Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/785 E. 2023/716 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/785 Esas
KARAR NO :2023/716

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:05/03/2022
KARAR TARİHİ:18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Dava Site Ortak Alan poliçesinden dolayı sigorta şirketinin Ticaret Kanunu’na göre halef olmasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olduğunu, itirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi de yetkili olduğunu, müvekkillinin şirketin alacağına kavuşamama ihtimaline binaen, alacak tutarınında yüksek olması da dikkete alınarak ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, davalı, takibe haksız olarak itiraz ettiğini, yargılamaların uzun sürmesi sebebiyle işbu davanın neticelenmesine kadar davalıların mal kaçırma ve müvekkillinin şirketin işbu dava sonucunda alacağına kavuşamama ihtimali bulunduğunu, öncelikle ihtiyati haciz kararı verilmesini, aksi kanaatte olunursa ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava dışı … küçükköy site yönetimi ile müvekkillinin sigorta şirketi arasında site ortak alan sigorta poliçesi akdedildiğini, davalı … … anonim şirketi kusurlu bir şekilde müvekkilinin şirket nezdinde sigortalı serenity küçükköy sitesi kazan sisteminin hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkillinin şirketin, … … anonim şirketine rücu hakkı bulunduğunu, davalının menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini, …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasına vaki itirazın 11.079,12-TL alacak açısından iptali ile takibin 12.03.2021 tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, davalının en az %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; dava görevsiz mahkemede ikame edilmiş olduğu 6100 sayılı HMK’nın 115.maddesinin 2. Fıkrası uyarınca davanın usulden reddi gerektiğini, davada dava açmadan önce tüketilmesi gereken zorunlu arabuluculuk süreci işletilmemiş olduğu, davanın usulden reddine karar verilmesini, davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, dava konusu olayda müvekkillinin şirketin sorumluluğunu doğuracak illiyet bağı mevcut olmadığını, davacının iddialarını doğrular yönde yaklaşık bir ispat olmadığı gibi davacının davayı açmakta haksız ve kötü niyetli olduğu açıkça anlaşıldığını, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz şartları oluşmadığından ve davacı davasında haksız ve kötü niyetli olduğundan taleplerin reddi gerektiğini, haksız ve yersiz itirazın iptali talebinin reddine, %20’den az olmamak kaydıyla davacının kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin (arabuluculuk vekalet ücreti de dahil olmak üzere) davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Ticarî davalar; mutlak ticarî davalar, nispi ticarî davalar ve yalnızca bir ticarî işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticarî nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grup halinde düzenlenmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Aynı Kanun’un “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinin birinci fıkrası;
“(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi ile alacak ve tazminat taleplerini içeren ticari davaların açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının bir dava şartı olduğu hükme bağlanmıştır.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinde;
“(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir. (EMSAL İSTANBUL BAM 4. H.D. 2023/2097E., 2023/2063K. SAYILI İLAMI)
6102 sayılı TTK’ nın 11/1 maddesi gereğince ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.
TTK’ nın 12/1. maddesinde ise bir ticari işletmeyi kısmen de olsa, kendi adına işleten kişi tacir olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda; itirazın iptali istemine dayalı iş bu dava açılmakla her iki tarafın tacir olması ve davanın ticari işletmeyi ilgilendirmesi sebebi ile görevli mahkeme Ticaret Mahkemesi olup, davanın mahiyeti itibari ile zorunlu arabuluculuk dava şartıdır. İş bu dava şartı noksanlığının dava açıldıktan sonra giderilmesi mümkün değildir. Buna göre dava tarihinden önce usulüne uygun olarak arabuluculuk sürecinin tamamlanmadığı görülmekle davalı yönünden zorunlu dava şartı arabuluculuk koşulu yerine getirilmediğinden ve 6325 sayılı Kanun’un ek 18/A/2. fıkrası gereğince arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşıldığından, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 189,21-TL’nin 269,85-TL nispi karar harcından mahsubu ile 80,64-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-davalı tarafından yapılan toplam 200,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair karar verildi. 18/07/2023

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)