Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/876 E. 2023/415 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/876 Esas
KARAR NO : 2023/415
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2022
KARAR TARİHİ : 02/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Vekil eden firma tarafından, davalı tarafa yurtdışından parça tedariki yapması için 23/12/2019 tarihinde 20.000 TL’lik avans verildiği,ancak akabinde covid salgını sebebiyle davalı tarafça parça tedariki gerçekleştirilemediği/akat avans da geri müvekkile iade edilmediği, Müvekkil firma ile davalıya ait … numaralı hat üzerinden yapılan yazışmalarda bu durumu ispatlar nitelikte olduğu,davalı yan işbu yazışmalarda sürekli vekil eden firmaya avansı iade edeceğini söyleyerek oyaladığı, Uzun süre ödemenin yapılmaması sebebiyle davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2022/… E. Sayılı dosyası ile takip yapıldığı,ancak davalı taraf borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takip durduğu, devamında dava şartı kapsamında … Arabuluculuk Bürosunun 2022/… Dosya 2022/… Başvuru numarası ile arabuluculuk başvurusu yapıldığı, başvuru ise anlaşamama ile sonuçlandığı,davalının avans miktarını iade etmemesi haksız olup; sebepsiz zenginleşme hükümlerince de iadesi gerektiği,davalının icra dosyalarına yapmış olduğu tüm itirazlar vekil edenin alacağını almasını geciktirmeye yönelik olup; asıl alacak miktarı, işletilmiş ve işletilecek faiz, faiz oranı ve diğer fer’ilerde hukuka aykırılık bulunmadığı İddia ve beyanlarıyla,davalının icra dosyasına yapmış olduğu tüm itirazlarının iptali ile %20’dan aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili sunduğu savunma dilekçesinde özetle, Davacı … Elektronik, Çin menşeli … Ltd. isimli şirketten led ekran alınması amacı ile müvekkille irtibata geçtiğini, Müvekkil de Çin menşeli firma ile davacı firma arasında aracılık işini üstlendiğini, Çin’deki firma ile iletişime geçmiş, davacının istediği led ekran ve kabloların siparişini verdiğini, işbu faaliyet süresince davacı, Çin’deki firmaya gönderilmek üzere 10.000-USD ve müvekkile yaptığı işin karşılığı olarak 20.000-TL bedelli bir kısım ödemeler gerçekleştirdiğini , davaya konu 20.000-TL, müvekkilin Çin’deki firma ve davacı firma arasında yapmış olduğu aracılık işinin karşılığı olarak müvekkile ödendiğini, müvekkile yapmış olduğu işin karşılığı olarak ödenen işbu bedelin sonrasında geri talep edilmesi hukuka aykırı olup kötü niyet teşkil ettiğini, dünya genelini etkileyen Covid-19 salgını sebebi ile ticari ilişkiler durduğunu, Hal böyle olunca, dünya genelindeki alış verişin durması neticesinde davacı yana Çin’deki ürünlerin müvekkilin kusuru olmaksızın tedarik süreci uzadığını ,akabinde ülkeler arası mal alım satımlarının tekrar başlaması ile birlikte davacı firma maddi durumlardan dolayı Çin’in hazır etmiş olduğu ürünleri alamayacağını belirttiğini, bunun üzerine Shenzhen Inficolor firmasının 17.11.2020 tarihinde davacı şirkete bildirimde bulunduğunu, işbu bildirimde “malların anlaşılan üzere 18 Mart 2022 için hazır edildiği, davacının ürünlerin depolarında bekletilmesi talebi üzerine anlaşılarak gönderiminin yapılmadığını, ardından 21 Mayıs 2020’de ödemeler hakkında davacıya bildirim yapıldığını ancak dönüş alınamadığını; ürünün bildirim tarihi olan 17.11.2020’ye kadar yaklaşık 8 aydır depoda bekletildiğini ve bu durumun firmalarını maddi olarak zor duruma soktuğunu, dolayısı ile kendilerine öncesinde gönderilmiş olan ödemelere el konulacağı ve malın depodan boşaltılacağının belirtildiğini, Davacının içinde bulunduğu maddi imkansızlıklar sebebi ile Çin’deki firma ile olan alım satım ilişkisi iptal edilmiş olup müvekkil üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğinden kendisine ödenen bedele de hak kazandığını, Huzurdaki davada, müvekkil ile davacı arasında TBK madde 520 ve devamında düzenlenen simsarlık sözleşmesi düzenlendiğini, Somut olayda müvekkilin yapmış olduğu faaliyet sonucunda davacı ve dava dışı Shenzhen Inficolor firması arasında satım sözleşmesi kurulduğunu ve davacı tarafından firmaya bir kısım ödeme dahi gerçekleştirildiğini ,akabinde müvekkil üzerinde olmayan ve tüm dünyayı etkileyen Covid-19 sebebi ile sözleşmedeki edimlerin zamanında yerine getirilmemesiyle birlikte sözleşme taraflarca feshedildiğini ,müvekkilin, yapmış olduğu hizmette ücrete hak kazanması için Kanun sadece sözleşmenin kurulmasını yeterli görmüş; ücretin ödenmesini sözleşmenin devamı, feshi veya başka konulara bağlamadığını ,müvekkilin kanunen hak kazanmış olduğu bedel davacı yanca önce kendisine ödenmiş sonrasında haksız bir şekilde icra takibi başlatılarak işbu bedelin iadesi talep edildiğini, Whatsapp kayıtlarından da görüleceği üzere Mart 2021’de davacı tarafından müvekkilden başka bir led istendiğini, bunun tedariki olmaması halinde karşılığına denk gelen bedelin ödenmesi görüşüldüğünü,davacı yanca sunulan konuşmalar bu alışverişe ilişkin olup sonucunda davalı müvekkil tarafından da konuşmalarda belirtilen bedel kendilerine ödendiğini, sonuç olarak borç ödemesinin herhangi bir hukuki sebep olmaksızın geri iadesinin talep edilmesi de hukuken mümkün olmadığını davanın esastan reddi ile haksız ve kötü niyetli olarak başlatılmış olan icra takibi sebebi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep etmiştir.
DELİLLER
Delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı icra dosyası, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Davacının, … Bankası aracılığı ile davalı adına 23.12.2019 tarihinde 20.000.-TL eft/havale yapmış olduğu, işlem açıklamasında “… adına … sıra nolu eft” açıklaması yer aldığı, 22.02.2022 tarihli takip tarihinde davalının davacıya 20.000.-TL borçlu olduğu, bu tarih sonrasında da söz konusu borç için herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu anlaşılmıştır.
Alınan 01/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle,Davacının davalı taraftan takip tarihi itibariyle muaccel alacağının bulunup bulunmadığının tespiti yapılmış ve davacı taraf icra takibinde 20.000,00 TL asıl alacak, ve %9 yasal faiz talebinde talebinde bulunmuş olup, söz konusu bu alacağı taraflar arasında aracılıktan doğan, davalı aracıya yurt dışından parça getirilmesi için 20.000 TL avans verilen ön ödeme tutarının, Covid-19 nedeniyle sipariş edilen ürünlerin iptal edilmesi üzerine, aracıdan geri iade isteminden ibaret olduğu, Davacı tarafından sunulan yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri, yasal süresi içinde yapılmış olup; yasal defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davacı tarafından davalı adına 23.12.2019 tarihinde 20.000.-TL eft/havale yapılmış olduğu, davalının söz konusu bu ödeme karşılığında davacı adına herhangi bir mal teslimi ve/veya hizmet ifasında bulunduğuna dair fatura, belge, sevk irsaliyesi vb. ibraz etmediği, Davacı yan yasal defterlerinde takip tarihi olan 22.02.2022 tarihinde davalının 20.000.-TL borçlu olduğu ve davalıdan takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceği rapor edilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dava, davacının davalıya yaptığı banka havalesiyle yapılan avans ödemesi karşılığı malın teslim edilmemesi iddiasına dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Davacı ile davalı arasında sunulan yazışma kayıtları dikkate alındığında bir alım satım ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca taraflar arasında sözleşme ilişkisinden kaynaklanan ihtilaf söz konusu olduğundan zamanaşımı süresi BK 125.maddesi gereği 10 yıldır. Dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı da tartışmasızdır. BK’nun 125. maddesi gereğince aksine yasada hüküm bulunmayan hallerde her türlü sözleşmeden kaynaklanan davaların 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, takip tarihi itibari ile zamanaşımı süresi dolmadığından, zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Kural olarak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 555 vd.ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. (Arif B. Kocaman, Türk Borçlar Hukukunda Havale, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayını, Ankara 2001; Hukuk Genel Kurulunun 12.03.2003 gün ve 2003/3-118 E., 2003/158 K.; 10.10.2012 gün ve 2012/13-264 E., 2012/700 K. sayılı ilamları)
Davacının iddiası, davalı yanca gönderilecek mallara karşılık olmak üzere avans mahiyetinde 20.000,00TL’nin havale edildiği, davalı vekili ise cevap dilekçesinde aracı olduğundan bahisle işin ayarlanması noktasında gerekeni yaptığından ücrete hak kazanmasından dolayı ödeme aldığını ve dava konusu havalenin işin karlılığı olarak yapıldığı savunması karşısında davacı paranın ödendiği iddiası ile davalının parayı ne için aldığına dair beyanları örtüşüp, iki yanın da havalenin yapılan iş karşılığında gönderilecek mal karşılığı olduğu konusunda birleştikleri sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca, söz konusu havalenin gönderilecek mal karşılığı olduğu iddiası davacı yanca (tarafların 20/08/2021 tarihli konuşmaları, tarafların süre gelen bir ticari ilişki bulunduğuna dair karşılıklı yazışmaları, davalının davacıdan sipariş aldığına dair konuşmalar ve davalının bu siparişlerin teslimini davacıya kendi sağladığına dair beyanları) kanıtlanmıştır. Bu durumda somut olayda ispat külfetinin davalıya geçtiği, davalının savunmasını yazılı delil ile ispatlayamadığı ( davalının defter ve kayıtlarını sunmadığı hususu dikkate alınarak) davalı yanın gönderilen havale bedelleri karşılığı olan malı tam olarak davacıya teslim ettiği savunmasını ispata yarar delil sunamadığı anlaşılmakla (davalının kendi adına ödemeyi yapacağına dair 14/10/2021 tarihli yazışma kaydı da dikkate alınarak) davanın havale bedeli üzerinden kabulüne ve alacak likit olduğundan icra inkar tazminat talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğünün 2022/… esas sayılı icra dosyasına yönelik itirazın iptali ile takibin takip koşulları ile devamına,
Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 4.000-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.366,20-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 694,36-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.204,65-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ilk gider, bilirkişi, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.545,75-TL Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde istinafı kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/05/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*