Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1233 E. 2021/368 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/302 Esas
KARAR NO : 2021/346
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2017
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davacı sigorta şirketine … numaralı 15.01.2016-2017 vadeli kasko poliçesi ile saat 14.15 itibari ile, buna karşı davalı sigorta kuruluşuna 11.01.2016-2017 vadeli kasko poliçesi ile saat 11.13 tarihi itibariyle sigorta ettirilmiş olması nedeniyle öncelikle poliçenin davalı yanca tanzim edilmiş olan poliçe olduğunu, aracın 06.09.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile hasar gördüğünü, bu hasar nedeni ile sigortalı … … tarafından davalı şirkete hasarın tazmini için talepte bulunulduğunu, hasardan sonra yapılan poliçe iptalinin gerekçe gösterilerek söz konusu hasar talebinin davalı şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak reddedildiğini, sigortalı … … tarafından … Sigorta AŞnin poliçesinin başlangıcından veya tanziminden sonra müvekkili şirket nezdinde tanzim ettirilen poliçeye istinaden davacı tarafından hasar talebinde bulunulduğunu, bu hasar talebine ilişkin olarak müvekkili şirket nezdinde açılan hasar dosyasının incelenmesi aşamasında davalı şirket tarafından daha önce düzenlenmiş olan poliçeden haberdar olunduğunu, müvekkili şirkete yapılan yanlış bilgilendirmeler nedeni ile davacı nezdinde ilerletilen hasar sürecinin geldiği nokta itibari ile eksper tarafından işlemlerin tamamlanıp tamir onayının verilmesi ve bu bilginin sigortalı ile paylaşılması nedenleriyle kendileri için geridönülmez bir hal aldığını, sigortalının hasarının müvekkilince 31/01/2017 tarihinde 23.997,06 TL olarak ödendiğini, müvekkili şirket tarafından düzenlenen … numaralı poliçenin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen … numaralı poliçenin başlangıcından sonra düzenlendiğini, TTK 1467 uyarınca kazadan dolayı oluşan zararın tanzim etme yükümlülüğünün davalıya ait olduğunu beyanla …. İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı ilamsız icra takip dosyasına karşı yapılan tüm haksız itirazların iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalının talebi üzerine iptal edilen poliçeden kaynaklı tanzim borcu olamayacağını, davacı şirkete ait poliçesini yürürlükte tutmak istediğini ve müvekkili şirkete ait poliçeyi iptal ettirmek istediğini bildirdiğini, bu talep üzerine iptal edilen poliçeye karşı davacı şirketin alacak talebinde bulunmasının hukuki mesnedi bulunmadığını, davacı şirkete ait poliçenin düzenlenme tarihinin 30.12.2015 olduğunu ve bu tarihin kendilerince düzenlenen poliçeden daha önce hazırlanmış olduğunu, müvekkili şirketin poliçe düzenlenmesi tarihinin ise 11.01.2016 tarihi olduğunu, bu durumda önceki poliçenin geçerli olacağını, davacının 30.12.2015 tarihinde poliçeyi düzenlemiş olmasına ve bu düzenlemenin online olarak tramere aktarılmış olmasına rağmen poliçe düzenlenme tarihinin vade başlangıç tarihi olduğunu iddia ettiğini, oysa davacı sigorta şirketinin sorumluluğunun daha önce başlamış olduğunu, TTK m.1467 hükmüne göre çifte sigorta hallerinde ikinci sigortanın geçersiz olduğunu, sigortalı … plakalı araç sahibinin müvekkili şirkete yazılı olarak başvurması neticesinde müvekkili şirketin düzenlemiş olduğu poliçenin iptal edildiğini, araç sahibinin iradesinin müvekkili şirket poliçesinin iptali, poliçenin davacı sigorta şirketinden devam etmesi ve davacı şirketten hasar tazminat alması yönünde olduğunu, diğer yandan talep edilen alacak miktarı ile icra inkar tazminatı talebine de itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle;Davalının poliçesinin daha önce düzenlendiğini, zararın davalı şirketçe karşılanması gerektiğini, alacağın likit olduğunu, belirtmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davacı tarafın sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalı taraftan tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların delilleri, icra dosyası, hasar ve poliçe dosyaları celbedilmiştir.
… İcra Dairesi’nin 2017/… takip sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklının dosyamız davacısı, borçlunun dosyamız davalısı, alacak miktarının 23.997,06 TL asıl alacak olduğu ve % 10,50 avans faizi talep edildiği görülmüştür.
Toplanan delillerle birlikte mahkememiz dosyası bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 09.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“..
Davacının poliçe düzenleme ve vade tarihinin 15.01.2016, bitiş tarihinin ise 15.01.2017, sigortalının … … olduğu, dain-i mürtehin olarak Akbank’ın göründüğü, poliçenin yenileme poliçesi olduğu ve teklifin 09.12.2015 tarihinde saat 12:00 da verildiği,
Davalının poliçe teklif ve düzenleme tarihinin 11.01.2016, vade tarihinin 15.01.2016, bitiş tarihinin ise 15.01.2017, sigorta ettiren ve dain-i mürtehinin … A.Ş olduğu,
Kazanın her iki poliçenin vade tarihlerinde gerçekleştiğini,
Zararı davacı tarafın karşıladığı kanaatinin oluştuğu,
Davalının ödemesine ilişkin bir belge bulunmadığı,
İki poliçe birlikte değerlendirildiğinde, davalı … Sigorta AŞnin yaptığı kasko sigortasının 11.01.2016 tarihinde saat 10.42 de teklif oluşturup, yine aynı tarihte poliçesinin düzenlenerek 15.01.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği, davacı … Sigorta AŞnin yaptığı kasko sigortasının ise 09.12.2015 tarihinde saat 12.00 da teklif oluşturup, poliçenin 15.01.2016 tarihinde düzenlenerek aynı tarihten itibaren yürürlüğe gireceği sonucuna varılabilmektedir. Bir diğer deyişle , dosyaya sunulan iki kasko poliçesine itibar edildiğinde davalı sigorta şirketinin poliçe tarihinin, davacı şirketin poliçe tarihinden daha önce olduğu,
Dava dilekçesi ekinde tramer ekran görüntülerine itibar edilmesi durumunda da davalı şirketin davacı şirketten önce poliçe tanzim ettiğinin görülebildiği,
Davacı şirketin hasar bedeli olarak 23.997,06 TLyi davacı sigorta şirketinin 31.01.2017 tarihinde “… nolu dosya tazminat bedeli” açıklamasıyla onarımın yapıldığı servise gönderdiği ve araç sahibi … …’na Kasko Teslim, İbra ve Temlik Belgesi imzalatıldığı,
Bununla birlikte, fatura ile gösterilmiş olmakla beraber hasar bedelinin davacı şirketçe hazırlatılan hasar raporunda 26.397,06 TL, davalı şirketçe hazırlatılan hasar raporunda ise 9.169,39 TL olarak tespit edilmiş olduğu,
Bu durumda, somut olayda çifte sigorta olgusunun tespit edilebildiği ve şirketlerin karşılıklı taleplerinin değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetine Makine mühendisi ve sigorta bilirkişisi eklenerek yeniden rapor alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 08.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“..
Davacının teklif aşaması ile birlikte poliçe tarihinin önceki tarihli olduğu,
Çifte sigortanın TTK 1467 de yer aldığı ve bu kapsamda davacının talep imkanının bulunmadığı,
Tazminata konu … plakalı, … marka tipi, 19.03.2012 tarihinde trafiğe çıkmış, 2011 model, 06.09.2016 tarihinde, 4 yıl 6 ay 111.647 km kullandıktan sonra kazaya karışmış, sigorta değeri 64.425 TL olan frigofrik kasalı kamyonetin,
Hasar tutarının KDV dahil 24.082 TL olduğu;
Davacı … Sigorta AŞ tarafından onarım yapan … Ltd. Şti.servisine 31.01.2017 tarihinde 23.997,06 TL ödendiği;
Anılan tutarın kaza tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda olduğu,
Davacı sigortanın davalı sigorta kuruluşundan TTK 1467.maddede yer alan düzenleme kapsamında ödediği tazminatı rucuen talep hakkı olmayacağı,
Tarafların icra inkar tazminatı talebine dair değerlendirmenin mahkemeye ait olacağı” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Tarafların beyan ve itirazları incelenmek üzere dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 25.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“..
İlk akdedilen poliçe yönünden;
İlgili sigorta poliçelerine ilişkin primlerin ödenip ödenmediği, ödendi ise hangi tarihlerde ödemenin yapıldığı hususları ile ilgili şirket kayıtlarının derdest dava dosyasına ibrazına ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu,
İkinci poliçe yönünden;
İlgili sigorta poliçelerine ilişkin primlerin ödenip ödenmediği, ödendi ise hangi tarihlerde ödemenin yapıldığı hususları ile ilgili şirket kayıtlarının derdest dava dosyasına ibrazına ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu,
İkinci poliçenin akdedildiği tarihte ilk poliçenin geçerli olduğu görülmüş olup; davacı sigorta kuruluşunun tanzim ettiği teklif tarihinin 09.12.2015 ve teklif saatinin 12.00 olduğu, davalı … Sigorta AŞnin … plakalı araç için 11.01.2016 tarihinde saat 10.42.51 de alınan teklife istinaden uyuşmazlık konusu poliçeyi tanzim ettiği tespit olunmakla;
… Sigorta AŞnin yaptığı kasko sigortasının 11.01.2016 tarihinde saat 10.42.de teklif oluşturup, yine aynı tarihte poliçesinin düzenlenerek 15.01.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, davacı … Sigorta AŞ nin yaptığı kasko sigortasının ise 09.12.2015 tarihinde saat 12.00 de teklif oluşturulup, poliçenin 15.01.2016 tarihinde düzenlenerek aynı tarihten itibaren yürürlüğe girmiş olması nedeniyle davacı sigortacının davalı sigorta kuruluşundan TTK 1467. Maddede yer alan düzenleme kapsamında ödediği tazminatı rucuen talep hakkı olmayacağı yönündeki takdirin mahkemeye ait olduğu ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
TTK 1467. Madde değerinin tamamı sigorta olunan bir menfaatin sonradan aynı rizikolara karşı aynı süreler için istisnalar dışında sigorta ettirilemeyeceğini düzenlemiştir.
Ancak önceki-sonraki sigortacıların onay vermesi, sigorta ettirenin haklarını ikinci sigortacıya devretmesi, sonraki sigortacının önceki sigortacının ödemediği tazminattan sorumlu tutulması hallerinde ikinci sigorta istisnai olarak geçerli sayılacaktır.
Somut olaya bakıldığında; … plakalı araç hem davacı şirkete hem de davalı şirkete vade tarihi 15.01.2016, bitiş tarihi ise 15.01.2017 olacak şekilde sigorta ettirilmiştir.
Bu nedenle asıl uyuşmazlık hangi sigortanın ilk önce hangi sigortanın daha sonra yapıldığı hususundadır. Bir sözleşmenin kurucu unsurları öneri ve kabul beyanlarıdır. Bu anlamda teklif sunulmuş olması henüz sözleşmenin kurulduğu anlamına gelmeyecektir. Poliçelerin incelenmesinde davacının poliçe düzenleme ve vade tarihinin 15.01.2016 olduğu, poliçenin yenileme poliçesi olduğu ve teklifin 09.12.2015 tarihinde saat 12:00 da verildiği, davalının poliçe teklif ve düzenleme tarihinin ise 11.01.2016 olduğu, böylece davalının poliçe tanzim tarihinin daha önce olduğu, yukarıda sayılan istisnalar somut olayda söz konusu olmadığından sonraki poliçeyi yapan davacının sorumluluğunun bulunmadığı, davacının sigortalısına ödediği ve alınan bilirkişi raporlarında da görüldüğü üzere kaza tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine uygun ve kadri maruf olan bedeli davalıdan talep edebileceği anlaşılmakla davanın kabulüne, hasarın miktarı ve alacak likit olmayıp hesaplamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
2-…. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… takip sayılı dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin 23.997,06 TL asıl alacak üzerinden aynı kayıt ve şartlarla devamına,
3-Koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.639,24 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 409,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.229,43 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
5-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 1.800 TL bilirkişi ücreti ile 319,75 TL posta ve yargılama gideri olmak üzere toplam 2.119,75 TL ‘nin , davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
7-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA
8- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
9- Davacı tarafça peşin yatırılan 409,81 TL harç ile 31,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 441,21 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair ;davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda; gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır