Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1359 E. 2020/274 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1359 Esas
KARAR NO : 2020/274
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2014
KARAR TARİHİ : 07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın testaurant faaliyeti ile iştigal etmekte olduğunu, dava konusu … Bankası … şubesine ait 19/09/2014 keşide tarihli … çek nolu 30.000 TL bedelli çek ve yine … Bankası … şubesine ait 27/10/2014 keşide tarihli … çek nolu 30.000 TL bedelli çekler üzerindeki imzalar sahte olup yetkili kişi ve avalimdir diye belirtilen şahıs tarafından atılmadığını, gerek aval veren gerekse keşideci sıfatıyla yer alan imza ve yazıların müvekkillerine ait olmadığını, dava konusu çeklerin üzerindeki imzalar incelendiğinde benzetilmeye çalışıldığı çıplak gözle dahi tespit edileceğini, öncelikle … Bankası … şubesindeki … nolu hesaptan kesilme 19/09/2014 keşide tarihli … çek nolu 30.000 TL bedelli çek ve yine aynı hesaptan kesilme … Bankası … şubesine ait 27/10/2014 keşide tarihli … çek nolu 30.000 TL bedelli çeklerin dayanak yapılacağı icra takiplerinin ve iş bu çekler ile ilgili alınacak ihtiyati haciz kararları da dahil olmak üzere dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, iş bu tedbirin takdiren teminatsız olmasına yine çekteki imzaların sahte olması ve soruşturma sebebi ile HMK md 209 uyarınca takdiren teminatsız olarak durdurulmasına, yargılama neticesinde davalılara borçlu olmadıklarının tespiti ile anılan iki adet çek sebebi ile borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini, iş bu çeklerden ödemek zorunda kaldıkları tutarların olması halinde ise davalılardan haksız ödenen bedellerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile müteselsilen istirdatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Factoring vekili cevap dilekçesinde özetle; çek bedelleri dava dışı ciranta … Ltd Şti tarafından ödendiğini, ödeme nedeniyle çek aslı da dava dışı bu şirkete teslim edildiğini, bu nedenle çek aslının müvekkilin elinde bulunmadığından ve icra dosyası da infaz edildiğinden müvekkilinin davacıdan artık bir talebi kalmadığından ve davacının da müvekkiline karşı sorumlu olmaktan kurtulduğundan müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin ortadan kalktığını, yine bu nedenlerle müvekkili açısından davacının elde edeceği bir hukuki yararının da kalmadığını, İİK. 72/7.maddesi, icra dosyasına ödemeyi kim yapmış ise ancak o kişinin bu paranın geri alınmasını talep edebileceğini “…..ödemek mecburiyetinde kalan şahıs …“ ifadesiyle açıkca belli ettiğini, davacının da kanunun belirttiği anlamda “…..ödemek mecburiyetinde kalan şahıs …“ bu nedenle bu yönden de davacının hukuki bir menfaatinin olmadığını, sunulan nedenlerle, haksız ve yersiz açılan davanın reddine, davacının %20 tan az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün 2014/31883 takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine çek alacağına istinaden faiz, çek tazminatı ve komisyon dahil toplam 42.520,95 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinden ibaret bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava, … Bankası … şubesine ait 19/09/2014 keşide tarihli … çek nolu 30.000 TL bedelli çek ve yine … Bankası … şubesine ait 27/10/2014 keşide tarihli … çek nolu 30.000 TL bedelli çekler altında keşideci ve avalist sıfatıyla imzaları bulunan davacıların, imzaların kendilerine ait olmadığı iddiası ile çekler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti talebinden ibarettir.
Anılı çeklerde; keşideci davacı …, avalist …, lehtar … San. Ltd. Şti., 2. Ciranta … San. ve Tur. Tic. A.Ş., … ‘ya aval olarak … ile 3. ve son ciranta … Faktoring A.Ş. yer almaktadır. …. İcra Müdürlüğünün 2014/31883 esas sayılı dosyasında … Faktoring A.Ş. alacaklı, davacılar … ve … ile davalılar … San. Ltd. Şti. ve … San. ve Tur. Tic. A.Ş. İle dava dışı … borçlu sıfatında yer almaktadır.
Dava konusu sahtelik iddiası … CBS’nın … Soruşturma sayılı dosyasına da konu edilmiş olup, soruşturma dosyasında mahkememiz davasına konu çeklerin olmadığı anlaşıldığından iş bu dosyanın bekletici mesele yapılmasına mahkememizce gerek görülmemiştir.
Her ne kadar davalılardan … ve … Faktoring vekilleri çek bedellerinin icra dosyasına … tarafından ödendiğini bu nedenle davacıların dava açmada hukuki yararlarının bulunmadığını ileri sürmüş ise de, ödemenin … şirket yetkilisi … tarafından yapıldığı beyan edilmekle, ödemeyi yapan … şirketinin TTK’nun 818. maddesi delaletiyle TTK’nun 724. ve 726. maddeleri uyarınca diğer borçlulara başvurma hakkı bulunduğundan, keşideci ve avalist olan davacılara karşı bu başvuru hakkının yöneltilmesi ve aleyhlerine alacak isteminde bulunulması mümkün olduğundan, dosyamız davacılarının eldeki menfi tespit davasını açmada hukuki yararlarının bulunduğu anlaşılmıştır. Yine aynı gerekçe ile davanın konusuz kaldığına dair beyanlar mahkememizce kabul görmemiştir.
Davacılar vekili, çek bedellerinin kendileri tarafından ödendiği beyanında bulunmuş ise de, buna ilişkin delil ve belge sunulmadığından davanın menfi tespit davası olarak görülmesine devam edilmiştir.
İmzaların sahteliği iddiasına dayalı menfi tespit davasında imzaların davacılara ait olduğunu ispat yükü davalılar üzerindedir. Bu minvalde, imza inkarına dayalı menfi tespit davasında çek asıllarının getirtilerek davacıların imza örnekleri üzerinde inceleme yapılması, bilirkişi raporu ile ortaya çıkan sonuca göre karar verilmesi gerekir. Mahkememizce davacıların imza örnekleri toplanarak dosya kapsamına alınmış ise de, çek asıllarının celbi mümkün olmamış, bu nedenle imza incelemesi yapılamamıştır.
Ciro silsilesi incelendiğinde, çekin sırasıyla … Turistik, … ve … Faktoring şirketlerine devrolduğu görülmekle, çeklerin … Faktoring tarafından … na ile … na ibraz edildiği ancak çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle tarafına iade edildiği, bunun üzerine … Faktoring tarafından 24/11/2014 tarihinde çekler hakkında takip başlatıldığı, takibe konulan çeklerin kasa yetersizliği nedeniyle alacaklı … Faktoring’e iade edildiği hususları anlaşılmakla, çeklerin … Bankası, ihtiyati haciz dosyası ve savcılık dosyalarında da bulunmadığı dosya kapsamından tespit edilmiş olup, dava dosyasında … Faktoring vekili tarafından çek aslının ödeme üzerine … şirketine verildiği beyan edilmiştir.
T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-1639 Esas, 2019/170 Karar Sayılı, 19.02.2019 Tarihli İlamı:
” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “İspat Yükü” başlıklı 190. maddesinde; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Menfi tespit ve istirdat davaları 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre; borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir. İspat yüküne ilişkin yukarıda açıklanan genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.”
Tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda elde edilen hukuki ve vicdani kanaat gereğince; taraf vekillerince çeklerin uhdelerinde bulunmadığı beyan edilmiş ise de, menfi tespit davasında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalıdadır. Çekteki imzaların davacılara ait olduğunun davalılarca ispatı gerekir. Somut olayda, davalıların çek asıllarının kendilerinde bulunmadığını beyan ettikleri ancak ispat kuralları gereğince çek aslının taraflarınca ibrazının zorunlu olduğu yahut çek asılları başka bir kurumda kaybolmuş ise bu hususun da onlar tarafından ispatının gerektiği anlaşılmakla, davalılarca çek asılları ibraz edilemediğinden yahut hangi kurumda ne şekilde kayboldu kanıtlanamadığından, çeklerdeki keşideci ve avalist imzalarının davacılara ait olduğu hususu ispata muhtaç kalmış olup, imza inkarında bulunan davacıların menfi tespit davalarının kabulü gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
… Bankası … Şubesi’nin keşidecisi … Ltd. Şti. olan … seri nolu 19/09/2014 keşide tarihli, 30.000 TL bedelli çek ve yine … Bankası … Şubesi’nin keşidecisi … Ltd. Şti. olan … seri nolu 27/10/2014 keşide tarihli, 30.000 TL bedelli çekler nedeniyle davacıların davalılara borçlu olmadıklarının tespitine,
2-Alınması gerekli 4.098,60 TL karar harcından davacıların peşin yatırdığı 1.024,65 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.073,95 TL ilam harcının davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 1.024,65 TL peşin, 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.049,85 TL harcın davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 8.600,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 358,20 TL tebligat vs.posta masrafının davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza