Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/747 E. 2018/924 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/747
KARAR NO : 2018/924

DAVA : Alacak ve Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 28/06/2012
KARAR TARİHİ : 18/10/2018

Taraflar arasında Mahkememizde görülen genel kurul kararının iptali ve alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin murisi …’nun 22/11/2010 tarihinde vefat ettiğini, murisin davalı şirketlerde 1971 tarihinden itibaren 20 yılı aşkın süre çalıştığını ve davalı şirketlerin 24/12/1982 tarihli Genel Kurul Kararı ile murise teslim edildiğini, davalı şirketlerin hak sahibi murise ait nama yazılı hisselere dönüşen senetler üzerinden sermaye artırımlarında artan paylarla veya çıkarılan yeni hisse senetleriyle aynı değerler üzerinden değiştirme yapmamış ya da şirketlerin ana sözleşmesi ve Genel Kurul Kararlarında belirlenen kar payı ile diğer mal varlığı haklarını murise ödemediklerini, murisin davalı şirketlerde toplam 10 yıllık çalışmasının ardından murisi gerek ise murisin ölümünden sonra varisleri genel kurul toplantılarına çağırmadıklarını beyanla; pay(hisse)/intifa senetleri konusunda akademisyen/uzman bilirkişi heyeti marifetiyle, dava konusu senetlerin hisse senedi olarak geçmişte hakkın doğduğu tarihten itibaren tescilinin ve gerçek/güncel değerleri ile davacıların birikmiş alacaklarının hesaplanarak tespit edilmesine ilişkin 18.1 (18.1.1, 18.1.2, 18.1.3) maddesindeki hususların tespitine, bu tespit sonucuna göre, dava konusu münazarayı giderecek tüm genel kurul kararları’nın ve ilgili yönetim kurulu kararları’nın iptaline ve/veya taleplerimiz doğrultusunda lehimize düzeltilmesine, tespit sonucuna ve hükmedilecek iptal kararına göre; dava konusu münazarayı giderecek, murisin namına yazılı hisse senetlerinin geçmişteki hakkın doğduğu tarihinden itibaren tesciline, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, bu senetlerden doğan hak ve alacakların tarafımıza verilmek üzere; şimdilik 1.000-TL. verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıların hepsinin ayrı tüzel kişiliğe sahip şirketler olduğunu, bu nedenlerle davaların ayrılması gerektiğini, iddia edilen tüm talep ve dava haklarının daha murislerin sağlığında zamanaşımına uğradığını, intifa senedinin pay senedine dönüşme şartı gerçekleşmediğini, intifa senetlerinin murisin sağlığında ortadan kalktığını ve geçersiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Kapatılan ve mahkememize devredilen … Asliye Ticaret Mahkemesi ve mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememiz dosyasının delillerini,Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, şirket genel kurul toplantı tutanak örnekleri, SGK kayıtları, Beyoğlu Vergi Dairesi ve Ankara Mithatpaşa Vergi Dairesi kayıtları, bilirkişi kök ve ek raporları oluşturmaktadır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bilirkişi incelemesi icra edilerek konuya ilişkin bilirkişi raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve …’ın ayrıntılı olarak hazırlayıp mahkememize sunmuş olduğu 11/12/2013 tarihli raporunda özetle;
“Tasdikleri yukarıda gösterilen davalı şirketlere ait defterlerin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, yıl sonunda yaptırılması gereken yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış tasdiklerinin yaptırılmamış olduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ancak yıl sonu kapanış tasdiklerinin yaptırılmamış olmasından ötürü TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmamış dolayısıyle kendi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığı,
İntifa senedi üzerinde “Ana sözleşmenin yukarıda anılan maddeleri ile genel kurul tarafından verilen karar gereğince bu intifa senetlerine ilişkin esaslar;
İntifa senetleri süresiz olmakla beraber, sahibinin … topluluğu ile olan hizmet ilişkisi devam ettiği sürece geçerli olduğu, hizmet ilişkisinin herhangi bir nedenle ve şekilde sona ermesi halinde, intifa senedinin sağladığı haklar o yılın başından itibaren kalkacağı iade edilmeyen senetler iptal edileceği, intifa senetlerinin devri, temliki, tevdii ve herhangi bir hakla kayıtlandırması Şirket Yönetim Kurulunun tüm üyelerinin iştiraki ve oy birliği île karar alarak izin vermesi halinde geçerli olduğu, intifa senedi sahibi olarak şirket ve … topluluğuna dair diğer şirketlere on yıl süre ile hizmet verenlerin intifa senetleri, bu sürenin sonunda şirketin tüzel kişi ortaklarından devren nominal değerleri üzerinden hak sahibine devredilecek olan şirkete ait nama yazılı olan hisselere veya hisse senetlerine dönüşeceği veya sermaye artırımında artan paylarla veya çıkarılacak hisse senetleriyle aynı değerler üzerinden değiştirileceği, her intifa senedi üzerinde yazılı miktardaki iştirak payını temsil eden hisse satın alma hakkı sağlayacağı, veraset yoluyla vaki intikaller yukarıdaki hükümlere tabi olmadığı, hizmet verenlerin vefatı halinde, sahip bulundukları intifa senetleri, derhal ve herhangi bir karara gerek olmaksızın nominal değerleri üzerinden devredilecek hisseler veya hisse senetleri ile değiştirilerek mirasçılarına verileceği, intifa senedi sahiplerinin ve bunların teşkil edeceği genel kurulun, şirketin yetkili organları tarafından verilecek sermaye artırımı yedek akçe teşkil ve kar dağıtımı kararları ile kadın tespit şekline hiçbir şekilde müdahale ve itiraz etmek hali ve yetkileri mevcut olmadığı, her intifa senedi, sahibine şirket tarafından dağıtılmasına karar verilen ikinci bir payından her bir pay her pay sahibine isabet eden miktar kadar kazanç payı sağlayacağı, bu kazanç payları pay sahibine dağıtım yapıldığı tarihte, ekli kuponlar karşılığında ödeneceği, ikinci bir payının tespitinde şirket ana sözleşmenin 33.ncü maddesi hükmüne uyulacağ, şu kadar ki intifa senedi sahiplerinin 1982 ve daha önceki yıllarda oluşan yedek akçelerden dağıtılacak kar payları üzerinde hiçbir hakları yoktur.” şeklinde olduğu intifa senetlerinin tamamı muris adına olduğu, intifa senetleri üzerinde her ne kadar kar dağıtım kuponları 1984 tarihinden başlamakta ise de intifa senetlerin arka yüzündeki 6. madde son fıkrasında” … 1982 ve daha önceki yıllarda oluşan yedek akçelerden dağıtılacak kar payları üzerinde hiçbir hakları yoktur.” ibaresi intifa senetlerinin 1982 tarihinden itibaren geçerliliğini ortaya koyduğu, kaldı ki bu intifa senetlerinin çıkarılması 1982 tarihinde yapılan genel kurulla olduğu, davalı vekilince intifa senetlerinin ihraç tarihinin ve dağıtım tarihinin 1984 olduğunu ve murisin 1992 yılında 6. ayda işten ayrıldığını dolayısı ile müvekkiline ait şirket veya şirketlerde 10 yıl çalışmadığını bundan ötürü intifa senetlerinin hisse senetleri ile değiştirilme hakkını elde etmediği, davacıların murisi davalı şirketlerde 1971 yılından beri çalışmış ve 1992 yılında işten ayrıldığı, murise verilen ve intifa senedinin arka yüzünde de kabul edildiği şekilde intifa senetlerinin geçerliliğinin 1982 olmasına göre davacılar murisinin intifa senetlerinin çıkartılmasına karar verildiği tarihten itibaren 1992 tarihine kadar 10 yılı doldurduğu kanısına varıldığı, kaldı ki davacılar murisinin davalı şirketlerde 20 yılı aşkın süredir çalışmış olduğu ve yine intifa senetlerinin arka yüzünde çalışma süresinin intifa senetlerinin dağıtım tarihinden itibaren 10 yıllık sürenin başlayacağı konusunda herhangi bir şart bulunmadığı,
… A.Ş’ne ait 1 adet 50.000.00 TL tutarındaki intifa senedi şirketin intifa senetlerinin çıkartılmasına karar verildiği tarihteki nominal sermayesinin 5.000,000.00 TL olmasına göre murise ait intifa senetlerinin pay oranı 1/100 olduğu, tasfiye Halinde … A.Ş.ne ait 7 adet intifa senedi bulunduğu, bunların toplam değerinin 350.000.00 TL olduğu, şirketin nominal sermayesinin 50.000.000.00 TL olmasına göre murise ait intifa senetlerine düşen pay oranı 7/1000 olduğu,
… A.Ş’ne ait 3 adet intifa senedi bulunduğu, bunların toplam değerinin 70.000.00 TL olduğu, şirketin nominal sermayesinin 10.000.000.00 TL olmasına göre murise ait intifa senetlerinin pay oranı ise 7/1000 olarak belirlendiği,
… Vergi Dairesi’ ne ait 05.07.2013 tarihli ve … sayılı yazı ekinde davalı şirketlere ait kurumlar vergisi beyannamesinde bulunan bilançolarına göre öz varlık yapıları ile yukarıda belirtilen intifa senetlerinin pay oranına göre oluşan değerinin; … A.Ş.nin 31,12,2012 tarihindeki öz varlıkları toplamı 1.908.811.89 TL olduğu,
Dava konusu intifa senetlerinde “İntifa senedi sahibi olarak şirket ve … topluluğuna dair diğer şirketlere on yıl süre ile hizmet verenlerin intifa senetleri, bu sürenin sonunda şirketin tüzel kişi ortaklarından devren nominal değerleri üzerinden hak sahibine devredilecek olan şirkete ait nama yazılı olan hisselere veya hisse senetlerine dönüşür” denmekle, belirtilen sürenin sonunda intifa senetlerinin kendiliğinden hisse senedine dönüşeceği,
Bilindiği üzere, hissedarların şirket hisseleri üzerindeki hakkı mülkiyet hakkı niteliğinde olduğu, mülkiyet hakkı ise hiçbir zamanaşımına tabi olmadan ileri sürülebilen bir hak olduğu, dolayısıyla davalı vekilinin zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı kanısına varıldığı, bu açıdan, davacı murisinin sağlığında hisse senetleri üzerinde hak iddia etmesinin de önemi bulunmadığı, zira mülkiyet hakkı 10 senenin sonunda hiçbir talebe bağlı olmadan kendisine intikal ettiği,
Dolayısıyla murisin ve onun vefatından itibaren miras yoluyla intikal etmek suretiyle davacıların davalı şirketlerde hissedar olduğunun kabulü gerektiği,
Davacılar hissedar oldukları süre içinde dava konusunu ilgilendiren genel kurul kararlarının ve ilgili yönetim kurulu kararlarının iptaline karar verilmesi gerektiğini de iddia ettiği, öncelikle belirtilmelidir ki, anonim şirketlerde genel kurul kararlarının iptali özellikli kurallara bağlanmış ve üç aylık süreye tabi tutulmuş bulunduğu, dolayısıyla davacıların hissedar olduğunun tespitinden itibaren tüm genel kurul kararlarının iptalinin talep edilmesi mümkün bulunmadığı, ayrıca, 6762 sayılı TTK zamanında yönetim kurulu kararlarının iptali düzenlenmediği,
Ancak, gerek genel kurul kararlarının gerek yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti mümkün olduğu, fakat davacıların hangi kararların ve ne yönden batıl olduğu, bu açıdan hissedar olarak toplantıya katılmamalarının yeterli toplantı ve karar nisaplarına ulaşılmasını engellediği bir an için düşünülebilirse de, davacıların hisse oranları dikkate alındığında bu mümkün gözükmediği, alınan genel kurul veya yönetim kurulu kararlarının bu sebep haricinde bir nedenle batıl olduğu iddiası var ise açıklamaya ve ispata muhtaç olduğu,
Davacıların hissedar olduğu sonucuna varılmakla, bu senetlerden doğan hak ve alacaklarına ilişkin talepleri de değerlendirilecek olursa, söz konusu hisselerin davacılar murisi adına pay defterine kaydedilmemiş olması bakımından uğradıkları diğer zararlar varsa bunların şirket yönetim kurulundan sorumluluk davası kapsamında talep edilmesi mümkün ise de, davalı olarak ilgili şirketlerin gösterildiği huzurdaki davada, davacıların hissedarlıkları sonucu şirketlerden olan alacakları, murisin ve miras yoluyla intikal sonrasında kendilerinin pay sahiplikleri süresince dağıtılan kardan kendilerine düşen pay, özkaynaklardan sermaye artırımı sonucu kendilerine verilmesi gereken bedelsiz paylar ve bedelli sermaye artırımlarında rüçhan hakkının kullanılması karşılığında elde edilecek pay olduğu, ancak dosyada gerçekleştirilen sermaye artırımları ile kar dağıtımları hakkında bilgi yer almadığından bu konuda tespit yapılamadığı,
İntifa senetlerinde belirtilen koşulun gerçekleşmesiyle intifa senetlerinin hisse senedine dönüştüğü, davacıların murisinin bu hisse senetleri üzerinde talepte bulunmasına gerek kalmaksızın mülkiyet hakkı kazandığı, bu hakkın ise zamanaşımına tabi olmadığı ve miras yoluyla mirasçılara intikal ettiği, hissedarlıkları dolayısıyla davacıların pay sahiplikleri süresince dağıtılan kardan kendilerine düşen pay, özkaynaklardan sermaye artırımı sonucu kendilerine verilmesi gereken bedelsiz paylar ve bedelli sermaye artırımlarında rüçhan hakkının kullanılması karşılığında elde edilecek payları talep etmelerinin mümkün olduğu sonuç ve kanaatlerine ulaşılmış ancak dosyada gerçekleştirilen sermaye artırımları ile kar dağıtımları hakkında bilgi yer almadığından bu konuda tespit yapılamadığı…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve …’ın ayrıntılı olarak hazırlayıp mahkememize sunmuş olduğu 11/12/2013 tarihli ek raporunda özetle;
“İntifa senetlerinin kullanım koşulunun doğmuş olmasından ötürü hisse senedine dönüştüğü, dolayısıyla murisin hisse senetlerinde mülkiyet hakkını kazandığı, mirasçıların taleplerinde haklı olduğu, şirketlerin kar dağıtımında bulunmadığı dolayısı ile davacının taleplerinin ancak şirketlerde oluşan öz varlıklarından hisseye düşen tutar olacağı, şirketlerde dağıtılacak kar bulunmadığı, bundan ötürü davacıların ellerinde bulunan intifa senetlerine düşen payların şirketlerin mevcut öz varlıklarından oluşan değer olacağı, bundan ötürü intifa senetlerine düşen payın hesabında şirketlere ait karlar, ihtiyat akçelerinin de öz varlık içinde bulunduğu şekilde hesaplandığı, her bir şirketteki öz varlıklarından davacıların alması gerektiği hisse miktarı, dosyaya gelen vergi dairesine ait yazı ekindeki 31.12.2012 tarihli bilançolara göre, … AŞ 1 pay 0.005 TL üzerinden 140 pay karşılığı olarak 1475 TL olduğu, … A.Ş.ne ait hisse miktarının Cr 2.1 adet olduğu, bir pay 37.70 TL üzerinden olması gereken pay miktarı 77,85 TL olduğu, … AŞ’e ait hisse miktarının 1 pay karşılığı 2.125 TL olmasına göre, 2 pay tutarı 4.25 TL MENFİ olduğu, şirketin dağıtılacak karının bulunmadığı, borca batık konumda olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce; kök ve ek raporu hazırlayan bilirkişiler …, … ve …’ın ayrıntılı olarak hazırlayıp mahkememize sunmuş olduğu 27/02/2015 tarihli 2.ek raporunda özetle;
“11.12.2013 tarihli kök raporda intifa senetlerinin belirtilen koşulun gerçekleşmesi nedeni ile hisse senedine dönüştüğü, davacıların murisinin hisse senetleri üzerinde mülkiyet hakkı kazandığı, bu hakkın zaman aşımına tabi olmadığı, miras yolu ile mirasçılara intikal ettiği, hissedarlıkları dolayısıyla davacıların pay sahiplikleri süresince dağıtılan kardan kendilerine düşen pay, özkaynaklardan sermaye artımı sonucu kendilerine verilmesi gereken bedelsiz paylar ve bedelli sermaye artırımlarında rüçhan hakkının kullanılması karşılığında elde edilecek payları talep etmelerinin mümkün olduğu, ancak gerçekleştirilen sermaye artırımı ile kar dağıtımları hakkında dosyada bilgi olmadığından tespitin yapılamadığının belirlendiği,
Daha sonra heyetten yapılan itirazların değerlendirilmesi konusunda ek rapor talep edilmiş olup, 20.05.2014 tarihli olarak düzenlemiş olduğumuz ek raporumuzda İntifa senetlerinin kullanım koşulunun doğmuş olmasından ötürü hisse senedine dönüştüğü, dolayısıyla murisin hisse senetlerinde mülkiyet hakkını kazandığı,
Mirasçıların taleplerinde haklı olduğu, şirketlerin kar dağıtımında bulunmadığı dolayısı ile davacının taleplerinin ancak şirketlerde oluşan öz varlıklarından hisseye düşen tutar olacağı, şirketlerde dağıtılacak kar bulunmadığı, bundan ötürü davacıların ellerinde bulunan intifa senetlerine düşen payların şirketlerin mevcut öz varlıklarından oluşan değer olacağı, bundan ötürü intifa senetlerine düşen payın şirketlere ait karlar, ihtiyat akçeleri de öz varlık içinde bulunduğu, her bir şirketteki öz varlıklarından davacıların alması gerektiği hisse miktarı, dosyaya gelen vergi dairesine ait yazı ekindeki 31.12.2012 tarihli bilançolara göre, … A.Ş. 1 pay 0.005 TL üzerinden 140 pay karşıhğı olarak 0.1475 TL olduğu, … A.Ş’ ne ait hisse miktarının 2.1 adet olduğu, bir pay 37.70 TL üzerinden olması gereken pay miktarı 77.85 TL olduğu, … A.Ş.ne ait hissi miktarının 1 pay karşılığı 2.125 TL olmasına göre 2 pay tutarı 4,25 TL MENFİ olduğu, şirketin dağıtılacak bir öz varlığının bulunmadığı borca batık konumda olduğu, bu kez davalı şirketler vekilince 17.06.2014 havale tarihli olarak verilen rapora itiraz dilekçesinde özetle, intifa senetlerinin hangi şart ile hisse senedine dönüşeceği davalı şirketlerin ana sözleşmeleri ve intifa senetlerinin metninde gayet açık bir Türkçe ile yazıldığını, intifa senedi sahibi olarak şirket ve … topluluğuna dair diğer şirketlerde on yıl süre ile hizmet verenlerin intifa senetleri, bu sürenin sonunda nominal değerleri üzerinden hak sahibine devredilecek olan şirkete ait nama yazılı olan hisselere veya hisse senedine dönüşecektir şeklinde belirtildiği, bunun da intifa senedi sahibi olarak şirketlerde on yıl çalışmış olması gerektiği, intifa senedi sahibi olarak 10 yıl çalışma şartı yokmuş gibi raporda belirleme yapıldığı, İntifa senedinin çıkarıldığı tarihte 10 yıl çalışılmış olmasının kazanılmış hak olarak kabul edildiğini, bilirkişilerin görevlerinin hukuki yorum yapamaya yetkilerinin olmadığı, dosya belgelerini bilirkişilerin doğru okuyup doğru anlayıp, belgelere göre rapor tanzim etmeleri gerektiği, raporun menkul sözleşme şartına aykırı yorumla düzenlendiği, bunun kabul edilemeyeceği, müvekkili şirketlerin çalışmasından memnun oldukları çalışanlarına intifa senedi verdiklerini ve intifa senedi sahibi olarak 10 yıl çalışma şartını getirdikleri, bunun hukuki görüş olduğunu ve mahkemenin yetkisinde bulunduğu, bilirkişilerin açık bir Türkçe metnini doğru olarak yorumiayamadıklarını hata düştükleri, murise verilen intifa senetlerinden ötürü 10 yıl çalışması gerektiğini bunun yerine getirilmemiş olmasından ötürü İntifa senedinin ortadan kalktığı, bilirkişilerin defterlerde mevcut olan kapanış tasdiklerini kök raporda yok olarak yazdıkları, sonradan ibraz olunan kapanış tasdiklerini var olarak yazdıklarını bunun da bilirkişilerin olaya bakışını ortaya koyduğu, defterler üzerinden çıkartılan kapanış tasdiklerinin incelemede defter üzerinde bulunmadığının beyanı da tamamen hatadan kaynaklandığı, İntifa senedi sahibi olarak 10 yıl çalışılmasından sonra intifa senetlerinin nominal değeri üzerinden hisse senedine dönüşeceği, hesabın da buna göre yapılması gerektiğini, öz varlık üzerinden yapılan hesaplamanın hatalı olduğu, bundan ötürü hukuki dayanaktan yoksun, afaki ve hatalı yoruma dayalı olarak hazırlanmış olan raporun kabul edilemeyeceği, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtildiği,
Davalı şirketler tarafından çıkartılan intifa senetleri üzerinde yazılı bulunan mad.2’de “İntifa senedi sahibi olarak şirket ve … topluluğuna dahil diğer şirketlere on yıl süre ile hizmet verenlerin intifa senetleri, bu sürenin sonunda şirketin tüzel kişi ortaklarından devren nominal değerleri üzerinden hak sahibine devredilecek olan şirkete ait nama yazılı hisselere veya hisse senetlerine dönüştüğü, yahut sermaye arıtımında artan paylarla veya çıkarılacak hisse senetleriyle aynı değerler üzerinden değiştirileceği, her intifa senedi, üzerinde yazılı miktardaki iştirak payını temsil eden hisse satın alma hakkı sağlar” olduğu,
Bu belirlemeler ışığında ve yapılan 1982 yılı genel kurul toplantısında intifa senetlerinin çıkartılmasına karar verilmiş olmasına ve yine murisin işten ayrılma tarihinin 1992 oluşundan ötürü murise verilen intifa senetlerinin bir kazanılmış hak olarak hisse senedine dönüşmesi gerektiği,
Davalılar vekilinin rapora itirazında kullanmış olduğu üslup hiç de usul hukukuna uygun olmadığı, bu konuda davalılar vekilinin daha dikkatli olması gerektiği,
Defterlerin kapanış tasdiklerine gelince inceleme sırasında defterler üzerinde kapanış tasdikleri yoktu ancak sonradan ibraz olunan kapanış tasdiklerinin işyerlerinde kapanış tasdiki için noterlerden gün alınmakta ancak alınan bu günler sonradan yaptırıldığı, defter üzerinde olması gereken kapanış tasdik onaylarının tarafımızdan görülmemesi mümkün olmadığı,
Yapılan hesaplamada bir hata olmadığı, intifa senedinin nominal bedeli üzerinden hisse senedine dönüşmüş olmasına göre, şirketlerin kar payı dağıtmamış olmasından ötürü hisse senetlerinin değeri nominal değeri üzerinden şirketlerin öz varlık yapısına göre değeri hesaplandığı,Daha önce hazırlamış olduğumuz kök rapor ve ek raporumuzda değiştirilecek bir husus bulunmadığı,
… Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından 05.09.2014 tarihinde gönderilen … sayılı yazısında davalıların yanında çalışan muris …’nun … Ltd.Ştinde 01.04.1971-30.11,972 ile 01.11.1975-13.07.1992 tarihleri arasında çalıştığı belirtildiği, hal böyle olunca muris davalı şirketlere 18 yıl 4 ay hizmet verdiği,
Rapor içerisinde belirttiğimiz üzere, gerek kök raporumuzda ve gerekse ek raporumuzda yapmış olduğu belirlemelerde bir hata olmadığı, dolayısıyla değiştirilecek bir husus bulunmadığı…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davalılar … A.Ş. İle … A.Ş. Hakkındaki dava atiye terk edildiğinden karar tesisine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
… Limited Şirketi ile birleşen … A.Ş.’ye yönelik dava açısından;
Dava ;davacılar murisi işçinin davalı şirketlerde çalıştığı dönemlerde kendisine verilen intifa senetlerinin kendisine verilmesine ilişkin genel kurulu kararına uygun olarak 10 yılı aşkın süre şirkette çalışmış olması nedeniyle hisse senedine dönüştüğünden bahisle hisse senetleri nedeniyle oluşan alacaklarının tespiti,tahsili ve şirket Genel Kurulu Kararının iptali isteminden ibarettir. Davalı taraf ; davacının şirkette 18 yıllık çalışmasının olduğunu, ancak intifa senedine bağlı çalışmanın 10 yılın altında olduğunu ,10 yıllık çalışma süresinin intifa senetlerinin verildiği tarihten başlatılması gerektiğini savunuyor ve Genel Kurul Kararlarının iptali isteminin yerinde olmadığına beyanla reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf ; intifa senetlerinin hisse senedine dönüşüp dönüşmediği ve intifa senedinin verildiği tarihin mi, yoksa toplam çalışma süresinin mi dikkate alınması gerektiği,intifa senetlerinin pay senetlerine dönüşüp dönüşmediği, Yönetim Kurulu ve Genel Kurul Kararlarının iptali şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Davalı şirketin ana sözleşmesinde veya intifa senetleri üzerinde; intifa senedine bağlı çalışma süresinin ifade edildiği, açıkça toplam çalışma süresine ilişkin herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı görülmüştür. İntifa senetlerinin veriliş amacı işçinin şirketi sahiplenmesi ve işçinin şirkete bağlılığının temini olduğu için olduğu için intifa senetlerinin çıkarılış tarihlerinin bazı alınması işin doğası gereğidir. Açıkça düzenleme olmayan hususlarda intifa senedine bağlı haklarda toplam çalışma süresinin baz alınmasının gerektiği yorumuna gidilemez. İntifa senedinin verildiği tarih esas alındığında davacıların murisi işçi şirkette çalışma süresi 10 yıla ulaşmadığından intifa senetleri hisse senedine dönüşmemiştir. İntifa senetleri hisse senedine dönüşmediği sürece sahibine ortaklık hakkı vermez ancak intifa senedinden kaynaklı hakların verilmesini talep edilebilir. İntifa senedine bağlı haklar açısından ise; davalı şirket zararda olduğundan ve dağıtılacak kar payı bulunmadığından intifa senedine bağlı alacak talebi yerinde görülmemiştir. Ayrıca intifa senedinin sağladığı tasfiye payına katılım hakkı yönünden ise erken açılan dava söz konusudur.Bu anlamda alacak istemli davanın reddi gerekmiştir.
Davacı taraf şirkette hisse sahibi olmadığından Yönetim Kurulu Kararları ile Genel Kurul Kararlarının iptalini talep edemez, ayrıca somut olayda anılı kararlarının butlanı şartlarına da rastlanmamıştır.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davalılar … A.Ş. İle … A.Ş. Hakkındaki dava atiye terk edildiğinden karar tesisine yer olmadığına, … Limited Şirketi ile birleşen … A.Ş.’ye yönelik dava kanıtlanamadığından reddine, davacı yanın genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davasının reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … A.Ş. İle … A.Ş. Hakkındaki dava atiye terk edildiğinden karar tesisine yer olmadığına,
2-… Limited Şirketi ile birleşen … A.Ş.’ye yönelik dava kanıtlanamadığından REDDİNE,
3-Davacı yanın genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davasının reddine,
Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davacılar giderinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş bulunduklarından, yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.gereğince hesaplanan 2.180 TL. Vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalılara verilmesine,
Davalıların yaptığı gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan gider avanslarının bakiye kısmının karar kesinleştiğinde talep iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf Yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/10/2018

Katip …

Üye …

Üye …

Hakim …