Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/890 E. 2023/296 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/837 Esas
KARAR NO : 2023/320
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 06/09/2018
KARAR TARİHİ : 05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Rekabet kurulu tarafından 12 Bankanın 8 Mart 2013 tarihinde kredi ve kredi kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduğunun tespit edildiği ve bu tespit sonucu verilen para cezası kararının Danıştay tarafından onandığından bahisle;12 Banka içinde davalı bankanın da bulunduğu, davalı bankadan 21 Ağustos ve 22 Eylül 2011 tarihleri arasında farklı tarih,farklı tutar ve farklı faiz oranları ile krediler kullanıldığı, davacı şirketin 13.03.2015 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edilen 16.02.2015 tarihli kararı ile … . Şti. ve … Tic,Ltd.Şti. ile birleşerek … … San. ve Tic.Ltd.Şti. ismini aldığı, Bankadan temin edilen ödeme planlarına göre 22.09.2010 tarihinde 19.400,00-TL,08.02.2010 23.000,00-TL, 24.09.2009 tarihinde 22.700,00-TL ve 27.08.2008 tarihinde 57.000,00 TL tutarında krediler kullanıldığı, kredi kullanmakla kartel faizi sebebiyle zarara uğradığı, söz konusu fiil olmamış olsaydı kredi maliyetinin daha az olacağının aşikar olduğu, pek çak farklı tarihte, farklı meblağ ve farklı faiz oranları ile kredi kullanıldığı ve oluşturulan kartelin ise farklı tarih ve farklı oranlarda olduğu belirtilerek davacının kartel faizi sebebiyle oluşan zararının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konularında 4054 sayılı “Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun” 4.maddesini ihlal ettikleri iddiası ile kurul tarafından başlatılan inceleme sonucunda 12 bankaya değişen oranlarda idari para cezası tahakkuk ettirildiğini, kurul kararının iptali için gerekli yasal müracaatların yapıldığını, henüz idari yargı kanun yolu aşamasının tamamlanmadığı ve hukuken kesinleşmediğini, kesinleşmemiş bir idari işleme dayanılarak açılan iş bu davanın öncelikle usule ilişkin hükümler nedeniyle, aksi kanaat mevcut ise esas yönünden reddi gerektiğini, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, Rekabet Kurulu kararının iptali için idarî yargıda açılan davanın bekletici mesele yapılmasını, dava dilekçesinin HMKnun 194 maddesin öngörülen koşulları taşımadığını, yalnızca Rekabet Kurulu Kararının haksız fiil tazminatı için yeterli sayrlmayacağını, esasa ilişkin olarak hukuka aykırı bir fiil bulunmadığı ve zarar bulunmadığnı, uygun illiyet bağı bulunması koşulunun oluşmadığını, davalı bankanın kusurunun bulunmadığını beyan edilerek, Rekabet kurulu kararına karşı İdari Yargıda açılmış olan ve henüz kesinleşmemiş iptal davasının bekletici mesele yapılmasını, ispatlanamayan davanın, gerek zamanaşımı ve esasa ilişkin yapılan savunmaların, gerekse mahkememizin resen takdir edeceği sair nedenlerle reddini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı taraf yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
29.01.2020 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davacı şirkete, 27,09.2008 tarihinde 57.000 TL, 24,09.2009 tarihinde 22.700 TL, 08.02 2010 tarihinde 23.000 TL ve 22.09.2010 tarihinde 19.400 TL Taksitli Ticari/Taşıt kredisi kullandırıldığını, esas itibariyle Rekabet Kurulu Kararında ticari kredi/ticari taşıt kredisi anlamında açık bir vurgu yapılmadığını, davacı şirket Rekabet Kurulu kararına dayalı olarak bu krediler kullanılmakla kartel faizi nedeniyle zarara uğranıldığının iddia edildiğini, söz konusu kredilere sırasıyla %18,20, %16,20, %13,44 ve %10,68 faiz uygulandığını, kredi kullanım tarihlerinde TCMB verilerine göre bankaların ağırlıklı ortalama faiz oranlarının % 19.35, % 15,56, %13,63 ve %10,92 olduğu, uygulanan faiz oranlarının TTK ve Bankacılık Kanunları kapsamında serbestçe belirlenebilmesinin yanı sıra müşteri ile mutabık kalınarak belirlenen faiz oranları olduğu, bu haliyle bu oranların uygulanması İle bir zarar oluşumunun, dolayısıyla bir alacağın söz konusu olmadığı kanaatine varıldığını, Danıştay 13. Daİrenin 21,05.2019 tarih 2016/4936 E, 2019/1787 K sayılı kararın değerlendirilmesinin mahkememizin takdirlerinde olduğunu, tarafların hukuki mahiyetteki itiraz ve beyanlarının hukuki nitelemesi ile, masraf, tazminat ve benzeri taleplerinin mahkememizin takdirleri içinde kaldığını görüş ve beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlık, tacir olan davacının davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeniyle Rekabet Kurulu kararında söz konusu olan faiz oranlarıyla kredi kullanmış olması durumunda 4054 Sayılı Yasa tazminat talebinde bulunma hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında krediler, davacı tarafın ticari şirket niteliğindeki sermaye şirketi olduğu hususlarında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. İş bu uyuşmazlıkta değerlendirilmesi gereken konu, şirketler arasındaki gerçekleştirilen sözleşmelerdeki faiz ve faiz oranıdır.
6102 sayılı TTK’nın 8. maddesinin üst başlığı ticari işlerde faizdir. 8. maddenin başlığı ise oran serbestisi ve bileşik faizin şartlarıdır. 8/1.fıkrada ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği düzenlenmiştir. 3. fıkrada, tüketicinin korunmasına ilişkin hükümlerin saklı olacağı, 4. fıkrada 2.ve 3. fıkralarına aykırı olarak işletilen faizin yok hükmünde olduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 88.maddesinde ise faiz düzenlenmiş, 88/1.fıkrasında; faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranının sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği ifade edilmiştir. Aynı yasanın 120. maddesinde ise temerrüt faizi üst başlığı ile genel olarak faize yer verilmiştir.
Somut davada, gerek davacı şirket gerekse davalı bankanın sermaye şirketi olduğu ve TTK’nın ilgili hükümlerine tabi bulundukları kaçınılmazdır. Yasanın yukarıda ifade edildiği üzere 8. maddesi gereğince tacir olan taraflarca faiz oranı serbestçe belirlenmektedir. Tacir olan taraflar yönünden ticari faizin serbestçe belirleneceğine dair yasal düzenleme ve Rekabet Kurulu kararına konu faiz oranının ticari kredilerdeki faiz yönünden uygulama yerinin olmayacağı anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin benzer uyuşmazlıklarda verdiği 02.12.2019 tarih ve 2019/1213 E.- 2019/7738 K. ve 08.01.2020 tarih ve 2019/1496 E.- 2020/163 K. sayılı kararları da bu yöndedir)
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 35,90-TL’nin 179,90-TLnispi karar harcından mahsubu ile kalan 144,00-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 1.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 05/04/2023

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)