Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/223 E. 2021/8 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2011/223
KARAR NO : 2021/8

KARŞI DAVA : Alacak, Sözleşmenin Feshi Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARŞI DAVA TARİHİ : 13/04/2012
KARAR TARİHİ : 12/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirketin, 2004 yılından tek yetkili distribütörlük ilişkisinin sona erdiği tarih olan 2010 yılına kadar kesintisiz olarak davalı şirkete ait … marka dijital fotoğraf makinesi ürünlerinin (“Ürün”) Türkiye çapında irtibat halinde olduğu firmalar kanalı ile pazarlama, satış ve dağıtımını gerçekleştirdiği; davacı müvekkili şirketin, davalı şirketin “Ürün” ile ilgili Türkiye çapındaki pazar payını %0,5 oranından %25 oranına, davalı şirketin ürüne ilişkin Türkiye çapındaki pazar payını 2006 yılı itibarıyla 1. sıraya yükselttiği ve söz konusu birincilik derecesinin 2009 yılı sonuna kadar korunduğu; davacı müvekkili şirkete, davalının 12.06.2007 tarihinde kurulmuş ve tescil edilmiş Türkiye temsilciliği olan…Ltd. Şti. (“…Türkiye”) tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 25.09.2009 tarihli ve … yev. no.lu İhtarnamesi’nin keşide edildiği; davacı Şirket tarafından 01.10.2009’da tebellüğ edilen söz konusu ihtarnameye ilişkin cevap ve itirazlarının Üsküdar … Noterliği’nin 20.10.2009 tarihli … yev. no.lu ihtarnamesi ile …Türkiye’ye iletildiği; davalının taraflar arasındaki tek yetkili distribütörlük ilişkisini ihlal eden nitelikteki kararı sebebiyle ve aynı zamanda ihlalin giderilmesi amacıyla davacı müvekkili şirket tarafından …Türkiye ve davalı aleyhine İstanbul … Noterliği’nin 23.02.2010 tarihli ve … yev. no.lu İhtarnamesinin keşide edildiği; davacı şirket tarafından davalı ve … Türkiye’ye iadeli taahhütlü posta yolu ile gönderilen 11.05.2010 tarihli ihtarnamesi ile müvekkili şirketin, … marka bilgi teknolojileri ürünleri ile tüketici elektroniği ürünlerinin de satış, dağıtım ve pazarlaması hususunda yetkili distribütör olması sebebiyle söz konusu ürün grupları ile ilgili yasal her türlü hak ve alacak talebi saklı tutulmak kaydı ile davacı müvekkili şirket ile davalı arasındaki …marka dijital fotoğraf makinesi ürün grubu ile ilgili geçerli olan ve fakat davalı tarafından fiilen sonlandırılmış olan tek yetkili distribütörlük sözleşmesinin ihtarnamenin keşide edildiği tarih olan 11.05.2010 tarihi itibarıyla müvekkili şirket tarafından haklı nedenle ve derhal feshedildiğinin ve konuya ilişkin yasal yollara başvurulacağının bildirildiği; söz konusu ihtarnamenin … Türkiye tarafından 05.06.2010 tarihinde tebellüğ edildiği; müvekkili şirketin tek yetkili distribütör olarak yıllarca emek ve yatırım verdiği … marka dijital fotoğraf makinesi ürünlerinin ithalatının, 01.01.2010 itibarıyla … Türkiye tarafından yapılmasının, ürünün yurt içi piyasaya söz konusu şirket tarafından tedarik edilmesinin, müvekkili şirketin tek yetkili distribütör sıfatıyla satış, dağıtım ve pazarlamasını üstlendiği ürün grubu ile ilgili olarak…, …, …gibi perakende satış noktalarına … şirketleri tarafından doğrudan satışlar yapılması ve Mayıs 2010 itibarıyla …A.Ş.’ye distribütörlük verilmesinin müvekkili şirket ile davalı arasındaki tek yetkili distribütörlük sözleşmesinin açık ihlali anlamına geldiği; bunun da müvekkili şirket aleyhine kâr ve müşteri kaybına sebebiyet vereceği; davacı müvekkili Şirket ile davalı arasındaki distribütörlük ilişkisinin yoğunluğu ve hacmi doğrultusunda, müvekkili Şirket’in tüm faaliyet ve işlerinin büyük kısmını davalıya hasretmiş olması nedeniyle, 3 aylık fesih ihbar süresinin en az 6 ay olmasının ve davacı müvekkilinin ithal etmiş olduğu ürünler için kanundan kaynaklanan garanti ve servis hizmeti sağlama yükümlülüğünün de bulunduğu dikkate alındığında bu somut olayın özellikleri gereği fesih ihbar süresinin 1 yıl olmasının gerektiği; 2008 yılından itibaren müvekkili şirketin, lojistik merkez projesinin hayata geçişi için 44.000.000,00-USD’yi aşan bir yatırım gerçekleştirdiği; anılan yatırımın hayata geçirilişinin her aşamasının, davalının bilgisi ve gelecekte yeni …marka ürün gruplarının da müvekkili şirket vasıtasıyla dağıtımı olasılığı göz önünde bulundurularak teşvik ve tavsiyeleri dâhilinde gerçekleştiği; bu proje çerçevesinde müvekkili şirket tarafından üç yüze yakın kişinin, global ekonomik kriz şartları altında istihdam edildiği; müvekkili şirketin tamamen kendi girişim ve çabalarıyla uzun zaman ve emek harcayarak kurmuş olduğu irtibatların ve projelerin, davalının haksız ve kötü niyetli olarak makul bildirim sürelerine de uymaksızın tek yetkili distribütörlük ilişkisinin feshi sebebiyle gerçekleştirememiş olmasının müvekkili şirket açısından hem kârdan yoksun kalmasına hem de itibar kaybına sebep olduğu; taraflar arasındaki tek yetkili distribütörlük ilişkisinin sona ermesinden önce müvekkili şirkete bağlı olarak çalışan tüm alt bayilerin, taraflar arasındaki tek yetkili distribütörlük ilişkisinin sona ermesinden sonra davalı ve … Türkiye’ye bağlı olarak çalışmaya başlaması hususunun da müvekkili şirkete ticari itibar ve maddi açıdan büyük zarar verdiği; müşteri (denkleştirme) tazminatının hesabında müvekkili şirketin nakıs kalan geçmiş dönem net kârına göre değil, fesih anı itibarıyla davalı şirkete bıraktığı müşteri portföyü, pazar payı ve yarattığı marka değeri ve elde edeceği net kâr da dikkate alınarak davalıya devredilen katma değere göre hesaplanmasının hakkaniyete uygun olacağı; müvekkili şirket ile en sonuncusu 2009 yılı Aralık ayında olmak üzere ürünün reklâm ve tanıtımına ilişkin müşterek reklam sözleşmeleri, pazarlama destek sözleşmeleri imzaladıkları; bu kapsamda söz konusu teşvik, yatırım ve istihdamların gerçekleşmesi ve davalının ürün reklam ve tanıtımına ilişkin müşterek reklâm sözleşmesi, pazarlama destek sözleşmeleri imzalamasının, davalının “…” sorumluluğunun doğmasına ve buna bağlı olarak da tek yetkili distribütörlük sözleşmesinin sona erdirilmesiyle davalının yaratmış olduğu güven ilişkisinin ihlaline sebebiyet verdiği hususlarını beyanla; davacı müvekkilinin fazlaya dair her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak üzere uğradığı toplamda 18.000.000,00-$’ı aşacağı düşünülen zararın 250.000,00-$ tutarında maddi zarar, 250.000,00-$ tutarında yoksun kalınan kâr, fesih sebebiyle davacı müvekkili Şirket’in ticari itibarının ve markasının tüketiciler nezdinde zedelenmiş olmasına karşılık gelen 500.000,00-$ tutarında manevi zarar ve 4.000.000,00-$ tutarında müşteri (denkleştirme) tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 5.000.000,00-$ karşılığı 7.564.000,00-TL’nin feshin davalı tarafından fiilen gerçekleştirildiği tarih olan 01.01.2010 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak avans faiz oranına göre hesaplanacak faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; usul yönünden, yetkili mahkeme, tahkim ve davada uygulanacak hukuk ile ilgili açıklama ve itirazlarının sunulduğu; davacının, … marka bilgisayar ve elektronik ürünlerinin Türkiye’de satışına 2004 yılında değil, 2001 yılında başladığı; … marka bilgisayar, elektronik ve diğer ürünlerin tamamının hiçbir zaman sadece davacı tarafından satışının söz konusu olmadığı; davacının, … marka bilgisayar ve elektronik ürünlerinin Türkiye’de satışına başlamadan önce ve sonrasında, … markasının rakipleri olan “…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …” gibi markaların bilgisayar ve elektronik ürünlerini de satmakta olduğu ve davacının bu rakip markalı ürünleri halen satmaya devam ettiği gibi, davacının 2005 yılından itibaren kendi markası olan “…” markası altında da bilgisayar ve elektronik ürünleri satmakta olduğu; davacının Türkiye’de … marka bilgisayar ve elektronik ürünleri için “tek yetkili (münhasır) distribütörlüğü”nün asla söz konusu olmadığı ve taraflar arasında bu konuda herhangi bir mutabakatın bulunmadığı; bu davaya konu edilen … marka “dijital fotoğraf makinesi” ürününün Türkiye pazarında yoğun olarak 2004 yılından itibaren satılmaya başlandığı; davacının iddiasının aksine bahsi geçen 25.09.2009 tarihli yazıda, davacı ile olan ticari ilişkinin sona erdirildiğine ve davacının artık Türkiye’de … marka ürünleri, bu meyanda “dijital fotoğraf makinesi”ni satamayacağına ilişkin bir ifadeye yer verilmediği; nitekim, gerek 17.08.2009 tarihli toplantı gerekse 25.09.2009 tarihli yazıdan sonra davacının … marka ürünleri “dijital fotoğraf makinesi” dahil satmaya devam ettiği ve işbu davanın açıldığı tarih itibarıyla da satmaya devam ettiği; davacının, 25.09.2009 tarihli … yazısına, Üsküdar … Noterliği vasıtasıyla gönderdiği 20.10.2009 tarihli yazısında, davacının hiçbir şekilde … marka ürünlerinin Türkiye’de münhasır distribütörü olduğunu iddia etmediği, … marka ürünleri kendi içinde ayırıma tabi tutarak “dijital fotoğraf makinesi” ile ilgili ayrı bir talepte bulunmadığı; sadece 25.09.2009 tarihli bilgilendirme yazısını bir fesih yazısı zannederek fesih için verilen sürenin yeterli olmadığı konusunda beyanda bulunduğu; gerek davacının, daha sonra 03.11.2009 tarihinde gönderdiği e-mailinde, gerekse bu e-mailine verilen cevap yazısında davacının “münhasırlığından” asla bahsedilmediği gibi, … marka ürünleri kendi içinde ayırıma tabi tutarak “dijital fotoğraf makinesi” ile ilgili ayrı bir beyanda da bulunulmadığı; davacının, ilk defa, avukatı tarafından gönderilen ilk ihtarname olan 16.02.2010 tarihli ihtarnamesi ile … ürünlerinin ithalatını “tek satıcılık sözleşmesi” çerçevesinde yaptığını iddia etmesine rağmen, işbu ihtarnamede … marka ürünleri kendi içlerinde bir ayırıma tabi tutarak “dijital fotoğraf makinesi” ile ilgili farklı bir iddiada bulunmadığı, münhasırlığın tüm ürünler bakımından olduğu anlamına gelecek şekilde beyanda bulunulduğu; davacının, 23.02.2010 tarihinde gönderdiği iki ayrı İhtarname ile ilk defa münhasırlık iddiasını … markalı ürünler bazında ayırarak, münhasırlığın sadece “dijital fotoğraf makinesi” ürünü ile ilgili olduğunu iddia ettiği; davacının, daha sonra, … şirketlerinden alınan bazı … marka ürünlerin satış sonrası servis hizmetlerinin 01.09.2009 tarihinden itibaren … Ltd. Şti. tarafından yerine getirileceğine dair 16.04.2010 tarihli Protokolü imzaladığı; bahsi geçen Protokol’de; davacının sadece ithalatçı olduğunun ve … marka ürünlerin Türkiye’ye ithalatını yapmış olduğunun belirtildiği ve davacının “münhasır distribütör” olduğundan söz edilmediği; davacının, 11.05.2010 tarihinde gönderdiği yeni bir ihtarname ile … markalı ürünlerden sadece “dijital fotoğraf makinesi” ürünü için “tek yetkili distribütör” olduğu yönündeki 23.02.2010 tarihli ihtarnamesindeki iddialarını yinelediği ve sadece … markalı “dijital fotoğraf makinesi” ürünü ile ilgili olan ticari ilişkinin davacı tarafından 11.05.2010 tarihi itibarıyla tek taraflı olarak feshedildiğini bildirdiği; davacının işbu davanın açıldığı tarihe kadar … markalı diğer ürünler ile ilgili olarak herhangi bir fesih bildiriminde bulunmadığı; davacının tek taraflı olarak yaptığı 11.05.2010 tarihli fesih bildirimine 26.05.2010 tarihinde cevap verildiği; bu cevapta da 01.01.2010 tarihi itibarıyla davacının ticari ilişkisine son verilmediği tekrar beyan edilerek, davacının “münhasır distribütör olmadığı”, bu nedenle de başka şirketlere de distribütörlük verilmesinin piyasa şartlarının gereği olduğu, davacının bir yandan münhasır distribütör olduğunu iddia ederken, diğer yandan … markalı ürünleri yurtdışındaki farklı şirketlerden de aldığı ve ayrıca farklı marka ürün gruplarının da distribütörlüğünü aynı anda yaptığı, davacının iddialarının kabulünün mümkün olmadığının davacıya bildirildiği; davacının işbu davayı açtıktan sonra da davalı şirketten … marka… (…) ürünlerini almaya devam ettiği ancak borçlarını ödememekte ısrar etmesi üzerine davalı müvekkilinin, Beşiktaş … Noterliği’nin 11.02.2011 tarihli ve … yev. no.lu ihtarnamesini davacıya göndererek, faiz hariç toplam 5.560.899,00-$ borcun 20 gün içinde ödenmesini, aksi takdirde ticari ilişkinin sona erdirilmesi de dahil yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği; davacının verilen sürede borcu ödememesi üzerine, davacı ile davalı arasındaki tüm ticari ilişkinin davalı tarafından Beşiktaş … Noterliği’nin 22.03.2011 tarihli ve… yevmiye no.lu ihtarnamesi ile sona erdirildiği; bu davadaki gerçeğin, taraflar arasındaki ticari ilişkinin “tek satıcılık ilişkisi” niteliğinde olmadığı, “bayilik” niteliğinde olduğu; ticari ilişkinin davacı tarafından haksız ve tek taraflı olarak sona erdirildiği; ilişkiyi kendisi sona erdiren bir tacirin, kâr kaybı, maddi veya manevi tazminat veya müşteri tazminatı vb. herhangi bir tazminat isteyemeyeceği; davacının, feshi ihbar süresinin kısa olduğu iddiasına dayalı kâr kaybı talebinin her halükârda Kanuna aykırı olduğu; bir an için, feshi davalı müvekkilinin yaptığı varsayılsa dahi (-ki böyle bir durumun söz konusu olmadığı), sayın davacının fesih bildirimi olduğunu iddia ettiği ihbarın önce 17.08.2009 tarihli toplantıda kendisine iletildiği, daha sonra da 25.09.2009 tarihli yazı ile feshin 01.01.2010 tarihinde hüküm ifade edeceğinin bildirildiği; bu tarihler arasındaki zamanın dörtbuçuk aydan fazla bir zamana tekabül etmesi nedeniyle, Kanuna uygun bir fesih önelinden daha uzun bir fesih öneli verildiği; öte yandan, davacının ithal ettiği ürünler için kanundan kaynaklanan garanti ve servis hizmeti sağlama yükümlülüğü bulunduğu için fesih ihbar süresinin 1 yıl olması gerektiği yönündeki iddiasının maddi gerçeklere aykırı olduğu, zira davacının, 01.09.2009 tarihinden itibaren, protokolde belirtilen … şirketlerinden satın aldığı … marka ürünlerin satış sonrası servis hizmetlerinin … Ltd. Şti. tarafından yerine getirileceğine ilişkin 16.04.2010 tarihli Protokolü imzaladığı; dolayısıyla da, davacının 01.09.2009 tarihinden itibaren anılan Protokol kapsamında herhangi bir garanti servis yükümlülüğünün kalmadığını beyanla bahsi geçen gerçeğe rağmen, davacının, sadece tek bir ürün ile ilgili olarak yapıldığını iddia ettiği fesih için 6 aylık (hatta 1 yıllık) feshi ihbar süresi verilmesini istemesinin hukuken haklı görülmesinin kesinlikle mümkün olmadığı; fesih süresi sebebiyle davacının somut olarak bir zarara uğramış olması ihtimalinin de bulunmadığı; herhangi bir üretim yapmayan ve sadece distribütör olan davacının, tek bir ürünün toptan satışı için 300 kişi çalıştırdığına inanmanın son derece güç olduğu; fesih süresi uzun tutulsaydı, stoklardaki malların elden çıkarılabileceği ve itibarı kaybolmadan tüketicilerden gelen siparişleri karşılayabileceği yönündeki iki ayrı iddianın da öncelikle birbirleriyle çelişkili olduğu, zira davacının bir yanda stokundaki malları satacak kafi süre olmadığını, diğer yandan da satacak malı olmadığı için tüketicilerin siparişlerini karşılayamadığından ticari itibarının kaybolduğunu iddia etmesinin çelişki olduğu; somut olayda şayet lojistik binası için yapıldığı iddia edilen bina, masraf olarak telakki edilirse bu masrafı davacının yüklenmesinin gerektiği; yatırımın her türlü iş için kullanılabilecek bir bina olması karşısında, binanın, başka bir şekilde değerlendirilemeyeceğini iddia etmenin imkânsız olması nedeniyle, bu yatırım dolayısı ile davacının davalıdan herhangi bir tazminat talebinde bulunmamasının gerektiği; davacının ticari itibarını zedeleyecek somut hiçbir eylemin bulunmadığı ve salt ticari ilişkinin sona ermiş olmasının davacının manevi tazminat talebinin gerekçesi olamayacağı için davacının manevi tazminat talebinin de her halükârda Kanuna aykırı olduğu; doktrinde belirlenen ve Yargıtay tarafından da benimsenen “müşteri (denkleştirme) tazminatı” talebinin de her halükârda Kanuna aykırı olduğu; ticari ilişkiyi davacının tek taraflı kararı ile sona erdiğinden ve bu sona erdirmenin hiçbir haklı gerekçesi bulunmadığından davacının müşteri tazminatı talep edemeyeceği; sözleşme süresince rakip malları satmış olan tek satıcının sözleşmenin sona ermesinden sonra mevcut müşterilerine ürün satmaya devam edebiliyor olmasının, tek satıcının sözleşmenin sona ermesinden sonra müşteri çevresini kaybetmiş olduğu anlamına gelmeyeceği; sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi olmaması halinde, davacının sözleşmeye konu ürünler için yaptığı reklâm ve pazarlama çalışmalarının, müşteri tazminatı talebinin gerekçesi olarak gösterilemeyeceği; … markasının Türkiye’de yayılması için … şirketlerinin de devamlı bir pazarlama faaliyeti içinde oldukları; davacı tarafından yapılan pazarlama çalışmalarına dahi … şirketlerinin her zaman %50 oranında iştirak ettiği; davaya konu edilen “dijital fotoğraf makinesi” ürününün, davacı tarafından yaratıldığı iddia edilen müşteriler tarafından tekrar tekrar satın alınıp alınmayacağının kesinlikle belli olmadığı; davaya konu ürünün özellikleri dikkate alındığında, “markaya bağlı” bir müşteri kitlesinden bahsetmenin mümkün olmadığı; bu nedenle de müşteri tazminatı talebinin reddedilmesinin gerektiği; taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığından, avans faiz oranının uygulanmasının talep edilemeyeceği; ayrıca manevi tazminat bakımından avans faizi istenmesinin her halükârda Kanuna aykırı olduğu; öte yandan, ortada bir temerrüt ihtarının da söz konusu olmaması nedeniyle, faizin 01.01.2010 tarihinden itibaren işletilmesinin de hukuken mümkün olmadığı; davacının işbu davadaki taleplerini doğrudan Türk Lirası üzerinden istemesi gerekirken, manevi tazminat, maddi tazminat, müşteri tazminat ve kâr kaybı taleplerini USD karşılığı Türk Lirası olarak istemesinin de Kanuna aykırı olduğu hususlarını beyanla, öncelikle yetki itirazlarının ve tahkim itirazlarının kabulüne; Mahkeme’nin kendini işbu davada yetkili görmesi halinde ise, işbu davadaki iddiaların gerçeklere aykırı; bu iddialara dayalı taleplerin ise, her halükârda Kanuna ve Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına aykırı olması nedeniyle, bu davadaki taleplerin tamamının reddine; işbu haksız dava ile ilgili her türlü yasal haklarını saklı tutarak karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/382 Esas ve 2012/120 Karar sayılı dava dosyasında; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalılardan … Ltd. arasında 2001 yılından bu yana kesintisiz olarak devam eden … marka monitör ürün grubunun Türkiye deki satış, dağıtım ve pazarlaması kapsayan distribütörlük sözleşmesinin davalılar tarafından ihlali ve feshi sebebiyle müvekkili şirketin fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak üzere müşteri tazminatı ile müvekkili şirketin uğramış olduğu maddi zarar, yoksun kalınan kar, fesih sebebiyle müvekkili şirketin ticari itibarının ve markasının tüketiciler nezdinde zedelenmiş olmasına karşılık gelen manevi zarar olmak üzere şimdilik toplam 11.383 USD karşılığı 20.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/382 Esas ve 2012/120 Karar sayılı dava dosyasında ; Davalı … Ltd. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirket’in Türkiye’de merkezi veya yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunmadığı; merkezinin Kore’nin Suwon şehrinde olduğu; malın teslim borcunun davalı müvekkilinin borcu olduğundan ve davalının işyerinin de Kore’de bulunması nedeniyle, işbu davada Kore Hukuku’nun uygulanmasının gerektiği; Davacının ticari ilişkinin sona erme tarihi olarak gösterdiği 01.01.2010 tarihinin Sayın Mahkeme tarafından da ticari ilişkinin sona erme tarihi olarak kabul edilmesi halinde, işbu davanın 08.09.2011 tarihinde açılması nedeniyle, davacının portföy tazminatı, maddi ve manevi tazminat taleplerinin, bu taleplerin esas bakımından haklı olup olmadığı yönünde hiçbir inceleme yapılmadan zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiği; Daha önce diğer davalı … Ltd. Şti. (“…”) tarafından sunulan davanın esası ile ilgili beyanların ve belgelerin, davalı müvekkili Şirket bakımından da geçerli beyan ve belgeler olduğu; Türkiye’de satılan … marka bilgisayar ve elektronik ürünlerin; “monitör, projektör, dizüstü bilgisayar, …, optik disk, mp3 çalar, video kamera, fotoğraf makinesi, telefon, printer, …” gibi ürünler olduğu; Türkiye’de … marka bilgisayar, elektronik ürünler ve diğer ürünlerin, sayıları her zaman birden fazla ve hiçbiri münhasır olmayan distribütörler tarafından satıldıkları; Davacının daha önce farklı … şirketlerinden satın aldığı … markalı ürünleri 01.01.2010 tarihinden sonra Türkiye’de kurulu bulunan ve … Grubu Şirketi olan …’den satın almasının kendisi için de bazı kolaylıklar sağladığı; Davacının da bugüne kadar 11.05.2010 tarihli İhtarnamesi ile sadece … marka dijital fotoğraf makinesi ürünü ile ilgili fesih bildiriminde bulunduğu (-ki o fesih bildiriminin de esasen haksız olduğu); … markalı ürünler ile ilgili taraflar arasındaki ticari ilişkinin, … tarafından gönderilen 22.03.2011 tarihli fesih ihbarnamesinde verilen 3 aylık fesih ihbarının sonunda 23.06.2011 tarihinde sona ermiş olduğunun kanaatlerince tartışmasız olduğunu beyanla; öncelikle usulü itirazları sebebiyle davanın reddine, bu talepleri kabul edilmediği takdirde ise, işbu davadaki iddiaların gerçeklere aykırı, bu iddialara dayalı taleplerin ise, her halükârda Kanuna ve yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğundan, bu davadaki taleplerin tamamının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tek satıcılık sözleşmesinin tarafı olmadığı; bu durumda, bir an için, davacının reklam ve pazarlama faaliyetlerinde bulunduğu kabul edilse bile, bu durumun, davacının ticari menfaati gereği olduğu ve ayrıca müşteri tazminatı talep edilmesi sonucunu doğurmayacağı; … markasının Türkiye’de yayılması için … şirketlerinin de devamlı bir pazarlama faaliyeti içinde oldukları ve bu amaçla çok büyük harcamalar yaptıkları; davacı tarafından yapılan pazarlama çalışmalarına dahi … şirketlerinin %50 oranında iştirak ettikleri; davacının, nihai tüketicilere doğrudan ürün satmadığı;…, …, …, …, …,…, …, … Bilgisayar, …, …, … gibi büyük firmalara ve bazı bayilere toptan olarak ürün sattığı; bu “büyük mağaza” ve “bayilerin” müşteri tazminatındaki “müşteri” sayılıp sayılmayacağı, “müşterilerin” alım tekrarı olan “nihai tüketici” olması gerekip gerekmediğinin de dikkate alınmasının gerektiği; davacının… adresindeki internet sitesi incelendiğinde, işbu dava tarihi itibarıyla da gerek monitörler gerekse diğer bilgisayar ürünleri bakımından ticari faaliyetine devam ettiğinin açıkça görülmekte olduğu; bahsi geçen tüm engellere rağmen, bu davada müşteri tazminatı hesaplanacak olursa davacının önerdiği hesaplama yönteminin asla uygulanamayacağı gibi, davacı ile … arasındaki ticari ilişkinin sadece 1,5 yıl devam etmiş olduğunun da dikkate alınması gerektiği; davacının işbu davadaki taleplerini doğrudan Türk Lirası üzerinden istemesi gerekirken, manevi tazminat, maddi tazminat, müşteri tazminat ve kâr kaybı taleplerini ABD Doları karşılığı Türk Lirası olarak istemesinin kanuna aykırı olduğu hususlarını beyanla, … avadaki iddiaların gerçeklere aykırı olması ve taleplerin ise, her halükarda Kanuna ve yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına aykırı olması nedeniyle taleplerin tamamen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/170 Esas ve 2012/87 Karar sayılı dava dosyasında; Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı borçlu arasında var olan uzun süreli ticari ilişki çerçevesinde davalının müvekkili şirketten en son satın aldığı, faturalar ve sevk irsaliyeleri ile davalıya teslim edildiği sabit olan ürünlere ilişkin bedelleri tahsil edemediklerini, fatura bedellerinin ödenmesi için davalıya ihtarname gönderildiğini, buna rağmen borcunu ödemeyen davalı hakkında … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız olarak borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek davalının borca itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %40′ tan az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
Birleşen Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/170 Esas ve 2012/87 Karar sayılı dava dosyasında; Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının davaya devam edebilmesi için öncelikle yabancılık teminatı yatırması gerektiğini, davacı/karşı davalının HMK 114/d ve e bentleri uyarınca davada taraf ehliyeti ve davayı takip yetkisi bulunmadığını, çünkü davacı/karşı davalı şirketin bu davanın konusunu teşkil eden hard disklere ilişkin bölümünün 19/04/2011 tarihinde …Şirketine satılarak devredildiğini, ayrıca davacı/karşı davalının davasının mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin davacı/karşı davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını bu nedenle davacının davasının reddine ve %40′ tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca karşı davasında; müvekkili ile karşı davalı arasında …ürünlerinin satış, pazarlama ve servis desteği sağlanması amacıyla distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmeyi başarıyla ifa ettiğini, buna rağmen 2011 yılında sözleşmenin karşı davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, müvekkili ile karşı davalı arasında 2001-2011 yılları arasında devam eden oldukça geniş kapsamlı ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişkiye istinaden imzalanan … sözleşmelerinin de karşı davalı tarafından açıkça ihlal edildiğini, … sözleşmelerinin çeşitli arızalar nedeniyle değişim ya da iade amaçlı müvekkiline geri dönen ürünlerin üretici firmaya iade edilmesi ve karşılığında yeni ürünlerin müvekkiline gönderilmesine ilişkin hükümler içerdiğini, bu sözleşmeler gereğince karşı davalının yenileriyle değiştirilmiş … ürünlerini ürünlerin Türkiye’ den çıkış tarihinden itibaren 3 ay içerisinde müvekkiline göndermeyi kabul ettiğini, bu süreye uyulmaması halinde kredi servis hizmeti sağlayacağı yani geciken ürünler için hak ediş bedeli olarak … (…) vereceğinin hüküm altına alındığını, ancak bugüne kadar karşı davalının 61.689 adet üründe 3 aylık süreyi aşığını, bu ürünlere ilişkin ödemeyi taahhüt ettiği … tutarı için şimdilik 1.000,00-ABD Doları karşılığı 1.796,60 TL’nin ihlal tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsilini, karşı davalının kötü niyetli olarak uhdesinde bulundurduğu ve müvekkilinin tüm çabalarına rağmen göndermekten imtina ettiği 1497 adet… ürünleri karşılığında 74.730,90-ABD Doları için 133.887,88 TL’ nin fatura tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsilini, … sözleşmesine aykırı olarak bir yıl içinde arıza nedeniyle geri dönen ürünlerin o yıl içerisinde satın alınan ürünlerin %3’ünü geçmesi nedeniyle müvekkiline ödemeyi taahhüt ettiği ancak ödemediği maliyetler için şimdilik 1.000,00-ABD Doları karşılığı 1.791,60-TL’nin ihlal tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini, distribütörlük sözleşmesinin konusunu teşkil eden …Biriminin…Şirketine devrinden dolayı müvekkilinin uğradığı maddi zararlar için şimdilik 1.000,00-ABD Doları karşılığı 1.791,60-TL’nin ve manevi zararlar için 20.000,00-ABD Doları karşılığı 35.832,00-TL’ nin sözleşmenin haksız feshi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini, fazlaya dair her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili şirketin söz konusu haksız fesih nedeniyle uğradığı maddi zararlar için şimdilik 1.000,00-ABD Doları karşılığı 1.791,60-TL’nin yoksun kalınan kâr için şimdilik 1.000,00-ABD Doları karşılığı 1.791,60-TL’nin, fesih sebebiyle müvekkili şirketin ticari itibarının ve markasının tüketiciler nezdinde zedenmiş olması nedeniyle uğradığı manevi zararlar için 80.000,00-ABD Doları karşılığı 143,328,00-TL’nin, müşteri tazminatı olmak üzere şimdilik 1.000 ABD Doları karşılığı 1.791,60-TL’nin, “ …” sorumluluğu kapsamında müvekkili şirketin yukarıda sayılan zararlarının da tazmini için 1.000,00-ABD Doları karşılığı 1.791,60-TL olmak üzere tüm tutarların sözleşmenin haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
…İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; … Ltd. tarafından…A.Ş. hakkında 5.560.899,80-USD asıl alacak + 388.000,00-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.948.899,80-USD tutarındaki toplam alacağın (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) takip tarihinden tahsiline kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %9 faizi ile birlikte tahsili talebi ile 21.11.2011 tarihi itibariyle takibe geçildiği, takibin, ödenmemiş fatura alacağına istinaden yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dışı…’un 18/04/2019 tarihli müzekkereye ilişkin cevabi yazısında; Davacı … A.Ş. İle aralarında akdedilen Beşiktaş … Noterliği’nin 20.04.2006 tarihli ve … yevmiye numaralı, …sayılı düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi ile İstanbul İli Tuzla İlçesi … Köyü … Ada, … Parselde bulunan arsa ile ilgili sat ve geri kirala işleminin gerçekleştirildiğini, bu kapsamda 27.09.2006 tarihinde söz konusu arsanın …A.Ş. tarafından edinildiğini, sözleşmeden bir müddet sonra finansal kiralamaya konu arsa üzerinde üretim, lojistik ve idari bina inşaatı ve finansmanına yönelik olarak şirketleri ile davacı… A.Ş.arasında Beşiktaş … Noterliği’nin 21.03.2007 tarihli …yevmiye numaralı… sayılı düzenleme şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi ile akdedildiğini, inşaatın tamamlanması üzerine … A.Ş. depo ve idari binanın mülkiyetini 26.12.2008 itibariyle iktisap edildiğini, davacının her iki sözleşme tahtında şirketlerine yaptığı ödemeleri gösterir dekontaları işbu yazı ile dosyaya sunduklarını, davacının iki sözleşmeye konu kira borçlarını ödemede temerrüde düşmesi nedeniyle 04.08.2011 tarihiyle feshedildiğini, davacının fesih tarihi itibariyle şirketlerine olan toplam borcun 3.566.905,58-ABD Doları olduğunu, sözleşme feshedildikten sonra tahsil sürecinin başlatıldığını, alacakları ve söz konusu gayrimenkul … A.Ş.ye 12.06.2014 tarihinde devredildiğini, bu nedenle depo ve idari binanın davacı tarafından fiili tahliye tarihinin kendilerince bilinmediğinin bildirmiş, yazılarının eklerinde … Sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesi ve tapu senedi, … sayılı Finansal Kiralama sözleşmesi ve tapu senedi, ödeme dekontları, …A.Ş. adına tapu senedi ile imza sirkülerini sundukları anlaşılmıştır.
… A.Ş.’nin müzekkereye ilişkin cevabi yazısında; şirketlerinin söz konusu dijital makinelerini 01.01.2010 tarihine kadar… Tic. AŞ.’den 01.01.2010 tarihinden itibaren ise … Ltd.’den tedarik ettiklerini; ancak 06.01.2010 tarihinde bir kereye mahsus olmak üzere 500 adet Gümüş renk, 500 adet siyah renk … Dijital Fotoğraf Makinesi …A.Ş.’den tedarik edildiği anlaşılmıştır.
…’ın 02/03/2012 tarihli müzekkereye ilişkin cevabi yazısında; … markalı dijital fotoğraf makinesi ürününün 01.01.2010 tarihinden önce ve 12.05.2010 tarihine kadar … Ticaret A.Ş.’den tedarik edildiğini, 26.05.2010 tarihinde … A.Ş.’den alım yapıldığını, 15.07.2011 yılından itibaren … Ltd Şti.nden ürün tedariği yapıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
… A.Ş.’nin 05.03.2012 tarihli müzekkereye ilişkin cevabi yazısında; şirket kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda söz konusu … markalı dijital fotoğraf makinesi 01.01.2010 tarihine kadar davacı … Ticaret A.Ş.’den tedarik edildiğini, 01.01.2010 tarihinden sonra ise davalı … Ltd.’den tedarik edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
…Limited Şirketi’nin 09.05.2012 tarihli müzekkereye ilişkin cevabi yazısında; 01.01.2010 tarihine kadar … marka dijital fotoğraf makinelerinin kendileri tarafından, …A.Ş. Unvanlı firmadan tedarik edildiğini, 01.03.2010 tarihinden itibaren ise … marka dijital fotoğraf makinelerinin kendileri tarafından …Limited Şirketi unvanlı firmadan tedarik edildiğini, 01.01.2010 ile 01.03.2010 tarihleri arasındaki dönem olan 01.01.2010 ve 01.02.2010 dönemlerinde ise … marka dijital fotoğraf makinelerinin kendileri tarafından, …A.Ş. Unvanlı firmadan tedarik edildiğini, ancak bununla beraber Mart 2010-Mayıs 2010-Haziran 2010 ve Temmuz 2010 aylarında da kendileri tarafından …A.Ş.unvanlı firmadan belirli miktarlarda … marka dijital fotograf makinelerinin tedarik edildiği bildirilmiştir.
Birleşen dava davacısı- karşı davalı … Ltd. vekili 23.12.2020 tarihli terditli ıslah dilekçesi, davalı … A.Ş ise; 26.09.2019 tarihli ıslah dilekçesinin 3 numaralı bendi ile takas beyanında bulundukları anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 24.01.2019 tarihli kök bilirkişi raporunda özetle;
“….
I-Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ve üç dava konusu uyuşmazlık çerçevesinde;
1-Kanaatimizce, Davacı, davalı … ’nun çeşitli ürünler bakımından Türkiye Distribütörüdür (Türkiye Bayisidir).
2-Davacı-karşı davalı … ile davalı-karşı davacı … Ltd. arasındaki ticari ilişkinin sona ermesi ve kâr yoksunluğu talebi hakkındaki değerlendirmelerin sonuçları itibarıyla;
a)Eğer Sayın Başkanlığınız, belirsiz süreli sözleşmelerin sona ermesine dair acentelik hükümlerinde yer alan 3 aylık sürenin uygulanması gerektiği görüşünü benimseyecek olur ise davacıya yeteri kadar süre verilerek distribütörlüğün sona erdiği sonucuna ulaşılacaktır. Takdiri tamamen Sayın Başkanlığınıza aittir.
b)Eğer Sayın Başkanlığınız taraflar arasındaki ticari ilişkinin yoğunluğunu ve hacmini nazara alarak 3 aylık sürenin yetersiz olduğu, bunun yerine belirsiz süreli adi ortaklığın sona ermesinde öngörülen 6 aylık sürenin uygulanması gerektiği görüşünü benimseyecek olur ise davacıya tanınan sürenin 6 aydan az olan kısmına tekabül edecek kâr mahrumiyeti talep edebileceği sonucuna ulaşılacaktır. Takdiri tamamen Sayın Başkanlığınıza aittir.
3-Portföy tazminatı talebi hakkında ulaşılan sonuç itibarıyla;
Raporumuzda önerilen şekilde yapılan hesaplama sonucunda hakkaniyete uygun portföy tazminatının belirlenebileceği kanaati ile ilgili olarak da takdiri tamamen Sayın Başkanlığınıza aittir.
Başkanlığınıza aittir.
II-Yukarıda Sayın Mahkemenin Takdirlerine Sunulan Değerlendirmeler Çerçevesinde ise;
Gerek asıl dava gerekse birleşen iki dava konusu talepler ile ilgili ulaşılabilecek finansal sonuçlar, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere seçenekler halinde sunulmuştur.
1-Asıl Dava Konusu Talepler Yönünden:
Davacı şirketin asıl dava konusu alacak talepleri
Dava konusu talep (şimdilik kaydıyla USD)

1.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 3 ay kabulü )
(3-3=0 ay)
2.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 6 ay kabulü )
(6-3=3 ay)
3.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 12 ay kabulü )
(12-3=9 ay)
Maddi zarar
*250.000,00
23.844.009,49
23.844.009,49
23.844.009,49
Davacı tarafından yaptırılan iş merkezi yatırımından kaynaklanan zarar

*250.000,00

23.844,009,49

23.844.009,49

23.844.009,49
İşten çıkarılmak zorunda kalınan çalışanların ihbar ve kıdem tazminatları

*250.000,00

0,00

0,00

0,00
Yoksun kalınan kar karşılığı (dijital fotograf makinesi)

250.000,00

0,00

1.485.231,00

4.455.693
Manevi tazminat
500.000,00
Sayın Mahkemenin Takdirinde
Sayın Mahkemenin Takdirinde
Sayın Mahkemenin Takdirinde
Denkleştirme tazminatı (3.867.943x%25)

4.000.000,00

966.985,75

966.985,75

966.985,75
TOPLAM
5.000.000,00
24.810.995,24
26.296.226,24
26.296.226,24

2-Birleşen 1. Dava Konusu Talepler Yönünden:
Davacı şirketin asıl dava konusu alacak talepleri
Dava konusu talep (şimdilik kaydıyla USD)

1.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 3 ay kabulü )
(3-3=0 ay)
2.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 6 ay kabulü )
(6-3=3 ay)
3.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 12 ay kabulü )
(12-3=9 ay)
Maddi zarar

*300,00
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
Davacı tarafından yaptırılan iş merkezi yatırımından kaynaklanan zarar

*300,00
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
İşten çıkarılmak zorunda kalınan çalışanların ihbar ve kıdem tazminatları

*300,00
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
Yoksun kalınan kar karşılığı (monitör)
300,00
0,00
649.866,00
1.949.598,00
Manevi tazminat
783,00
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDEDİR
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDEDİR
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDEDİR
Denkleştirme tazminatı (monitör) (3.192.214x%25)

10.000,00

798.053,50

798.053,50

798.053,50
TOPLAM
11.383,00
798.053,50
1.447.919,50
2.747.651,50

3-Birleşen (2.) Dava Konusu Talepler Yönünden:
a)Birleşen Davada Davacı Konumundaki (Asıl Davada Davalı) Şirketin icra takibine konu tarih itibarıyla davalı şirketten asıl alacak bakiyesinin 5.560.899,80 USD tutarında olduğu mali incelemede tespit edilmekle, takip tarihi itibarıyla talep edilen 388.000 USD’lik işlemiş faizi ile toplam alacak miktarı 5.948.899,80 USD düzeyindedir.
b)Birleşen Davada Davalı Konumundaki (Asıl Davada Davacı) Şirketin birleşen (2.) davada karşı dava konusu talepleri itibarıyla hesaplama seçenekleri de aşağıdaki tabloda sunulduğu gibidir:
Birleşen 2. Davada davalı (Asıl davada davacı) şirketin karşı dava konusu alacak talepleri

Dava konusu talep (şimdilik kaydıyla USD)

1.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 3 ay kabulü )
(3-3=0 ay)
2.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 6 ay kabulü )
(6-3= ay)
3.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 12 ay kabulü)(12-3=9 ay)
Geri dönüş süresi
3 ayı geçen …
ürünleri için…Note Tutarları
1.000,00
4.325.912,49
4.325.912,49
4.325.912,49
1497 … ürünü için talep
74.730,90
74.730,90
74.730,90
74.730,90
… sözleşmesi gereği 1 yıl içinde geri dönen ürünlerin, o yıl içerisinde satın alınan ürünlerin %3ünü geçmesinden kaynaklanan zarar
1.000,00
1.288.120,54
1.288.120,54
1.288.120,54
…biriminin …şirketine devri nedeniyle uğranılan maddi zararlar
1.000,00
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
… biriminin seagate şirketine devri nedeniyle uğranılan manevi zararlar
20.000,00
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Haksız ve kötüniyetli fesih nedeniyle uğranılan zararlar
1.000,00

ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
Yoksun kalınan kar (HDD)
1.000,00
0,00
356.211,00
1.068.633,00
Fesih nedeniyle ticari itibar kaybına yönelik manevi zarar
80.000,00
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Denkleştirme tazminatı (95.821 x %25)
1.000,00
23.955,25
23.955,25
23.955,25
“…” sorumluluğu kapsamında zararlar
1.000,00
DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ
DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ
DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ
TOPLAM
181.730,90
5.712.719,18
6.068.930,18
6.781.352,18
“şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan 15.06.2020 Tarihli ek bilirkişi raporunda;
“A-Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ve üç dava konusu uyuşmazlık çerçevesinde;
1-Kanaatimizce, Davacı, davalı …’nun çeşitli ürünler bakımından Türkiye Distribütörüdür (Türkiye Bayisidir).
2-Davacı-karşı davalı … ile davalı-karşı davacı … Ltd. arasındaki ticari ilişkinin sona ermesi ve kâr yoksunluğu talebi hakkındaki değerlendirmelerin sonuçları itibarıyla;
a)Eğer Sayın Başkanlığınız, belirsiz süreli sözleşmelerin sona ermesine dair acentelik hükümlerinde yer alan 3 aylık sürenin uygulanması gerektiği görüşünü benimseyecek olur ise davacıya yeteri kadar süre verilerek distribütörlüğün sona erdiği sonucuna ulaşılacaktır. Takdiri tamamen Sayın Başkanlığınıza aittir.
b)Eğer Sayın Başkanlığınız taraflar arasındaki ticari ilişkinin yoğunluğunu ve hacmini nazara alarak 3 aylık sürenin yetersiz olduğu, bunun yerine belirsiz süreli adi ortaklığın sona ermesinde öngörülen 6 aylık sürenin uygulanması gerektiği görüşünü benimseyecek olur ise davacıya tanınan sürenin 6 aydan az olan kısmına tekabül edecek kâr mahrumiyeti talep edebileceği sonucuna ulaşılacaktır. Takdiri tamamen Sayın Başkanlığınıza aittir.
3-Portföy tazminatı talebi hakkında ulaşılan sonuç itibarıyla;
Raporumuzda önerilen şekilde yapılan hesaplama sonucunda hakkaniyete uygun portföy tazminatının belirlenebileceği kanaati ile ilgili olarak da takdiri tamamen Sayın Başkanlığınıza aittir.
B-Yukarıda Sayın Mahkemenin Takdirlerine Sunulan Değerlendirmeler Çerçevesinde ise;
Gerek asıl dava gerekse birleşen iki dava konusu talepler ile ilgili ulaşılabilecek finansal sonuçlar, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere seçenekler halinde sunulmuştur.
1-Asıl Dava Konusu Yönünden Talepler;

Asıl Dava Konusu Alacak Talepleri

Dava konusu talep (şimdilik kaydıyla USD)

1.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 3 ay kabulü )
(3-3=0 ay)
2.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 6 ay kabulü )
(6-3=3 ay)
3.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 12 ay kabulü )
(12-3=9 ay)
Maddi zarar
*250.000,00
23.844.009,49
23.844.009,49
23.844.009,49
Davacı tarafından yaptırılan iş merkezi yatırımından kaynaklanan zarar

*250.000,00

23.844,009,49

23.844.009,49

23.844.009,49
İşten çıkarılmak zorunda kalınan çalışanların ihbar ve kıdem tazminatları

*250.000,00

0,00

0,00

0,00
Yoksun kalınan kar karşılığı (dijital fotograf makinesi)

250.000,00

0,00

1.485.231,00

4.455.693,00
Manevi tazminat
500.000,00
Sayın Mahkemenin Takdirinde
Sayın Mahkemenin Takdirinde
Sayın Mahkemenin Takdirinde
Denkleştirme tazminatı (3.867.943x%50)x%50)

4.000.000,00

966.985,75

966.985,75

966.985,75
TOPLAM
5.000.000,00
24.810.995,24
26.296.226,24
29.266.688,24

01.01.2010 tarihi itibariyle TL karşılıkları Kur ( TCMB Döviz Alış Kuru)

Maddi Zarar
35.217.602,02
35.217.602,02
35.217.602,02
Yoksun Kalınan Kar Karşılığı (Dijital Fotograf Makinesi)
0,00
2.193.686,19
6.581.058,56
Manevi Tazminat
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Denkleştirme Tazminatı (3.867.943x%50)x%50)
1.428.237,95
1.428.237,95
1.428.237,95
TOPLAM
36.645.839,97
38.839.526,16
43.226.898,53

2-Birleşen 1. Dava Yönünden Talepler;

Asıl dava konusu alacak talepleri

Dava konusu talep (şimdilik kaydıyla USD)

1.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 3 ay kabulü )
(3-3=0 ay)
2.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 6 ay kabulü )
(6-3=3 ay)
3.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 12 ay kabulü )
(12-3=9 ay)
Maddi zarar

*300,00
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
Davacı tarafından yaptırılan iş merkezi yatırımından kaynaklanan zarar

*300,00
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
İşten çıkarılmak zorunda kalınan çalışanların ihbar ve kıdem tazminatları

*300,00
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
Yoksun kalınan kar karşılığı (monitör)
300,00
0,00
649.866,00
1.949.598,00
Manevi tazminat
783,00
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDEDİR
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDEDİR
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDEDİR
Denkleştirme tazminatı (monitör) (3.192.214x%50)x0,50

10.000,00

798.053,50

798.053,50

798.053,50
TOPLAM
11.383,00
798.053,50
1.447.919,50
2.747.651,50

08.09.2011 tarihi itibariyle TL karşılıkları Kur ( TCMB Döviz Alış Kuru)

Maddi Zarar
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
Yoksun Kalınan Kar Karşılığı (Monitör)
0,00
1.134.666,04
3.403.998,11
Manevi Tazminat
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Denkleştirme Tazminatı (Monitör) (3.867.943x%50)x0,50

1.393.401,41

1.393.401,41

1.393.401,41
TOPLAM
1.393.401,41
2.528.067,45
4.797.399,52

3-Birleşen 2. Dava Yönünden Talepler;

Asıl dava konusu alacak talepleri
Dava konusu talep (şimdilik kaydıyla USD)

1.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 3 ay kabulü )
(3-3=0 ay)

2.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 6 ay kabulü )
(6-3= ay)
3.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 12 ay kabulü)(12-3=9 ay)
Geri dönüş süresi
3 ayı geçen …
ürünleri için Credit
Note Tutarları
1.000,00
4.325.912,49
4.325.912,49
4.325.912,49
1497… ürünü için talep
74.730,90
74.730,90
74.730,90
74.730,90
…sözleşmesi gereği 1 yıl içinde geri dönen ürünlerin, o yıl içerisinde satın alınan ürünlerin %3ünü geçmesinden kaynaklanan zarar
1.000,00
1.288.120,54
1.288.120,54
1.288.120,54
… biriminin seagate şirketine devri nedeniyle uğranılan maddi zararlar
1.000,00
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
… biriminin seagate şirketine devri nedeniyle uğranılan manevi zararlar
20.000,00
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Haksız ve kötüniyetli fesih nedeniyle uğranılan zararlar
1.000,00

ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
Yoksun kalınan kar (HDD)
1.000,00
0,00
111.411,00
334.933,00
Fesih nedeniyle ticari itibar kaybına yönelik manevi zarar
80.000,00
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Denkleştirme tazminatı (233.068x%50)x0,50
1.000,00
58.267,00
58.267,00
58.267,00
“…” sorumluluğu kapsamında zararlar
1.000,00
DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ
DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ
DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ
TOPLAM
181.730,90
5.747.030,93
5.858.411,93
6.081.263,93

03.04.2012 tarihi itibariyle TL karşılıkları Kur ( TCMB Döviz Alış Kuru)

Geri dönüş süresi
3 ayı geçen…
ürünleri için Credit
Note Tutarları

7.766.743,28
7.766.743,28
7.766.743,28
1497 … ürünü için talep

134.171,86
134.171,86
134.171,86
… sözleşmesi gereği 1 yıl içinde geri dönen ürünlerin, o yıl içerisinde satın alınan ürünlerin %3ünü geçmesinden kaynaklanan zarar

2.312.691,62
2.312.691,62
2.312.691,62
… biriminin seagate şirketine devri nedeniyle uğranılan maddi zararlar

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI
… biriminin seagate şirketine devri nedeniyle uğranılan manevi zararlar

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Haksız ve kötüniyetli fesih nedeniyle uğranılan zararlar

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI
Yoksun kalınan kar (…)

0,00

200.027,31

400.054,62
Fesih nedeniyle ticari itibar kaybına yönelik manevi zarar

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Denkleştirme tazminatı (233.068x%50)x0,50

104.612,57

104.612,57

104.612,57
“…” sorumluluğu kapsamında zararlar

DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ

DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ

DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ
TOPLAM

10.318.219,33
10.518.246,64
10.718.273,95

C-Sayın Mahkemece Mahrum Kalınan Kâr İçin “Her Bir Ürüne İlişkin Masraflardan Arındırılmış Net Kâr Metodu” Olarak İfade Edilen Hesaplama Yaklaşımına göre ise;
Gerek asıl dava gerekse birleşen iki dava konusu talepler ile ilgili ulaşılabilecek finansal sonuçlar, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere seçenekler halinde sunulmuştur.
4-Asıl Dava Konusu Talepler Yönünden:

Asıl Dava Konusu Alacak Talepler
Dava konusu talep (şimdilik kaydıyla USD)

1.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 3 ay kabulü )
(3-3=0 ay)

2.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 6 ay kabulü )
(6-3=3 ay)
3.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 12 ay kabulü )
(12-3=9 ay)
Maddi zarar
*250.000,00
23.844.009,49
23.844.009,49
23.844.009,49
Davacı tarafından yaptırılan iş merkezi yatırımından kaynaklanan zarar

*250.000,00

23.844,009,49

23.844.009,49

23.844.009,49
İşten çıkarılmak zorunda kalınan çalışanların ihbar ve kıdem tazminatları

*250.000,00

0,00

0,00

0,00
Yoksun kalınan kar karşılığı (dijital fotograf makinesi)

250.000,00

0,00

101.511,00

304.533,00
Manevi tazminat
500.000,00
Sayın Mahkemenin Takdirinde
Sayın Mahkemenin Takdirinde
Sayın Mahkemenin Takdirinde
Denkleştirme tazminatı (3.867.943x%50)x%50)

4.000.000,00

966.985,75

966.985,75

966.985,75
TOPLAM
5.000.000,00
24.810.995,24
24.912.506,24
25.115.528,24

01.01.2010 tarihi itibariyle TL karşılıkları Kur ( TCMB Döviz Alış Kuru)

Maddi Zarar
35.217.602,02
35.217.602,02
35.217.602,02
Yoksun Kalınan Kar Karşılığı (Dijital Fotograf Makinesi)
0,00
149.931,75
449.795,24
Manevi Tazminat
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Denkleştirme Tazminatı (3.867.943x%50)x%50)
1.428.237,95
1.428.237,95
1.428.237,95
TOPLAM
36.645.839,97
36.795.771,72
37.095.635,21

5-Birleşen (1.) Dava Konusu Talepler Yönünden:

Asıl dava konusu alacak talepleri

Dava konusu talep (şimdilik kaydıyla USD)

1.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 3 ay kabulü )
(3-3=0 ay)

2.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 6 ay kabulü )
(6-3=3 ay)
3.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 12 ay kabulü )
(12-3=9 ay)
Maddi zarar

*300,00
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
Davacı tarafından yaptırılan iş merkezi yatırımından kaynaklanan zarar

*300,00
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
İşten çıkarılmak zorunda kalınan çalışanların ihbar ve kıdem tazminatları

*300,00
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
Yoksun kalınan kar karşılığı (monitör)
300,00
0,00
95.370,00
286.110,00
Manevi tazminat
783,00
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDEDİR
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDEDİR
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDEDİR
Denkleştirme tazminatı (monitör) (3.192.214x%50)x0,50

10.000,00

798.053,50

798.053,50

798.053,50
TOPLAM
11.383,00
798.053,50
893.423,50
1.084.163,50

08.09.2011 tarihi itibariyle TL karşılıkları Kur ( TCMB Döviz Alış Kuru)

Maddi Zarar
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEPLER İLE AYNI
Yoksun Kalınan Kar Karşılığı (Monitör)
0,00
166.516,02
499.548,06
Manevi Tazminat
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Denkleştirme Tazminatı (Monitör) (3.867.943x%50)x0,50

1.393.401,41

1.393.401,41

1.393.401,41
TOPLAM
1.393.401,41
1.559.917,43
1.892.949,47

6-Birleşen (2.) Dava Konusu Talepler Yönünden:

Asıl dava konusu alacak talepleri
Dava konusu talep (şimdilik kaydıyla USD)

1.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 3 ay kabulü )
(3-3=0 ay)

2.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 6 ay kabulü )
(6-3= ay)
3.Seçenek USD (yoksun kalınan kar hesabında makul sürenin 12 ay kabulü)(12-3=9 ay)
Geri dönüş süresi
3 ayı geçen …
ürünleri için Credit
Note Tutarları
1.000,00
4.325.912,49
4.325.912,49
4.325.912,49
1497 … ürünü için talep
74.730,90
74.730,90
74.730,90
74.730,90
…sözleşmesi gereği 1 yıl içinde geri dönen ürünlerin, o yıl içerisinde satın alınan ürünlerin %3ünü geçmesinden kaynaklanan zarar
1.000,00
1.288.120,54
1.288.120,54
1.288.120,54
… biriminin seagate şirketine devri nedeniyle uğranılan maddi zararlar
1.000,00
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
HDD biriminin seagate şirketine devri nedeniyle uğranılan manevi zararlar
20.000,00
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Haksız ve kötüniyetli fesih nedeniyle uğranılan zararlar
1.000,00

ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
ASIL DAVA KONUSU TALEP İLE AYNI
Yoksun kalınan kar (HDD)
1.000,00
0,00
0,00
0,00
Fesih nedeniyle ticari itibar kaybına yönelik manevi zarar
80.000,00
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Denkleştirme tazminatı (233.068x%50)x0,50
1.000,00
58.267,00
58.267,00
58.267,00
“…” sorumluluğu kapsamında zararlar
1.000,00
DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ
DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ
DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ
TOPLAM
181.730,90
5.747.030,93
5.747.030,93
5.747.030,93

03.04.2012 tarihi itibariyle TL karşılıkları Kur ( TCMB Döviz Alış Kuru)

Geri dönüş süresi
3 ayı geçen …
ürünleri için …
Note Tutarları

7.766.743,28
7.766.743,28
7.766.743,28
1497 … ürünü için talep

134.171,86
134.171,86
134.171,86
… sözleşmesi gereği 1 yıl içinde geri dönen ürünlerin, o yıl içerisinde satın alınan ürünlerin %3ünü geçmesinden kaynaklanan zarar

2.312.691,62
2.312.691,62
2.312.691,62
… biriminin seagate şirketine devri nedeniyle uğranılan maddi zararlar

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI
… biriminin seagate şirketine devri nedeniyle uğranılan manevi zararlar

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Haksız ve kötüniyetli fesih nedeniyle uğranılan zararlar

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI

ASIL DAVA KONUSU TALEPLE AYNI
Yoksun kalınan kar (…)

0,00

0,00

0,00

Fesih nedeniyle ticari itibar kaybına yönelik manevi zarar

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE

SAYIN MAHKEMENİN TAKDİRİNDE
Denkleştirme tazminatı (233.068x%50)x0,50

104.612,57

104.612,57

104.612,57
“…” sorumluluğu kapsamında zararlar

DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ

DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ

DİĞER ZARAR TALEPLERİNDEN FARKI BELİRSİZ
TOPLAM

10.318.219,33
10.318.219,33
10.318.219,33
“şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Asıl ve birleşin davalar; sözleşmenin feshinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat ile itirazın iptali istemlerine ilişkindir.
Asıl davada davacı şirketçe; 2004 yılından 2010 yılına kadar kesintisiz olarak davalı şirkete ait … marka dijital fotoğraf makinesi ürünlerinin Türkiye çapında irtibat halinde olduğu firmalar kanalı ile pazarlama, satış ve dağıtımının gerçekleştirildiği, davalının 12.06.2007 tarihinde kurulmuş ve tescil edilmiş Türkiye temsilciliği olan … Ltd. Şti. tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 25.09.2009 tarihli ve … yev. no.lu ihtarnamesi keşide edilerek davalının taraflar arasındaki tek yetkili distribütörlük ilişkisini ihlal ettiğinden bahisle, ihlalin giderilmesi amacıyla davacı şirket tarafından … Türkiye ve davalı aleyhine İstanbul … Noterliği’nin 23.02.2010 tarihli ve… yev. no.lu ihtarnamesinin keşide edildiği, yine davacı şirket tarafından davalı ve … Türkiye’ye iadeli taahhütlü posta yolu ile gönderilen 11.05.2010 tarihli ihtarnamesi ile davacı yanın, “…… marka bilgi teknolojileri ürünleri ile tüketici elektroniği ürünlerinin de satış, dağıtım ve pazarlaması hususunda yetkili distribütör olması sebebiyle söz konusu ürün grupları ile ilgili yasal her türlü hak ve alacak talebi saklı tutulmak kaydı ile davacı şirket ile davalı arasındaki … marka dijital fotoğraf makinesi ürün grubu ile ilgili geçerli olan ve fakat davalı tarafından fiilen sonlandırılmış olan tek yetkili distribütörlük sözleşmesinin ihtarnamenin keşide edildiği tarih olan 11.05.2010 tarihi itibarıyla davacı şirket tarafından haklı nedenle ve derhal feshedildiğinin ve konuya ilişkin yasal yollara başvurulacağı…”nın bildirildiği; davacı şirket tek yetkili distribütör olduğunu iddia ettiği … marka dijital fotoğraf makinesi ürünlerinin ithalatının 01.01.2010 itibarıyla … Türkiye tarafından yapılmasının ve ürünün yurt içi piyasaya söz konusu şirket tarafından tedarik edilmesinin davalı ile arasındaki tek yetkili distribütörlük sözleşmesinin açık ihlali anlamına geldiğinden bahisle davacı şirket aleyhine kar ve müşteri kaybına sebebiyet verildiğinin iddia edildiği, davacı şirketin tüm faaliyet ve işlerinin büyük kısmını davalıya hasretmiş olması nedeniyle, 3 aylık fesih ihbar süresinin en az 6 ay olmasının ve davacının ithal etmiş olduğu ürünler için kanundan kaynaklanan garanti ve servis hizmeti sağlama yükümlülüğü ve somut olayın özellikleri gereği fesih ihbar süresinin 1 yıl olması gerektiğini, 2008 yılından itibaren davacı şirketin, lojistik merkez projesi kapsamında 44.000.000,00- USD’yi aşan bir yatırım gerçekleştirdiği ve anılan yatırımın hayata geçirilişinin her aşamasında davalı yanın bilgisi ve gelecekte yeni … marka ürün gruplarının da davacı şirket vasıtasıyla dağıtımı olasılığı göz önünde bulundurularak teşvik ve tavsiyeleri dahilinde gerçekleştiğini; ancak davalının makul bildirim sürelerine uyulmaksızın distribütörlük ilişkisinin feshi sebebiyle gerçekleştirilemediğinden davacı şirket açısından kardan yoksun kalınmasına sebebiyet verildiğinin iddia edildiği, davacı yanın fesih anı itibarıyla davalı şirkete bıraktığı müşteri portföyü, pazar payı ve yarattığı marka değeri ve elde edeceği net karın dikkate alınarak davalıya devredilen katma değere göre hesaplanacak denkleştirme tazminatının taraflarına ödenmesinin talep edildiği, yine davalı yan ile ürün reklam ve tanıtımına ilişkin müşterek reklam sözleşmesi, pazarlama destek sözleşmeleri imzalamasının, davalının “culpa in contrahendo” sorumluluğunun doğmasına ve buna bağlı olarak da tek yetkili distribütörlük sözleşmesinin sona erdirilmesiyle davalının yaratmış olduğu güven ilişkisinin ihlaline sebebiyet verildiği hususlarını beyanla 250.000,00-USD tutarında maddi zarar, 250.000,00-USD tutarında yoksun kalınan kar, fesih sebebiyle davacı şirketin ticari itibarının ve markasının tüketiciler nezdinde zedelenmiş olmasına karşılık gelen 500.000,00-USD tutarında manevi zarar ve 4.000.000,00-USD tutarında denkleştirme tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 5.000.000,00-USD karşılığı 7.564.000,00-TL’nin feshin davalı tarafından fiilen gerçekleştirildiği tarih olan 01.01.2010 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak avans faiz oranına göre hesaplanacak faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Birleşen İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/382 Esas sayılı dosyasında, davacı şirket ile …arasında 2001 yılından itibaren distribütörlük faaliyeti kapsamında … marka monitör ürün grubunun Türkiye satış dağıtım ve pazarlamasının gerçekleştirildiği, … Türkiye tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 25.09.2009 tarihli ve … yev. no.lu ihtarnamesi keşide edilerek; 01/01/2010 tarihinden itibaren … marka ürünlerin Türkiye’deki ve ilgili pazardaki doğrudan satışının … Türkiye aracılığı ile gerçekleştirileceğinin ifade edildiği, davacı şirket tarafından davalılara hitaben keşide edilen İstanbul … Noterliği’nin 23.02.2010 tarihli ve … yev. nolu ihtarnamesi ile, davacı şirket ile … arasındaki… (monitor… vs) ve… ürünlere ilişkin distribütörlük ilişkisinin … tarafından fesih bildiriminde bulunulmamış olması nedeniyle halen geçerli olduğu, bu ürünlerin ithalat servis ve lojistik hizmetlerinin … Türkiye tarafından yapılmasının ve tedarik edilmesinin bahsi geçen distribütörlük ilişkisinin ihlali anlamına geldiği, sözleşme ilişkisini ihlal eder mahiyetteki faaliyet ve uygulamaların sözleşmenin haksız feshi anlamına geleceği, … Türkiye’den … (monitor… vs) ve … ürünlerinin alımına devam edileceğini, ancak ihlallerin 15 gün içinde giderilmemiş olması halinde … Electronics ile aradaki distribütörlük ilişkisinin fesholmuş sayılacağının ihtar edildiği, davalılardan … Türkiye tarafından keşide edilen Beşiktaş … Noterliğinin 22.03.2011 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 ay sonra yürürlüğe girecek şekilde feshedildiğinin belirtildiği, davacı şirket ile davalılar arasındaki distribütörlük ilişkisinin hacmi ve yoğunluğu doğrultusunda davacı şirketin tüm faaliyet ve işlerinin büyük kısmını … ‘e hasretmiş olması nedeniyle 3 aylık fesih ihbar süresinin en az 1 yıl olmasının gerektiğini, 2008 yılından itibaren davacı şirketin, lojistik merkez projesi kapsamında 44.000.000,00- USD’yi aşan bir yatırım gerçekleştirdiği ve anılan yatırımın hayata geçirilişinin her aşamasında davalı yanın bilgisi ve gelecekte yeni … marka ürün gruplarının da davacı şirket vasıtasıyla dağıtımı olasılığı göz önünde bulundurularak teşvik ve tavsiyeleri dahilinde gerçekleştiğini; ancak davalının makul bildirim sürelerine uyulmaksızın distribütörlük ilişkisinin feshi sebebiyle gerçekleştirilemediğinden davacı şirket açısından kardan yoksun kalınmasına sebebiyet verildiğinin iddia edildiği, davacı yanın fesih anı itibarıyla davalı şirkete bıraktığı müşteri portföyü, pazar payı ve yarattığı marka değeri ve elde edeceği net karın dikkate alınarak davalıya devredilen katma değere göre hesaplanacak denkleştirme tazminatının taraflarına ödenmesinin talep edildiği, yine davalı yan ile ürün reklam ve tanıtımına ilişkin müşterek reklam sözleşmesi, pazarlama destek sözleşmeleri imzalamasının, davalının “culpa in contrahendo” sorumluluğunun doğduğu hususlarını beyanla 300,00-USD tutarında maddi zarar, 300,00-USD tutarında yoksun kalınan kar, fesih sebebiyle davacı şirketin ticari itibarının ve markasının tüketiciler nezdinde zedelenmiş olmasına karşılık gelen 783,00-USD tutarında manevi zarar ve10.000,00-USD tutarında denkleştirme tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 11.383,00-USD karşılığı 20.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak avans faiz oranına göre hesaplanacak faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … .Şirketi (… Türkiye) adına… tarafından 25.09.2009 tarihinde Beyoğlu… Noterliği aracılığıyla davacı…Bilişim’e;
“17 Ağustos tarihinde İstanbul, Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz toplantılarda kararlaştırmış olduğumuz üzere biz Kore’de mukim … Ltd. (“…”) olarak işbu belgeyle …’in Türkiye satış alanındaki bağlı kuruluşu …Ltd. Şti. aracılığıyla 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren ticari elektronik ve Bilgi Teknolojileri ürünleri de dahil olmak üzere tüm …markalı ürünlerin Türkiye’de ve ilgili pazarlardaki doğrudan satışını başlatacağını onaylamaktayız.
Bu onay belgesi faaliyetlerinizi bu yeni ticari duruma uyarlayabilmeniz için gerekli tüm adımları tamamlayabilmek üzere size yeterli zamanı vermek amacıyla hazırlanmıştır. Turkiye pazarında yeni iş modeline geçiş sırasında karşılıklı çıkarların korunması amacıyla her zaman sizinle işbirliği ve fikir alışverişi yapmaya hazırız. Sorunuz olması durumunda, lütfen bizimle iletişime geçmekten çekinmeyiniz.” şeklinde bildirimde bulunulduğu,
20.10.2009 tarihinde…Bilişim, Üsküdar … Noterliği aracılığıyla keşide ettiği ihtarname ile … Türkiye’ye, “….Sayın Muhatap tarafından da bilindiği üzere, şirketimiz ile … Ltd. arasındaki ticari ilişkinin 8 yılı aşkın bir süredir sorunsuz bir şekilde ve şirketimizin başarılı performansı ile devamlı artan pazar payları ve yüksek yatırımlarla devam etmiş olması sebebiyle, Sayın Muhatap tarafından keşide edilen ve şirketimiz tarafından 01.10 2009 tarihinde tebellüğ edilen ihtarnamede taraflar arasındaki ticari ilişkinin 01.01.2010 tarihi itibariyle sonlanacağı yönündeki beyanın son derece yetersiz ve işin mahiyetlerine uymayan bir yaklaşım olduğu aşikardır. Zira, taraflar arasındaki ticari ilişkinin süresi, şirketimizin … markalı ürünlere dair Türkiye çapındaki portföyü genişletmiş olması dikkate alındığında, özellikle de işin mahiyeti gereği, bu tür bir geçişin en az 3 (üç) yıl süre tanınarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Her durumda, şirketimizin bunca yatırımından ve katkısından sonra basit fesih ihbar süreleriyle bazı planlar yapılarak bir yandan da şirketimize ciro ve kar kaybı olmayacağı sözlü garantilerinin verilmesi yoluna gidilmesi bugüne kadarki ticari ilişkimizin gerektirdiği açık ve iyiniyetli irtibata davet gerekliliğini doğurmaktadır. Taraflar arasında 8 yılı aşkın bir süredir devam etmiş ticari ilişkinin şirketimiz tarafindan devam edeceği inancı ile şirketimiz tarafından yapılan yatırımların feshi ihbar süresi olarak belirlenen 3 ay içinde hiçbir şekilde telafi edilemeyeceği de izahtan varestedir…” şeklinde cevaben bildirildiği anlaşılmıştır.
09.11.2009 tarihinde ise; … tarafından … ve…’a gönderilen bir e-mail ile, “…İlk olarak beyanlarınızdan anlıyoruz ki daha önceki yazışmalarımız ve toplantılarımızdan …’un niyetinin … ile olan distribütörlük ilişkisini feshedilmesi olduğuna dair yanlış bir sonuca varmışsınız. Ancak, …’un niyeti bu ilişkiyi feshetmek değil …markalı ürünleri …Limited Şirketi (“… Türkiye”) aracılığıyla ithal etmek ve … Türkiye tarafından … markalı ürünlerin belli kanallara tedarikini sağlamaktır ki bu halde …, … Türkiye’den ürün satın almaya ve bunları … Türkiye’nin ürün tedariki yapmadığı diğer kanallara dağıtmaya devam edecektir. Bu stratejik kararın arkasındaki gerekçe … için pazar payını ve geliri artırmaktır. Bu nedenle de …’un niyetinin … ile olan tüm ilişkilerini feshetmek olduğuna dair anlayışınızın yanlış olduğunu vurgulamak isteriz….” şeklinde beyanla cevap verildiği anlaşılmıştır.
23.02.2010 tarihinde davacı …Bilişim tarafından davalı … Ltd. Şti. ve … Digital… aleyhine keşide edilen İstanbul … Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; 7 yıldır … ile aralarında tek yetkili distribütörlük ilişkisi olduğunu ve … marka dijital fotoğraf makinesi ürünlerinin Türkiye’de pazarlama, satış ve dağıtımını gerçekleştirdiklerini, … Digital’in Türkiye’deki pazar payını % 0,5’ten %25 oranına yükselttiklerini, tek yetkili distribütörlük ilişkisinin uzun yıllar devam edeceği inancıyla yatırımlar yaptıklarını, … Digital ile aralarındaki … marka dijital fotoğraf makinesi ürün grubu ile ilgili tek yetkili distribütörlük ilişkisinin, … Digital’in söz konusu ilişkinin feshedilmiş olduğuna dair bir bildirimi olmaması nedeniyle halen geçerli olduğunu, … marka fotoğraf makinesi ürününde ithalatın … Türkiye tarafından yapılması ve bu ürünlerin yurt içi piyasaya tedarik edilmesinin … Digital ile aralarındaki tek yetkili distribütörlük sözleşmesinin ihlali anlamına geldiğini, … Ltd. Şti.’nden … marka dijital fotoğraf makinesi alımına devam edeceklerini; ancak … Digital’in işbu ihtarnamede belirtilen ihlallerinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 15 (on beş) gün içinde giderilmemesi halinde … Digital ile aralarındaki tek yetkili distribütörlük ilişkisinin fesholunmuş sayılacağının ihtar edildiği anlaşılmıştır.
11.05.2010 tarihli ihtarname ile davacı … Bilişim, davalılar … Ltd. ve … Limited Şirketi aleyhine; “…şirketimizin tek yetkili distribütör sıfatıyla Türkiye’deki satış, dağıtım ve pazarlamasını kapsayan … marka dijital fotoğraf makinesi ürün grubu ile ilgili olarak …, …, …gibi perakende satış noktalarına … şirketleri tarafından yoğun doğrudan satışlar gerçekleştirildiği ve ayrıca Mayıs 2010 itibariyle… A.Ş.’ye de distribütörlük verildiği tespit edilmiştir. Bu kapsamda, belirtilen fiillerin şirketimizin tek yetkili distribütörlük yetkisini açıkça ihlal ettiği tespit edilmiştir…
… marka dijital fotoğraf makinesi ürün grubunda süregelen tek yetkili distribütörlük ilişkisinin açık ve devamlı ihlali sebebiyle, şirketimizin … marka bilgi teknolojileri ürünleri ile ilgili tüketici elektroniği ürünlerinin de satış, dağıtım ve pazarlanması hususunda tek yetkili distribütör olması sebebiyle söz konusu ürün grupları ile ilgili yasal her türlü alacak talebimizi saklı kalmak kaydı ile, şirketimiz ile … Digital ve dolayısı ile Sayın Muhataplardan … Ltd. arasında … marka dijital fotoğraf makinesi ürün grubu ile ilgili olarak geçerli olan ve zaten muhataplarca fiilen sonlandırılmış bulunan tek yetkili distribütörlük ilişkisinin, ibu ihtarnamenin keşide tarihi itibariyle şirketimiz tarafından haklı nedenle ve derhal feshedilmiş olduğunu …” ihtar etmiştir.
23.02.2010 tarihinde davacı … Bilişim tarafından davalı … Ltd. Şti. ve … Ltd. aleyhine keşide edilen İstanbul … Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; davacı şirket ile… arasındaki … (monitor… vs) ve CE ürünlere ilişkin distribütörlük ilişkisinin … tarafından fesih bildiriminde bulunulmamış olması nedeniyle halen geçerli olduğu, bu ürünlerin ithalat servis ve lojistik hizmetlerinin … Türkiye tarafından yapılmasının ve tedarik edilmesinin bahsi geçen distribütörlük ilişkisinin ihlali anlamına geldiği, sözleşme ilişkisini ihlal eder mahiyetteki faaliyet ve uygulamaların sözleşmenin haksız feshi anlamına geleceği, … Türkiye’den … (monitor… vs) ve … ürünlerinin alımına devam edileceğini, ancak ihlallerin 15 gün içinde giderilmemiş olması halinde … ile aradaki distiribütörlük ilişkisinin fesholmuş sayılacağını ihtar edildiği anlaşılmıştır.
Davalı …Ticaret Limited Şirketi (… Türkiye) tarafından davacıya hitaben keşide edilen Beşiktaş … Noterliğinin 22.03.2011 tarihli …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; “..borcunuzu vadesinde ödememeyi alışkanlık haline getirdiğinizin tespit edildiği, kendi ithal ettiğiniz ürünlere … Çağrı Merkezi numarasının yazamayacağınızı 16 Nisan 2010 tarihli protokolde yazılı şekilde taahhüt etmiş olmanıza rağmen, bu taahhüde aykırı işlemler yaptığınızın tespit edildiği, 16 Nisan 2010 tarihli protokolde belirtilen … Şirketlerinden doğrudan satın alınmayan … marka ürünlere ilişkin her türlü sorumluluğun … A.Ş. tarafından kurulan yetkili servis ağına ait olacağı da protokolün 3.maddesinde hüküm altına alınmış olmasına rağmen, protokolde belirtilen … şirketlerinden doğrudan satın alınmayan … marka monitörlerin … servislerine gönderildiğinin tespit edildiği, bu durumun protokole açıkça aykırı olduğu, taahhütlerinizi ihlale son vermeniz için tarafınıza önce Beyoğlu … Noterliğinden 21 Mayıs 2010 tarih ve … sayılı ihtarname gönderildiği, Beyoğlu … Noterliğinden 21 Mayıs 2010 tarih ve … sayılı ihtarnameye uymamaları ve protokole aykırı eylemlerine devam edilmesi sebebiyle bu ihlalleri durdurmaları için Beşiktaş … Noterliğinden 9 Ağustos 2010 tarih ve… sayılı ayrı bir ihtarname daha gönderildiği, geçen süreçteki ihlalleriniz dikkate alınarak, … Limited Şirketi’nin taraflar arasındaki ticari ilişkiye artık devam etmeme kararı aldığını (ticari ilişkinin feshedildiğini) bu yazı ile ihbar ettiklerini, fesih ihbarının tarafınıza tebliğden itibaren 3 ay sonra yürürlüğe gireceğini..”, ihtar ettikleri anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta öncelikle çözüme kavuşturulması gereken husus; 25.09.2009 tarihinde … Türkiye adına …tarafından Beyoğlu … Noterliği aracılığıyla davacı … Bilişim’e gönderilen ihtarnamenin taraflar arasındaki asıl davaya konu dijital fotoğraf makinesi ile birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/382 esas sayılı davasına konu monitör ürünlerine ilişkin sözleşmelerin sona ermesine yönelik bir irade beyanı olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği hususudur. Bu kapsamda; söz konusu ihtarnamenin lafzının incelenmesinde; 01/01/2010 tarihinden itibaren … markalı ürünlerin Türkiye’de doğrudan satışının … Türkiye tarafından yapılacağı, davacı yanın faaliyetlerini bu yeni duruma uyarlayabilmesi için önceden bilgi verildiği, yeni duruma geçişte karşılıklı çıkarların korunması için işbirliği ve fikir alışverişi yapılmaya hazır olunduğunun belirtildiği, bu bağlamda söz konusu ihtarname içeriğinin sözleşmesel ilişkinin devamına yönelik beyanlar niteliğinde olduğu, davalı yanın taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdirmeyi değil, hukuki ilişkiyi devam ettirme iradesini açıklayarak sözleşme taraflarından olan davalı …’un yeni bir yapılanmaya gireceği belirtilerek, davacı yanın bu sürece uyum sağlaması için gerekli hazırlıkları yapmasını ve aralarındaki sözleşmenin yeni şartlara göre revize edilmesinin talep edildiği, davacı yan her ne kadar bu beyanın taraflar arasındaki sözleşmenin fiilen sona erdirildiği anlamını taşıdığını iddia etmişse de; davacı yanın davalı yan ile arasındaki sözleşme kapsamında bu değişimi kabul etme zorunluluğunun bulunmadığı, dolayısı ile söz konusu ihtarnamenin taraflar arasındaki ilişkiyi açıkça sona erdirme iradesi taşıdığının kabule elverişli olmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki; davacı tarafça davalı aleyhine keşide edilen 23.02.2010 tarihli 07886 yevmiye numaralı ihtarnamede; “… Öncelikle belirtmek isteriz ki, şirketimiz ile … Digital arasındaki … marka dijital fotoğraf makinesi ürün grubu ile ilgili distribütörlük ilişkisi, … Digital tarafından söz konusu ilişkinin feshedilmiş olduğuna dair bir bildirim yapılmamış olması nedeniyle halen geçerlidir..” şeklindeki beyanı ve … yevmiye numaralı ihtarnamede; “…şirketimiz ile … arasındaki … marka yukarıda belirtilen … ve … ürünler ile ilgili distribütörlük ilişkisinin, … tarafından söz konusu ilişkinin feshedilmiş olduğuna dair bir bildirim yapılmamış olması nedeniyle halen geçerli olduğu…” şeklindeki beyanı ile 25.09.2009 tarihli ihtara sona erme yönünde bir sonuç bağlanmadığının davacı yanca da kabul edildiği belirlenmiş olup; bu nedenle dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda 25.09.2009 tarihli ihtar gereğince davalı yanca gerçekleştirildiği beyan edilen asıl ve birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/382 esas sayılı davasına konu ürünlere ilişkin feshin 01.01.2010 tarihinden itibaren geçerli olduğuna ilişkin varılan sonuca itibar edilmemiştir.
Asıl davaya konu dijital fotoğraf makinesi ürün grubuna ilişkin olarak davacı yanca 23.02.2010 tarihli 07886 yevmiye nolu ihtarname ile; … marka fotoğraf makinesi ürününde ithalatın … Türkiye tarafından yapılması ve bu ürünlerin yurt içi piyasaya tedarik edilmesinin davacı … Bilişim ile … Digital arasındaki tek yetkili distribütörlük sözleşmesinin ihlali anlamına geldiği iddia edilerek, “… Ltd. Şti.’den … marka dijital fotoğraf makinesi alımına devam edeceğimizi, ancak … Digital’in işbu ihtarnamede belirtilen ihlallerinin işbu ihtarnamenin Sayın Muhataplara ayrı ayrı tebliğinden itibaren 15 (on beş) gün içinde giderilmemesi halinde … Digital ile şirketimiz orasındaki tek yetkili distribütörlük ilişkisinin fesholunmuş sayılacağını…” ihtar etmiştir. 11.05.2010 tarihinde ise; davacı … Bilişim, “… şirketimiz ile … Digital ve dolayısı ile Sayın Muhataplardan … Ltd. arasında … marka dijital fotoğraf makinesi ürün grubu ile ilgili olarak geçerli olan ve zaten muhataplarca fiilen sonlandırılmış bulunan tek yetkili distributörlük ilişkisinin, işbu ihtarnamenin keşide tarihi itibariyle şirketimiz tarafından haklı nedenle ve derhal feshedilmiş olduğunu…” ihtar etmiştir. Söz konusu ihtarname ile davacı yan, taraflar arasındaki tek yetkili distribütörlük ilişkisinden kaynaklanan ve tekel hakkının ihlal edilmiş olması sebebiyle sözleşmenin haklı nedene dayanarak sona erdirildiğini iddia ettiği, bu bağlamda taraflar arasındaki ilişkinin tek yetkili distribütörlük ilişkisi olarak kabulünün mümkün olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki ilişkinin tek yetkili distribütörlük ilişkisi olarak tanımlanabilmesi ve davacı yanın tekel hakkının bulunması halinde davacı yanca sözleşmenin feshinde haklı neden olarak ileri sürülebileceği açıktır. Davalı yan, davacı taraf ile aralarında “tek yetkili satıcılık” konusunda bir anlaşma yapılmadığını; davalıyla ilişkisinin bir “bayilik” ilişkisi olduğunu iddia ettiği anlaşılmıştır.
Uygulamada bayilik ilişkisi; “İki taraf arasındaki uzun süreli ve genellikle belirli ticari avantajları içeren bir sözleşmeye dayandığı, dağıtıcının ürünleri kendi adına ve hesabına sürekli olarak belirli bir sağlayıcıdan satın aldığı ve akabinde kendi müşterilerine sattığı; bu bağlamda uzun süreli ve düzenli ticari ilişkinin varlığı nedeniyle bayiye çeşitli ticari avantajların tanındığı” sözleşmeler olarak tanımlandığı, yasada düzenlenmemiş bir sözleşme şekli olan tek yetkili satıcılık sözleşmesi ise doktrinde; “yapımcı (üretici/ithatatçı) ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen çerçeve niteliğinde ve sürekliliği olan öyle bir sözleşmedir ki; bununla yapımcı, mamullerinin tamamını veya bir kısmını belirli bir coğrafi bölgede inhisari olarak satmak üzere sadece tek satıcıya göndermeyi, buna karşılık tek satıcı da sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına satarak bu malların sürümünü arttırmak için faaliyette bulunmak yükümlülüğünü üstlenir.” şeklinde tanımlandığı anlaşılmıştır.
Uygulamada tek yetkili satıcılık ilişkilerinin çok detaylı sözleşmeler ile düzenlendiği; bu sözleşmelerde, tek yetkili satıcının münhasır satış yapacağı bölgenin neresi olduğu, rekabet yasağı, satış sonrası hizmetlerden sorumluluk, tanıtım harcamalarının nasıl paylaşılacağı, satış hedefleri ve asgari satış yükümlülükleri, teslim, ödeme ve teminat koşulları gibi düzenlemeleri içerdiği, tek yetkili satıcılık sözleşmesi kanunda düzenlenmiş tipik bir sözleşme niteliğinde de olmadığından, tarafların aralarındaki sözleşmesel ilişkiyi düzenlemesi için detaylı sözleşmelere ihtiyaç duyulduğu, somut olayda ise; tarafların aralarında yazılı bir sözleşme olmadığı konusunda aralarında uyuşmazlık bulunmadığı, tek yetkili satıcılık sözleşmesinin ana unsurunun satıcıya belirli bir coğrafi bölgede tekel hakkı verilmesi olduğu, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporlarında; asıl davaya konu dijital fotoğraf makinesinin Türkiye pazar payını arttırmaya yönelik olarak 22.04.2005 tarihli Pazarlama Sözleşmesinin 4.maddesi ile iş alanının sadece “Türkiye ile sınırlı” olduğunun belirlendiği, yine 19.06.2009 tarihli Pazarlama Sözleşmesinin 4. maddesine göre de; ticaret alanının yalnızca “Türkiye ile sınırlı” olduğunun belirlendiğinden taraflar arasındaki ilişkide davacı yanın tek yetkili olduğu belirlenmişse de; asıl davaya konu dijital fotoğraf makinesi satışları ile ilgili dava dışı şirketlere yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda; başka satıcıların da davaya konu dijital fotoğraf makinesi ürününü sattığı, dolayısı ile davacı yanın tek satıcı olduğundan söz edilemeyeceği, yine davacı yan ürün müdürü … tarafından davalı yana gönderilen 13.08.2008 tarihli e-mail içeriğinde de; resmi bir münhasır distribütörlük sözleşmesi verilmesinin talep edildiği anlaşıldığından taraflar arasında yazılı bir münhasırlık ilişkisinin mevcut olmadığının davacı yanın da kabulünde olduğu, bu sebeple bilirkişi raporlarında aksi yönde varılan kanaatin açıklanan gerekçelerle dosya kapsamına uygun bulunmadığı, davacı yanın davaya konu dijital fotoğraf makinesi dışında da başkaca ürün satışı yaptığı, tek satıcılık sözleşmelerinin niteliği gereği başka firmalara ait mal satışının az ya da çok olmasının sözleşmeye aykırılık yönünden önem taşımayacağı, bu sebeple davacı yanın başka firmalara ait mal satışının tek satıcılık sözleşmesi ile bağdaşmayacağı, aksinin kabulünün münhasırlık ruhuna ters düşeceği, davacı yanca tek yetkili satıcılık ilişkisinin ve tekel hakkının varlığına ilişkin yazılı bir düzenlemenin de ortaya konulamadığı, müşteri potansiyelinin çok fazla olması davacı yanı tek satıcı haline getirmeyeceği, ayrıca taraflar arasında tek satıcılık hususunda bir irade uyuşmasının da bulunmadığı, davalı yanın yeni bir bayiye doğrudan mal satma hakkını engelleyecek bir sözleşme ya da kaydın da mevcut olmadığı, davaya konu ürünlerin reklam ve tanıtım faaliyetlerinin %50’sinin davalı tarafça %50’sinin davacı yanca karşılanmasının davacının piyasadaki kendi çıkarları gereği olup, tek satıcı olduğunu göstermeyeceği, dosya kapsamına sunulan yazışmalarda davacı yana tek satıcılık verileceğine ilişkin bir taahhüdün bulunmadığı, tek satıcılık sözleşmesi olmaksızın tek satıcı gibi hareket edilerek buna ilişkin yapılan giderlerin de talep edilemeyeceği,
açıklanan gerekçelerle davacı yanın asıl davaya konu dijital fotoğraf makinesi ürünü yönünden tek satıcı olarak kabulünün mümkün olmadığı, dolayısı ile davacı yanın taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı nedenle feshinden de bahsedilemeyeceği anlaşıldığından maddi zarar ve yoksun kalınan kâr talebinin yerinde bulunmadığından reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/382 Esas sayılı davasına konu konu monitör ürün grubuna ilişkin olarak davacı yanca, 23.02.2010 tarihli 07887 yevmiye nolu ihtarname ile; … marka monitör ürününde ithalatın … Türkiye tarafından yapılması ve bu ürünlerin yurt içi piyasaya tedarik edilmesinin davacı… Bilişim ile … Digital arasındaki distribütörlük sözleşmesinin ihlali anlamına geldiği iddia edilerek, “… Ltd. Şti.’den … marka … ve … Ürünler’in alımına devam edeceğimizi, ancak … Electronics’in işbu ihtarnamede belirtilen ihlallerinin işbu ihtarnamenin Sayın Muhataplara ayrı ayrı tebliğinden itibaren 15 (on beş) gün içinde giderilmemesi halinde … ile şirketimiz orasındaki tek yetkili distribütörlük ilişkisinin fesholunmuş sayılacağını…” ihtar etmiştir. Davacı yanca birleşen davaya konu monitör ürünleri kapsamında, asıl davadaki 11.05.2010 tarihli ihtarname gibi sözleşmenin feshedildiğine ilişkin davalılara ayrıca bir ihtarname keşide edilmediği görülmüştür. Akabinde 22.03.2011 tarihinde … Türkiye tarafından davacıya gönderilen Beşiktaş … Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; “..borcunuzu vadesinde ödememeyi alışkanlık haline getirdiğinizin tespit edildiği, kendi ithal ettiğiniz ürünlere … Çağrı Merkezi numarasının yazamayacağınızı 16 Nisan 2010 tarihli protokolde yazılı şekilde taahhüt etmiş olmanıza rağmen, bu taahhüde aykırı işlemler yaptığınızın tespit edildiği, 16 Nisan 2010 tarihli protokolde belirtilen … Şirketlerinden doğrudan satın alınmayan … marka ürünlere ilişkin her türlü sorumluluğun davacı… A.Ş. tarafından kurulan yetkili servis ağına ait olacağı da protokolün 3. maddesinde hüküm altına alınmış olmasına rağmen, protokolde belirtilen … şirketlerinden doğrudan satın alınmayan … marka monitörlerin … servislerine gönderildiğinin tespit edildiği, bu durumun protokole açıkça aykırı olduğu, taahhütlerinizi ihlale son vermeniz için tarafınıza önce Beyoğlu .. Noterliğinden 21 Mayıs 2010 tarih ve … sayılı ihtarname gönderildiği, Beyoğlu 7. Noterliğinden 21 Mayıs 2010 tarih ve 16540 sayılı ihtarnameye uymamaları ve protokole aykırı eylemlerine devam edilmesi sebebiyle bu ihlalleri durdurmaları için Beşiktaş … Noterliğinden 9 Ağustos 2010 tarih ve …sayılı ayrı bir ihtarname daha gönderildiği, geçen süreçteki ihlalleriniz dikkate alınarak, …Limited Şirketi’nin taraflar arasındaki ticari ilişkiye artık devam etmeme kararı aldığını (ticari ilişkinin feshedildiğini) bu yazı ile ihbar ettiklerini, fesih ihbarının tarafınıza tebliğden itibaren 3 ay sonra yürürlüğe gireceğini..”, ihtar ettikleri anlaşılmıştır. Davalı … Türkiye tarafından keşide edilen söz konusu ihtarname ile 3 aylık fesih ihbar süresi öngörülerek sözleşmenin feshedildiği anlaşılmakla, davacı yanın birleşen davaya konu taleplerinin yerindeliğinin tespiti açısından feshin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmekle, davacı ile … Türkiye arasındaki … Türkiye tarafından keşide edilen Beyoğlu .. Noterliği’nin 25.09.2009 tarihli ve…yevmiye nolu ihtarnamesi uyarınca 01.01.2010 tarihinden itibaren başlayan ticari ilişkinin davalı yanın 22.03.2011 tarihli ihtarnamesi ile 23.06.2011 tarihinde geçerli olmak üzere feshedildiği, anılı ihtarnamede gösterilen sebeplerin; davacının borçlarını vadesinde ödememesi, davacı ile … Türkiye arasındaki 16.04.2010 tarihli … marka ürünlerin satış sonrası hizmetlerinden davacının sorumlu olacağına ilişkin protokolün ihlali ve davacının 11.05.2010 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kısmen feshetmiş olmasının davalılar nezdindeki güveni zedelemesi olarak gösterildiği, birleşen Kadıköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası kapsamı ile sabit olduğu üzere 23.04.2010 ila 11.08.2010 tarihli satış faturaları nedeniyle davalıların davacıdan alacaklı olduğu, 16.04.2010 tarihli protokol uyarınca doğrudan davalı … şirketleri tarafından satılmayan ürünler üzerine … çağrı merkezi numarasının yazılmayacağı ve bu ürünlere ilişkin satış sonrası hizmetlere ilişkin her türlü sorumluluğun davacı şirket yetkili servis ağına ait olduğunun davacı tarafça taahhüt edildiği halde davacı yanca keşide edilen 07.09.2010 tarihli ihtarname ile … markalı ürünler üzerine kendi teknik servis numarası yerine … çağrı merkezi numarasının yazılmış olduğunun ihtarnamedeki; “… protokol imzalanmadan önceki tarihte ülke genelindeki bayilerimize gönderilen ve bu bayiler aracılığı ile tüketicilere satılan ürünlerdeki kullanım klavuzlarında … çağrı merkezi numaraları yazdığı için bunların değiştirilmesi maddi anlamda imkansız olup bu durum karşısında sizlerden anlayış beklemekteyiz…” şeklindeki ifade ile kabul edildiği, borçların vadesinde ödenmemesi ve protokole aykırılık olmak üzere davalı yanca gösterilen objektif fesih sebepleri haklı olduğundan, davacı yanın 11.05.2010 tarihli ihtarnamesinin güven ilişkisini zedelediğinden bahisle ileri sürülen subjektif sebep hakkında inceleme yapılmasına gerek olmaksızın 22.03.2011 tarihli ihtarname ile yapılan feshin haklı sebeplerle yapılmış olduğu tespit ve Mahkememizce kabul edilmiştir. Zira, feshin 3 ay sonra yürürlüğe gireceği bildirilmiş olmakla, davacı ile … Türkiye arasındaki ticari ilişki 01/01/2010 tarihinde başlamakla 22/03/2011 tarihli fesih bildirimine kadar geçen süreye göre 3 aylık önel verilmesi Mahkememizce yerinde ve makul bulunduğundan bu sebeple de feshin haklı olduğundan söz edilebilecektir. Tüm bu açıklamalara göre davalı yanın taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği anlaşıldığından, birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/382 Esas sayılı davası kapsamında davacı yanın maddi zarar ve yoksun kalınan kâr taleplerinin yerinde bulunmadığından reddi gerekmiştir.
Davacı yanca ayrıca asıl ve birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/382 esas sayılı davasına konu ürünlere ilişkin portföy/denkleştirme tazminatı talep edildiği, doktrinde portföy tazminatının; “acentenin veya tek satıcının sözleşme ilişkisinin sona ermesi nedeniyle müvekkiline veya yapımcı/sağlayıcıya kazandırdığı müşteri çevresini kaybetmesi nedeniyle doğan zararın, müvekkil veya yapımcı/sağlayıcının oluşturulmuş olan müşteri portföyünden yararlanmaya devam ederek elde edeceği kazanç ile denkleştirilmesi” olarak tanımlandığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 122. maddesinde portföy tazminatı “denkleştirme istemi” olarak acenteler için düzenlendiği ve bu hükmün hakkaniyete aykırı düşmedikçe tek satıcılık ve benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi halinde de uygulanacağının düzenlendiği, 6102 sayılı TTK’dan önce yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda ise; bu yönde bir hüküm bulunmadığı, eski TTK zamanında acentelik sözleşmenin sona ermesinin sonuçlarını düzenleyen tek hükmün 134. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Müvekkilin veya acentenin iflas veya ölümü yahut hacir altına alınması sebebiyle acentelik mukavelesi sona ererse, işlerin tamamen görülmesi halinde acenteye verilmesi gereken ücret miktarına nispetle tayin olunacak münasip bir tazminat acenteye yahut yukarıdaki hallere göre onun yerine geçenlere verilir” hükmü olduğu, somut olayda dava tarihinde yürürlükte bulunan eski TTK’nın uygulanması gerektiği, tek satıcılık sözleşmesinin haklı nedenle feshi haricinde sözleşmede öngörülen veya makul bir sürede feshi halinde müşteri çevresini kaybeden ve ekonomik bakımdan güç durumda kalan tek satıcının bu nedenle tazminat isteyebileceğine dair yasal bir düzenlemenin mevcut olmadığı; ancak portföy tazminatına ilişkin Yüksek Yargıtay uygulamasında; sözleşmenin sona ermesinde kusuru bulunmayan acentenin portföy tazminatına hak kazanacağına hükmedildiği, yine tek yetkili satıcı bakımından da, acentelik sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanarak portföy tazminatına hükmedilmesi gerektiğinin belirtildiği, bu bağlamda portföy tazminatı talep edilebilmesi için öncelikle davacı yanın tek yetkili satıcı olması gerektiği, gerçi birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/382 Esas sayılı davasına konu monitör ürünlerinin satışı bakımından davacı yanın keşide ettiği ihtarnamelerinde tek satıcılık iddiasını ileri sürmekten vazgeçtiği gibi dava dilekçesinde de bu hususun ileri sürülmediğinin görüldüğü, asıl davaya konu dijital fotoğraf makinesi ürünü yönünden tek satıcılık noktasında dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda davacı yana münhasır bölge verilip verilmemesinin sonucu değiştirmeyeceğine ilişkin kanaatin dosya kapsamına ve Yargıtay uygulamasına uygun bulunmadığı, yine davacı yanca davaya konu ürünler dışında başkaca ürün satışı sebebiyle davaya konu ürünlere ilişkin özleştirilmenin de söz konusu olmadığı dikkate alındığında kendi nam ve hesabına ticaret yapan davacının, devamlı ve bağımlı iş yapan, talimat alan acenta olarak da kabulünün mümkün olmadığı, tek satıcıya belirli bir yer veya bölgede tekel hakkı tanınması hususunun tek satıcılık sözleşmesinin ana unsuru olduğu ve yukarıda açıklanan gerekçelerle asıl davaya konu dijital fotoğraf makinesi ürünü yönünden davacı yan tek satıcı olarak kabul edilemeyeceği, bir an için aksi düşünülse bile; tek satıcının denkleştirme talebinde bulunması için tek satıcının faaliyeti neticesinde üreticinin müşteri çevresinde esaslı şekilde genişleme olması ve bu genişlemenin üreticiye ekonomik açıdan önemli ölçüde menfaat sağlaması ve yine üreticinin bu menfaatlerden yarar sağlamaya devam etmesi gerektiği, davacı yanca kazandırılan müşterilerin sözleşme sona erdikten sonra da davalıya bağlı kalacakları ve davalı yanın da bu durumdan menfaat elde etmeye devam edeceği hususunun ispatlanması gerektiği; ancak asıl davaya konu ürün grubunun tüketiciler tarafından düzenli şekilde ürün siparişi verilerek alımı yapılacak nitelikte ürünler olmadığı, dolayısı ile davacı yanın distribütörlük ilişkisinin sona ermesinden sonra müşteri çevresini üreticiye devretme yükümlülüğü olduğundan bahsedilemeyeceği, davalı yanın da müşteri çevresini genişletmeye ilişkin pazarlama faaliyeti içerisinde bulunduğu ve pazar payını artırmaya ilişkin uygulamalar gerçekleştirdiği, ortak reklam anlaşmaları ile tarafların reklam için ayrılan bütçeye eşit oranda katkı yapacağının kararlaştırıldığı, yine davacı yana tanıtım desteği sağlandığı, kaldı ki davalı yan faaliyet gösterdiği alanda tanınırlığı yüksek bir marka olduğu, açıklanan bu sebeplerle davalı yanın yaratılan müşteri çevresinden önemli ölçüde menfaat sağlamaya devam ettiğinden ya da tazminat talebinin hakkaniyete uygun olduğundan bahsedilemeyeceği, açıklanan gerekçelerle asıl davaya konu ürün grubu bakımından distribütörlük ilişkisinin davacı tarafın kusuru dışında haklı nedenle sona erdirildiği hususu kanıtlanamadığından, birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/382 Esas sayılı davasına konu monitör ürün grubu yönünden ise tek satıcılık iddiası ile birlikte davalı feshinin haksız olduğu ispatlanamadığından davacı yanın portföy tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı yan; asıl ve birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/382 Esas sayılı davasında davalı yan ile ürün reklam ve tanıtımına ilişkin müşterek reklam sözleşmesi, pazarlama destek sözleşmeleri imzalamasının, davalının “…” sorumluluğunun doğmasına ve buna bağlı olarak da asıl davada tek yetkili distribütörlük sözleşmesinin, birleşen davada distribütörlük sözleşmesinin sona erdirilmesiyle davalının yaratmış olduğu güven ilişkisinin ihlaline sebebiyet verildiği iddiası ile tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. … sözleşme görüşmelerinde tarafların özen yükümlülüğüne ve dürüstlük kuralına aykırı şekilde birbirlerini yanıltmalarından kaynaklanan bir sorumluluk halidir. Bu sorumluluk; sözleşme görüşmelerini ciddi bir biçimde sürdürme, gerektiği durumlarda karşı tarafa bilgi verme ve ona tavsiyede bulunma ve dürüst davranma gibi temelini dürüstlük kuralından alan bir sorumluluk türüdür.
Somut uyuşmazlıkta dayanak yazışmalarda; 20.03.2008 tarihinde davacı şirket müdürü tarafından davalı yana … marka cep telefonu için bir iş planı yollandığı, 21.11.2008’de ise; davalı yanca, davacı şirketten depo ve depo içi resimlerin gönderilmesinin talep edildiği, davacı yanın ise; 21.11.2008 tarihinde idari binanın, lojistik bölümünün ve üretim alanlarının fotoğraflarını gönderdiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda; davacı şirket nezdinde, taraflar arasındaki ilişkinin daha da artacağı yolunda haklı bir beklenti oluştuğu ve söz konusu yatırımın boşa çıktığı sonucuna varılır ise lojistik için yapılan yatırım ve harcamaların da fiili zaranın hesaplanmasında dikkate alınması gerektiği sonucuna varıldığı anlaşılmıştır. Ancak söz konusu yazışma içeriklerinden, dürüstlük kuralı gereğince taraflar arasındaki ilişkinin daha da artacağı yolunda haklı bir beklentinin oluşması sonucunu doğurmayacağı, kaldı ki gönderilen iş planının davacı tarafından … markalı cep telefonu ürününün dağıtımı işini de almak için gönderildiğinin belirtildiği, yalnızca lojistik merkezinin fotoğraflarının gönderilmesinin istenmesinin cep telefonu dağıtım işinin davacı yana verileceği yönünde bir beklentiye soktuğundan bahsedilemeyeceği gibi davalı yanca bu konuda talimat verildiği sonucuna da varılamayacağı, söz konusu depo binasına yönelik yapılan finansal kiralama sözleşmesinde yahut yazılı bir başka metinde masrafların davalı yanca karşılanacağına dair herhangi bir yazılı belge ya da taahhüt de bulunmadığı, dosya kapsamına sunulan 19/09/2010 tarihli e-mail içeriğinde belirtildiği üzere şirket merkezinin değişikliği için yapıldığı belirtilen depo binasına ilişkin masrafların davacı yanın kendi inisiyatifinde bulunan satış artırıcı faaliyetlere dair yapmış olduğu harcamalar olduğu, daha fazla mal satma/daha fazla kâr elde etme amacıyla söz konusu masrafların yapılmasının olağan olduğu, bu sebeple doğrudan doğruya kendi kârını arttırmaya yönelik maliyet harcamalarının karşı yandan talep edilmesinin dürüstlük kuralı ya da basiretli tacir olma yükümlülüğüne uygun olmadığı, dolayısı ile somut olayda culpa in contrahendo temeline dayalı bir sorumluluğun şartlarının oluştuğundan bahsedilemeyeceği, yine reklam harcamaları ve işçilere ödenen ücretlerin de aynı sebeple davalı yandan talep edilemeyeceği anlaşılmış olup söz konusu asıl ve birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/382 Esas sayılı davadaki maddi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı yan haksız fesih sebebiyle davacı şirketin ticari itibarının ve markasının tüketiciler nezdinde zedelenmiş olmasına karşılık olarak asıl davada 500.000,00-USD, birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/382 Esas sayılı davada 10.000,00-USD tutarında manevi zarar talep etmişse de; yukarıda açıklanan gerekçelerle taraflar arasındaki asıl davaya konu sözleşmenin davacı yanca haklı bir sebebe dayanarak feshi söz konusu olmadığından ve birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/382 Esas sayılı davasına konu sözleşmenin ise davalı yanlarca haklı olarak feshedildiği anlaşıldığından davacı yanın manevi zarar talepleri yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. Huzurdaki dava dosyası ile birleşen Kadıköy… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas …karar sayılı dava dosyası kapsamında yapılan inceleme neticesinde; Asıl dava kapsamında; davacı … LTD. şirketinin, davalı…A.Ş ile arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davalıya satımı ve teslimi yapılan ürün bedelleri yönünden fatura ve sevk irsaliyelerine dayalı olarak ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacı ile davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile %40′ tan az olmamak üzere icra inkar tazminatı istemlerinin ileri sürüldüğü anlaşılmıştır.
Karşı dava kapsamında ise; davalı/karşı davacı…A.Ş. ile karşı davalı … LTD. arasında … ürünlerinin satış, pazarlama ve servis desteği sağlanması amacıyla distribütörlük sözleşmesinin imzalandığı, 2011 yılında sözleşmenin karşı davalı tarafından haksız olarak feshedildiği, müvekkili ile karşı davalı arasında 2001-2011 yılları arasında devam eden oldukça geniş kapsamlı ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişkiye istinaden imzalanan … sözleşmelerinin de karşı davalı tarafından açıkça ihlal edildiği, …sözleşmelerinin çeşitli arızalar nedeniyle değişim ya da iade amaçlı müvekkiline geri dönen ürünlerin üretici firmaya iade edilmesi ve karşılığında yeni ürünlerin müvekkiline gönderilmesine ilişkin hükümler içerdiği, bu sözleşmeler gereğince karşı davalının yenileriyle değiştirilmiş … ürünlerini ürünlerin Türkiye’ den çıkış tarihinden itibaren 3 ay içerisinde müvekkiline göndermeyi kabul ettiği, bu süreye uyulmaması halinde kredi servis hizmeti sağlayacağı yani geciken ürünler için hak ediş bedeli olarak … (…) vereceğinin hüküm altına alındığı, ancak bugüne kadar karşı davalının 61.689 adet üründe 3 aylık süreyi aştığı, bu ürünlere ilişkin ödemeyi taahhüt ettiği … tutarı için şimdilik 1.000,00-ABD Doları karşılığı 1.796,60-TL’nin ihlal tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsili, karşı davalının kötü niyetli olarak uhdesinde bulundurduğu ve müvekkilinin tüm çabalarına rağmen göndermekten imtina ettiği 1497 adet … ürünleri karşılığında 74.730,90-ABD Doları için 133.887,88-TL’ nin fatura tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsili, … sözleşmesine aykırı olarak bir yıl içinde arıza nedeniyle geri dönen ürünlerin o yıl içerisinde satın alınan ürünlerin %3’ünü geçmesi nedeniyle taahhüt ettiği ancak ödemediği maliyetler için şimdilik 1.000 ABD Doları karşılığı 1.791,60-TL’nin ihlal tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili, distribütörlük sözleşmesinin konusunu teşkil eden HDD Biriminin Seagate Şirketine devrinden dolayı maddi zararlar için şimdilik 1.000,00-ABD Doları karşılığı 1.791,60-TL’nin ve manevi zararlar için 20.000,00-ABD Doları karşılığı 35.832,00-TL’ nin sözleşmenin haksız feshi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili, fazlaya dair her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile söz konusu haksız fesih nedeniyle uğradığı maddi zararlar için şimdilik 1.000,00-ABD Doları karşılığı 1.791,60-TL’nin yoksun kalınan kâr için şimdilik 1.000,00-ABD Doları karşılığı 1.791,60-TL’nin, fesih sebebiyle şirketin ticari itibarının ve markasının tüketiciler nezdinde zedenmiş olması nedeniyle uğradığı manevi zararlar için 80.000,00-ABD Doları karşılığı 143,328,00-TL’nin, müşteri tazminatı (denkleştirme tazminatı) olmak üzere şimdilik 1.000 ABD Doları karşılığı 1.791,60 TL’nin, “ …” sorumluluğu kapsamında sayılan zararlarının da tazmini için 1.000 ABD Doları karşılığı 1.791,60-TL olmak üzere tüm tutarların sözleşmenin haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Asıl davada itirazın iptali istemine konu… İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı takip dosyası celp ve tetkik edilmiş olup anılı takip dosyası kapsamında 5.560.899,80-USD asıl alacak + 388.000,00-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.948.899,80-USD tutarındaki toplam alacağın (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) takip tarihinden tahsiline kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %9 faizi ile birlikte tahsili talebinin mevcut olduğu, davalı yanın itirazı üzerine takibin durmakla huzurdaki itirazın iptali davasının kanuni süresi içerisinde ikame edildiği anlaşılmıştır.
Asıl dosya davalı/ karşı davacı …Bilişim A.Ş’nin yargılama sırasında iflasına karar verilmekle İİK’nın 194. maddesi gereğince 2. Alacaklar toplantısının yapılmasının beklenilmesine karar verilmiş, taraf teşkili sağlanarak tahkim itirazının ve teminat itirazının ikinci alacaklılar toplantısı yapıldıktan sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir. Yargılamanın ilerleyen son safhalarında ise anılı şirket hakkındaki iflas kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Asıl davaya yönelik olarak yabancılık teminatına vaki usuli itiraz ileri sürülmüş ise de tatbiki gereken 5718 sayılı MÖHUK madde 48/1’e göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır” şeklinde düzenlenmiş olup MÖHUK 48/2 maddesinde ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.” hükmü yer almıştır. Anılı düzenlemelere göre yabancı davacının, tabi olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) olması halinde teminattan muaf tutulması gerekmektedir. Bu kapsamda mahkememiz ara kararı gereğince davacının tabi olduğu Güney Kore devleti ile Türkiye arasında yabancılık teminatından muafiyet yönünden adli yardım sözleşmesi ( karşılıklılık anlaşması ) bulunup bulunmadığı … Müdürlüğünden sorulmuş olup yabancılık teminatı itirazının Adalet Bakanlığı cevabi yazısı ve mütekabiliyet esasları nazara alınarak yerinde görülmediğinden reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı müflis…Bilişim İflas İdaresi vekilince ileri sürülen tefrik ve yetki itirazının tetkikinde ise; davanın yargılama aşamasında kayıt kabul kabul davasına dönüşmüş olması ve davalının ikametgahı mahkemesinde açılmasına müteakip usulüne uygun olarak asıl dava ile birleştirilmesi, dolayısıyla kayıt kabul davalarının müflis şirketin sicil merkezi mahkemesinde açılması kuralına istinat eden kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralının somut olayda uygulanamayacak olması nedeniyle yargılamaya devam olunmuştur.
Birleşen davada karşı davaya konu olaylar incelendiğinde; davalı/karşı davacı …Bilişim şirketinin dağıtımını yaptığı … ürünü için distribütörlük ilişkisinin sona ermesine ve ayrıca … sözleşmesine bağlı taleplerde bulunulduğu görülmüştür.
Birleşen huzurdaki asıl davaya ilişkin … Sözleşmelerine yönelik olarak davacı/karşı davalı … vekillerinin tahkim itirazının tetkikinde ise; taraflar arasındaki ürünler bazında akdedilen distribütörlük sözleşmelerinin genel çerçeve sözleşmeleri olması, … Sözleşmeleri dahil taraflar arasında akdedilen sair sözleşmelerin ise bağlı sözleşme olması, taraflar arasındaki ihtilafın salt … Sözleşmelerinden kaynaklanmayıp distribütörlük sözleşmelerinden kaynaklı diğer taleplerinin de asıl ve birleşen davalarda davaya konu edilmiş olması, dolayısıyla tarafların diğer talepler açısından mahkeme nezdinde dava açma iradelerini karşılıklı olarak ortaya koymuş olmaları da nazara alınarak bağlı sözleşmedeki tahkim şartının somut olayda uygulanamayacağı kanaati ile yerinde görülmeyen tahkim itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Asıl davaya yönelik olarak davalı yanın …Ltd.’nin sabit disklere ilişkin bölümünün iki şirket arasında imzalanan 19/04/2011 tarihli sözleşme ile …Şirketi’ne satılarak devredilmesine dayalı HMK’nın114/(d) ve (e) bentleri uyarınca taraf ehliyeti ve davayı takip yetkisine vaki usuli itirazlarının tetkikinde; yanlar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin düzenlenen alacak isteminin ve alacak istemine dayanak faturaların devir tarihi öncesine ait olması kapsamında somut olayda davacının aktif husumet ehliyetini haiz olduğu anlaşılmakla, yargılamaya devam olunmuştur.
Karşı davaya yönelik olarak belirsiz alacak davası ile zamanaşımına vaki itirazlarının tetkikinde ise; karşı davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayıp kısmi dava olarak ikame edilmesi, karşı davadaki taleplerin sözleşmeye dayalı olması hususları nazara alındığında zamanaşımı süresinin dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 125. maddesi gereğince değerlendirilmesinin gerektiği anlaşılmıştır. Nitekim sözleşmeden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi 10 yıl olup, somut olayda henüz 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmeden dava ikame edilmekle zamanaşımı süresinin dolmadığı, bu nedenlerle anılı itirazların yerinde olmadığı kanaati ile yargılamaya devam olunmuştur. Derdestlik itirazı yönünden ise taraflar arasında görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve taleplerin birden çok ve farklı hukuki sebeplere dayalı olarak dava yığılması şekilde ileri sürülmesi karşısında birleşen davanın tümü ile derdestlik yönünden reddine karar verilmesinin mümkün olmadığı, asıl ve birleşen davaya konu taleplerin her bir dava bazında ayrı ayrı tespit ve ayniyet taşıyıp taşımadıkları yönünden tetkik edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Asıl dava kapsamındaki uyuşmazlığın; davacı … şirketinin distribütörlük sözleşme ilişkisinden kaynaklı (mal tedarikine ilişkin) faturaya bağlı cari alacağının mevcut olup olmadığı, neticeten davacının takip kapsamında ileri sürdüğü asıl alacak ve işlemiş faiz taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın faturaya dayalı alacak istemine ilişkin olarak başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği anlaşılmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; ”..Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6762 sayılı TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 23/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan Yasa’nın 23. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.) Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.”
Uyuşmazlık noktalarının tespiti ve anılı kanuni düzenleme ve içtihatlar doğrultusunda yapılan değerlendirme neticesinde; Davalı şirket (… Bilişim) tarafından incelemeye ibraz edilen 2001, 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yılı ticari defterlerinin tetkikinde, davalı … Bilişim A.Ş.’nin, davacı … Ltd. Şti.’ne; 320.70 kodlu (…) hesaptan dolayı= (-) 5.789.170,76-USD borçlu, 127.02.20 kodlu (…) hesaptan dolayı=99.706,44-USD alacaklı olmak üzere toplam (-) 5.689.464,32-USD borçlu olduğunun görüldüğü, davacı … Ltd. tarafından dava dosyasına ibraz edilen tercüme edilmiş cari hesaba göre ise (HD) Hart Disk bedelinden kaynaklanan faturaların bakiyesi olarak takip tarihi itibari ile 5.560.899,80-USD alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu hali ile faturalara dayalı alacak isteminin davalı defter kayıtları ile sübut bulduğu anlaşılmakla; davacının takip tarihi itibari ile taleple bağlı kalınarak 5.560.899,80-USD asıl alacak, davacı yanın ihtarnamesinin tebliği sureti ile davalı yan mütemerrit olmakla 388.000,00-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.948.899,80-USD alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bu noktadan sonra faturaya dayalı bakiye alacak bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı taraf üzerinde bulunduğu, davalı/ takip borçlusunun davacıya ödeme yaptığını HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delillerle ispat edemediği, tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle toplam 5.948.899,80-USD tutarında alacaklı olup anılı tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturalara dayalı olup likit olduğu, icra takibinin başlatıldığı tarihin, 6352 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce olmakla davacı lehine %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış olup asıl davanın kabulüne dair hüküm kurmak gerekmiştir.
Karşı dava kapsamındaki uyuşmazlığın ise; davalı/karşı davacı … Bilişim şirketinin karşı davadaki taleplerinin, dağıtımını yaptığı… ürünü için distribütörlük sözleşme ilişkisinin davacı … tarafından sona erdirilmesine ilişkin olarak haksız fesih iddiasına dayalı alacak/tazminat kalemlerine ilişkin olup feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı hususları ile bunun yanında … sözleşmesine bağlı taleplere cevaz verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda karşı dava yönünden (… ürünlere ilişkin) fesih iradesinin 22/03/2011 tarihli ihtarnamesi ile ileri sürüldüğü, … Türkiye ile devam eden ticari ilişkide … Bilişimin borcunu vadesinde ödememeyi alışkanlık haline getirdiği, diğer yandan, kendi ithal ettikleri ürünlere … Çağrı Merkezi numarasını yazmayacaklarını 16 Nisan 2010 tarihli Protokolde yazılı şekilde taahhüt etmiş olmalarına rağmen, aykırı işlemler yapıldığını ve aynı Protokolde … Şirketlerinden doğrudan satın alınmayan … marka ürünlere ilişkin her türlü sorumluluğun …Bilişim servis ağına ait olacağı belirtilse de … Şirketlerinden dogrudan satın alınmayan … marka monitörlerin … servislerine gönderildiğinin tespit edildiğini, bu ihlallerin durdurulması için iki adet ihtarname gönderildiğini belirterek sözleşmenin feshedildiğini ihtar ettiği görülmektedir.
Bu noktada davacı/karşı davalı tarafça yapılan feshin haklı nedene dayalı olup olmadığı hususu tetkik edilmiş olup; karşı davalı yanın fesih iradesinde asıl olarak borçlu temerrüdüne dayandığı görülmekle dava ve fesih tarihi itibari ile yürürlükte olup tatbiki gereken Borçlar Kanununun 106. maddesi kapsamında değerlendirme yapılmıştır. Nitekim BK’nın 106. maddesi hükmüne göre, karşılıklı taahhütleri havi olan bir akitte iki taraftan biri mütemerrit olduğu takdirde, alacaklı, ifası gereken edimin yerine getirilmesini ve gecikmeden doğan zararın tazminini reddedip onun yerine borcun ifa edilmemesinden doğan zarar ve ziyanını talep veya akdi feshedebilecektir. Bu itibarla taraflar arasında devam eden ticari ilişkinin tümü gözetilerek, karşı davalının sözleşmeyi fesih iradesini açıklandığı tarih itibariyle BK’nın 101. maddesi gereğince karşı davacının temerrüde düşürülmüş bir borcu olup olmadığı hususları sunulu deliller ışığında değerlendirilmiş olup karşı davacının defter kayıtlarına ve karşı davalının cari hesabına dayalı olarak vadesi gelmiş, muaccel 5.560.899,80-USD tutarında borçlu olup fesih öncesinde mütemerrit kılındığı, dolayısıyla BK’nın 106 ve 107. maddeleri gereğince karşı davalının sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; karşı davacının … Biriminin … Şirketine devri nedeniyle uğranılan maddi zararlar, … Biriminin …Şirketine devri nedeniyle uğranılan manevi zararlar, haksız ve kötüniyetli fesih nedeniyle uğranılan zararlar, yoksun kalınan kâr, fesih nedeniyle ticari itibar kaybına yönelik manevi zarar ve denkleştirme tazminatına yönelik istemlerinin reddine dair karar vermek gerekmiştir. Ayrıca karşı davacının zarar kalemlerini “…” sorumluluğu kapsamında da talep ettiği görülmekle birlikte ”…” (sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluk) sözleşme görüşmeleri aşamasında taraflardan birinin diğerine veya onun koruması altında bulunan kişilere karşı aralarında dürüstlük kuralı (TMK. m. 2) gereğince ortaya çıkan güven ilişkisinin ihlali sonucu meydana gelen sorumluluk olup yanlar arasında, haklı nedene dayalı olarak karşı davalı tarafça feshedilen (…) distribütörlük sözleşme ilişkisi mevcut iken anılı sorumluluk ilkesinin somut olaya tatbiki mümkün olmadığından yerinde görülmemiştir.
Davacı yanın … sözleşmesine dayalı talepleri tetkik edilmiş olup; karşı davacı ile 21/07/2008 tarihinde, karşı davalı ile 07/07/2008 tarihinde imzalanan “… Sözleşmesi …, Ltd. Yarı …Depolama Sistemi Bölümü – Doğu Avrupa ve Ortadoğu Ülkeleri İçin …Şartları” başlıklı sözleşmenin 3 ve 4. maddelerine istinaden davacının … taleplerini 3 ayrı kategoride ileri sürdüğü (Geri dönüş süresi 3 ayı geçen … ürünleri için credit note tutarları, … ürünü İçin talep, … sözleşmesi gereği 1 yıl içinde geri dönen ürünlerin o yıl içerisinde satın alınan ürünlerin %3’ünü geçmesi nedeniyle ödenmeyen maliyetler) görülmüştür. Anılı taleplerle ilgili olarak alış raporları, faturalar, gümrük giriş-çıkış beyannameleri ile taraf delilleri sözleşmenin ilgili hükümlerine göre mali/teknik bilirkişiler marifeti ile incelenmiş olup kök ve ek inceleme sonuçları ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olmakla itibar edilir bulunmuştur. Anılı sözleşmenin 3. maddesinde arıza oranı %3’ü geçen ürünlere ilişkin verilen haklar ve madde metninde; “Belirli bir modelin tek bir temel sebepten kaynaklanan arıza oranı malzeme, hatalı işçilik ve/veya tasarım kaynaklı sorunlar sebebiyle %3 oranındaki yaygın seviyeye ulaşırsa, … Yenilenmiş … Hizmeti’ni ve teknik yardımı derhal destekler. Yaygın hatalı ürünlere ait tüm … navlun ücretleri, gümrük vergileri ve gümrükten çekme masrafları … tarafından ödenir. …’ler arıza oranı hesaplamasına dâhil değildir. Arıza oranı (%3), aşağıda belirtilen “Birikmiş A/S Oranı Cari Yılı” formülüne göre hesaplanır: Cari Yılın Birikmiş A/S Oranı = Aynı dönemde …’un Garanti Kapsamında A/S satış miktarı ile ilgili vaka sayısı / …’un cari yıl içindeki satış miktarı” şeklinde belirtildiği görülmüştür. Yapılan incelemelerde satın alınan ve arızalı çıkan ürün adetlerinin ortaya konulduğu, buna göre 2005 yılında 438.860 Adet ürün satın alındığı, aynı yıl 20.967 adet arızalı ürünün … şirketine geri gönderildiği, 2006 yılında 432.964 adet ürün satın alındığı, aynı yıl 26.989 adet arızalı ürünün …’a geri gönderildiği, 2007 yılında 456.247 adet ürün satın alındığı, aynı yıl 31.315 adet arızalı ürünün …’a geri gönderildiği, 2008 yılında 359.739 adet ürün satın alındığı, aynı yıl 27.262 adet arızalı ürünün …’a geri gönderildiği, 2009 yılında 176.662 adet ürün satın alındığı, aynı yıl 23.266 adet arızalı ürünün …’a geri gönderildiği, 2010 yılında 91.491 adet ürün satın alındığı, aynı yıl 13.525 adet arızalı ürünün … şirketine geri gönderildiği, 2011 yılında 2.391 adet ürün satın alındığı, aynı yıl 5.128 adet arızalı ürünün …’a geri gönderildiği anlaşılmış olup, buna göre 2005-2011 arası dönemlerinde toplam 1.958.354 adet … alışına karşılık aynı dönemde 148.452 adet ürün arızalı çıkarak …’a geri gönderildiği saptanmakla, bu dönemde arızalı ürünlerin satın alınan ürünlere oranının %3’ün üzerinde olduğu anlaşılmıştır. Buna göre sözleşmenin anılı maddesinde belirtildiği üzere, söz konusu ürünlere ilişkin toplam 148.452 adet ürün için navlun bedelleri, gümrük vergisi, gümrükleme gideri, nakliye/ hamaliye vs giderler olmak üzere hesap edilen toplam 1.288.120,54-USD’nin karşı davacıdan tahsili gerektiği tespit edilmiştir.
Devamında anılı sözleşmenin 4. maddesine göre; “… ürünlerini teslim aldığı tarihten itibaren 3 ay içinde sevk etmekte başarısız olur ise, gecikmiş … ürünleri için …’a kredi servisi sağlar. Türkiye’deki gümrükten çekme işlemleri ile ilgili gecikmeler dikkate alınmayacaktır. Kredi birim fiyatı, …’un hem işleyen modelleri hem de … modelleri için geçerli “Cari Fiyat” terimi olan müşterek Kredi … terimi tarafından takip edilir. Cari Fiyat = Talep ayındaki aynı model ya da eşdeğer model ya da yüksek modelin birim fiyatı … = Kullanım Ömrü Sonu” olarak kararlaştırıldığı görülmüştür. … faturalarına konu ürünlerin arıza sebebiyle üretici firmaya gönderildiğini belgeleyen ve üretici firma tarafından geri gönderildiğini belgeleyen gümrük giriş ve çıkış beyannameleri incelenmek sureti ile gidiş-geliş süresi 3 ayı aşan 84.972 adet ürün olduğu saptanmış olup, taraflar arasında imzalanan sözleşme maddesinde 3 ayı geçmekle geciken … ürünler için …’un kredi hizmeti vereceğinin kararlaştırıldığı, kredi birim fiyatının da anılan tarihteki ürün rayiç bedeli olduğu sözleşme maddesinde tanımlandığı görülmektedir. Buna göre dönüşü 3 ayı geçen 84.972 adet ürüne ilişkin düzenlenen her bi… faturası ve gümrük giriş ve çıkış beyannameleri incelenmesinde fatura bedellerinin rayiç bedel olarak, dolayısıyla da kredi birim fiyatı olarak kabul edilmiş olup, buna göre… faturalarının toplam bedelinin 4.325.912,49-USD olduğu hesaplanmış olmakla birlikte karşı yanın mükerrerlik itirazına konu olduğu üzere sözleşmenin 3 ve 4. maddelerinin mükerrer tahsilata sebebiyet vereceği saptanmakla geri gönderilmediği sabit olan mahrece iade ürün fatura bedeli olan 74.730,90-USD’nin mahsubu ile bakiye 4.251.181,59-USD’nin tahsilinin gerektiği anlaşılmıştır. Kısa kararda sehven 4.250.181,59-USD olarak maddi hata yapıldığı tespit edilmekle birlikte kısa kararla gerekçeli kararın çelişemeyeceğine dair usuli ilke gereğince işbu hususun gerekçe içerisinde belirtilmesi gerekmiştir.
Son olarak birleşen dosyada karşı davacı tarafından bir kısım arızalı ürünlere ilişkin mahrece iade faturası düzenlenip ürünlerin yenisi ile değiştirilmek üzere üretici firmaya gönderildiği; ancak ürünlerin geri gönderilmediği ileri sürülerek ürün bedellerinin talep edilmiş olduğu görülmüş olup, sunulu faturalar ile gümrük giriş-çıkış beyannamelerinin incelenmesinde mahrece iade faturalarından ve çıkış beyannamesinden dökümü yapılan ürünlerin üreticiye gönderildiği anlaşılmış olmasına rağmen taraf delillerinde ürünlerin geri döndüğüne dair gümrük giriş beyanları tespit edilememiştir. Dosyaya sunulu e-mail yazışmalarından da karşı davacının ürünleri talep ettiği, karşı davalının ise taraflar arasında hukuksal süreç başladığı gerekçesiyle göndermeyeceğini bildirdiği görülmüş olup buna göre ürünlerin geri gönderilmediği sabit olan mahrece iade ürün fatura bedelinin 74.730,90-USD olup anılı bedelin karşı davacıdan tahsili gerektiği sonucuna varılmıştır.
Birleşen dava davacısı/karşı davalı … Ltd. vekili 23.12.2020 tarihli dilekçesi ile davalı/karşı davacı … A.Ş. vekili ise 26/09/2019 tarihli dilekçesi ile takas mahsup talebinde bulunmuşsa da; birleşen asıl ve karşı davaya konu taleplerin zaten tarafların takas ve mahsuba konu olabilecek alacaklarına ilişkin olduğu, nitekim birleşen asıl ve karşı dava tarihi itibarıyla tatbiki gereken HMK’nun 132/1-b maddesinin; “Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması şarttır.
” hükmüne haiz olduğu, ayın yasanın 166/4. maddesinde; “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.” denilmekle bağlantının tanımlandığı, asıl davanın cari hesap alacağından kaynaklı itirazın iptali istemi olması ve karşı davanın sözleşmeden kaynaklı tazminat talebi olması karşısında bağlantı tanımında geçen davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğduğu ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olduğundan bahsedilemeyeceği, bu nedenle Mahkememizce karşı davanın yalnızca takas mahsup ilişkisine dayalı olabileceğinin değerlendirildiği, davaların açılmış olması ile ileri sürülen alacak ve tazminat iddiaları Mahkememizce incelenmekle, alınan bilirkişi raporu sonrasında davalı/karşı davacı …A.Ş. tarafından takas mahsup talebinde bulunulmasının bu aşamada asıl davaya konu borcun başlangıçta inkar edilerek takas definde bulunulmaması nedeniyle süresinde ileri sürülmediği gibi bu talep yönünden davalı karşı davacı …A.Ş.’nin hukuki yararının da bulunmadığı, yine davacı karşı davalı … Ltd.’in daha fazla alacaklı olduğu karşı dava ile tespit edilen…A.Ş.’den olan alacağı için takas mahsup talebinde bulunmasında da hukuki yararının evleviyetle mevcut olmadığı anlaşılmakla her biri harçlandırılan ayrı davalarda ayrı ayrı hüküm tesisi gerektiğinden usul ekonomisi gereğince takas ve mahsubun infaz aşamasında da nazara alınabileceği kanaati ile bağımsız hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
Tüm bu gerekçeler ışığında; Mahkememiz dosyası ile birleşmesine karar verilen Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/170 Esas ve 2012/874 Karar sayılı dosyasında;
(a) Asıl davasının KABULÜ ile; … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında davalı yanın itirazının iptali ile takibin bu defa; 5.560.899,80-USD asıl alacak ile 388.000,00-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam; 5.948.899,80-USD yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a bendi gereğince devlet bankalarının 1 yıl vadeli USD cinsi mevduata uygulanan faiz oranın tatbik edilmesine, TBK’nın 99. maddesinin infaz aşamasında nazara alınmasına, alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının asıl davada davalı yandan alınarak asıl davada davacı yana verilmesine,
(b) Karşı davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE, davacı yanın geri dönüş süresi 3 ayı geçen … ürünleri için credit note tutarlarına ilişkin isteminin kısmen kabulü ile; 1.000,00-USD karşılığı 1.791,60-TL’nin karşı dava tarihi olan 13.04.2012 tarihinden itibaren, bakiye 4.250.181,59-USD karşılığı 24.255.786,33-TL’nin ıslah tarihi olan 26.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya istemin reddine, davacı yanın … ürünü bedeli talebinin kabulü ile; 74.730,90-USD karşılığı 133.887,88-TL’nin karşı dava tarihi olan 13.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, davacı yanın … sözleşmesi gereği 1 yıl içerisinde geri dönen ürünlerin o yıl içerisinde satın alınan ürünlerin %3’ünü geçmesinden kaynaklanan zarar talebinin kabulü ile; 1.000,00-USD karşılığı 1.791,60-TL’nin karşı dava tarihi olan 13.04.2012 tarihinden itibaren, bakiye 1.287.120,54-USD karşılığı 7.345.596,92-TL’nin ıslah tarihi olan 26.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, davacı yanın fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Mahkememiz dosyası ile birleşmesine karar verilen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/382 Esas ve 2012/20 Karar sayılı davasının REDDİNE,
3-(a) Mahkememiz dosyası ile birleşmesine karar verilen Kadıköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı asıl davasının KABULÜ İLE;
…İcra Müdürlüğü’nün …1 Esas sayılı dosyasında davalı yanın itirazının iptali ile takibin bu defa; 5.560.899,80-USD asıl alacak ile 388.000,00-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam; 5.948.899,80-USD yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a bendi gereğince devlet bankalarının 1 yıl vadeli USD cinsi mevduata uygulanan faiz oranın tatbik edilmesine, TBK’nın 99. maddesinin infaz aşamasında nazara alınmasına,
Alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının asıl davada davalı yandan alınarak asıl davada davacı yana verilmesine,
(b) Karşı davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
Davacı yanın geri dönüş süresi 3 ayı geçen … ürünleri için credit note tutarlarına ilişkin isteminin kısmen kabulü ile; 1.000,00-USD karşılığı 1.791,60-TL’nin karşı dava tarihi olan 13.04.2012 tarihinden itibaren, bakiye 4.250.181,59-USD karşılığı 24.255.786,33-TL’nin ıslah tarihi olan 26.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya istemin reddine,
Davacı yanın 1497 … ürünü bedeli talebinin kabulü ile; 74.730,90-USD karşılığı 133.887,88-TL’nin karşı dava tarihi olan 13.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacı yanın … sözleşmesi gereği 1 yıl içerisinde geri dönen ürünlerin o yıl içerisinde satın alınan ürünlerin %3’ünü geçmesinden kaynaklanan zarar talebinin kabulü ile; 1.000,00-USD karşılığı 1.791,60-TL’nin karşı dava tarihi olan 13.04.2012 tarihinden itibaren, bakiye 1.287.120,54-USD karşılığı 7.345.596,92-TL’nin ıslah tarihi olan 26.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacı yanın fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,
4-Asıl davada; karar ve ilam harcı 59,30-TL’nin peşin alınan 112.325,40-TL harçtan mahsubu ile kalan 112.266,10-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Maddi tazminat yönünden; Davalı … Ltd. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 156.701,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ltd.’ye verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden; Davalı … Ltd. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ltd.’ye verilmesine,
7-Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilen İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/382 Esas ve 2012/20 Karar sayılı davada; karar ve ilam harcı 59,30-TL’nin peşin alınan 297,00-TL harçtan mahsubu ile kalan 237,70-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Maddi tazminat yönünden; Davalı … Ltd. İle … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … Ltd. İle …’ye verilmesine,
9-Manevi tazminat yönünden; Davalı … Ltd. İle … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … Ltd. İle …’ye verilmesine,
10-Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilen Kadıköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyada asıl davada; karar ve ilam harcı 739.023,29-TL’nin peşin alınan 106.563,95-TL harçtan mahsubu ile kalan 632.459,34-TL’nin davalı …A.Ş.’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
11-Davacı-karşı davalı … Ltd. Tarafından yatırılan 106.563,95-TL harcın davalı-karşı davacı … A.Ş.’nden alınarak davacı-karşı davalı … Ltd. ‘ne verilmesine,
12-Davacı-karşı davalı … Ltd. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 196.811,69-TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacı … A.Ş.’nden alınarak davacı-karşı davalı … Ltd. ‘ne verilmesine,
13-Karşı davada; karar ve ilam harcı 2.167.958,75-TL’nin peşin alınan 4.120.015,52-TL harçtan mahsubu ile kalan 1.952.056,77-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı karşı davacı … A.Ş.’ne iadesine,
14- Maddi tazminat yönünden; Davalı-karşı davacı …A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 405.995,63-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalı … Ltd.’nden alınarak davalı-karşı davacı … A.Ş. ‘ne verilmesine,
15-Manevi tazminat yönünden; Davalı-karşı davacı …A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalı … Ltd.’nden alınarak davalı-karşı davacı …A.Ş. ‘ne verilmesine,
16-Davacı-karşı davalı … Ltd. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 159.795,83 davalı-karşı davacı…A.Ş.’nden alınarak davacı-karşı davalı … Ltd. ‘ne verilmesine,
17-…A.Ş. Tarafından yapılan 23.306,10-TL yargılama gideri (23.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 306,10-TL posta gideri) tüm davalar birlikte değerlendirilerek kabul-red oranına göre hesaplanan 15.537,40-TL yargılama giderinin …. Ltd.’nden alınarak …A.Ş.’ne ödenmesine, kalan kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
18-… Ltd. Tarafından yapılan 4.500,00-TL yargılama gideri (4.500,00 TL bilirkişi ücreti) tüm davalar birlikte değerlendirilerek kabul-red oranına göre hesaplanan 3.500,00-TL yargılama giderinin … A.Ş.’nden alınarak … Ltd.’ne ödenmesine, kalan kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,

Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır