Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/285 E. 2023/372 K. 20.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/285 Esas
KARAR NO : 2023/372
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/04/2023
KARAR TARİHİ : 20/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davalı kulüp ve … … arasında profesyonel futbolcu … …’ın (bundan böyle “Futbolcu” olarak anılacaktır) 2020/2021 futbol sezonunda 31.05.2021 tarihine kadar … Kulübü’ne transferine yönelik imzalanan “Profesyonel Futbolcu Geçici Transfer Sözleşmesi”ne dayandığını, Anılan sözleşme uyarınca, Futbolcu ile yapılan geçici transfer sözleşmesine konu sezon boyunca, … adına 20’den az müsabakada oynaması halinde davalı kulübün müvekkil şirkete 300.000 TL + KDV transfer ücreti ödemesi kararlaştırıldığını, Ayrıca, Futbolcunun oynadığı müsabaka sayısı hesaplanırken futbolcunun oynadığı müsabakada en az 30 dakika sahada kalması gerektiği, 30 dakikadan az sahada kalması halinde ise bu hesaba katılmayacağı sözleşmede belirtildiğini, Yine sözleşmeye göre, bu koşul sağlanmadığı takdirde yukarıda anılan transfer ücreti 15.06.2021 tarihinde müvekkil şirkete ödeneceğini, 2020/2021 sezonunda … Lig’de mücadele eden davalı … Kulübü’ne geçici transfer olan Futbolcunun sezon boyunca oynadığı resmi müsabakaların detaylı istatistikleri incelendiğinde, en az 30 dakika sahada kaldığı maç sayısının 14 olduğu görüldüğünü, Futbolcunun detaylı maç istatistikleri ekte sunulduğunu, Nihayetinde, 15.06.2021 tarihinde müvekkil şirketin sözleşmeye dayalı alacağı muaccel olduğunu, Bu doğrultuda, müvekkil şirket tarafından 04.03.2022 tarihinde davalı kulüp aleyhine 354.000 TL asıl alacak ve 43.585,64 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 397.585,64 TL bedelli ilamsız icra takibi başlatıldığını, Davalı kulübün ödemeyi geciktirme amacıyla takibe haksız ve mesnetsiz itirazı üzerine işbu itirazın iptali davası açtığını, bu nedenle Öncelikle ihtiyati haciz talebimizin kabulü ile davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline, icra takibinin devamına, Davalı borçlunun yaptığı itirazın kötü niyetli, borcun tahsilini engellemeye yönelik olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE
Dava davacının davalıya karşı başlatılan icra takibi nedeni ile yapılan itirazın iptali istemidir.
HMK’nun 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında reesen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Görevsizlik kararı kamu düzenine ilişkin olmakla yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Taraflar arasında 22/08/2020 tarihli profesyonel futbolcu geçici transfer sözleşmesi düzenlendiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dava, Futbolcu ile yapılan geçici transfer sözleşmesine konu sezon boyunca, … adına 20’den az müsabakada oynaması halinde davalının davacı şirkete 300.000 TL + KDV transfer ücreti ödemesi iddiasından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı tacir olmayıp aralarındaki temel uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğuna göre mutlak ticari davadan söz edilememektedir. Bu durumda davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesinindir.
Diğer taraftan TTK’nın 16/2. maddesi uyarınca devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılamazlar. Bu nedenle, tacirin işlerinin ticari olması ilkesi de burada işlevsiz hale gelmiştir.
Somut olayda, buna göre davacı tacir ise de davalının tacir sıfatı bulunmadığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (benzer mahiyette davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığına dair İzmir BAM 13. H.D. 2022/1468E., 2022/1269K. Sayılı ilam ve Yargıtay 13. H.D. 2015/33180E., 2016/9339 sayılı ilamı)
Eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle Mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince, taraflardan birince süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca tebliği müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Davaya yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 20/04/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*