Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/27 E. 2023/760 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/27 Esas
KARAR NO : 2023/760
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2017
KARAR TARİHİ : 20/09/2023
GEREKÇE TARİHİ : 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin 2008 yılı Mart ayından bu yana … ilinde davalı sigorta şirketinin acentesi olarak faaliyet gösterdiğini ve başkaca hiçbir şirketin sigorta acenteliğini yapmadığını, müvekkilinin davalı şirketin portföyünün büyük oranda artmasını sağladığını, marka bilinirliğini oluşturmayı başardığını ve müvekkilinin herhangi bir şekilde satışların ve prim üretiminin düşmesine sebebiyet verecek davranışı olmadığını, davalı sigorta şirketinin prim gelirlerinin yüksek olduğu dönemlerde trafik sigortalarından zarar ettiği gerekçesi ile acentelerinin ekranlarını kısıtladığını, poliçe kesmesini sistemli olarak önlediğini, belirli kotaların üzerinde trafik sigortası kesmelerini engellediğini, rekabet dışı fiyatlandırma yaparak trafik poliçesi kesilmesini istemediğini, acentelerin prim üretimlerinin %70’e yakın set koyduğunu, davalı sigorta şirketinin prim miktarının düştüğünü ileri sürerek acentelik sözleşmesini fesih ettiğini, davalının haksız olarak müvekkil ile arasındaki acentelik ilişkisini sonlandırmış olması müvekkilinin ağır şekilde mağdur olmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin prim üretim düşüklüğünden herhangi bir şekilde kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, haksız fesih kapsamında hesaplanacak denkleştirme/portföy tazminatının müvekkilinin hak kazandığını ve tüm bu nedenlerle şimdilik portföy tazminatı alacağı olan 10.000,00 TL alacağın fesih tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkil ile… Sigorta Aracılık Hizmetleri arasında 20.03.2008 tarihli Sözleşme Yapma ve Prim Tahsil Etme Yetkisine Haiz Acentelik Sözleşmesi ve 15.04.2015 tarihli Sözleşme Yenileme Notu ile beraberinde 15.05.2015 tarihli Acentelik Sözleşmesi akdedildiğini, ayrıca … Noterliği’nin 11.03.2008 tarih, … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davacıya acentelik yetkisi verildiğini, müvekkil şirket ile davacı bu kapsamda 2008 yılından itibaren acentelik ilişkisini sürdürmekte iken, davacının sigorta poliçelerinde süregelen üretim yetersizliği, hasar/prim yüksekliği ve de taraflar arasında akdedilen bahsi geçen sözleşmelere aykırı işlemleri ile sadakat ve özen borcuna aykırı davranışları sebebi ile acentelik sözleşmesinin feshi gerektiğini, bu kapsamda müvekkil şirket tarafından 25.05.2017 tarihli yazı davacıya gönderildiğini ve bu yazı ile acentelik vekaletnamesinin 25.08.2017 tarihi itibari ile sonlandırılacağı bildirildiğini, ardından … Noterliği’nin … tarih … yevmiye numaralı Azilname ve Fesih İhbarnamesi gönderildiğini, bu ihbarname ile 06.09.2017 tarihi itibari ile davacı acenteye verilen yetkilerin iptal edildiği ve söz konusu sözleşmeler gereğince her nevi poliçe, belge, makbuz ve sair evrak ile her türlü donanım elektronik cihaz vb. iadesi gerekliliği bildirildiğini, davacı acentenin Acentelik Sözleşmesi’nin 4.2.maddesine aykırı davrandığını, davacının hem münsahırlık şartına hem de sadakat ve özen borcuna aykırı davranışları, üretimde düşüşe geçmesine sebep olmuş, bu kusurlu davranış ve işlemler neticesinde de Acentelik Sözleşmesi feshedildiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
-16/05/2023 tarihli bilirkişi raporu özetle; Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun, davalı şirketin davacının acentelik sözleşmesini, üretim yetersizliği ve performans düşüklüğü sebebiyle feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı; haklı sebebe dayanmadığı takdirde davacının denkleştirme tazminatını talebine hakkı olup olmadığı ve var ise miktarının tespitine ilişkin olduğu; Davalı şirket tarafından dava dosyasına sunulan veriler ile dava dosyasına daha önce giren ve … AHM’ye talimat yoluyla aldırılan 05.07.2018 tarihli mali müşavir bilirkişi raporundaki verilere göre davacının özellikle son iki yılı olan 2016 ve 2017 yıllarında performansını artırdığı, prim hasar dengesi, teknik ve basit karlılık yönünden 2013 yılı bir tarafa bırakılacak olursa ortalamasının da iyi olduğu; 2013 yılının davacının acentelik yaptığı bütün yıllar içinde istisnai bir yönün bulunduğu, diğer yıllarda olumlu ve olumsuz rakamları 2013 yılındaki olumsuz rakama yaklaşmasının dahi söz konusu olmadığı, bu nedenle 2013 yılındaki hasar yönünden olumsuz durumunun acentelik yaptığı tüm sürelerin ortalamalarını aleyhine değiştirdiği, bu durumun başka sebepleri olabileceği (mevzuat değişikliği, yargı içtihat değişikliği veya davalının karlılığı ikinci plana atan satış politikaları gibi), 2013 yılındaki istisnai olumsuz durum bir tarafa bırakıldığında ise davacının ortalamasının pozitif olduğu, ayrıca 2013 yılındaki olumsuz tablonun 2017 yılı Mayıs ayındaki feshe gerekçe olmasının hakkaniyete ve TMK m.2 hükmüne uygun düşmediği; davacının performansının başka şirketlerin acenteliğini almasından sonra arttığı ve bu nedenle başka şirketlerin acenteliğinin davalı bakımından olumsuz sonuçları olmadığı; davacının en çok trafik sigortası alanında faaliyet gösterdiği iddiasının Türkiye’deki poliçelerin büyük ekseriyetinin taşıt ve taşıma risklerine ilişkin olması (davacının taşıyıcı sorumluluk sigortası yapma yetkisi yok) ile trafik yoğunluğu ve kaza oranlarını düşük olduğu orta büyüklüğe kadar olan şehirlerde Kasko oranlarının da düşmesi karşısında davacının en fazla trafik sigortası alanında çalışmasının normal olduğu; Somut olayda davacının 2008-2017 arasında sekiz yılı aşkın davalı şirketin acenteliğini yaptığı ve poliçe sayısı bakımından üç katına yakın bir artış gerçekleştirdiği ve son iki yılı olan 2016 ve 2017 yılında ise artışın hem sayı hem de karlılık yönünden iyi bir seviyeye geldiği, davalı şirketin davacının acentelik sözleşmesini feshetmesinden sonra aynı bölge için yeni acente ataması yaptığı ve dolayısıyla davacı tarafından oluşturulup geliştirilen müşteri portföyü ile ilişki kurmaya devam ettiği, davacının beş yıllık kazanç ortalamasının 39.218,78 TL olarak hesaplandığı (… AHM’ye talimat yoluyla aldırılan 05.07.2018 tarihli mali müşavir bilirkişi raporu) dolayısıyla davacının acentelik sözleşmesinin feshin nedeniyle ciddi bir gelir kaybının söz konusu olacağı; ancak davacının başka şirketlere de acentelik hizmeti vermesinden dolayı bir kısım müşterilerini bu şirketler için ikna etmesinin mümkün olmasına göre hakkaniyet gereği ödenen denkleştirme tazminatı miktarından hakkaniyete ve TBK m.51-52 hükümlerine uygun olarak 1/2 oranına kadar Sayın Mahkeme tarafından indirim yapılabileceğinin değerlendirildiği; Davacının acentelik sözleşmesinin münhasırlığına ilişkin hükümleri ihlal ettiği yönündeki davalı şirket savunması yönünden ise davacının başka sigorta şirketlerine acentelik yaptığı hususunun TTSG’de ilan edildiği ve davalı şirketin iç denetim mekanizmaları tarafından da bu hususun tespit edilmesi gerektiği bu nedenle davalı şirketçe bilinmesi gerektiğinden (TTK m.36/3) yaklaşık iki yıl sonraki feshe gerekçe yapılmasının TMK m.2’ye aykırı düşeceği, ancak davacının bir kısım gelir kaybını başka şirketlere verdiği acentelik hizmeti karşılığı elde edeceği ücretlerle telafi edeceğinden dolayı tazminat miktarında indirim yapılması gerektiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, TTK’nın 122/2 maddesi uyarınca acentelik sözleşmesinden kaynaklanan portföy tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizden verilen 11/02/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2020/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararı ile mahkememizin anılan kararının kaldırılmasına karar verilmiş olup, İstinaf ilamında belirtilen eksiklikler giderildikten sonra alınan bilirkişi ek raporu tüm dosya kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda davacının 2008-2017 yılları arasında davalının acenteliğini yaptığı, 2013 yılındaki istisnai olumsuz durum hariç davacının bu yıllardaki ortalamasının pozitif olduğu gibi son iki yılda poliçe saysındaki artış ve karlılık yönünden iyi bir seviyeye geldiği, davacının acenteliği boyunca poliçe sayısı bakımından üç katına yakın bir artış gerçekleştirdiği, bu nedenle davalının üretimde düşüş savunmasının yerinde olmadığı, davacının başka sigorta şirketlerine acentelik yaptığı hususunun TTSG’de ilan edildiği ve davalı şirketin iç denetim mekanizmaları tarafından da bu hususun tespit edilmesi gerektiği bu nedenle davalı şirketçe bilinmesi gerektiğinden (TTK m.36/3) yaklaşık iki yıl sonraki feshe gerekçe yapılmasının TMK m.2’ye aykırı düşeceği, bu itibarla münhasırlık şartı ve sadakat ve özen borcuna aykırılık savunmasının da yerinde olmadığı, açıklanan nedenlerle davalının sözleşmeyi feshinde haksız olduğu, davalının yeni acenteyle davacının oluşturduğu müşteri portföyü ile faaliyetine devam ettiği, davacının talebinin hakkaniyete uygun olduğu, davacının beş yıllık kazanç ortalamasının 39.218,78 TL olarak hesaplandığı dolayısıyla davacının acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle ciddi bir gelir kaybının söz konusu olacağı; ancak davacının başka şirketlere de acentelik hizmeti vermesinden dolayı bir kısım müşterilerini bu şirketler için ikna etmesinin mümkün olduğu anlaşıldığından, ödenecek denkleştirme tazminatı miktarından hakkaniyete ve TBK m.51-52 hükümlerine uygun olarak 1/2 indirim yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hakkaniyete ve TBK m.51-52 hükümlerine göre indirim yapılması nedeniyle reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine/davalı lehine yargılama giderlerine hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile, 19.609,39-TL’nin 06/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 1.339,52-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 669,78-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 669,74-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 701,18-TL ilk gider, 510,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 9.800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 11.011,18-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 94,60-TL tebligat ve müzekkere giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/09/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*