Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/13 E. 2023/624 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/13 Esas
KARAR NO : 2023/624

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/01/2023
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Olay tarihi olan 24/11/2020 tarihinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen FAİLİ MEÇHUL araç seyir halinde iken karşıdan karşıya geçmeye çalışan …’e çarpması neticesinde trafik kazası gerçekleştiğini bu kaza nedeniyle davacının yaralandığını, Sürücüsü ve Plakası tespit edilemeyen FAİLİ MEÇBUL 2918 sayılı K.T.K.‘nın ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunu, Plakası tespit edilemeyen araç Güvence Hesabı’nın sorumluluğunda olduğunu , davalıya başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını beyanla 6.500,00 TL Sürekli İş Göremezlik 500,00 TL Geçici İş Göremezlik 500,00 TL Bakıcı Gideri 500,00 TL Tedavi gideri tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 8.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili yerlere müzekkereler yazılmış, cevabı yazılar dosya arasına alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı oluşan zararın, zarara sebebiyet veren kişinin faili meçhul olduğu iddiası ile davalıdan tazmini istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 190/1 “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Türk Medeni Kanunu madde 6 “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Dolayısıyla zarar gördüğünü iddia eden, zararın gerçekleştiği somut olayı, zararını ve zarar verenin kusuru ispatlamak zorundadır.
Nitekim Yargıtay’ın güncel tarihli kararlarr, kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın neden olduğunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği, aksi takdirde ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönünedir. (Yargıtay 4. HD. 2021/13240 E. 2022/6133 K. T. 29.03.2022)
“…Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre kazanın iddia edilen şekilde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın davacının kullandığı motora arkadan çarpması sonucu meydana geldiğinin ve bu suretle davacının bedensel zararlarının Güvence Hesabı’nın sorumluluğunda olduğunun ispatlanamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ……….usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına…kaza türünün engel cisim ile çarpışma şeklinde belirtildiğinin anlaşılmasına göre…hükmün onanmasına..” (Yargıtay 17. HD. E.2017/3197, K.2019/9519 T. 16.10.2019)
“Güvence Hesabı’nın sorumlu olabilmesi için basvuranın yaralanmasına neden olan kazaya, plakası tespit edilemeyen bir aracın neden oldugunun somut olarak ispat edilmesi gerektigi, Jandarma Kolluk kuvvetlerince düzenlenen tutanakta olayın gelismesine iliski tanık bulunmadıgının belirlendigi, dosyada kazanın plakası tespit edilemeyen bir araç tarafından gerçeklestirildigine dair herhangi bir delil ve bulgu yer almadıgı, bu nedenle Güvence Hesabı’nın sorumlulugunun basvuran tarafından ispat edilemedigi gerekçesiyle Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartısılıp degerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA” (Yargıtay 4. HD. Esas No : 2021/12889 Karar No : 2022/6589 T. 31.03.2022)
“Davacı taraf her ne kadar, müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu …….. plakalı motosiklete, 13.08.2016 tarihinde plakası tespit edilemeyen bir aracın arkadan çarpıp kaçtığını iddia etmişse de; motosiklet sürücüsü ile motosiklette yolcu olan davacı ve diğer müştekilerin olaydan yaklaşık 4-5 ay sonra aynı gün ifade vermeleri ve …kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi ile kararın gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dava konusu trafik kazasının, davalı Güvence Hesabı’nın sorumluluğu doğacak şekilde, plakası tespit edilemeyen bir aracın, davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarptığı şeklinde gerçekleştiğinin, davacı tarafça ispatlanamadığı kanısına varıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazları yerinde görülmemiştir. ” (İstanbul BAM 40. HD. E.2019/2145, K.2021/658 T. 22.04.2021)
“…davacının meydana gelen kazada plakası belli olmayan siyah renkte bir aracın çarpması sonucu yaralandıgı iddiasını yeterince ispatlayamadıgı, davacının vücudunda meydana gelen yaralanmalarının ciddiyetine (yüzünde ve belindeki izler, bel kırılması) rağmen hastanede doktorun dikkate almayıp sadece igne yapıp göndermis olmasının ve hastane polisinin olaya müdahil olmamıs olmasının hayatın olagan akısına uygun olmadıgı, Cumhuriyet savcılığına ait sorusturma dosyasına sunulan kazalı motorun kaza sonrası bulundugu yolun mahkemecesince kesif yapıldıgı yere uymaması, davacının iddia ettigi gibi kazaya sebebiyet verdigi iddia olunan aracın motorun dikiz aynasının çarpması ihtimalinin bulunmadıgı, bu durumun bilirkisi raporu ile de sabit oldugu, kesif esnasında dinlenen tanıkların olay anını görmemesi de nazara alınarak kazaya plakası tespit edilemeyen aracın sebep oldugunun ispatlanamaması kanaatine varılarak ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir yanlıslık bulunmadığı..” (Adana BAM 3. HD. E.2020/135, K.2021/172 T. 26.01.2021)
Kazaya neden olan aracın davalı Güvence Hesabı’nın sorumluluk kapsamında bulunan araçlardan olması şarttır. Bu nedenle anılan şartın da tespiti gerekmektedir. Bir diğer deyişle öncelikle tespit edilemeyen aracın varlığı, daha sonra kusuru ve son olarak da aracın türü yönünden inceleme yapılması gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu kazanın gerçekleştiği hakkında davacının beyanlarından başkaca tespit yoktur. Kazanın failinin tespit edilememiş olması kazanın davacının iddia ettiği gibi meydana gelmiş olduğunu ortaya koymaz. Keza kazanın gerçekleşip gerçekleşmediği bir yana, kazaya bir başka aracın sebep olup olmadığı da kuşkuya mahal vermeyecek şekilde somut delillerle ortaya konmalıdır.
Somut olay yukarıda tespiti yapılan hususlar ve yüksek mahkeme kararları ışığında değerlendirildiğinde, davacı vekilinin delil listesi olarak ” Arabuluculuk anlaşamama tutanağı, Balıkesir Üniversitesi Hastanesinden 02.11.2021 tarihinde alınan maluliyet raporu, tedavi evrakları, Ceza dosyası, tanık, keşif, bilirkişi, yemin ve sair tüm deliller.” delillerine dayanmış olup, arabuluculuk anlaşamama tutanağı, maluliyet raporu ve tedavi evraklarının davacının bahsini geçtiği kazanın gerçekleştiğini göstermek noktasında yeterli olmadığı, davacı vekili her ne kadar tanık deliline dayanmış ise de; ön inceleme zaptının 5. Maddesi gereği tanık listesi sunması için kesin süre verilmiş, kesin süre içerisinde tanık listesi sunmadığı dolayısı ile davacı taraf dayanmış olduğu tanık delili ile de kazanın oluşumunu ispatlayamadığı, davacı vekili her ne kadar delil olarak ceza dosyasına dayanmış ise de, olaya ilişkin soruşturma dosyasının mevcut olduğu ve soruşturma dosyasında da olayın yaşandığına dair tanık ve kamera kaydının bulunmadığı nitekim olayı gören tanık ve olay yerine ilişkin kamera kaydının bulunmadığına dair kolluk tutanağının da mevcut olduğu ve yine soruşturma dosyasında sadece müşteki beyanının mevcut olması, şüpheli veye şüphelilerin tespit edilememesi sebebiyle 2028 yılı sonlarına kadar devam edecek daimi arama kararı verildiği, her ne kadar soruşturma aşamasında kusur raporu alınmış ise de, söz konusu raporun davacının beyanının gerçek olma ihtimaline göre beyan esaslı olarak hazırlandığı, davacı vekili her ne kadar keşif ve bilirkişi deliline dayanmış ise de; keşif ve bilirkişi incelemesi için kazanın meydana geldiğini gösterir bir delilin mevcut olması gerektiği ancak dosya kapsamında kazanın meydana geldiğine dair tanık anlatımı olmadığı, davacı vekilinin kamera kaydına delil olarak dayanmadığı gibi soruşturma dosyasında olaya ilişkin olay yerinde kamera kaydının olmadığına ilişkin tutanağın da mevcut olduğu ve yine gerek dosya kapsamında gerekse de soruşturma dosyasında kazanın oluşumuna dair hiçbir veri olmadığı gibi davacı yan kolluk başvurusunu olaydan yaklaşık 3 ay sonra 05/02/2021 tarihinde yaptığı, dolayısı ile kaza sonrası tutulan bir kaza tespit tutanağının da mevcut olmadığı ayrıca dosya kapsamında bulunan olaya ilişkin Sigorta Tahkim Komisyonu kararında da açıkça davacının olay tarihinden 3 ay sonra kolluğa başvurduğu, tanık, fotoğraf, kamera kaydı ve gerekli bilgi ve belgelerin bulunmadığından bahisle başvurudan el çekme kararı verildiği ve yine davacı her ne kadar yemin deliline dayanmış ise de, olayın meydana gelip gelmediği hususu ihtilafın özünü oluşturmakta olup, olayın meydana gelmesi sürecinin davalı ile alakasının bulunmaması sebebiyle yemin edasının hukuken mümkün görülmediği, hülasa davacı vekilinin dayanmış olduğu tüm delillerin tek tek irdelenmesi neticesinde davacının davasını ispata matuf, kazanın meydana geldiğini gösterir hiçbir delil sunamadığı anlaşılmış, anılan sebeplerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın reddine,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarifeye göre hesaplanan 8.000 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
6- 3.120 TL zorunlu arabuuculuk ücreti giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı taraf yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*