Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/318 E. 2019/271 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/318 Esas
KARAR NO : 2019/271
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/01/2009
BİRLEŞEN … ATM’NİN
2009/47 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/07/2007
BİRLEŞEN ….ATM’NİN
2009/48 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/07/2007
ASIL VE BİRLEŞEN DOSYALARDA
KARAR TARİHİ : 04/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan faturaya dayalı alacağının tahsili için yapılan takibe vaki davalının haksız itirazının iptalini, takibin devamını ve davalının %40 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunmuş olduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında davalı müvekkilinin alacakları nedeni yapılmış ve kesinleşmiş … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip olunan 120.000 TL tutarlı derdest bir dosya mevcut olduğu, yani davacının halihazırda davalı müvekkiline borçlu olduğunu, müvekkili … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. (…) ile … San. ve Tic.A.Ş. (…) arasında 10.05.2006 tarihinde fabrika binası çelik konstrüksiyon işinin yapımı hususunda bir sözleşme akdedildiğini, 27.12.2006 tarihinde, 10.05.2006 tarihli sözleşme konusu işlerin davacı … San. Tic.Ltd.Şti. ‘ne (…) aynı şart ve koşullarla devir edildiğini, 27.12.2006 tarihi itibarı ile müvekkili …’nin muhatabı ve inşa edilmekte olan fabrika binasının çelik konstrüksiyon işlerinin yapımının tek sorumlusunun davacı … olduğunu, davacının talebi üzerine 22.02.2007 tarihinde yapılan toplantıda program dışı para ödenmesi, iş bitim günü ve cezai şartlar konusunda ek 2 nolu protokolün karşılıklı olarak imza altına alındığını, müvekkili …’nin 27.02.2007 tarihinde davacı …’ya 10.05.2006 tarihli sözleşmede belirlenen ödeme programının dışında işin bitirilmesi için gereken malzemeleri satın alması için nakit olarak 120.000.-YTL ekstra para ödediğini, davacıya ödenen bu ekstra tutara karşılık olarak müvekkili şirket lehine … Şubesi … nolu davacı şirket hesabına ait 31.07.2007 tarihli 120.000.-YTL tutarlı bir adet çek keşide edildiği ve işbu çekin aynı zamanda kefil sıfatı ile … ve … tarafından da imza altına alınarak müvekkiline teslim edildiğini, tarafların iş bitiminde net hesap ve hak ediş hesabı yapacakları ve sonunda yukarıda bahsedilen çekle mübadele edileceği ve tarafların karşılıklı olarak birbirlerine nakden ve defaten oluşacak borç kısmını ödeyecekleri; ödemede çekte belirtilen 31.07.2007 tarihi esas alınacağı ve çelik konstrüksiyon işinin müvekkiline kesin teslim günü olarak 30.03.2007 tarihinin kararlaştırıldığını, teslimat tarihinin davacı firmanın kesin bir taahhüdü olduğu ve 10.05.2006 tarihli esas sözleşmeden farklı olarak teslimat tarihi 30.03.2007 gününü geçen her gün için müteahhit sıfatı ile 2.500,- YTL ceza-i şartı müvekkiline ödemeyi kabul ve beyan ettiğinin de kararlaştırıldığını, bahsi geçen sözleşme haricinde müvekkili … ile davacı … arasında 17.01.2007 tarihinde “îzopoli Vinçleri İdari Şartnamesi” başlığı altında 6 adet vinç imalatı hususunda bir sözleşme daha akdedildiği; iş bu şartname uyarınca 6 adet vincin davacı firma tarafından imal edilerek 15.03.2007 tarihinde eksiksiz ve çalışır vaziyette teslim edileceğinin taahhüt edildiğini, aksi bir durumda, bu tarihi geçen her gün için müteahhit sıfatı ile ceza-i şart olarak müvekkiline davacının 2.500.-YTL ödemeyi kabul ve beyan ettiğinin kararlaştırıldığını, bahsi geçen sözleşme ve protokoller ile kararlaştırılan tüm hususlara ilişkin … Noterliği’nin 28.02.2007 tarih ve … ile … yevmiye sayılı ihtarı ile davacıya hatırlatma ve ihtarlar yapıldığı; davacının ihtarlara aldırış etmemesi üzerine ve bir ilerleme sağlanamayınca … Noterliği’nin 10.04.2007 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ile taraflar arasında imzalanmış sözleşmelerin sona erdirildiğini, davacıya gönderilen ihtarnamelerde ayrıca, hak edişten önce malzeme almak için çekilmiş avanslar neticesinde de davacının 75.000. YTL iade etmesi gerektiğinin de bildirildiğini, davacı şirketin davalı müvekkilinin işlerini tamamlamadan işi terk ettiği, müvekkili şirkete imal edeceği vinçler ve fabrika binası başkaca kişi ve kurumlara daha fazla masrafla daha ileri tarihlerde tamamlattırıldığı; bu nedenle müvekkili şirketin uğradığı zararın tespiti amaçlı olarak işbu dilekçe ile birlikte karşı dava açıldığını, davacı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, bu dosya üzerinden …İcra Müdürlüğü’nün … Talimat dosyası ile yapılan ayrıca sözü geçen çek ile alakalı …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile işlem yapıldığı, … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile davacı şirkete haciz yapıldığını, davacı şirket ortakları hakkında …. Asliye Ceza Mahkemesi’nde … E. sayılı dosya ile karşılıksız çek keşide etmekten bir ceza davası görüldüğü ve sanıklar hakkında her birinin 80.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, şirket ortağı …’in keşide ettiği çeki ile alakalı olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yapılan şikayet nedeni ile … hazırlık no ile davacı hakkında işlem başlatıldığını hususlarını beyanla; davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, haksız ve mesnetsiz dava ve tüm taleplerin reddine, davacının kötü niyetli olmasından dolayı dava tutarının %40’ı oranında tazminat ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiş ve karşı davaya ilişkin olarak; dava dosyasına davalı sıfatıyla verdikleri cevap dilekçesi muhtevası ile ekli belgeler ışığında davalının taahhüt ettiği işleri bitinneden ortadan kaybolması neticesinde, sözleşmelere göre tahakkuk etmesi gereken cezalar tutarının ve ayrıca eksik bıraktığı işlerin 3. kişilere tamamlatılması nedeniyle müvekkilinin meydana gelen menfi, müspet ve munzam zararının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.000 TL olarak tespit edilerek davacıdan faizi ile birlikte tahsiline ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birlesen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/47 E.sayılı dava dosyasında;
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili … aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takiplerine ait takip açıldığı ve müvekkille ödeme emri gönderildiği ve ihtiyati haciz işlemi yapıldığını, takip dayanağı olan 05.04.2007 tarihli 157.000,00 YTL meblağlı çekin ticari ilişki nedeniyle davalıya teminat olarak verildiğini, söz konusu çekin iş bitiminde iade edileceği söylenmesine karşın, iade edilmediği ve dava tarafın çekin boş olan unsurlarını doldurarak çeki takibe koyduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli icra takibi ve alacak iddiası neticesinde bu menfi tespit davasını açıldığı hususlarını beyanla; … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibi hakkında dava sonuna kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine; davaya konu çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine; haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle davalı alacaklının dava meblağının %40’dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile derdest bir dosya mevcut olduğunu, … İcra Müdürlüğü’nün … talimat no ile yapılan haciz esnasında davacının verdiği çeki kabul ettiği ve sadece kısmi itirazda bulunduğu; 20.04.2007 tarihinde yapılan haciz esnasında bu takibi öğrenen davacının aradan 2 yıl geçtikten sonra açtığı bu davanın öncelikle zaman aşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili … ile davacı … arasında 17.01.2007 tarihinde “… Vinçleri İdari Şartnamesi” başlığı altında tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenleyen bir sözleşme akdedildiği; bu sözleşmenin 8. maddesi uyarınca davacı şirketten 157.000 TL tutarında bir çek alınması hükmü olduğu, bu yükümlülüğün yerine getirilmesi için davacı şirket ortağı …’in kendi şahsi çekini keşide ederek ve şirket kaşesi ile ciro ederek müvekkiline verdiğini, davacı şirketin tüm uyarılara karşın işi tamamlamadan terk ettiğini, bu nedenle müvekkili şirketin uğradığı zararları tespit için …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/27 E. sayılı dosyası ile bir dava açıldığını, ayrıca davacının hukuka ve sözleşmeye aykırı tutumları nedeniyle …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile işlem yapıldığı, bu dosya üzerinden … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile davacı şirkete haciz işlemlerinin yapıldığını, davacının verdiği 157.0000 TL tutarlı çekle alakalı …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile haciz işlemi yapıldığı ve … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile davacının iş yerinde haciz yapıldığı; hali hazırda davacının ortak olduğu şirketlerin ortakları yani davacı hakkında karşılıksız çek keşide etmekten mütevellit bir ceza davasının görüldüğü hususlarını beyanla; haksız ve mesnetsiz dava ve tüm taleplerin reddine, davacının kötü niyetli olmasından dolayı dava tutarının %40’ı oranında tazminat ile cezalandırılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Birlesen …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/48 E.sayılı dosyasında;
Davacı (asıl davada davacı) vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takiplerine ait takip açıldığı ve müvekkillere ödeme emri gönderildiğini ve ihtiyati haciz işlemi yapıldığını, takip dayanağı olan 31.07.2007 tarihli 120.000,00 YTL meblağlı çekin ticari ilişki nedeniyle davalıya teminat olarak verildiğini, davalı ve davacı arasınd…lan 22.02.2007 tarihli protokol gereği yapılacak işin sonunda kesin hesap yapılarak alacak ve borç ilişkisinin belirleneceğini, davalı ve davacı arasında ticari ilişki devam ederken davalının kötü niyetli olarak söz konusu çeki icraya koyduğu; diğer taraftan müvekkilinin davalıdan alacağının söz konusu olduğunu, bu alacağın … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile takip edilmekte olduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli icra takibi ve alacak iddiası neticesinde bu menfi tespit davasının açıldığı hususlarını beyanla; …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibi hakkında dava sonuna kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine; davaya konu çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine; haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle davalı alacaklının dava meblağının %40’dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine. karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile derdest bir dosya mevcut olduğunu, … İcra Müdürlüğü’nün … talimat no ile yapılan haciz esnasında davacının verdiği çeki kabul ettiğini ve sadece kısmi itirazda bulunduğunu, 21.05.2007 tarihinde yapılan haciz esnasında bu takibi öğrenen davacının aradan 2 yıl geçtikten sonra açtığı bu davanın öncelikle zaman aşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili … ile davacı … arasında 17.01.2007 tarihinde “… Vinçleri İdari Şartnamesi” başlığı altında tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenleyen bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmenin 8. maddesi uyarınca davacı şirketten 157.000 TL tutarında bir çek alınması hükmü olduğu, bu yükümlülüğün yerine getirilmesi için davacı şirket ortağı …’in kendi şahsi çekini keşide ederek ve arkasını şirket kaşesi ile ciro ederek müvekkiline verdiğini, davacı şirket tüm uyarılara karşın işi tamamlamadığı davacı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ayrıca sözü geçen çek ile alakalı …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile işlem yapıldığı, … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile davacı şirkete haciz yapıldığını, davacı şirket ortakları hakkında …. Asliye Ceza Mahkemesi’nde … E. sayılı dosya ile karşılıksız çek keşide etmekten bir ceza davası görüldüğü ve sanıklar hakkında her birinin 80.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, şirket ortağı …’in keşide ettiği çeki ile alakalı olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yapılan şikayet nedeni ile … hazırlık no ile davacı hakkında işlem başlatıldığı hususlarını beyanla; davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, haksız ve mesnetsiz dava ve tüm taleplerin reddine, davacının kötü niyetli olmasından dolayı dava tutarının %40’ı oranında tazminat ile cezalandırılmasına karar verilmesini savunmuştur.
HSYK’ nın 26/8/2014 tarih ve 1876 sayılı müstemir yetkilere ilişkin kararı gereğince, Kapatılan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyaları mahkememize devredilmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gereken deliller de celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce Ceyhan Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak; …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Tal. Sayılı dosyasında olduğu bildirilen davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. defterleri üzerinde birleşen dava konusu çekler ile ilgili davalı defterlerinde inceleme yapılarak dava konusu olan teminat çeklerinin davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise ne olarak kaydedildiğinin defterlerde davalara konu çekler ile ilgili davalı şirketin müvekkillerden alacağının görünüp görünmediğine ilişkin SMMM bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 07/06/2010 tarihli talimat raporu teminle dosyamız arasına alınmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyasında alınan raporda özetle; talimatlarınız doğrultusunda dava dosyasının incelenmesinden davalı defteri üzerinden yapılan incelemeler sonucunda davacının davalıya vermiş olduğu iki adet teminat çekinin kayıtlarda olup olmadığı ve dava konusu çekler ile ilgili borç alacak ilişkisinin belirlenmesi için inceleme yapılması hususunda mahkemenizce karar verildiğinden ibraz edilen dava dosyası ve belgeler üzerinde yaptığım incelemeler neticesinde, davalının gerçek usul vergi mükellefi olduğu, davacının davalıya vermiş olduğu … numaralı, keşide yeri ve keşide tarihi olmayan … Şubesi 157,000.00TL’lik çekin 01.12.2006 tarih ve … yevmiye no ile yevmiye defterine teminat çeki olarak kayıt edilmiş olduğu,
Davacının davalıya vermiş olduğu … numaralı keşide yeri Adana ve keşide tarihi 31.07.2007 … Şubesi 120.000,00TL’lik teminat çekinin defter ve belgelerde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Davalının gerçek usul vergi mükellefi olduğu, davalının mahkemenize sunmuş olduğu defter ve belgelerde yapmış olduğum incelemeler sonucunda dava konusu olan … numaralı, keşide veri ve keşide tarihi olmayan … Şubesi 157.000.00TL’lik teminat çekinin 01.12.2006 tarih ve … yevmiye no ile yevmiye defterine teminat çeki olarak kayıt edilmiş olduğu,
Davalının mahkemenize sunmuş olduğu defter ve belgelerde yapmış olduğum incelemeler sonucunda dava konusu olan … numaralı keşide veri Adana ve keşide tarihi 31.07.2007 … Şubesi 120.000,00TL’lik teminat çekinin defter ve belgelerde herhangi bir kaydının olmadığı tespit edilmiştir.” şeklinde beyan ve mütalaada bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce; Adana Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak dava dışı … Sanayi ve Anonim şirketinin ticari defter ve belgeleri mali müşavir bilirkişi … marifetiyle incelenmiş ve konuya ilişkin 17/02/2010 tarihli talimat raporu teminle dosyamız arasına alınmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyasından alınan raporda özetle;
Dava dosyasının tamamı ile davacının yapmış olduğu icra takip dosyası olmadığı için icra takibine konu olan asıl alacak tutarının ne olduğu ile işlemiş faizin olup olmadığı bilinmemektedir. Bundan dolayı da sadece davacı defterlerinde görünen kayıtların açıklaması ile yetinilmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin halihazırda davacıdan 120.000,00 TL alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Davacının davalıya vermiş olduğu 31.07.2007 keşide tarihli çek davacı kayıtlarında yer almamaktadır. Davacı kayıtlarına göre 31.12.2008 tarihi itibariyle davalıdan 392.644,27 TL alacaklı olduğu görülmüştür.
Davalı defterleri incelenmediğinden dolayı karşılaştırm…lamamıştır. Davalı defterlerinin incelenmesi sırasında raporumda belirtilen davacı kayıtları ile karşılaştırılması gerekmektedir.
Dava dosyası ile davacı şirket defterleri üzerinde yapmış olduğum inceleme neticesinde;
Davacı defterlerine göre davalıdan 392.644,27 TL alacaklı olduğu, davalının icra takibi yaptığı 120.000,00 TL lık çekin davacı kayıtlarında yer almadığı” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuştur.
Mahkememizce; taraflar defterlerinin incelenmesine ilişkin talimat raporları da incelenmek suretiyle bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 22/10/2011 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Bilirkişi kurulumuzun görev tanımı uyarınca salt dava dosyasına sunulu belge ve kayıtlar ile ekleri üzerinde yapılan inceleme çerçevesinde öncelikle, dava dosyasına sunulu bilirkişi raporlarında yer alan ve tarafların ticari defterleri üzerinde yapıldığı anlaşılan inceleme sonuçlarını yansıtan tespitler değerlendirilmiştir.
Davalı/karşı davacı şirket vekilince 05.07.2010 tarihli dilekçesi ekinde sunulu muavin-yardımcı defter dökümleri incelendiğinde öncelikle belirtilmesi gereken husus, davacı/karşı davalı şirket tarafından asıl dava konusu takipte dayanak olarak gösterilen faturaların davalı/karşı davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu hususudur.
Anılan faturalardan toplam tutarları 187.965,40 TL olan son 3 adet fatura tarihinin, davalı/karşı davacı şirket tarafından en son gönderilen ihtarname tarihi olan 10.04.2007 tarihinden sonra olduğu görülmektedir. 19.02.2010 tarihli bilirkişi raporunda yer alan hesap dökümüne göre; davacı/karşı davalı şirket ticari defterlerinde asıl dava konusu icra takip tarihi itibarıyla davalı/karşı davacı şirketten alacak tutarı 392.644,27 TL olarak görünmekte, ancak dava konusu icra takibinde talep edilen tutar ise 353.246,00 TL’dir.
Davalı/karşı davacı şirket vekilinin 05.07.2010 tarihli dilekçesi ekinde sunulan iki adet muavin defter dökümüne göre ise, asıl dava konusu takip tarihi itibarıyla davacı/karşı davalı şirketten 51.915,38 TL alacaklı durumda görünmektedir.
Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan tespitlere göre karşılıklı uyum içinde bulunmayan tutarlardan en önemli olanı, davalı/k.davacı şirket ticari defterlerinde yer alan ve davacı/k.davalı şirket hesabına mahsuben borç kaydı yapıldığı anlaşılan 368.053,22 TL’lik tutardır. Aynı şekilde mahsuben borç kaydı yapılan diğer bir tutar da 35.000,00 TL olup, her iki mahsup kaydının da dava dışı … A.Ş. hesabından yapılan virman kayıtları olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı/k.davacı şirket vekilinin 05.07.2010 tarihli dilekçesi ekinde sunulu ve dava dışı … A.Ş. firmasına ilişkin olduğu görülen muavin defter dökümünde, bu şirketin 2006 yılından devreden borç bakiyesinin 506.405,18 TL olduğu ve çeşitli hesap hareketlerinden sonra en son Ağustos 2007 tarihinde 368.053,22 TL tutarındaki virman kaydıyla hesabın kapandığı görülmektedir.
Raporumuzun bir önceki tespitler bölümünde yer verildiği üzere; taraflar arasındaki 10.05.2006 tarihli sözleşme davalı/k.davacı şirketle birlikte dava dışı … A.Ş arasında imzalanmış; sözleşme bu şirket ile davacı/k. davalı şirket tarafından davalı/k. davacı şirkete ayrı ayrı yazıldığı anlaşılan 27.12.2006 tarihli yazılar uyarınca aynı şart ve koşullarda davacı/k. davalı şirkete devredilmiştir.
Öncelikle dava dışı … A.Ş. ile ilgili olarak taraflar arasındaki 10.05.2006 tarihli sözleşme çerçevesinde 2006 yılında gerçekleşen işlemlere ve hesap hareketlerine ilişkin hiçbir kayıt ve belgeye dava dosyasında rastlanmadığından, sözleşme konusu işlem ve hesap hareketleri, ilgili kayıt ve dayanağı belgeler bazında açıklanmaya-incelenmeye muhtaç bulunmaktadır.
Yine bu bağlamda; önce dava dışı … A.Ş. ile imzalanan daha sonra tüm koşullarıyla davacı/k.davalı şirkete devredildiği tartışmasız bulunan 10.05.2006 tarihli sözleşme kapsamında gerçekleşen işlemlerden kaynaklanan hesap ilişkisinin anılan iki şirket arasında nasıl çözümlendiği, şirketlerin karşılıklı ilişkileri de davacı/k.davalı tarafça açıklanmaya muhtaç bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin temelde dayandığı 10.05.2006 tarihli sözleşme sürecince gerçeklesen tüm işlemler ve hesap hareketlerine ilişkin kayıt ve dayanağı belgeler ile davacı/k.davalı şirketin dava dışı şirket ile sözleşme konusu işlem ve hesaplarla ilgili ilişkisi ve sonuçları bütünüyle ortaya konmadıkça, davacı/k.davalı şirketin asıl dava konusu takip tarihi itibarıyla talep edilen tutarda alacaklı bulunduğunun ileri sürülmesi olanaklı bulunmamaktadır.
Karşı Dava Konusu Uyuşmazlığa İlişkin Tespitler ve Finansal Değerlendirme
Davalı/k.davacı şirketin karşı davasında, davalının taahhüt ettiği işleri bitirmeden ortadan kaybolması neticesinde, sözleşmelere göre tahakkuk etmesi gereken cezalar tutarının ve ayrıca eksik bıraktığı işlerin 3. kişilere tamamlatılması nedeniyle müvekkilinin meydana gelen menfi, müspet ve munzam zararının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.000 TL olarak faizi ile birlikte tahsili talep edilmektedir.
Karşı dava konusu talepler çerçevesinde öncelikle vurgulanması gereken husus, davacı/k.davalı şirket tarafından, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında kesilen tüm faturaların davalı/k.davacı şirket kayıtlarında yer aldığının tartışmasız göründüğü, buna karşın sözleşme feshine ilişkin en son ihtarname tarihi ve sonrasında sözleşme konusu işlerin son durumu ve tamamlanma derecelerine ilişkin herhangi bir tespite dava dosyasında rastlanmadığı gibi, kalan işlerin 3. kişilere tamamlatıldığına ilişkin belge ve kayıtlara da rastlanmamaktadır. Dolayısıyla bu kapsamda ortaya çıktığı ileri sürülen zarar tutarı davalı/k.davacı şirket tarafından ilgili kayıt ve dayanağı belgeler bazında açıklanmaya ve ispata muhtaç bulunmaktadır.
Bu noktada ikinci olarak vurgulanması gereken husus ise, birleşen menfi tespit davalarına konu iki adet çek tutarının, davalı/k.davacı şirketin en son 10.04.2007 tarihli ihtarnamesinde ileri sürülen ve cezai şart ile avans ödemesinden kaynaklandığı belirtilen toplam tutarın üzerinde bulunduğudur.
Ayrıca anılan ihtarnamede belirtilen avans bakiyesinin ticari defter kayıtlarında zaten yansımış bulunduğu dikkate alındığında, davalı/k.davacı şirketin sözleşme feshinde haklı bulunduğunun kabulü halinde dahi, ek protokol uyarınca salt cezai şart tutarlarını talep edebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Karşı dava konusu talepleri çerçevesinde, davalı/k.davacı şirketin sözleşme feshinde haklı olup olmadığı sözleşme konusu işlere ilişkin teknik tespitlere muhtaç görünmekte, haklı bulunması halinde dahi, dava dosyasına sunulu fınansal verilerle sınırlı olarak bu aşamada ulaşılan sonuç, karşı dava çerçevesinde talep edilebilecek bir tutarın (51.915,38 + 112.500,00=) 164.415,38 TL’yi aşamayacağı yönündedir.
Birleşen İki Dava Konusu Uyuşmazlık Çerçevesinde Genel Değerlendirme
Birleşen iki davada davacılar tarafından talep edilen husus, asıl davada davalı/k.davacı konumundaki şirket tarafından icra takibine konulan ve toplam tutarı (157.000,00 + 120.000,00=) 277.000,00 TL olan iki adet çekten dolayı borçlu bulunmadıklarının tespitidir.
Asıl dava ve karşı dava konusu talepler çerçevesinde yukarıda sunulan finansal değerlendirmelerden hareketle; davacı/k.davalı şirket tarafından, taraflar arasındaki sözleşmenin ilk aşamasında dava dışı … A.Ş. ile ilgili işlemler dolayısıyla doğan bakiyeden sorumlu olmadıkları kanıtlanmadıkça ve davalı/k.davacı şirketin cezai şart talebinde haklı olduğunun kabulü halinde, iki çek dolayısıyla borçlu bulunmadıkları tutarın bu aşamada (277.000,00 – 164.415,38=) 112.584,62 TL ile sınırlı olabileceğidir.
Dava dosyasına sunulu belgelerle sınırlı olarak yapılan incelemeler sonucunda ve HMK m.279/4 göz önünde tutularak yapılan tespitler aşağıdaki gibidir:
Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan tespitlere göre karşılıklı uyum içinde bulunmayan tutarlardan en önemli olanının, davalı/k.davacı şirket ticari defterlerinde yer alan ve davacı/k.davalı şirket hesabına mahsuben borç kaydı yapıldığı anlaşılan 368.053,22 TL’lik tutar olduğu;
Dava dışı … A.Ş. ile imzalanan daha sonra tüm koşullarıyla davacı/k.davalı şirkete devredildiği tartışmasız bulunan 10.05.2006 tarihli sözleşme kapsamında gerçekleşen işlemlerden kaynaklanan hesap ilişkisinin anılan iki şirket arasında nasıl çözümlendiği ve şirketlerin karşılıklı ilişkilerinin davacı/k.davalı tarafça açıklanmaya muhtaç bulunduğu;
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin temelde dayandığı 10.05.2006 tarihli sözleşme sürecince gerçekleşen tüm işlemler ve hesap hareketlerine ilişkin kayıt ve dayanağı belgeler ile davacı/k.davalı şirketin dava dışı şirket ile sözleşme konusu işlem ve hesaplarla ilgili ilişkisi ve sonuçları bütünüyle ortaya konmadıkça, davacı/k.davalı şirketin asıl dava konusu takip tarihi itibarıyla talep edilen tutarda alacaklı bulunduğunun ileri sürülmesinin olanaklı bulunmadığı;
Karşı dava konusu talepleri çerçevesinde, davalı/k.davacı şirketin sözleşme feshinde haklı olup olmadığı teknik tespitlere ve sözleşme konusu işlerin nasıl tamamlandığına ilişkin dayanaklara olduğu gibi, haklı bulunması halinde dahi, dava dosyasına sunulu finansal verilerle sınırlı olarak bu aşamada ulaşılan sonucun, talebin karşı dava çerçevesinde (51.915,38 + 112.500,00=) 164.415,38 TL’yi aşamayacağı yönündedir
Birleşen menfi tespit davalarına konu iki adet çek tutarının, davalı/k.davacı şirketin en son 10.04.2007 tarihli ihtarnamesinde ileri sürülen ve cezai şart ile avans ödemesinden kaynaklandığı belirtilen toplam tutarın üzerinde bulunduğu; anılan ihtarnamede belirtilen avans bakiyesinin ticari defter kayıtlarında zaten yansımış bulunduğu dikkate alındığında, davalı/k.davacı şirketin sözleşme feshinde haklı bulunduğunun kabulü halinde dahi, ek protokol uyarınca salt cezai şart tutarlarını talep edebileceği; davalı/k.davacı şirketin cezai şart talebinde haklı olduğunun kabulü halinde, davacı tarafın iki çek dolayısıyla borçlu bulunmadıkları tutarın bu aşamada (277.000,00 – 164.415,38=) 112.584,62 TL ile sınırlı olabileceği” şeklinde beyan ve mütalaada bulundukları görülmüştür.
Davalı karşı davacı … vekili 19/12/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile; karşı davasındaki 1.000,00TL’lik talebini 164.415,38TL olarak ıslah etmiştir.
Mahkememizce; mevcut tarafların defterlerinin incelenmesine ilişkin talimat raporları ve alınan kök raporla sonuca gidilemediğinden tarafların ticari defter ve belgeleri ile dava dışı … AŞ’nin ticari defterlerinin karşılaştırılarak incelenmesi suretiyle kök rapor hazırlayan bilirkişilerden alınan 02/04/2013 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler ek raporlarında özetle;
“Kök raporumuzda; dava dosyasına sunulu belge ve kayıtlardan hareketle asıl dava konusu takip tarihi itibarıyla taraflar arasındaki hesap bakiyeleri farkının nedeni aşağıdaki tabloda aktarıldığı gibi özetlenmiş olup, bu tespitlerimize karşı maddi yönden herhangi bir itirazın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılan tespitler ve taraflarca kök raporumuz sonrasında sunulan açıklamalar dikkate alığında; dava konusu uyuşmazlıkta anahtar noktalardan ilki, taraflar arasındaki 10.05.2006 tarihli sözleşmenin, dava dışı şirketin 27.12.2006 tarihli yazısı ile davacı/karşı davalı şirkete devri öncesinde gerçekleşen işlemlerin ve finansal sonuçlarının taraflar arasındaki hesap ilişkisine nasıl yansıyacağı hususu; diğer önemli nokta ise davacı/k.davalı şirketçe belirtildiği çerçevede imzalanan diğer bir sözleşme sonuçlarının taraflar arasındaki hesap ilişkisine etkileri olarak görünmektedir.
Bu çerçevede öncelikle taraflarca dava dosyasına sunulan dilekçeleri ekinde yer aldığı görülen kayıt ve belge örnekleri üzerinde inceleme yapılmıştır. Bu inceleme öncesinde ise, davacılar vekilinin 11.01.2012 tarihli dilekçesinde sunulan özetle;
“29.12.2011 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararında … A.Ş. ile A … Ltd. Şti arasındaki ticari ilişkilerin hesap dökümü hakkında bilgi istendiği, anılan iki şirketin birbirinden tamamen farklı şirketler olduğu; bu iki şirket arasındaki ilişkinin mal alım satımı çerçevesinde gerçekleşen bir ticari ilişki olduğu; bu iki şirket arasında protokolden kaynaklanan herhangi bir alacağın söz konusu olmadığı; … A.Ş.’ nin defterleri incelendiğinde bu hususun ortaya çıkacağı; taraflarınca bu defterlerin şirket yöneticileri ile bağlantı kurulamadığından sunulamadığı, … A.Ş.’nin adresinin Adana ‘da bulunduğu; ilgili defterlerin istenip incelenmesini talep ettikleri; … ile … A.Ş. arasında belirtilen 10.05.2006 tarihli protokolden kaynaklı herhangi bir alacak – borç ilişkisinin mevcut olmadığı”yolundaki beyanları Sayın Mahkemenin takdirindedir.
Davacılar vekilinin dilekçe ekinde sunduğu kayıt örneklerinin 2006 ve 2007 yıllarına ilişkin yevmiye defterinin “aslına uygundur” noter onayını taşıyan ve dava konusu uyuşmazlık ile ilgili yevmiye maddelerini içeren sayfalar olduğu görülmektedir. Dava dosyasına sunulu kayıt örneklerinin, 28.12.2006 tarihinden sonraki günlere ilişkin yevmiye maddelerini yansıtmakta olduğu; dolayısıyla da dava dışı şirketin 27.12.2006 tarihli yazısı ile 10.05.2006 tarihli sözleşme kapsamındaki islerin davacı/karsı davalı şirkete devri sonrasındaki işlemleri içermektedir. Yaptığımız inceleme sonucunda; davacı şirkete ait anılan kayıt örnekleri ve daha önce dava dosyasına sunulu tespitler çerçevesinde; davacı şirket kayıtlarından tespit edilen hesap durumu, kök raporumuzda yer verilen tespitten farklı bulunmamaktadır. Öte yandan; dava dışı şirket ile herhangi bir işlem ve hesap hareketine yönelik olarak davacı tarafça herhangi bir kayıt örneği sunulmamıştır. Davalı şirket vekilinin dilekçe ekinde sunduğu kayıt örneklerinin ise; dava dışı şirket ile ilişkinin açıklanması yönünde sunulan 2006 yılı yevmiye ve kebir defterlerinin onaylı sayfalarından oluştuğu görülmektedir. Sunulan bu kayıt örnekleri ise, -yine kök raporumuzda tespit edildiği üzere- 3 işlem ve kayıt dışında taraflar arasındaki hesap uygunluğunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Kök raporumuzda da vurgulandığı üzere; tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan tespitlere göre karşılıklı uyum içinde bulunmayan tutarlardan en önemli olanı, davalı/k.davacı şirket ticari defterlerinde yer alan ve davacı/k.davalı şirket hesabına mahsuben borç kaydı yapıldığı anlaşılan 368.053,22 TL’lik tutardır. Aynı şekilde mahsuben borç kaydı yapılan diğer bir tutar da 35.000,00 TL olup, her iki mahsup kaydının da dava dışı … A.Ş. hesabından yapılan virman kayıtları olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlıkta anahtar nitelikte görünen iki işlemin toplam tutarı (368.053,22 + 35.000,00=) 403.053,22 TL dir. Bu işlemler tamamen, taraflar arasındaki sözleşmenin devir ve temlik öncesindeki dönemine ilişkin olarak dava dışı firma ile davalı/k.davacı şirket arasında gerçekleşen işlemlerin bakiyesini yansıtmakta olup; dava dışı şirketin anılan dönemdeki kayıt ve belgelerine dava dosyasında rastlanmadığından, dava dışı şirket ile davalı/k.davacı şirket arasındaki işlemlerin karşılaştırmalı analiz ve değerlendirilmesi olanağı bulunmamıştır. Tarafların ticari defterlerinde uyumsuz bulunan son işlem ise davalı/k. davacı şirket ticari defterlerinde, davacı/k. davalı şirkete verilmiş durumda görünen 41.506,43 TL’lik çek olup; kök raporumuzda da yer alan bu tespite karşı davacı/k.davalı şirketçe herhangi bir itiraz ve beyana rastlanmamakla Sayın Mahkemenin takdirindedir. Öte yandan davacılar verilinin 11.01.2012 tarihli dilekçelerinde, müvekkil şirketin alacak bakiyesinin 157.000,00 TL’lik bölümünün, direkt olarak taraflar arasında imzalanan ikinci sözleşme kapsamında bulunduğu vurgulanmakta olup; dava dosyasına sunulan kayıt örnekleri incelendiğinde, söz konusu alacağın kaynaklandığı belge ve kayıtların ayrı bir muavin-yardımca hesapta izlendiğine ilişkin verilere rastlanmamıştır.
Bu bağlamda; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan hesap hareketlerinin, yukarıda belirtilen 3 işlem dışında karşılıklı olarak uyumlu bulunduğu görülmektedir. Yukarıda aktarılan inceleme sonuçlarından hareketle ve taraflar arasındaki hesap uyuşmazlığına neden olan 2 ana işlem dikkate alındığında uyuşmazlık, 10.05.2006 tarihli sözleşmenin devir ve temliki ile davalı/k.davacı şirketin dava dışı şirketten olan alacaklarının taraflar arasında gerçekleşen hesap bakiyesinden düşülüp düşülmeyeceği noktasında düğümlenmektedir. Davacı tarafça özetle; “dava dışı … A.Ş. ile imzalanan daha sonra tüm koşullarıyla davacı/k. davalı şirkete devredildiği tartışmasız bulunan 10.05.2006 tarihli sözleşme kapsamında, dava dışı şirkete daha önce gerçekleşen ödemelerin davacı şirkete karşı ileri sürülemeyeceği, anılan şirket ile bir ortaklık ve bağın söz konusu olmadığı, dolayısıyla da davalı şirketçe mahsuben düşülen alacak kaydının dava dışı şirkete yöneltilmesi gerektiği” iddia edilmektedir. Dava dışı şirket ticari defterlerinde herhangi bir inceleme olanağı bulunmadığından, davacı şirket ile dava dışı şirket arasında bir finansal ilişki bulunup bulunmadığı ve özellikle de dava konusu sözleşme kapsamında bir tespit olanağı bulunmadığından; 10.05.2006 tarihli sözleşmenin başlangıcından, devir ve temlikine kadar geçen süreçte gerçekleşen hesap bakiyesinin, taraflar arasındaki sözleşme ve hesap ilişkisinde mahsup edilip edilemeyeceği hususu, Sayın Mahkemenin takdirindedir. Davacı şirketin iddialarında haklı bulunduğunun Sayın Mahkemece benimsenmesi halinde ise, davacı şirketçe talep edilebilecek alacak tutarı, 351.137,84 TL olacaktır. Davalı/k.davacı şirketin karşı dava konusu talepleri çerçevesinde kök raporumuza karşı sunulan beyanlarda bir itiraza rastlanmamakla birlikte; tekrar vurgulanması gereken husus, davalı tarafın zaman aşımı ve davalı/k.davacı şirketin sözleşme feshinde haklı olup olmadığı hususları teknik tespitlere ve sözleşme konusu işlerin nasıl tamamlandığına ilişkin dayanaklara bağlı bulunmaktadır. Taraflar arasındaki 10.05.2006 tarihli sözleşmenin devir ve temliki öncesinde dava dışı şirketten olan alacak tutarının, taraflar arasındaki hesap bakiyesinden mahsup edilebileceğinin Sayın Mahkemece benimsenmesi halinde, davalı/k. davacı şirketin alacak bakiyesinin 51.915,38 TL olacağı; davalı/k.davacı şirketin sözleşme feshinde haklı olduğunun kabulü halinde ise, davalı/k.davacı şirket alacağının cezai şart tutarı ile birlikte (51.915,38 + 112.500,00=) 164.415,38 TL’ye ulaşacağı Sayın Mahkemenin takdirindedir.
Dava dosyasına sunulu belgeler ve kayıt örnekleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeler sonucunda;
Kök raporumuzda sunulan tespit ve değerlendirmelerde öz itibarıyla bir değişikliğin söz konusu olmadığı; taraflar arasındaki hesap uyuşmazlığına neden olan 2 ana işlem dikkate alındığında uyuşmazlığın, 10.05.2006 tarihli sözleşmenin devir ve temliki ile davalı/k.davacı şirketin dava dışı şirketten olan alacaklarının taraflar arasında gerçekleşen hesap bakiyesinden düşülüp düşülmeyeceği noktasında düğümlendiği;
Öte yandan; dava dışı şirket ticari defterlerinde bu aşamada da herhangi bir inceleme olanağı bulunmadığı, dolayısıyla da davacı şirket ile dava dışı şirket arasında bir finansal ilişki bulunup bulunmadığı ve özellikle de dava konusu sözleşme kapsamında bir tespit olanağı bulunmadığından; 10.05.2006 tarihli sözleşmenin başlangıcından, devir ve temlikine kadar geçen süreçte gerçekleşen hesap bakiyesinin, taraflar arasındaki sözleşme ve hesap ilişkisinde mahsup edilip edilemeyeceği hususunun, Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu;
Bu çerçevede; davacı şirketin iddialarında haklı bulunduğunun Sayın Mahkemece benimsenmesi halinde, davacı şirketçe talep edilebilecek alacak tutarının, 351.137,84 TL olacağı;
Karşı dava kapsamında ise; taraflar arasındaki 10.05.2006 tarihli sözleşmenin devir ve temliki öncesinde dava dışı şirketten olan alacak tutarının, taraflar arasındaki hesap bakiyesinden mahsup edilebileceğinin Sayın Mahkemece benimsenmesi halinde, davalı/k. davacı şirketin alacak bakiyesinin 51.915,38 TL olacağı; davalı/k.davacı şirketin sözleşme feshinde haklı olduğunun kabulü halinde ise, davalı/k.davacı şirket alacağının cezai şart tutarı ile birlikte (51.915,38+ 112.500,00=) 164.415,38 TL’ye ulaşacağı” şeklinde beyan ve mütalaada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizin 11/09/2015 tarihli celsesinde davalı karşı davacı tanıkları …, … ve … dinlenmiştir.
Tanıklardan … ”Ben … Firmasının olay tarihindeki yöneticisiyim, son ra bilahare işten ayrıldım, Adana’daki fabrika binasının çelik işini davalılardan … Müh.’lik üstlendi ve biz 2006 yılının ortalarında ödemeler yapmaya başladık, bilahare … işi götüremeyeceğini anlayınca işin başında diğer firma …’yı işe dahil etti, Yapı Mühdislik sözleşmeler yükümlülüğünü cari hesabı ile birlikte tamamen …’ya devretti ve süreçten çekildi, biz ödemeleri … ya yapmaya başladık, süreç içinde … ile vinç sözleşmesi de imzaladık, sözleşeme gereğince iş 2007/ yılının 3.veya 4. ayında bitmesi gerekiyordu, vinç işi ise bir aylık basit bir işti, ben teknik raporlar doğrultusunda hak edişleri hazırlıyordum, bir kez de fabrikaya gittim, işin teknik kısmından anlamam ancak fabrikaya gittiğimde uzay çatıda ve vinç yollarında kısmi montaj eksiklikleri olduğunu ben de gördüm, … Firması işi bu hali ile 2007 yılı ortalarında bırakmıştı, biz başka bir firma ile anlaştık, bu firma kısmi malzeme kullanmak suretiyle montaj işlemini gerçekleştirdi, ben bu firmanın ismini hatırlamıyorum ancak teknik işlerden sorumlu arkadaşlar bilir, faturaları da mevcuttur, iş 2007 yılının 2.devresinde bitti ve makinelerimizi montaj ettik, 1.sözleşmede işin tamamlanan kısmının malzemelerini … ve … almıştır, biz eksik kalanların malzemelerini aldık, işin yapımıs sırasında porje değişikliği veya sözleşme revizyonu söz konusu olmamıştır, … Firması yabancı ortağı olan firmadır kayıtları sağlıklıdır, bağımsız denetçi firmalar tarafından denetlenmektedir, dedi. Bildiğim bundan ibarettir” şeklinde,
Tanıklardan … ”Ben … Firmasında inşaat mühendisi olarak çalışıyorum, o tarihlerde proje sorumlusuydum, firmamız Adana’daki fabrika ile ilgili çelik işlerine ilişkin … firması ile sözleşme imzaladı, 2006 yılının Temmuz ayında sözleşme revizyonu ve ek sözleşmenin taraflar arasında imzalanmasını müteakip işe başlandı, son bahara doğru … bir takım sıkıntılar yaşadı ve işi yürütemeyeceğinden bahisle …’ya işi devredip, …ya bizim de kabulümüz ile işi devretti, … Firması işi 2007 yılının Ocak Şubat ayında bitirmesi gerekliydi ancak bize 1.sözleşmeni konusu oluşturan fabrika binasındaki vinç girişleri eksik ve yapılmamış olarak işi bıraktı, 2.sözleşmenin konusunu oluşturan vinç köprüleri gelmişti, ancak onun da montajı ve boyasında sıkıntılar vardır, biz birinci sözleşmeden dolayı eksik kalan işlerin malzemelerini aldık, montaj işi için Eser Firaması ile anlaştık, ikinci sözleşmenin konusunu oluşturan vinçler ile başka bir firma ile anlaştık, bunların faturaları mevcuttur, 1.sözleşmede işin tamamlanan kısmının malzemelerini … ve … almıştır, biz eksik kalanların malzemelerini aldık, 2.sözleşmenin konusunu oluşturan malzemelerin %90’ı gelmişti, ufak defek malzemeler eksikti, boya ve montaj işi yaptırdık, işin yapımı sırasında proje değişikliği veya sözleşme revizyonu söz konusu olmamıştır, fabrikanın uzay çatı sisteminden herhangi bir eksiklik söz konusu değildi, ayrıca … Firması işi devir aşamasınd… Müh.lik adına hak edişlere onay vermiştir, konu ile bilgim bundan ibarettir” şeklinde,
Tanıklardan … ”Ben o dönemde … firmasının yatırım müdürü idim, 2006 yıllarında … firması ile Adana Fabrikasının çelik işi ile ilgili sözleşme imzandı, işe bir süre devam ettiler, daha sonra … Firmasını işe dahil ettiler, bir kaç ay birlikte çalıştılar, daha sonra … Firması işten çekildi ve işe … Firması devam etti, 2007 yılının Mart-Nisan aylarında işi teslim etmesi gerekiyordu, ancak vinç yollarında ve bir kısım montaj işlerinde eksiklik bıraktı, yine … ile imzalanan 2.sözleşmenin konusunu oluşturan vinç sözleşmesindeki vinç yollarına takılan güvenlik ayakları ile vinç işindeki montajlarda ve boyalarda eksiklikler vardır, biz malzeme temin ederek taşeron firmalara montaj işlemlerini yaptırdık, çatı kısmında ise bağlantı ayaklarında kısmi cıvata eksiklikleri vardı, onları da biz yaptık, adı geçen firmalar işin yapılan kısmının malzemelerini kendileri temin ettiler, biz eksik kalan kısım işlerin malzemelerini tamamladık, işin sonuna doğru malzeme alımına ilişkin nakit sıkıntı olunca kendilerine ödemeler yapıldı, 2007 yılının Mart ayında biz noterden evrak gönderdik ve kendilerine süre verdik, bitiremediler ve feshettik, konu ile bilgim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce; 26.12.2014 tarihli ara karar işlemleri doğrultusunda mevcut delil durumu dinlenen tanık beyanları da değerlendirilerek ayrıca dava dışı … A.Ş.’nin ticari defter ve belgelerinin incelenememiş olması nedeniyle iş bu defa tarafların ticari defter ve belgelerinin dava dışı … A.Ş. yönünden incelerek diğer raporlarla da bağlantı kurulmak suretiyle neticeten var ise asıl ve karşı davada talep edilebilecek alacağın tereddüte mahal vermeyecek Yargıtay denetime olanaklı hükme esas ve temerrüt durumunu da tartışır şekilde tespiti babında kök ve ek raporu hazırlayan bilirkişiler marifetiyle inceleme icra edilerek 21/06/2017 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı 2.ek raporlarında özetle;
“Bilirkişi Kurulumuzun ek görev tanımı doğrultusunda, taraflarca sunulu kayıt ve belgelerle sınırlı olarak yapılan incelemeler çerçevesinde;
Gerek asıl dava, gerek karşı dava ve gerekse birleşen iki dava kapsamında yaptığımız tespitlere dayalı olarak ve değerlendirmelerimizin sayın mahkemece de benimsenmesi halinde;
Asıl dava konusu takip talebi çerçevesinde: “taraflar arasındaki ticari ilişkinin temelde dayandığı 10.05.2006 tarihli sözleşme sürecince gerçekleşen tüm işlemler ve hesap hareketlerine ilişkin kayıt ve dayanağı belgeler ile davacı-karşı davalı şirketin dava dışı şirket ile sözleşme konusu işlem ve hesaplarla ilgili ilişkisi ve sonuçları bütünüyle ortaya konmadıkça, davacı-karşı davalı şirketin asıl dava konusu takip tarihi itibarıyla talep edilen tutarda alacaklı bulunduğunun ileri sürülmesinin olanaklı bulunmadığı” yönündeki değerlendirmemizin bu aşamada da korunduğu,
Karsı dava konusu alacak talebi çerçevesinde: davalı-karşı davacı şirket tarafından talep edilebilecek tutarın 51.915,38 TL ile sınırlı göründüğü, birleşen iki dava konusu talepler çerçevesinde ise: davacıların birleşen davalara konu iki çek dolayısıyla borçlu bulunmadıkları tutarın (277.000,00 -51.915,38=) 225.084,62 TL kadar olacağı, bu bağlamda davalı-karsı davacı şirketin 120.000,00 TL’lik çek ile ilgili zaman asımı iddialarının Savın Mahkemece benimsenmesi halinde ise, davacıların birleşen davalara konu çekler dolayısıyla borçlu bulunmadıkları tutarın (157.000,00 – 51.915,38=) 105.084,62 TL ile sınırlı olacağı,
Yukarıdaki değerlendirmelere karşın, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi çerçevesinde, sözleşmenin devir ve temliki öncesinde davalı-karşı davacı tarafın kendi kayıtlarına göre dava dışı şirketten olan ve ağırlıklı olarak dava dışı şirkete yapılmış durumda görünen ödemelerden kaynaklanan alacak bakiyesinin, davacı-karşı davalı şirkete olan borç bakiyesinden mahsup edilemeyeceğinin Sayın Mahkemece benimsenmesi halinde ise;
(a)Asıl dava konusu takip talebi çerçevesinde; davacı şirket tarafından dava konusu takip tahsili talep edilebilecek asıl alacak bakiyesinin 351.137,84 TL kadar olacağı;
(b)Karşı dava konusu alacak talebi çerçevesinde; davalı-karşı davacı şirket tarafından talep edilebilecek bir tutardan söz edilemeyeceği;
(c)Birlesen iki dava konusu talepler çerçevesinde ise; davacıların birleşen davalara konu iki çek dolayısıyla borçlu bulunmadıkları tutarın 277.000,00 TL kadar olacağı;
Yine davalı-karşı davacı şirketin 120.000,00 TL’lik çek ile ilgili zaman aşımı iddialarının Savın Mahkemece benimsenmesi halinde ise, davacıların birleşen davalara konu çekler dolayısıyla borçlu bulunmadıkları tutarın 157.000,00 ile sınırlı olacağı” şeklinde beyan ve mütalaada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce; itirazların karşılanması özellikle karşı davada dava konusu yapılan geç teslim nedeniyle cezai şart, 3.kişiye tamamlatılma bedeli hususları ile ilgili olarak dinlenen tanık beyanları karşısında eserde meydana gelen eksikliklerin teslimin gerçekleşme olgusunu etkileyip etkilemediği, meydana gelen eksikliklerin giderilme maliyetinin tespiti ve alternatifli olarak ayrıca var ise geç teslim süresi belirlenerek gerek gecikmesiz teslim olgusu var ise gecikmeli teslim olgusu ile ilgili olarak alternatifli olarak karşı davada ve asıl davada tarafların alacak miktarlarının tespiti, cezai şart taleplerine ilişkin olarak ekonomik mahviyet ve tenkis hususlarının tartışılması, yine teslim sırasındaki eksikliğin önemli düzeyde görülmemesi halinde hakkaniyet indirimine tabi olup olmadığı ve bu miktarın da tespiti neticeten tarafların temerrüt haliyle birlikte sorumluluklarının ve sorumluluk miktarlarının belirlenmesi babında kök ve ek raporları hazırlayan bilirkişiler marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 01/11/2018 tarihli 3.ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı 3. ek raporlarında özetle;
“Önceki ek raporumuz sonrasında davacı-karşı davalı şirket vekilince sunulu dilekçelerinde, Sayın Mahkemenin takdirlerine sunduğumuz tespit ve değerlendirmelerimize doğrudan itiraz niteliğinde beyanlara rastlanmamıştır. Bu bağlamda Sayın Mahkemenin takdirlerine sunduğumuz 20.06.2017 tarihli ek raporumuzdaki tespit ve değerlendirmelerimize atıfla davacı- karı davalı vekilinin dilekçelerinde yer verildiği beyanları ise Sayın Mahkemenin takdirindedir.
Davalı-K. Davacı vekili tarafından önceki ek raporumuza karşı sunulu herhangi bir dilekçeye ise rastlanmamıştır.
Sayın Mahkemenin Bilirkişi Ek Görev Tanımı Doğrultusunda Diğer Hususlara ilişkin inceleme. Tespit ve Değerlendirmelerimiz:
(a) Sayın Mahkemenin 26.10.2017 Tarihli Oturumu (2) sayılı kararında bilirkişi kurulumuza ikinci olarak verilen görev özetle aşağıda aktarıldığı gibidir:” özellikle karşı davada dava konusu yapılan geç teslim nedeniyle cezai şart, 3. kişiye tamamlatılma bedeli hususları ile ilgili olarak dinlenen tanık beyanları karşısında eserde meydana gelen eksikliklerin, teslimin gerçekleşme olgusunu etkileyip etkilemeyeceği”,
Davalı/karşı bir yandan müspet zararlarını ve menfi zararlarını talep ederken bir yandan da sözleşmeyi feshettiğini belirterek cezai şart talebinde bulunmuştur. Cezai şart talebinin haklılığı için işin büyük kısmının yapılması nedeniyle feshin ileriye etkili olduğuna ilişkin Sayın Mahkemenin kararı gerekir. Bunun için de davacının eseri büyük ölçüde tamamladığını ve davalıya bıraktığını ispat etmesi, davalının da teslimin geciktiğini ve gecikme süresini ve sözleşmeyi gecikme nedeniyle feshettiğini ispat etmesi gerekir. Davalı bir yandan sözleşmeyi fesih ifadesi kullanmış bir yandan da davacı namına üçüncü kişilere işi tamamlattığını beyan ederek müspet zararının tazminini talep ederek sözleşmeyi fesih etmediğini belirten beyanlarda bulunmuştur. Fesih geriye etkili kabul edilmezse cezai şart talebi hakkı doğmamaktadır. Tanık beyanlarında işin ne kadarının yapıldığı ve teslimin ne zaman olduğuna ilişkin beyan bulunmazken yapılan işin miktarı konusunda da genel ifadeler kullanmışlardır. Bu nedenle Davalının iddialarını ispat edemediğine ilişkin 2. ek rapordaki görüşümüz korunmaktadır.
(b) Sayın Mahkemenin 26.10.2017 Tarihli Oturumu (2) sayılı kararında bilirkişi kurulumuza verilen diğer bir görev özetle aşağıda aktarıldığı gibidir:”meydana gelen eksikliklerin giderilme maliyetinin tespiti ve alternatifli olarak ayrıca var ise geç teslim süresi belirlenerek gerek gecikmesiz teslim olgusu var ise gecikmeli teslim olgusu ile ilgili olarak alternatifli olarak karşı davada ve asıl davada tarafların alacak miktarlarının tespiti”
Davalı /karşı dava davacısının hem müspet hem menfî zarar talebinde bulunmuş olduğu görülmektedir. Bu iki zararın bir arada istenmesi çelişki teşkil etmektedir. Çünkü hem sözleşmenin sona erdiği hem de devam ettiği anlamı çıkmaktadır. Kaldı ki davalının ne müspet ne de menfi zarar kalemlerinin ispatına dair kayıtlarıyla karşılaştırmalı analize elverişli belge ve bilgilere rastlanmamaktadır. Teslimin yapılıp yapılmadığı, geç teslim yapıldı ise gecikmenin ne kadar olduğu ispat edilmediği gibi, üçüncü kişiye geri kalan işlerin yaptırılıp yaptırılmadığı, yaptırıldı ise ne kadar ödeme yapıldığı da dosya kapsamında ispat edilememiştir. Bu noktada önemle belirtilmesi gereken husus, bilirkişi kurulumuzun incelemelerinin dava konusu işlerin mahallinde yapılmadığı gibi salt dava dosyasına sunulu belge örnekleriyle sınırlı olarak gerçekleştirildiği hususudur. Ayıplı bir teslim olgusu mu vardır, eksik teslim olgusu mu vardır, bu husus dahi tanık beyanlarından anlaşılmamaktadır.
Diğer yandan davalı tarafından sözleşmenin feshedildiği belirtildiği gibi, bununla çelişki teşkil edecek şekilde davacı namına üçüncü kişiye işin tamamlatıldığı ve bu nedenle zarara uğranıldığı da belirtilmektedir.
Davalının cezai şart talebi de ancak feshin ileriye etkili olması halinde mümkün olacağından ve yapılan iş miktarı ispat edilmeden feshin ileriye tekili olacağına karar vermek mümkün olamayacağından cezai şart talebi de mümkün olmayacaktır.
(c) Sayın Mahkemenin 26.10.2017 Tarihli Oturumu (2) sayılı kararında bilirkişi kurulumuza verilen son görev de özetle aşağıda aktarıldığı gibidir:”cezai şart taleplerine ilişkin olarak ekonomik mahviyet ve tenkis hususlarının tartışılması, yine teslim sırasındaki eksikliğin önemli düzeyde görülmemesi halinde hakkaniyet indirimine tabi olup olmadığı ve bu miktarın da tespiti, neticeten tarafların temerrüt haliyle birlikte sorumluluklarının ve sorumluluk miktarlarının belirlenmesi” 2. ek raporda belirtildiği gibi, dosyadaki verilerden ve tanık beyanlarda teslim zamanını ve işin ne kadar yapıldığını tespit etmek mümkün değildir. Davalının 4. ayda çektiği ihtarnamede teslim olmadığı belirtilmiş ve fesih iradesi ortaya konulmuştur. Fesih eğer ileriye etkili kabul edilir ise davacının isteyeceği cezai şart bu tarihe kadar olacakken, Sayın mahkeme feshin ileriye etkili olmadığını kabul ederse cezai şart talebi kabul görmeyecektir. Çünkü cezai şart feri olup sözleşme baştan itibaren sona ererse cezai şart talebi de mümkün olmaz.
Sayın Mahkeme feshin varlığını ve yapılan iş miktarı belli olmamasına rağmen feshin ileriye etkili olduğunu kabul ederse bu durumda fesih tarihi ile teslim tarihi arasındaki süre için cezai şart talep edebilir. Davalı/K. davacı şirket tarafından davacı/k.davalı şirkete gönderilen 10.04.2007 tarihli ihtarname ile 14.04.2007 tarihi itibariyle sözleşmelerin feshedilmiş sayılacağı belirtildiğinden, gecikme süresi olan 15 gün için cezai şart talebi mümkündür.
(d) Cezai şart yönünden ekonomik yönden mahviyet ve tenkis hususlarının irdelenebilmesi de davacı şirket ile ilgili olarak dava dosyasına sunulu kayıt örnekleri ve belgelerle olanaklı bulunmamaktadır. Bu bağlamda, dava konusu sözleşmelerden en az 1 yıl önceki yıl sonu ile sözleşme kapsamındaki yıl sonu ve izleyen yıl sonuna ilişkin olarak, davacı şirket ticari defter kayıtlarını yansıtan finansal tablolar ile ayrıntılı mizanlar üzerinde karşılaştırmalı inceleme, tespit ve analizler ile değerlendirmelerin, şirket mahallinde yapılabileceği hususu Sayın Mahkemenin takdirindedir.
Sayın Mahkemenin ek görev tanımı doğrultusunda gerçekleştirilen inceleme, bilirkişi kurulumuza verilen görevlerle ilgili olarak varılan sonuçlar aşağıdaki gibidir:
1.Öz itibarıyla önceki ek raporumuzda Sayın Mahkemenin takdirlerine sunulan “sonuç” bölümündeki değerlendirmelerimizin korunmakta olduğu;
2.Davalı/karşı Davacının hem müspet hem menfi zarar talep ederek bir yandan sözleşmeyi fesih bir yandan da devam ettirme iradesini ortaya koyduğu,
3.Teslim tarihinin ve işin ne kadarının yapıldığının dosyadan anlaşılmasının mümkün olmadığı; her iki tarafın tanıklarının da teslimin yapılıp yapılmadığı ile ilgili farklı beyanda bulundukları;
4.İşin üçüncü kişiye tamamlattırıldığına ve ilişkin iddianın ve bedelin ispatlanması gerektiği;
5.Cezai şart talebinin Sayın Mahkemenin feshin ileri etkili olması kararma bağlı olduğu; feshin ancak işin büyük miktard…lmış olması halinde ileriye etkili olacağı; Sayın Mahkemece cezai şart talebinin benimsenmesi halinde, ekonomik mahviyet ve tenkis hususlarının irdelenebilmesinin ise, davacı şirketin raporumuz içerisinde belirtilen ticari defter kayıtları ile fînansal tabloları ve ayrıntılı mizanlarının yerinde incelenmesine muhtaç bulunduğu;
6.Sayın Mahkeme feshin varlığını ve yapılan iş miktarı belli olmamasına rağmen feshin ileriye etkili olduğunu kabul ederse Davalı/karşı davacının bu durumda fesih tarihi ile teslim tarihi arasındaki süre için cezai şart talep edebileceği, davacı/k.davalı şirkete gönderilen 10.04.2007 tarihli ihtarname ile 14.04.2007 tarihi itibariyle sözleşmelerin feshedilmiş sayılacağı ve bu durumda 15 gün için cezai şart talebi mümkün olacağı, bu miktarın da 15×2.500,-=37.500,00 YTL olduğu” şeklinde beyan ve mütalaada bulundukları görülmüştür.
Asıl dava; davalı-karşı davacı … Taahhüt Sanayi ve Tic. Ltd.Şti. (…) ile dava dışı … San. ve Tic. AŞ (…) arasında akdedilen ve davacı tarafça devralınan 10.05.2006 tarihli fabrika binası çelik konstrüksiyon işi ile davacı-karşı davalı ile davalı-karşı davacı arasında akdedilen 17.01.2007 tarihli “… Vinçleri İdari Şartnamesi” başlığı altında 6 adet vinç imalatına ilişkin eser sözleşmeleri kapsamında faturaya dayalı bakiye imalat bedelinin tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali, Karşı dava; işin eksik ve ayıplı yapıldığından bahisle cezai şart, menfi-müspet ve munzam zarar istemine, Birleşen davalar ise; takip konusu kambiyo senetlerinin taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle teminat amaçlı verildiklerinden bahisle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı-karşı davacı …’nin fabrikasının çelik işinin dava dışı … tarafından üstlenildiği, bilahare sözleşme davacı-karşı davalı …’ya devredildiği ve daha sonra taraflar arasında 6 adet vinç sözleşmesi akdedildiği hususlarında yanlar arasında herhangi bir ihtilaf yoktur.
Yanlar arasındaki asıl davadaki ihtilaf; fabrika binası çelik kontrüksiyon ve vinç sözleşmesinden kaynaklı davacı-karşı davalının bakiye imalat bedeli alacağının olup olmadığı, talep koşullarının oluşup oluşmadığı, karşı davada; davacı-karşı davalının eksik ve ayıplı imalatının bulunup bulunmadığı, davalı-karşı davacı geç teslimden kaynaklanan cezai şart ile eksik imalatın tamamlatma, menfi-müspet zarara ilişkin alacak talebinin yerinde olup olmadığı, birleşen 3. ATM dosyası ile birleşen 4. ATM dosyası takibe konu çeklerin teminat çeki olup olmadığı, davacının menfi tespit isteminin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Asıl davada; davacı yanın her iki eser sözleşmesinden kaynaklı yükümlülüklerini fabrika binası çelik kontrüksiyon işinin basit vidalamaya ilişkin montaj eksiklikleri dışında süresinde tamamladığının tanık beyanları ve dosya kapsamıyla sabit olduğu, ayrıca gerek cevap dilekçesi içeriği gerekse ıslah dilekçesinde davalı-karşı davacının borcu zımnen kabul ettiği, ancak davacı …’ya olan borcun dava dışı devreden …’ten olan alacağından mahsup ettiğini ve bakiye alacaklarının kaldığını savunduğu, bu durumda asıl davada; davacı alacağının mübrez raporla 351.137,84 TL olarak belirlendiği (bu kısmın 316.137,84 TL’si davalının zaten kabulünde olduğu), bu miktardan basit vidalamaya ilişkin montaj eksikliği nedeniyle bilirkişi raporunda mahkememiz ara kararına rağmen mütalaa edilmeyen nesafet kesintisine istinaden mahkememizce resen ve takdiren %5 hakkaniyet nesafet indirimine gidilmesi suretiyle indirim neticesi 333.580,94 TL olarak belirlendiği, bu miktardan davalı-karşı davacı tarafça ibraz edilen makbuzla kanıtlanan 120.000 TL ödemenin mahsubu sonucu 213.580,94 TL davacı alacağının belirlendiği anlaşılmakla, bu miktar esas alınarak asıl davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiştir.
Karşı davada; davalı-karşı davacı işin eksik ve ayıplı yapıldığını kanıtlayamadığı gibi cezai şart ve menfi, müspet-munzam zarar alacağının olduğunu kanıtlayamadığı, yine çelik kontrüksiyon işini devreden dava dışı Yapı Mühendis’lik firmasından (asıl davanın konusu alacağa mahsup ettiğini savunduğu) alacak kalemini kanıtlayamadığı, davacı-karşı davalının çelik kontrüksiyon imalatında vidalamaya ilişkin kısmi montaj eksikliği bulunduğu, bu hususunda asıl davada nesafet kesintisine konu edildiği, yine davalı-karşı davacının kanıtlanan 120.000 TL ödemesinin asıl davada tespit edilen davacı-karşı davalı alacağından mahsup edildiği, ayrıca bu kısım yönünden davalı-karşı davacının cari hesaptan borçlu iken dava açmasında hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen … ATM’nin 2009/47 esas sayılı dosyası ile birleşen …. ATM’nin 2009/48 esas sayılı dosyasında davaya konu çekler yönünden çeklerin teminat çeki olduğu yönünde protokoller dosyada mübrez olup özellikle cevap dilekçesinde 120.000 TL bedelli çekin teminat çeki olduğu hususunda zaten kabul bulunduğu, ayrıca teminat riskinin gerçekleştiğinin somut dosya kapsamında kanıtlanamadığı anlaşılmakla her iki birleşen davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; asıl davada davacının davasının kısmen kabulü ile … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 213.580,94TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara ilişkin itirazın iptaline, takipten itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda devamına, alacak likit olmadığından ve yargılama ile belirlendiğinden yerinde görülmeyen icra inkar tazminatının reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davanın reddine, birleşen ….ATM’nin 2009/47 esas sayılı dosyasında davacının davasının kabulü ile … Şubesine ait 05.04.2007 tarihli, … nolu, 157.000,00TL bedelli çek ve takibe konu edildiği …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya 164.850,00TL borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından ve yerinde görülmediğinden kötü niyet tazminat talebinin reddine, birleşen …. ATM’nin 2009/48 esas sayılı dosyasında davacının davasının kabulü ile … Şubesine ait 31.07.2007 tarih, … nolu, 120.000,00TL bedelli çek ve takibe konu edildiği …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya 126.000,00TL borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından ve yerinde görülmediğinden kötü niyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Asıl davada davacının davasının kısmen kabulü ile … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 213.580,94TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara ilişkin itirazın iptaline, takipten itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda devamına,
Alacak likit olmadığından ve yargılama ile belirlendiğinden yerinde görülmeyen icra inkar tazminatının reddine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 24.130,23 TL karar harcından 3.002,70 TL peşin harcın mahsubu ile arda kalan 21.127,53TL bakiye karar harcının davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan harçlar toplamı 3.020,80 TL’nin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
Davacı karşı davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 18.764,80TL ücret-i vekaletin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
Davalı karşı davacıya, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 13.923,20 TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine,
2-Karşı davanın reddine,
Karşı davada davacı tarafından yatırılan 2.410,40 TL peşin harçtan 44,40 TL ‘ nin mahsubu ile arda kalan 2.366,00TL’lik kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde karşı davada davacıya iadesine,
Karşı davada davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 15.814,90 TL ücret-i vekaletin karşı davada davacıdan tahsili ile karşı dava davalısına verilmesine,
3-Birleşen ….ATM’nin 2009/47 esas sayılı dosyasında davacının davasının kabulü ile … Şubesine ait 05.04.2007 tarihli, … nolu, 157.000.,00TL bedelli çek ve takibe konu edildiği ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya 164.850,00TL borçlu olmadığının tespitine,
Şartları oluşmadığından ve yerinde görülmediğinden kötü niyet tazminat talebinin reddine,
Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 11.260,90 TL karar harcından 2.225,50TL peşin harcın mahsubu ile arda kalan 9.035,40 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan harçların toplamı olan 2.240,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 15.841,00 TL ücret-i vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Birleşen …. ATM’nin 2009/48 esas sayılı dosyasında davacının davasının kabulü ile … Şubesine ait 31.07.2007 tarih, 0023 nolu, 120.000,00TL bedelli çek ve takibe konu edildiği ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya 126.000,00TL borçlu olmadığının tespitine,
Şartları oluşmadığından ve yerinde görülmediğinden kötü niyet tazminat talebinin reddine,
Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 8.607,06 TL karar harcından 1.701,00TL peşin harcın mahsubu ile arda kalan 6.906,06 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan harçların toplamı olan 1.737,70TL ‘nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 12.830,00 TL ücret-i vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı … tarafından sarf edilen 2.577,00TL yargılama giderinin davalı …’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/04/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …