Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/941 E. 2023/552 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/941 Esas
KARAR NO : 2023/552
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; “Müvekkil …, sermayesinin tamamı doğrudan ve dolaylı olarak …ne ait olan ortaklıklardan olup, 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu kanuna dayanarak yürürlüğe koyduğu mevzuata tabi olarak, … genelinde doğalgaz dağıtım hizmetini ifa etmektedir. … sermayesinin tamamının doğrudan ve dolaylı olarak …ne ait olması sebebiyle, (2/d maddesi gereği) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındadır. Buna göre, müvekkil şirket nezdinde her tür kaynaktan karşılanan mal alımı, hizmet alımı ve yapım işleri, Kamu İhale Kanunu kapsamında dışarıdan ihale ile temin edilmektedir. Belirtmemiz gerekir ki 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde ihale ile hizmet alımlarında yapılan sözleşme ve şartnamelerdeki düzenlemeler müvekkil şirket taraf inisiyatifiyle değil, Kamu İhale Kurumu’nun talimat ve uygulamaları doğrultusunda (doğrudan Kurum tarafından) düzenlendiğinden, bu durum …’ın ihale makamı olması sonucunu doğurmakta, bir başka anlatımla, müvekkil şirketi hizmet alımı yaptığı firmalar bakımından asıl işveren statüsüne sokmamaktadır. Açıklanan nedenle; müvekkil şirket dava konusu hukuki ilişkide, davalı taraf karşısında ihale makamı sıfatına haizdir. Nitekim müvekkil şirket ile davalı arasındaki sözleşmede; … işin yapılmasını, yürütülmesini ve işçilerin organizasyonunu bir bütünlük içinde yükleniciye (davalıya) bırakmış olup, ayrıca taraflar arasında akdedilen sözleşmelerde, sözleşme konusu işlerle ilgili yüklenicinin çalıştıracağı personele ilişkin İş Kanunları ve diğer mevzuattan kaynaklanan sorumlulukların yükleniciye ait olduğu taraflarca imza altına alınmıştır. Diğer yandan, ihale sözleşmesi kapsamında ihale makamının işçilik alacaklarından sorumlu olmadığı hususu son derece açıktır. Buna ilişkin (aşağıda örnekleri paylaşılan emsallerden de anlaşılacağı üzere) Yargıtay Kararları ışığında, müvekkil şirketin ihale makamı olduğunun ve taraflar arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisinin kurulmadığının, dava dışı personellere ödenen tüm miktarlardan davalı tarafın sorumluluğu olduğunun ve rücu olunan miktarların müvekkil şirkete ödenmesi gerektiğinin kabulü gerekmektedir. Görüldüğü üzere, müvekkil şirket Kamu İhale Kanunu kapsamında tanınan haklarını kullanmak suretiyle davalı şirkete sözleşme konusu işi ihale etmiş olup, yalnızca ihale makamı sıfatını haizdir. Kaldı ki, sözleşmenin ilgili maddeleri ve Yargıtay Kararları incelendiğinde, işçilik alacaklarından ihaleyi alan yüklenici firmanın (davalı tarafın) sorumlu olduğu açıkça anlaşılmakta olup, müvekkil şirketin yapmış olduğu işçilik ödemeleri kapsamında davalı şirkete rücu etme hakkı bulunmaktadır. Zira ihale makamı olan müvekkil şirket …’ın, yukarıdaki tabloda bilgileri yer alan personellere haklarını ödemiş olduğu ve davalı şirketin tüm bu ödemeler bakımından sorumlu olduğu sarihtir. Şayet Sayın Mahkeme nezdinde, müvekkil …’ın dosyaya arz olunacak sözleşmelere rağmen ihale makamı sıfatına haiz olmadığı yönünde bir takdir oluşması durumunda, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin genel hukuka göre nitelendirilmesi ve davalı şirketin, dava dilekçemizde açıklanan bedellerin ne kadarından sorumlu tutulması gerektiğinin bilirkişi marifetiyle hesaplanması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; Huzura getirilen talep ve davamızın, tahkikat sürecinde ve bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacak olan miktarda artırmak üzere ve fazlaya ilişkin haklarımızın saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL üzerinden ikame olunması gereği hasıl olmuştur.” şeklinde bayan ile davasını 1.000 TL üzerinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili yerlere müzekkereler yazılmış, cevabı yazılar dosya arasına alınmıştır.
Davacı ıslah dilekçesi sunmuş, ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlığın konusunun ihale yolu ile hizmet alımı yapan davacı şirket ile davalı şirket arasında muhtelif tarihlerde akdolan hizmet alımına ilişkin olarak sözleşme kapsamında çalışan işçiye ödenen kıdem tazminatının davalıdan rucüen tazminine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava dilekçesi eki ve içeriğinde ismi geçen kişiye davacı tarafından 12.04.2022 tarihinde toplam 74.418,11 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, yapılan ödemenin 20.10.2008- 31.03.2022 tarihleri arasındaki fiili çalışmaya göre yapıldığı, davacı dışı işçinin ise kıdem tazminatı ödemesi yapılan dönemin 20.10.2008-30.06.2009 tarihlerinde davalı alt işveren nezdinde çalıştığı, bahsi geçen işçinin hizmet alım sözleşmelerine istinaden farklı alt işverenler nezdinde çalıştığı ancak her bir çalışma döneminde davacının asıl işveren konumunda olduğu, davacı şirket her ne kadar ihale makamı konumunda bulunduğunu beyan etmiş ise de; yapılan işin mahiyeti ve sözleşmeler nazara alındığında davacının asıl işveren konumunda olduğu, nitekim bizatihi davacı tarafça sunulan ödeme belgelerinde de davalı ve diğer dava dışı şirketlerin alt işveren olarak nitelendirildiği, ödeme kayıtlarında da “alt işveren işçisi kıdem tazminatı ödemesi “başlıklarının yer aldığı, bu durumda davacı vekilinin, dava dışı işçilerin hak sahibi olduğu kıdem tazminatından sorumlu olmadığı yönündeki itirazının yerinde olmadığı, dava dışı işçilerin en son çalıştıkları dönemde aldıkları giydirilmiş brüt ücret üzerinden, davalı şirkette çalıştıkları dönemdeki fiili çalışma süresine göre işçinin hak sahibi olduğu kıdem tazminatı miktarının gerekli kesintiler yapıldıktan sonra 5.252,76 TL olduğu, davacı şirketin hesaplama içeriğinde hata bulunmadığı, ancak hesaplanan miktarlardan davalı şirket ile asıl işveren konumunda olan davacı şirketin eşit sorumlu olduğu anlaşılmakla; toplam 5.252,76 TL’nin yarısı olan 2.626,38 TL’den davalının sorumlu olduğu, davanın süresinde ikame edildiği, davalının bahsi geçen ödeme tarihinin dava konusu döneme ilişkin olmadığı, davalı yanın dava konusu edilen döneme dair ödemesinin bulunmadığı, davanın tacir olan asıl ve alt işveren şirketler arasındaki ilişki uyarınca rücuen tazmin istemi olması sebebiyle ödeme kıdem tazminatına ilişkin olsa dahi davanın işçi-işveren ilişkisine dayalı dava olmaması hasebiyle mahkememizin görevli olduğu, davacı şirketin dava dışı işçiye yapmış olduğu ödemeden davalı yanın haberdar olmadan davalının temerrüdünden bahsedilemeyeceği, arabuluculuk son tutanak tarihi öncesinde davalının temerrüde düştüğüne dair usulune uygun ihtarname ve bunun tebliğine dair mazbata da bulunmadığı anlaşılmakla; açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 2.626,38 TL alacağın 1.000-TL’sine arabuluculuk son tutanak tarihi olan 23/08/2022, bakiye kalan kısmına ıslah tarihi olan 31/03/2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 2.626,38-TL’nin 1.000-TL sine arabuluculuk son tutanak tarihi olan 23/08/2022, bakiye kalan kısmına ıslah tarihi olan 31/03/2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL peşin harç ile 73,00 TL ıslah harcı toplamı olan 153,70 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 26,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, davacıdan peşin alınan 80,70 TL peşin harç ile 73 TL ıslah harcı toplamı olan 153,70 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 2.626,38 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 2.626,38 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine
5-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı ve posta masraflarından oluşan 145,70 TL yargılama giderinin yarısının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kalan yarısının ise davacı uhdesinde bırakılmasına,
6-1.560 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin taraflardan yarı yarıya olacak şekilde alınarak hazineye irat kaydına,
7-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*