Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1421 E. 2018/594 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1421
KARAR NO : 2018/594
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/12/2014
KARAR TARİHİ: 19/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil sigorta şirketi ile dava dışı … İç ve Dış Ticaret AŞ arasında … poliçe numaralı ve 06/02/2013-2014 vadeli Nakliyat Abonman Sigorta poliçesi imzalandığını, davalı taşıma şirketi emteaların uak ile nakliyesi veya başka bir paletin üzerine yaslanması sebebiyle tamir edilemeycek şekilde hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, bu sebeple davalı şirketin hasardan sorumlu olduğu açık ve net olduğunu, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılmış olan takibe ilişkin davalı borçlunun itirazının iptali ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın Müvekkilin davanın açıldığı yerleşim yeri olan … Mahkemelerinde açılması gerektiğini, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, hasar tarihi itibariyle geçerli bir sigorta sözleşmesi olmadığını, süresinde ihbar yapılamış olması nedeniyle dava hakkı yitirildiğini, sorumluluğun her halükarda sınırlı olduğunu, davanın tümden ve esastan reddi ile tüm yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında özetle; “4.214,73-TL’nin tahsil tarihine kadar işleyecek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yıllık %9 faizi, masraf, vekalet ücreti ile birlikte.. ” tahsilini talep ettiği, davalı tarafça borca ve takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 27/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirkeet sigortalı olarak … ‘den … ‘a havayolu ile taşınmış metal dedektörde taşıma sırasında meydana gelen hasardan dolayı davalının sorumlu bulunduğunu, davalı 3.958,42-TL hasar tutarını 20/05/2013 tarihinden itibaren ödemekle yükümlü olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 22/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraf itirazları ekli incelemede tek tek ele alındığını, kök rapor dikkatli bir şekilde okunduğunda bu itirazlarının tamamının kök raporda cevaplandığı anlaşıldığından, heyetin bu aşamada herhangi bir yeni görüş ortaya koyması söz konusu olmadığını mütalaa etmiştir.
Dava; İtirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı arasında nakliyat abonman sigorta poliçesinin düzenlendiği, davalı taşıma şirketi tarafından emtiaların hava yolu ile nakliyesi sırasında meydana gelen ve dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalı taşıma şirketinden rücuen tahsili talebiyle icra takibine girişildiği, davalı tarafın vaki itirazının iptali istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda; Dava dışı … İç ve Dış Ticaret AŞ.’ nin …’ den ithal ettiği emtianın taşımasının davalı şirket tarafından üstlenildiğinden uyuşmazlıkta uluslararası hava taşımasının söz konusu olduğu gözetilerek 26.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren Montreal Konvansiyonu’nun 33. maddesinin uygulanması gerekecektir. Söz konusu madde metnine göre, açılacak dava veya icra takibi davacının tercihine bağlı olarak, ya taşıyıcının ikametinin ya da esas iş yerinin bulunduğu yerin ya da taşıyıcının sahip olduğu bir işyerinin bulunduğu ve bu sözleşmenin aracılığıyla yapıldığı yerin mahkemelerinde ya da varış yerindeki mahkemelerde açılmalıdır. Bu bağlamda; davalı taşıyıcının ikametinin bulunduğu …/… adresinin ve varış yeri olan … – … Kargo Gümrük Müdürlüğü’nün … Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkisi içerisinde bulunduğu, davalı tarafın süresinde yetki itirazında bulunduğu; davalının icra takibine itirazında yetki itirazında bulunmamasının mahkemenin yetkisine itiraz edilemeyeceği anlamına gelmediği anlaşılmakla, Mahkememizin yetkili olmaması sebebiyle açılan davanın HMK’nun 116. maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin yetkili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 116. maddesi uyarınca usulden REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere … Asliye Ticaret Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların yetkili mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair taraf vekillerinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/06/2018

Katip Hakim