Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/866 E. 2023/9 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/756 Esas
KARAR NO : 2023/8
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2021
KARAR TARİHİ : 10/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davacı şirket ile davalı şirketin 01.06.2020 tarihinde dijital pazarlama hizmet sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşmeye göre davacının davalıya dijital pazarlama aktivitelerini sağlamaya yönelik danışmanlık hizmeti vereceğini, bu hizmet karşılığında davalının ücret ödemesinin kararlaştırıldığını, Web sitesi iniş sayfası kapsamında tek seferlik 5.000,00 TL+KDV ve 15.06.2020-31.12.2020 tarihleri arasında danışmanlık bedeli olarak her ay 3.500,00 TL+KDV ödemeyi kararlaştırıldığını, . Davacı yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının 2021 yılı ocak, şubat, mart, nisan, mayıs ve haziran ayı danışmanlık bedellerini ödemediğini, davalının çek ile ödeme yapmak istediğini, 16.06.2021 tarihli mailin cari mutabakat niteliğinde olduğunu, nakit ödeme yapılması kararlaştırıldığını, davalının çek ödeme talebinin kabul edilmediğini, ticari faiz ödenmesi kararlaştırıldığını, 5. İcra Müdürülüğünün 2021/… esas sayılı takibine itiraz edildiğini, arabuluculukta anlaşma sağlanamadığı, yetki itirazının yerinde olmadığı, borçlunun itirazının haksız olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili 14/01/2022 tarihinde verdiği cevap dilekçesinde özetle, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetkisiz yerde takibe başlandığını, sözleşmenin 3.17, 3.27 maddelerine davacının uygun davranmadığını, davalıya raporlama yapmadığını, bunun sonucunda web sitesine kötü yazılımlar bulaştığını, google’ın reklamları engellediğini, Nisan 2021 tarihinden itibaren raporlama yapılmaması sonucunda davalı taraftan hizmet alınamadığını, davalının kötü yazılımların bulaşmaması için tedbir almadığını, reklamların tıklanmasıyla ulaşılan karşılama sayfalarında kötü yazılımlar bulaştığını, reklamlar durduğu için davalıdan hizmet alamadıklarını, sözleşmenin 3.33 maddesi de dikkate alındığında davacının sorumluluklarını yerine getirmediğini, vade farkının kararlaştırılmadığını, TBK m. 112 hükmüne göre ispat yükünün davacıya düştüğünü, bilirkişi incelemesi ile web sitesindeki kötü yazılımların fark edilebileceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Taraflarca delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası, fatura, hizmet sözleşmesi, mail yazışmaları, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Alınan 01/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, Davacının davalıya 02/07/2021 tarihli 611,78 TL vade farkı faturasına karşılık 31/08/2021 tarihli 611, 78 TL iade faturası keşide ettiği, ticari defterlere göre davacının davalıdan 28.571,00 TL alacaklı olduğu tespitine yer verilmiştir.
Alınan 28/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, ayıplı hizmetin bedeli davalı tarafından tamamlanmadığı, 28.571,00 TL Ödenmemiş olduğu, Davalının ödeme emrine itirazının haksız olduğu, itirazın kaldırılması gerektiği, hizmetin ayıplı olduğu tespit edilse bile ayıptan doğan hakların kullanılmadığı, ayıplı hizmetin davalının ücret ödeme borcunu ifa etmemesine imkân tanımadığı, borçlunun temerrüde düştüğü, ticari faiz ödemek zorunda olduğu gibi takip konusu alacağın yüzde 20’si kadar icra inkâr tazminatına ödemeye mahkûm edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dava konusu …. İcra dairesi dosyasının incelenmesinde, takibin 29.182,78 TL alacağa ilişkin (asıl alacak: 28.571,00 TL, 611, 78 TL vade farkı, % 16.75 avans faizi masraf ve vekalet ücreti ile tahsili) olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında yazılı şekilde sözleşmenin kurulduğu, Sözleşmeye göre; sözleşme, davacı tarafın hem landing page hem de ana sitenin içerik yönetim hizmetini verme maddeleri olduğu, Maillere göre; davacı taraf sadece landing page içeriğini hazırlamakta ama yönetsel olarak bu landing page lerin davalı tarafa nasıl yayınlanması veya işlenmesi gerektiği noktasında bilgi vererek aktarmakta veya anasiteyi oluşturan davalı veya üçüncü hizmet tarafının yönetimine web sitesi yönetimi işleyişi gereği bırakmakta olduğu anlaşılmakla Sözleşme içerisinde var olan landing page veya ana sitenin içerik yönetimi, performans ölçüm arttırım hizmetleri, dijital reklam hizmet vb. tüm web site ile ilgili yönetsel işlevler üzerine verilmesi gereken hizmetler, web sitesinin sahip olduğu alt yapı gereği teknik olarak her anlamda iyileştirme yapılamayacak kısıtlara sahip olabileceği tespit edilmekle yaşanabilecek aksaklıklar ve bu aksaklıkların giderilmesi, yapılan incelemelerin oluşturduğu süreç, bu gibi büyük şirketlerin maillere cevap verme süresi veya hizmet veren tarafın kendi tarafında yaptığı teknik incelemelerin oluşturduğu süreçler gibi zamansal nedenlerden dolayı oluşan kayıplar, verilen hizmetteki hizmetin aksamasından çok hizmetin ortaya çıkarması gereken ürünün aksaması olarak değerlendirilebileceğinden bu konuda verilen hizmetten kaynaklı ayıbın oluştuğu hususu ispatı yapılamamış olup diğer yandan TTK m. 18 e göre ihbarın, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılması icap ettiğinden ve somut olayda hizmetin ayıplı olduğuna yönelik herhangi bir e-posta gönderilmediğinden yani olayda davalı ücreti ödediği yönünde bir iddiası olmadığı gibi herhangi bir delil de sunulmadığından ve ayrıca ayıptan dolayı tanınan seçimlik haklarından birini de kullanmadığından Buna göre davalının bedel borcu bakımından temerrüde düştüğü kanaatine varılmıştır. Vade farkı bakımından ise Somut olayda taraflar arasındaki dijital hizmet sözleşmesinde vade farkına yönelik bir düzenleme yapılmamış olup Avans faiz oranının kararlaştırılması, vade farkının kararlaştırıldığı anlamına gelmeyeceğinden ve vade farkını ispat edecek bir yazılı delilde sunulmadığından (bu konuda faturanın delil değeri taşıması mümkün olmadığından) vade farkı alacağı kabul görmemiş ve sonuç olarak alınan bilirkişi raporları doğrultusunda uyuşan hesaplar dikkate alınarak davalının asıl alacak bakımından ödeme emrine itirazının haksız olduğu, itirazın kaldırılması gerektiği, (hizmetin ayıplı olduğunun davalı tarafından şüpheye yer bırakmayacak şekilde de ispat edilemediği dikkate alınarak) sözleşmeye ve tarafların niteliğine göre ticari faiz ödemek zorunda olduğu ve alacak tutarı hesaplanabilir olduğundan likit alacak için takip konusu asıl alacağın yüzde 20’si kadar icra inkâr tazminatına ödemeye mahkûm edilmesi gerektiğine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1- Davalının …. İcra Müdürlüğünün 2021/… E. Sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 28.571,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %16,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi uygulanarak takibin DEVAMINA,
2- Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.951,68 TL karar harcından mahkeme veznesine yatırılan peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.599,22-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.556,76.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 611,78-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-HMK’nun 333. Maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/01/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*