Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/134 E. 2018/709 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/134 Esas
KARAR NO : 2018/709
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2014
KARAR TARİHİ : 11/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin borçlu … dan sipariş formu doğrulusunda talepte bulunduğunu, ürünlerin teslimi için 19.259,84TL karşılığında mutabık kalındığını, müvekkilin davalı borçluya ürünlerin tesliminden önce 6 adet çek teslim ettiğini, buna rağmen ürünlerin teslim edilmediğini, … icra müdürlüğü … esas sayılı dosya ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle davalı borçlunun itirazının iptali ile alacağın tahsiline, icranın devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilemesine karar verilmesini talep ve dava etmişitr.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin mutfak ve banyo aksesuarları tasarım ve imalatı yaptığını, davacı taraf müvekkilin kataloğunda bulunan tasarım ve imalatını yaptığı bazı ürünlerin kendisine satış ve teslimi için müvekkille anlaştığını, davacının bu siparişi için davaya konu çeklerden bir kısmını müvekkile teslim ettiğini, davacının da beyan ve kabulüne olduğu üzere taraflar arasında ibr satım akdi söz konusu olduğunu, davacı tarafın işbu iki taraflı akdi feshetmediğini, akit feshedilmeden akdin feshine akdin fashine bağlanan hukuki durum ve sonuçların talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin malları teslim ettiğinde ise daha sonra toptan fatura göndermesini istediğini, sonrasında da teslim aldığı malların KDV sini ödemediğini, teslim evrakını imzadan etmiş, müvekkili oyalamış daha sonra ise gerçek niyetini ortaya koyduğunu, bu nedenlerle haksız ve kötüniyetle açılmış davanın reddine, davacının %20 inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir. Takip dosyasının tetkikinde; davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu aleyhine 19.219,84 TL asıl alacak, 1.459,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.679,49 TL alacak üzerinden takip başlattığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sipariş formunun, çek bilgilerinin dosyaya sunulduğu, bankaya yazılan yazılara yanıt verildiği görülmüştür.
Davalı tarafça cevap dilekçesi ile zamanaşımı defisi ileri sürülmüş ise de 6762 sayılı TTK’nın 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 6273 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır. Ayrıca TBK’nın 146.maddesi uyarınca sözleşmeye dayanan alacakların, başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle ve yasada özel olarak başka bir süre öngörülmediğinden genel zamanaşımı süresinin düzenlendiği TBK’nın 146. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, takip ve dava tarihi itibari ile üç ve on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla; işbu savunmaya itibar edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifeti ile hazırlanan 04/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı şirkete ait defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, TTK hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının davalıya verdiği siparişlere karşılık olmak üzere 30/10/2013 tarihli 2500 TL, 15/ 07/2013 tarihli 4000 TL, 31/07/2013 tarihli 1.369,84 TL, 30/09/2013 tarihli 2500 TL, 31/12/2013 tarihli 5000 TL, 27/08/2013 tarihli 3.850TL olmak üzere toplam 19219,84 TL tutarında 6 adet çek verdiği ve çek bedellerine istinaden sipariş verdiğini bildirdiği malları teslim alamadığını belirttiği, davacının incelenen kayıtlarına göre bu çeklerin defterdeki kayıtlarının belirlendiği, davacının davalıya verdiği siparişe istinaden bu çekleri verdiğini ancak malları teslim alamadığını, bundan ötürü verdiği çeklerden ötürü alacaklı olduğunu bildirdiği, davalının ise davacının sipariş verdiğini kabul ettiği, malları davalıya teslim ettiğini bildirmekte olduğu ancak icra dosyasına vermiş olduğu itiraz dilekçesinde ise malların bedellerinin tamamının ödenmediğini ve malları davacının teslim almadığını bildirildiği, dosya kapsamında davalı tarafından davacıya teslim edildiği bildirilen malların teslim belgelerinin bulunmadığı , davacı kayıtlarına göre vermiş olduğu toplam tutarı 19219,84 TL olarak çeklerden ötürü alacaklı göründüğü, davacı kayıtlarında davalıya ait herhangi bir fatura kaydının bulunmadığının belirlendiği, davalı tarafından teslim edildiği bildirilen mallara ait fatura ve belgeler ile kanıtlanamadığı, davacının mevcut alacağına takip tarihinden itibaren temerrüt faizi hesaplanmasının gerektiği…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin mahkememizin 05/10/2016 tarihli celsesinde yemin teklifinde bulunduğu, anılı celsede davacı vekiline yemin teklifi hususunda müvekkili ile görüşüp beyanda bulunmak üzere talebi gibi süre verildiği, mahkememizin 07/12/2016 tarihli celsesinde davalı tarafa yemin metnini hazırlayıp ibraz etmesi ve tebliğ ettirmesi için iki hafta süre verildiği, ilerleyen celse öncesinde davalı vekilinin yemin teklifinden vazgeçtiklerini bildirir dilekçe ile bir kısım teslim belgelerini ibraz ettiği, HMK’nın 227/2 maddesi uyarınca karşı tarafın yemini edaya hazır olduğunu bildirmeden yapılan bu talebe cevaz verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir … marifetiyle hazırlanan 16/10/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı, davasında davalıya verdiği sipariş bedelini ödediğini davalının ise malları teslim etmemesinden ötürü ödediğini bildirdiği 19.219.84 TL.nin faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı vekilince dosyaya vermiş olduğu cevap dilekçesinde müvekkilinin davacının alması gereken malları teslim ettiğini, davacının malların KDV.ni ödemediğini, herhangi bir alacağının bulunmadığını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği,
İnceleme neticesinde incelenen davacı kayıtlarında davalıya yaptığı 19.219.84 TL ödemeden ötürü alacaklı gözüktüğü, davalıya ait herhangi bir fatura kaydının bulunmadığı belirlendiği,
Davalı vekilince 20.04.2016 havale tarihli olarak verilen rapora itiraz dilekçesinde, davacının verdiği siparişin tamamının teslim edildiği, bu konuda tanık dinletme talebinin ret edildiği, defterlerde kayıt olmasının davacının alacağının olduğunu kanıtlamayacağını, davacının kendi iddiasının gerçek dişiliğim ortaya koyduğu, davacı 15.03.2012 tarihli sipariş formu ile siparişini verdiğini bildirdiği ürün bedellerini ödediğini, bi yıldan fazla zaman geçmesine rağmen hiçbir ihtarda dahi bulunmadan ödeme yaptığı ancak malları teslim almadığını bildirmesinin dahi gerçeği yansıtmadığını ortaya koyduğu, davacı bu kadar ödeme yaptığını bildirdiği ve bir yılı aşkın süre beklediğini kabul edilemez olduğu, hiçbir şekilde davacının iddiasının kabul edilemeyeceğini belirterek itiraz dilekçesini verdiği,
Davalı vekiline bu kez sunulan belgeler üzerinde inceleme yapılarak ek rapor düzenlenmesi talep edilmiş ise de dosya içinde davalı vekilince sunulu bulunan belge bulunmadığı, vermiş olduğu dilekçesinde sipariş formunda gösterilen malların davacıya teslim edildiği belirtilmiş ancak teslime ait herhangi bir belge sunulmadığı,
Rapor içerisinde belirtildiği üzere, davacı sipariş formunda gösterilen malları teslim almadığını alacaklı olduğunu bildirmiş ve kök raporumda davacı kayıtlarında davalıya olan ödemelerden ötürü 19.219.84 TL alacak gözüktüğü,
Davalı tarafından sipariş formunda gösterilen malların davacıya teslim edildiği belirtilmiş ve davacıya herhangi bir borcunun olmadığı, ödendiği bildirilen bedellerin bir yıl sonra mal alınmadı gerekçesi ile iadesinin talep edilmesinin ticari hayata uygun olmadığı belirtilmiş ancak herhangi bir teslim belgesi ibraz edilmemiş olduğu,
Davalı vekilince 13.06.2017 tarihinde verilen dilekçede müvekkili tarafından dosyaya kasa evrakı olarak 26.04.2017 tarihinde belgeler verdiğini, bu belgelerin incelenmesi ile malın teslim edildiğinin anlaşılacağını, belgelerin incelenmesi yönünden bilirkişiden ek rapor alınmasını talep ettiği,
Kasa evrakı olarak sunulu bulunan irsaliyelerin incelenmesinden, üzerinde kısaca KARAN yazılı olduğu şekilde düzenlenen irsaliyeler,
Tarihi Nosu İzahat
08.07.2013 Nosuz isim yok imza var
05.07.2013 Nosuz
19.04.2013 Nosuz İsim ve imza yok
30.04.2014 Nosuz
11.05.2013 Nosuz
24.05.2013 Nosuz
18.06.2013 Nosuz
04.06.2013 Nosuz İmza var isim yok
21.06.2013 Nosuz İmza var isim yok
05.07.2013 Nosuz İmza var isim yok
08.07.2013 Nosuz imza var isim yok
11.07.2013 Nosuz İsim imza yok
17.07.2013 Nosuz İmza var isim yok
18.07.2013 Nosuz isim var imza yok
26.07.2013 Nosuz İsim imza yok
05.08.2013 Nosuz imza var isim yok
26.08.2013 Nosuz isim var imza yok
05.09.2013 Nosuz imza var isim yok
09.09.2013 Nosuz imza var isim yok
10.09.2013 Nosuz imza var isim yok
12.09.2013 Nosuz imza var isim yok
Şeklinde olup, görüldüğü üzere irsaliyeler üzerinde bazılarında hiç imza olmadığı gibi bazılarında ise sadece imza olup, isim olmadığı,
Rapor içerisinde belirtildiği üzere, kasa evrakı olarak ibraz olunan irsaliye koçanında davacıya teslim edildiğine düzenlenen irsaliyeler üzerinde bazılarında hiç isim ve imza olmadığı, bazılarında ise sadece imza olduğu dolayısıyla malların davalı tarafından teslim edildiğine dair takdir Sayın Mahkemeye ait olacağı…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı tanığı …’nın beyanları tespit edilmiştir.
Davalı tarafın son celse öncesinde, yargılamanın önceki aşamalarında geri almış olduğu yemin metnini yeniden ibraz ettiği ve yemin teklifinde bulunduğu, dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılmamasına yönelik ilkeler, yemin iradesinin kullanılıp geri alınması ile bu hakkın davalı tarafça tüketilmiş olduğu gözetildiğinde işbu talebe cevaz verilemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır.
Huzurdaki davada davacı, dava konusu çeklerin avans olarak verildiğini ve malların teslim edilmediğini ileri sürmüştür. Kural olarak çek bir borcun tediyesi amacıyla düzenlenir. Bu durumda çekin alınacak malların avansı olarak düzenlendiğini davacı taraf kanıtlamalıdır. Bir başka deyişle çekin bedelsizliğine yönelik davalarda kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Ancak somut olayda davalı/ takip borçlusu takibe itiraz dilekçesinde davacıdan alacaklı olduğunu, bakiye borcun ödenmesinin istendiğini ve davacı tarafın bakiye alacaklarını ödemediğini ve malları teslim almadığını beyan ettiği, işbu beyan kapsamında davacının malları teslim almadığı hususunun davalı tarafça ikrar edilmesi karşısında yargılama sırasında davalı tarafın davacı tarafça malların teslim alındığı savunmasının ispata muhtaç kaldığı, ayrıca yargılama sırasında malların teslim alındığı savunmasıyla artık soyut bir ödeme aracı olan çekin somut bir mal satışına dayandığını davalının ikrar etmekle, bu malların davacıya satılıp teslim edildiğini ispat külfetini üzerine aldığı, davalı taraf söz konusu siparişe konu malların davacı şirkete teslim edildiğini belirterek buna ilişkin tanık beyanına ve sevk irsaliyelerine dayanmış ise de bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi sevk irsaliyelerinin ekseriyetinin teslim alan kısmının imzasız olduğu, dinlenen tanık beyanı kapsamında ise sevk irsaliyesi üzerindeki imzanın tanığa ait olmadığının belirlendiği, ikinci tanık listesine itibar edilemeyeceği, davalı tarafın son celse öncesinde, yargılamanın önceki aşamalarında geri almış olduğu yemin metnini yeniden ibraz ettiği ve yemin teklifinde bulunduğu, dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılmasına izin verilemeyeceğine yönelik hukuki ilke ve prensipler, yemin iradesinin kullanılıp geri alınması ile bu hakkın davalı tarafça tüketilmiş olduğu hususları gözetildiğinde işbu talebe cevaz verilemeyeceği, tüm bu nedenlerle davalının üzerine aldığı ispat külfeti gereğince malların davacıya teslimini ispat edemediği anlaşılmakla; davanın kabulü ile, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 19.219,84 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, alacak likit olmakla % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 19.219,84TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 3.843,96TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.312,90TL ilam harcından peşin alınan 313,57TL’nin mahsubu ile bakiye 1.459,98TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 328,25TL peşin harç ve 25,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 353,45-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.306,38TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafça yapılan 750,00TL bilirkişi ücreti, 267,50TL posta masrafı toplam 1.017,50TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2018

Katip e-imza Hakim e-imza