Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/168 E. 2020/556 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/168 Esas
KARAR NO : 2020/556
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/05/2014
KARAR TARİHİ : 04/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/10/2016 günü meydana gelen trafik kazasında, plakası tespit edilemeyen ve Zorunlu Trafik Sigortası tespit edilemeyen aracın karışmış olduğu kaza nedeniyle müvekkilin yaralanmasına ve sakat kalmasına neden olduğunu, 02/04/1972 doğumlu müvekkilin …’ın geçirdiği kaza nedeniyle … Devlet Hastanesi özürlü sağlık kurulu raporu ile %38 olarak maluliyetinin belirlendiği ve malul olduğunu, bu sebeple müvekkilin beden gücü kayıp oranı belirlenerek davalı … teminatlar kapsamında belirlenecek tutarın ödenmesi gerektiğini, tensip tutanağıyla davalı …’na müzekkere yazılarak hasar dosyasının istenilmesini, kusur durumunda ihtilaf bulunmaması nedeniyle dosyanın tazminat bilirkişisine verilmesini, Borçlar Kanunu’nun 76. Maddesi uyarınca avans ödemesine karar verilmesini, müvekkilde oluşan cismani zarar nedeniyle oluşacak maddi tazminat nedeniyle, sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, bakıcı giderinin giderinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, öncelikle 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılardan tazminat verilmesi hususunda talepkar olduğunu, her bir zarar kalemi için talep ettiği miktarı açıklamadığını, bu nedenle öncelikle talebin ayrıştırılması ve netleştirilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde her talep edilen miktar açık olarak belirtilmediğinden dava dilekçesinin iptali gerektiğini, dava konusu kazanın 23.10.2006 tarihinde gerçekleştiği dava dilekçesinde belirtildiğini, motorlu araç kazalarından doğan zararlar nedeniyle …ndan tazminat taleplerinin zamanaşımı süresi 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109 ve … Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca 2 yıl olduğunu, yasa ve yönetmelikte belirtilen bu 2 yıllık süre geçtiğini, davacı yanca yasada belirtilen zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame olunan davanın usulden reddi gerektiğini, usule yönelik itirazlarımızın karara bağlanmasını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı geçici / sürekli iş göremezliğe ve bakıcı giderine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait tedavi evraklarının celbine müteakip maluliyet raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı tarafa yazı yazılarak hasar dosyası celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacı tarafa trafik kazası nedeni ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi kapsamında zamanaşımı defi ileri sürdüğü görülmekle iş bu savunma öncelikli olarak irdelenmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; 2918 sayılı KTK’nun 109. maddesi gereğince, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, bunun dışında fail hakkında ceza davasının açılması ya da mahkumiyet kararı verilmesi gibi bir koşul aranmamaktadır. Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında yaralamalı trafik kazasından kaynaklı eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK kapsamında öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında kaza tarihi ve dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla; zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı sonucuna varılmış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …ve … marifetiyle hazırlanan 27/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Plakası belirsiz kamyon/otobüsün kimliği belirsiz sürücüsünün %100 oranda kusurlu olduğunu, davacı …’ın içinde yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsü …’nin kusursuz olduğunu, sürücü … ın kusursuz olduğunu, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … ‘ın geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının SGK ödemesi ile karşılandığını, Sürekli iş göremezlik dönemine ait %2,3 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 7.255,74-TL, bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 531,00-TL olmak üzere toplam 7.786,74-TL olduğunu, davalı tarafından ise davacıya 36.693,00-TL ödeme yapıldığını, buna göre de davalı tarafından yapılan ödemenin, davacının ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zararını karşıladığını, buna göre ödeme ile borcun sona erip ermediği hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğunu, ödeme borcun sone ermediğinin kabulü halinde ise, geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının SGK ödemesi ile karşılandığını, Sürekli iş göremezlik dönemine ait %2,3 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 15.572,20-TL olduğunu, bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 531,00-TL olmak üzere toplam 16.103,20-TL olduğunu, davalı tarafından ise davacıya 36.693,00-TL ödeme yapıldığını, ödemenin güncel değerinin ise 56.869,12-TL olduğunu, buna göre de davalı tarafından yapılan ödemenin, davacının günümüze kadar bilinen berilere göre de belirlenen zararını karşıladığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Somut olaydaki uyuşmazlığın; 23/10/2006 tarihinde dava dışı sürücünün karıştığı trafik kazası neticesinde davacının geçici ve sürekli iş göremezliğe düçar olup olmadığı, bakım ihtiyacı halinde bulunup bulunmadığı, davacı yanın talep ettiği maddi tazminatın davalı … hesabından tahsiline karar verilip verilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken … Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulabilecek Haller” başlıklı 9.maddesi; ”Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabilir.” şeklinde düzenleme altına alınmış olup somut olayda; davacının yolcu olarak bulunduğu araç ile plakası ve sürücüsü belirlenemeyen aracın karıştığı trafik kazası neticesinde kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri kapsamında meslekte kazanma gücünden %2,3 oranında kaybettiğinin tespit edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından 20/01/2014 tarihinde 36.693,00TL tazminat ödemesinin gerçekleştirildiği, işbu dava kapsamında davacının, davalı … hesabından bakiye tazminat isteminde bulunduğu, aktüer bilirkişi tarafından davacıya yapılan ödemenin ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile güncellenerek güncel tutarın ve davacının maddi zarar toplamının ayrı ayrı ayrıntılı ve gerekçeli olarak hesaplandığı, netice olarak davacının maddi zararının davalı sigorta şirketi tarafından tazmin edilmiş olduğu, davacının talep edilebilir başkaca herhangi bir maddi zararının bulunmadığı anlaşılmakla; sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 25,20-TL harçtan 54,40-TL’den mahsubu ile eksik kalan 29,20-TL harcın davacıdan alınarak hazineyi irat kaydına,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 5,85-TL masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT … ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır