Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/640 E. 2022/978 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/640 Esas
KARAR NO : 2022/978
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememize İstanbul Anadolu 11 Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/… Esas 2022/33 Karar sayılı yetkisizlik kararı ile gelen Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkilinin … ili, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan tapuda … ada 1 parselde kayıtlı C Blok 4.kat 18 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, … Tic. Ltd. Şti. İle … Şubesi arasında imzalanan sözleşme gereği … Şubesi lehine müvekkili adına kayıtlı taşınmaz üzerine 06.06.2005 tarihinde 90.000,00TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ihyası talep edilen şirketin tasfiye sürecine girmesiyle birlikte tasfiye halindeki … lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve gereğinin yazılı olarak bildirilmesi talep edilmiş ise de müvekkilinin yıllar sonra taşınmaz ile ilgili işlem yapmak üzere Tapu Müdürlüğüne gittiğinde … tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan terkin ilanı ile şirketin tüzel kişiliği sona erdirildiğini ancak … lehine tesis edilen ipoteğin halen kaldırılmadığını öğrendiğinden … şirketinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /
Davalı … vekili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği cevap dilekçesinde ve özetle;
Taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını borçlu ve/veya taşınmaz maliki olan kişinin talep etmesi gerektiğini, zira tasfiye memuru olan müvekkili tasfiye sürecini eksiksiz şekilde tamamladığını, dava konusu uyuşmazlık bakımından müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, Türk Medeni Kanunu madde 883’de belirtildiği üzere taşınmaz üzerinde ipotek olduğunu ve buna ilişkin borcun ödendiğini bildirerek, bu doğrultuda ipoteğin kaldırılması gerektiğine ilişkin davacının talepte bulunması gerektiğini, dolayısıyla bu husus müvekkilinin tasfiye sürecini eksik olarak tamamladığı anlamına gelmeyeceğini, aksine müvekkilinin tasfiye sürecini usulüne uygun ve eksiksiz olarak tamamladığını, Merkezi New York ABD olan … şirketinin değişen teknoloji nedeniyle şirket ürünlerine yönelik piyasalarda yaşanan talep daralması üzerine İstanbul şubesinin faaliyetlerinin sona erdirilmesine karar verilmiş ve şirket tasfiye edildiğini, tasfiye sürecinde tasfiye memuru olarak müvekkilinin yetkilendirildiğini, tasfiye 30/09/2016 tarihinde tamamlanarak şirket ticaret sicilinden terkin edildiğini, tasfiye sürecinin hızlandırılması talebiyle ikame edilen …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/… E.sayılı dosya kapsamında tesis edilen karar ile “tasfiye bakımından erken dağıtıma izin verilmesine” karar verildiğini, müvekkilim tasfiye memuru olarak tasfiye sürecindeki tüm yükümlülüklerini eksiksiz şekilde yerine getirmiş olup bu husus yargılama sırasında da sabit olduğunu, , …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/… E.sayılı dosya kapsamında tesis edilen kararın gerekçesinde de “Tasfiye halinde bulunan davacı şirketin tasfiyeye girmesini müteakip, gerekli ilanların yapılarak, alacaklılara ve borcu olanlara çağrıların usulüne uygun şekilde yapıldığını, mevcudun erken dağıtımında bir sakıncanın da mevcut olmadığı belirlenmiştir.” şeklinde belirtildiği üzere müvekkili tasfiye sürecini hukuka ve usule uygun şekilde yerine getirdiğini, davacının taşınmazındaki ipoteğin kaldırılmadığı iddiasına karşılık tasfiye sürecinde davacının sürece dahil olmaması ile ilgili olduğunu, dava konusu ipoteğin şirket defterlerinden ve sair kayıtlardan anlaşılmasının mümkün olmadığını, şirketin tasfiyesinin tamamlandığı ve terkinine karar verildiği 06/10/2016 tarihli ticaret sicil gazetesi ile ilan edildiğini, bununla birlikte, 05/08/2016 tarihli Tasfiye Sonu Kati Bilançosu’nda şirketin herhangi bir aktif ve pasifin bulunmadığı, herhangi bir alacak ve borcunun da bulunmadığı belirtilmiş ve yine 06/10/2016 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, bu itibarla, bilanço tarihi itibariyle şirketin herhangi bir mal varlığı, alacağı ve borcu kalmadığı, tasfiye sürecinin hukuka ve usule aykırı olarak tamamlandığının sabit olduğunu, dolayısıyla şirkete karşı ipotek nedeniyle yükümlü olan davacının tasfiye sürecinde bu hususu bildirmesi gerektiğini, zira salt tasfiye sürecine konu bilanço, defter ve sair tasfiye memurunun incelemesine tabi belge ve kayıtlardan bu hususun öngörülmesi mümkün olmayıp ipoteğin fek edilmemesi yalnızca davacının bu tasfiye sürecine dahil olmaması, usuli işlemleri takip etmemesinden kaynaklandığını, tasfiye memurunu gerekli ilan ve çağrıları yapmış olup bu süreçte alacaklı, borçlu ve sair yükümlülükleri bulunan 3.kişilerin sürece dahil olabilmesi için bildirimde bulunmaları gerektiğini, dolayısıyla huzurdaki dava bakımından müvekkilimin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinin müvekkilime tahmil edilmesi hukuka aykırı olacağını ileri sürerek dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmesi, tasfiye memuru olarak müvekkilimin atanması halinde tasfiye memuru masrafları, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve özetle :
Ticaret Sicili Müdürlüğü, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduklarını, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, Müvekkil Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesi mümkün olmadığını,
Davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkili Sicil Müdürlüğünün uyacağını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olduğunu, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğu düzenlendiğini,
Olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı … nün sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama gider ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, … (İstanbul Şubesi)’nin TTK 547 md gereğince ihyası istemine ilişkindir.
Yine 6102 SY. TTK.nun 547/1.maddesi “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemlersonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda ihyası istenilen … İstanbul Şubesi nin adresinin “… Sokak … İş Merkezi no:… Şişli -İstanbul” olduğu ve mahkememizin yargı yetkisi içinde bulunduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde HMK. 14/2. ve T.T.K.nun 547/1. maddesi hükmü gereğince mahkememiz kesin yetkilidir.
Alınan Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısından ve şirket sicil dosyası kapsamında; ihyası istenilen şirketin tasfiye edilerek sicil kaydının kapandığı anlaşılmıştır. Bu nedenle ek tasfiyeye ilişkin TTK 547 hükümleri uygulanacaktır.
Mahkememize celp edilen ticaret sicil kayıtları ile davalı şirketin ortaklar kurulunca şirketin …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/…-… sayılı erken dağıtıma izin kararı ile tasfiye memuru … tarafından tasfiyesinin 30.09.2016 tarihinde kapatılarak ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiği anlaşılmıştır.
… Ltd. Şti.ile … İstanbul Şubesi arasında imzalanan sözleşme gereğince, davacı … adına tapuda kayıtlı … ili … ilçesi … mahallesi … ada … numaralı bağımsız bölüm üzerine … İstanbul Şubesi lehine 06.06.2005 tarihli ve 90.000-TL bedelli ipoteğin tesis edildiği getirtilen tapu kaydı ve şerhlerden anlaşılmıştır.
Davacı taşınmaz sahibi … ipoteğin kaldırılması için yapacağı hukuki işlemler nedeniyle tasfiye sonucu kapatılan … İstanbul Şubesinin ihyasını talep etmektedir. Davacının ihya talebinde hukuki yararı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … Memurluğu’nun yasal hasım konumunda bulunduğu, davanın açılmasına sebebiyet vermediği, yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı sabittir.
Davalı tasfiye memuru … da davada yasal hasım konumundadır. Davalı tasfiye memurunun eksik tasfiye nedeniyle davanın açılmasına neden olduğu anlaşılmıştır.Bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur.Davalı tasfiye memuru … vekili dava dosyasının yetkisizlik kararı ile mahkememize geldiğini belirterek, yetkisizlik kararı sonucu müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edilmesini ve davanın açılmasında davacının kusurlu olduğunu bu nedenle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiğini dilekçe ile bildirmiştir.
Mahkememizce davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KABÜLÜNE, …’nun … Ticaret Sicil numarasında kayıtlı Tasfiye halinde … (… Şubesi) nin davacı … adına tapuda … ili … ilçesi … mahallesi … ada … numaralı bağımsız bölüm olarak kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılması ile sınırlı olmak İHYASINA, ek tasfiye gerçekleştirildikten sonra kapatılmak üzere TERKİN KAYDININ İPTALİ ile ticaret siciline TESCİL VE İLANINA,
Ek tasfiyeyi yapmak üzere davalı … ın ( TC no:…) tasfiye memuru olarak atanmasına
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince maktu olarak hesaplanan 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL nin mahsubuna eksik 21,4 TL harcın davalı tasfiye memuru …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına
Davacı tarafından yapılan 341,6 TL yargılama gideri , 59,30 TL Peşin harç 59,30 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 460,2 TL nin davalı tasfiye memuru …’dan tahsili ile davacıya verilmesine
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine
3-Davalı tasfiye memuru … lehine… ATM nin 2021/…-2022/… sayılı yetkisizlik kararı sonucu;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tasfiye memuru … a verilmesine
Davalı tasfiye memuru … tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tasfiye memuru … a verilmesine
4-HMK.nun 333.maddesi gereğince yatırılan gider avanslarından geriye kalanın hüküm kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde … BAM da istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır