Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/257 E. 2018/536 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/257 Esas
KARAR NO : 2018/536
DAVA : Çek İstirdat
DAVA TARİHİ : 24/07/2014
KARAR TARİHİ: 30/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Çek İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilin … gıda san ve tic AŞ ile dava dışı … gıda ve temizlik-… arasındaki ticari ilişki sonucu davacı müvekkilin alacağına karşılık … gıda ve temizlik-… tarafından davacı müvekkil … gıda san ve tic AŞ’ne dava konusu çekin teslim edildiğini, davacı müvekkil … ve diğer davacı müvekkil … gıda san ve tic AŞ’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davacı …’nın 21/03/2014 günü saat 20:30 sularında ortağı bulunduğu … San ve tic AŞ’ne ait … plakalı aracı, … AVM arkasında bulunan açık otoparka parka park ederek AVM içine girdiğini, saat 23:20 sıralarında tekrar aracın yanına geldiğinde aracın sağ arka camı kırılarak, aracının arka koltuğunda bulunan siyah deri el çantasının çalındığını fark ettiğini, çantanın içinde bir miktar para, boş çek yaprakları, elektronik fihrist, müvekkil şirket adına keşide edilmiş eski müşteri çekleri, müvekkil şirket eski bilgileri, davacı müvekkil …’ya ait pasaport ve dava konusu çek ile diğer müşteri çeklerinin bulunduğu, akabinde …. 10. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosyasından çek iptali davası açtığını, bu nedenlerle …bank AŞ …/İstanbul şubesine ait, … hesap, .. çek nolu 25/04/2014 vade tarihli 1.800TL’lik çekin bedelinin istirdatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar tarafından cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; keşidecisi … Kebap Ltd. Şti olan, …bank … şubesinin … hesap .. numaralı 25/04/2014 vade tarihli 1.800TL bedelli çekin istirdadı istemine ilişkindir.
.. Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılarak … soruşturma sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilmiştir.
…. Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılarak …., …. soruşturma sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilmiştir.
…. 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazı yazılarak …esas sayılı …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilmiştir.
.. Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, .. Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan yazılarımıza yanıt verildiği anlaşılmıştır.
Davalı factoring şirketi tarafından factoring işlemine esas sözleşme, fatura, çek sureti ile işlem dosyası ibraz edilmiştir.
Yargılama sırasında davalı factoring şirketi ile varlık yönetim şirketi arasındaki temlik sözleşmesi ibraz edilmiştir.
Mahkememizce 02/11/2016 tarihli celsede ara karar gereğince davacı ve davalılar ile dava dışı cirantaların ticari defterleri üzerinde inceleme icrası sureti ile görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … ve hukuk bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 20/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerinin ibraz ile ilgili ilgili olarak şirket kayyumunun arayacağı bildirilmiş ise de rapor düzenleme tarihine kadar bu yönde bir gelişme sağlanmadığı, davalı … Faktoring AŞ den temlik alan … vekili ile Aralık, Şubat ve Mart aylarında yapılan yazışmalar sırasında bazı belgelerin mail yoluyla iletilmiş ise de şirket merkezinde yapılacak inceleme ile ilgili fiziki şartların sağlanmaması üzerine anılan belgeler ve eksik olduğu tespit edilen diğer belgelerin aslı gibidir onaylı şekilde mahkemeye sunulması gerektiği bildirildiği, anılan belgeler 20/03/2017 tarihinde mahkemeye ibraz edildiği, 17/04/2017 tarihinde taraflarına teslim edildiği, dava dışı … Gıda … ile davalı … Enerji ye ait ticari defterlerin incelenmesi için gereken fiziki şartların sağlanmayışı ve diğer davalı … Ticaret …’in ve ikametgah adreslerinin ..’de oluşu nedeniyle anılan firmalara ait ticari defter ve belgeler incelendiği, davalı … Faktoring’e ait ticari defterlerin açılış ve kapanış onayları yasal sürelerde yaptırılmış olduğundan, usulüne uygun tutulduğu, sahibi heline delil olma niteliği taşıdığı,
Dava dilekçesi ekinde dava konusu çekin alınışı nedeniyle davacı şirketçe dava dışı … Gıda … adına düzenlenmiş olan çek tahsilat makbuzu ile bu şirketle olan ticari ilişkinin detayını gösteren cari hesap ekstresi ibraz edildiği,
12/02/2014 tarihine kadar düzenlenmiş olan 3 adet fatura nedeniyle dava dışı şirket cari hesabına toplam 1.280,10TL borç, dava konusu çekin alınışı nedeniyle 06/03/2014 tarihinde 1.800TL alacak kaydedildiği, dava dışı şirketin 519,90TL alacaklı duruma geçtiği, 10/03/2014 tarihinde düzenlenen fatura nedeniyle 604,94TL borç kaydedildiği, dava dışı şirketin 85,04TL borçlu duruma geçtiği,
01/05/2014 tarihinde çek bedelinin tekrar borç kaydedildiği, cari hesapta yer alan diğer işlemler sonucunda dava dışı şirketin 26/05/2014 tarih itibariyle 506,96TL alacaklı olduğu,
… Faktoring AŞ ile davalı … Ticaret … arasında 24/03/2014 tarihinde 100.000TL limitli Faktoring sözleşmesi imzalandığı, anılan davalıdan 100.000TL tutarında ….man senedi alındığı,
Anılan faturada dayanağı sevk irsaliyesi ile ilgili bilgilerin yazılacağı kısmın boş olduğu, faturaya dayanak sevk irsaliyesi de sunulmadığı,
Bu nedenle … Faktoring AŞ’nin faturaya konu malların fatura borçlusuna teslim edilip edilmediği bu doğrultuda alacağın gerçekleiği veya alacağın doğup doğmadığı konusunda yeterli incelemeyi yapmadığı,
Temlik kapsamında temlik edilen alacağa karşılıkteslim edilen çeklerin toplam tutarının 11.800TL olup işbu davaya konu 1.800TL tutarlı çekin de anılan çekler arasında olduğu,
Dava konusu çekte lehdar … Gıda …’den sonra davalı … Enerji cirosu ondan sonra da davalı … Ticaret … cirosu bulunduğu, diğer çekte ise 6. Ciranta davalı … Enerji olup sonra davalı … Ticaret … cirosu bulunduğu,
Faktoring işlemi nedeniyle … Faktoring AŞ tarafından 24/03/2014 tarih 203821 sayılı ve 1.354,06TL tutarlı hizmet faturası düzenlendiği,
Hizmet bedeli düşürüldükten sonra 10.445,94TL tutarındaki ön ödeme, davalı …’in ….bank … şb nezdindeki hesabına gönderildiği,
Söz konusu ciroda bedeli tahsil amacıyla ciro edilmiştir ibaresi yazıldığı,
Dava konusu çekin rızasının hilafına elinden çıktığını ileri süren davacının davalı kambiyo borçlularının poliçeyi kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisabında ağır bir kusur bulunduğu,
TTK.m.686/2 hükmünde ifadesini bulan kişisel defi kambiyo borçlusunun ve somut olayda kambiyo borçlusu olmayan davacı şirketin ve ortağının senedi kötü niyetle iktisap etmiş kambiyo alacaklılarına karşı ileri sürdüğü,
Somut olayda çekin beyaz ciroyla … tarafından davacı şirkete verildiği iddia edildiğinden davacı …’nın alacaklı sıfatını taşımadığı,
Davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre alacak ilişkisi içinde bulunduğu …’den çeki beyaz ciroyla almış, henüz çek üzerine herhangi bir ciro işlemi yapmadan kendi iddiasına göre çekleri çaldırdığı, davacı şirketin ciro zincirine dahil olmadığı ancak bu bağlamda iki hususun dikkate alınmadığı gerektiği: birincisi çek üzerindeki ciro zincirinin bozulmadığı, zira davacının ileri sürdüğü hırsızlık olayı gerçekleştikten sonra senet yüzeyinden anlaşıldığına göre çekin davalılar arasında düzgün bir ciro zinciriyle tedavül ettiği, davacı ciro zincirine dahil olmadığı, ikinci olarak hazi hazırda kambiyo alacaklısı veya borçlusu konumunda olmamasna rağmen davacı şirketin çek uhdesinden çıktığı anda meşru hamil konumunda olduğu,
Davacının ikame ettiği davanın kambiyo borçlusunun borçlu olmadığını ispat etmek üzere şahsi defiye istinaden açtığı bir menfi tespit davası olmayıp davacının esasen beyaz ciroyla kendisine geçen ve fakat rızası dışında uhdesinden çıkan çekten doğan hakkını gerçekte hak sahibi olmadığını iddia ettiği kişilerce ileri sürülmesinden ileri gelen ve sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayanan bir istirdat istemi olduğu,
Davalıların kötü niyetle iktisapta veya ağır kusurlu iktisapta bulunduklarının ispatının mahkemeye ait olduğu,
İlk olarak davalı faktoring şirketinin hukuki konumunun bu noktada belirlenmesi gerektiği, davacının davalı faktoring şirketine dava konusu çekin ve dava dışı olmakla birlikte davacı tarafından çalıntı olduğu belirtilen başkaca çeklerin ciro edildiği yönündeki savunmasının mahkeme takdirinde olduğu, davacıların istirdat isteminin davalı faktoring şirketine karşı ileri sürülemeyeceği yönünden mahkemeye ait olduğu,
İkinci olarak davalılar … Ltd Şti ile … herhangi bir savunmada bulunmadığı, bu iki davalının münkir konumunda bulunduğu mahkeme yargılama yetkisine tabi olduğu,
… tarafından beyaz ciroya konu edildikten sonra ve davacının iddiasına göre çalındıktan sonra tedavüle çıkmış olabilir ve elden ele geçerli bir şekilde tedavül ettirilebileceği, bu noktada davalılar … Ltd Şti nin ve … in münkir konumları gözetildiğinde bu durumun nasıl çözüme bağlanacağnın mahkeme takdirinde olduğu, davalı şirketlerin çeki sırasıyla cir ozincirine girmeyen üçüncü kişierden edinmiş olabileceği,
Esasen kötü niyetle ve ağır kusurla iktisap davacı tarafından ispatlanması gerektiği, davacının bu iki davalının kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğuna dair herhangi bir delil getirmediği, ziya beyaz ciroyla tedavülün kambiyo borçlusu açısından yarattığı en büyük risk kambiyo senedinin hamilin elinden rızası hilafına çıkması ve adeta hamiline bir senet gibi tedavül etmesi olduğu, bu olasılıkta hamilin kambiyo borçlusunun ağır kusuru veya kötü niyetle iktisabı kanıtlanmadıkça menfi tespit isteminin koşullarının oluşmadığı,
Somut olayla çekin beyaz ciroyla … tarafından davacı şirkete verildiği iddia edildiğinden davacı …’nın alacaklı sıfatı taşımadığı,
Alacağın sevk irsaliyesi anlamında dayanağını incelemeyen davalı faktoring şirketinin çekin iktisabında ağır kusurlu bulunduğu,
Diğer iki davalı açısından kötü niyetle veya ağır kusurla iktisabın kanıtlanamadığı mahkeme takdirinde olduğu…”yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada ihtilaf; dava konusu çekin davalılardan istirdadının talep edilip edilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Davacı yanın iddiasında; davaya konu çekin davacı şirket ile dava dışı … gıda temizlik şirketi ticari ilişki sonucu davacının alacağına karşılık olarak verildiği ve çekin çalındığını, ödeme yasağı kararı alındığı, …. CS …. sayılı dosyası kapsamında suç duyurusunda bulunulduğu hususları yer almıştır.
Davaya konu çek bakımından uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun TTK 792. maddesi uyarınca; “Çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek sözkonusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü geçerlidir. Kanunun 710/3 c. 2 hükmüne göre ise; ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir silsile bulunup bulunmadığını incelemekle yükümlü ise de; cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir. Bu hükmün ratio legis’i uyarınca, ödeyen kişinin (senet borçlusu gibi), senedi devralan kimselerin de ciro silsilesinde şeklen mevcut gözüken ciroların (imzaların) geçerliliğini (sıhhatini) araştırma yükümlülüğü mevcut değildir. Bu nedenle, ciro silsilesinde şeklen mevcut görünen imzalardan birinin temsil yetkisinin bulunmaması sahte imzanın söz konusu olması gibi bir nedenle geçersiz olması, ciro silsilesinde bir kopukluk olarak değerlendirilmez. Zira ciro silsilesinin, vadeden önce ödeme hali için TTK. m. 710/2 hükmünde öngörülen istisnai hal hariç olmak üzere, senedi ödeyecek olan kimse için dahi ancak ve sadece şeklen (imzaların teselsül edip etmediği yönünden) incelenmesi yasal bir yükümlülük olarak öngörülmüştür. Bu itibarla, kambiyo hukuku anlamında ciro silsilesinde bir kopukluğun mcvcut olmadığı ve davalıların şeklen meşru hamil konumunda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar genel kural olarak faktoring şirketine yapılan ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olmakla şahsi defiler faktoring şirketine karşı ileri sürülebilirse de bu durum ancak lehtar veya ciranta açısından kendinden sonraki cirantaya karşı sahip olduğu defiler için uygulama alanı bulmakta olup somut olayda böyle bir durum söz konusu olmadığından şahsi defiler davalı faktoring şirketine karşı ileri sürülemez. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 710/3 c. 2 hükmüne göre; “Ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir silsile bulunup bulunmadığım incelemekle yükümlü ise de; cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir. Bu hükmün ratio legis’i uyanırca, ödeyen kişi (senet borçlusu) gibi, senedi devralan kimselerin de ciro silsilesinde şeklen mevcut gözüken ciroların (imzaların) geçerliliğini (sıhhatini) araştırma yükümlülüğü mevcut değildir. Bu nedenle, ciro silsilesinde şeklen mevcut gözüken imzalardan birinin temsil yetkisinin bulunmaması sahte imzanın söz konusu olması gibi bir nedenle geçersiz olması, ciro silsilesinde bir kopukluk olarak değerlendirilmez. Zira ciro silsilesinin, vadeden önce ödeme hali için TTK. m. 710/2 hükmünde öngörülen istisnai hal hariç olmak üzere, senedi ödeyecek olan kimse için dahi ancak ve sadece şeklen (imzaların teselsül edip etmediği yönünden) incelenmesi yasal bir yükümlülük olarak öngörülmüştür ve şeklen ciro silsilesi düzgündür. Yine TTK 687 maddesine paralel olarak düzenlenen 6361 sayılı ….al Kiralama, Faktoring ve ….man Şirketleri Kanunu’nun 9/3 maddesi; “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla fakktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklindedir ve davacı yan davalının iktisapta kötüniyetli olduğunu ve zararına hareket ettiğini kanıtlayamamıştır.
Tartışılması gereken bir diğer husus davalı faktoring şirketinin dava konusu çeki faktoring mevzuatına uygun olarak faturaya dayalı ciro yoluyla devralıp almadığı hususudur ki dava konusu çek davalı faktoring şirketince aralarında factoring sözleşmesi bulunan dava dışı … Ticaret şirketi’nden faturaya dayalı olarak alınmış olup davalı meşru hamil olarak görünmektedir.
Davacı tarafça mahkememiz ara kararı gereğince ticari defterlerin ibraz edilmemesi nedeni ile çekin davacı ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı, dava dışı … şirketi ile aralarındaki ticari ilişkinin boyutları denetlenememiştir. Yalnızca tahsilat makbuzu ve cari hesap ektsresinin ibrazı ile yetinilmiştir. Ayrıca soruşturma dosyaları kapsamında boş 6 adet çek yönünden vaki şikayet üzerine soruşturmanın devam etmesi ve dosyamız davalılarının şüpheli sıfatlarının bulunmadığı anlaşılmakla neticesinin beklenmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı tarafından, çekin çalıntı olduğu ve bu hususun da davalı tarafından bilindiği, buna rağmen bile bile çekin devir alınarak tahsil için bankaya ibraz edildiği, dolayısıyla da bir kötü niyetin bulunduğu hususları geçerli delillerle ispat edilememiştir. Anılı gerekçeler ışığında sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 30,75 TL harçtan mahsubu ile artan 5,15 TL Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02 TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.800-TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalı temlik alan şirkete verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama masraflarının üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
6- Hükümden sonra, gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine, masrafın talep eden tarafça karşılanmasına,
Dair, davacı … vekili, davalı … şirketi vekili ve davalı temlik alacaklısı vekilinin yüzlerine karşı, alacak miktarı bakımından kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2018

Katip e-imza Hakim e-imza