Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/295 E. 2020/631 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/295 Esas
KARAR NO : 2020/631

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2013
KARAR TARİHİ : 08/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketlerin TMSF’ye devredilmiş olan …, … ve diğer bankalara asil ve müteselsil kefaletler nedeniyle borçlarının bulunduğunu, bu borçların Kalsın grubu şirketleri tarafından kullanılarak, büyük bir kısmının ödendiğini, ancak grup şirketi olan … A.Ş’nin Renault bayiliğini sürdürürken, … A.Ş.’nin bayilik sözleşmesini 28 Şubat süreci nedeni ile iptal etmesi ile müvekkili şirketlerin faaliyet gösteremez hale geldiği ve bakiye borçlarını ödeyemediklerini, TMSF’nin belli bir süre geçtikten sonra müvekkil şirketlerin fona intikal eden bankalara olan alacaklarının tamamının, …A.Ş’nin; … A.Ş. … TMSF arşiv nolu, … A.Ş. … TMSF arşiv nolu, … A.Ş. … TMSF arşiv nolu,… A.Ş. … TMSF arşiv nolu sözleşmelerle, …Tic. A.Ş.’n in; …A.Ş. …TMSF arşiv nolu,…A.Ş.’nin;…A.Ş. …TMSF arşiv nolu kredi alacağı temlik sözleşmesi ile davalılardan … A.Ş.’ye temlik edildiğini, varlık şirketinin, davacı şirket ve kefillerin borçlarından dolayı haciz ve diğer İşlemlerin yanında teminat olarak verilmiş bulunan ipotekli taşınmazları satışa çıkarıldığı, bir çok hukuki işlemler yapıldığını, varlık şirketinin yaptığı bu işlemler sonucunda müvekkili şirketler ve kefillerin çok zor duruma düştüklerini, bazılarının karşılıksız çek nedeni ile hapse girdiklerini, milletvekili maaşına haciz konulduğunu, maaşın 1/2 sinin hukuka aykırı olarak kesildiğini, milletvekili olan müvekkilinin ev eşyalarının kaldırıldığını, müvekkili şirketlerin bir çoğunun yönetim kurulu üyesi ve başkanı olan …’ın müvekkili şirket yetkilisinin, bu borçların ödenmesi ile ilgili olarak varlık şirketine sözlü olarak yaptıkları ödeme planı ve borçların kapatılması için ödenmesi gereken toplam miktar hakkında şirket yetkilileri ile protokol imzalamak üzere randevu beklerken (TMSF yönetimine yazılı başvuruların cevaplan beklenirken) ve icra dosyasına yapılan talep doğrultusunda temlik sözleşme şartlarının yerine gelmediği nedeni ile kesinlikle temlik işleminin yapılamayacağı yönünde icra dosyasına cevap verilmişken, davalı varlık şirketinin, borçlu olan…tarafından borç ödenmesine rağmen (Bu şahsın şirkete ait ve diğer müteselsil kefillere ait taşınmazları ele geçirmek adına yapmış olduğu borç ödemesini üçüncü kişi tarafından ödenmiş gibi göstermek suretiyle) TMSF’den temlik alınan tüm temlik alacakları nedeni ile başlatılmış bulunan tüm icra takip ve davalarının, diğer davalılar … ve … A.Ş.’ye temlik edildiğini, bu temlik işlemlerinin aşağıda gösterildiği şekilde gerçekleştiğini … yönetiminin, …A.Ş…. TMSF arşiv nolu alacağı İlk olarak 12.07.2007 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile… A.Ş.’ye temlik ettiği, …A.Ş.’nin de bu alacağı 22.06.2009 tarihinde …’ya temlik ettiği, yine …’nin yukarıda temlik edilen alacak dahil olarak TMSF’nin devretmiş olduğu tüm alacaklarının 14.08.2008 tarihli alacak satış sözleşmesi ile …’ya 23 taksit üzerinden 275.000,00 TL bedel karşılığında, tüm asıl alacak ve ferileri ile birlikte yasalara aykırı olarak ödeme miktarı dışındaki alacakları da temlik ettiğini, temlik aşamasında, …’nin …’dan yetkilisi olmadığı şirketler ile alakalı olarak 16.08.2008 tarihli muvafakatname alarak yaptığını, bu yasa dışı işlem nedeni ile ilgili olarak yapılan şikayet neticesinde ceza davası açıldığı, yazılan müzekkereye davalı şirket vekili tarafından 18.03.2009 tarihli dilekçe ile …’nın temlik sözleşmesi hükümlerini yerine getirmediğinden alacak temlik edilmemişti şeklinde cevap verildiğini, TMSF fon başkan yardımcısı…’ın en sonunda 30.04.2009 tarihli yazı ile ileride yaşanabilecek bir ihtilafa sebebiyet verilmemesi bakımından …’ın dilekçesinde belirtilen hususların yeniden incelenmesi sureti ile … alacaklarının …’ya temlik İşlemini kapsayan 14.08.2008 tarihli alacak temlik sözleşmesinin feshedilerek söz konusu alacakların şirketinizce geri temlik alınması ile konu hakkında taraflarına ivedilikle bilgi verilmesi şeklinde yazı yazılmasına rağmen, … yöneticileri tarafından temlik işleminin temlik harcı ödenmeksizin hukuka aykırı olarak yapıldığını, …’ın kredi sözleşmesinden doğan alacağını, hem … hem de…A.Ş’den temlik alan …’nın bu taşınmazı satarak paraya çevirip, bu ipotek nedeni ile 73.000,00 TL tahsilat yaptığı, borçlu …’ın milletvekili maaşından milletvekilliği sona erene dek kesinti yapılarak dosyadan tahsilat yapıldığını, bunun yanında, … A.Ş.’nin el değiştirdiğini ve yeni yönetimin eski yönetimin hukuka aykırı işlemini iptal etmemekle beraber, müvekkilince ödenen bedelin …’dan tahsilatı yönüne gidip, bu husus ile alakalı olarak davanın devam ettiğini, …’nin bu işlemi temlik alan kişinin tebligata yarar adresi olmadığı nedeni ile aradan yıllar geçtikten sonra işleme başlanabildiğini, … Yönetim tarafından yapılan her iki temlik işlemlerinin geçersiz olduğunu, her iki temlikin öncelikle muvazaa nedeni ile geçersiz olduğunu, …’nin bir alacağı iki kez temlik ettiğini, … Mak. San. A.Ş’nin … şirketlerinden olduğu, dosya borçlusu…’ın…A.Ş/nin ortağı olduğu, dosya borçlusu … ve …’un ellerinde tuttukları grubun çalışan iki şirketi tarafından elde edilen gelirle yapıldığını, davalı alacaklı varlık şirketinin borçlu …’ın borcu ödediğini ve onun hem borçlu, hem de …A.Ş/nin ortağı olduğunu bildiğini, davalı alacaklı varlık şirketinin, …A.Ş. ve … A.Ş.’nin Kalsın grubu şirketleri olduğunu çok iyi bildiğini, bu nedenle temliklerin geçersiz olduğunu,… tarafından …’ya yapılan temlik işleminde sözleşme ve hukuka aykırı bulunan yönlerinde ilk olarak, alacağın belli miktarda ödenmesi ve ödemelerin tamamlandığında temliki hususunda müvekkille anlaşmaya varılmasına rağmen, daha sonra bir başkası île anlaşılarak temlik yapılmış olması, …’ya yapılan temlikte, temlik bedelinden müvekkiller için 3. bir şahsın verdiği nakit ve çeklerden 75.000,00 TL’sinin …ödeme yapmışçasına düşülmesi ve özellikle temlikin peşinatı olarak, 31.07.2008 tarihli 25.000,00 TL bedelli müvekkil adına 3. şahıs durumunda olan …’ın yaptığı ödemenin kabul edilmesi olduğunu, TMSF’ye müvekkilince yapılan başvurudan sonra TMSF ve… tarafından müvekkil oyalanırken, temlik taksitlerini süresinde yatıramayan …’nın vadesi gelmemiş taksitleri de 6 gün içerisinde ödemesi / ödettirilmesi olduğu ( …’a ulaşılarak tamamlattırıldığı ), … avukatının İstanbul … İcra müdürlüğüne 18.03.2009 tarihli yazılı dilekçesi ile …temlik sözleşmesini yapılmayacağı yönündeki beyanı, …tarafından, …’ya temlikin borçluların muvafakati ile yapıldığı denilen 13.08.2008 tarihli muvafakatnamenin şahıs imzası dışında yer altındaki imzanın şirketleri 2003 yılından beri temsil ve imzalamanın hiçbir şekilde yetkili olmayan kişilerce imzalanmış olması ve …’nin bunun bilerek kabul etmesi, 13.08.2008 tarihli muvafakatname tüm borçluları kapsamadığından, … ile TMSF arasındaki 14.09.2007 tarihli ek sözleşmeye aykırı olarak gerçekleştirilmiş olması, yapılan temlikle …’ya hakkın kötüye kullanılmasına ve … ailesinin mal varlığı üzerinde ikincil bir piyasa oluşturarak baskı ve yok etme hakkı verilmesini, temlik alan…’nın Türkiye’de ikameti olmadan temliğin yapılmasını, temlik alanın temerrüde düştüğü, temlikin yapılamayacağı hususunda yetkili vekilleri tarafından resmi mercilerde başvuruda bulunulmasına rağmen, temlikin… yetkililerince yapılmış olması, muvazaanın olması, …’nın ödeme yapacak güçte olmaması, temlik ödemelerinin …ve …’un çalışanınca ödenmesi,… ‘ün alacağını…ve …’ın ortağı olduğu…A.Ş.’ye temlik etmesi, …A.Ş.’nin temlik ettiği alacağın paraya çevrilmesinde temsil eden vekilin aynı zamanda …’nın vekili olması, işlemlerin… yetkili / vekilleri, …, …, … ve …dairesinde birlikte devam ettirilmesi olduğunu, temlik sözleşmesinin taraflar arasında akdedildiğini, ancak bu sözleşmenin noterde aslına uygun olduğu şeklinde Beşiktaş… Noterliğine, 29.04.2009 tarih, … yevmiye ile tasdik ettirilip, bu tasdikli suretten çekilen fotokopinin tekrar aynı noterden 04.06.2009 tarih ve …yevmiye nosu ile tasdik ettirilip, bu asıl kaşeli suretin icra dosyasına ibraz edildiği, icra müdürlüğünün alacağın temliki sözleşmesinin noterde düzenlendiğini zannederek, icra dosyasına yapılan temlikten temlik harcını almadan temliki kabul ettiği, kamudan harç kaçırıldığı, temlik miktarı kadar bankaya ödeme yapılmadığı ve 213 sayılı Vergi usul kanununun mükerrer 257. Maddesinin 1. Fıkrasına aykırılık nedeni ile geçersiz olduğunu, bu nedenlerle, öncelikte …Yönetimi tarafından diğer davalılara yapılmış olan icra takip ve davaları üzerine teminatsız olarak tedbir konulmasına, müvekkillerin TMSF’ye devredilen bankalara olan borçları nedeni ile TMSF tarafından …A.Ş.’ye temliki yapılmış alacakların, bu davalı şirketçe diğer davalılara yapılmış olan 275.000,00 TL (bu tutarın İçerisinde önceden yapılan 73.000,00 TL) temlik İşlemlerinin / sözleşmesinin yasalara aykırılık, muvazaa ve diğer nedenler nedeni ile iptaline, müvekkillerin şirketin davacı … A.Ş.’ye ve diğer davalılara borcunu ödemiş olduğu nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, …A.Ş.’nin temlik işleminden sonra, temlik alan diğer davalıların temlik dosyalarından yapmış oldukları tahsilatların istirdadına, TMSF ve fona devredilen bankalarca müvekkiller hakkında başlatılmış bulunan dava ve takipler nedeniyle müvekkil şirket ve şahısların taşınmazları üzerindeki ipoteklerin ve konulmuş tüm hacizlerin kaldırılarak, masraf ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacıların, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan temlik sözleşmesinin muvazaalı olduğuna dair iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 12.07.2007 tarihinde söz konusu alacağa ilişkin temlik sözleşmesi imzalanıp, davalı şirket icra takibine konu alacağına, müvekkili şirkete temlik ettiği, söz konusu temlik işlemi, icra dosyasına bildirilip incelendiğinde harcının da müvekkilince yatırıldığını, icra dosyası incelendiğinde bu hususun açıkça görüleceği, bununla birlikte, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan temlik sözleşmesine konu alacak, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ödenmiş olup, müvekkilince buna ilişkin ödeme belgesinin mahkemeye sunulacağı, bu nedenle temlikin geçersiz olduğu iddiasının yerinde olmadığını, davacıların, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki temlik sözleşmesinin muvazaalı olduğuna ilişkin iddialarını, ancak yazılı delil ile kanıtlamaları gerektiğini, davacıların, davalı şirkete olan borcun ödendiği iddialarını, İİK’nun 71. Maddesi uyarınca, noterden tasdikli ya da imzası ikrar edilmiş bir belge ile İspat etmesi gerektiğini, davacıların dava dilekçesinde, davaya konu icra takibine ilişkin borcun davalı şirkete ödendiğini iddia etmesine rağmen, Mahkemeye söz konusu ödemelere ilişkin hiçbir yazılı belge sunmadıklarını, davacıların davaya konu icra takibine ilişkin borcun ödenmiş olduğuna dair iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, yerleşik Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, müvekkili şirket ile davalılardan …arasında temlik sözleşmesi akdedildiğini, ancak …’nın iş bu sözleşme kapsamında müvekkili şirkete olan borçlarını ödememiş olup, müvekkili şirketin…’dan alacaklı olduğu, müvekkilince Beyoğlu … Noterliğinin, 13.01.2014 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile temlik sözleşmesi kapsamında, müvekkile ödemekle yükümlü alacaklarının tahsili amacı ile ihtarname keşide edilmiş olup, ihtara henüz cevap verilmediğini, öte yandan, bir an için …’nın iş bu temlik bedelini ödememiş olması sebebi ile söz konusu temlik sözleşmesinin muvazaalı olduğu düşünülse dahi, müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki temlik sözleşmesi kapsamında yapılan ödemelerin mevcudiyeti karşısında, davacıların muvazaa iddialarının mesnetsiz kaldığı ve iş bu temlik sözleşmelerinin de geçersizliğinden bahsedilemeyeceğini, bu nedenle, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin TMSF’den 23.09.2005 tarihli hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi kapsamında, …A.Ş., …A.Ş., … A.Ş., …A.Ş. ve … – …’ın gayrinakdi riskleri ve ihracat taahhütlerinden kaynaklanan müeyyideleri haricinde, sadece nakit risklerini TMSF ile müvekkili şirket arasında akdedilen alacak temlik sözleşmesi ile devir ve temlik aldığını, müvekkili şirketin, diğer davalı … ile 14.08.2008 tarihli alacak satış sözleşmesi yaptığını, bu sözleşme ile diğer davalı …’nın belirlenen vadelerde 275.000,00 TL ödemesi halinde kredi dosyalarının temlik edileceğinin düzenlendiğini, bu kapsamda müvekkilince 275.000,00 TL tahsilat yapıldığı öngörüsü ile 27.04.2009 tarihli alacak temlik sözleşmesinin yapıldığını, davaya konu kredi dosyalarının alacaklısının diğer davalı … olup, bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğu ve müvekkil aleyhine açılan menfi tespit davasının dayanağının olmadığını, temlik işlemi için borçlunun rızasına gerek olmadığını, davacıların, müvekkili şirkete borcun tasfiyesine veya temlikine ilişkin başvurusunun olmadığını, TMSF Denetim daire başkanlığı tarafından müvekkili şirket ile…arasında akdedilen alacağın temliki sözleşmesine ilişkin hazırlanan 18/03/2010 tarih ve R – 2 sayılı raporda, alacağın temliki sözleşmesinin geçerli olduğu, fakat temlik bedelinin eksik tahsil edildiğinin bildirildiği, rapor doğrultusunda eksik ödenen 76.250,00 TL’nin faizi ile birlikte yasal yollara müracaat edilmiş olup, müvekkil şirket ile … arasındaki İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı itirazın iptali davasının devam ettiğini, müvekkili şirket temlik tarihi İtibariyle harçtan muaf olup, müvekkili şirket ile diğer davalı …A.Ş. arasında her hangi bir ticari ilişkinin olmadığını, bu nedenle, müvekkil açısından davanın husumetten reddine, müvekkili şirket ile diğer davalı … A.Ş. arasındaki ilişkinin açıklanarak, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesi w talep ve beyanlarında bulunduğu görülmüştür.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler …, …, … tarafından düzenlenen 18.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda;
“Ayrıntıları yukarıda verilen incelemelerden sonuç olarak: nihai karar deliller ile doğrudan temas eden Yüce Mahkemenize ait olmak üzere;
1.) … tarafından …’den alınan temlik bedeli olarak ( temlik sözleşmesine göre ) 275.000,00 TL ödemesi gerekirken, TMSF’den alınan yazıya göre … tarafından toplam 120.000,00 TL ödeme yapıldığı görüldüğünden ve …nın ödeme planına göre ( 275.000,00 – 120.000,00 ) = 155.000,00 TL daha… A.Ş.’ye borcu kaldığından ve her ne kadar…A.Ş. tarafından huzurdaki davaya karşı sunulan cevap dilekçesinde eksik ödenen tutarın 76.250,00 TL olduğu ve bu konuda dava açıldığı ve davanın halen devam ettiği beyan edilse de, geriye kalan ( 155.000,00 – 76.250,00 ) = 78.750,00 TL tutar İle ilgili dava açılıp açılmadığı ile ilgili dosyada belge ve bilgi bulunmadığı görüldüğünden ve … A.Ş. vekili tarafından İstanbul … İcra müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasına sunulan 18.03.2009 tarihli yazısında, …tarafından sözleşmeye uygun ödeme yapılmadığı için alacağın …’ya temlik edilmeyeceği beyanı kabul edildiğinden ve davalıların huzurdaki davada 14.08.2008 tarihli (…Yönetim A.Ş. İle … arasındaki temlik sözleşmesi) temlik sözleşmesine dayandığından ve davacıların borcunun bulunduğu ile ilgili dosya kapsamında belge ve bilgi bulunmadığından, temlik işleminin geçersiz olup olmadığı ve delillerin takdiri ve bu delillerin hukuki yorumu tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, davacıların huzurdaki davada borçlarının bulunmadığının söylenebileceği,
2.Ayrıca davacının dava dilekçesinin sonuç kısmındaki talepleri hukuki değerlendirmeler de içerdiğinden, heyetimize temlik konusunda uzman bilirkişinin dahil edilip edilmeyeceği konusunda takdir ve yorumun Sayın Mahkemenize ait olduğu,
3.Tarafların masraf, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin, Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler …, … ve…tarafından düzenlenen 25/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda;
“Yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda;
1-) TMSF den devir alınan alacakların, … tarafından …A.Ş’ne 73.000,-TL’na ve …’ya 275.000,-TL na devir ve Temlik edilmeleri aşamalarında;
1/1-) …AŞ ne yapılan 73.000,-TL lik Temlik işleminde; işlemin … AŞ’nin ortağı ve yönetim Kurulu üyesi (aynı zamanda – davaya konu borç işlemlerinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil konumunda olan – Muharip …’ın …AŞ’ne vermiş olduğu talimatlara istinaden yapıldığı,
1/2-)… tarafından … ye temlik bedeli 73.000,-TL’nin ödemesi ile taraflar arasında Alacağın Temliki Sözleşmesi’nin imzalandığı, ANCAK; (davacıların kendi şirketlerini ve mal varlıklarını …aracılığı ile ele geçirmeye çalıştığını iddia ettikleri Muharip…’ın ) yine… AŞ’ne vermiş olduğu talimat ile 73.000,- TL’na alınan ipotekten kaynaklanan devir ve temlikin BEDELSİZ OLARAK … ya devir ve temlik edildiği,
1/3-) …’ya devir ve Temlik işlemlerinin yapılabileceği konusundaki 13.08.2008 tarihli MUVAFAKATNAME’nin …’ye Muharip … tarafından verildiği, Muharip …’ın böyle bir muvafakat nameyi vermeye yetkili olmadığının TMSF tarafından tespit edilerek…’ye bildirildiği, …. ile imzalanmış temlik sözleşmesi var ise feshedilerek, sözleşmenin (şifahi anlaşmalara istinaden 219.500,-TL ödemelerde bulunan) borçlular ile imzalanması gerektiği, bildirildiği halde; … ile … arasında 14.08.2008 tarihi itibariyle 275.000,-TL’lık Alacak Satış Sözleşmesinin akdedildiği,
1/4-) Alacak Satış Sözleşmesinin 3. maddesinde; 275.000,-TL’lik borcun tamamı ödenmedikçe Alacağın Temliki Sözleşmesinin imzalanmasının mümkün olmadığı belirtildiği halde, borcun tamamı … tarafından ödenmediği ve sözleşmenin feshedilebilir durumda olduğu bilindiği halde ve halen ödenmesi gereken 76.750-TL borç bulunmasına rağmen, 27.04.2009 tarihi itibariyle (… ile) … arasında Alacağın Temliki Sözleşmesinin imzalandığı,
1/5-) 76.750-TL’lık ödeme yapılmamasına rağmen Alacağın Temliki Sözleşmesi feshedilebilecek olduğu halde feshedilmeyip, 76.750-TL nın tahsili amacıyla … aleyhinde icra takibi başlatıldığı,
1/6-) Davacılar Grubundan (Kalsın Grubunun) kefil borçlularından olan … ile … arasında şifahi bir mutabakata varılarak 219.500,-TL ödemenin yapılması ile Alacağın Temliki Sözleşmesinin borçlular (… Grubu) ile … arasında imzalanacağı konularında şifahi anlaşmaya varıldığı ve taahhüt edilen 219.500,-TL ödendiği halde; Temlik işleminin davacı borçlular ile değil … ile imzalandığı,
1/7-) …’ya yapılan temlikler aşamasında, TMSF’nin …’yi,
‘….borçluların rızası dışında gerçekleştirilen temliklerde yeni temlik alacaklısının şirketinize ödenen temlik bedelinin üzerinde gelir elde etmesi ihtimalinin ayrı bir sorun olarak ortaya çıktığı, dolayısıyla; söz konusu dilekçe kapsamında gerekli değerlendirmenin yapılarak doğrudan … Grubu ile anlaşmanın sağlanmasına yönelik işlemlerin düzeltilmesi gerektiği ve,
…’ın dilekçesinde belirtilen hususların yeniden incelenmesi sureti ile; … Grubu alacaklarının … isimli şahısa temlik işlemini kapsayan 14.08.2008 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmesi’nin feshedilerek, söz konusu alacakların Şirketinizce geri alınması ile konu hakkında tarafımıza ivedilikle bilgi verilmesi…”
Konusundaki uyarılarının … tarafından dikkate alınmadığı,
1/8-) KONULARI GÖZ ÖNÜNE ALINDIĞINDA;
… Grubu (kefil) borçlularından olan Muharip …’ın davacıların Şirketlerini ve mal varlığını … aracılığı ile ele geçirmeye çalıştığı, dolayısıyla ..AŞ ve … ile imzalanan Alacağın Temliki Sözleşmesinin MUVAZAALI olduğunun söylenebileceği, 
1/9-) Sözleşmelerin Muvazaalı olduğu kanaatine varılması halinde;
TMSF’nin uyarı yazılarında da bahsedildiği üzere, davaya konu her iki Temlik Sözleşmesinin de feshedilerek, Söz konusu alacakların …tarafından geri alınarak, Temlik İşleminin davacılara (… Grubuna) yapılması gerektiği, …Grubu tarafından: Alacağın Temliki Sözleşmesi imzalanması şartı ile taahhüt edilen 219,500-TL’lik ödemede bulunulduğundan; (davacı) … Grubunun… ye bir borcunun kalmadığının söylenebileceği,
2-) Tarafların sair taleplerinin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu, Görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler…, … ve … tarafından düzenlenen 14/08/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda;
“Taraf itirazları nedeniyle tarafımıza tevdi edilen görev doğrultusunda;
Yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda, Kök raporumuzdaki belirlemelerin, sunulan belge ve bilgiler tahtında yapılan tespitlere dayalı olduğu, görülmekle, Kök Raporumuzda değişikliği gerektirir bir hususa rastlanılamamış olup;
TMSF’den devir alınan alacakların, …tarafından …AŞ ne 73.000-TL’na ve…’ya 275.000,-TL na devir ve Temlik edilmeleri aşamalarında;
1- …AŞ’ne yapılan 73.000,-TL’lik Temlik işleminde; işlemin … AŞ’nin ortağı ve yönetim Kurulu üyesi (aynı zamanda – davaya konu borç işlemlerinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil konumunda olan – Muharip…’ın … AŞ’ne vermiş olduğu talimatlara istinaden yapıldığı,
2- … tarafından …’ye temlik bedeli 73,000,-TL’nin ödemesi ile taraflar arasında Alacağın Temliki Sözleşmesinin imzalandığı, ancak (davacıların kendi şirketlerini ve mal varlıklarını … aracılığı ile ele geçirmeye çalıştığını iddia ettikleri Muharip…’ın) yine … AŞ’ne vermiş olduğu talimat ile 73.000,- TLna alınan ipotekten kaynaklanan devir ve temlikin BEDELSİZ OLARAK …’ya devir ve temlik edildiği,
3-…’ ya devir ve Temlik işlemlerinin yapılabileceği konusundaki 13.08.2008 tarihli MUVAFAKATNAME’nin… ye Muharip … tarafından verildiği, Muharip …’ın böyle bir muvafakatnameyi vermeye yetkili olmadığının TMSF tarafından tespit edilerek…’ ye bildirildiği,…ile imzalanmış temlik sözleşmesi var ise feshedilerek, sözleşmenin (şifahi anlaşmalara istinaden 219.500,-TL ödemelerde bulunan) borçlular ile imzalanması gerektiği, bildirildiği halde; … ile… arasında 14.08.2008 tarihi itibariyle 275.000,-TL’lik Alacak Satış Sözleşmesinin akdedildiği,
4-Alacak Satış sözleşmesinin 3. maddesinde; 275.000,-TL’lik borcun tamamı ödenmedikçe Alacağın Temliki Sözleşmesinin imzalanmasının mümkün olmadığı belirtildiği halde, borcun tamamı …tarafından ödenmediği ve sözleşmenin feshedilebilir durumda olduğu bilindiği halde ve halen ödenmesi gereken 76.750,-TL borç bulunmasına rağmen, 27.04.2009 tarihi itibariyle (… ile) …arasında Alacağın Temliki Sözleşmesinin imzalandığı,
5-76.750,-TL’lık ödeme yapılmamasına rağmen Alacağın Temliki Sözleşmesi feshedilebilecek olduğu halde feshedilmeyip, 76.750,-TL nin tahsili amacıyla … aleyhinde icra takibi başlatıldığı,
6-Davacılar (… Grubunun) kefil borçlularından olan … ile… arasında; 219.500,-TL ödemenin yapılması ile Alacağın Temliki Sözleşmesinin borçlular (… Grubu) ile … arasında imzalanacağı konularında (şifahi bir mutabakata varıldığı kanaati oluşmakla) ve taahhüt edilen 219.500,-TL ödendiği halde; Temlik işleminin davacı borçlular ile değil …ile imzalandığı,
7-…’ ya yapılan temlikler aşamasında; TMSF’nin …’yi; “….borçluların rızası dışında gerçekleştirilen temliklerde yeni temlik alacaklısının şirketinize ödenen temlik bedelinin üzerinde gelir elde etmesi ihtimalinin ayrı bir sorun olarak ortaya çıktığı, dolayısıyla; söz konusu dilekçe kapsamında gerekli değerlendirmenin yapılarak doğrudan… Grubu ile anlaşmanın sağlanmasına yönelik işlemlerin düzeltilmesi gerektiği ve …’ın dilekçesinde belirtilen hususların yeniden incelenmesi sureti ile ; … Grubu alacaklarının …isimli şahısa temlik işlemini kapsayan 14.08.2008 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmesinin feshedilerek, söz konusu alacakların Şirketinizce geri alınması ile konu hakkında tarafımıza İvedilikle bilgi verilmesi…” Konusundaki uyarılarının … ye iletildiği,
8-KONULARI GÖZ ÖNÜNE ALINDIĞINDA;
a-) … Grubu (kefil) borçlularından olan Muharip …’ın davacıların Şirketlerini ve mal varlığını … aracılığı ile ele geçirmeye çalıştığı, dolayısıyla…AŞ ve …ile imzalanan Alacağın Temliki Sözleşmesi’nin MUVAZAALI olup olmadığının,
b- Sözleşmelerin Muvazaalı olduğu kanaatine varılması halinde;
TMSF’nin uyarı yazılarında da bahsedildiği üzere, davaya konu her iki Temlik Sözleşmesinin de feshedilerek, Söz konusu alacakların … tarafından geri alınarak, Temlik İşleminin davacılara (… Grubuna) yapılması gerekip gerekmediğinin, …Grubu tarafından; Alacağın Temliki sözleşmesi imzalanması şartı ile taahhüt edilen 219.500,-TL lık ödemede bulunulduğundan; (davacı) … Grubunun… ye bir borcunun (…) kalmadığının söylenebileceğinin, Takdirinin Sayın Mahkemede olduğu, Görüş ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler…, … ve… tarafından düzenlenen 17/10/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda;
“Sayın Mahkeme tarafından tarafımıza;
“…talep ve dava tarihi itibariyle ayrı ve alternatifli olarak mevcut ise borç miktarının tespiti, ve sözlü mutabakata dayalı olarak yapıldığı tespit edilen 219 500,-TL lık ödemenin mahsubu neticesinde davalıların talep edebileceği bakiye alacağın mevcut olup olmadığı, takip, dava ve temlik tarihi itibariyle ayrı ayrı tespit edilmek suretiyle davacıların borçlu olup olmadıklarının tespiti…”
Görevi verilmiş olup;
Kök ve Ek-1 Raporumuzda belirtilen görüş ve kanaatlerimiz aynen geçerli olmak üzere; verilen görev doğrultusunda yapmış olduğumuz tespit ve değerlendirmeler ile görüş ve kanaatlerimiz aşağıda arzedilmiştir.
1) Davacıların el konulan bankalara olan borçları toplamı
12.08.2005 tarihi itibariyle olmak üzere
82.460,00 TL Anapara, 5.145.496,00 TL İşlemiş Temerrüt Faizi (%225) 8.182.00 TL Masraf Toplam 5.236.084,00 TL olarak belirlenmiş olup;
Bu alacaklar, Bankalar tarafından 12.08,2015 te TMSF’ye Devir ve Temlik edilmiştir.
2) Temlik alınan bu alacaklar; TMSF ile … arasında imzalanan
23.09.2005 tarihli Hasılat Paylaşımlı Alacak Satış Vaadi Sözleşmesi ve
23.02.2006’da imzalanan Kredi Alacağı Temlik Sözleşmeleri ile …’ye TEMLİK edilmiştir.
12.08.2005 tarihi itibariyle toplam 5.236.084,-TL olan alacak miktarının …’ye devir tarihi itibariyle
82.460,00 TL Asıl Alacak, 5,167,139,75 TL İşlemiş Temerrüt Faizi (%225) 9.264.29 TL BSMV Toplam … 5.258.864,00 TL olduğu hesaplanmıştır.
3-… temlik almış olduğu alacakların bir kısmının teminatı olan 73.000,-TL meblağlı ipotekten kaynaklanan alacağını, (davalı)… Mak. San. AŞ’ne 12.07.2007 tarihinde Alacağın Temliki Sözleşmesi ile devir ve Temlik etmiş ve bedelini, 05.07.2007 tarihînde …’tan tahsil ederek alacağına mahsup etmiş olup;
Temlik tarihine kadar borçlular ile alacaklı …arasında borcun dondurulması veya faiz uygulanması konusunda bir anlaşmaya rastlanılmamış olmakla 05.07.2007 tarihi itibariyle 73.000,-TL’lık tahsilatın borca (TBK md. 100) kapsamında faiz ve ferilerine mahsubu ile … nin alacak miktarı;
82.460,00 TL 5.432,608,94 TL 22.537,79 TL Toplam … 5.537.606,73 TL olarak hesaplanmıştır.
4-…’nin (TMSF den devir ve Temlik almış olduğu) 5.236.084,- TL’lik alacağını 14.08.2008 tarihli Alacak Satış Sözleşmesi ile ve nihayet yine taraflar arasında 27.04.2009 da imzalanan Alacağın Temliki Sözleşmesi ile davalı …’ya taksitler halinde ödenmek üzere 275.000- TL bedelle Devir ve Temlik etmiştir. Yani; …TMSF’den 12.08.2005 tarihi itibariyle temlik almış olduğu toplam: 5.236.084,00 TL’lik alacağını; 14.08.2008 tarihi itibariyle 275.000- TL olarak dondurmuş ve taksitler halinde …’ya satmıştır.
Sonuç itibariyle;
14.08.2008 tarihi itibariyle davacı alacağı 275.000,-TL olarak tespit edilmiştir. Zira davalı alacaklı bu satış miktarının tahsili ile alacağının tamamen tahsil edilmiş olacağını kabul etmiştir. Ancak; … tarafından; en son 27.04.2009 tarihi itibariyle olmak üzere, 275.000,-TL’lik borca karşılık, Toplam 196.250,00 TL Ödemede bulunulmuş olup; 27.04.2009 tarihi itibariyle halen ödemesi gereken 76.750,-TL lık borcunun bulunduğu, görülmüştür.
5-) Ödenmeyen bu alacakla ilgili olmak üzere;
Alacaklı … tarafından borçlu…aleyhinde olmak üzere İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 20.03.2012 tarihinde
76.750,00 TL Asıl Alacak, 55.617,47 TL İşlemiş Faiz (%25) Toplam …. 132,367,47 TL alacak üzerinden haciz yoluyla takibe geçilmiştir.
6) İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yürütülen Takibe borçlu … tarafından itiraz edilmiş olup … tarafından; İst … ATM nin … Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası ikame edilmiştir,
İşbu dava sürecinin sonuçlandığına dair bir belgeye rastlanmamıştır.
7-) DİĞER YANDAN;
Borçlulardan …; “… ile yapılan şifahi anlaşmalar neticesinde borcun 219.500,-TL olarak ödenmesi ve sona erdirilmesi ile temlikin kendilerine yapılması konusunda anlaşıldığını ve … ye en son; 05.10.2008 tarihi itibariyle 219.500,-TL’lik ve 33.554,-TL’lık) ödemenin yapıldığını, borcun kendilerine temliki konusunda beklenti içerisindeyken borcun üçüncü bir şahsa kötü niyetli olarak temlik edildiğini, beyan etmiş ve; 14.08.2008 tarihli üçüncü şahsa yapılan temlikin iptali ile kendileri tarafından ödenen 219 500,-TL + 33.554,TLnin 275.000,-TL’lik bedelden düşülmesi ile kalan 21.946,-TL’nin ödenmesi ve temlikin kendilerine yapılmasını ” talep ettiği görülmüştür.
😎 Dava (30.10,2013) Tarihi İtibariyle … ‘nin Alacak Miktarının tespiti;
8/1-) …’nin davalı …’ya 14.08.2008 tarihinde yapmış olduğu temlikin SAYIN MAHKEME TARAFINDAN GEÇERLİ BİR TEMLİK OLDUĞU kanaatine varılması halinde;
…’nin …’dan olan alacağı da 20.03.2012 takıp tarihli Takip Dosyasına bağlı olarak;
30.10.2013 Dava Tarihi itibariyle;
76.750,00 TL Asıl Alacak, 87,010,35 TL İşlemiş Faiz, Toplam … 163,760,35 TL olarak hesaplanmıştır,
8/2-) Davacıların Şifahi anlaşmaya istinaden yapmış oldukları Ödemelerin Geçerli Bir Temlik İşlemi ve Ödeme olduğu kanaatine varılması halinde ise;
a-) 20.03.2012 Takip Tarihi itibarîyle, …’nin davacılardan olan alacak miktarı;
21.946,00 TL Asıl Alacak, 15.910.85 TL İşlemiş Faiz (%25) Toplam .. 37.856,85 TL Olarak hesaplanmış,
b-) 30.10.2013 Dava Tarihi İtibariyle, …’nin davacılardan olan alacak miktarı ise;
21.946,00 TL asıl alacak, 24.887,37 TL İşlemiş Faiz (%25) Toplam 46.833.37 TL
9- (1)… tarafından …’ya yapılan 14.08.2008 tarihli Temlikin usule uygun yasal bir temlik olduğu kanaatine varılması halinde; davacılarla şifahi anlaşmaya istinaden yapılan bila tarihli Temlikin ve bu temlike istinaden davacılardan yapılan (219.500 TL + 33.554,-TL =) 253.054,-TL’lik tahsilatın usulsüz olduğunun, yapılan bu tahsilatın davacılara iadesinin gerektiğinin, Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu,
(2) Davacılar ile şifahi olarak yapıları anlaşmanın yasal olduğu ve bu anlaşma çerçevesinde davacılardan yapılan 253.054,-TL’lik tahsilatın uygun olduğu kanaatine varılması halinde ise; (dava dışı)…’ya yapılan 14.08.2008 tarihli temlikin ve bu temlike istinaden yapılan 198.250,-TL’lik tahsilatların usulsüz olduğunun, yapılan tahsilatların …’ya iadesinin gerektiğinin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu,
10-Tarafların sair taleplerinin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu,
Görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütaalada bulunmuşlardır.
GEREKÇE:
Dava; davacıların TMSF’ye devredilen dava dışı bankalara olan borçlarının temlik alan…A.Ş. tarafından, davalılardan…Şirketi ile …’ya temlik edilmesine ilişkin sözleşmelerin muvazaa nedeniyle iptali, borcun ödenmiş olması nedeniyle davacıların davalılara borçlu olmadığının tespiti ve temlik işlemleri sonucu tahsil edilen meblağın davalılardan istirdadı taleplerinden ibarettir.
Davacılar,…’nin diğer davalılar ile yaptıkları sözleşmelerin davacı şirketlerin mal varlığını ele geçirmek saikiyle muvazaalı olarak yapıldığını iddia etmektedirler.
Davalılardan… ile …arasında 14.08.2008 tarihli Alacak Satış Sözleşmesi ve 27.04.2009 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmesi imzalanmış olmakla, sözleşmelerin …, …, …, … Şirketleri ile … A.Ş. ve…’nin ve bu şirketlere
kefil olan…, …, …,…, …, …ve … Şirketinin 5.236.984- TL tutarındaki kredi borçları nedeniyle dava dışı bankaların TMSF’ye temlik ettiği, TMSF’nin de Hasılat Paylaşımlı Alacak Satış Sözleşmesi’ne istinaden …’ye temlik ettiği alacağın, …’ya temlik edilmesine ve temlik bedelinin ödenmesine ilişkin olduğu, davalılardan… ile Hipak arasındaki 12.07.2007 tarihli sözleşmenin ise İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasındaki ipotek alacağının … tarafından …Şirketine temlikine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacılar vekilince muvazaa iddiasının ispatı kapsamında gösterilen, …’ya yapılan temlikin şirketi imza ve temsil yetkisi bulunmayan kişi tarafından muvafakatname verilmesi ve verilen muvafakatnamenin dahi tüm davacıları kapsamaması nedeniyle geçersiz olduğu vakıasının,… ile … arasındaki sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nun 183. (818 sayılı BK’nun 162.) maddesi gereğince alacağın temliki sözleşmesi olması nedeniyle borçlunun muvafakatinin gerekmiyor olması nazara alındığında mahkememizce yerinde bulunmadığı, davacı şirketleri temsil ve ilzama yetkili kişinin muvafakati sunulmuş olsa dahi alacağın temliki işleminde borçludan muvafakat alınması zorunluluğunun bulunmadığı, kanunun geçerlilik koşuluna bağlamadığı bir konuda muvazaa iddiasında bulunulamayacağı, ayrıca …’nın temlik bedeline ilişkin ödemelerinin bir kısmının kendisi tarafından değil de davacı şirketlerin mal varlığını ele geçirmek isteyen …ın şoförü…tarafından bankaya yatırıldığına ilişkin hususun da, muvazaanın somut olarak ispatında yeterli olmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacılar vekili, borcun ödenmesi nedeniyle davalılara daha fazla borcun kalmadığını beyan ederek menfi tespit isteminde bulunmuş ise de, öncelikle borcun ödenmesi kapsamında gösterilen ödemelerin ne için yapıldığının belirlenmesi gerekmekle, eldeki davada ödeme konusu olabilecek iki farklı borç türünün bulunduğu, bunlardan temlik bedeli olan borç türünün alacağın temliki işleminin yapılması için …’ye ödenmesi gereken para olduğu, bu paranın ödenmesi sonucunda alacağın temliki sözleşmesi kurularak dava dışı bankaların davacılardan olan beş milyon lira civarındaki alacağının temlik alan tarafından tahsilinin mümkün hale geleceği, temlik işlemine konu davacılar borcu/dava dışı banka alacaklarının ise ikinci borç türü olarak ortaya çıktığı, neticeten temlik işlemine konu borcun mutlak surette davacılar tarafından temlik alana ödeneceği, temlik bedelinin ise temlik alan tarafından temlik edene ödeneceği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda, … tarafından…’ya yapılan alacağın temliki sözleşmesine göre temlik bedeli 275.000 TL olmakla, dava dışı …tarafından …’ye ödenen 219.500-TL ve 33.554-TL’nin, temlikin kendisine yapılacağı düşüncesiyle ödenmiş olması nedeniyle temlik bedeli olarak değerlendirilmesinin gerektiği, nitekim dava dışı …’ın 14.08.2008 tarihli üçüncü şahsa yapılan temlikin iptali ile kendileri tarafından ödenen 219.500-TL + 33.554-TL= 253.054-TL’nin 275.000,-TL’lik bedelden düşülmesi ile kalan 21.946,-TL’nin ödenmesi ve temlikin kendilerine yapılmasını …’den talep ettiği, davacı tarafların bu ödeme ile borcun sona erdiğine ilişkin beyanının söz konusu ödemenin temlik bedeli olarak yapılmış olması karşısında kabulünün mümkün olmadığı, bilirkişilerin bu konudaki hatalı değerlendirme ve tespitlerinin aksine beş milyon lira civarındaki davacılar borcunun yalnızca 219.500 TL ve 33.554 TL= 253.054-TL’nin ödenmesi ile sona ermeyeceği, temlikin tarafına yapılması düşüncesi ile gönderilen paranın ancak ödemeyi yapan dava dışı …tarafından sebepsiz zenginleşme hükümleri dahilinde istenebileceği fakat sebepsiz zenginleşmenin eldeki davanın konusu teşkil etmediği anlaşıldığından davacı yanların ödemenin yapılmış olduğu gerekçesi ile menfi tespit isteminde bulunmalarının yerinde olmadığı, ayrıca, davacı vekilince 07/12/2020 tarihli dilekçe ile 253.054-TL’nin istirdadı talep edilmiş ise de yukarıda açıklanan gerekçeye istinaden bu talepte bulunma hakkı davacılara ait olmadığı gibi, dava dilekçesinde talep sonucunda ileri sürülmeyen bir hususun sonradan ıslah konusu da yapılmadan istenmesi iddianın genişletilmesi yasağı nedeniyle mahkememizce dikkate alınmamıştır.
Her ne kadar TMSF tarafından …’ye gönderilen … ile yapılan 14.08.2008 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmesinin feshedilerek …grubu ile anlaşma sağlanılmasına ilişkin yazıya rağmen, … ile yapılan sözleşmenin feshedilmemesi de bir muvazaa sebebi olarak gösteriliyor ise de, bu kabulün borçlar hukukunun genel ilkelerinden olan sözleşme serbestisi ilkesinin ihlali anlamına geleceği, herkesin istediği kişi ile istediği zaman sözleşme yapma ve bu sözleşmeyi sona erdirme iradesi noktasında serbest olduğu, …’nin …’yla yaptığı temlik sözleşmesinin de tarafların serbest iradeleri sonucu ortaya çıktığı, alacağı …’ye devreden TMSF’nin alacaklı sıfatının sona ermiş olması nedeniyle …’den sözleşmenin feshedilmesine ilişkin talepte bulunamayacağı, bu talebin gerçekleştirilmemiş olmasının da eldeki dava için muvazaa olarak değerlendirilemeyeceği saptanmıştır.
Ayrıca, …’ya yapılan temlikin temlik bedelinin tamamının ödenmemesi nedeniyle geçersiz olduğu iddiası mevcut ise de, kesinleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas, … Karar sayılı dosyasında; alacağın temliki işleminin 14.08.2008 tarihli alacak satış sözleşmesinin ifası amacıyla yapıldığı, bu satış sözleşmesinde ise, bedel ödenmeden temlik işleminin yapılmayacağının kararlaştırılmış olmasının …’nın kendisine yüklenen edimleri yerine getirdiğinin kabulünü gerektiği gerekçesi ile, … tarafından …aleyhine açılan itirazın iptali davasının reddine karar verilmekle, anılı karar Alacağın Temliki sözleşmesinin geçerliliğin de kesinleşmesi anlamına geldiğinden muvazaa olarak değerlendirilemeyeceği, yine … tarafından … şirketine yapılan … alacağına ilişkin 73.000 TL’lik temlikin aynı zamanda …’ya temlik edildiği ve böylece aynı alacağın iki farklı kişiye temlik edildiği beyan edilmekle, …şirketi tarafından mahkememize gönderilen yazıda … şirketinin…arafından verilen para ile ödemeyi yaparak alacağı…’den temlik aldığı ve …’ın isteği üzerine bedelsiz olarak …’ya devrettiği cevabı verilmiş olmakla, neticede alacağı temlik hakkı bulunan son kişinin …olduğu ve dosya kapsamında temlike konu borcun iki kez tahsil edildiği iddiasının da yer almadığı anlaşıldığından, mükerrer temlik yapıldığı kabul edilse dahi bu işleme ilişkin talebin yerinde olmadığı, davacıların dava dışı bankalara mevcut borçları nedeniyle temlik alan tarafından tahsil edilen bedellerin istirdadı talebinin dayanağının bulunmadığı ve son olarak davacı taraflarca muvazaa iddiasına dayanak olarak gösterilen … AŞ ve…vekilinin aynı zamanda …’nın vekili olması, temlik harcının ödenmemiş olması vb. gibi diğer sebepler de muvazaanın varlığının kabulü noktasında mahkememizce yeterli bulunmadığından açıklanan gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 4.696,35 TL peşin harçtan alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile fazla yatan 4.637,05 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı… A.Ş. (…Yönetim A.Ş.) tarafından yapılan 735,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı …Yönetim A.Ş (…A.Ş.)’ye ödenmesine,
5-Davalı …A.Ş. (… Yönetim A.Ş.) ile davalı … kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 27.700,00 TL ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile bu davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı…vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır