Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/616 E. 2021/331 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/616
KARAR NO : 2021/331

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalı bankanın … şubesinden kredi kullandığını, kredi borcuna karşılık müşterilerinden aldığı çekleri ciro ederek davalı bankaya teslim ettiğini, davalı bankanın … Şubesi’nin davacının verdiği müşteri çeklerinden 32 adedini tahsil etmediğini, davacının kredi borcundan düşmediğini, tam aksine sözleşmeye aykırı ve usulsüz olarak başkasına vererek davacıyı 346.398,82 TL zarara uğrattığını, müşteri çeklerinin davalı bankaya kredi borcunun ödenmesi amacıyla verildiğini, bu nedenle karşılıksız çıkan veya müşterinin ödeme gücü olmadığını bildirerek değiştirmek, vade uzatmak istediği çeklerin davalı bankadan geri alınıp yerine yenisinin verildiğini, geri alınması gereken bu tür çeklerin ise mutlaka davacı şirketin müdürü tarafından talimat yazılarak imzalandığını ve ancak ıslak imzalı talimat ile iade alındığını, davalı banka personelinin davacı şirkette sekreterlik ve ön muhasebe işleri yapan … ile işbirliği yaparak davacı şirket müdürünün vadelerinde tahsil edilip kredi borçlarından mahsup edilmesi için verdiği toplam 31 adet çeki …’ya teslim ederek davacıyı 346.398,82 TL zarara uğrattığını, davalı banka çalışanlarının işbirliği içinde bezen hiçbir talimat olmadan, bazen sahte fotokopi talimatlara istinaden davacının bilgisi dışında iş bu 32 adet çeki …’ya teslim ettiğini, yapılan araştırmada … tarafından davacı adına bir kısım sahte talimatlar hazırlandığı, şirket müdürünün imzasının sahte talimatlara fotokopi yoluyla monte edildiği ve davalı bankaya fotokopi talimat verildiği, davalı bankanın da ıslak imzalı talimat olmadan çek asıllarını …’ya teslim ettiğinin anlaşıldığını, davalının ağır kusurlu olduğunu, akde ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davalı bankanın limited şirketlerin müdürler tarafından temsil edildiğini bildiğini, davacı şirket müdürlerinin davalı bankaya verdikleri çeklerin geri alınması konusunda kimseye vekaletname vermediklerini, davacı ile davalı banka arasında talimatların sözlü veya faks yoluyla verileceğine ilişkin herhangi bir anlaşma veya uygulamanın da olmadığını, davalı bankanın TBK’nın 112. maddesi gereğince hiçbir kusuru bulunmadığını ispatlayamadığı sürece mesleki özen yükümlülüğüne ve sözleşmeye aykırı davranarak davacıya verdiği tüm zararı tazmin ile yükümlü olduğunu, bankaların müşterileri ile yapmış oldukları tüm sözleşmelerde, kendi organ ve yardımcı şahıslarının bu sözleşmenin ifası sırasında yaptıkları davranışlarından sorumlu olduklarını, davalı bankanın talimat aslı almadan, bu işlemi yapmaya yetkili olduğunu gösterir vekaletname örneği almadan davacıya ait çekleri başkasına vererek özen yükümlülüğüne ve sözleşmeye aykırı davrandığını ve davacıyı zarara uğrattığını, …’nın davacı müvekkiline yönelik fiillerinin ise TCK’ya göre suç teşkil ettiğini, bu nedenle hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu ve kamu davası açıldığını beyanla 346.398,82 TL alacağın çek keşide tarihlerinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği zararın, davalı müvekkili bankanın kusurundan kaynaklanmadığını, kendi çalışanı olan dava dışı …’nın usulsüz işlemlerinden kaynaklandığını, davacının öncelikle dava konusu miktarı zimmetine alan … hakkında yasal yollara başvurması gerektiğini, bu kişi hakkında yasal yollar tüketilmeden davalı müvekkili banka hakkında dava açılamayacağını, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, ayrıca dava şartlarının oluşmadığını, davalı müvekkili bankanın sorumluluğundan söz edebilmek için zarar ile banka işlemleri arasında nedensellik bağının bulunması gerektiğini, fakat banka işlemleri ile doğan zarar arasında nedensellik bağı bulunmadığını, davacının çeklerin … adlı kişiye teslim edilmesine onayları olmadığı yönündeki iddiasının doğru olmadığını, çünkü firma yetkililerinin ıslak imzalı talimatlarında …’ya para çekme, çek tahsil etme, çekilen paraları başka hesaba aktarma yetkileri verildiğini, davacının çeklerin …’ya teslim edilmesine muvafakati olduğunu, davacı tarafından çeklerin tarihlerinin bilindiğini, çeklerin vadelerinde tahsil edilip edilmediğinin, hesaplara geçip geçmediğinin kontrol edildiğini, davacıya üçer aylık dönemler için hesap ekstreleri gönderildiğini, bu tutarların aylık ve üç aylık bilançolarda fark edilmemesinin mümkün olmadığını, davacı şirket yetkililerinin kontrol yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, davalı banka ile davacı şirket arasında bankacılık işlemlerinin … tarafından yapılmasına dair teamül oluştuğunu, ayrıca bankacılık uygulamasında talimat ile yapılan her işlem için şirket yetkililerinden telefon ile teyit alındığını, bu işlemlerin kayıt altına alındığını, ayrıca banka ile müşteri arasında işlemler için bir teamül oluşmuş ise artık ıslak imzalı yazıya gerek bulunmadığını, Yargıtay kararlarının bu şekilde olduğunu, davacının beyanlarının tümünde sorunun temelinin çeklerin iade alınmasına rağmen bedellerinin şirket hesabına yatırılmaması olduğunun ifade edildiğini, yani şirketin karşı çıktığı hususun çeklerin iade alınması olmadığını, iade alınan çek bedellerinin şirket hesabına yatırılmaması olduğunu, bu kapsamda kusur atfedilecek tarafın davalı müvekkili banka olmadığını, aksine davacı ve çalışanı olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, sahte faks talimatı ile yapılan işlemlerden doğan zararın özen yükümlüğü kapsamında bankadan tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizce davacı şirketin davalı banka nezdindeki kayıtları, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmeleri celp edilmiş, dava konusu çeklerin kim tarafından ibraz edildikleri ve ödenip ödenmedikleri ilgili bankalardan sorulmuş, tarafların tanıkları duruşmada dinlenmiş, …19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası, dosyamız arasına alınarak incelenmiş ve davacının çalışanı olan dava dışı … hakkında özel belgede sahtecilik, resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale ile haksız çıkar sağlama ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama neticesinde; …’nın bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale ile haksız çıkar sağlama ve özel belgede sahtecilik suçlarından beraatine, resmi belgede sahtecilik ile hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Dosya bankacılık alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek iddia ve savunma kapsamında davacının uğradığı zarar miktarı ile davalının sorumluluğu hususunda rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 22/12/2015 tarihli kök raporunda özetle; davacı şirketin davalı bankanın kredi ve mevduat müşterisi olduğunu, davacının davalı banka nezdinde kredi ve mevduat hesabının bulunduğunu, davacının müşterilerinden aldığı çekleri şirket kaşe ve yetkili imzasını taşıyan yazılı talimatlar ile davalı bankaya verdiğini, dava dışı …’nın davacı şirkette muhasebe elemanı ve sekreter olarak çalıştığını, kendisine verilen yazılı ve ıslak imzalı talimatlar ile davacının davalı bankadaki işlemlerini takip ettiğini, ancak davacının bankalardaki iş ve işlemlerini takip etmek, hesaplarından paralar çekmek, bankadaki çek senet gibi kıymetli evraklarını iade ve teslim almak gibi hususlarda kendisine verilmiş umumi bir vekaletname olmadığını, dava konusu olayın 01/01/2012 ila 10/06/2013 tarihleri arasında meydana geldiğini, bu tarihler arasında davacı tarafından davalı bankaya verilen 189 adet çekten 42 adedinin …’ya iade edildiğini, bu 42 adet çekten 30 adedinin … tarafından tahsil edildiğini, buna göre … tarafından tahsil edilen çek bedelinin 331.398,82 TL olduğunu, taraflar arasında 01/04/2009 ve 05/10/2010 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığını, davacı tarafından kullanılan kredilerden kaynaklanan borçlarının ödenmesi amacıyla müşterilerinden aldığı çeklerin davalı bankaya ciro edilerek teslim edildiğini, davalı bankanın, hiçbir yetkisi bulunmadığı halde davacı şirkette muhasebe elemanı olarak çalışan dava dışı …’ya 31 adet çeki faks talimatlarına istinaden iade ettiğini ve çekleri iade alan dava dışı … ‘nın ise; bu çeklerden 30 adedinin bedellerini bankalardan tahsil ettiği ve kendisine mal ettiğinin anlaşıldığını, dava dışı … davacı şirket tarafından zaman zaman işlem bazında ıslak imzalı talimatlar ile yetkilendirilmiş olmakla birlikte genel bir vekaletname veya bir yazı ile yetkilendirilmediğini, bankadaki hesaplardan paralar çekmeye veya bankadaki kıymetli evrakı iade ve teslim almaya yetkili olmadığını, bu durumda davaya konu hesaplar üzerindeki tasarruf yetkisinin yalnız hesap sahiplerine ait olduğunu, davaya konu hesaplardan çek senet gibi kıymetli evrak iade ve teslimini almak ile ödeme, havale ve EFT faks talimatları vermenin yalnız hesap sahiplerine ait yetkiler olduğunu, davaya konu çeklerin iadelerinin …’nın imza ve talimatı ile değil davacı şirket yetkilisi tarafından kaşelenerek imzalanan faks talimatlarına istinaden yapılmış olduğunu, diğer yandan davalı banka ile davacı arasında faks ile çalışılacağına dair bir sözleşmeye veya taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde faks talimatları ile çalışılacağı konusunda bir hükme rastlanmadığını, bütün bunlara rağmen davalı banka davacının faks talimatlarına istinaden işlem yapacak ise gelen faks talimatlarının, yetkili kimseler aranarak doğrulunun teyit edilmesi ve bu teyit işleminin müstakilen veya banka uygulamalarında olduğu gibi faks metni üzerinde zapta bağlanarak, faksın ıslak imzalı aslının en kısa sürede ve en seri vasıta ile bankaya iletilmesinin istenmesi gerektiğini ancak davaya konu tüm faks talimatları incelendiğinde, talimat fotokopileri üzerinde havale, faks talimatını veren asıl hesap sahiplerinden teyit alındığına dair bir şerhe rastlanılmadığını, faks talimatlarının asıllarının da dosyaya ibraz olunmadığını, tüm bankaların kredili olsun veya olmasın müşterileri ile Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi akdetmekte olduklarını, faks talimatı ile çalışma şartlarının bu sözleşmelerde yer aldığını, ayrıca taraflar arasında akdedilmiş bir bankacılık hizmeti sözleşmesine rastlanılmadığını, davalı bankanın faks talimatlarının doğruluğunu asıl hesap sahiplerinden teyit ettirmeden işlem yapmasından dolayı, davacının ise dönem sonları itibariyle gönderilen hesap vaziyetlerini, basiretli bir tacir gibi davranmayarak kontrol ettirmemesinden ve adam çalıştıran sıfatı ile kusurlu kişi istihdam etmesinden dolayı kusurlu olduklarını, zararın meydana gelmesinde her iki tarafında %50 nispetinde müterafık kusurlu olduğunu, bu nedenle davacının uğramış olduğu 331.398,82 TL’lık zararın %50’si olan 165.699,41 TL’lık kısmı talep edebileceğini, davacının 165.699,41 TL olan zararı için çek ödeme tarihlerinden itibaren avans faiz oranları nispetinde faiz talep edebileceğini tespit ve mütalaa etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; davacı tarafın söz konusu 31 adet çekin iadesi neticesinde meydana gelen dolandırıcılık olayında ön muhasebe ve sekteri olarak çalışan dava dışı …’yı denetim ve gözetim altında tutarken, yapılacak işle ilgili talimat verirken ve denetlerken üzerine düşen titizlik ve özeni göstermeyerek, basiretli bir tacir olmanın yükümlülüğünü layıkıyla yerine getirmediğini, bu sebeple kusurlu olduğunu, davacı şirketin davalı bankaya kredi hesabından mahsup edilmek üzere verdiği çeklerin akıbetini takip etmek amacıyla kendisine gönderilen hesap özetlerini gereği gibi incelemediğini, söz konusu bu hesap özetlerinin … tarafından alındığı ve muhasebe programlarının ilgili şahıs tarafından bozulduğu kabul edilse bile, davacının bu kadar uzun süre zarfında hesaplarına ilişkin içeriklere ulaşamaması üzerine davalı banka ile iletişime geçmesi gerektiğini, dolayısıyla davacının kusurlu olduğuna ilişkin kanaatlerinin devam ettiğini, davalı bankanın ıslak imzalı talimat veya bir vekaletname olmadan fotokopi faks talimatlara istinaden …’ya 31 adet çeki iade ettiğini, davalı bankanın usulsüz bir şekilde oluşturulan bu talimatlara istinaden gerekli dikkat ve özeni göstermeden söz konusu çekleri teslim etmesinde kusurlu olduğunu, davalı bankanın bankacılık işlemlerinin sürekli olarak … tarafından yapıldığını ve bu sebeple hukuki görünüşe göre güven ilkesi kapsamında taraflar arasında teamül oluştuğunu ifade etmesinin kabul edilebilir olmadığını, dava dışı …’nın davaya konu olayların meydana geldiği 01/01/2012 tarihinden evvel bu tür işlemler yaptığına ve yapılan işlemlerin davacı firma yetkilileri tarafından kabul gördüğüne dair bir belgeye dosya muhteviyatında rastlanılmadığını, davalı bankanın fotokopi ve faks talimatlarla söz konusu işlemleri gerçekleştirse bile, söz konusu işlemelere ilişkin asıl hesap sahiplerine ulaşarak yapılan işlemlerle ilgili teyit alması gerektiğini ancak davaya konu faks talimatlar incelendiğinde asıl hesap sahiplerinden teyit alındığına dair bir şerhe rastlanılmadığını, davalı bankanın fotokopi ve faks talimatlara istinaden yaptığı işlemlerde hesap sahibinden teyit alma işlemine ek olarak bankacılık teamülü haline gelmiş bulunan faks talimatı aslını ilgili hesap sahibinden istemekle yükümlü olduğunu, talimat aslının gönderilmemesi halinde de benzer ve müteakip işlemleri yapmaması gerektiğini, davalı bankanın söz konusu olayda asıl hesap sahibinden faks talimat asıllarının bankaya ulaştırılmasını talep etmediğini, bu sebeple yapılan sahteciliği anlamadığının ortada olduğunu, dolayısıyla söz konusu olayda davalı bankanın kusurlu olduğuna ilişkin kanaatlerinin devam ettiğini ve kök raporda değiştirilecek bir husus olmadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı şirket, davalı bankanın kredi ve mevduat müşteri olup taraflar arasında 01/04/2009 ve 05/10/2010 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, davacı tarafından GKS’ler kapsamında kullanılan kredi ödemelerinden mahsup edilmek üzere müşteri çeklerinin ciro ederek davalı bankaya verildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 01/01/2012 ila 10/06/2013 tarihleri arasında davalı bankaya verilen çeklerden, davacının ön muhasebe ve sekreterya işlerini yapan çalışanı dava dışı …’ya iade edilen ve bu kişi tarafından bedelleri tahsil edilen 31 adet çek nedeniyle uğranılan zarardan davalı bankanın sorumlu olup olmadığı hususlarında toplandığı, davalı banka tarafından dava dışı …’ya iade edilen çeklerin, davacı şirket yetkilisi tarafından kaşelenerek imzalanan faks talimatlarına istinaden yapılmış olduğu, … 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…Esas sayılı dosyasında alınan kriminal raporu ile dava konusu çeklerde bulunan ciro imzalarının …’ya ait olduğunun ve davalı bankaya sunulan faks talimat evraklarına davacı şirket müdürünün imzasının bilgisayar ortamında taranmak suretiyle eklendiğinin sabit olduğu, yine ceza mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile, her ne kadar dava dışı … tarafından söz konusu çek bedellerinin davacının ödemeleri için kullanıldığı iddia edilmiş ise de, kendi hesaplarına aktarıldığının ve davacı şirket adına kullanılmadığının tespit edildiği, Mahkememizce yaptırılan inceleme neticesinde hazırlanan bilirkişi heyet raporunda tespit edildiği üzere, bankacılık teamülleri gereği davalı bankaca, dava dışı … tarafından sunulan faks talimatları nedeniyle davacı şirket yetkilisinden teyit alınmadığı ve talimat evraklarının asıllarının istenilmediği, dava dışı …’ya çeklerin iade edilmesi hususunda davacı tarafından verilmiş ve davalı bankaya sunulmuş yetkilendirme belgesinin olmadığı ve taraflar arasında faks talimatı ile işlem yapılacağına dair bir sözleşme bulunmadığı gibi faksla işlem yapılması hususunda bir teamülün de oluşmadığı, dinlenen tanıkların da beyanlarında banka ile para-çek alışveriş işlemlerinin yazılı talimat ile yapıldığını beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Bankalar Türkiye’de hükümetçe imtiyaz sureti ile verilen bir işi yapan ticari müesseseler olarak işlem yaparken gereken dikkat ve özeni göstermek zorundadırlar ve bu konuda hafif kusurlu davranışlarından dahi sorumludurlar. Ayrıca davalı banka adam çalıştıran sıfatı ile de sorumlu olup, bu sorumluluk bir kusur sorumluluğu olmayıp olağan sebep sorumluluğudur. Adam çalıştıranın sorumluluğu 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 116. maddesinde ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 99/2. maddesinde düzenlenmiştir. Burada kanun adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklemiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğu kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlâli ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir. Adam çalıştırana genel nitelikte bir objektif özen yükümlülüğü yüklenmiştir. Bankanın adam çalıştıran sıfatı ile hukukî sorumluluğunun bulunması için öncelikle banka ile müşteri arasında sözleşme ilişkisinin bulunması, bu sözleşme ilişkisinin bankanın özen borcuna aykırılık sebebi ile ihlâl edilmesi gerekir. Ayrıca özen borcuna aykırılıktan dolayı zararın doğmuş olması, zarar ile özen borcuna aykırılık arasında uygun bir illiyet bağının bulunması gerekir.
Eldeki davada taraflar arasında faks talimatı ile çek iade işlemi yapılacağına dair bir sözleşme ve teamül olmadığı, buna rağmen davalı bankanın sahte faks talimatı ile işlem yaptığı ve bankacılık uygulamalarında olması gerektiği gibi davacıdan faksla yapılan işlem doğrultusunda teyit almadığı, diğer yandan Bankacılık Kanunu ve TTK uyarınca bankanın müşterilerinden aldığı yazılar ile müşterilere yazdığı yazıların aslını sıra numarası ile deftere kayıt etmek ve saklamak yükümlülüğü altında olduğu halde somut olayda davacıdan faks asıllarının istenilmediği, bu durum karşısında davalı bankanın zararın doğumuna sebebiyet verdiği kanısına varılmıştır. Diğer yandan davacı şirketin de, işlerinde özenli davranmayarak kendi egemenliğinde ve kontrolünde bulunan çalışanını denetlemediği, hesap hareketlerinde izlenmesi gereken dikkat ve özeni göstermediğinden yasanın kendisinden beklediği basiretli bir tacir gibi davranmadığı, böylelikle zararın doğumuna kendisinin de sebebiyet verdiği, bu nedenle zararın meydana gelmesinde her iki tarafın da kusurlu olduğu kanısına varılmıştır. Olayların oluş biçimi, süresi, davacı şirketin muhasebe kayıtlarına müdahale edilmiş olması ve kayıtlara ulaşılmasının ardından inceleme yapılabilmesi, dava dışı çalışan …’nın uzun süredir davacı şirkette çalışıyor olması ve herhangi bir adli sicil kaydının bulunmaması, davalı bankanın en hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde zararın meydana gelmesinde davalı bankanın bilirkişi raporunda tespit edildiğinin aksine ağır ve %90 oranında, davacının ise %10 oranında kusurlu olduğu, davalı bankanın belirlenen kusur oranına göre zarardan sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile dava dışı … tarafından çekildiği sabit olan 331.398,82 TL çek bedelinin %90’ı olan 298.258,94 TL’nin bilirkişi raporunda tespit edilen çek tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile 298.258,94 TL’nin; 7.500,00 TL’sine 13/02/2012, 6.128,00 TL’sine 05/03/2012, 9.000,00 TL’sine 22/02/2012, 5.000,00 TL’sine 15/03/2012, 5.000,00 TL’sine 26/03/2012, 15.700,00 TL’sine 02/04/2012, 14.500,00 TL’sine 25/05/2012, 8.208,12 TL’sine 14/05/2012, 11.250,00 TL’sine 30/05/2012, 15.122,00 TL’sine 25/06/2012, 9.000,00 TL’sine 20/07/2012, 9.000,00 TL’sine 06/08/2012, 14.504,86 TL’sine 28/08/2012, 25.000,00 TL’sine 25/09/2012, 16.551,14 TL’sine 17/10/2012, 12.335,00 TL’sine 07/11/2012, 12.335,00 TL’sine 14/11/2012, 10.000,00 TL’sine 05/12/2012, 13.000,00 TL’sine 22/12/2012, 5.000,00 TL’sine 21/12/2012, 10.000,00 TL’sine 25/12/2012, 20.000,00 TL’sine 14/01/2013, 23.000,00 TL’sine 13/02/2013, 5.091,70 TL’sine 10/04/2013, 5.523,00 TL’sine 28/05/2013, 7.150,00 TL’sine 30/05/2013 ve 3.360,12 TL’sine 20/07/2012 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 20.374,06 TL’den peşin alınan 5.915,65 TL harcın mahsubu ile kalan 14.458,41 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 2.400 TL bilirkişi ücreti, 336 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.736 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı (%86) üzerinden hesaplanan 2.352,96 TL ile ilk harç 5.940,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 29.328,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddolunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 7.058,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi. 27/05/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
(muhalefet)
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Muhalefet Şerhi: Dava konusu somut olay açısından davacının, dava dışı …’nın işvereni olduğu göz önünde bulundurularak davalı bankanın %50 oranında kusurlu olduğu, davaya konu ihtilaflı işlemleri gerçekleştiren …’nın, davacının çalışanı olması kapsamında davacının çalışanını seçmekte olduğu kadar onu denetlemede de gerekli özeni göstermesinin gerektiği, dava dışı sanık …’nın davacı şirket muhasebe kayıtlarına ilişkin bilişim sistemine hukuka aykırı bir müdahalesinin ceza dosyası kapsamında da ispatlanamadığı gibi tacir olmakla basiretli bir iş adamı gibi hareket etmekle yükümlü olan davacı şirketin, denetim yükümlülüğü kapsamında çek bedellerinin tahsili işlemleri ile üçer aylık hesap özetlerinin denetimindeki ihmali nedenleri ile davacının da %50 oranında kusurlu kabul edilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.

Üye
¸e-imzalıdır