Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1079 E. 2018/593 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1079
KARAR NO : 2018/593
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 19/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kazada zarar gören sigortalı … plakalı araç için müvekkil şirkete yapılan müracaat sonucu, 5684 sayılı Kanun’un 22.maddesi uyarınca bağımsız ve uzman eksper tarafından hasarın niteliğinin ve miktarının tespiti için ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, kaza sonucu sigortalı aracın hasarına ilişkin olarak tespit edilen 21.135,00-TL hasar tazminatı, 18/03/2014 tarihinde ödendiğini, bu ödemeyle TTK’nın 1472 maddesi gereği müvekkil şirket sigortalının halefi halinde geldiğini, bu durumda, kazanın gerçekleşmesinde davalılar tam kusurlu olduğundan davalılardan talebin müvekkil şirketçe ödenen 21.135,00-TL’nin 18/03/2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep ettiğini, davalılara yapılan müracaatlardan bir sonuç alınamadığını, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 21.135,00-TL’nin ödeme tarihi olan 18/03/2014’den itibaren işleyecek avans faiziyle, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan kusurları oranında müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı İBBB vekili cevap dilekçesinde özetle; Görev itirazının öncelikle dikkate alınarak davanın görevsizlik sebebiyle reddine karar verilmesini, trafik kazalarında sürücü hataları gözardı edilemeyeceğini, davacının tazminat talepleri fahiş olduğunu, davanın idare açısından reddine karar verilmesini, başkaca cevap verme ve delil sunma hakkı saklı kalmak kaydıyla, haksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve avuk…k ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İnşaat San ve Tic. AŞ vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Hasar bedelinin tahsili talepli olarak açılan iş bu davada her ne kadar husumet müvekkil firmaya yönlendirilmiş ise de; davanın müvekkil firmaya karşı açılması yerinde olmadığını, bu sebeple husumet yokluğu itirazının öncelikle dikkate alınarak müvekkil firmaya husumet düşmediğinin anlaşılması halinde davanın müvekkil firma yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkil firmanın sorumlu tutulabilmesi için meydana gelen zararın, müvekkil firma tarafından üstlenilen işlemler sonucu olarak meydana gelmesi gerektiğini, ancak kazanın meydana gelmesinde müvekkil firmanın bir faaliyeti nedeniyle meydana gelmemiş olması sebebiyle müvekkil firma kazanın oluşmasından sorumlu tutulamayacağını, açıklanan nedenlerle açılan davnaın müvekkil firma açısından reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 22/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kazanın oluş şekli, kaza yerindeki yol durumu, aydınlatma olup olmadığı, yolda ne tür bir çalışma yapıldığı, aracın altını çarptığı sabit engelin türü ve boyutları ile yoldaki konumu gibi hususlarda herhangi bir tutanak ve görgü tanığı beyanı olmadığı için davalıların ayrıca aracın sürücüsü …’nin varsa kusur oranları hakkında mevcut dosya içeriği ile sağlıklı bir değerlendirme yapılmasının mümkün görülmediğini, davacı şirkete kasko poliçesi ile sigortalı araçtaki hasar tutarı olarak 18.559,00-TL’nın uygun görüldüğünü mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 11/12/2015 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı sigorta şirketine sonradan dosyaya eklenen renkli fotoğraflar ile itiraz dilekçesinin incelenmesi sonunda, 22/05/2015 tarihli kök raporda da görüş ve kanaatin değişmesi için bir sebep olmadığını, davacı şirkete sigortalı otobüsün altını vurduğu engelin bulunduğu yer, burada yapılan çalışmanın türü, aydınlatma olup olmadığı, aracın çarptığı engelin konumu ve fiziki boyutları, işaretleme yapıp yapılmadığı gibi hususlarda herhangi bir tutanak, ayrıca tanık beyanı olmadığı için davalılar ile varsa aracın sürücüsünün kusur oranları hakkında bir değerlendirme yapılamayacağı, sadece otobüs sürücüsünün davacı sigorta şirketine verdiği beyan ile kusur değerlendirmesi yapılmasının uygun görülmediğini, otobüsteki hasar tutarının 18.559,00-TL olarak uygun görüldüğünü mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 14/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 22/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen hasar miktarı, değişen/onarılan parçaların yenileme indirim, işçilik bedellerinin heyetçe kadri maruf bulunmak suretiyle 22/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda yer alan bu yöndeki kanaatin şu şekilde geçerli olduğunu;
Hasarlı parçalar tutarı KDV dahil 19.511,00-TL
%20 yenileme indirimi 3.902,00-TL
İşçilik bedeli KDV dahil 2.950,00-TL
___________________________________________
Toplam 18.559,00-TL (KDV dahil)
Bununla beraber belirlenen yenileme indirimi ile ilgili değerlendirmenin Mahkememizin takdirinde olduğunu, aksini ispat eder nitelikte bir belge sunuluncaya kadar, meydana gelen hasarın ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin hasar dosyasındaki sürücü beyanından başka bir bilgi olmadığından ve bu bilginin de değerlendirme yapmak için yetersiz olmasından hareketle varsa kusur durumu ve oranları hakkında dosyada mübrez belgeler ile sağlıklı değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, dolayısı ile önceki raporlarda bu yöndeki kanaatin aynen geçerli olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 16/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Yerinde yapılan incelemede; her ne kadar yer gösterimi olmasa da dava dilekçesi ekinde mübrez olayın meydana geldiği iddia edilen yere ilişkin fotoğraflar da irdelenmek suretiyle ifadelerle de belirtilen mevkideki araç yolunda bahsi geçen teknik olumsuzluğa rastlanmadığı, ancak olay tarihinin 2014 yılında oludğu da nazara alındığında, eğer böyle bir teknik olumsuzluk mevcutsa bile bu tarihe kadar bir şekilde onarılmış olacağının da aşikar olduğunu, dolayısı ile bu konuda bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığını,
Buna ek olarak 14/06/2017 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda belirtilen;
22/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen hasar miktarı, değişen/onarılan parçaların yenileme indirim, işçilik bedellerinin heyetçe kadri maruf bulunmak suretiyle 22/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda yer alan bu yöndeki kanaatin şu şekilde geçerli olduğunu;

Hasarlı parçalar tutarı KDV dahil 19.511,00-TL
%20 yenileme indirimi 3.902,00-TL
İşçilik bedeli KDV dahil 2.950,00-TL
___________________________________________
Toplam 18.559,00-TL (KDV dahil)
Bununla beraber belirlenen yenileme indirimi ile ilgili değerlendirmenin Mahkememizin takdirini olduğunu, aksini ispat eder nitelikte bir belge sunuluncaya kadar, meydana gelen hasarın ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin hasar dosyasındaki sürücü beyanından başka bir bilgi olmadığından ve bu bilginin de değerlendirme yapmak için yetersiz olmasından hareketle varsa kusur durumu ve oranları hakkında dosyada mübrez belgeler ile sağlıklı değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığını, dolayısı ile önceki raporlarda bu yöndeki kanaatin aynen geçerli olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; Davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalılardan tahsili istemli rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı sigorta şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın davalıların tam kusuruyla sebebiyet verdiği iddia edilen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödendiğinden bahisle ödenen bedelin davalılardan rücuen tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporlarında da belirlendiği üzere; Davaya konu kazanın meydana geldiği yerde ne tür bir çalışma yapıldığının belli olmadığı, aracın altını çarptığı beyan edilen künk veya rögar kapağının yolun içindeki yeri, yol yüzeyine göre konumu ve yüksekliği, ebatları, kaza yerinde yol aydınlatması olup olmadığı, yeterli veya yetersiz işaretleme bulunup bulunmadığı gibi hususlarda herhangi bir tespitin dosya kapsamında bulunmadığının belirlendiği, bu kapsamda da davalı … Belediye Başkanlığının işi sahibi olarak, diğer davalı şirketin işin yapımını üstlenen firma olarak ve aracın sürücüsü dava dışı …’ nin kusur durumlarının ve varsa oranlarının belirleme imkanının bulunmadığının mütalaa edildiği, bu kapsamda taraf itirazlarının da değerlendirilmesi hususunda alınan bilirkişi ek raporunda yerinde yapılan incelemede; her ne kadar yer gösterilme olmasa da, dava dilekçesi ekinde mübrez olayın meydana geldiği iddia edilen yere ilişkin fotoğraflar da irdelenmek suretiyle ifadelerde belirtilen mevkide bulunan araç yolunda bahsi geçen teknik olumsuzluğa rastlanmadığı, ancak olay tarihinin 2014 yılında olduğu da nazara alındığında böyle bir teknik olumsuzluk mevcut olduğu düşünülse bile bu tarihe kadar onarılmış olabileceğinin ifade edildiği, davaya konu kaza nedeniyle tarafların kusur durumu ile ilgili bir belirleme yapmanın davacı tarafça dosya kapsamına sunulan delillerle mümkün olmadığı anlaşılmış, bu nedenle davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 360,95-TL harçtan 35,90-TL’in mahsubu ile artan 325,05-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 2.536,20-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/06/2018

Katip Hakim