Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/43 E. 2018/1 K. 10.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/43
KARAR NO : 2018/1
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 03/02/2014
KARAR TARİHİ: 10/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkette kullanılmak üzere davalı tarafa ait bir program için görüşmeler yapıldığını, sistemde kullanılmak istenen hususlara ilişkin davalı tarafa bilgi verildiğini, davalı tarafça hiçbir itirazda bulunulmadığını, sipariş mektubunun davalı tarafından müvekkili şirkete gönderildiğini ve yazılımın satın alındığını, sistemin tespit edilen süreden sonra tamamlandığını, kullanıldığında ise programın projeleri doğru olarak çizemediğinin tespit edildiğini, talep edilen diğer sistemlerin için ise hiçbir işlem yapılmadığını, davalı tarafa ilgili hususlarda bilgi verildiğini, ancak davalı tarafça kusurların ve eksiklerin tamamlanamadığını beyan ederek, yapılan ödemelerin ve müvekkilinin uğradığı zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşme gereği Fransız kanunlarının geçerli olduğunu, davacı tarafça davalı şirketten bir talebinin olmadığını, yalnızca davacı tarafça kendisine ait broşür ve component detaylarının gönderildiğini, diğer hususların müvekkili şirkete gönderilmediğini, davacı tarafça talep edilen hususların sözleşmeden sonra ortaya konduğunu, öncesinde bu taleplerden söz edilmediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; lisans, yazılım sözleşmesi kapsamında davacının yazılım ve servis bedeli olarak davalı tarafa ödediği bedelin hizmetin ayıplı olduğu iddiasıyla iadesi istemine ilişkindir.
22/12/2011 tarihli sipariş mektubu, örnek proje dökümleri, 07/03/2013, 23/04/2013 tarihli ihtarlar, 10/09/2013 tarihli fesih ihbarı, satın alınan yazılıma ilişkin davalıya yapılan ödemeler iddiasına yönelik dekontlar, e-posta yazışma çıktıları, sözleşme suretinin dosyada mübrez olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında kök ve ek bilirkişi raporlarının temin edildiği görülmüştür.
Yargılama kapsamında öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin görev noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; dosyada mübrez taraflar arasındaki lisans, program yazılımına ilişkin düzenlenen sözleşmeden doğan yükümlülüklerin eksik ve ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak alacak isteminin dava konusu yapıldığı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1. maddesinde kanunun amacının fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı şekilde yararlanma halinde yaptırımları tespit ettirmek şeklinde belirlendiği, Kanunun ‘Tanımlar’ başlıklı 1/b maddesinde ise eserin sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim, edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak tanımlandığı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ‘yazılım işinin’ FSEK 1. maddesinde tanımlanan ‘eser’ olarak yorumlandığı, somut olayda uyuşmazlığın mülkiyeti ve patenti davalı tarafa ait olan ‘Logıtram/Logıwall’ isimli yazılım programına ilişkin olup, hizmetin ayıplı olduğu iddiasıyla edimlerini yerine getirmeyen davalı tarafa ödenen bedelin iadesinin talep edildiği, bu hali ile dava kapsamında FSEK 1, 48, 52 ve 53. maddelerinin tartışılmasının gerektiği, bu nedenlerle davaya bakma görevinin 5846 sayılı Kanunun 76. maddesi uyarınca Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/01/2018

Katip e-imza Hakim e-imza