Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/72 E. 2023/554 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/72 Esas
KARAR NO : 2023/554

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2023
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; “Müvekkil 2005 yılı içerisinde kimliğini kaybeder, o dönem zorunlu olması nedeniyle kimliğini kaybettiğine dair gazeteye ilan verir ve… Cumhuriyet Başsavcılığı’na kimliğinin kaybolduğuna dair beyan dilekçesi sunar. Müvekkil 2007 senesinde yurt dışına çıkar ve Moldova’da ikamet etmeye başlar. Müvekkil 2007 senesinden bu yana yurt dışında yaşamakta olup, Türkiye’de kendi adına açtığı bir işletme, bankadan alınmış çek yaprağı veya benzeri herhangi bir belge bulunmamaktadır.
Müvekkil 2019 yılında kendisine miras kalan arazinin kamulaştırılması işlemleri esnasında, taşınmaz kayıtlarında haciz olduğunu gördüğünde ise adına sahte kimlikle çek düzenlendiğini, hakkında icra takipleri bulunduğunu öğrenir. O dönem öğrendiği dosya sayısı sınırlıdır. Daha sonra araştırdığımızda, müvekkil hakkında başlatılan yaklaşık 100 civarı icra dosyası bulunduğunu öğrenir. Müvekkil 2007 yılından günümüze kadar sürekli olarak Moldovada ikamet eder. Dolayısıyla müvekkilin bu süreçte Türkiyede asil olarak şirket kurma, çek yaprağı alma, kambiyo senedi düzenleme keşide etme imzalama gibi bir durumu mümkün değildir. Ayrıca bu hususta kimseye verilmiş herhangi bir vekaletname de yoktur. Müvekkil ilk aşamada, tüm bu hacizlerin, sahte belgelerin ve kıymetli evrakların kaybolan kimliğiyle ilgili olduğunu düşünür. Daha sonra ise kardeşi … tarafından tüm bu sahte belgelerin düzenlendiğini öğrenir. Buna ilişkin mahkeme kararları da mevcuttur. Denizli … Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/246 es. 2021/92 k. (EK2)
Kararı incelediğimizde, müvekkilin yurt dışındayken müvekkilin kardeşi tarafından müvekkil adına işletme kurulduğu, çek yaprağı alındığı, ticari iş ve işlemler yapıldığı, hatta ilgili resmi kurumlar tarafından yapılan imza incelemelerinde dahi kardeşinin Müvekkil … adına imza attığı, yapılan imza incelemelerinde, kıymetli evraklarıdaki imzaların müvekkil Ramazan’a ait olduğunun belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen mahkemenin dikkati sonucu, müvekkil Ramazan’ın Yurt dışında olduğu tarihte imza incelemesine esas alınan imzaların kim tarafından atıldığı araştırılmış ve söz konusu imzalarında da müvekkilin kardeşi tarafından atıldığının anlaşıldığını, dolayısıyla müvekkilin yurt dışında olduğu tarihte, Türkiyede kendisi adına birçok sahte evrak düzenlendiğinin açıklığa kavuştuğunu görüyoruz.
Denizli … Ağır Ceza Mahkemesinin … es. … k. Sayılı kararında ‘….Alınan bilirkişi raporları incelendiğinde; 04/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda, çekteki keşideci imzası, yazı ve rakamların …’nın eli ürünü olduğunun bildirildiği, …’nın 02/02/2007 tarihinde İstanbul … Havaalanından yurttan çıkış yaptığı, suç tarihi olan 2010 yılında Türkiye’de olduğuna ilişkin kayıt bulunmadığının tespit edilmesi nedeniyle …’nın yurtdışında bulunduğu tarihlerde Türkiye’de … adına atılı imzaların sanık tarafından atılıp atılmadığının tespiti bakımından aldırılan 03/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda, sanığa ve …’ya ait mukayeseye konu belgeler ile suç konusu çekler üzerindeki yazılar arasında yapılan inceleme sonucunda aynı şahıs elinden çıktığının bildirildiği, ayrıca …’a ait mukayeseye konu belgeler ile suça konu çekler üzerinde atılı bulunan keşideci imzaları arasında yapılan inceleme sonucunda aynı şahıs elinden çıktığının bildirildiği, ancak bu yazı ve imzaların sanık tarafından mı yoksa … tarafından mı atıldığının tespitinin yapılmaması nedeniyle bunun tespiti bakımından alınan 11/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda,sanığa ve …’ya ait mukayeseye konu belgeler arasında yapılan inceleme sonucunda aynı şahıs eli ürünü olduğunun bildirildiği, ayrıca söz konusu belgeler üzerinde sanık ve … adına atılı imzaların sanığın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği, suça konu çeklerin üzerindeki yazı ve keşideci imzaları ile mukayeseye konu belgeler arasında yapılan incelemede keşideci imzasının sanığın elinden çıktığı kanaatine varıldığının bildirildiği, …’ya ait mukayeseye konu belgelerin tarihlerinin …’nın yurt dışına çıktığı 2007 yılından sonra olduğu dikkate alındığında, … adına bu belgelere atılan imzaların sanığın eli ürünü olduğunun 11/09/2019 tarihli raporla tespit edilmesi nedeniyle raporlar arasında çelişki bulunmadığı anlaşılmıştır… ….Sanık savunması, müşkeki beyanı, tanık anlatımları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 2010 yılı içerisinde sanığın, katılan İrfan …’nın Denizli’de bulunan … Tekstil isimli iş yerinden 150.000 TL bedelli mal alıp karşılığında … adına düzenlenmiş farklı keşide tarihli 6 adet çek keşide ederek katılana verdiği, katılanın sanığı teşhis ettiği, sanığın kendisini abisi … olarak tanıttığı, suç tarihinde …’nın yurt dışında bulunduğu, bilirkişi raporuyla suça konu çekler üzerindeki imzaların sanığın eli ürünü olduğunun tespit edildiği….’ Müvekkil yurt dışında iken, müvekkilin adına avukata vekaletname dahi verilmiştir. Meslektaşımız birkaç yıl
boyunca Müvekkilin avukatlığını yaptığını zannetmekte olup, çok sonraları kendisine verilen vekaletnamenin sahte olduğunu öğrenmiştir. Durumu sonradan öğrenen meslektaşımızın bir dosyaya sunduğu e imzalı beyanını da ekte sunuyoruz. (EK)
Takibe konu olan çek/senet/belgelerde bulunan imzanın müvekkilime ait olmadığını beyan ederek imzalara ayrıca ve açıkça itiraz ettiğimizi bildiririz. Mahkemenize imza celbi için kurum ismi bildirememekteyiz. Çünkü kurumlarda bulunan imzaların müvekkil tarafından değil kardeşi tarafından atılmış olabileceği Denizli … Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla sabittir. Dolayısıyla sadece konsolosluk vasıtası ile alınacak imza örnekleri incelendiğinde takibe konu belgeler üzerindeki imzaların müvekkile ait olmadığı anlaşılacaktır.
Takip konusu belgelerin bizzat asil tarafından imzalandığı gerçeği karşısında, belgelerin Tanzim tarihi ve yerine bakıldığında müvekkil Türkiye’de değildir. Belgelerin bizzat müvekkil tarafından imzalanmış olması imkansızdır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1628 E.- 2018/2995 K. 28.05.2018 Tarihli kararında:”İcra Hukuk mahkemesince verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu mahkemede yapılan bilirkişi incelemesi genel yetkili mahkemede kesin delil olarak kabul edilemeyeceğinden, bu bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemez. Bu durum karşısında mahkemece davacı tarafın bonolar üzerindeki imzaya itirazı üzerinde durulup bonolardaki imzasıyla ilgili olarak imza incelemesi yaptırılıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.”.
İmza İncelemesine İlişkin; Müvekkil halen Moldova ülkesinde ikamet etmekte olup, müvekkile ait imza örneklerinin…Türk Büyükelçiliği tarafından temin edilmesini talep ediyoruz. Müvekkilin yaşadığı mağduriyet göz önüne alınarak Tensiple birlikte imza örneklerinin celbini talep ederiz. Yine duruşma günü beklenmeksizin imza incelemesi yapılmasını talep ederiz. Ayrıca müvekkilin imza örneklerinin celbi için kurum ismi bildirememekteyiz. Kurumlarda bulunan birçok imzanın kardeşi tarafından atıldığı Denizli … Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla sabittir.
Özetle; açıklamış olduğumuz tüm sebepler dolayısıyla, yargılama neticesinde de müvekkile ait olarak kullanılan bilgilerin müvekkile ait olmaması nedeniyle müvekkilin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, müvekkil lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.” şeklinde talep ve beyanlarla davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ” TTK madde5/A hükmünde : (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Şeklinde kanuni düzenleme mevcuttur.
Bu hüküm uyarınca açılan davanın “dava konusunun bir miktar para alacağı” olması itibariyle ve İstanbul …İcra Müdürlüğü tarafından … Esas nosu ile başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinin konusunun çek olması sebebiyle arabuluculuğa başvurulması gerekmektedir.
Davacı tarafın İstanbul …İcra Müdürlüğü tarafından … Esas nosu ile kambiyo sentlerine özgü haciz yolu başlatılan takibin hukuki yarardan yoksun olduğu ifadesi isabetsizdir. Müvekkilim … ticaretle uğraşmakta olan ve saygın bir iş adamıdır. Kendisi davacı tarafla ticari bir ilişkiye girmiş tekstil firmasından mal satmış ve bunun karşılığında ödeme yerine geçen kambiyo senedi olarak çek almıştır. Çekler vadesinde ödenmediği içinde icra takibi başlatmıştır. İyi niyetlidir. Müvekkilimin kötü niyetli olduğuna dair davacı tarafın hiçbir somut delili yoktur.
Denizli ….Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını incelediğimizde kimliği kaybolan ve yurt dışında yaşayan … nasıl olurda hukuken bankalardan çek yaprağı alır ? Nasıl olurda Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre şirket kurulur? Ve nasıl olurda ticari iş ve işlemler yapılabilir? Türkiye Cumhuriyeti Devlet Yetkilileri, noterler, banka yetkilileri , çek karnesi veren çalışanlar hiç mi olayın farkına varmamışlardır? Tabi ki davacı … bu olayların içinde ve isnat edilen suçlara iştirak halindedir. Denizli …Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar nolu dosyasında ‘‘…… her ne kadar ilk raporlarda kısmı çelişkiler bulunuyor gözükmekte ise de; ilk alınan raporlarda suça konu çeklerdeki imzalar ile sanığın abisi …’nın imzaları arasında benzerlikler gösterildiğinin bu nedenle eli ürünü olabileceğinin değerlendirildiği…’’ belirtilmiştir. Çelişkiler olduğunu Denizli ….Ağır Ceza Mahkemesi de kararında belirtmektedir. Ve bu çelişkilere rağmen nedense sanık … bilirkişi raporuna itiraz etmemiştir. Ceza yargılamasında yapılan imza incelemesi Hukuk yargılamasını bağlamamaktadır. Bütün piyasayı dolandıran , hakkında 108 tane icra takibi yapılan …’nın kardeşi … en yakın akrabalık ilişkisi mevcuttur. Ve … kimliği kaybolduğu diye Savcılığa veya karakola bildirmemiştir. Ayrıca yurtdışına çıkarken çıkış tarihlerinin ve çıkarken kimliği bulunmamakta ise kimliği yerine geçen hangi belgeleri kullandığının araştırılması gerekmektedir.
Davacı dava dilekçesinde Sayın Mahkemeyi yönlendirmeye ve yanıltmaya çalışmaktadır. Dava dilekçesinde ; ‘’ Takibe konu çek/senet/belgelerde bulunan imzanın müvekkilime ait olmadığını beyan ederek imzalara ayrıca ve açıkça itiraz ettiğimizi bildiririz. Mahkemenize imza celbi için kurum ismi bildirememekteyiz.’’ ifadesiyle nasıl Sayın Mahkeme’yi yönlendirmeye cüret edebilir ? Ayrıca Sayın Mahkemeye ‘’sadece konsolosluk vasıtası ile alınacak imza örnekleri incelendiğinde takibe konu belgeler üzerindeki imzaların müvekkile ait olmadığı anlaşılacaktır.’’ Şeklindeki ifadeyi Sayın Mahkemeyi yine yönlendirmeye ve yanıltmaya çalışmaktadır. Yeni bilirkişi raporlarının alınmasını ve dosyanın imza incelemesi için Adli Tıp Kurumu’na gidişinin önünü kesmeye ve engellemeye çalışmaktadır. Maddi gerçeğin ortaya çıkmasını ve iştirak halinde işlenen suçların davacı … ile olan illiyet bağının ortaya çıkmasını engellemeye çalışmaktadır.
Moldova’da yaşayan davacı … kardeşi …’yı 10 yıllık süre boyunca ayda bir kere de olsa hiç mi arayıp kendisinden haber almamış durumunu halini hatrını sormamıştır? 10 yıllık süre boyunca kardeşinden bihaber midir? 108 mağdurdan hiçbirisi mi durumu …’ya bildirip…’yı şikayet etmemiştir? … neden bu konu ile ilgili hiçbir önlem almamıştır? Eğer kötüniyetli biri aranıyorsa bu kötüniyetli kişilerin … ve davacı taraf olduğu açıktır.
… bütün savunmalarında imzaların kendisine ait olmadığını …’ya ait olduğunu söylemekte olup adeta isnad edilen suçları kardeşim … ile iştirak halinde işledik demektedir. Dolayısıyla imzaların …’nın eli ürünü olduğu hakkındaki bilirkişi raporunun taraflı ve keyfi olduğunu düşünmekteyiz. … Ceza yargılamasında ve Savcılık soruşturmalarında adeta kendini kurban etmiştir. … imzaların kendi eli ürünü mahsulü olmadığı , … eli ürünü olduğunu söyledikten sonra kendi aleyhine gelen bilirkişi raporuna itiraz dahi etmemiş ve yeni bilirkişi raporu alınması yönünde talepte dahi bulunmamıştır. Dosya istinafa dahi gitmeden kesinleşmiştir. …’ya ve …’ya sormak isteriz: ‘’Acaba yakalanırsak ceza evine sen girersin.’’ şeklinde gizli bir anlaşma mı vardır? Bu bağlamda isnat edilen suçların iştirak halinde işlendiği hatta …’nın Moldova’ya gidişinin, yurt dışına çıkışının ve kimliğini kaydedişinin kasıtlı olduğu aşikardır. İcra Takibi yapan üç beş kişi değil , 108 mağdur müşteki bulunmaktadır. Müvekkilim … gibi dolandırılan 108 mağdurun olduğu düşünülürse , bütün tekstil piyasasını aynı yöntemle dolandırdıkları açıktır. Bu sebeple çek üzerindeki imza incelemelerinin yeniden yapılması, dosyanın yeniden bilirkişiye gitmesi ve maddi gerçeğe ulaşmak için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gitmesi elzemdir. Sayın Mahkeme’den imza incelemesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na ve bilirkişi incelemesine gitmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
2007 yılının 6. Ayında davacı … Bankası Çerkezköy Şubesinde bir araç satın almış ve rehin kredi işlemlerinde bulunmuştur. Muhtemelen kardeşi Sanık … ile de görüşmüş ve gereken imzaları atmıştır. Dolayısıyla Sayın Mahkeme’den… Bankası Çerkezköy Şubesine müzekkere yazılarak davacı tarafın yapmış olduğu rehin kredi ve işlemlerin incelenerek dosyaya eklenmesini talep etmekteyiz. Bu müzekkerenin yazılması ve davacı tarafın Türkiye’ye belli aralıklarla giriş çıkış yaptığı maddi gerçeğini ortaya çıkaracaktır.” şeklinde beyanlar ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili yerlere müzekkereler yazılmış, cevabı yazılar dosya arasına alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine bağlı başlatılan icra takibindeki alacak iddiasına ilişkin olarak menfi tespit istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibari ile menfi tespit istemli davalar zorunlu arabuluculuğa tabi olmayıp davalı tarafın iş bu itirazı yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün…E sayılı takip dosyasında davacının TAKİP BORÇLUSU konumunda olduğu, yapılan tetkik ve incelemede, Denizli …Ağır Ceza Mahkemesinin … es…. k. Sayılı kararında ‘….Alınan bilirkişi raporları incelendiğinde; 04/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda, çekteki keşideci imzası, yazı ve rakamların …’nın eli ürünü olduğunun bildirildiği, …’nın 02/02/2007 tarihinde İstanbul… Havaalanından yurttan çıkış yaptığı, suç tarihi olan 2010 yılında Türkiye’de olduğuna ilişkin kayıt bulunmadığının tespit edilmesi nedeniyle …’nın yurtdışında bulunduğu tarihlerde Türkiye’de … adına atılı imzaların sanık tarafından atılıp atılmadığının tespiti bakımından aldırılan 03/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda, sanığa ve …’ya ait mukayeseye konu belgeler ile suç konusu çekler üzerindeki yazılar arasında yapılan inceleme sonucunda aynı şahıs elinden çıktığının bildirildiği, ayrıca …’a ait mukayeseye konu belgeler ile suça konu çekler üzerinde atılı bulunan keşideci imzaları arasında yapılan inceleme sonucunda aynı şahıs elinden çıktığının bildirildiği, ancak bu yazı ve imzaların sanık tarafından mı yoksa … tarafından mı atıldığının tespitinin yapılmaması nedeniyle bunun tespiti bakımından alınan 11/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda,sanığa ve …’ya ait mukayeseye konu belgeler arasında yapılan inceleme sonucunda aynı şahıs eli ürünü olduğunun bildirildiği, ayrıca söz konusu belgeler üzerinde sanık ve … adına atılı imzaların sanığın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği, suça konu çeklerin üzerindeki yazı ve keşideci imzaları ile mukayeseye konu belgeler arasında yapılan incelemede keşideci imzasının sanığın elinden çıktığı kanaatine varıldığının bildirildiği, …’ya ait mukayeseye konu belgelerin tarihlerinin …’nın yurt dışına çıktığı 2007 yılından sonra olduğu dikkate alındığında, … adına bu belgelere atılan imzaların sanığın eli ürünü olduğunun 11/09/2019 tarihli raporla tespit edilmesi nedeniyle raporlar arasında çelişki bulunmadığı anlaşılmıştır… ….Sanık savunması, müşkeki beyanı, tanık anlatımları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 2010 yılı içerisinde sanığın, katılan …’nın Denizli’de bulunan …isimli iş yerinden 150.000 TL bedelli mal alıp karşılığında … adına düzenlenmiş farklı keşide tarihli 6 adet çek keşide ederek katılana verdiği, katılanın sanığı teşhis ettiği, sanığın kendisini abisi … olarak tanıttığı, suç tarihinde …’nın yurt dışında bulunduğu, bilirkişi raporuyla suça konu çekler üzerindeki imzaların sanığın eli ürünü olduğunun tespit edildiği….’ yukarıda bahsi geçen ceza dosyasının maddi vakıaların tespiti bakımından bağlayıcılığının bulunduğu, verilen kararın İSTİNAF denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği, kesinleşen ceza mahkemesi kararında davacının mukayeseye esas imza ve yazı örneklerinin bulunduğu belgeler ile incelemeye konu senetlerdeki imzaların aynı kişiye ait olduğu ve incelemeye konu senetlerdeki imzaların ise sanık Tahsin’e ait olması hasebiyle, davacının mukayeseye esas teşkil eden ülke içerisindeki ceza mahkemesince tespit edilen imzaların da Tahsin tarafından atıldığı sonucu çıkmakta olup, bu durumda kurum ve kuruluşlardan imza ve yazı örneklerinin toplanılması dahi imza aidiyetinin tespiti bakımından sağlıklı sonuç vermeyeceği açık olup, salt davacının imza ve yazılarının alınması suretiyle de imza incelemesinin mümkün olmadığı, mukayeseye esas imza ve yazı örneklerinin bulunduğu belge asıllarının da bulunması gerektiği ancak kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile de sabit olduğu üzere bu yönde bir belge teminin de mümkün olmadığı bu durumda imza incelemesinin yapılmasının fiili olarak mümkün olmadığı gibi esas itibari ile imza incelemesini gerektirir de bir durumun da bulunmadığı şöyle ki; yukarıda bahsi geçen kesinleşen mahkeme kararı ile sanık…’nın kendisini davacının ismi ile tanıtmak suretiyle piyasada bir çok çeki davacı adına ve imzasına olacak şekilde düzenleyerek menfaat elde ettiği, söz konusu kararın iş bu dava dosyası için de bağlayıcılığının bulunduğu ve yine kesinleşen mahkeme kararı ile birlikte davacının delil olarak dayandığı yurt dışı giriş ve çıkış kaydında 20.02.2007 tarihinde ülkemizden çıkış yaptığı iş bu çıkış tarihinden sonra ise ülkemize girişinin ise 04.01.2016 tarihinde olduğu iş bu kaydın bizatihi davalı vekili tarafından 27.03.2023 tarihli delil listesine ek olarak da sunulduğu, senedin düzenleme tarihinin 2010 yılı olması hasebiyle davacının söz konusu tarihte Türkiye’de bulunmadığı hususu bizatihi davalı tarafın sunduğu kayıt da dahi var olduğu, takibe konu senedin davacının yurt dışında bulunduğu sırada düzenlendiğinin gerek kesinleşen ceza mahkemesi dosyası gerekse de yurt dışı giriş ve çıkış kayıtları ile açığa çıktığı, anlaşılmakla Açılan davanın kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı takip dosyasında davacının davalıya borcu olmadığının tespitine, karar tarihi itibariyle davacı yönünden İİK 72.maddesi uyarınca takibin durdurulmasına, kararın kesinleşmesi ile birlikte davacı aleyhine başlatılan icra takibinin iptaline, davalı yanın takipte kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması sebebiyle tazminat talebinin reddi ile aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün…E sayılı takip dosyasında davacının davalıya borcu olmadığının tespitine, karar tarihi itibariyle davacı yönünden İİK 72.maddesi uyarınca takibin durdurulmasına, kararın kesinleşmesi ile birlikte davacı aleyhine başlatılan icra takibinin iptaline,
2-Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 803,81 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 200,96 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 602,85 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı, peşin harç ve posta masraflarından oluşan 494,86 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*