Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/140 E. 2018/1106 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2011/140
KARAR NO : 2018/1106

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 30/09/2009
KARAR TARİHİ : 06/12/2018

Mahkememizde görülen Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 1998 yılında Bankanın kendi hisselerini satışa çıkarması üzerine hisseler … tarafından satın alındığı, bu satış ile birlikte Banka’nın Şirketin Yönetim Kurulu’nda bulunan üyeleri görevlerinden istifa ettiği, Şirketin Yönetim Kurulu … ve diğer aile bireylerine geçtiği, 1998 yılında yapılan satışa müteakiben … ve ailesi ile … aralarında hukuki ihtilaflar baş gösterdiği, bu ihtilaflar 2004 yılına kadar gerek Ankara gerekse İstanbul Mahkemelerinde devam ettiği, 2004 yılında taraflar arasındaki mevcut ihtilafları sona erdirmek amacıyla sulhen bir anlaşma yapıldığı, ancak … A.Ş.’ye İstanbul …. Ticaret Mahkemesi’nin dosyasından … kayyum olarak atandığı ve kayyumun daveti üzerine 22.12.2004 tarihinde toplanan genel kurul ile şirketin yeni Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyeleri belirlendiği, bu Yönetim Kurulu’na Bankayı temsilen iki üye, özel hissedarları temsilen ise bir üye seçildiği, zaman içerisinde Banka adına Yönetim Kurulu’nda görev alanlar bu görevlerinden alındığı ve yerlerine yeni iki üye, TTK hükümlerine aykırı olarak seçimle değil atama yoluyla göreve alındığı, bu tarihten itibaren yeni seçilen yönetim kurulu üyeleri tüm imza yetkilerini kendi uhdelerinde topladığı ve bu tarihten itibaren alınan tüm kararlar muhalefet şerhli olarak alınmaya başladığı, yeni yönetim kurulu ile devam edemeyen sulh görüşmeleri neticesinde Otel, Bankanın atanmış temsilcileri tarafından çürümeye terk edildiği, bu dönemde …’ın …’na var olan borçlarının Otel’e yapmış olduğu yatırımlar ile takas mahsup suretiyle karşılanması talebinin de keyfi olarak cevapsız bırakıldığı, şöyle ki, Otelin … ve ailesinin yönetiminde olduğu dönem içerisinde Otele 1.271.059,43 TL ilave yatırım yaptırdığının … A.Ş.’nin yaptırmış olduğu ekspertiz çalışmalarıyla sabit olduğu, oysa taraflarınca yapılan … Asliye Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı delil tespiti dosyasında, mahallinde yapılan ayrıntılı bilirkişi heyetinin tespitinde ise; yapılan ilave yatırımların değerinin 10.600.000,000 TL olduğunun tespit edildiği ve belgelendiği, ancak müvekkilleri tarafından teklif edilen görüşme talepleri ve öneriler yönetim kurulu üyeleri tarafından olumlu ve yapıcı bir yaklaşım gösterilmemiş olduğu, davalı bankanın sermaye artırma kararı 19.03.2007 tarihinde yapılan genel kurul toplantısıyla yürürlüğe sokulduğu, Muhalefet şerhlerinin kötü niyetli banka yöneticilerini durdurmaya yetmeyince …. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosyası ile Genel Kurul kararının iptali için dava açıldığı,
Yönetim ve Denetçi raporları ile ticari defterlerin uyumsuzluk gösterdiği, bilançonun doğruluk esasları ile ekonomik gereklere ve yasa hükümlerine, standart bilanço tipine, tek düzen hesap planına, muhasebe usullerine uyum göstermemesi sebebi ile Y.K. ve Denetçi Raporlarının görüşülmesine ilişkin gündem maddesinin de iptalinin gerektiği, 2009 Yılı G.K. toplantısının 4. maddesinde yer alan Y.K. faaliyet Raporu, Denetçi Raporu, Bilanço ve kar ve zarar hesabının oylamaya sunulması hakkında ki gündem maddesi taraflarınca usulüne uygun olarak itiraz edilmiş ve muhalefet şerhinin de yine tutanağın sonuna dercedildiği, faaliyet raporu, yönetim ve denetim kurulunun ibraz raporları tarafımıza gönderilmemiş olduğu, usulüne uygun olarak incelemelerine de açık tutulmamış olduğundan bahisle fazlaya dair hakları ile murtabit davalar açma hakları ile her türlü şikayet, talep ve maddi ve manevi tazminat davası açma hakları saklı kalmak kaydı ile; … A.Ş.’nin 02.07.2009 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın ret oyu kullanıp muhalefet şerhi işlettikleri tüm genel kurul kararlarının iptaline, ihtiyati tedbir kararı verilmesine, mahkeme masraflarının ve ücreti vekaletin davalılar üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların iddialarının gerçekleri yansıtmaktan uzak, müvekkil şirket ve organlarını yıpratmaya yönelik olduğunu, müvekkili şirketin 50.000.000 adet hisselerinin büyük çoğunluğunun … A.Ş.’ye ait olduğunu, bu nedenle … AŞ. ile davacıların ve müvekkil şirketin halen derdest hukuki ihtilaflarının bulunması sebepleriyle davanın … A.Ş.’ye ihbar edilmesini talep ettiklerini, başlangıçta sermayesinin tamamına davacı … ve diğer davalılar ailesinin sahip olduğu şirketin, Teşvik Belgesi kapsamında …’ndan 3.3 Milyar TL (3.4 Milyon DM karşılığı) kredi de kullanarak sahibi olduğu … Oteli’ni 1989 sezonunda yatırım eksiklikleri ile işletmeye alındığını, bu arada …’na müracaat ederek ilave kredi talebinde bulunulduğunu, müvekkil şirketin talebi üzerine gerekli inceleme ve değerlendirmeler yapılarak konunun … Yönetim Kurulu’na sunulduğunu, … Yönetim Kurulu’nun 16.02.1990 tarih ve … sayılı kararı ile şirkete 2.641.683.000 TL (l .8 Milyon DM karşılığı) yatırım kredisi kullandırılmasını, 08.03.1990 tarih ve … sayılı kararı ile de şirketin 7.350.000.000 TL’na arttırılacak sermayesinde …’nin %51 (3.750.000.000 TL) oranında pay sahibi olmasına Kurucu Şirket Ortaklarının da onayı alınarak Bankanın iştiraki gerçekleştiğini, söz konusu davacılar tarafında yapılan hata ve eksikliklerin ileriye dönük olarak düzeltilemeyeceğini, defter kayıtlarının gerçeği yansıtma amacı ile bile olsa, süresi geçtikten sonra değiştirilemeyeceğini bu uyumsuzlukların hukuka ve usulüne uygun olduğunu, ayrıca ilgili dönemin (birden çok) dava konusu olduğunu, alınan kararların … As. Tic. Mahkemesi’nin mezkûr kararı ile mutlak butlanla batıl hale gelerek yok hükmünde olduğu gerçeği karşısında ilgili gündem maddesinin iptali talebinin reddinin gerektiğini, hazırlanan Yönetim Kurulu ve Denetçi raporları usule ve hukuka uygun olduğunu, bu göz önüne alındığında bilanço ve ticari defterlerle müvekkil şirket yönetiminden kaynaklı bir uyumsuzluğun söz konusu olmadığını, sermaye artışının ayni olarak ödenmesinde hukuken bir engel bulunmamakla birlikte; söz konusu hukuka uygun kararların icrasının geri bırakılması yönünde tedbiren bir karar alınması durumunda müvekkil şirketin varlığını devam ettirmemesi riskinin doğmasının yüksek olduğu gibi, çoğu davacılardan kaynaklanan zararlarının da artması söz konusu olacağını, ticaret sicil dosyası kapsamı da incelendiğinde görüleceği üzere, davacıların iddiaları hukuki mesnetten yoksun olduğunu, var olmayan mahkeme kararlarına dayanılarak; tümüyle yıpratma ve şirketin varlığını tehlikeye sokarak menfaat elde etmeye yönelik olduğunu, bu nedenlerle, itiraz ve beyanlarının kabulü ile, haksız ve mesnetten yoksun davanın reddine; davacıların kararların icrasının geri bırakılması için haksız ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacılar hisselerinin müvekkili şirket adına bir banka hesabına bloke edilmesine, davacıların uygun miktarda bir teminat yatırmalarına, davanın … A.Ş.’ye ihbarına, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli deliller de celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce davalı … Turizm Ticaret ve AŞ’nin gerektiğinde ticari defter ve belgeleri ile esasen dava konusu edilen genel kurulun tutanakları, hazirun cetvelleri, şirketin pay ve karar defteri ve sair belgeler ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda Hukukçu-Finans Uzmanı … ile emekli Sayıştay denetcisi … ve mali bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 16/03/2018 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
” Dava, davalı şirketin 02.07.2009 tarihli genel kurul toplantısının 4 numaralı gündem maddesiyle alınan mali tablo ve raporların onaylanmasına ilişkin, 5 numaralı gündem maddesiyle alınan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin, 6 numaralı gündem maddesiyle alınan yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine ilişkin ve 8 numaralı gündem maddesiyle alınan sermayenin artırılmasına ilişkin kararların iptali istemine ilişkin olduğu, herşeyden önce davacıların davalı şirkette hissedar oldukları, dava konusu 02.07.2009 tarihli genel kurulda alınan 4, 5, 6 ve 8 numaralı kararlara muhalif kaldıkları ve muhalefet şerhlerini tutanağa yazdırdıkları, genel kurul tarihinden itibaren de üç aylık süre içerisinde işbu davayı açtıkları hususlarında bir ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve raporumuzda çözüme kavuşturulması gereken temel problem; genel kurulda alınan kararların iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı,
Yokluk ve butlan hallerinin yanı sıra genel kurul kararlarının hükümsüzlük hallerinden birisi de iptal edilebilirlik olduğu, genel kurul kararlarına karşı iptal davasını açma hakkını düzenleyen TTK. m. 446 hükmüne göre: “Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açılabileceğini,
Sözkonusu hükümden de açıkça anlaşıldığı üzere, kural olarak paysahiplerinin iptal davası açabilmeleri için toplantıda hazır bulunmaları, iptale konu ettikleri karara karşı olumsuz oy kullanmaları ve bu muhalefetlerini tutanağa yazdırmaları gerekeceği, toplantıda hazır bulunan, karara muhalif olan ve keyfiyeti zapta geçiren paysahiplerinin açmış oldukları iptal davasının kabul edilebilmesi için ayrıca bu kararların yasaya, esas sözleşmeye veya iyiniyet kuralına aykırı olduklarının da kanıtlanması gerekeceği, yapılan davete rağmen toplantıya katılmayan ve muhalefet şerhini tutanağa yazdırmayan bir pay sahibinin ancak; usulüne uygun toplantı davetinin yapılmamış olması, gündemin gereği gibi ilan edilmemiş olması, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmemesi, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullanmaları, müktesep hakların ihlal edilmiş olması, hallerinden birinin varlığı ve bu aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu kanıtlaması durumunda, iptal davası açılabileceği,
Genel kurul kararlarının iptaline ilişkin TTK. m. 445 uyarınca yasaya, esas sözleşmeye veya iyiniyet kuralına aykırı kararlara karşı iptal davası açılabileceği, dolayısıyla anılan kararların iptalinin sağlanabilmesi için bu kararların kanun, anasözleşme veya afaki iyiniyete aykırı olması da gerekeceği, bir başka deyişle sadece bir takım usuli eksiklikler bulunduğu gerekçesiyle alınan kararların iptalinin sağlanamayacağı, gerçekten de Yargıtay vermiş olduğu bir kararında bu hususu şu şekilde dile getirmiştir: “…TTK’nun 381 maddesinde yazılı olduğu üzere toplantıda alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddia ve ispat edildiği takdirde iptale karar verilmesi mümkün bulunmaktadır. Sadece usulsüz çağrıya dayanılarak açılan davada iptal kararı verilemiyeceğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir… ” Dolayısıyla dava konusu kararların tek tek ele alınarak incelenmesi gerekeceği; Genel kurul toplantısının 4 numaralı gündem maddesiyle alınan mali tablo ve raporların onaylanmasına ilişkin karar: davacılar tarafından mali tablo ve raporların gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle red oyu kullandıkları görülebileceği, yukarıda yer alan mali tespitler dikkate alındığında, anılan gerekçenin yerinde olmadığı, bu nedenle alınan kararın iptali şartlarının oluşmadığı sonucuna varıldığı, Genel kurul toplantısının 5 numaralı gündem maddesiyle alınan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin karar: davacılar tarafından mali tablo ve raporların gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle red oyu kullandıkları görülebileceği, yukarıda yer alan mali tespitler dikkate alındığında, anılan gerekçenin yerinde olmadığı, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadıkları bu nedenle alınan kararın iptali şartlarının oluşmadığı sonucuna varıldığı, Genel kurul toplantısının 6 numaralı gündem maddesiyle alınan yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine ilişkin karar: aynı nitelikte …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan … E. (dosya daha sonra … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … ve … E. numaralarını almıştır) sayılı dosyasında verilen ve Yargıtayca da onanıp kesinleşen 19.11.2013 tarihli kararda;
“Davalı şirketin 3 yıl süre ile görev yapmak üzere yönetim kurulu üyeliklerine …, …, …, 1 yıl görev yapmak üzere deneticiliğe de … ‘nin önerildiği ancak davacılardan … ‘ın yönetim kurulu üyeleri ile ilgili suç duyurusu olduğunu belirterek teklife karşı çıktığı, yapılan oylamada teklifin 143.998 red oyuna karşılık 150.000 oy ile kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bu gündeme ilişkin alınan kararda her ne kadar karar nisabına aykırı durum bulunmamakta ise de, davalı şirketin büyük ortağı durumundaki … A.ş ile diğer gerçek kişi ortakları arasında 2004 yılında kayyum Sulhı Canerin daveti ile sulh işleminin yapıldığı, bundan sonraki yönetim kurullarında da bankanın 2, gerçek kişi ortakların 1 temsilci ile temsil edildikleri buna rağmen dava konusu genel kurul toplantısında şirketin 3 yönetim kurulu üyesinin tamamının … A.ş nin gösterdiği adaylardan seçilmesinin ortaklar arasında yarar dengesini bozduğu, bu durumun azınlık pay sahiplerinin aleyhine olması nedeniyle objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığı ve 12.gündem maddesinde alınan kararın anılan gerekçelerle iptalinin gerektiği sonucuna varılmıştır ” hükmüne yer verildiği görülmektedir. Sözkonusu kararda yer alan gerekçeler dikkate alındığında, yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine ilişkin kararın iyiniyet kuralıyla bağdaşmadığının kabul edilmesi gerektiği, bu durumda genel kurul toplantısının 6 numaralı gündem maddesiyle alınan yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin kararların iptal edilme şartlarının oluştuğu sonucuna varıldığı,
Genel kurul toplantısının 8 numaralı gündem maddesiyle alınan sermayenin artırılmasına ilişkin kararlar: aynı nitelikte …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan … E. (dosya daha sonra …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … ve … E. numaralarını almıştır) sayılı dosyasında verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay tarafından verilen 23.11.2010 tarihli kararda;
“… A.Ş.’nin 07.05.1987 tarihinde tescil edilen ana sözleşmesinin genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki karar nisabına ilişkin 10/d. maddesi ile özel bir düzenleme yoluna gidilmemiş, genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki karar nisabının Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Dava konusu genel kurul toplantısı 19.03.2007 tarihinde ve (294.000) adet paydan (293.998) adet payın temsili ile toplanmış, ana sözleşmenin şirketin sermayesine ilişkin 6. maddesi ile murakıp ve görevlerine ilişkin 9. maddesi, genel kurulun 11. gündem maddesinde alınan kararla ve (143,998) ret oyuna karşılık (150.000) kabul oyu ile değiştirilmiştir. Dairemizin yerleşik, uygulamasına göre ana sözleşmeler yasa ile kendiliğinden değiştirilmeyip, ancak ana sözleşmede belirlenen koşullarla ve ortaklık genel kurulunda alınan kararla değiştirilmeleri mümkün bulunmaktadır. Dosyada yeni yasal düzenlemeye uygun değişikliğe gidildiğine dair bir delil bulunmadığından, davalı şirketin ana sözleşmesinin 10/d. maddesi hükmü icabı uyuşmazlıkta uygulanacak olan hüküm, Türk Ticaret Kanunu’nun 388. Maddesinin 2. ve devamı maddelerinin 16.06.1989 kabul, 04.7.1989 yürürlük tarihli 3585 sayılı yasa ile değiştirilmiş ve öncesine göre hafifletilmiş toplantı ve karar nisapları değil o tarihte Türk Ticaret Kanunu’nun daha ağır olan 388. maddesi nisaplarıdır. Buna göre davalı şirketin kuruluşu sırasında yürürlükte olan TTK. ‘nun 388. Maddesi ile ilk iki fıkrada gösterilen ağırlaştırılmış toplantı ve karar nisapları dışında diğer ana sözleşme değişikliklerinin ilk toplantıda şirket sermayesinin en az 3/4 ‘ünün, ikinci toplantıda yarısının, üçüncü toplantıda ise 1/3’nün hazır bulunması koşulu ile müzakere edilebileceği ve hazır bulunanların 2/3’ünün kabul oyu ile ana sözleşme değişikliğinin mümkün olduğu hükme bağlanmış bulunması itibariyle dava konusu genel kurulda alınan ana sözleşme değişikliklerine ilişkin kararların yukarıda açıklanan nisaplar gözetildiğinde, karar nisabının oluşmadığı ve bu nedenle de yok hükmünde olduklarının kabulü gerekmektedir. Bu durum karşısında, mahkemece, dava konusu genel kurul toplantısının şirket ana sözleşmesinin 6. ve 9. maddelerini değiştiren 11. Gündem maddesinde alınan kararın yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir” şeklinde karar verildiği ve verilen kararın kesinleştiği görüldüğü, söz konusu kararda yer alan gerekçeler dikkate alındığında, sermaye artırımına yönelik esas sözleşme değişkiliğine ilişkin karar nisabı sağlanamadığının kabul edilmesi gerektiği, bu durumda genel kurul toplantısının 8 numaralı gündem maddesiyle alınan sermayenin artırılmasına ilişkin kararların yoklukla malul olduğunun kabulü gerektiği,
Dava konusu, genel kurul toplantısının 4 numaralı gündem maddesiyle alınan mali tablo ve raporların onaylanmasına ilişkin karar ile 5 numaralı gündem maddesiyle alınan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararın iptal şartlarının oluşmadığı, Genel kurul toplantısının 6 numaralı gündem maddesiyle alınan yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin kararların iptal edilme şartlarının oluştuğu, Genel kurul toplantısının 8 numaralı gündem maddesiyle alınan sermayenin artırılmasına ilişkin kararların yoklukla malul olduğu,… ”yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce Taraf vekillerinin rapora vaki itirazlarının değerlendirilmesi maksadıyla Hukukçu-Finans Uzmanı … ile emekli Sayıştay denetcisi … ve mali bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 23/10/2018 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
Davacıların kök rapora karşı beyan dilekçelerinde, “bilanço denkleştirme hesabının” ne olduğu ve detayının müvekkil davacı ortaklara açıklanması gerektiği, bu hesabı ortaya çıkaran bağımsız denetim şirketinin yapmış olduğu kayıtların; defteri kebir veya muavin hesabının bilirkişi incelenmesi ile açıklığa kavuşturulmasını,.. ” talep ettikleri görüldüğü, söz konusu denkleştirme hesabının tespitine yönelik olarak davalı şirketten dayanak belgeler talep edildiği, buna ilişkin olarak tarafımıza Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğünün, 23.08.2006 tarih, 7175 sayılı yazısı ibraz edildiği, anılan yazı sureti, işbu bilirkişi raporuna ek olarak dosyaya dercedildiği, söz konusu yazıda Bakanlık Baş müfettişlerinin 31.07.2016 tarih, 5 sayılı inceleme raporuna atıflar bulunduğu, müfettiş raporunda tespit edilen aykırılıklara dayalı olarak YMM marifeti ile tespit edilen fark detaylarının düzeltildiği ve 31.12.2007 itibarıyla şirket bilançosunun yeniden düzenlediği anlaşıldığı,
Davalı şirket”Sermayenin artırılması hem kanunen (asgari esas sermaye miktarı sorunu) hem de ekonomik olarak bir zorunluluk arz etmiştir” demek sureti ile 8. maddenin iptali gerektiği yönündeki görüşümüze itiraz ettiği, şirketin genel kurul tarihi itibarıyla mevcut sermayesinin 500.000,00 TL olduğu, Resmi Gazete’de yayımlanan 2001/3500 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile; Türk Ticaret Kanunu’nun 272′ nci maddesinde anonim şirketler için beş milyar Türk Lirası olarak öngörülen asgari esas sermaye miktarının elli milyar türk lirasına, (yeni TL ile 50.000,00 TL) yükseltildiği dikkate alındığı, şirketin asgari esas sermaye ile ilgili herhangi bir sorunun bulunmadığı anlaşıldığı, diğer yandan dava konusu genel kurulda 500.000,00 TL tutarındaki mevcut sermayenin 1.250.000,00 TL’ye yükseltilmek istendiği anlaşıldığı, şirketin 31.12.2008 tarihli bilançosundan da görüldüğü şekli ile şirketin yasal anlamda (TTK mad. 376) sermaye artırım zorunluluğunun bulunmadığı, bununla birlikte uzun vadeli olmak üzere 1.035.000,00 TL tutarında kredi borcu ile geçmiş dönem vergi ve yasal yükümlülüklerinin bulunduğu, şirketin kamu borçlarının taksitler halinde ödenmek üzere yapılandırıldığı, banka kredi borçlarının da uzun vadeli olduğu dikkate alındığı, şirketin hali hazırdaki 488.650,00 TL tutarındaki alacağının tahsil edilmesi ve 2009 yılı içerisinde elde edilecek kira gelirlerinin, ödeme yükümlülüklerinin karşılanmasına imkan vereceği kanaati oluştuğu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasındaki kararlardan bağımsız olmak üzere, sermaye artırımının elzem olmadığı değerlendirildiği,
Kök raporda ifade etmiş olduğumuz üzere, aynı nitelikte …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan … E. (dosya daha sonra …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … ve … E. numaralarını almıştır) sayılı dosyasında verilen ve Yargıtayca da onanıp kesinleşen 19.11.2013 tarihli kararda; “Davalı şirketin 5 yıl süre ile görev yapmak üzere yönetim kurulu üyeliklerine …, …, …, 1 yıl görev yapmak üzere deneticiliğe de … ‘nin önerildiği ancak davacılardan …’ın yönetim kurulu üyeleri ile ilgili suç duyurusu olduğunu belirterek teklife karşı çıktığı, yapılan oylamada teklifin 143.998 red oyuna karşılık 150.000 oy ile kabul edildiği anlaşıldığı, bu gündeme ilişkin alınan kararda her ne kadar karar nisabına aykırı durum bulunmamakta ise de, davalı şirketin büyük ortağı durumundaki … A.Ş ile diğer gerçek kişi ortakları arasında 2004 yılında kayyum …’in daveti ile sulh işleminin yapıldığı, bundan sonraki yönetim kurullarında da bankanın 2, gerçek kişi ortakların 1 temsilci ile temsil edildikleri buna rağmen dava konusu genel kurul toplantısında şirketin 3 yönetim kurulu üyesinin tamamının … A.Ş.nin gösterdiği adaylardan seçilmesinin ortaklar arasında yarar dengesini bozduğu, bu durumun azınlık pay sahiplerinin aleyhine olması nedeniyle objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığı ve 12.gündem maddesinde alınan kararın anılan gerekçelerle iptalinin gerektiği sonucuna varılmıştır” tespit ve gerekçeleriyle genel kurul toplantısının 6 numaralı gündem maddesiyle alınan yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin kararların iptal edilme şartlarının oluştuğu sonucuna varıldığı,
Aynı şekilde anılan kararda geçen “… A.Ş. ‘nin 07.05.1987 tarihinde tescil edilen ana sözleşmesinin genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki karar nisabına ilişkin 10/d. maddesi ile özel bir düzenleme yoluna gidilmemiş, genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki karar nisabının Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Dava konusu genel kurul toplantısı 19.03.2007 tarihinde ve (294.000) adet paydan (293.998) adet payın temsili ile toplandığı, ana sözleşmenin şirketin sermayesine ilişkin 6. maddesi ile murakip ve görevlerine ilişkin 9. maddesi, genel kurulun 11. gündem maddesinde alınan kararla ve (143,998) ret oyuna karşılık (150.000) kabul oyu ile değiştirilmiştir. Dairemizin yerleşik, uygulamasına göre ana sözleşmeler yasa ile kendiliğinden değiştirilmeyip, ancak ana sözleşmede belirlenen koşullarla ve ortaklık genel kurulunda alınan kararla değiştirilmeleri mümkün bulunmaktadır. Dosyada yeni yasal düzenlemeye uygun değişikliğe gidildiğine dair bir delil bulunmadığı, davalı şirketin ana sözleşmesinin 10/d. maddesi hükmü icabı uyuşmazlıkta uygulanacak olan hüküm, Türk Ticaret Kanunu’nun 388. Maddesinin 2. ve devamı maddelerinin 16.06.1989 kabul, 04.7.1989 yürürlük tarihli 3585 sayılı yasa ile değiştirilmiş ve öncesine göre hafifletilmiş toplantı ve karar nisapları değil, o tarihte Türk Ticaret Kanunu’nun daha ağır olan 388. maddesi nisaplarıdır. Buna göre davalı şirketin kuruluşu sırasında yürürlükte olan TTK. ‘nun 388. maddesi ile ilk iki fıkrada gösterilen ağırlaştırılmış toplantı ve karar nisapları dışında diğer ana sözleşme değişikliklerinin ilk toplantıda şirket sermayesinin en az 3/4 ‘ünün, ikinci toplantıda yarısının, üçüncü toplantıda ise 1/3 ‘nün hazır bulunması koşulu ile müzakere edilebileceği ve hazır bulunanların 2/3 ‘ünün kabul oyu ile ana sözleşme değişikliğinin mümkün olduğu hükme bağlanmış bulunması itibariyle dava konusu genel kurulda alınan ana sözleşme değişikliklerine ilişkin kararların yukarıda açıklanan nisaplar gözetildiği, karar nisabının oluşmadığı ve bu nedenle de yok hükmünde olduklarının kabulü gerekmektedir. Bu durum karşısında mahkemece, dava konusu genel kurul toplantısının şirket ana sözleşmesinin 6. ve 9. maddelerini değiştiren 11. gündem maddesinde alınan kararın yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir” tespit ve gerekçeleriyle ve ayrıca davalı şirketin herhangi bir sermaye artırım ihtiyacının bulunduğuna ilişkin somut bir veri bulunmaması nedeniyle de genel kurul toplantısının 8 numaralı gündem maddesiyle alınan sermayenin artırılmasına ilişkin kararların yoklukla malul olduğunun kabulü gerektiği, davalı tarafından, her ne kadar anılan kararlarda geçen gerekçelerin gerçeği yansıtmadığı bu nedenle bağlayıcı olmadığı ileri sürülmüş ise de, HMK. m. 204/1’de yer alan “ilamlar … sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar” hükmü uyarınca, maddi olayları saptayan mahkeme kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıdığı, dolayısıyla davalının anılan iddiaları yerinde olmadığı, bilirkişi kurulumuzun kök rapordaki görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik oluşmadığı… ”yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dava; davalı şirketin 02.07.2009 tarihli Genel Kurul toplantısında alınan ve muhalefet şerhi düşülen gündemin 4,5,6 ve 8. maddelerinde kararlarının iptali istemine ilişkindir. Davalı yan; dava konusu genel kurulda alınan kararların toplantı usulü ve bu toplantılara ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurullarına uygun olduğundan bahisle haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
Muhalefet şartına ilişkin dava şartının bulunduğu ve davanın yasal süre içinde açıldığı görülmüştür.
Davalı şirketin aynı kapsamdaki 2007 tarihli Genel Kurul Kararlarının iptali istemine ilişkin öncesi …. Asliye Ticaret Mahkemesine ait olup(… E.) …. Asliye Ticaret Mahkemesine(… ve … E. Sayılarını almıştır) tevzi edilen dava dosyasının neticesi bekletici mesele yapılmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin anılı kararında; Yargıtay’ın bozma ilamı doğrultusunda şirketin sermaye artışına ilişkin kararın alınmasına yönelik toplantı yeter sayısının bulunmaması nedeniyle sermaye artış kararı alınmasına ilişkin maddenin yok hükmünde olduğu,yönetim kurulu ve denetim kurulu üye seçimiyle ilişkin maddenin ise; taraflar arasında öncesinde yönetime ilişkin sulh sözleşmesi bulunmasına rağmen sonrasında yönetim kurulunun tamamen tüzel kişi ortak tarafından oluşturulmuş olmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verildiği, sair maddelerin iptali talebi reddedildiği ve kararın mündericattan geçmek süretiyle kesinleştiği görülmüştür.
Dava konusu edilen gündemin bilançolar ve finansal tablolara ilişkin gündemin 4. maddesi ile ibraya yönelik gündemin 5. Maddesinde yasaya, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurullarına herhangi bir aykırılık tespit edilemediğinden, toplantı ve karar yeter sayılarına uyulduğundan ve yönetim kurulu üyeleri kendi ibralarında oy kullanmadıklarından bu maddelere ilişkin iptal isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu edilen gündemin yönetim kurulu ve denetim kurul üyelerinin seçimiyle ilişkin altıncı (6) maddesi davalı şirketin büyük ortağı durumundaki … A.ş ile diğer gerçek kişi ortakları arasında 2004 yılında kayyum …in daveti ile sulh işleminin yapıldığı, bundan sonraki yönetim kurullarında da bankanın 2, gerçek kişi ortakların 1 temsilci ile temsil edildikleri buna rağmen dava konusu genel kurul toplantısında şirketin 3 yönetim kurulu üyesinin tamamının … A.ş nin gösterdiği adaylardan seçilmesinin ortaklar arasında yarar dengesini bozduğu, bu durumun azınlık pay sahiplerinin aleyhine olması nedeniyle objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığı ve 6. gündem maddesinde alınan kararın anılan gerekçelerle iptalinin gerektiği sonucuna varılmıştır bu maddenin iyi niyet kurallarına aykırılığı nedeniyle iptali şartlarının oluştuğu görülmüştür.
Dava konusu edilen gündemin sermaye artışına ilişkin gündemin 8. Maddesi özellikle 2007 tarihindeki sermaye artışına ilişkin karar yok hükmünde sayıldığından ve değişen sermaye yapısına göre 2009 tarihindeki genel kurulda da toplantıda temsil sağlanarak karar oluşturulduğundan bu maddenin görüşülmesi sırasında da eski Türk Ticaret Kanununun 388. maddesindeki yasal nisaplara uyulmadığından bu maddedenin yok hükmünde olduğu kanaatine varılmış ve her ne kadar davacı taraf iptal talebinde bulunmakta ise de ;yok hükmünde olan karar mahkemece resen nazara alınacağından ve talebin aşılması sonucu doğurmayacağından bu madde yönünden yok hükmünde kararı vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kısmen kabulü ile; davalı … turizm ve Ticaret A.Ş’nin 02/07/2009 tarihli genel kurulda alınan gündemin 6. Maddesinin iyiniyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptaline, gündemin 8.maddesinin yoklukla malul olduğunun tespitine fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalı … turizm ve Ticaret A.Ş’nin 02/07/2009 tarihli genel kurulda alınan gündemin 6. Maddesinin iyiniyet kurallarına aykırı olması nedeniyle İPTALİNE, gündemin 8.maddesinin yoklukla malul olduğunun TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alınmakla yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.180,00TL ücret-i vekaletin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.180,00TL ücret-i vekaletin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacılar gideri 2.065,00 TL’ nin red ve kabul durumuna göre hesaplanan 1.032,50TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yatırılan harçlar toplamı 31,20 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulenanlatıldı.06/12/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …