Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/563 E. 2023/861 K. 13.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/563 Esas
KARAR NO : 2023/861
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/08/2023
KARAR TARİHİ : 13/11/2023

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili … , …’ın kurumsal yapısı ile Şube yetkililerine karşı duyduğu güven neticesi hem kişisel hem de kurumsal birikimlerinin değerlendirilmesinde yıllardan beri … A.Ş.’yi tercih ettiğini,
Müvekkilinin 14 yılı aşkın bir süre davalı bankanın … Şube Müdürü olarak görev yapan, 1 yılı aşkın da … Şube Müdürü olarak görev yapan ve 15 yılı aşkın bir süredir davalı bankanın en prestijli şubelerinde görev yapan,… …’a duyduğu güvenle gerek Ticari olarak gerekse de bireysel bankacılık işlemlerinin büyük çoğunluğunu davalı … A.Ş. bünyesinde gerçekleştirdiğini,
Müvekkilinin yatırımlarını doğru yapmak için danışmanlığına başvurduğu Şube Müdürü … … yatırımlarını daha yüksek faizle değerlendirebileceği “private bankacılık” hesabı açmış ve o tarihte müvekkil 400.000 TL yatırdığını,
Bu tarihten sonra müvekkili ihtiyacı olmadığı için parasını hiç çekmediğini ve Şube Müdürüne ve bankaya güvendiği için hesabını sormadığını, yalnızca belirli aralıklarla bakiyesini sorduğunu, En son 21/12/2022 tarihinde bu hesabın bakiyesinin 94.000.000 TL olduğu … … tarafından kendisine bildirildiğini,
Daha sonra Şube Müdürü … ın, kur zararının da olmayacağı alternatif bir yatırım aracı tavsiye ettiğini, sadece belli büyüklükteki özel müşterilere uygulandığını, daha yüksek bir getiri sağlamak için bir havuzda çeşitli yatırım araçları bulunan fonlarda değerlendirildiğini ifade ettiğini,müvekkilinin bankanın kurumsal kimliği ve yıllara dayanan güven ilişkisi nedeniyle Şube Müdürünün önerdiği bu tasarruf yöntemini tercih ettiğini
Ancak, hesaba ait hesap cüzdanı ve dekontlar yerine sadece A4 kağıdına yatırılan meblağ ve kazancına ilişkin bilgileri ihtiva eden, Şube Müdürü … …’ ın el yazısıyla yazarak imzaladığı belgeler teslimatın yapıldığı anda müvekkiline verildiğini, ,yapılan bu işlemlerin bankanın kurumsal kimliği altında yapılmış olması ve müvekkile verilen belgelerin de yıllardır bankacılık işlemlerini yürüttüğü Şube Müdürü … …’ nın kendi el yazısıyla yazılmış olması ve altında da resmi evraklarda gördüğü imzasının bulunması nedeniyle yapılan uygulama, güvenilir olması yönünden yeterli geldiğini, müvekkilinin davalıya duyduğu güven nedeniyle yaptığı yatırımlarını geri isteyince davalı bankadan herhangi bir olumlu cevap alamadığını, Bunun üzerine belgeleriyle birlikte yazılı olarak davalı banka genel müdürlüğünden talepte bulunmuş ancak maalesef herhangi bir olumlu geri dönüş alamadığını,
Yapmış olduğumuz araştırmalar sonucunda olayın basına yansıdığı, … …’ın aralarında ülkenin önde gelen iş insanları ve futbolcuları gibi tanınmış isimlerinde bulunduğu kişileri aynı yöntem ile kandırarak dolandırdığı, hakkında bu isimler tarafından savcılığa yapılmış birçok şikâyet bulunduğu ve 10/04/2023 tarihinde ise tutuklandığı öğrenildiğini, davalı bankaya ihtarname çekildiğini ancak davalı banka, sorumluluğu bulunduğu halde sorumluluktan kaçınmış ve ödeme yapmaya yanaşmadığın, iyi niyetli hiç bir girişimde de bulunmadığını, … A.Ş. tarafından olay sonrasında hukuki ve cezai sorumluluktan kaçınmak amacı ile kamuoyunu yanıltıcı bir basın açıklaması yapıldığını, yapılan ödemelerin “kayıt dışı” olduğu iddia edildiğini, belirterek ; davalı-borçlu bankadan olan alacaklarının fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000 TL alacağının, verildiği tarihten itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini yargılama gider ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Usule ilişkin beyanlarında ; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından hazırlanan rapor, söz konusu rapor nazara alınarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından verilen karar, söz konusu karar akabinde … Bürosu tarafından 2023/… numarası ile yürütülen Soruşturma Dosyası’nda verilen 19 Ekim 2023 tarihli kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar ve dolandırıcılık suçu kapsamında hazırlanan iddianame ile davaya konu edilen tutarların Müvekkili Banka bünyesinde olmadığı net ve tartışmasız bir şekilde ortaya konulduğunu, Bu davanın öncelikle söz konusu tutarları uhdesinde bulunduranlara karşı açılması gerektiğini, Davanın muhatabının Müvekkili Banka olmadığını,
HMK madde 114/1-d uyarınca; tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması gerektiğini, davanın öncelikle pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini,
Davacı tarafından Müvekkili Banka ile kendisi arasında dava konusu işlemlere dair hiçbir sözleşmesel ilişki bulunmadığını, müvekkili Banka ile Davacı arasındaki davaya konu edilen tutarlar bakımından banka- müşteri, sözleşme ve mevduat ilişkisinin bulunmadığını davanın konusunun Asliye Hukuk mahkemeleri olduğunu, davanın usulen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Esas ilişkin beyanlarında ; dava konusu olaylar birlikte değerlendirildiğinde … … ile şahsi yakınlığı olan çeşitli iddia sahiplerinin kendi aralarında Müvekkili Banka dışında saadet zinciri şeklinde bir grup kurmuş oldukları, bu kişilerin her birinin kurdukları grup içindeki konumlarının farklı olduğu, Müvekkili Banka’yı sorumlu kılmak adına sahte kağıtlar üretildiği, bazılarının elinde bu sahte kağıtların olduğu, bazılarının elinde ise hiçbir kağıdın olmadığı ve bu kişilere ilişkin açıklamalardan anlaşıldığı üzere davaya konu olayların Müvekkili Banka dışında kendi aralarında kurdukları grubun işi olduğu görüldüğünü, Bu sebeple, delil olarak dayanılan sahte kağıtların hiçbirisinin huzurdaki davada kullanılması mümkün olmadığı gibi hukuki ve maddi dayanaktan yoksun bu davanın reddedilmesini , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, adam çalıştıranın objektif sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde alacağın dayanağını adam çalıştıranın sorumluluğu olarak açıklamıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde görev itirazında bulunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
6102sy TTK’nun 4 ve 5 maddelerinde ticaret mahkemesinin görevi düzenlenmiştir.
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nun 2.mad Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevi düzenlenmiştir.
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Somut olayda ; tacir olmayan gerçek kişi davacı, davalı banka çalışanının yaptığı hileli işler nedeniyle banka hesaplarına yatırdığı iddia edilen paraların iadesini istemektedir. Dosyaya sunulan bankacılık sözleşmesi yoktur.Banka nın adam çalıştıran olması nedeniyle haksız fiil sorumluluğu olduğu açıklanmıştır.
Dava konusu alacağın tacir olan tarafların ticari işletmesiyle ilgili ve ticari iş niteliğinde olmadığı, bu nedenle davanın ticari dava olmadığı, davaya bakma görevinin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde olduğu anlaşılmıştır.
Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkeme sine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddasi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde … Mahkemesi’nde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/11/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır