Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/717 E. 2023/188 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/717 Esas
KARAR NO : 2023/188
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2022
KARAR TARİHİ : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; 05.09.2021 tarihinde sürücü müvekkili … … idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı davalı sigorta şirketinin sigortalısı arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kazada … plakalı aracın kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, Karayolları Trafik Kanunu 99. maddesinde sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorunda olduğunu, davalı-borçlu sigorta şirketine başvuru yapılmış olmasına rağmen sigorta şirketi kanunun emrettiği 8 iş günü içerisinde ödemekle zorunda olduğu tazminatı ödemediğini, müvekkilinin haklarını (tazminatını) sebepsiz yere ödemeyerek ihlal ettiğini, ödemekle zorunlu olduğu tazminatı sürümceme de bırakarak sebepsiz zenginleşmeye gittiğini, tahsil etmeleri gereken tazminat alacakları yasal süresinde tahsil edilemediğini, alacağın zamanında tahsil edilememesinden ve faizi aşan zararın ortaya çıkmış olması sebebiyle aşkın zarar talebimize ilişkin huzurdaki davayı açtıklarını bu sebeple müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00-TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Araçta meydana geldiği iddia edilen zarar “belirli veya belirlenebilir” nitelikte olduğunu, bu sebeple davanın kısmi dava şeklinde açılmasında HMK107. Madde uyarınca hukuki yarar olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılması mümkün olmadığını, dosya konusu trafik kazasında müvekkili olan şirketin sigortalısının kusur oranı belirlendikten sonra sigorta şirketi, ancak bu orandaki gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, hiçbir koşulda poliçedeki limitlerin üstünde olan zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğunun olmadığını, TTK’nın 1427.maddesi uyarınca 05/09/2021 tarihinde, değil 45 günlük sürenin dolması, taraflarına bildirimde dahi bulunulmadığını, asla borcu kabül anlamına gelmemekle birlikte, davacının 05/09/2021 tarihini esas alarak faiz hesabı yapması tarafımızca kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirketin KDV ödemesinden sorumluluğunun bulunmadığını, arz edilen nedenlerle ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile; davanın dava şartı yokluğundan usulden reddini, mahkememiz aksi kanaatte ise esasa yönelik cevaplarımız dikkate alınarak esastan reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, munzam zarar istemine ilişkindir.
Munzam zarar, farazi zarar olmayıp; somut bir zarardır. 6098 sayılı TBK’nın 122. maddesi uyarınca alacaklının temerrüt faizini aşan bir zarara uğraması gerekmektedir. Bu durumda borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.
TBK’nın 122.maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerektiği, burada kanıtlanacak olguların; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olduğu (Yargıtay HGK’nun 29/03/2022 Tarih 2021/11-938 Esas 2022/401 Karar sayılı ilamı) somut uyuşmazlıkta, davacının delil olarak ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalmaya dayandığı, davacının kendi durumuna özgü şekilde zararını somut olarak ispat edemediği anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 80,70-TL’nin 179,90-TL nispi karar harcından mahsubu ile kalan 99,20-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.560,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 500,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/02/2023

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)