Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/750 E. 2023/606 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/750 Esas
KARAR NO : 2023/606
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, … A.Ş. 12.10.2009 yılında kurulmuş ve ticari faaliyetlerini gerek tüketiciler gerek sektör çapında yüksek bilinirliğe sahip www…..com internet sitesi üzerinden sürdürmekte olup giyimden ayakkabıya aksesuardan kozmetiğe birçok ürünün kendisine ait bahse konu internet sitesi aracılığı ile satışa sunulmasının sağlandığını, tüketicilerin en çok tercih ettiği alışveriş platformları Rekabet Kurumu, Ticaret Bakanlığı gibi kamu kurumları tarafından da değerlendirilmekte ve buna ilişkin veriler kamuyla paylaşıldığını, Rekabet Kurumu tarafından yayımlanan E – Pazaryeri Platformları Sektör incelemesi Ön Raporu ve E – Pazaryeri Platformları Sektör incelemesi Nihai Raporu’nda yer alan tüketiciler tarafından en çok tavsiye dilen platformun … olduğunu açıkça gösterdiğini, görüldüğü gibi …’nın en çok tercih edildiği yönündeki iddialar resmi veriler doğrultusunda tamamıyla gerçek dışı olduğunu, Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nin (“Yönetmelik”) İspat Külfeti başlıklı 9. Maddesinde; uKarşılaştırılmalı reklamlarda yer alan ve karşılaştırmaya konu edilen iddialar, her halükarda üniversitelerin ilgili bölümlerinden veya a kredi te ya da bağımsız araştırma, test ve değerlendirme kuruluşlarından alınmış bilgi ve belgeler ile kanıtlamak zorundadır” denildiğini, davalı … reklamın herhangi bir yerinde “Türkiye’nin en çok tavsiye edilen e – ticaret markası” olduğuna dair herhangi bir rapor ve/veya araştırmaya yer vermediğini, …, davaya konu reklamlarda gerçeğe aykırı, denetlenebilir olmayan, ispatlayamadığı beyanlar ile kendisini rekabette öne geçirmeye çalışmakta ve müvekkili şirketinde aralarında bulunduğu rakiplerini açıkça ve haksız olarak kötüleyerek haksız rekabet ettiğini, müvekkili şirketin hizmetlerini haksız ve yanıltıcı beyanlar ile kötüleyen, tüketiciler nezdinde müvekkili şirketi haksız yere dezavantajlı kendisini ise avantajlı konuma koyan, dürüst rekabet ilkelerine ve hukuka aykırı olacak şekilde bir karşılaştırma yaratan dava konusu reklamın tüm mecralarda yayınlanması müvekkili şirketin yıllardır yoğun emek harcayarak tanınır ve tercih edilir hale getirdiği hizmetlerini arka plana atma yoluyla gerek tüketiciler gerekse ticari sektörde oluşturduğu olumlu imajının davalı tarafından gerçeğe aykırı beyanlar ile haksız rekabet etmek suretiyle zedelenmesine sebep olduğunu, Beyan ederek; müvekkili şirket aleyhine haksız rekabete sebebiyet veren davalı reklamlarının tüm mecralarda yayının durdurulması ve engellenmesi ile ayrı bir reklam konusu yapılmasının önlenmesi zımnında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Davalı yanca müvekkili şirket aleyhine yaratılan haksız rekabetin varlığının hükmen tespitine, ortadan kaldırılmasına ve önlenmesine, TTK’nın 56. Maddesi uyarınca müvekkil şirket oluşan zararların telafisi amacıyla, maddi tazminat da dahil olmak üzere 300.00,00TL tutarındaki manevi tazminat bedelinin davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete verilmesine, davalı aleyhine verilecek mahkeme kararının, masrafları davalı tarafından karşılanmak suretiyle ilgililere tebliğini ve TTK’nın 59. Maddesi uyarınca Türkiye çapında trajı en yüksek günlük 3 gazeteden 1’inde haftada 2 kez olmak suretiyle 5 gün yayınlanmasına, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, Karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirket … A.Ş. … olarak 20 senedir 32 kategoride, yaklaşık 130 milyon ürün çeşidini müşterilerine sunan ve dünya teknolojisi borsası … halka arz edilen ilk ve tek Türk şirketi konumunda olan oldukça saygın bir şirket olduğunu, somut uyuşmazlık bakımından karşılaştırmalı bir reklam bulunmadığını, karşılaştırmalı reklamdan söz edilebilmesi, isminden de anlaşılacağı gibi öncelikle tüketicinin bir ürün veya hizmeti satın alma kararına etki edebilmesini teminen bir kısım unsur ve niteliklerin karşılaştırılmasını gerekli kılmak olduğunu, tanımlamalara bakıldığında karşılaştırmalı reklamda, rakibin ürün veya hizmetindeki bir unsura yer verilmesi, rakibin markasının açık bir şekilde ifade edilmesi veya anlaşılabilmesi temel olduğunu, diğer temel şart ise ürün ya da hizmetin aynı sınıftan olması yani aynı işlevi görmesi gerekliliği olduğunu, dava konusu reklam filmi izlendiğinde, “Türkiye’nin en çok tavsiye edilen e – ticaret markası” ifadesinde doğrudan davacı şirkete yönelik herhangi bir ilişkilendirmenin bulunmadığının açık olduğunu, hiçbir kabul anlamına gelmemek koşuluyla biran için iddialarının yerinde olduğu dava konusu reklam filminin davacı şirket ile bir karşılaştırma içerdiğinin kabulü halinde dahi, ilgili karşılaştırmanın hukuka aykırı olduğunu ifade etmenin mümkün olmadığını, kural olarak, kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek yasak değildir ve tek başına haksız rekabet olarak nitelendirilemez olduğunu, rekabetin en önemli işlevlerinden biri de rakiplerin piyasaya sundukları mal ve hizmetlerin alıcılar tarafından objektif olarak değerlendirilmesinin sağlanması olduğunu, dolayısıyla mal ve hizmetlerin birbirleriyle karşılaştırılması aynı zamanda tüketicinin korunmasına ve bilgilendirilmesine hizmet eder ve tamamen yasaklanması mümkün olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde dayandığı Rekabet Kurumu’nun nihai raporunda yer alan anket, daha dar bir kitle ile gerçekleştirildiğini, ayrıca her iki anket farklı hususlara ilişkin araştırma sonuçlarına yer verdiğini, müvekkili şirket dava konusu reklam filminde gerçeğe aykırı bir beyanda bulunmadığını, davacı taraf, müvekkili şirketin gerçek dışı ve yanıltıcı beyanlar sebebiyle haksız rekabette bulunduğunu hukuka aykırı bir şekilde iddia etmekte ve iddiasını müvekkili şirketin dayandığı anketten daha az katılımın olduğu bir ankete dayandığını, bu anlamda salt bir ankette davacı tarafın daha tercih edilebilir olduğunun tespit edilmesi, yapılan diğer anketleri itibarsız kılmayacağı gibi, müvekkili şirketin başka objektif kurumlar tarafından gerekli şartları taşıyan anketlere dayanabileceği gerçeğini de değiştirmediğini, bu yüzden salt iki anketin birbirinden farklı olması, gerçeğe aykırı bir beyanın söz konusu olduğu sonucunu hiçbir şekilde doğurmaz ve bu nedenle açılan davanın yersiz ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu reklam filminde davacı şirkete yönelik herhangi bir beyan bulunmadığı gibi reklamda kullanılan ifadeler rakip şirketler bakımından incitici olmadığını, davacının dayandığı mahkeme kararlarının somut uyuşmazlık ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde, davasına dayanak oluşturmak için, aynı uyuşmazlığa ilişkin olan ilk derece mahkemesi kararına, BAM kararına ve Yargıtay kararına yer verdiğini, söz konusu kararların dava konusu reklam ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davacı taraf talep sonucu olarak manevi tazminat talep etmekte olduğunu, ancak ilgili talebin kabul edilmesi mümkün olmadığını, manevi tazminat talep edilmesi için, ön ve mutlak şart, davacının manevi zarara uğramış olması, manevi zarar ise kişilik hakkının ihlal edilmesi sonucu kişide meydana gelen elem, acı, keder, yaşama sevinci kaybı ve ruhsal dengedeki bozukluklardan oluşmakta olduğunu, bu hususa ilişkin olarak somut olay özelinde iki hususun açıklanması gerektiğini, ilk olarak davacı bir tüzel kişilik olduğu için, manevi zararın ortaya çıkması mümkün olmadığını, ikinci olarak manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin giderilmesi olduğunu, hiçbir kabul anlamına gelmemek koşuluyla bir an için davacının manevi zararının olabileceği sonucuna ulaşılsa dahi, somut uyuşmazlıkta davacının manevi bir zararından bahisin mümkün olmadığını, haksız karşılaştırmalı reklam sonucunda manevi tazminata hükmedilmesi, yapıldığını iddia edenin kişilik haklarının zedelenmiş olmasına bağlı olduğuna, böyle bir karşılaştırmalı reklam ise ancak rakibin haksız ve gereksiz yere kötülendiği hallerde mümkün olacağını, haksız rekabet teşkil eden bir fiilin bulunmaması sebebiyle davacının ihtiyati tedbir talebine ek olarak ve hükmün ilanı talebinin de reddi gerektiğini, haksız rekabetin tespiti ile önlenmesi taleplerinin dinlenmesine yer bulunmadığını Beyan ederek; Usul açısından dava şartı taşımayan davanın açılmamış sayılmasına, Davanın reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline Karar verilmesinin talep etmiştir.
DELİLLER
Dosya kapsamına göre sunulan deliller dosya arasına alınmış, bilirkişilerin düzenlemiş olduğu rapor dosyamız içerisine alınmıştır.
Alınan 26/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle, Davalı şirketin reklamlarında “Türkiye’nin En Çok Tavsiye Edilen E-Ticaret Markası” ifadelerini kullandığı, Reklamlarda kullanılan ifadenin; nesnel, ölçülebilir, sayısal verilere dayanan olgular olup olmadığı şüpheli olduğu, zira “tavsiye” olgusunun, çeşitli sayısal verilerle ölçülebilse de bu hususun yalnızca sayısal verilere indirgenmesinin her zaman mümkün olmayabileceği, Bununla birlikte söz konusu ifadenin nesnel olarak ölçülebilir verilerden olduğunun kabulü halinde, bu durumda da doğruluğunun, bilimsel geçerliliği olan bilgi ve belgelerle ispatlanması gerektiği, Söz konusu ifadelerin, … ‘un 12/10/2022 tarihli raporuna dayandırıldığı ve bahse konu raporda yer alan Araştırma Künyesi’ne göre, 18-50 yaş arası kadın ve erkeklerden oluşan 5400 kişiyle yapılan araştırmada, … yöntemi kullanılarak, … Türkiye dağılımı takip edilerek, %95 istatistiksel güven düzeyi için +/-%5 payla araştırma yapıldığı ve herhangi bir ağırlıklandırma yöntemi kullanılmadığı, rapor sonucuna göre davalı şirketin, … endeks skoru ile (davacının da dahil olduğu) rakipleri arasında en çok tavsiye edilen pazar yeri şirketi olduğu, Genel açıklamalar kısmında da ifade edildiği üzere, Türk Ticaret Kanunu’nun 54.vd hükümleri gereğince hukuka aykırı olarak tanımlanan fiilin, gerçeğe aykırı beyanlarla, rakiplerini kötülemek yahut rekabette öne geçmek olduğu, keza Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde de karşılaştırmalı reklamların, aldatıcı ve yanıltıcı olmamak koşuluyla ve rakiplerin adı, markası, logosu vb hususlarına yer verilmemesi şartıyla yapılabileceğinin hüküm altına alındığı, Somut uyuşmazlıkta rakip konumdaki davacı şirketin adı, unvanı, markası, logosu, ticaret unvanı, işletme adı yahut ayırt edici işaretine yer verilmediği gibi, davalı tarafından kullanılan ifadelerin bilimsel bir rapora dayanması sebebiyle, bahse konu eylemin haksız rekabete vücut vermediği sonuç ve kanaatine varılmış, azınlıkta kalan üyesi … ise söz konusu fiilin, ayrıntısı yukarıda ayrık görüş kısmında açıklandığı üzere haksız rekabet oluşturduğu kanaatine varmıştır.
GEREKÇE
Dava; davacının Türkiye’nin en çok tavsiye edilen e – ticaret markası” isimli reklam filminin gerçeğe aykırı olduğunu, ilgili reklamlarda gerçeğe aykırı beyanlarda bulunulması suretiyle tüketicilerin aldatıldığını, reklamlarda yer alan verilerin objektif ve nesnel olmadığı iddiaları ile bu sebeplerle müvekkillerinin manevi zarara uğramış olduğunu iddia ederek 300.000TL manevi tazminat ve haksız rekabetin tespiti ile önlenmesi-kaldırılması istemine ilişkindir.
Haksız rekabet, TTK’nın 54. maddesinde, “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kınalına diğer şekil terdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar” olarak tanımlanmış ve hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, haksız rekabet davası açabilmek için uygun illiyet bağının varlığı da aranmaktadır. İlliyet bağının varlığı fiilin hangi zarara neden olduğunun tespiti açısından önemli olup bir kimse sadece hukuka aykırı bir fiil dolayısıyla meydana getirdiği zararı tanzim etmekle yükümlüdür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Somut olayda, davalı şirketin reklamlarında “Türkiye’nin En Çok Tavsiye Edilen E-Ticaret Markası” ifadelerini kullandığı, Reklamlarda kullanılan ifadenin; nesnel, ölçülebilir, sayısal verilere dayanan olgular olup olmadığının şüpheli olduğu, davalı tarafın söz konusu ifadeleri, …’un 12/10/2022 tarihli raporuna dayandırdığı, Bahse konu raporda yer alan Araştırma Künyesi’ne göre, 18-50 yaş arası kadın ve erkeklerden oluşan 5400 kişiyle yapılan araştırmada, … yöntemi kullanılarak, … Türkiye dağılımı takip edilerek, %95 istatistiksel güven düzeyi için +/-%5 payla araştırma yapıldığı ve herhangi bir ağırlıklandırma yöntemi kullanılmadığı, rakip konumdaki davacı şirketin adı, unvanı, markası, logosu, ticaret unvanı, işletme adı yahut ayırt edici işaretine yer verilmediği gibi, davalı tarafından kullanılan ifadelerin bilimsel bir rapora dayanması sebebiyle, bahse konu eylemin haksız rekabete vücut vermediği, Türk Ticaret Kanunu’nun 54.vd hükümleri gereğince hukuka aykırı olarak tanımlanan fiilin, gerçeğe aykırı beyanlarla, rakiplerini kötülemek yahut rekabette öne geçmek olduğu, keza Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde de karşılaştırmalı reklamların, aldatıcı ve yanıltıcı olmamak koşuluyla ve rakiplerin adı, markası, logosu vb hususlarına yer verilmemesi şartıyla yapılabileceğinin hüküm altına alındığı buna göre bahse konu eylemin haksız rekabet şeklinde kabul edilmeyeceği kanaati ile koşulları oluşmadığından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 5.123,25-TL. nin 179,90-TL. nispi karar harcından mahsubu ile kalan 4.943,35-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 45.000,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avanslarından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası taraflara iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair karar verildi. 13/06/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*