Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/372 E. 2018/813 K. 19.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/372
KARAR NO : 2018/813

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2013
KARAR TARİHİ : 19/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 16/05/2012 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ile Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) dağıtım şirketi olan müvekkil … A.Ş.’nin bayiliğini yaptığını, 16/05/2012 tarihli LPG ile Çalışan Karayolları Taşıtları için İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesi kapsamında davalı ile ticari ilişki devam ederken EPDK Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Dairesi Başkanlığı’nın İnternet Sitesinde yayınlanan İptal Bildirimine göre, davalı … – …’ün sözleşmenin ifa edildiği istasyonu dava dışı … Limited Şirketi unvanlı şirkete devri nedeni ile lisans sahibi muhatap … – …’ün isteği üzerine 12/09/2013 tarihli … sayılı kararla 08/06/2012 tarih ve … sayılı LPG Otogaz Bayilik Lisansını 12/09/2013 tarihinde sonlandırdığını, davalı ile münakit sözleşmenin 2. Maddesine göre Bayi yasal prosedürleri tamamlayarak yetkili makamlardan çalışma izni, işyeri çalışma ruhsatı ve LPG Otogaz Bayilik lisansını almakla mükellef olduğunu, davalı sözleşmenin asli devamlılık unsurlarından biri olan LPG Otogaz Bayilik lisansını EPDK nezdinde sonlandırması açıkça sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, davalıya gönderilen fesih ihtarını davalının bu davranışı ile sözleşmeyi fiilen ve hukuken uygulanamaz hale getirdiğini, iş bu gerekçelerle davalının sözleşmesini haklı nedenle fesih edildiğini, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmekle ve/veya feshine sebebiyet vermekle müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, bu nedenle davalının Bayilik sözleşmesinin 32. Maddesine göre müvekkilinin uğradığı müspet zararı tazmin etmek durumunda olduğunu, davalının bayiliğe devam ettiği süre boyunca LPG satışına devam ettiğini ve müvekkilinin de bu satışlardan kar elde ettiğini, bu nedenle sözleşmenin olağan şartlar altında devam etseydi davalının LPG satışlarına devam edeceğini ve müvekkilinin de kar etmeye devam edeceğini, sözleşmenin süresinden önce davalının kusuru ile sona ermiş olması sebebiyle müvekkilinin bu kardan mahrum kaldığını, davalının satış rakamlarının müvekkil ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesiyle tespit edilmesini, müvekkilin LPG alış ve davalıya LPG satış fiyatları ekli faturalarda görüldüğünü, davalının satışları ile birlikte değerlendirilerek müvekkilinin uğradığı kar mahrumiyetinin yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesini, davalı tarafın sözleşmenin 33. Maddesine göre sözleşmeye aykırı davranışlarıyla sözleşmeyi feshettiğinden cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, cezai şart hesabının bayinin LPG alımı yaptığı dönemde LPG alımının en yüksek olduğu aydaki LPG miktarının fesih tarihlerindeki perakende satış fiyatı ile çarpımıyla hesaplandığını, yapılacak bilirkişi incelemesi ile davalının LPG alımı yaptığı dönemde aldığı en yüksek LPG miktarının tespiti ile ekte sunulan perakende satış fiyatları göz önüne alınarak cezai şart miktarının tespit edilmesini, bayilik sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şartın ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olduğunu ve hem müspet zarar (kar mahrumiyeti) hem de cezai şartın aynı anda talep edilebildiğini, davalının imzalamış olduğu bayilik sözleşmesine ek protokolde davalıya 10 m3 Toprak altı LPG stok tankı ariyet olarak teslim edildiğini, davalı tarafın sözleşme sona ermesine rağmen nezdinde bulunan ariyet malzemenin davalı taraftan müvekkil şirkete iade edilmediğini, davalı tarafın iade edilmeyen ariyet malzemelerden dolayı tankın bedelini işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkil … A.Ş.’ye ödemesi gerektiğini, ayrıca fesih ihtarnamesinin davalı tarafça tebellüğü tarihinden itibaren her iki tarafın da tacir olması sebebiyle müvekkil şirketin alacağına avans faiz oranı üzerinden faiz işletilmesini, sözleşmeden kaynaklanan diğer talep haklarının saklı kalmak kaydıyla dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça mahkememize cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasındaki 16/05/2012 tarihli bayilik sözleşmesinin davacı tarafça haklı sebeple feshine dayalı cezai şart, kar mahrumiyeti ve ariyet verilen mallara ilişkin alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından 16/05/2012 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi, … Noterliği’nin 07/10/2013 tarihli ihtarname suretinin ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali bilirkişi …, akaryakıt uzmanı-sektör bilirkişi … ve hukukçu bilirkişi … marifetleriyle hazırlanan 01/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Taraflar arasında 16/05/2012 tarihli ve 5 yıl süreli LPG Bayilik Sözleşmesi akdedildiğinin görüldüğünü, davalı tarafından Bayilik Sözleşmesi’nin süresi içerisinde, EPDK’ya müracaat edilerek kendi talebi doğrultusunda davacı adına mevcut Bayilik Lisansı’nın 12/09/2013 tarihli ve … sayılı kararla, 12/09/2013 tarihinde sonlandırdığını, 2307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu 3. Maddesine göre lisansız bayilik faaliyet yürütülmesinin imaknı bulunmadığını, davalının kendi talebi doğrultusunda Kurul Kararı ile davacının Dağıtım şirket olarak bulunduğu Bayilik Lisansı’nın iptali neticesinde dava konusu akdin hukuken ifa edilemsi imkanının kalmadığını, böyle bir durumda sözleşmenin kusurlu olarak ifası nedeniyle talepte bulunabilecek iken davacı tarafından bunun yerine davalının kusurlu eylemi neticesinde akdin feshi yolunun seçildiğini, ilgili mevzuat kapsamında akdin ifası imaknı kalmadığından davacının feshinin haklı olduğu kanaatine varıldığını, taraflar arasında imzalanan LPG Bayilik Sözleşmesi’nin, her iki tarafa karşılıklı hak ve yükümlülükler getiren tam iki taraflı bir sözleşme olduğunu, tarafların bu nitelikteki sözleşmelerinin herhangi bir haklı gerekçe göstermeden ifa etmemesi ve haklı bir neden olmaksızın süresinden önce tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetmesinin mümkün olmadığını, ayrıca T.T.K. Ve B.K. 160-108 hükümleri ile yerleşmiş Yargıtay İçtihatları gereğince haklı bir neden olmaksızın sözleşmenin ifa edilmemesinin mümkün olmadığını, bu tür bir eylem içerisinde olunması ve sözleşmenin hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi halinde diğer tarafın, sözleşme ve sözleşmenin uygulanmamasından doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarını talep etme hakkına sahip olduğunu, davacı şirketin LPG Bayilik Sözleşmesi’nin ifa edilmesinin imkansız hale getirilmesi nedeniyle sözleşmeyi haklı olarak feshettiğinin kabulü halinde, sözleşmenin 32. Maddesi uyarınca fesihle birlikte mahrum kalınan kar talep edilebileceği kararlaştırıldığından davacı tarafından mahrum kalınan kar c talep edilcebileceği kanatine varıldığını, yerleşik Yargıtay içtihatları ve doktrindeki yerleşik görüşlere göre, ilgili sözleşme hükmünde taraflarca, davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle davacının sözleşmeyi feshetmesi halinde davacının sözleşme süresi sonuna kadarki dönem için mahrum kaldığı karı talep edebileceği kararlaştırıldığından fesih tarihinden sözleşme süresi sonuna kadarki dönem için davacının mahrum kaldığı karı talep edebileceği kanatine varıldığını, davacının talabinin kabulüne karar verilmesi halinde davacının mahrum kaldığı kar tutarının hesaplanabilmesi için davacı …ş. Tarafından dönemler(aylar) itibariyle davalının almayı taahhüt ettiği LPG miktarı (ton) davalının sözleşme süresinde aldığı LPG(ton) ve sözleşmenin başlangıcından fesih tarihine kadar davacının davalıya hitaben düzenlediği tüm faturaların dosyaya ibrazının gerekli olduğunu, taraflar arasındaki dava konusu sözleşmenin 33. Maddesinde davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedneiyle sözleşmenin feshine neden olması halinde davacıdan alım yapacağı dönem içinde LPG alımının en yüksek olduğu aydaki LPG miktarının fesih tarihindeki perakende satış fiyatı ile çarpımı sonucu bulunacak bedeli cezai şart olarak ödemesi gerektiğini, bu doğrultuda cezai şart hesabının yapılabilmesi için ay ay alım miktarlarını gösteren davacı kaşe imzalı listenin dosyaya ibraz edilmesi gerektiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde davalıya ariyeten verilen malzemenin sözleşmenin feshinden sonra iade edilmediği ve taraflar arasında düzenlenen ek protokol uyarınca iadesi gerektiği belirtilmişse de dosya kapsamında böyle bir ek protokole rastlanmadığını, ayrıca davacının delil listesinde de ilgili protokolden bahsedilmediğini, yalnız bayilik sözleşmesi’nin 26. Maddesinde sözleşmenin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde ariyeten teslim edilecek malzeme ve teçhizatın 7 gün içerisinde teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, bu kapsamda ilgili ariyet verilen malzeme bedel ve değerlerine ilişkin dosyada belge ve bilgi bulunmadığından ariyete verilen malzemelerin faturalarının ve ek protokolün dosyaya ibraz edilmesi gerektiğini, sonuç olarak detaylı olarak açıklanan belgelerin ibrazı halinde denetime elverişli ve bilimsel verilere uygun rapor düzenlenebileceğini…” mütalaa etmişlerdir.
Anılı bilirkişiler marifeti ile hazırlanan 24/06/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda yeniden önceki raporda belirtilen gerekli belgelerin eksik olduğu mütalaa edilmiştir.
Bunun üzerine davacı vekili tarafından davalının almayı taahhüt ettiği LPG miktarı ile sözleşme süresinde aldığı LPG miktarlarını gösterir belgeler, sözleşmenin başlangıcından fesih tarihine kadar davalıya düzenlenen faturalar, ay- ay alım miktarlarını gösterir liste, ariyet verilen mallara ilişkin protokolün ibraz edildiği görülmüştür.
Davacı vekiline mahkememiz ara kararı gereğince fesih ihtarnamesinin tebliğ şerhi ile davalının LPG otogaz bayilik lisansını sonlandırdığını gösterir iptal bildirim örneklerinin ibrazı için süre verilmiş, davacı vekili tarafından bildirim örneklerinin ibraz edildiği, davacının keşide ettiği ihtarnamenin iade edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen anılı bilirkişiler marifetleriyle hazırlanan 10/10/2017 tarihli ikinci ek bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı …Ş. Tarafından dönemler aylar itibariyle davalının almayı taahhüt ettiği LPG miktarı(ton), davalının sözleşme süresinde aldığı LPG(ton) ve sözleşmenin başlangıcından fesih tarihine kadar davacının davalıya hitaben düzenlediği tüm faturaların dosyaya ibrazının gerektiği teknik bilirkişi tarafından belirtilmiş olduğunu, dosyaya davacı vekili tarafından ay ay alımları gösterir liste, faturalar ile ek protokolün sunulduğunun görüldüğünü, makul süre olarak değerlendirilen 6 aylık süre için davacının sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca talep edebileceği kar mahrumiyetinin hesaplandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği tarihten önceki 2 yılda davacı şirket Faaliyet Karlılığı verilerinin tablo şeklinde sunduklarını, davacı şirketçe ton başına elde edildiği belirtilen 255,00 TL’lik brüt satış karının tabloda da aktarıldığı üzere 3 yıllık brüt satış karlılığı verileriyle karşılaştırmalı olarak irdelendiğini, raporlanan ortalama brüt satış karlılığı oranlarını temsil ettiği sonucuna varıldığını, davacının mahrum kaldığı kar tutarının 26.497,27 TL olarak hesaplandığını, davacı tarafın sunduğu belgelere göre en yüksek alım yaptığı ayda 48.757,79 kg (48,75 ton) mal aldığı görüldüğünden davacının isteyebileceği cezai şart tutarının 2,78 ton * 3.253,29=9.044,14 TL olarak hesaplandığını, ek protokolde davalı şirkete 1 adet 10 m3 toprak altı LPG stok tankı (4.850,00 EUR) ve 1 adet fiyat panosu (1.500,00 EUR) olmak üzere toplam 7.275,00 EUR tutarında ariyet verdiği görüldüğünden davacının dava tarihinden itibaren bu tutarı TCMB’nin 1 yıllık EUR mevduata fiilen uyguladığı faiz oranlarını aşmamak kaydı ile faiz isteminin mümkün bulunduğunu, ayrıca sözleşmenin 216. Maddesine göre bayinin malzeme ve teçhizatları geç teslimi halinde …’a ayrıca bu durumun tespit edileceği gün sayısı için günlük 150,00 EUR gecikme tazminatı ödeyeceği kararlaştırıldığından davacının dava tarihinden ariyet verilen malların teslim edildiği tarihe kadar günlük 150,00 EUR gecikme tazminatı isteyebileceği…” mütalaa edilmiştir.
Taraflar arasında imza altına alınan bayilik sözleşmesi ve protokoller davalı tarafa isticvap mahiyetinde tebliğ edilmiş ancak; davalı taraf isticvap edileceği duruşmada hazır bulunmamıştır. HMK’nın 171.maddesi gereğince sözleşme ve protokol içerikleri bu nedenle davalı tarafça kabul edilmiş sayılmıştır.
Huzurdaki davada; taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince bayilik ilişkisi bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davalının bayilik lisansını sonlandırıp sonlandırmadığı, davacının fesih iradesinin haklı olup olmadığı ve neticeten davacının mahrum kalınan kar, cezai şart ve ariyeten verilen mallarla ilgili maddi taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davalı tarafından sözleşmenin geçerli olduğu süre içerisinde, EPDK’ya müracaat edilerek kendi talebi doğrultusunda davacı adına mevcut bayilik lisansının 12/09/2013 tarihli ve … sayılı kararla, 12/09/2013 tarihinde sonlandırıldığı, 2307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu 3. maddesine göre lisanssız bayilik faaliyetinin yürütülmesinin mümkün olmadığı, bu hali ile akdin hukuken ifa edilme imkanının kalmaması nedeni ile davacının fesih iradesinin haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyada mübrez raporlarla tetkik edildiği üzere davacı vekili tarafından ibraz edilen ay ay alımları gösterir liste, faturalar, ek protokollerin irdelenmesi sureti ile yeni bir bayilik ilişkisinin tesisi için gerekli makul süre olarak değerlendirilen 6 aylık süre için davacının sözleşme uyarınca talep edebileceği kar mahrumiyetinin hesaplandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği tarihten önceki 2 yılda davacı şirket faaliyet karlılığı verilerinin tablo şeklinde sunulduğu, davacı şirketçe ton başına elde edildiği belirtilen 255,00TL’lik brüt satış karının tabloda da aktarıldığı üzere 3 yıllık brüt satış karlılığı verileriyle karşılaştırmalı olarak irdelendiği, raporlanan ortalama brüt satış karlılığı oranlarını temsil ettiği sonucuna varıldığı, davacının mahrum kaldığı kar tutarının 26.497,27-TL olarak hesaplandığı, davacı tarafın sunduğu belgelere göre en yüksek alım yaptığı ayda 48.757,79 kg (48,75 ton) mal aldığı görüldüğünden davacının isteyebileceği cezai şart tutarının 2,78 ton * 3.253,29=9.044,14-TL olarak hesaplandığı, tespit edilen cezai şart miktarı itibari ile davalının ekonomik olarak mahvına neden olacak derecede yüksek bulunmadığı, neticeten davacının anılı alacak taleplerinde haklı bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi raporunda her ne kadar ek protokolde davalı şirkete 1 adet 10 m3 toprak altı LPG stok tankı (4.850,00 EUR) ve 1 adet fiyat panosu (1.500,00 EUR) olmak üzere toplam 7.275,00 EUR tutarında ariyet verildiği belirtilmiş ise de HMK’nın 26. maddesi kapsamında ”Taleple bağlılık ” kuralı gereğince dava dilekçesinde yalnızca 1 adet 10 m3 toprak altı LPG tankına yönelik ariyet talebi mevcut olmakla talep aşılamayacağından 1 adet fiyat panosu ile ilgili bilirkişi tespiti hüküm dışında bırakılmıştır.
Yargılama kapsamında davacı şirket her ne kadar 26.497,27-TL kar mahrumiyeti, 9.044,14-TL cezai şart ve 4.850 Euro ariyet bedeli yönünden haklı bulunmuş ise de davanın kısmi dava olarak ikame edilmesi ve davacı yanın davasını ıslah etmemesi nedeni ile davanın kabulü ile davacı yararına 7.500-TL kar mahrumiyeti ve 7.500-TL cezai şart ve 1.000-TL ariyet bedeli olmak üzere neticeten 16.000-TL’nin ihtarnamenin davalı tarafa tebliğ edilememesi nedeni ile temerrütün dava tarihi itibari başladığı gözetilerek dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacı yanın kısmi davasının KABULÜ ile;
7.500-TL kar mahrumiyeti, 7.500-TL cezai şart, 1.000-TL LPG 10 m3 toprak altı stok tankına ilişkin ariyet bedeli olmak üzere neticeten 16.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınan 273,25 TL peşin harçtan, alınması gereken 1.092,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 819,71 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan başvuru harcının tamamı ve diğer harç, bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 1.742,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine,
6-Hükümden sonra, gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine, 2 (iki) adet tebligat giderinin davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına; bu giderlerin yapılması durumunda 28,00 TL giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/09/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza