Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/857 E. 2023/266 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/857 Esas
KARAR NO : 2023/266
DAVA : İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2022
KARAR TARİHİ : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı borçlunun müvekkili olan şirkete serbest olarak mali müşavirlik hizmeti verdiğini, davalı borçlu tarafından müvekkil şirket adına verilen 01/2019 dönemine ilişkin muhtasar beyannamenin eksik/hatalı olduğu Maliye Bakanlığı müfettişlerince tespit edildiğini, Maliye Bakanlığı tarafından müvekkil şirket aleyhine 1600-TL ve 400-TL olarak iki farklı olmak üzere toplam 2.000 TL tutarında özel usulsüzlük cezası kesildiğini, akabinde müvekkili şirket tarafından özel usulsüzlük para cezasının ödenmesi için vergi dairesine başvurulduğunu, erken ödeme yapılması sebebiyle cezanın 1370-TL olarak ödendiğini, Davalı borçlunun mali müşavir meslek mensubu olduğun, müvekkiline karşı özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, mesleki gerekliliklerine aykırı davrandığını, işbu sebeple müvekkil şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, Müvekkili olan şirket tarafından bu zararın karşılanması amacıyla davalı borçluya 18.01.2022 tarihde … Noterliği … yevmiye numarası ile ihtarname gönderilerek zararın karşılanmasının talep edildiği, müvekkilinin zararının davalı tarafından karşılanmadığını, bunun üzerine taraflarınca borçlu hakkında … İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı dosyası ile ödenen ceza bedeli olan 1370-TL tutarında icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu; davalı/borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu sebeple davalarının kabulüyle, haksız itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, icra takibine haksız itiraz eden davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkilinin mesleki olarak donanımlı bir mali müşavir olduğunu, davacı iddialarının hukuki dayanağının olmadığını, müvekkilinin sözleşme dönemleriyle sınırlı olarak davacıya ait muhtasar beyannameleri VUK. göre tayin edilmiş süreler içerinde verildiğini, bu beyannamelere ilişkin davacıya yansıyan VUK. kaynaklı herhangi bir ceza bulunmadığını, davacının zarara uğradığına gerekçe gösterdiği muhtasar beyannamelerin 2018/7-2018/10-2019/10 dönemlerine ilişkin beyannameler olduğunu, müvekkilinin davacı ile sözleşmesini 2019 mali yılı için yenilemediğini, davacının cezaya ve davaya konu hatalı işlem müstenidi bir belgeye dayanıyorsa, bu belgenin süresi içerisinde ve beyanname döneminde, işlem yapılmak üzere davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için müvekkilinin bu olayda %100 kusurlu olduğunu kabul etsek dahi, sorumluluğu davacının talep ettiği miktarın çok altında kaldığını, davacının icra dosyasıyla müvekkilden 1370-TL talep ettiğini, şayet 400,00-TL’lik tahakkuk fişi, 1600,00-TL ceza ihbarnamesine istinaden düzenlenmiş ise; 400-TL yerine, 1370-TL’nin takibe konulması suiniyetli olduğunu, arz edilen nedenlerle, hukuki talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız davanın reddini, haksız ve hukuka aykırı takip nedeniyle davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalının mali müşavirlik hizmetini gereği gibi yerine getirmediği iddiasıyla özel usulsüzlük para cezasının rücuen davalıdan tahsiline dayalı başlatılan …. İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda; mali müşavir davalının hizmetini gereği ifa etmediği iddia edilmekte olup, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları niteliğinde bulunmadığı gibi mutlak ticari dava da olmadığı anlaşıldığından, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
5-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına,
6-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 22/03/2023

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)