Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/480 E. 2018/1085 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/480
KARAR NO : 2018/1085

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 29/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan genel kurul kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketin 10 kuruş nominal bedelli 8500 payına sahip ortağı olduğunu ve son olarak 01/05/2008 tarihinde yapılan genel kurula katıldığını, ancak 2009 ve 2010 yıllarında yapılan genel kurullar için müvekkiline toplantı çağrısı gelmediğini, bunun nedenini öğrenmek için davalı şirkete yazdıkları mektuba da herhangi bir yanıt verilmemesi üzerine S.T. Bakanlı’ğı İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne başvurarak davalı şirketin 2009 ve 2010 yıllarında yapılan genel kurul toplantı tutanaklarını incelediklerinde davalı şirketin 2008 tarihinden sonraki genel kurullarda düzenlenen hazirun tutanaklarında müvekkilinin payı görünmediği gibi ortak olarak da gösterilmediğinin anlaşıldığını, bu konuda bilgi için şirkete keşide edilen ihtarnameye cevap alınamaması sebebiyle … ATM’nin … esasına genel kurul kararının iptali davasının açıldığını, bu davada; yine ortaklığın tespitini ve 2010 yılı genel kurulunnun iptalini talep ettiklerini, dava açıldıktan sonra davalı şirketin 2010 yılına ait genel kurul toplantısının 2011 yılında yapıldığını ve yine müvekkiline toplantı çağrısı gönderilmediğini,müvekkilinin hisselerini devretmemesi ve başka birini vekalet vermemesine rağmen paylarının nasıl ortadan kaldırıldığı sorusunun cevabının gerektiğini, yapılan işlemin hukuk dışı olduğunu ve müvekkilinin halen ortak sıfatını taşıdığının tartışmasız olduğunu beyan ederek; müvekkilinin davalı şirkette değeri 10 kuruş nominal değerde 8500 payı olduğunun tespitine ve hükmün pay defterine yazılmasına, müvekkilinin katılmadığı ve çağrısız olarak yapılan 2010 yılına ilişkin 02.05.2011 tarihli toplantının yoklukla malul olduğunun tespitine , yapılan organ seçimlerinin de geçersiz olması sebebiyle organsız olan ve fiili bir kurul tarafından yönetilen davalı şirkete TMK’nun 427.maddesinin 4.bendi uyarınca bir yönetim kayyımı atanmasına, TTK 381.maddesi gereği iptal davası açıldığının şirket idare heyeti tarafından ilan ettirilmesine, dava sırasında sarf edilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacıya kesin sdüre verilerek dava tarihi itibaryle hak sahipliliği iddiasında bulunduğu paylar için rayiç değer bildirmesi ve peşin harç yatırması için kesin süre verilmesini, yine davacının pay tespiti ve hükmün pay defterine yazılması talebi hakkında daha önce açılan … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esasında dava görülmekte olduğunundan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini yada anılı davanın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, dava dilekçesinin HMK 119’a uygun olarak tanzim edilmediğini, esasa ilişkin olarak; davacının sahibi olduğunu iddia ettiği hisselerin gerçekte …’ya ait olduğunu ve davacıya yönetim kurulu başka vekili olarak görev yapması için taraflar arasında inançlı işlem gereğince verildiğini, davacı tarafın bu inançlı işlem sonrası … adına bu hisselere ait hakları kullandığını ve yine 01.05.2008 tarihli genel kurulda yönetim kuruluna girmek istememesi üzerine yönetimden ayrıldığını ve kendisine verilen hisseleri …’ya teslim ettiğini, bu hususta dinletilecek tanıklar vasıtasıyla gerçek pay sahibinin davacı olmadığının ortaya çıkacağını beyan ederek; öncelikle usule ilişkin itirazları doğrultusunda karar verilmesini, aksi halde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
HSYK’ nın 26/8/2014 tarih ve 1876 sayılı müstemir yetkilere ilişkin kararı gereğince, Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyaları mahkememize devredilmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gereken deliller de celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Neticesi bekletici mesele yapılan (HSYK’ nın 26/8/2014 tarih ve 1876 sayılı müstemir yetkilere ilişkin kararı gereğince, Kapatılan ve … Asliye ticaret Mahkemesine devredilen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …) … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının yapılan tetkikinde; asıl ve birleşen davada, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı şirkette 8500 payı olduğunun tespitine, davalı şirketin 04/05/2009 ve 03/05/2010 tarihli genel kurul toplantılarının yoklukla malul olduklarının tespitine, sair taleplerin reddine karar verildiği, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin … esas … sayılı 23/05/2016 tarihli kararı ile onandığı ve Yargıtay onama kararı üzerine davalı … A.Ş. vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunuduğu ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas … karar sayılı 28/06/2018 tarihli red kararı ile hükmün, 28/06/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Dava; davalı şirketin 8500 payına tekabül eden 850’TL’lik payın müvekkiline ait olduğunun tespiti ile davalı şirketin 2010 yılına ilişkin 02.05.2011 talihli Genel Kurul Toplantısının butlan ile sakıt olduğunun tespiti isteminden ibarettir. Davalı yan; davanın reddini savunmuş ve her ne kadar yargılama safhasında; davanın kabulüne dair dilekçe sunmuş ise de; davanın kamu düzenine ilişkin vasfı nedeniyle “kabul” hüküm ifade etmeyeceğinden dosya esastan incelenmiştir.
Davacı vekili karar celsesinde; pay sahipliğinin tespitine ilişkin talebini atiye terk ettiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce ihtilaf hukuki nitelikte olmakla bilirkişi incelemesine gerek görülmemiş, gerekli inceleme mahkememizce yapılmıştır.
Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 1998/9102- 1999/801 Esas ve Karar sayılı,yine 2004/2869 E.2005/3373 Esas ve Karar sayılı kararlarında da işaret olunduğu üzere;
Anonim şirketlerde genel kurulun toplantıya ne şekilde ve hangi merasime tabi olarak çağrı yapılacağı TTK’nın 368. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu madde hükmüne göre, usulüne uygun bir çağrının kabul edilebilmesi için asgari iki şartın gerçekleşmesi gerekir. Bunlar, toplantıya davetin TTK’nın 37. maddesinde anılan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilmesi, ayrıca bütün nama yazılı pay sahipleri ve varsa şirkete önceden hamile yazılı pay senetlerini ibraz ederek ikametgahlarını bildiren diğer ortaklara, taahhütlü mektupla bildirme koşullarıdır.
Davete ilişkin hükümlerle güdülen asıl amaç, bütün pay sahiplerinin genel kurul toplantısına katılabilmesini sağlamaktır.
TTK’nın 368. maddesinin istisnası aynı Yasa’nın 370. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, şayet bütün pay sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde genel kurul toplantılarına dair olan diğer hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrı hakkındaki merasime riayet etmeksizin de genel kurul olarak toplanabilir. Diğer bir anlatımla, anılan Yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, kanun koyucu çağrısız bir genel kurulun var sayılmasını, bütün pay sahipleri veya temsilcilerinin hazır bulunmaları ve pay sahiplerinin bu toplantı şekline itiraz etmemiş bulunmaları şartlarının gerçekleşmesi durumunda kabul etmektedir. Tek bir payın sahibi veya temsilcisi hazır bulunmaz veya toplantıyı terk ederse ya da katılıp toplantı şekline itiraz ederse, bir genel kuruldan bahsedilemez. Doktrine göre de, toplantıya katılmayan veya itirazı olan pay sahibinin genel kurulun gidişini etkileyebilecek durumda olup olmaması da durumu değiştirmez.
Bu anlatım doğrultusunda somut olay irdelendiğinde davacının şirkette hisse sahibi olduğu kesinleşmiş kararla tespit edildiğinden ve nama yazılı pay sahibine çağrı yapılmadığından ,kanuna uygun çağrıdan bahsedilemeyeceğinden ,ayrıca çağrısız genel kurulunun şartları daha somut olayda bulunmadığından alınan kararlar yoklukla malul olduğu sübuta ermekle; bu talep yönünde davanın kabulü, pay sahipliğinin tespiti istemi atiye terk edilmekle bu talep yönünden karar tesisine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın, davalı şirkete pay sahibi olduğuna ilişkin talep atiye terkedilmekle karar tesisine yer olmadığına, davacı tarafın, davalı şirketin 02/05/2011 tarihli genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkin talep açısından davanın kabulü ile; davalı şirketin 02/05/2011 tarihli genel kurul toplantısının ve alınan kararların yokluk ile sakıt olduğunun tespitine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davacı tarafın, davalı şirkete pay sahibi olduğuna ilişkin talep atiye terkedilmekle karar tesisine yer olmadığına,
2-Davacı tarafın, davalı şirketin 02/05/2011 tarihli genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkin talep açısından davanın kabulü ile; davalı şirketin 02/05/2011 tarihli genel kurul toplantısının ve alınan kararların yokluk ile sakıt olduğunun tespitine,
3-Davacı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.180,00 TL ücret-i vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 92,00TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …