamış sayılır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda; davanın davacı tarafça ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakıldığı anlaşıldığından HMK’nın 150/6 maddesi gereğince, davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 02/09/2014 tarihli celsesi, 13/03/2018 tarihli celsesi ve 27/06/2018 tarihli celselerinde işlemden kaldırıldığı anlaşıldığından HMK’nın 150/6 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı tarafından yatırılan 100,00-TL yenileme harcı ve 147,45-TL peşin harç olmak üzere toplam 247,45-TL’den 35,90-TL’in mahsubu ile artan 211,55-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarf edilen 20,00-TL masrafın davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı asilin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/12/2018

Katip …

Hakim …