Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/537 E. 2021/969 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/537 Esas
KARAR NO : 2021/969
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın toptan et pazarlamacısı olan … tarafından 25/10/2013 günü sabah görüşmek için deposu olan … Mahallesi … sokakta bulunan deposunda buluşmak üzere çağrıldığını ve müvekkilin de oğlu … ile birlikte 25 Ekim 2013 Sabahı … ile buluşmak üzere bahsi geçen yere gittğini, …’nın yanında bulunan şahısla birlikte gelip “… bey burası rahat değil benim ofiste konuşalım“deyip müvekkil ve oğlu …’i iki arka sokakta bulunan … et firmasına götürdüğünü ve konuşmaya başladıklarında …’nın yanındaki ismini sonradan öğrendiği davalı … isimli şahsın …’dan olan alacağını nasıl tahsil edeceğini sorduğunu, müvekkil …’ın da borcun kendisine ait olmadığını …’dan alınması gerektiğini belirtmesi üzerine … isimli şahsın ticaretin söz ile olduğunu her şeyin resmi olması gerekmediğini bu borcun müvekkili …’a da ait olduğunu belirttiğini, … isimli şahsın “borcumu ödemeden buradan gidemezsin, sizin aklınızı alırım, şerefsizler o. evlatları” diyerek tehdit ve hakaret ettiğini, bunun üzerine müvekkili ve oğlu gitmek için kapıya yöneldiğinde önüne geçen … ve adamlarının buradan sağ geçip buradan sağ gidemezsiniz benim paramı ödeyin öyle gidin diyerek tehditlerine devam ettiğini, müvekkilinin ve oğlunun mekandan ayrılmasına izin vermeyerek alıkoyduğunu, Bunun üzerine müvekkil ve oğlu kendilerinin alıkonamayacağını bunun suç olduğunu belirtmesi üzerine bağırmaya ve tehdit ve küfürlere başladığını, bu olaylar üzerine müvekkilinin oğlu … kendisine ait … nolu telefonu ile Saat tam olarak 09:30 da 155 polis İmdat arayarak Talatpasa caddesi …’de alıkonulduklarını ekip yollanmasını belirttiğini, ancak şüpheli … olayın farkına vararak müvekkili ve oğlunun üzerine yürüyerek kendisine küfür etmeye başladığını ve içeriye 3 adamları girdiğini, telefonu … ve adamlarının zorla kapattırdıklarını, polis ekiplerinin olay yerine gelmediğini, içeri 2 ya da 3 adamı ve oğlunun girdiğini ve müvekkili …’dan kendilerine senet yapmalarını söylediklerini, bunun üzerine müşteki …’a zorla senet imzalattıklarını, müvekkiline 38.500-TL değerinde iki adet senet imzalatıldığını, söz konusu senet tarihlerinin 15.06.2014 ve 15.07.2014 tarihli olduğunu, müvekkili …’ın ve oğlu …’ın bu şahıs ve şahıslarla …’ın firması ile hiçbir ticari ilişkisi mal alışverişi bulunmadığını, müvekkili … isimli bu şahsa hiçbir borcunun olmadığını, borcun kendisine ait olmadığını … isimli şahıs ile ortaklığının bulunmadığını …’ın şirketi ile ticari ilişkisinin olmadığını belirttiğini ancak kendine zorla imza attırdıklarını, müvekkili …’a senetlere çift imza attırdılarını ve daha sonrasında boş bir kağıda kimlik fotokopisini çekip altına kendi rızam ile senetleri imzaladım şahitlerde … ve … olarak müvekkilinin oğluna imzalattırdıklarını, müvekkili ve oğlu tüm bu işlemlere direnmeye çalışmış ancak şahısların çokluğu saldırıları, kaba kuvvet kullanmaları, tehdit ve hakaret dolu hareketleri nedeniyle söz konuşu senetleri imzalamak zorunda kaldıklarını ve polise ve Savcılığa gitmemesi koşulu ile daha sonra serbest bırakıldıklarını, müvekkilinin olay günü 25.10.2013 tarihinde korkmasına rağmen şahıslar hakkında aynı gün … Cumhuriyet Başsavcılığına Suç duyurusunda bulunduğunu, soruşturmaya 2013/… soruşturma numarası ile devam edildiğini, müvekkilinin mağdur olduğunu, borcunun ticari ilişkisinin olmadığı … ve adamları olan şahısların müvekkilinden zorla senet aldıklarını, müvekkilinin bu şahıslara ve hiç kimseye borcu bulunmadığını, özetle tüm şüpheliler birlikte failik kastıyla müşteki müvekkiline zorla 38.500- TL’lik senedi imzalattıklarını beyanla, öncelikle tedbir taleplerinin kabulü ile söz konusu 15.06.2014 ve 15.07.2014 tarihli toplam bedelleri 38.500TL olan tanzim edeni … olan senetler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek icra takibine konulmasının ve tahsil edilmesinin engellenmesine, haklı davalarının kabulü ile ve davaya konu bonoların geçersizliği ile müvekkilimin borçlu olmadığının tespiti, alacaklı görünen haksız ve kötü niyetli davalıların %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın davacı olarak gözüken …’ın sahibi ve ortağı bulunduğu … Gıda şirketleri ticari ilişki mevcut olduğunu, yıllarca süren bu ticari ilişkiden kaynaklı alacak borç ilişkisi doğduğunu, müvekkili şirketin resmi olarak faturalı toplam alacağı 1.000.000,00 TL civarında iken davacının yapmış olduğu ödemeler sonucunda müvekkilinin bir kısım alacağının kaldığını, kalan bu bakiye borç davacının içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle geciktirildiğini ve sonunda kendisi ve ortağı olan …’nın şahsi senet vererek ödeme taahhüdünde bulunduklarını, müvekkili …’ın diğer davalı … firmasının yetkilisi olduğunu, müvekkili şirkete olan resmi faturalı borçlarını ödeyemeyen firma sahiplerinin kendi aralarında anlaşarak şahsi olarak senet verip ödemek istediklerini beyan edip senet verdiklerini, davacı ve ortağının firmasının ekonomik krize girmesinden sonra kalan bakiye alacağın 120.000,00 TL civarında olup 40.000 TL kısmını elden nakit ve bir adet müşteri çeki ile ödediklerini, borcuna karşılık vermiş oldukları çekte karşılıksız kalmış olup ödenmediğini, müvekkile verilen iş bu çek vadesi geldiğinde bankaya ibraz. edilmiş ancak tedbir kararı olduğu için yazılmadığını, akabinde iş bu çek ile ilgili olarak icra takibi başlatıldığını, borçlulardan … firması çekteki imzanın kendisine ait olmadığına bahisle imzaya itiraz da bulunduğunu, müvekkil firma ile yıllardır ticaret yapan bu ticarete karşılık onlarca çek verildiğini, müvekkili firmaya verilen çeklerin bir kısmi davacı … gıda(…)’ya ait bir kısmı … e ait bir kısmı da müşteriye ait olup tüm çeklerde … gıda ve … in imzalarının mevcut olduğunu, davacı taraf son zamanlarda işinin iyi gitmemesi sebebiyle çeşitli bahaneler üreterek müvekkil firmanın alacağını sürüncemede bırakma peşine düştüğünü, bir taraftan getirip teslim etmiş olduğu çekteki imzayı inkar etmekte, bir taraftan borcuna karşılık vermiş oldukları senetlerin zorla alındığını iddia ettiğini, bu çeşit yollar kullanarak müvekkilimin alacağına erişmesine engel olduklarını, davacı tarafın müvekkiline olan borcunu ödememek için müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, bulunmuş olduğu suç duyurusunda … ile ortak olduğunu, … ile ticari ilişkisi olduğunu kabul etmekte olduğunu, ilişkiden kaynaklı borcunun bulunduğunu ancak diğer ortağı …’nın ödemesi gerektiğini belirtmekte olduğunu, davacı tarafın müvekkili tanımadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkiline kendi şirketine ait onlarca çek imzalayarak verdiğini, müvekkili şirketi dolandırmaya çalışan … GIDA (…) ve … GIDA aynı adreste faaliyet gösterdiğini, müvekkiline daha önce verilen çeklerde ve en son olarak verilen çekteki kaşelerin üzerinde bulunan adreslere bile bakıldığında aynı adreste faaliyet gösterdiklerinin belli olduğunu beyanla, davanın her iki müvekkili açısından reddine vekalet ücreti ve yargılama giderleri karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Tanık … duruşmadaki beyanında; “Ben; et işi yaparım ve eski arkadaşım olan … ile bir dönem ortak çalıştık, …nın sahibi … ile de ticaretimiz vardı, bu ticaretten kaynaklı olarak borcumuz vardı, borcun önemli bir kısmını ödedik, yaklaşık 80.000 TL civarında borcumuz kaldı, daha sonra …’ın hesaplarımızı netleştirmek için … ile birlikte çalıştığımız iş yerine telefonla arayaraka çağırdım, o da geldi, bizim iş yeri kalabalık olduğundan ve muhasebe kayıtları düzenli olmadığından … Bey kendi ofisine gitmeyi teklif etti, birlikte gittik, burda konuştuk, 80.000 TL bakiye hesap üzerinde anlaştık, 40.000 TL’lik ben senet verdim, 40.000 TL’likte … senet verdi, karşılıklı rızayla oldu, başka bir olay yaşanmadı, iddia edildiği gibi herhangi bir tehdit ya da zor kullanma olmamıştır, hatta iş yerinden … ile … kolkola çıkmışlardır, bilgim bundan ibarettir, …’ın ofisine ben … ve …’in oğlu birlikte gitmiştik, biz çıkmak üzereykende ‘nin oğlu geldi, … şirketinin sahibidir, ben ise … Sahibiyim, resmi ortaklığımız yoktur, kardeş şirketleri olarak çalışırız, eti birlikte …dan alırız, tüm faturaları … Şirketinden üzerinden satış yaptık, müşteriler benim müşterimdi, alımlarda ise …dan hem benim şirketim … ya hem … in şirketi … şirketine fatura kesilirdi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … duruşmadaki beyanında; “Ben ve babam bilikte et ticareti yaparız, …’yı buradan tanırım, kendisi bizi 25.10.2013 günü işyerine çağırdı, daha sonra da buranın müsait olmadığını söyleyecek, … ‘in ofisine götürdü, yanında da öncesinden simaen tanıdığım … ‘in sahibi … vardı, zaten davette …’dan gelmişti. Ofisi geçtikten sonra …’nın … ‘e olan borcundan bizim de sorumlu olduğumuzu … babama söyledi, babam bana gidelim şeklinde seslendiğinde … çıkmamıza izin vermedi, ben de 155’den polisi aradım, bu arada …’da üzerime yürüdü. Babam araya girdi, telefonu kapattırdılar. Senedi zorla imzalattılar yoksa buradan çıkamazsızın dediler, babam da senedi imzalamak zorunda kaldı, birtane de kağıt imzalattılar, kağıtta kimlik fotokopilerimizi çekmişlerdi ve senetleri rızaen verdiğimiz yazıyorudu, bununla ilgili bilgim bundan ibarettir.”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … duruşmadaki beyanında; “Ben olayın oluşuna dair görüye dayalı bilgiye sahip değilim, sadece olay günü … bana telefonda b aşına böyle birşey geldiğini anlattı, bende şikayet etmesi gerektiğini söyledim, hatta birlikte savcılığa gittik.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … duruşmadaki beyanında; “Benim olayın oluşuna dair görgüye dayalı bilgim yoktur, sadece bildiğim kadarıyla amcamın …’la ticari ilişkisi yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava; 15.04.2014 ve 15.07.2014 vade tarihli toplam bedeli 38.500 TL olan iki adet bononun davacıya zorla imzalatıldığı iddiası ile bu bonolar sebebiyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti istemiyle açılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; davacı ve yetkilisi olduğu şirket tarafından, davalı ve davalının yetkilisi olduğu şirkete isnat edilen suçlamalar hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/… soruşturma nolu ve … Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/… soruşturma nolu dosyalarının mevcut olduğu, soruşturma dosyaları mahkememizce celp edilerek incelendiğinde; soruşturması halen devam etmekte olan 2014/… nolu dosyanın eldeki dava ile ilgisi bulunmayan 17/02/2014 keşide tarihli 22.444 TL bedelli çek üzerinde davacının yetkilisi olduğu şirkete atfen atılmış lehtar imzasının sahte olduğundan bahisle resmi belgede sahtecilik ile banka ve bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarına ilişkin olduğu, 2013/… soruşturma nolu dosyanın ise dava konusu iki bononun zorla imzalatıldığından bahisle davalı …’a isnat edilen tehdit ve senedin verilmeye mecbur edilmesi suretiyle yağma suçları hakkında olduğu ve 20/11/2015 tarihinde hazırlanan iddianamenin kabulü ile … Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/… esas sayılı dosyası ile yargılamaya başlandığı, davalı … aleyhine yürütülen kovuşturmanın sanığın savunmasının aksine delil veya emare elde edilemediği, tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğini gösterir mahkumiyete yeterli, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, şüpheden sanık yararlanır prensibi nazara alınarak delil yetersizliğinden, sanığın beraati ile sonuçlandığı ve beraat kararının istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği saptanmıştır.
Yukarıda içeriği açıklanmış olan … Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/… soruşturma nolu dosyasının mahkememizde görülmekte olan davayı etkileyecek nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından beklenilmesinden vazgeçilmiş olup, mahkememiz dosyasına konu uyuşmazlıkla birebir ilgili olan … Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/… soruşturma nolu dosyasıyla … Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/… esasına kaydedilen dosya ile açılan ceza davasında, davalı …’ın beraatine karar verildiğinden ve karar kesinleştiğinden, davacının bu bonoların zorla imzalatıldığından bahisle açtığı menfi tespit davasının haklılığının ispatlanamadığı, nitekim mahkememiz dosyasında dinlenilen tanık …’nın da senedin zorla imzalatılmadığını beyan ettiği, tanık …’ın ifadesinin davacının oğlu olması nedeniyle delil olarak kabul edilemeyeceği, tanık … ile …’nün ise görgüye dayalı bilgi sahibi olmadıkları anlaşıldığından, ceza dosyası ve mahkememiz dosyası kapsamında davaya konu senetlerin zorla imzalatıldığına ilişkin deliller mevcut olmadığından ispatlanamayan davanın reddine, dosya kapsamında senetlerin takibe konu edilmesinin ihtiyati tedbiren engellenmesine karar verilmiş ise de, bu kararın başlatılmış olan bir takipte ileri sürülerek infaz edilmediği anlaşıldığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmemek suretiyle açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 657,50 TL peşin harçtan 59,30-TL’in mahsubu ile fazla yatan 598,20 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 36,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 5.775,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır