Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1445 E. 2018/508 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1445 Esas
KARAR NO : 2018/508
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/11/2013
KARAR TARİHİ: 29/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin 09.07.2006 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandıklarını beyanla davacı …’nun yaralanması sebebiyle uğradığı maddi zararlara karşılık olmak üzere 6100 sayılı HMK’ nun 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre belirlenecek maddi tazminat hakları saklı tutularak şimdilik 1000 TL madddi tazminatın davalılar … ve … ile poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere …ndan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, yine uğradıkları manevi zarara binaen ise; davacı … için 50.000 TL, … için 10.000 TL, C. … için 5.000 TL ve … 5.000 TL olmak üzere toplam 70.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, vekalet ücreti ve yargılama masraflarıyla birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini ve dava sonunda müvekkilin alacağını elde edebilmesi için davalıya ait … plakalı aracın kaydına ve davalının taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasına yönelik karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul …. Asliye Hukuk Mahkemesi görevsizlik kararı ile dosyayı mahkememize aktarmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde zorunlu sigortasının bulunmaması halinde müvekkilinin sorumluluğunun 57.500 TL poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, olayda gerek 2 yıllık, gerekse 5 yıllık ceza zamanaşımı süresinin geçildiğini, ayrıca davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle kusurlu olduğunu ve tazminatta indirim yapılması gerektiğini, maluliyetin tespiti için ATK raporu alınması gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini ve dava açmaya sebebiyet vermediğini, faiz talebinin yerinde olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … 15/01/2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca kazanın Uşak ili … ilçesinde gerçekleştiğini yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur.
Diğer davalı …’ın usulüne uygun tebligata rağmen davaya yanıt vermediği görülmüştür.

TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Mahkememizce davalı …’ün yetki itirazını …nı adresi itibarıyla mahkememiz yetkili olduğundan Hukuk Muhakemesi Kanununun 7. maddesi gereğince birden fazla davalının bulunduğu hallerde herhangi birinin ikemetgahı mahkemesinde dava açılabileceğinden yetki itirazı yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekilinin zamanaşımı itirazının; Karayolları Trafik Kanun’un 109/2.maddesi ile Türk Ceza Kanun’unun 66/e bendi gereğince ceza zamanaşımı süresi uygulanacağından reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasının delillerini, tarafların mali- içtimai ve sosyal durumlarına ilişkin cevabi yazılar, trafik kaza raporu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan rapor, poliçe, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu alınan, … Karayolu ve Trafik Mühendisliği Em. Öğr. Üyesi Prof. Dr. Müh. …, tazminat hesap uzmanı …’ dan alınan bilirkişi heyet raporu, tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Adli Tıp İhtisas Kurulunun 16/12/2016 tarihli ve … sayılı raporunda; davacı …’nun 09/07/2006 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı arızası, … karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 (sird) kabul olunarak; E cetveline göre % 22.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 26/01/2014 tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce ATK raporu ve diğer yazı cevapları sonucuna göre dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda aktüerya uzmanı …, kusur bilirkişisi … ve sigortacı bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 07/03/2018 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Olay mahallinde yol 6.7m. Genişliğinde, çift yönlü, hafif viraj ve asfalt kaplama olup vakit geci, hava ve görüş açık, zemin kuru ve hafif meyillidir. Kaza yeri krokisinde sola virajı içerden alan davalı sürücünün yolun sol şeridine geçtiği ve karşıdan şeridi içinde gelen davacı aracı ile kafa kafaya çarpıştığı işaratlenmiştir. Kaza tutanağında davalı sürücü şeride tecavüz nedeniyle asli ve tamamen kusurlu bulunmuştur. Davalının seyrine göre solda tali bir yol bulunmaktadır.
Davalı sürücü … jandarmadaki ifadesinde yönetimindeki minibüs ile … ilçe çıkışındaki çeşme mevkiine geldiğinde yolun sağında bulunan toprak yola sapmak istediğini, bu sırada karşıdan hızlıca gelen aracı gördüğünü, hemen fren yaptığını, ancak gelen aracın ön kısmına yönetimindeki aracın ön kısmı ile çarptığını, karşıdan gelen aracın hızının 50-60 km/s olduğunu, kendisinin ise tali yola girmek için yavaşlamış olduğunu beyan etmiştir.
Davacı sürücü … jandarma ifadesinde yönetimindeki otomobil ile olay yerine yaklaştığında karşıdan gelen minibüsü gördüğünü, minibüsün bir anda önüne girdiğini, fren yapmasına rağmen çarpıştıklarını, hızının 50 km/s seviyesinde olduğunu beyan etmiştir.
Kazanın oluşuna ve ifadelere göre davalı sürücünün seyrine göre solda bulunan tali yola sapmak için karşıdan gelen araca rağmen sapak hizasına gelmeden sol şeride girdiği anlaşılmaktadır. Sola dönüş yapmak isteyen araç sürücülerinin sola dönüş işareti vermeleri, yolun gidişe ayrılan kısmının soluna yaklaşmaları, dönüşe başlamadan karşıdan gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış olan taşıtların geçmesini beklemeleri zorunludur. Olayda karşıdan gelen ve hızına göre yakın mesafede bulunan araca rağmen soldaki yola sapmak için aniden sol şeride giren davalı sürücü doğrultu değiştirme manevralarının yanlış yapma ve şeride tecavüz etme nedenleriyle asli ve tamamen kusurludur.
Olay sırasında şeridi içerisinde ve normal bir hızla seyreden, olay yerinde birden şeridine giren araçla çarpışmamak için tedbir alacak yeterli zaman ve mesafesi kalmadığı anlaşılan davacı sürücüye olayda atfı kabil kusur bulunmamaktadır.
Tazminat hesabı, ilgili yasa hükümlerine, Yargıtay’ın yekleşik kararlarına ve yargıda geçerli hesaplama yöntem ve formüllerine göre yapılacaktır. Hazine Müsteşarlığı’nın 2010/4 sayılı genelgesine dayanılarak, sigorta şirketleri ve aktüerler, yargıda geçerli olmayan ve Yargıtay’ca belirlenen ilkelere uymayan formüllere göre tazminat hesaplamakta ısrarlı iseler de, ölüm nedeniyle tazminat hesaplarında matematiksel formüller önemli olmayıp, aslolan ” hukuksal nitelemeler”dir. Çünkü 818 sayılı BK’nun 45/2 ve yeni 6098 sayılı TBK’nun 53/3 maddelirin anlam ve amacı her olayın özelliğine göre, hesap öncesi bazı değerlendirmeleri zorunlu kılmaktadır. Sigorta şirketlerinin kullandıkları ” devre başı ödemeli belirli süreli rant” formülü ve % 3 teknik faiz yargıda yargıda geçerli değildir. Söz konusu formül 1993 ankara Sempozyumunda sigorta temsilcileri tarafından önerilipkabul edilmediği gibi, Sosyal Güvenlik Kurumu gelir bağlama işlemlerinde de bu formülkullanılmamakta ve peşin değer hesabı, 12/05/2010 gün 27579 sayılı RG’de yayınlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 46. Maddesine göre yapılmakta, maddede belirtildiği üzere ” yüzde beş iskonto oranı”na göre peşin sermaye değeri tabloları hazırlanıp bu tabloların demografik ve ekonomik değişiklikler nedeniyle kurumca gerekli görülen hallerde güncellenmesi öngörülmekte; peşin sermaye değeri hesaplamalarıyla ilgili usul ve esaslar Kurumca 28 Eylül 2008 gün 27011 RG’de yayınlanan Peşin Sermaye Değerlerinin hesaplanmasıyla ilgili tebliğ hükümlerinde açıklanmış bulunmakta ve eki tablolar kullanılmaktadır. Yargıdaki uygulamalara ve Yargıtay ca öngörülen yöntemlere gelince; hesap formülü konusunda, Yargıtay’ca açık ve anlaşılır ” denetime elverişli” basit bir formül yeğlenmektedir. 1993 ankara Sempozyumunda kabul edilen ” progressif rant” formülünün basitliği, açık ve anlaşılır olması, bu formülün öngörülme nedenidir. Her ne kadar bu formüle göre, kazançlar hiç artmayıp hep aynı kalmakta, her yıl için ayrı ayrı eşit oranda artırım ve iskonto aynı sonucu vermekte, bunun için gereksiz tablolar düzenlenmekte ise de, Yargıtay görüş değiştirinceye kadar, bilirkişilerin tazminat hesaplarını buna göre yapmaları bir zorunluluktur. Ancak matematiksel gerçeklik dikkate alınarak her yıl için aynı sonucu veren gereksiz tablolardan vazgeçilmeli, işleyecek dönem hesabı için ” Kanazç*zarar süresi= işleyecek dönem kazançları kısa formülünden yararlanılmalıdır. Yaşam tablolarına gelince her ne kadar Bakanlar kurulu 2006/11345 sayılı kararının 2/d maddesinde ve Hazine Müsteşarlığı Genelgesinde CSO -1980 Amerikan tablolarından sözedilmiş ise de, SGK’nun 25/09/2012 gün 2012/32 sayılı genelgesi ekinde Türkiye koşullarına göre düzenlendiği açıklanan TRH-2010 tabloları yer almış ve peşin değerlerin buna göre hesaplandığı açıklanmıştır. Yargıtay uygulamasında ise PMF-1931 yaşam tablosundan vazgeçildiğine ilişkin bir işaret henüz alınmamıştır.
Bu durumlar karşısında, kurumlar arasında ortak görüş ve uyum sağlanıncaya ” ulusal mortalite tablosu” oluşturuluncaya ve Yargıtay’ca görüş değişikliği yapılıncaya kadar PMF-1931 yaşam tablosunu kullanmamız gerektiği düşüncesindeyiz.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tazminat hesabına esas kazaçlar belirlenirken, olay tarihinden hüküm tarihine kadar bilinen tüm kazançların ve en son yürürlüğe giren veya girecek olan yasal asgari ücretlerin hesaplamada gözetilmesi, en son kazanç unsuru birim alınarak, her yıl için % 10 arttırılıp % 10 iskonto edilmesi gerekmektedir.
Davacının 09/07/2006 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına ilişkin … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 16/12/2016 tarihli raporu incelendiğinde, davacının olay tarihinde beden gücü kaybı oranının % 22 olduğu, davacının geçici iş göremezlik süresinin 2 ay olduğu mütaala olunmuştur.
01/01/1956 doğumlu davacı kaza tarihi olan 09/07/2006 tarihinde 51 yaşında, PMF-1931 tablosuna göre kalan yaşam süresi 21 yıl ve 72 yaşına kadar yaşayacaktır. Davacının 60-51=9 yılı aktif dönemi, 72-60=12 yıllık pasif dönem hesabı yapılacaktır.
Dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde davacının gelirinin asgari düzey olarak hesaplamaya tabi tutulması kanaatinin hasıl olduğu, davacının kazancının daha fazla olduuna ilişkin bir bilgi ve bglelenin dosyaya ibrazı halinde olay/hesap tarihleri arasında asgari ücretin uyarlanması sonucu yeni bir hesabın yapılabileceği, bu bilgiler ışığında davacının olay tarihinde asgari ücret düzeyinde kazancının olduğu varsayılarak hesaplama yapılacaktır.
Bilinen Aktif Dönem;
Geçici İş Göremezlik Zararı dönem tutarı toplam 786,28 TL, tazminat tutarı x maluliyet oranı, kusur oranı 786,28 TL.’dir.
Sürekli İş Görememezlik Aktif Dönemi, dönem tutarı 68.929,76 TL, tazminat tutarı x maluliyet oranı, kusur oranı 15.164,52 TL.’dir.
Sürekli İş Görememezlik Pasif Dönemi, dönem tutarı 44.307,72 TL, tazminat tutarı x maluliyet oranı, kusur oranı 9.747,69 TL.’dir.
Davacının 09/07/2006-09/07/2018 arasında geçen 12 yıllık işlemiş aktif devredeki net kazancı yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artışa tabi tutulmaksızın aynen alınacaktır. Ancak davacının aktif/pasif dönemdeki maddi zararına, Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki son içtihatları dikkate alınarak hesaplama yapılacaktır. Ancak 09/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek bakiye belirtilen hususlar da nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı % 10 artış ve her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır.
Davacının 9 yıllık işleyecek iskontolu pasif devrenin peşin değeri; 59.385,83 TL’dir.
KTK. uyarınca kazaya sebebiyet … plakalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde …nın sorumluluğu bulunduğu dikkate alınarak hesap yapılacaktır. KTK m. 93 hükmü gereği kaza tarihinde cari 57.500 TL limit ile gerçek zarardan sorumlu olduğu esası benimsenerek teminatı aşan miktarlarda davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemeyecektir.
Yine dosyaya sunulan 27/08/2017 tarihli sigorta bilgi ve Gözetim Merkezi yazısına göre davaya konu aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmadığı dikkate alındığında davalı … Hesabının sorumlu olacaktır.
Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesinde; “Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” denilmektedir.
Davacının davalı … Hesabına 21/10/2011 tarihinde müracaat ettiği, davalı … Hesabının temerrüt tarihinin 03/11/2011 tarihi olduğu mütalaa olunmuştur.” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
Dava; 09/07/2006 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarara istinaden davacı … yönünden maddi-manevi, diğer davacılar yönünden tazminatı istemine yöneliktir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; dava konusu kaza nedeniyle oluştuğu iddia edilen cismani zarara dayalı davalılardan maddi-manevi tazminat talep edilip edilemeyeceği ve miktarına ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54.maddesine ve ondan önceki 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46.maddesine göre, tazminat istemeyi gerektirecek bir olay sonucu yaralanan kişinin maddi zararları, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 18-19 maddelerindeki ve ondan önce 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 16-20. maddelerinde ‘ Geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar ‘ şeklinde tanımlanmıştır.
Bu genel açıklama çerçevesinde somut olay irdelendiğinde davaya konu kazaya meydana gelmesinde …. plaka sayılı araç sürücüsü …’ün %100 kusurlu olduğu, dolayısıyla adı geçenin meydana gelen zarardan haksız fiil sorumluluğunun, davalı …’ın araç maliki olmakla araç işleten sorumluluğunun bulunduğu yine kaza tarihi itibarıyla ZMM poliçesi bulunmadığından …nında meydana gelen zarardan sorumluluğunun bulunduğu kanaati hasıl olduğundan davacı …’nun maddi tazminata ilişkin davasının kabulü ile 786,28 TL geçici iş göremezlik ve 59.385,83 TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 60.173,11 TL maddi tazminatın (davalı … 57.500,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) davalılar … ve …’den 09/07/2006 kaza tarihi, davalılardan … yönünden 03/11/2011 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat açısından ise; bilindiği üzere, hukuk düzenince korunan kişisel değerlerin tamamı, kişilik hakkının konusunu oluşturur. Kişisel değerler, insanın insan oluşu nedeniyle sahip olduğu vücut, sağlık, yaşam gibi bedensel bütünlüğe bağlı değerler ile ruhsal bütünlük, faaliyet özgürlüğü gibi ruhsal değerleri kapsar. (Kılıçoğlu, Ahmet; Hukuksal Sorumluluk, Ankara 1993, 2.baskı, s.6) Kişisel değerlere yapılan saldırı 4721 sayılı Medeni Kanun’un 24.maddesi ile hukuken koruma altına alınmış olup, maddede yer alan hukuksal korumadan yararlanılabilmesi için saldırı yanında haksız fiilin diğer bir unsuru olan zararın kanıtlanması da zorunludur.
Manevi tazminat; manevi zararın giderim biçimidir. Herkese karşı korunan kişilik hakkının kapsamına giren değerlerden birinin ihlali halinde doğan bir haktır. Zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen bir eksilmedir. Tazminat bu eksilmeyi giderir, hareket noktası; manevi zarar ve gerçekleşmesi koşuludur. Malvarlığında azalma meydana getirmediği için gerçek bir zarardan söz edilemez ancak kişinin iç huzuru ve manevi bütünlüğüne yaşam sevincini azaltır şekilde haksız ve hukuka aykırı saldırı sonucu oluşan zararın bir nebze olsun tatmini gereklidir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Mülga Borçlar Kanununun 47. maddesine göre, Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara duçar olan kimseye yahut adam öldüğü taktirde ölünün ailesine manevi zarar namıyla adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir.
Ancak, BK’ nun 47. maddesi uyarınca hakimin özel halleri göz önünde tutarak hüküm altına alacağı bu para tutarının adalete uygun olması gerekir. Çünkü, bu para tutarı ne tazminat nede cezadır, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülükte değildir.
Bu genel açıklama çerçevesinde manevi tazminat talebi incelendiğinde; davacıların davalı araç sürücüsü işletenden manevi tazminat talebinde bulunabilecekleri kanaati hasıl olduğundan; davacıların manevi tazminata ilişkin davalarının kısmen kabulü ile davacı … yönünden takdiren 40.000,00 TL, davacı … yönünden takdiren 3.000,00 TL, davacı … yönünden takdiren 2.000,00 TL, davacı … yönünden ise takdiren 1.000,00 TL olmak üzere toplam 46.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve …’den 09/07/2006 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacı …’nun maddi tazminata ilişkin davasının kabulü ile 786,28TL geçici iş göremezlik ve 59.385,83TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 60.173,11TL maddi tazminatın (davalı … 57.500,00TL’sinden sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) davalılar … ve …’den 09/07/2006 kaza tarihi, davalılardan … yönünden 03/11/2011 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2-Davacıların manevi tazminata ilişkin davalarının kısmen kabulü ile davacı … yönünden takdiren 40.000,00 TL, davacı … yönünden takdiren 3.000,00 TL, davacı … yönünden takdiren 2.000,00TL, davacı … yönünden ise takdiren 1.000,00 TL olmak üzere toplam 46.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve …’den 09/07/2006 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 7.252,60 TL. Karar harcının, peşin ve ıslahla yatırılan toplam: 480,60 TL. Peşin harçtan mahsubu ile, bakiye 6.772,00 TL. Harcın, davalılardan (Davalı … 3.670,40 TL.den sorumlu olmak kaydıyla) müştereken-müteselsilen alınarak, hazineye irad kaydına,
4-Davacı … kendisini vekille temsil ettirmiş bulunduğundan, yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince maddi tazminat yönünden hesaplanan 6.969,03 TL. Vekalet ücretinin davalılardan (Davalı … 6.662,40 TL.den sorumlu olmak kaydıyla) müştereken-müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,
5-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmiş bulunduğundan, manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.410,00 TL. Vekalet ücretinin, Davalılar … ve …’den alınarak, (Davacılardan …. 4.706,70 TL.den, … 351,70 TL, den, … 232,60 TL.den ve … 119,00 TL.den hak sahibi olmak kaydıyla) davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 2.881,30 TL. Mahkeme Gideri, 514,50 TL. Adli Tıp Gideri olmak üzere Toplam: 3.395,80 TL. Nin davalılardan takdiren müştereken-müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine,
7-Peşin ve ıslahla Davacılar tarafından yatırılan harçlar toplamı: 508,61 TL.nin, takdiren davalılardan müştereken-müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine,
8-Tarafların yatırdıkları gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/05/2018

Katip

Başkan