Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/464 Esas
KARAR NO:2023/236
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:17/06/2019
KARAR TARİHİ:30/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/10/2018 tarihinde davalılardan …’ün maliki olduğu ve diğer davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı çekici ile …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, … plaka sayılı aracın içinde yolcu konumunda yolcu konumunda bulunan davacı kazanın akabinde ağır yaralandığını, bu kaza sebebiyle davacı uzun bir tedavi sürecine girdiğini, gözlerinden birisini tamamen göremez hale gelmesi ve muhtelif kemiklerinde meydana gelen kırıklar nedeniyle kalıcı bir sakatlıkla yaşamak zorunda kaldığını, büyük acı ve elem duyduğunu, gündelik işlerini tek başına yapamaz hale geldiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/12/2018 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkiline arabuluculuk görüşmesine davet edilmediğini, kaza tespit tutanağının usul ve yasaya aykırı olduğunu müvekkilinin … plaka sayılı tırın sahibi olduğunu ancak kaza günü aracı kullanmadığını, davacının olay tarihinde 75 yaşında olduğunu ve daha önce gözünde sağlık sorunu olmadığının araştırılmasının gerektiğini, manevi tazminatın müvekkilinden talep edilip sigorta şirketinden talep edilmemesinin usule aykırı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; zorunlu arabuluculuk başvurusunun yapılmadığını, müvekkilinin temerrüte düşürüldüğünün, müvekkilinin sorumluluğunun kusur oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, Adli Tıp Kurumuaracılığı ile kusur ve maluliyet incelemesi yapılmasının gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:
Mahkememiz dosyasının delillerini, SGK kayıtları, davacının gelir kaydı, hastane evrakları, dava konusu araca ait trafik kayıtları, ATK kusur raporu, ATK maluliyet raporları, ceza dosyaları, davalı şahıslara ait ekonomik sosyal durum araştırmaları, bilirkişi raporu, tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 05/05/2021 tarih ve 1310 nolu raporunda özetle;
“Kurulumuzun 27/05/2020 tarih 6933 karar numaralı müzekkeresinde istenen SFT (Solunum Fonksiyon Testi) ve PA/Lateral akciğer grafisini içerir CD’nin dosyada bulunamadığı, bunların teminen gönderilmesi halinde dosyanın yeniden değerlendirileceği,
Ayrıca aynı müzekkeremizde istenen olay öncesine ait ayrıntılı göz hastalıkları muayene evrakları istenmiş olsa da gönderilen belgelerde sadece tanı ve işlem kodlarının kayıtlı olduğu ve kişiye 2013 yılında da göz tansiyonu tanısına yönelik inceleme yapıldığının anlaşıldığı dolayısıyla kişide mevcut glokoma bağlı gelişen görme azlığının olayla illiyetinin kurulamadığı cihetiyle,
Mevcut belgelere göre;
Halit kızı 04/02/1943 doğumlu, …’un 26/10/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik dikkate alındığında;
I. Sindirim sistemi, Splenektomi, kişinin özürlülük oranı %10,
II. Kas-İskelet Sistemi, Üst Ekstremiteye ait sorunlar, sol omuz eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.10’a, Şekil 2.11’e ve Şekil 2.12’ye göre toplam üst ekstremite özürlülük oranı %8 olup, Tablo 2.3’e göre kişinin özürlülük oranı %5,
III. Kas-İskelet Sistemi, Üst Ekstremiteye ait sorunlar, sağ omuz eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.10’a ve 2.11’e göre toplam üst ekstremite özürlülük oranı %3 olup, Tablo 2.3’e göre kişinin özürlülük oranı %2,
IV. Balthazard formülüne göre: %16.21,
1. Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %16 (yüzdeonaltı) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği,
3. Sürekli veya geçici bir süreliğine başka birisinin yardımına ihtiyaç duymadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 02/03/2022 tarih ve 152787 nolu raporunda özetle;
“Dosya kapsamına alınan tıbbi belgelerin incelenmesinde her ne kadar Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 31/10/2018 tarihli Göz Hastalıkları konsültasyon notunda “sol travmatik optik nöropati” ve “travmatik kornea ödemi” tanıları kayıtlı bulunsa da, söz konusu klinik bulguların kişinin 2013 yılından itibaren kendisinde mevcut olan glokom tanısına uygun olarak akut glokom atağı tarifine uyduğu dolayısıyla kişinin sol göz görme kaybının 26/10/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası ile illiyetinin kurulamadığı cihetiyle,
Mevcut belgelere göre;
Kurulumuzun 05/04/2021 tarih 6255 karar numaralı mütalaasına eklenecek veya değiştirilecek herhangi bir husus bulunmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce taraf talepleri ve dosya kapsamı çerçevesinde, tüm kayıtlar incelenmek suretiyle ayrıntılı ve denetime elverişli rapor aldırılmak üzere dosyanın kusur bilirkişisi … ile aktüerya bilirkişisi …’a tevdine karar verilmiş olup bilirkişiler marifetiyle hazırlanan 12/08/2022 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler raporlarında özetle;
“26.10.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
Davalı sürücü …’ın(diğer davalının maliki olduğu ve davalı … şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış … plakalı araç sürücüsü) %100 (yüzde yüz) oranında asli kusurlu olduğu,
Sürücü …’ın kusursuz olduğu,
Davalıların % 100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre; bu kaza nedeniyle yaralanan davacı …’un;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 6.509,44 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait % 42,2 maluliyeti ile ilgili maddi zararının = 72.205,15 TL. olduğu,
c)Davacının maddi zararlarının poliçe limitlerini aşmadığı,
Manevi tazminat taleplerinin zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında olmaması nedeniyle Sayın Mahkemece takdir edilecek manevi tazminat tutarından sigorta şirketi dışındaki araç sürücüsü ve işletenin sorumlu olacağı,
d)Başvuru tarihine göre davalı … şirketi bakımından temerrüt tarihi 04.03.2019 olarak belirlenmiş olup,
Araç sürücüsü ve işleten bakımından her hangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüdün 26.10.2018 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
e)Sigortalı aracın kullanım şeklinin ticari olması nedeniyle avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu” şeklinde mütalaada bulunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizde görülmekte olan dava; 26/10/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacının yaralanması nedeniyle kalıcı iş göremezlik, geçici iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat ve manevi tazminat (davalı gerçek kişilere yöneltilen) talebinin davalılardan tahsili isteminden ibarettir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığıönlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirler.Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi;”Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56./1 Maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinin; ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, Kanun’un 85/son maddesinin ise; ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi uyarınca; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde düzenlemiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi gereğince ; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenlenmiştir.
Maddi tazminat bakımından yapılan değerlendirmede; davacının dava dışı araç sürücüsünün kullandığı araçta yolcu olarak bulunduğu, kaza sonucu yaralandığı, tedavi gördüğü anlaşılmıştır. İlgili tedavi evraklarının celbine müteakip kaza tarihi (26/10/2018) itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümleri (Özürlülük Ölçütü yönetmeliği) kapsamında Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu temin edilmiş, davacının sürekli iş göremezlik oranının %16 , geçici iş göremezlik süresinin 4 aya kadar uzayabileceği belirtilmiş olup geçici ya da sürekli olarak başka birisinin bakımına ihtiyacı olmadığının tespit edildiği görülmüştür. ATK raporunun dosyada mevcut tedavi evrakları/raporları incelenmek sureti ile ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlandığı, raporlar arasında çelişkinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun hazırlanmakla mahkememizce itibar edilir bulunan 12.08.2022 tarihli kusur bilirkişi raporu kapsamındaki maddi tespitler ışığında,davalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında asli kusurlu olduğu dava dışı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu sonucuna varılmıştır. Kusur tespitlerinin çelişki arz etmediği ve dosya kapsamına uygun olduğu saptanmakla yeniden inceleme yapılması yoluna gidilmemiştir.
Yargılama sırasında Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinin; “…Bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümünde yer alan “…Ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi, ikinci cümlesinde yer alan “…Ve genel şartlarda…” ibaresinin, b) Kanun’un 92. maddesinin (i) bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiş olup aktüerya raporlarına ilişkin olarak genel şartlar ile getirilen 1,8 teknik faizin ve bu genel şartlarla belirlenen vergilendirilmiş belgeli gelir, olmadığı takdirde asgari ücretin kazanç olarak nazara alınacağı düzenlemesinin anılı iptal kararı neticesinde tatbiki mümkün görülmediğinden Yargıtay nezdinde uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirilmesi nedeniyle, TRH 2010 tablosunun esas alınması ancak hesaplamalarda pregresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmıştır. (Emsal ilam: Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15277 esas, 2022/4707 karar sayılı ilamı.) Anılı kriterlere uygun olarak ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun hazırlanmakla itibar edilir bulunan aktüerya raporu kapsamında davacı yanın güncel asgari ücret verileri doğrultusunda 6.509,44 TL geçici iş göremezlik, 100.040,87 TL sürekli iş göremezlik tazminatına hak kazanabileceği tespit edilmiştir.
Davacı vekili 06/03/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile; 72.205,15 TL olan sürekli iş göremezlik tazminatını 27.835,72 TL arttırarak 100.040,87 TL olarak ıslah etmiş olup, maddi tazminat talebi 106.550,31 TL’ye yükselmiştir.
Kaza tarihinde maluliyet hesabı için esas alınması gereken yönetmelik olan Özürlülük Ölçütü yönetmeliğine göre yapılan hesaplama sonucu alınan raporlar gereği aşağıdaki gibi davanın maddi tazminat yönünden davalı … şirketi, davalı sürücü ve araç işleteni yönünden poliçe limiti kapsamında kalan bedelin tam kabulü şeklinde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat bakımından yapılan değerlendirmede; Davacı yolcu yönünden talep edilen manevi tazminat istemi kapsamında yapılan değerlendirme kapsamında ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi mümkün olup davalı araç sürücüsü …’ın olayın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, davacının olayın oluşumunda kusursuz olduğu, uğramış olduğu kaza neticesinde tedavi görmek zorunda kalan davacının bu suretle manevi zarara uğradığı ve davalı sürücü ile davalı araç malikinin anılı yasal düzenlemeler gereğince davacının manevi zararını gidermekle yükümlü oldukları sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında kanun, içtihatlar ve tarafların sosyal ekonomik durumları kapsamında değerlendirme yapılmış olup davacının talebinin kısmen kabulü ile 30.000,00-TL manevi tazminatın tahsiline dair karar vermek gerekmiştir.
Temerrüt yönünden yapılan değerlendirmede; ilgili bilirkişi raporunda dosyadaki belgelere göre en erken temerrüt tarihinin davalı … şirketi için 04/03/2019, diğer davalılar içinse kaza tarihi olan 26/10/2018 olarak belirlenmiş olmakla temerrüt tarihi olarak bu tarihler olarak esas alınmıştır.
Faiz türü yönünden yapılan değerlendirmede; kazaya sebep veren aracın tır olduğu ticari amaçla kullanıldığı anlaşıldığından faiz türü avans faizi olarak belirlenmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle davacı tarafından açılan maddi tazminat davanın kabulü ile, kalıcı iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin talebinin kabulü ile 100.040.87,-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 04/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılar … ve …’ten 26/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin talebinin kabulü ile 6.509,44-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 04/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılar … ve …’ten 26/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile, 30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve ile …’ten 26/10/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davacı tarafından açılan maddi tazminat davasının KABULÜ İLE,
A-Kalıcı iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin talebinin kabulü ile 100.040.87,-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 04/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılar … ve …’ten 26/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
B-Geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin talebinin kabulü ile 6.509,44-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 04/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılar … ve …’ten 26/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile,
A-30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve ile …’ten 26/10/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
3-Maddi tazminata yönelik olarak alınması gerekli 7.278,45 TL karar harcından 3,41 TL peşin harç ve 95,08 TL ıslah harcı ve 265,44 TL tamamlama harcı olmak üzere olmak üzere toplam 363,93 TL’nin mahsubu ile 6.914,52 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Maddi tazminata yönelik olarak davacı tarafından yatırılan 3,41 TL peşin harç, 95,08 TL ıslah harcı, 265,44 TL tamamlama harcı ve 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 408,33 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminata yönelik olarak davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 16.982,55 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminata yönelik olarak alınması gerekli 2.049,30 TL karar harcından 170,78 TL peşin harcın mahsubu ile arda kalan 1.878,52 TL’nin davalılar … ve ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
7-Manevi tazminata yönelik olarak davacı tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harcın davalılar … ve ile …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminata yönelik olarak davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinindavalılar … ve ile …’den alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminata yönelik olarak davalılar … ve ile … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T.’nin gereğince hesap ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve ile …’e verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 5.855,65 TL (bilirkişi ücreti, ATK faturaları, posta masrafı v.s.) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 5.107,56 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Davalı … Sigorta Şirketi tarafından yapılan 36,50 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
12-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … Sigorta vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza