Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/681 E. 2023/443 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/681 Esas
KARAR NO : 2023/443
DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2016
KARAR TARİHİ : 09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve … ’nin … Tic. Ltd Şirketinin kurucu ortakları olduğunu, davalı … A.Ş.’nin 22/01/2007 tarihli yönetim kurulu kararı ile 22/02/2007 tarih itibarı ile … Dörtyol ilçesinde faaliyette bulunmak ve yine 06/04/2007 tarihli yönetim kurulu kararı ile 01/05/2007 tarih itibarı ile … İlçesinde faaliyette bulunmak üzere müvekkili şirkete acentelik verdiğini, müvekkili şirketin bu tarihten itibaren acentelik sözleşmesi hükümlerine eksiksiz rivayet ederek faaliyetine … İlçesi için 08/10/2011, … İlçesi için ise 08/02/2012 tarihine kadar devam ettirdiğini ve bu tarihler itibarı ile davalı şirketin hak edişlerin ödenerek sözleşmenin sonlandırıldığını, acentelik sözleşmesinden sonra müvekkili ile davalı arasında hiçbir hukuki, ticari ilişkinin kalmadığını, aventelik ilişkisinin sona ermesine müteakip müvekkilinin davalı şirket nezdindeki alacaklarının hesaplandığını ve o tarihe kadar olan hakkedişlerinin ödendiğini, müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı şirket tarafından düzenlenen cari hesap ekstresinde de böyle bir alacağın varlığından söz etmenin mümkün olmadığını, Müvekkili şirketin acentelik sözleşmesi uyarınca davalı şirkete olması muhtemel zararların karşılanması için ilk yıllarda banka teminet mektuplerinin davalı şirkete verdiklerini avncek teminat mektuplarının addi külfeti zerine mutabakatatla dava konusu senet ile vade tarihleri belli olmayan birtakım senetleri zalayarak davalıya verdiklerini, bu senet üzerindeki vade tarihleri müvekkillerinin iradesi ve bulgusu dışında sonradan yaz ildiğim. Bu teminat senetlerinin verilmesinden sonra davalı şirkete sözleşmeye dayalı olarak bir daha da teminat mektubunun verilmediğini, müvekkili şirketin davalı ile acentelik sözleşmesini sonlandırdıktan sonra ticari faaliyetini de sonlandırdığını, taraflar arasındaki hukuki ilişki dikkate alındığında müvekkili tarafından imzalanarak verilen senedin teminat senedi olduğunu ve ticari hayatın bir gereği olduğunu, dava konusu edilen senedin başka bir hukuki ilişkiye dayandığının ispat yükünün davalı tarafa ait olduğunu, bu nedenlerle müvekkilleri aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2016/… E. Sayılı dosyasına konu 30.000-TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, davalının %20’dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların dayandığı ve müvekkili ile aralarında akdedilen acentelik sözleşmesinde teminat senedinin alındığı ya da alınacağı yönünde hiç bir hükmün olmadığını, ayrıca icra takibine konu senet metni üzerinde veya arkasında teminat olarak verildiğine dair bir ibarenin de bulunmadığını, bu yönüyle davacılar tarafından müvekkili şirkete verilen senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermekte olduğunu, Yargıtay tarafından geliştirilen içtihatlar gereğince; teminat senedinin üzerinde sadece “teminattır” ibaresi yer alıyorsa o senedin teminat senedi hükmünde olmadığını, senette “teminat senedidir” ibaresinin yer almasının, ayrıca bu teminatın ne için verildiğinin de yazılmasının gerekmekte olduğunu, bu hususların yer almadığı senetler teminat senedi sayılmayacağından tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılabileceğini, afaki beyanlar ve çıkarımlar ile bu hususun ispatının mümkün olmadığını, ayrıca davacılar ile müvekkili arasındaki tüm ilişkinin sadece ticari nitelikte olmayıp acentelik sözleşmesinden sonra da ortaya çıkabilecek zarar tazmini, işçilik hakları ödemesi, rücu talepleri gibi nedenlerle de borç ilişkisinin devam edebilmekte olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, kötü niyetli menfi tespit davası açılması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 30.000-TL bono, 2.286,99-TL işlemiş faiz ve 60-TL bono komisyonu olmak üzere toplam 32.346,99-TL asıl alacacağın tahsili amacıyla 22/09/2016 tarihinde 1 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 04/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Mahkememizce bam kaldırma ilamı ışığında eksikler tamamlanmış, yargılamaya devam edilmiştir.
Dosya kapsamı incelendiğinde acentelik sözleşmelerinden de açıkça tespit edilebileceği üzere davacı yan teminat senedi alındığına dair hiçbir olmadığı, bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği belirtilmeli ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Sözleşmenin yanı sıra bono üzerinde “teminat içindir”, “teminat senedidir” ibareleri de yer almamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12-496/534 sayılı ilamında; “…Takip konusu senet arkasında ‘işbu senet teminattır’ biçimindeki açıklama, neyin teminatı olduğunu açıkça belirtmediğinden, anılan senedin teminat senedi olduğunun kabulüne yeterli değildir. Dairenin yerleşik ve süreklilik arz eden içtihatları da bu yöndedir…” Ancak icra takibine konu edilen senette yahut acentelik sözleşmesinde senedin teminat senedi olarak alındığına dair herhangi bir yazılı delil olmadığı, senedin ticari defter kayıtlarına işlenmemesinin senedi hükümden düşürmeyeceği mahkememizce değerlendirilmiş, davacı tarafın bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir. 28.03.2023 tarihli celsede 6100 sayılı HMK’nın 225. Ve devamı maddeleri uyarınca davalı şirket temsilcileri tarafından yemin eda edilmiş, şirket yetkilileri açıkça dava konusu senedin teminat olarak verilmediğine dair yemin etmiş olup, anılan durum karşısında davalı şirket tarafından davacılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E. sayılı dosyasında borca dayanak olarak gösterilen senedin teminat senedi olduğu iddiasının yerinde olmadığı, davalı tarafça kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de tazminat talep koşullarının da bulunmadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 512,35-TL nin 179,90 TL nispi karar harcından mahsubu ile kalan 332,45-TL harcın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 9.200-TL nispi vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*