Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/923 E. 2022/1018 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/923 Esas
KARAR NO : 2022/1018
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/12/2022
KARAR TARİHİ : 27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davalı … …’e ait … plakalı forklift araç, 15.06.2021 tarihinde kusurlu sürücü sevk ve idaresindeyken müvekkili şirkete … no’lu poliçe numarası ile kasko sigortalı bulunan … plakalı araca kusurlu bir şekilde çarparak sigortalı araç nezdinde hasar meydana getirdiğini, meydana gelen kaza sonrasında müvekkili şirkete kasko sigortası ile sigortalı … plakalı araç maddi hasara uğramış olup sigortalı araçta kaza sebebiyle oluşan ve ekspertiz incelemesiyle tespit edilen hasar miktarının davalının kusuruna tekabül eden kısmının tamamı olan 10.000,62 TL müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, müvekkili şirket tarafından dava konusu maddi hasarlı trafik kazasına ilişkin hasar dosya örneği delil listesi ekinde ayrıca sayın mahkeme dikkatine sunulduğunu, davalı … …’e ait … forklift plakalı araç %100 kusurlu olup; kaza sonucunda oluşan ve sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine … İcra Md. 2022/… E. sayılı dosyası ile yasal takip başlatılmış ise de, davalının süresi içerisindeki itirazı ile takip durmuş ve huzurdaki davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, belirtilen hususlar dışında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu olduğundan (TTK m. 5A/1) arabulucuya başvurulmuş ancak davalı şirket ile anlaşma sağlanamadığını, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı şirketin itirazının iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına ve ayrıca davalı şirket aleyhine %20 den az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat talebinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun, 3 Temmuz 1944 tarih ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Somut olayda, uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 1472. (6762 sayılı TTK’nın 1301) maddesi uyarınca, dava dışı sigortalı adına kayıtlı aracın hasarlanması nedeniyle oluşan hasar bedelinin halefiyet ilişkisine dayalı olarak davalıdan rücuan tahsili talebine yöneliktir. Davacı sigorta şirketi, sigortalısı yerine geçerek dava açmıştır. Davacı şirketin halefi olduğu sigortalının tacir olduğuna dair dosyada bir delilin bulunmadığı, sigortalı aracın da bizatihi davacı yanca sunulan delillerden de görüleceği üzere hususi araç olduğu, anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir.
Nitekim birebir somut uyuşmazlık ile aynı olan yakın zamanda verilen iki tarafın da tacir olduğu, konu ve türün aynı olduğu bir başka dava dosyasının yapılan istinaf incelemesinde iki taraf tacir olmasına rağmen dava dışı sigortalının tacir olmaması sebebiyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna ilişkin … BAM … H.D 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı 16/11/2022 tarihli kararında “Somut olayda, uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 1472. (6762 sayılı TTK’nın 1301) maddesi uyarınca, dava dışı sigortalı … … adına kayıtlı … plakalı aracın hasarlanması nedeniyle oluşan hasar bedelinin halefiyet ilişkisine dayalı olarak davalılardan rücuan tahsili talebine yöneliktir. Davacı sigorta şirketi, sigortalısı … … yerine geçerek dava açmıştır. Davacı şirketin halefi olduğu sigortalının tacir olduğuna dair dosyada bir delilin bulunmadığı, sigortalı aracın da hususi araç olduğu, anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir.” şeklinde karar mevcut olup, yukarıda tespiti yapılan hususlar çerçevesinde mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince, taraflardan birince süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle dava dosyasının görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca tebliği müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Davaya yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masraflar ile sair taleplerin görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.27/12/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*