Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/738 E. 2018/801 K. 18.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/738
KARAR NO : 2018/801

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 18/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Tehdit ve korkutma ve yasa dışı işlem nedeni ile haksız kazanç temini nedeniyle borcun olmadığının tespiti, davalıların hesaplarına yapılan ödemelerin tespiti ile ödeme nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, yapılamadığı takdirde vekalete rapten atışı yapılan gayrimenkulün gerçek bedelinin tespiti ile senet bedeline mahsup olması nedeniyle ödeme nedeniyle bedelsiz kalan senet takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, olmadığı takdirde satılan gayrimenkul bedelinin icra dosyasından mahsubunu, fazla çıkan ödemelerin istirdadını, davanın kabulüne, müvekkil aleyhine yürüyen icra dosyasında satış işlemleri bulunduğundan bu süreçte müvekkilin daha fazla mağduriyetine mahal vermeme açısından icra takibinin tedbiren durdurulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ile … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davanın dayanağı olan hususlar dikkate alındığında zamanaşımının gerçekleştiğini, bu haliyle davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, zorunlu dava arkadaşlığı şartları oluşmadığından davalı …’ın … çalışanı dahi olmadığını, davalılardan …’in … çalışanı olduğunu, fakat … …’tan mevcut SGK işyeri bildirgesinden de anlaşılacağı üzere 02/11/2009 tarihinde ayrıldığını, davalının davada neden yer aldığı meçhul olduğunu, davanın ileri sürdüğümüz usulü sebeplerin kabulünü ve davanın usulden reddini, Mahkemece esas girilmesi durumunda davanın reddini ve yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ın cevap dilekçesinde özetle; …’da bir süre çalıştığını, 2009 yılında ayrıldığını, davanın geçen zaman ve zamanaşımı yönünden reddini, diğer davalılar …’a veya annesine bir haksızlık yapmadığını, davanın reddini tüm yargılama masraflarının avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında özetle; 175.910,13-TL tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faiz ile birlikte tahsiline ilişkin icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 24/03/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosyadaki mübrez belgeler ve tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davalının tanzim ettiği fatura 213 sayılı VUK. 230 ve 231 maddelerinin belirlediği şartları içermediğini, 160.000,00-TL tutarında düzenlenen faturada davalının adı unvanı imzalayan yetkilinin adı ve unvanı bulunmadığını, VUK’nun 230-231.maddesi fatura için aradığı şekil şartları bulunmadığını, davacı tarafından sevk irsaliyesinde teslim ve tesellüm ile ilgili kaşe ve imzası bulunmakta ancak davacının envanter kayıtlarında ve mal alımlarında fatura mündericatındaki 2,797,20 gram has külçe altının girişine ilişkin belge kayıt bulunmadığını, ibraz edilen davacının 2007-2012 dönemlerindeki stok hareketlerine bakıldığında davalının mal teslimleri ile ilgili girişlerinin bulunmadığı gibi ihtilaf konusu davalının 160.000,00-TL tutarındaki faturanın mündericatındaki külçe altının girişinin bulunmadığı açıkça görülmediğini, davalının kayıtlarına göre davacı tarafından bahse konu 160.000,00-TL tutarındaki faturaya karşılık davacının annesinin taşınmazı ipotek olarak verilmiş daha sonra verilen vekaletname ile 110.000,00-TL satılarak bahse konu faturaya mahsup edildiği davacının davalının nezdindeki cari hesap hareketlerine göre 50.000,00-TL tutarında bakiye borcunun bulunduğu işbu miktarın halen davacının borcu olarak beklediği tespit edildiğini, davalının alacak bakiyesine karşılık davacdına mükerrer olarak 160.000,00-TL tutarında senet alınarak işbu senedin de icraya konularak haciz işlemine girişildiğini, mükerrer alınan senet ile yapılan haciz işlemi nedeni ile davalının sebepsiz bir zenginleşmeye gidildiği BK;77.maddesi; bu nedenle haklı bir neden olmaksızın bir başkasının mal varlığında zenginleşen bu zenginleşmeyi geri vermekte yükümlüdür. BK’nın 79.maddesinde sebepsiz zenginleşen zenginleşmenin geri istenmesi halinde elinden çıkmış olduğunu ispat etitği kısım dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür. Yanlar arasında yazılı akdi bir ticari ilişkinin bulunmadığı tamamen güvene dayalı ticari bir ilişkinin bulunduğu tarafların beyanlarına göre açık hesap olarak çalışıldığını, ihtilaf konusu faturadan önce davalının mal satış faturaları düzenlenmediği davacının kayıtlarında mal giriş faturası gözükmediğini, buna karşılık davacının diğer davalıların hesaplarına havaleler yapıldığı ynündeki beyanları dikkate alındığında iş bu miktarların tespiti ancak diğer davalıların banka kayıtları ve davalının mal sevkiyatı ile ilgili mal çıkış kayıtlarının tetkiki ile fiili borç ve alacak miktarının tespiti yapabileceğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 22/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … hesabına toplam 110.035,00-TL havale ve EFT yapıldığını, davalı şirketin ticari defterleinde …’e ait daire satışının davacı şirketin ticari hesabına 21/09/2010 tarihinde 110.000,00-TL alacak kayının yapıldığını, ev satışından doğan paranın şirket defterlerine geçirilmiş olmasının …’in davacı ile olan ilişkide davalı şirketi temsil yetkisine sahip olduğunu gösterdiğinden bu şahsa yapılmış ödeme sonrasında kayıtlara borcun işlendiğini, defter kayıtları lehe delil olduğundan bu işlemin doğru olduğu kabul edildiğinde var olan işlemlere göre davacının 50.000,00-TL borcunun kalıp, ev satışından elde edilen paranın 60.000,00-TL’sinin borç olmayan şehin ifası olarak sebepsiz zenginleşme olduğunu, davacının aleyhine takibe geçilen 160.000,00-TL tutarındaki senet için bedelsizlik iddiasında bulunduğunu, mali incelemede ortaya çıkan defter kayıtları davalı bakımından borcu ortaya koyan bir temel ilişki ortaya koymamakla davalının bilerek borçlunun zararına hareket ettiğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 11/11/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı vekili tarafından “… hesabına yapılan toplam 31.491,26-TL’yi hesaba katmayıp, bu ödemenin akıbeti konusunda değerlendirme yapmadıkları…” konusunda itirazda bulunmasına rağmen, davacının davalıya yaptığı 31.491,26-TL tutarındaki ödeme davalı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alındığından, ayrıca bu konuda değerlendirme yapmaya gerek bulunmadığını, davalı şirket vekili tarafından davacının usulüne uygun olmayan ticari defterlerine dayandığı beyan edilmiş ise de, bilirkişi kurulumuz tarafından sadece davacı şirketin ticari defterleri incelenmiş olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerinin ise 21/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere incelendiği ve incelenen işletme defterlerinin açılış tasdiklerinin bulunduğunun görüldüğünü, işletme defterinin açılış tasdiki bulunmasına rağmen, işletme defterlerinin kapanışının tasdike bağlı olan defterlerden olmadığı, ancak bu durumda bile davacı şirketin ticari defterlerinin lehlerine kesin delil vasfına haiz olup olmadıkları konusunda takdirin Mahkememize ait olduğunu, davalı şirket tarafından davanın konusu alacağının dayanağı olan belgelerin Ağustos 2010 tanzim tarihli fatura ve sevk irsaliyesi olduğunu, takip dayanağı belgenin ise 09/08/2010 vade tarihli 160.000,00-TL bedelli bono olduğunu belirttiğini, davalı şirketin alacağının dayanağı olarak belirttiği 02/08/2010 tarihli, 22371 nolu ve 995/1000 Has Külçe Altın açıklamalı ve 160.000,00-TL tutarındaki faturaya dayanak olan 02/08/2010 tarihli ve Has külçe altın açıklamalı 2.797,20 gram açıklamalı sevk irsaliyesinin sağ alt kısmında teslim alan olarak …-… kaşe ve imzasının bulunduğunun görüldüğünü, davalının davacının 02/08/2010 tarihi itibariyle müvekkile 160.000,00-TL borçlu olduğunu, söz konusu borcun müvekkilin yasal defterleri ile kayıt altına alınıp, davacıya yapılan mal teslimine ilişkin olduğunu kabul ettiğine ve yine 21/09/2010 tarihinde yapılan ev satışının davacının müvekkil şirket nezdindeki borçlarından düşüldüğünü, neticede davacının 21/09/2010 tarihi itibariyle müvekile 50.000,00-TL borcunun bulunduğunu, bu borcun davacının ve vekilinin açıkça kabulünde olduğunu ididası karşısında 09/08/2010 vade tarihli 160.000,00-TL bedelli bonunun bedelinin icra takibi ile talep edilmesinin mükerrer bir talep olup olmadığının Mahkememizce değerlendirilmesi gerektiğini, davacının açmış olduğu dava ile borçlu bulunmadığına ilişkin iddiası olan bedelsizliğin ve bu irsaliyeli belge ile bononun tehdit altında imzaladığına ilişkin savunmasının ispat edilip edilmediğinin Mahkememizin takdirinde olacağını, tehdidin belgeye dayanan ispatı her zaman mümkün olamayacağından ispatın diğer deliller ve vakıalardan yola çıkarak hayatın olağan akışına göre değerlendirme ile yapılacağını, bu bağlamda davalının davacıya imzalattığı irsaliye ile alınmış malın davacı tarafından nasıl değerlendirildiğinin de ortaya konulması gereğinin düşünüleceğini, heyetçe bu konuda uzmanlığı bulunmadığından böyle bir tespitin yapılmasının mümkün olmadığını, defterlerin kesin delil niteliğine haiz olup olmadığı konusunda takdirin Mahkememize ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 30/01/2018 tarihli bilirkişi 2.ek raporunda özetle; 22/03/2011 tarihi itibariyle davacının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından borcu (20.964,68*0,003 komisyon 62,89) + 20.964,68-TL + 1.630,01-TL + 2.515,76 = 25.173,34-TL olarak bulunduğunu mütalaa etmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… Soruşturma ve … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekilerin iş bu davanın davacıları olduğu, iş bu davanın davalısı … ile … A.Ş. yetkililerinin şüpheli olarak yer aldığı, suçun hukuki alacağını tahsil etmek amacıyla yağma yapmak, güveni kötüye kullanma, basit tehdit ve resmi belgede sahtecilik suçu olduğu, 15.04.2014 tarihinde şüpheliler hakkında ayrı ayrı kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava; … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ve takibe konu senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talebi ile terditli olarak yapılan ödemelerin istirdadı talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davacı tarafın Ordu İlinde kuyumcu dükkanı çalıştırdığı, davalı … firması ile çalışmakta olup aralarındaki ticari ilişki sonucu 40.000,00-TL bakiye borcu kalmasına karşılık 160.000,00-TL’lik mal alındığına dair irsaliye imzalattırılarak bu tutara ilişkin senet tanzim ettirildiği, tanzim edilen senedin … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile takibe konulduğu, yine davacı … adına kayıtlı taşınmazın davalı …’e verilen vekaletname ile satıldığı, bunun dışında davalıların şahsi hesaplarına para yatırıldığından bahisle öncelikle icra takibine konu senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile fazladan yapılan ödemelerin davalılardan istirdadı talebine ilişkin eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporlarında da belirlendiği üzere; Taraftar arasındaki ticari ilişkinin her iki tarafın kabulünde olduğu, 02.08.2010 tarihli 22371 nolu 160.000,00-TL tutarındaki fatura münderecatının 2,79720 gr külçe altının satışına ilişkin olduğu, davalı tarafça tanzim edilen sevk irsaliyesinde davacının teslim kaşe ve imzasının yer aldığı, yine 09.08.2010 ödeme tarihli 160.000,00-TL bedelli malen kaydı içeren bononun davacı tarafça davalı … A.Ş. lehine düzenlenerek teslim edildiği ve davalı tarafça icra takibine konu edildiği, davalı tarafın incelenen ticari defterlerine göre; davacının cari hesabının 31.12.2011 tarihi itibariyle 50.000,00-TL tutarında alacağının bulunduğu, 160.000,00-TL lik alacağı için 110.000,00-TL lik ev satışı sonucunda elde edilen bedelin borçtan düşüldüğü, davalı … adına davacılar tarafından verilmiş vekalet ile yapılan ev satışından elde edilen 110.000,00-TL nin davalı şirket defterlerinde davacı ödemesi olarak gösterildiği, ayrıca davacı tarafça davalı şirkete banka kanalıyla ödenen 26.476,15-TL ve 5.015,11-TL tutarındaki ödemelerin davalı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, bunun dışında davalı … hesabına davacılar tarafından yatırılan toplam 110.035,00-TL nin ise davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça her ne kadar davaya konu fatura, bu faturaya ilişkin irsaliye ve 09.08.2010 ödeme tarihli 160.000,00-TL bedelli senedin tehdit ve baskı altında düzenlettirilerek 40.000,00-TL bakiye borca karşılık 160.000,00-TL borçlandırıldıkları iddia edilmiş ise de; dosya kapsamına sunulan deliller, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma ve … Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ve tüm dosya kapsamı içeriğinden davacı tarafın davaya konu fatura, bu faturaya ilişkin irsaliye ve 09.08.2010 ödeme tarihli 160.000,00-TL bedelli senedin tehdit ve baskı altında düzenlettirildiği iddiasının ispatlanamadığı, … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ve takibe konu senet nedeniyle davacı tarafın davalı … adına davacılar tarafından verilmiş vekalet ile yapılan ev satışından elde edilen 110.000,00-TL nin davalı şirket defterlerinde davacı ödemesi olarak gösterildiğinden bu miktar yönünden borçlu olmadığı gibi yine davacı tarafça davalı şirkete banka kanalıyla ödenen 26.476,15-TL ve 5.015,11-TL tutarındaki ödemelerin davalı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alındığından bu miktar yönünden de borçlu olmadığının tespit edildiği, ancak davacıların davalı …’in şahsi hesabına yapılan 110.035,00-TL ödemenin ise davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi bu ödemelerin davaya konu senet borcuna mahsuben ödendiğine ilişkin de bir delil ibraz edilmediğinden bu ödemelerin … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından mahsubunun söz konusu olamayacağı, bu nedenle bu miktara vaki menfi tespit ve istirdat talebinin, dolayısı ile … aleyhine açılan davanın reddi gerektiği anlaşılmıştır. Ayrıca her ne kadar davalı … aleyhine dava açılmış ve bu davalının şahsi hesaplarına ödeme yapıldığı iddia edilmişse de; davalı …’ın hesaplarına davacılar tarafından yapılmış bir ödemeye rastlanmadığından bu davalı aleyhine açılan davanın da pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, yukarıda anlatılan nedenlerle davacı tarafın … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası ve dosyaya konu senet nedeni ile 139.035,32-TL asıl alacak yönünden borçlu olmadığnın tespiti ile fazlaya ilişkin isteminin reddine, davalı … aleyhine açılan davanın esastan reddi ile davalı … aleyhine açılan davanın ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine ilişkin aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE;
Davacı tarafın … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası ve dosyaya konu senet nedeni ile 139.035,32-TL asıl alacak yönünden borçlu olmadığnın tespitine fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davalı … aleyhine açılan davanın reddine,
Davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 9.497,50-TL ilam harcından peşin alınan 2.376,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 7.121,50-TL ilam harcının davalı … A.Ş’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.376,00-TL peşin harç ve 21,15-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.397,15-TL’nin davalı … A.Ş’nden tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.872,83-TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş’nden tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı … AŞ’nin, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.515,76-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile ilgili davalıya verilmesine,
6-Davalı …’in, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 15.550,00-TL ücreti vekaletin davacı taraftan tahsili ile ilgili davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.087,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 273,46-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına; artan 1.813,54-TL’nin davalı … AŞ’den tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı vekilleri ve davalılar … ve … vekilinin yüzlerine karşı davalı …’ın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/09/2018

Katip …

Hakim …