Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/81 E. 2022/917 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/81 Esas
KARAR NO : 2022/917
DAVA : TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 09/10/2013
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan, davalı … …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın, davacılardan …, … ve …’ın babası, diğer davacı … …’nun da eski eşi olan … …’nin kullanımındaki … plaka sayılı motosiklete çarpması neticesinde meydana gelen 01/092011 günlü trafik kazasında … …’nin hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda … sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, … …’nin ölümü ile çocukları olan vekil edenleri ve boşanmış olsa dahi mahkeme kararı ile kendisine yoksulluk nafakası verilmiş olan davacı … …’nun ölenin desteğinden yoksun kaldığını, kazadan sonra davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde , davacı … için 2.180,00-TL, … … için de 6.441,00-TL olmak üzere toplam 8.621,00-TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemelerin gerçek zarar miktarlarını karşılamadığını ileri sürerek, davacı … için 500,00-TL, davacı … için de 500,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca her bir davacı çocuk için ayrı ayrı 15.000,00-TL olmak üzere toplam 45.000,00-TL manevi tazminatın da davalı … …’den ölüm tarihinden işletilecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; 30/11/2015 günlü ıslah dilekçesi ile de davacı … … bakımından maddi tazminata ilişkin istek miktarını 2.879,30-TL’ye, davacı … … için olan maddi tazminata ilişkin istek miktarını da 8.327,88-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
CEVAP
Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; davadan önce davacı tarafça yapılan başvuru neticesinde, vekil edeni sigorta şirketi tarafından … … varislerine ibraname karşılığında 11/07/2012 tarihinde toplam 8.621,00-TL ödeme yapılarak poliçe kapsamındaki tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, bakiye bir sorumluluğun kalmadığını, ayrıca vekil edeni sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olması nedeniyle kusur durumunun usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerektiği gibi, müteveffanın kaza anında kask takıp takmadığının da tespit edilmesini, kask takmıyor ise müterafik kusur durumunun değerlendirilmesini istediklerini, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … … cevabında özetle; yetki itirazında bulunarak, davacı … …’nun ölenin boşandığı eşi olduğunu, bu nedenle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunamayacağını, diğer davacıların da destek yaşında olmadıklarını, ayrıca babaları ile yakın bir ilişki içerisinde bulunmadıkları gibi, müteveffanın cenazesine bile sahip çıkmadıkları gözetildiğinde, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER
Mahkememizce, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; davacılardan … …’nun müteveffa … …’nin boşandığı eşi olup, her ne kadar kendisine yoksulluk nafakası bağlanmış ise de, yoksulluk nafakasının evlenme veya herhangi bir şekilde gelirin olması durumunda ortadan kalkacağı göz önüne alındığında, adı geçen davacının maddi tazminat talebinin yerinde olmadığı, buna karşılık davacı …’nin tazminata ilişkin talebinin ıslah edilmiş haliyle kabulü gerektiği, ayrıca davacı çocukların manevi tazminat taleplerinin de kısmen kabulünün uygun olacağı benimsenmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstanbul BAM 8.H.D. DOSYA NO: 2019/4771 , KARAR NO: 2021/2204 sayılı ilamı ile, “..davacı … yararına 08/06/2005 tarihinde hükmedilen yoksulluk nafakasının, ölenin sağlığında eylemli olarak ödenip ödenmediği, yani ölenin boşandığı eşe fiilen destek olup olmadığı konusunda tarafların gösterecekleri deliller toplanıp değerlendirilmeden, daha da önemlisi davacı tarafa bu konudaki iddiasını kanıtlaması bakımından imkan ve mehil verilmeden ” yoksulluk nafakasının evlenme veya herhangi bir şekilde gelirin olması durumunda ortadan kalkacağı göz önüne alındığında, adı geçen davacının maddi tazminat talebinin yerinde olmadığı ” şeklindeki varsayımsal bir gerekçe ile davacı … …’nun destek tazminatına ilişkin talebinin reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup…” şekline verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf karar ilamı doğrultusunda davacıya davacı … bakımından fiilen destek alıp almadığı konusunda beyanda bulunup delillerini sunması için süre verilmiş ve davacı vekili tarafından sunulan 04/07/2022 tarihli beyan dilekçesinde özetle, davacı … açısından yapılan bir fiili ödeme olmadığı ve nafaka talep etme hakkının evlendiği tarihe kadar geçerliliğini koruduğunu belirtmiştir.
GEREKÇE
Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2 maddesinde düzenlenmiş olup;” Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde hükme bağlanmıştır. (Benzer düzenleme 6098 sayılı BK’nın 53/III. Maddesinde de mevcuttur)
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse 818 sayılı BK’nun 45/2 ( 6098 sayılı TBK’nın 53/3.) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2 maddesinde ve 6098 sayılı TBK’nun 53/3 maddesinde sözü edilen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır. Yani eylemli ve düzenli olarak bir kişinin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde, destek sayılabilmek için eylemli ve düzenli bir yardımın varlığı destek tazminatı talep etmek için gerekli ve yeterlidir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacı … ve müteveffa …’in 24/03/2004 tarihinde boşandıkları, … Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 08/06/2005 gün ve 2004/771 E., 2005/383 K.sayılı ilamı ile, davacı … yararına 30,00-TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği anlaşılmakta olup, dolayısı ile eski eşin hükmedilen yoksulluk nafakası ile boşandığı eşine destek olduğu ve ölümle birlikte nafaka alacaklısı eşin bu desteği kaybedeceği, bu nedenle de nafaka alacaklısının destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği konusunda duraksamamak gerekir ise de bir destek ilişkisinin varlığından söz edebilmek için ölenin sağlığında sağladığı desteğin ilama dayalı olsa dahi eylemli ve düzenli olması, diğer bir ifade ile fiilen destek olma halinin, gerçekleşmiş bulunması ve bu durumunda davacı tarafça kanıtlanmış olması aranmalıdır.
Buna göre istinaf karar ilamı doğrultusunda davacı … yararına 08/06/2005 tarihinde hükmedilen yoksulluk nafakasının, ölenin sağlığında eylemli olarak ödenip ödenmediği, ölenin boşandığı eşe fiilen destek olup olmadığı konusunda beyanda bulunarak delillerini bildirmesi için davacı tarafa süre verilmiş ve bu hususta davacı … için eylemli olarak fiili bir ödeme olmadığı beyan etmekle davacı … …’nun destek tazminatına ilişkin talebinin ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilerek diğer davacı … …’nin maddi tazminat talebi yerinde görülmekle bu davacı yönünden maddi tazminat talebinin ıslah olunan şekli ile kabulüne ve 2.879,37 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden 01/12/2012 (davalı sigortaya yapılan başvuru 20/01/2012 tarihi olmakla bu tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında tekabül eden tarih) tarihinden, diğer davalı yönünden ise 01/09/2011 kaza tarihinden yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekili davacılar … …, … … ve … … için manevi tazminat talebinde bulunmuş olup adı geçen davacıların müştereken murisleri olan babalarının ölümü nedeniyle uğramış oldukları elem ve ızdırap göz önüne alındığında manevi tazminat taleplerinin yerinde olduğu kanaatine varılmış, ancak tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 5.000,00’er TL’den toplam 15.000,00 TL’nin 01/09/2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … …’den tahsili ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … …’nun maddi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Davacı … …’nin maddi tazminat talebinin ıslah olunan şekli ile KABULÜNE ve 2.879,37 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden 01/02/2012 temerrüt tarihi, diğer davalı yönünden ise 01/09/2011 kaza tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen TAHSİLİ ile davacıya verilmesine,
3-Davacılar … …, … … ve … …’nin manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile; 5.000,00’er TL’den toplam 15.000,00 TL’nin 01/09/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … …’den Tahsili ile davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.221,34 TL Karar ve İlam harcından peşin alınan ( 157,15 TL Peşin Harç + 35,00 TL Islah Harcı ) 192,15 TL harcın düşümü ile bakiye kalan 1.029,19 TL harçtan 1.024,65 TL’sinin davalı … …’den, kalan 4,54 TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş. İle davalı … …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından bu dava sebebi ile yapılan toplam 958,00 TL yargılama giderinin red ve kabul nispetine göre 469,42 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından bu dava sebebi ile yapılan 130,00 TL yargılama giderinin red ve kabul nispetine göre 97,50 TL’sinin davacılardan tahsili ile bu davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından bu dava sebebi ile yapılan 15,75 TL yargılama giderinin red ve kabul nispetine göre 8,03 TL’sinin davacılardan tahsili ile bu davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul edilen maddi tazminat yönüyle hesap ve takdir olunan 2.879,37 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Davacılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul edilen manevi tazminat yönüyle hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … …’den tahsili ile davacılara verilmesine,
9-Davalı … … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği red edilen manevi tazminat yönüyle hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı … …’e verilmesine,
10-Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği reddedilen maddi tazminat yönüyle hesap ve takdir olunan 2.879,37 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan tahsili ile davalılara verilmesine,
11-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.29/11/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*