Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/558 E. 2023/926 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/558 Esas
KARAR NO : 2023/926
DAVA : Ticari Şirket
DAVA TARİHİ : 25/08/2023
KARAR TARİHİ : 07/12/2023

Mahkememizde görülen Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Davacının hissedarı olduğu … Ticaret AŞ … yılında kurulmuş bir aile şirketi olduğunu,davacının babasının vefatından sonra yasal miras payı oranında şirkete hissedarı olduğunu,O dönem şirketin yönetim kurulu başkanı … … …, … … … ise yönetim kurulu başkan yardımcısı olup aynı yılın sonunda 02.12.2019 tarihinde diğer ortaklardan habersiz olarak kendi aralarında düzenledikleri Pay ve Taşınmaz Devirlerine İlişkin Çerçeve Sözleşmesi ile devir ve temlikler gerçekleştirilmiş olup, bu devir temlikler neticesinde … … … hiç bir bedel ödemeksizin şirkette % 66,70 oranında pay sahibi durumuna gelirken, hisselerini … … …’ye devreden … … de hiç bir bedel ödemeksizin şirketin en değerli varlıklarını şahsi mal varlığına aktarıldığını , 2019 yılında gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulda itiraz edildiğini , 2019 – 2020 – 2021 ve 2022 yıllarına ait olağan genel kurul toplantılarında da da itirazların devam ettiğini, bu genel kurullar ile ilgili iptal davaları açılmış olup davalar hala derdest olduğunu,
Şirketin 22.06.2023 tarihinde yapılan 2022 yılına ait genel kurul toplantısında müvekkili adına şirkete özel denetçi atanması talep edilmiş olmasına rağmen, bu talep çoğunluk gücüne dayanılarak yönetimce reddedildiğini, bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında kendilerine iletilen kısıtlı belgelerin incelenmesiyle şirketle ilgili olmayan bir kısım giderlerin şirket gideri gibi gösterilerek gelir tablosuna yansıtılmış olduğu tespit edilmiş olduğundan genel kurulun onayına sunulan mali tablolar şirketin gerçek durumunu yansıtmadığını, Tarımsal veya ticari ürün satışı olmayan şirketin hiç bir şekilde depo veya mağaza açma ihtiyacı olmamasına rağmen şirket kayıtlarında “… Giderleri” açıklamasıyla 836.682,32 TL tutarında gider gösterilmiş olup, bu tutarın 485.518,00 TL’si kira gideri olduğunu,
Sahip olduğu 2 bin dönümden fazla arazi, şaraphane ve diğer binalarıyla mülkiyeti şirkete ait olan … …, şirketin sadece % 18 oranında pay sahibi olup, yönetim kurulu başkanı … …’nin hakim hissedar olduğu … … A.Ş.’ye kiralanmış olmasına rağmen, sahibi olduğu çiftlikten hiç bir gelir elde etmeyen şirketin gelir tablosuna esas mizanında “… İşletme Binası Giderleri” açıklamasıyla 940.048,77 TL, “… Arazi Bakım Giderleri” açıklamasıyla 238.045,69 TL gider gösterilmiş olup, bu giderlerin tamamı sembolik kira bedellerini dahi ödemeyen … … A.Ş.’ye ait olduğunu, gelir tablosuna esas mizanda 332.820,79 TL bina aidat gideri, 254.554,27 TL güvenlik gideri görüldüğünü,
Kiracı sayısı 25 civarına düşmüş olup, sadece 6,5 milyon TL kira geliri olan ve bunun dışında aktif her hangi bir ticari faaliyeti bulunmayan şirketin, müşavirlik, danışmanlık vb. adlar altında önemli miktarlarda dışarıdan hizmet alımı yapıyor olmasına rağmen, ücret, vergi, ssk, sağlık, ulaşım vs. olmak üzere 4.427.259,40 TL tutarında personel giderinin olması mümkün olmadığını,
Genel Kurul kararları gereği şirket yönetim kurulu başkanına ücret ödenmemesi gerekirken 1.266.000,00 TL ücret gerçekte şirkete bir gider olmayıp, şirket kaynaklarından aktarılan bir haksız menfaat olduğunu,
Yönetim kurulu üyesine aylık 160.000,00 TL net ücret takdir edilmiş olması ve ayrıca buna ilave olarak aylık 700 USD’yi geçmemek üzere sağlık sigortası yaptırılması kararı açıkça hakkaniyete aykırı olduğunu,
İştiraklerden tahsil edilmeyen kira alacakları ve iştirak zararlarının finanse edilmesi amacıyla verilen nakit borçlar nedeniyle düzenlenen kira ve faiz faturaları şirket gelirlerinin olduğundan fazla görünmesine neden olduğu gibi, şirketin gereksiz yere fazladan KDV ve Kurumlar vergisi ödemesi sonucunu doğurmak suretiyle … A.Ş’nin sürekli varlık kaybetmesine yol açtığını
Şirketin mizanında kayıtlı değeri 652.445,60 TL olarak görülen 60 No’lu villanın üzerinde bulunduğu parsel, söz konusu villanın satılması nedeniyle binalar hesabına aktarılmış ve bina ile birlikte satıldığını, işleminin muhasebe kaydı doğru yapılmadığından, söz konusu arsa binalar hesabında aynı tutar ile mevcut görünmekte, buna karşılık 60 Nolu villanın takip edildiği hesabın 52.300,14 TL alacak bakiyesi verdiğini, Bu durum şirket aktifinde bulunmayan bir gayrimenkulü varmış gibi göstermek suretiyle mali tabloların sıhhatini sakatladığı gibi, vergi matrahının da fazla hesaplanmasına neden olduğunu,
2018 yılına kadar şirketin gayrimenkul mal varlığı sürekli artmış olmasına rağmen, her yıl azalan tapu sayısından da açıkça anlaşılacağı üzere, baba … Süha …’nin 2019 yılında vefatı üzerine şirketin … …’nin kontrolüne geçmesiyle birlikte büyüme sürecinin tersine döndüğü, faaliyet durumuyla mütenasip olmayan yönetim giderlerini finanse etmek adına şirketin her yıl önemli miktarda gayrimenkulünü satarak elden çıkadıklarının ticari defter kayıtlarıyla sabit olduğunu, şirketin iyi yönetilmediği ve hakim hissedarın menfaatleri doğrultusunda geçmişten gelen kazanımları harcamak suretiyle sistematik bir şekilde içi boşaltılarak küçülme sürecine sokulmuş olduğu açık olduğundan, şirketin ve hissedarların daha fazla zarara uğratılmasına engel olabilmek için … Ticaret Anonim Şirketi’ne özel denetçi atanmasına,
yönetim kurulu başkanı tarafından şirketin ve azınlık pay sahiplerinin daha fazla zarara ve varlık kaybına uğratılmasına engel olmak amacıyla şirkete yönetim kayyımı atanmasına, aksi durumunda, yönetim kurulunun tüm hissedarların yazılı onayını almaksızın gayrimenkul satışı yapamayacağına dair tedbir kararı verilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /Davalı … Ticaret Türk AŞ vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Usule ilişkin beyanlarında ;TTK’nın 438/1. Maddesine göre genel kurulda özel denetçi atanmasının istenebilmesi için;daha önce bilgi alma ve inceleme hakkı kullanmış olmalı,belirli olayların açıklığa kavuşması amaç edinilmiş olmalı, özel denetim talebinin pay sahipliği haklarının kullanılması için gerekli olduğunu, ancak davacı tarafından bilgi alma ve inceleme hakkı talebinde bulunulmadan doğrudan Özel Denetçi atanması talebinde bulunulması nedeni ile dava ön şartı olan “genel kurulda bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması şartı” yerine getirilmediğini dava açma şartları oluşmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddini talep etmiştir.
Esasa ilişkin beyanlarında ; müvekkili şirketin 2007 yılında bölünmüş, bu bölünme işlemi neticesinde, … malvarlığından ayrılan Bodrum/Muğla’da bulunan çok değerli bir taşınmaz, … AŞ’ye intikal ederek anılan bu son şirket kurulduğunu, Bölünme suretiyle kurulan Haremten’in sermayesini temsil eden payların bir kısmı, mevzuata uygun olarak, …’in pay sahiplerine, bir kısmı ise doğrudan …’e verilmiş, böylelikle Haremten, aynı zamanda …’in bir iştiraki hâline geldiğini,
Davacı, şirketin ve dolaylı olarak kendisinin gerçekten bir zarara uğradığı iddiasında ise bu zararı gidermek için yönetim kurulu üyelerine karşı açılacak bir sorumluluk davası önünde engel oluşturmadığını, Davacının … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… Esas sayılı dosyasından huzurdaki iddialara dayanarak dava açılmış ve bu dava şirketin diğer ortağı … tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/ … esas sayılı dosyasından yönetim kurulu üyeleri aleyhine açılmış olan sorumluluk dosyası ile birleştiğini,
Davalı şirketin bütün mali işlemleri yeminli mali müşavir gözetimi altında yapıldığını, davacının dava dilekçesinde özel denetçi tayin edilmesi için ileri sürdüğü hukuki gerekçeler yerinde olmayıp, haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı ve dava dışı … tarafından müvekkili şirket aleyhine açılmış davalarda alınan bilirkişi raporlarında, şirketin mali olarak herhangi bir zarara uğramadığı açıkça belirtildiğini, davacının dosyaya sunmuş olduğu özel amaçlı inceleme raporu gerçeklikten uzak ve delil niteliği taşımayan bir rapor olup mali hususlardaki inceleme ve bilirkişi raporları rakamsal tespitlere dayalı olmak zorunda olduğunu, Bu raporu hazırlayan kişiler yorum yapma yetkisine haiz olmadığını, dosyaya sunulan mali tablolara yönelik özel amaçlı inceleme raporunda belirtilen tüm iddialar gerçeği yansıtmadığını,
Bir anonim şirkete kayyum tayini, şirketin tüm faaliyetini etkileyen, son derece önemli ve ciddi bir işlem olduğundan talebin de gerçek, somut, ciddi vakıalara ve hukuki dayanaklara istinat etmesi gerektiğini ancak davacının talebinin haklı hiçbir hukuki temelinin olmadığını belirterek ;Davacının yönetim kayyımı atanmasına ilişkin talebinin reddine,davacının yönetim kurulunun tüm hissedarlarının yazılı onayını almaksızın gayrimenkul satışı yapamayacağına dair tedbir kararı verilmesine ilişkin talebinin reddine,haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava ;TTK 438,439 maddesi gereğince özel denetçi atanması talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı … Anonim Şirketi’ni 22.06.2023 Tarihinde Yapılan 2022 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısında davacı … … … in bilgi alamadığı veya yeterince bilgi verilmediği gerekçesiyle yaptığı özel denetçi atanması isteminin reddedilmesi nedeniyle davalı şirkete TTK 439-440 md gereğince özel denetçi atanması istemi şeklinde tespit edilmiştir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmıştır.
22.06.2023 Tarihinde Yapılan 2022 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantı tutanağının, muhalefet şerhlerinin ve hazirun cetvelinin sunulduğu, ayrıca … ‘nden davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, dosya içine alınmıştır.
6102 sy TTK nun 439 md ” (1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.
(2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.”
6102 sy TTK nun 439 md da aranan koşullar;
(1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi
İncelenen 22/06/2023 tarihli genel kurul tutanağında davacı adına genel kurula vekaleten katılan vekil … in “özel denetçi” atanması isteminin 1. Madde kararı ile reddedildiği
(2)Sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri
Davacı … … in davalı şirkette toplam 15.500.000 adet hisse ederi 15.500.000,00 TL de 1.105.652,10 TL ederli hisse sahibi olduğu paylarının itibarî değeri toplamının birmilyon TL yi geçtiği
(3) Üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını istemeli
Şirket genel kurulunun 22/06/2023 tarihinde yapıldığı, huzurdaki davanın 25/08/2023 tarihinde 3 aylık yasal süre içinde ve Beşiktaş/İstanbul da bulunan şirket merkezinin bağlı olduğu İstanbul adli yargı Ticaret Mahkemesi nde açıldığı tespit edilmiştir.
Davalı taraf davacının genel kurul toplantısından önce bilgi alma hakkını kullanmadığı usulü itirazında bulunmuştur. Ancak incelenen genel kurul tutanağında davacının bilgi alma hakkını arama ve mail yoluyla kullandığının tutanağa geçtiği, ayrıca davacının bilgi alma kapsamında genel kurulda 3 ve 4 numaralı karar başlıklarında bilgi alma kapsamı dahilinde soru yönelttiği, muhalefet şerhi koyduğu olumsuz oy kullandığı belirlenmiş, davalı itirazı kabul edilmemiştir.
Davacı tarafın 3 numaralı gündem maddesi altında bilgi alma ve özel denetçi atanması kapsamında yönelttiği a-b-c-d-e-f-g-h-ı-i-j soruların yıllık faaliyet raporu ve “şirketlerin yıllık faaliyet raporunun asgari içeriğinin belirlenmesi” hakkında yayınyanan 08/08/2012 tarihli yönetmelik kapsamında açıklandığından bahisle cevaplanmadığı görülmüştür.
Mahkememizce TTK 439 kapsamında aranan ön koşul ve yasal koşulların sağlandığı sabit bulunmuş, davacının dava dilekçesi ve 22/06/2023 tarihli genel kurul tutanağında açıkladığı
A) Tarımsal veya ticari ürün satışı olmayan şirketin hiç bir şekilde depo veya mağaza açma ihtiyacı olmamasına rağmen şirket kayıtlarında “… Giderleri” açıklamasıyla 836.682,32 TL tutarında gider gösterilmiş olup, bu tutarın 485.518,00 TL’si kira gideridir. Tarafımızca konu genel kurul gündemine getirilmiş, ancak yönetim kurulu başkanı … … … tarafından “Buraları 2018 tarihinde ruhsat alınıp tadilat … tarafından karşılanmış, bu bağlamda rayicin altında bir kira ile maliklerden kiralanmıştır. Arşiv ihtiyacı ve eski ticari mallar (vazo, mobilya), ayrıca ofis gereçleri için bir depo yerine ihtiyaç duyulduğundan depo kiralanmıştır” şeklinde akla ve mantığa aykırı bir cevapla konu geçiştirilmeye çalışılmış olup, verilen bu cevapla kira ve diğer giderlerin haricinde tadilat giderlerinin de şirkete yüklenmiş olduğu açıkça itiraf edilmiştir. 2018 yılı mali tabloları incelendiğinde şirketle ilgili olmayan söz konusu tadilat giderlerinin özel maliyetler hesabında aktifleştirilmiş olup tutarının 4 milyon liradan fazla olduğu görülecektir. Akıl sağlığı yerinde olan kişilerce yönetilen ve hiç bir ticari mal satışı olmayan bir şirketin eskimiş vazolarla, kullanmadığı mobilyaları muhafaza etmek için kiraladığı depoya 4 milyon lira tadilat harcaması yapması ve buna ilave olarak kira, elektrik vb. diğer masraflar için yıllık 836 bin lira para harcaması ticari aklın icaplarıyla izah edilebilecek bir durum değildir. … 2 binası şirket adına kiralanmış olmasına rağmen, “Kastro …” adlı internet sayfasından da açıkça anlaşılacağı gibi bina … …’ye ait … … A.Ş.’nin İstanbul’daki teşhir ve satış mağazası olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla söz konusu giderlerin şirket faaliyetleriyle hiç bir ilgisi bulunmamakta olup, tamamı … …’nin hakim hissedarı bulunduğu … … A.Ş.’ye aittir.
B) Sahip olduğu 2 bin dönümden fazla arazi, şaraphane ve diğer binalarıyla mülkiyeti şirkete ait olan … …, şirketin sadece % 18 oranında pay sahibi olup, yönetim kurulu başkanı … …’nin hakim hissedar olduğu … … A.Ş.’ye kiralanmış olmasına rağmen, sahibi olduğu çiftlikten hiç bir gelir elde etmeyen şirketin gelir tablosuna esas mizanında “… İşletme Binası Giderleri” açıklamasıyla 940.048,77 TL, “… Arazi Bakım Giderleri” açıklamasıyla 238.045,69 TL gider gösterilmiş olup, bu giderlerin tamamı sembolik kira bedellerini dahi ödemeyen … … A.Ş.’ye aittir.
C) Gelir tablosuna esas mizanda 332.820,79 TL bina aidat gideri, 254.554,27 TL güvenlik gideri görülmektedir. Personel sayısı 10 kişi olan kiralık şirket merkezinin bu kadar güvenlik ve aidat gideri olması mümkün değildir. Söz konusu giderlerin aynı binada faaliyet gösteren … … teşhir mağazası ve diğer şirketlere ait olduğu açıktır.
D) Kiracı sayısı 25 civarına düşmüş olup, sadece 6,5 milyon TL kira geliri olan ve bunun dışında aktif her hangi bir ticari faaliyeti bulunmayan şirketin, müşavirlik, danışmanlık vb. adlar altında önemli miktarlarda dışarıdan hizmet alımı yapıyor olmasına rağmen, ücret, vergi, ssk, sağlık, ulaşım vs. olmak üzere 4.427.259,40 TL tutarında personel giderinin olması izah edilebilir bir durum değildir. Bu durum, şirkette çalışmayan kişilerin şirket üzerinden sigortalı gösterilerek haksız kazanç transferi yapılmış olduğu şüphesini doğurmaktadır.
E) Genel Kurul kararları gereği şirket yönetim kurulu başkanına ücret ödenmemesi gerekirken, 2022 yılı itibarıyla Türkiye’de ikamet dahi etmeyen yönetim kurulu başkanına hiç bir dayanağı olmaksızın ödenen net 1.266.000,00 TL ücret gerçekte şirkete bir gider olmayıp, hakim hissedar konumundaki yönetim kurulu başkanına şirket kaynaklarından aktarılan bir haksız menfaattir . Gelir vergisi kesintileriyle birlikte 2 milyon TL’ye yaklaşan bu gider unsuru şirketi gereksiz yere zarara uğrattığı gibi, örtülü kazanç dağıtımı anlamında kurumlar vergisi mevzuatı açısından da ciddi bir risk taşımaktadır.
F) 6102 sayılı Ticaret Kanunumuzun 394. maddesi “Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebilir” mealindeki açık hükmü ile, yönetim kurulu üyelerine yapılacak her türlü ödemeyi hiç bir yoruma ihtiyaç bırakmayacak şekilde şirket sözleşmesinde düzenlenmiş olma veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olma şartına bağlamıştır. Aynı yasanın 408. maddesinin 2(c) fıkrası ise, yönetim kurulu üyelerinin ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesini genel kurulun devredilemez yetkileri arasında saymaktadır. Yasanın açık hükümlerine ve 2022 yılında yapılan genel kurul toplantısında alınan “yönetim kurulu üyesine ücret ödenmemesi” yönündeki karara rağmen, yönetim kurulu başkanının kendi kararıyla şirketten ücret almış olması şirketi zarara uğratan hukuka aykırı bir durumdur.
G) İstikrar kazanmış Yargıtay kararlarına göre; yönetim kurulu üyelerine ödenen ücret ve diğer menfaatler karın belli bir oranını aşmamalı, hakkaniyete, emsal ücretlere ve iyi niyet kurallarına aykırı olmamalı, yapılan iş ve harcanan emekle mütenasip olmalı ve her şeyden önce hissedarların kardan pay alma hakkını ihlal etmemelidir. Bu itibarla, şirket uzun yıllar boyunca ortaklarına hiç kar payı dağıtmamışken, gündemin 8. Maddesi ile Türkiye’de ikamet dahi etmeyen yönetim kurulu üyesine aylık 160.000,00 TL net ücret takdir edilmiş olması ve ayrıca buna ilave olarak aylık 700 USD’yi geçmemek üzere sağlık sigortası yaptırılması kararı açıkça hakkaniyete aykırı olup, hissedarlar arasında gözetilmesi gereken menfaat dengesine riayet edilmeksizin çoğunluk gücüyle alınan bu haksız kararın şirketi ve azınlık pay sahiplerini zarara uğratacağı açıktır. Şirkette fiilen her hangi bir emek ve mesai harcamayan yönetim kurulu başkanının yıllık maliyeti, gelir vergisi kesintileriyle birlikte 3 milyon TL’yi aşacak olacak olup, bu tutar yaklaşık olarak şirketin yıllık esas faaliyet gelirlerinin (kira) yarısına karşılık gelmektedir. Oysa ki şirket, esas faaliyet gelirleriyle yönetim giderlerini dahi karşılayamadığından gelir açığını kapatabilmek için her yıl istisnasız bir şekilde aktifinde bulunan gelir getirici gayrimenkullerinden bir kısmını satmak zorunda kalmaktadır. Bu itibarla, yönetim kurulu başkanına ödenen yüksek ücretlerin hissedarların kar payı alma hakkını ihlal etmesi bir yana, ilave olarak servet kaybına uğramalarına da sebep olduğu açıktır. Bir anonim şirketin yönetim kurulunu oluşturan hakim hissedarın kar payı dağıtmak yerine çoğunluk gücüne dayanarak kendisine yüksek miktarda huzur hakkı tayin etmesi örtülü kar dağıtımı anlamına geldiği gibi, dürüstlük, eşit işlem ve sermayenin korunması ilkelerine de açıkça aykırıdır.
H) İştiraklerden tahsil edilmeyen kira alacakları ve iştirak zararlarının finanse edilmesi amacıyla verilen nakit borçlar nedeniyle düzenlenen kira ve faiz faturaları şirket gelirlerinin olduğundan fazla görünmesine neden olduğu gibi, şirketin gereksiz yere fazladan KDV ve Kurumlar vergisi ödemesi sonucunu doğurmak suretiyle … A.Ş’nin sürekli varlık kaybetmesine yol açmaktadır. Zira, söz konusu faiz ve kira faturası bedelleri iştiraklerden tahsil edilmemekte olup, şirkete her hangi bir nakit girdisi sağlamayan bu fiktif gelirlerin vergisini ödeyebilmek için şirket her yıl kira getiren gayrimenkullerinden bir kısmını satmak zorunda kalmaktadır. Ayrıca, uzun yıllar önce aktife girmiş olmaları nedeniyle kayıtlı değerleri sembolik tutarlarda olan bu gayrimenkul satışları nedeniyle ortaya çıkan enflasyonist karlar için de şirket ilave vergi yüklerine katlanmak zorunda kalmaktadır. Oysa ki, hakim hissedar … … … de dahil olmak üzere iştiraklerin diğer hissedarları sermaye artırmak, borç vermek vb. yollarla iştiraklere hiç bir kaynak transferi yapmazken, şirketin düşük oranda pay sahibi olduğu iştiraklerin tüm giderleri varlık satışı yapma ve kredi kullanma pahasına … A.Ş. kaynaklarıyla finanse edilmektedir. Bu durumun gerek şirket ve gerekse iştiraklerde bireysel ortaklığı bulunmayan azınlık pay sahiplerinin gereksiz yere zarara uğratılmaları anlamına geldiği açıktır.
I) Şirket kurulduğu … yılından baba … Süha …’nin vefat ettiği 2019 yılına kadar kira geliri elde etmek amacıyla gayrimenkul varlıklarını sürekli artırmış olup, hiç bir zaman inşaat – taahhüt veya emlak alım satım işleriyle uğraşmamıştır. Bu husus 2018 yılına kadar sürekli artan tapu sayısı ve ticari defter kayıtları ile sabittir. Dolayısıyla uzun yıllar öncesinden bu yana şirketin elinde bulunmakta olan gayrimenkuller şirket açısından ticari mal değil, şirketin esas faaliyet gelirlerini sağlayan duran varlıklardır. Nitekim şirket bilanço ve mizanlarında gayrimenkul varlıkları (153) Ticari Mallar hesabında değil, (250) Arazi ve Arsalar ve 252 (Binalar) hesap başlıkları altında duran varlıklar olarak gösterilmektedir. Tek Düzen Hesap Planı ve temel muhasebe prensipleri gereği duran varlık satışları nedeniyle ortaya çıkan, sürekliliği olmayan ve büyük kısmı enflasyonist değer artışlarından kaynaklanan fiktif karların, yönetimin performansını ortaya koyan faaliyet gelirleri arasında gösterilmemesi, olağan dışı gelir ve karlar hesabında izlenmesi gerekmektedir. Ancak, şirket yönetimi faaliyet zararlarını gizlemek ve faaliyet karı varmış gibi göstermek amacıyla muhasebe hilesi yaparak, çok uzun yıllardır şirket aktifinde bulunan gayrimenkullerin satışından elde edilen bedelleri (600) Satışlar hesabına, söz konusu gayrimenkullerin enflasyon nedeniyle sembolik hale gelen aktife giriş değerlerini ise (621) Satılan Ticari Mallar Maliyeti hesabına kaydederek yüksek miktarlarda mal satış karı elde edilmiş gibi yanıltıcı mali tablolar düzenlemektedir. Şirketin gayrimenkul mal varlıklarının sürekli azalmasına ve gereksiz yere ilave KDV ve Kurumlar Vergisi ödemesine sebep olan bu usulsüzlükle amaçlanan; yönetimin verimsizliğini gizlemek, hakim hissedara ödenen fahiş miktarlardaki ücret ve huzur hakları için mali kaynak sağlamak ve bu haksız ödemelere meşruiyet kazandıracak, faaliyet karı gösteren yanıltıcı gelir tabloları oluşturabilmekten başka bir şey değildir. Oysa ki, faaliyet karı söz konusu olmadığı gibi, şirketle çıkar çatışması içinde bulunan yönetimin haksız fiilleri neticesinde, şirketin esas faaliyet gelirleriyle yönetim giderlerinin yarısını dahi karşılayamayacak duruma getirilmiş olduğunu tespit edebilmek için 2019-2020-2021 ve 2022 yıllarına ait mizan ve gelir tabloları üzerinde yapılacak yüzeysel bir inceleme dahi yeterli olacaktır.
İ) Şirketin mizanında kayıtlı değeri 652.445,60 TL olarak görülen 60 No’lu villanın üzerinde bulunduğu parsel, söz konusu villanın satılması nedeniyle binalar hesabına aktarılmış ve bina ile birlikte satılmıştır. Ancak satış işleminin muhasebe kaydı doğru yapılmadığından, söz konusu arsa binalar hesabında aynı tutar ile mevcut görünmekte, buna karşılık 60 Nolu villanın takip edildiği hesap tuhaf bir şekilde 52.300,14 TL alacak bakiyesi vermektedir. Bu durum şirket aktifinde bulunmayan bir gayrimenkulü varmış gibi göstermek suretiyle mali tabloların sıhhatini sakatladığı gibi, vergi matrahının da fazla hesaplanmasına neden olmuştur.
J) Şirket açısından gereksiz yere ortaya çıkan yüksek miktardaki giderleri karşılayabilmek için yapılan gayrimenkul satışlarında satış fiyatları tamamen denetim dışında tutulmakta olup, her hangi bir değerleme yaptırılmaksızın hakim hissedarın keyfi kararlarıyla belirlenmektedir. İstismara açık olan bu tarz eylemlerin şirketi zarara uğratması kaçınılmazdır. Bu durum kiraya verilen gayrimenkullerin kira bedellerinin tespiti açısından da geçerlidir. Milyarlarca lira değerinde gayrimenkule sahip olan şirketin yıllık kira gelirlerinin 6,5 milyon TL gibi cüzi bir miktarda kalması ticari mantıkla izah edilebilecek bir durum değildir.
şeklindeki a-b-c-d-e-f-g-h-ı-i-j başlıklı soruların cevaplarının karşılanması bakımından özel denetçi atanması isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın kabulü ile; … A.Ş ye TTK 439 ve 440 md gereğince SMM/bağımsız denetçi … nün 12.500 TL ücretle özel denetçi atanmasına,
Özel denetçi nin davalı şirketin 2022 yılı mali genel kuruluna konu olan ve dava dilekçesinin 5 numaralı başlığı altında A-B-C-D-E-F-G-H-I-İ-J başlıklarında açıklanan konularda davalı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaparak özel denetçi raporu düzenlemesine
Özel denetçi giderinin davalı taraftan tahsil edilmek üzere peşinen davacı tarafça yatırılmasına, davacı tarafça yatırıldıktan sonra yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline ücret yatırıldıktan sonra özel denetçiye ihtaratlı tebligat çıkarılmasına, görevin tebliğ yapıldıktan itibaren 1 hafta sonra başlamasına, özel denetçiye raporunu hazırlaması için 3 aylık süre verilmesine, raporu mahkememiz dosyasına sunmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 269,85-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan peşin harçtan mahsubu hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 269,85 TL peşin harç + 269,85 TL başvuru harcı +161,50 TL tebligat , müzekkere gideri+ 12.500,00 TL özel denetçi ücreti, olmak üzere toplam 13.201,2 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatıran taraflara iadesine,
TTK 440 md gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi
Taraf vekillerinin yüzüne karşı ,kesin olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır