Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/887 E. 2023/33 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/887 Esas
KARAR NO : 2023/33
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/12/2022
KARAR TARİHİ : 12/01/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
09.05.2021 günü, … plakalı araç sürücüsü … otomobili ile … ili … ilçesi … üzerinde seyir halinde iken aracının ön kısmı ile otoyola çıkan yaban domuzuna çarpması ve yoldan sağ tarafa çıkarak aracının takla atması sonucu araçta yolcu olarak bulunan … … ve çocuğu … yaralandığını,
Kaza sonrasında Jandarma tarafından tanzim edilmiş trafik kazası tespit tutanağına göre, bu kazanın oluşunda “Karayolunun bakım, onarım ve işaretlemesinden sorumlu kurum/kuruluşun “İlgili bütün kuruluşlar, yapımı, bakımı ve işletilmesi ile görevli ve sorumlu oldukları karayollarında, Karayolu yapısını, Trafik İşaretlerini trafik güvenliğini kapsayacak şekilde yapmak ve bulundurmakla yükümlüdürler.” kuralını ihlal ettiği kanaatine varıldığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkillerin herhangi bir kusuru bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde, otoyolun bakım, onarım ve işaretlemesinin tam olmayışı nedeniyle davalı şirketin tam kusuru bulunmakta olup müvekkillerin herhangi bir kusuru bulunmadığını, otoyola yabani hayvanların girişini engelleyecek gerekli tedbirleri almak davalı şirketin sorumluluğunda olduğunu,
Kazadan sonra müvekkillerin mağduriyetinin giderilmesi için Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ihtarname ile başvuruda bulunduğunu, Karayolları G.M. tarafından verilen cevapta, otoyolda meydana gelen kazalarda sorumluluğun sözleşme ile davalı şirkete devredildiğine ilişkin cevap verildiğini,
Trafik kazasının ve kalıcı sakatlığın yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklar; davacıların halen ve bundan böyle yaşam süresinin sonuna kadar yoksun kalacağı yaşama zevkleri, dilediğince gezme dolaşma olanaklarından yoksunluk nedeniyle, davalının kusuru da gözetilerek manevi tazminat istendiğini, Kaza nedeniyle müvekkillerinin manevi olarak zarar gördüğünü, belirterek ;
Müvekkillerin uğradığı haksız fiil nedeniyle; Sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybına uğraması, ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı kayıplar ve geçici iş göremez oldukları süreçteki kazanç kayıpları ve geçici bakıcı gideri tazminatı ve müvekkillerin yapmış olduğu tedavi ve ulaşım giderleri birlikte değerlendirilerek; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak, ilerleyen aşamalarda artırılmak ve HMK 107. Maddesi gereğince belirsiz alacak davasında harca esas olmak üzere, müvekkillerin her biri lehine 1.000TL olmak üzere toplam şimdilik 2.000-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek avans faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine;
Müvekkil … … lehine 600.000-TL manevi tazminatın ve Müvekkil Hira … lehine 100.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek avans faiz ile birlikte hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 26/12/2022 tarihli dilekçesi ile HMK 31 maddesi gereğince talebini ;
A. Müvekkil … için; Sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybına uğraması, ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı kayıplar için şimdilik 500 TL, Müvekkilin geçici iş göremez olduğu süreçteki kazanç kayıpları için şimdilik 200 TL , Müvekkilin bakıcı giderleri için şimdilik 100 TL, Müvekkilin yapmış olduğu tedavi giderleri için şimdilik 100 TL, Müvekkilin yapmış olduğu ulaşım giderleri için şimdilik 100 TL olmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat taleplerimiz şimdilik toplam 1000TL olarak
B. Müvekkil … için; Sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybına uğraması, ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı kayıplar için şimdilik 500 TL, Müvekkilin geçici iş göremez olduğu süreçteki kazanç kayıpları için şimdilik 200 TL , Müvekkilin bakıcı giderleri için şimdilik 100 TL, Müvekkilin yapmış olduğu tedavi giderleri için şimdilik 100 TL, Müvekkilin yapmış olduğu ulaşım giderleri için şimdilik 100 TL olmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat taleplerimiz şimdilik toplam 1000TL olarak açıklamıştır.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Usule ilişkin beyanlarında ;
Her ne kadar müvekkilinin bir anonim şirket ise de davacı tarafların talepleri ve taleplerine dayanak olan vakıanın ticari iş ve işlemler ile ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki ticari niteliği bulunmayan uyuşmazlık bakımından asliye ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 12.02.2015 tarih, 2015/186 E. ve 2015/2667 K. sayılı kararı;
“Yine kazaya karışan araç hususi bir araç olup uyuşmazlık tarafların ticari iş veya işletmesiyle ilgili değildir. Bu nedenle, taraflar gerçek kişiler olup uyuşmazlık açısından tacir değildir. Dava genel hükümlere göre açıldığından davanın genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle, mahkemece yargılamaya devam edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.”
Şeklinde yargıtay kararının mevcut olduğunu, dava konusu uyuşmazlık bakımından Asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğundan davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini
Esasa ilişkin beyanlarında ;
Davacı tarafça, zararlandırıcı vakıanın oluşumunda müvekkili şirkete kusur atfedilmekte ise de otoyolda müvekkili şirket tarafından alınması gerekli tüm önlemlerin alındığını, önlemler kapsamında, yol çevresi tel çitlerle çevrilerek hayvanların yola çıkması engellenmekte ve müvekkili şirketin trafik devriye ekipleri tarafından 7 gün 24 saat esası ile otoyol kontrol edildiğini, bahsi geçen önlemler kapsamında bir sorun tespit edilmesi halinde ilgili devriye ekiplerine bilgi verilerek derhal müdahale etmeleri sağlandığını, bu şekilde otoyol kullanıcılarının, otoyolu güvenli şekilde kullanmaları hedeflendiğini, gerekli tüm önlemleri, hukuka uygun şekilde alan ve herhangi bir zararın meydana gelmemesi için ciddi bir emek gösteren müvekkili şirkete kusur atfedilmesi, hukuk ve hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu belirterek ;
Davanın görevsiz mahkemede ikame edilmesi nedeniyle davanın usulden reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, tüm yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava ;trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.Uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda;
Davalı TTK anlamında şirket ve tacir ise de, tek taraflı yapılan trafik kazasında gerçek kişi … adına kayıtlı … plakalı aracın hususi kullanım amaçlı binek oto olup ticari araç olmadığı alınan tescil kaydından anlaşılmıştır.
Huzurdaki dava ile talep edilen tazminat 6102 sayılı TTK’nın 4.ve 5.maddesi kapsamında ticari dava ile istenebilen alacaklardan değildir.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkeme sidir. Mahkememiz görevsiz olup davalı tarafın görev itirazı yerinde bulunmuştur.
Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkeme sine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddasi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde …Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/01/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır