Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/724 E. 2023/501 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/724 Esas
KARAR NO : 2023/501
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2022
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;takibe konu senedin borçlusu müvekkili …, alacaklısı … … …, Ciranta ise … olduğunu ve senet teminat senedi olduğunu, senet miktarı 100.000 TL olduğunu, iş bu senedin teminat senedi olduğunu; senedi devreden taraf … … … ile borçlu … arasında imzalanan devir sözleşmesinde açık ve belgelendiğini, senedin teminat senedi olduğuna dair … Asliye Ticaret Mahkemesinde 2018/… E. Sayısı ile … … …’a menfi tespit davası açıldığını ve senet hakkında tedbir kararı alındığını, Söz konusu tedbir kararı Senedi devir eden … … …’a 03.01.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, icra takibinin durdurulması kararı tebliğ edildikten sonra senedi …’a devreden … … … kötü niyetli olduğunu, vadesi geçmiş senedi devir alan ve bu senedin teminat senedi olduğunu bilen …’da kötü niyetli olduğunu, … ATM 2018/… E. Sayılı Dosya İstinaf mahkemesinde lehlerine sonuçlandığını, şu anda temyizde olduğunu, senedin ödeme vadesi 31.12.2018 tarihi olduğunu, senet … Bankası Bayrampaşa şubesine … … … tarafından protestolu bir şekilde tahsile koyulduğunu, … Bankası taraflarına Senet ihbarnamesi gönderdiğini, … Bankası … şubesine tahsile koyulan senedin alacaklısının … … … olduğu ve senette herhangi bir cirantanın olmadığı, senedin … … …’a 07.01.2019 tarihinde iade edildiği taraflarına banka tarafından bildirildiğini ancak herhangi bir yazılı belge verilmediğini, Mahkeme tarafından garanti bankası … şubesine; senet ihbarnamesinde belirtilen … numaralı senedin alacaklısının kim olduğu ve bu senedin alacaklısına iade tarihinin sorulması neticesinde iş bu senedin 07.01.2019 tarihine kadar … … … adına olduğu anlaşılacağını, nihayetinde senet; … … … tarafından vadesinden sonra …’a cirolandığını, somut olayda senet artık alacağın temliki hükümlerine tabi olacağını, huzurdaki takibe konu senet teminat senedi olduğu ve alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu için alacaklı görünen … …’a karşı sunmuş oldukları senedin teminat senedi olduğuna dair defi’yi davalı …’a karşı da sunduklarını bu durumda …’a herhangi bir borçlarının olmadığının aşikar olduğunu ve bu durumun tespit edilmesi gereği hasıl olduğunu, 14.10.2022 tarihinde yukarıda belirtilen … İcra Dairesi 2019/… E. Sayılı dosyadan müvekkilinin aracına yakalama, banka hesaplarına haciz blokesi konulduğunu, İcra dosyasına kapak hesabı uyarınca alacaklı görünene reddiyat yapılmamak üzere ödenmesi gereken bedeli ve mahkemece belirlenecek teminat bedelini ödeyip menfi tespit davası açma gereği hasıl olduğunu, bu nedenle müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edilmesi için dava açmaları ancak bu süreç içerisinde haciz baskısı altında olmamaları gerektiğini, aksi halde müvekkilinin aleyhine telafisi imkânsız sonuçlar doğacağını, müvekkili hakkında yapılan haksız icra takibi ve yapılan hacizler şimdiden ticari itibar kaybına sebep olduğunu, müvekkilinin haciz baskısı altında kalmaması adına mahkemece belirlenecek teminatı yatırmaları halinde icra veznesine yatıracakları paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin İyi Niyetli Üçüncü Kişi Olup Bononun Niteliği Gereği Lehtara Karşı İleri Sürülen Hususların Müvekkilme Karşı İleri Sürülmesi Mümkün olmadığını, İlgili Senette Senedin Teminat Senedi Olduğu Gösterir Bir İbare Olmadığı Gibi,senedin Prostestolu Olduğuna İlişkin Senet Üzerinde Banka Kaşeşi Veya Buna İlişkin Bir İbare De Mevcut olmadığını, Müvekkilin İyi Niyetli Hamil Olup, Davacı İle Lehtar Arasındaki Hukuki İlişki Müvekkil Bilgisi Dışında olduğunu, Bu Bakımdan Davacı İle Dava Dışı Lehtar Arasındaki Şahsi Defiler Müvekkilime Karşı İleri Sürülemeyeceğini, davaya konu senedin herhangi bir borç ilişkisine teminat teşkil etmemekte olduğunu, bir senedin teminat senedi olarak kabulü için, senedin teminat senedi olduğunun senet üzerinden açıkça anlaşılmasının ya da belirtilmesinin, senede atıf yapılarak ayrıca teminat senedine konu olan sözleşmenin de hazırlanarak, senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olmasının sağlanmasının gerektiğini, söz konusu bononun sözleşme kapsamında verilmiş olmasının kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği sonucunu doğurmayacağını, davacının soyut iddialar ile mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, davacının kötü niyet tazminatı talebinin hukuken kabul edilmesi mümkün olmayan bir talep olduğunu, kötii niyetin ve ağır kusurun varlığının ve ispatının gerekmekte olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olduğunu, davanın reddi ile davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmcdilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yiikletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Dava ile ilgili olarak, … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı icra takibine ait ödeme emri, senedin fotokopisi, … 4 atm 2018/…E., 2021/… K sayılı dosyası, … icra hukuk mahkemesi 2019/… E. Sayılı dosyası, dosya kapsamına bulunan diğer delil ve belgeler ile yapılan incelemeler getirtilmiştir.
Dava konusu senedin incelenmesinde, senedin tediye tarihinin 31/12/2018, düzenleme tarihinin 22/08/2017, tutarının 100.000 TL , ödeyecek kişinin … ve ödenecek kişinin … … … olduğu anlaşılmıştır.
Davacı ile … … … arasında yapılan devir sözleşmesi ile ödenen çeklere karşılık senetlerin teminat olarak verildiği belirtilerek özellikle dava konusu senedin kesin hesabın bittiği 19/09/2017 tarihinde davacıya iade edileceği yazılmıştır.
Garanti bankasından gelen yazı cevabının incelenmesinde senedin 07/01/2019 tarihinde şubeden … … … a teslim ediliği belirtilmiştir.
… atm 2018/…E., sayılı dosyasının incelenmesinde, davanın reddine karar verildiği istinaf edilen karar sonrası … BAM … H.D. 2021/ …E., 2021/ … K. Sayılı ilamı ile,” davacının dava konusu 31/12/2018 vadeli, 18 nolu 100.000-TL bedelli senedi taraflar arasındaki alacak ve borç hesabı sonrasında ortaya çıkacak miktara bağlı olmak üzere teminat için verdiği anlaşıldığından ispat yükünün davacı üzerinde olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiştir.Bahse konu senedin alacak ve borç hesabı sonrasında ortaya çıkacak miktara bağlı olarak verilmesi nedeniyle taraflar arasındaki gerçek borç ve alacak durumu saptanmalı, buna bağlı olarak da dava konusu senedin teminat vasfının devam edip etmediği değerlendirilmelidir. Bahse konu senet 22/08/2017 tarihli protokol kapsamında teminat olarak verildiğinden davacı ile aralarındaki hukuki ilişkinin tasfiyesi sonucunda alacağı bulunduğunun ve dava konusu senedin teminat vasfının devam ettiğinin davalı tarafından ispatlanması gerekmektedir (Yarg. HGK. 29/06/2021 T. 2017/3-969 E. 2021/866 K.).
Yargılama aşamasında davalı, 22/08/2017 tarihli protokol ile ilgili olarak alacağını ortaya koyan herhangi bir delil ileri sürmemiştir. Bu durumda davalı tarafça dava konusu bononun teminat vasfının devam ettiği ispat edilemediğinden davacının bu bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığını kabul etmek gerekir. Bu itibarla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de bu hta/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm verilerek davanın kabulüne ” şeklinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
… icra hukuk mahkemesi 2019/… E. Sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verilmiş istinaf edilen karar sonrası… H.D. 2020/… E., 2021/… K. Sayılı ilamı ile, ” ‘Vadenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vadeden önce yapılan bir cironun hükümlerini doğurur ancak, ödenmeme protestosundan veya bu protestonun düzenlenmesi için öngörülmüş sürenin geçmesinden sonra yapılan ciro, sadece alacağın temliki hükümlerini doğurur.” Aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca da ”Aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun düzenlenmesi için öngörülen sürenin geçmesinden önce yapılmış sayılır” ve bu karinenin aksini iddia eden borçlunun iddiasını İİK’nun 169/a maddesinde yazılı belgelerle ispatlaması gerekir.
Somut olayda; takibe konu bonoda davacının keşideci, lehtarın … … … olduğu, bononun lehtarın cirosu ile takip yapan davalı alacaklıya geçtiği, cirolarda tarih bulunmadığı, bononun ön ve arka yüzünde de teminat senedi olduğuna, ciro edilemeyeceğine ve temlik cirosu yapıldığına ilişkin kaydın bulunmadığı, davacının da bononun protestodan sonra davalı/alacaklıya ciro edildiğini İİK’nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispatlayamadığı, bankadan gelen cevabın bu nitelikte belge olmadığı, tüm bu nedenler ile ilk derece mahkemesince davacının davalı alacaklı aleyhine açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken” şeklinde davanın reddine karar vermiştir.
GEREKÇE
Dava, davacının dava konusu senetten kaynaklı olarak davalıya yönelik borçlu olmadığının tespiti istemidir.
Davaya konu bono nakden kaydını içermekte olup; bu kayıt karşısında bedelsizlik bakımından açılan menfi tespit davasında da ispat yükü davacı borçludadır. Bedelsizlik iddiası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı TTK) 687. maddesi anlamında bir kişisel def’idir. Bedelsizlik bir kişisel def’i olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir. Ancak borçlu, hamilin senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak şartıyla hamile karşı da bedelsizlik def’ini ileri sürebilir. Açılan menfi tespit davası senet lehtarı olan … e açılmadığı, hamile karşı açıldığı bu durumda hamilin kötüniyetli olduğunun ispatının davacı üzerinde olduğu anlaşılmıştır.
Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasının yasal dayanağı 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmedir. Zira kambiyo senetlerinde geçerli olan mücerretlik (soyutluk) ilkesi gereğince, temel alacağın mevcut olmaması veya geçersiz olması, kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta; buna karşılık temel ilişkideki sakatlık, kambiyo borçlusuna, borçlu olmadığının tespitiyle birlikte, alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme def’ini dermeyan etme hakkını vermektedir. Kambiyo senedinin düzenlenmesinde en önemli unsur temel alacağın varlığıdır. Ancak temel alacağın senedin tanzimi anında mutlak surette varlığı gerekli değildir. Başka bir deyişle kambiyo senedinin metninde muayyen bir meblağın yazılması gerekli ise de bu husus temel alacağın da muayyen olmasını gerektirmez; temel alacak doğduğu anda, senette yazılı olan miktardan az ise, senet kısmi bedelsizliğe uğrar (İnan, s. 45). Bu itibarla taraflar arasında temel ilişkinin varlığına rağmen, temel alacağı doğmamış ancak doğması mümkün ya da şarta bağlanmış bir alacak için veyahut da cezai şarta ilişkin olarak kambiyo senedi düzenlenebilir. Bu şekildeki bir alacağa bağlı olarak düzenlenen senet, vadesi gelmesine rağmen alacak doğmamışsa, o an için bedelsizdir. Fakat bu bedelsizlik geçici bir süre için olup, alacak doğunca senedin bedelsizliği alacak miktarı kadar ortadan kalkacaktır (Ertekin, Erol/Karataş, İzzet: Uygulamada Ticari Senetler, Ankara, 1998, s. 693). Bu kapsamda kambiyo senedinin teminat amacıyla verildiği iddiası da temelinde bedelsizliğe dayalı bir iddiadır. (İSTANBUL BAM 44. H.D. 2020/945E., 2022/507K. SAYILI İLAMI)
Somut olayda; senet protesto edilmemiş olup hamile yapılan ciroda tarih bulunmadığı gibi cironun vadeden sonra yapıldığı hususunda delil bulunmamaktadır. Bu durumda TTK’nın 690/2. maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun düzenlenmesi için öngörülen sürenin geçmesinden önce yapılmış sayılacağından ve aksi yönde delil de sunulmadığından cironun vadeden sonra yapıldığı ve alacağın temliki hükümlerinin uygulanması gerektiği ve takip alacaklısı hamile karşı davacı/keşideci borçlunun lehdara ilişkin şahsi def’ilerini ileri sürebileceği iddiasına itibar edilmemiştir.
Senet üzerinde teminat senedi ibaresi yer almadığından, hamilin taraf olarak yer almadığı ve hamil açısından bağlayıcılığı bulunmayan protokole dayanılarak senedin teminat senedi olduğu iddiasının kabulüne de olanak bulunmamaktadır.
Davaya konu bono nakden kaydını içermekte olup; bu kayıt karşısında bedelsizlik bakımından açılan menfi tespit davasında da ispat yükü davacı borçludadır. Hamil olan davalı bu bonoyu davacının zararına, kötüniyetle iktisap ettiğinin (TTK 687, 778/1-a) ispatının davacı tarafta olduğu, yemin deliline dayanılmamış olduğu, alacaklının kötü niyetli olduğunun da dosya kapsamında yeterli düzeyde delil sunulmak suretiyle ispat edilemediği, bedelsizlik iddiası düzenleyen/keşideci davacı ve lehtar davalı arasındaki temel ilişkide şahsi def’i olup, davanın tarafları dışındaki iyiniyetli 3. kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden ve davalının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından menfi tespit isteminin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddi ile koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-şartları oluşmadığından kötüniyet Tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 1.707,75-TL’nin 179,90-TL nispi karar harcından mahsubu ile fazla 1.527,85-TL harcın kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde davacıya iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 16.000,00-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair karar verildi. 23/05/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*